931
DİNİ BİLGİLER / TERAVIH NAMAZI
« : Ağustos 29, 2008, 10:39:04 ÖS »Ramazan ayinda yatsi namazindan sonra kilinan namaz. "Teravih" kelimesi Arapça, "Terviha”nin çoguludur ve "oturmak, istirahat etmek'" anlamina gelmektedir. Teravih namazi her dört rekatin sonunda oturulup biraz dinlenildigi için, bu adi almistir (el-Meydani, el-Lubab, Istanbul, (t.y) I, 123).
Teravih namazi, kadin erkek her müslüman için sünnet-i müekkededir. Teravih, orucun sünneti degil, vaktin sünnetidir. Bir mazereti dolayisiyla oruç tutamayanlar da teravih namazi kilarlar.
Ramazan gecelerini ihya etmek için kilinan Teravih namazi, Kur'an'da zikredilmemektedir. Fakat hakkinda çok sayida hadis rivâyet edilmistir (Sevkânî, Neylü'l-Evtâr, Misir, (t.y) III, 53). Ebû Hureyre'nin naklettigi bir hadise göre Resulullah (s.a.s), Ramazan gecelerini ihya etmeyi tesvik etmis, fakat bunu kesin olarak emretmemistir. Bu konuda; "Her kim inanarak ve karsiligini Allah'tan bekleyerek Ramazan'i ihya ederse, geçmis günahlari bagislanir" (Buharî, Iman, 25, 27; Müslim, Musafi'in, 173, 176; Ibn Mace, Ikametu's-Salâ, 173; Tirmizî, Savm, 83) diye buyurmustur. Hadis alimlerinden en-Nevevî, Hz. Muhammed (s.a.s)'in ashabina Ramazani ihya etmeyi vacip kilmadigini, fakat mendup olarak emredip tesvik ettigini, Islâm alimlerinin de bunun mendup oldugunda ittifak ettiklerini kaydetmektedir. En-Nevevî, "Ramazani ihya etmenin, teravih namazini kilmakla hasil oldugunu" da zikretmektedir. Bu açidan Hz. Muhammed (s.a.s)'in, "her kim Ramazan'i ihva ederse" sözü, "her kim geceleri namaz kilarak Ramazan'i ihya ederse” seklinde anlasilmalidir (en-Nevevî, el-Minhâc, 1924, VI, 39, vd.) Nitekim Abdurrahman b. Avf'in naklettigi bir hadiste Hz. Muhammed (s.a.s): Süphesiz Allah Ramazan orucunu farz kildi. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kildim. Her kim inanarak ve sevabini Allah'tan bekleyerek Ramazan'i oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasindan dogdugu gün gibi günahlarindan temizlenmis olur" buyurmaktadir. (Ibn Mâce, Ikametu's-Salâ, 173; Ibn Hanbel, I, 191, 195).
"Resulullah (s.a.s) Ramazanda mescitte gece bir namaz kildi. Sahabenin çogu da onunla birlikte o namazi kildi. Ikinci gece yine ayni namazi kildi. Bu kez O'na tabi olarak ayni namazi kilan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Hz. Muhammed (s.a.s) mescit'e gitmedi. Orayi dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (s.a.s) ancak sabah olunca mescide çikti ve cemaata söyle buyurdu:
"Sizin cemaatla teravih namazini kilmaya ne kadar arzulu oldugunuzu görüyorum. Benim çikip, size namazi kildirmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazinin farz olmasindan korktugum için çikmadim" (Buharî, Teheccud, 57).
Ebû Zer (r.a)'dan nakledildigine göre, Resulullah (s.a.s) Ramazan ayinin sonuna dogru bazi gecelerde ahsabina, gecenin üçte birini geçinceye kadar teravih namazini kildirmistir (Ibn Mâce, Ikametu's-Salâ, 173).
Ebû Hureyre (r.a)'nin naklettigi bir baska hadiste de Rasûlüllah (s.a.s)'in Ramazan ayinda, ashabtan bir grubu, Ubey b. Kab (r.a)'in arkasinda cemaatle namaz kilarken gördü ve "Dogru yapiyorlar, yaptiklari sey ne güzeldir” diyerek tasvip ettikleri haber verilmistir (Ebû Dâvud, Ikâmetu's-Salâ, 190).
Yine Hz. Âise validemiz (r.a) Hz. Peygamber (s.a.s)'in kildigi teravih namazi hakkinda su bilgileri vermistir:
"Allah'in elçisi ne Ramazanda, ne de diger zamanlarda on bir rekattan fazla namaz kilmazdi. Dört rekat namaz kilardi ki, güzelligi ve uzunlugunu anlatamam! Nihayet üç rekat daha kilardi. Bir defasinda, Ey Allah'in Resulu! Vitir namazini kilmadan uyuyor musun? diye sordugumda "Ey Âise! Benim gözlerim uyur, fakat kalbim uyumaz" buyurdu" (Buharî, Teheccüd, 1 25).
Hanefilere göre, teravih namazinin rekât sayisi Hz. Ömer (r.a)'in uygulamasina dayanir. Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliginin son zamanlarinda teravih namazini yirmi rekât olarak kildirdi. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatla kilinmasina karsi çikmadi. Alimler bu hususta Hz. Muhammed (s.a.v)'in su hadisine göre hareket etmislerdir: "Benden sonra benim sünnetimden ve rasit halifelerin sünnetinden ayrilmayin" (Tirmizî, Ilim, 16; Ibn Hanbel, IV, 126). Diger yandan Abdullah b. Abbas (r.a)'in Ramazan ayinda teravih namazini yirmi rekat olarak kildigi ve arkasindan da üç rekat vitir namazini kildigi rivâyet edilmistir. Imam Ebû Hanife'ye Hz. Ömer (r.a)'in bu hususta yaptigi uygulama sorulunca, söyle demistir: Teravih namazi hiç süphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazin cemaatle ve yirmi rekat kilinmasini sahsi bir ictihadi ile yapmadigi gibi, bir bid'at olarak da emretmemistir. O, kendisinin bildigi ser'î bir esasa ve Hz. Muhammed (s.a.v)'in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmistir (et-Tahtavî, Hasiye, 334).
Yukarida isaret edildigi gibi, teravih namazi erkek ve kadinlar için sünnet-i müekkede olarak kabul edilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadiste: "Allah size Ramazan orucunu farz kilmistir, ben de size gece namazini (teravihi) sünnet kildim" (Ibn Mâce, Ikametü's, Salâ, 173; Ibn Hanbel, I,191 vd.) diyerek buna isaret buyurmustur .
Nakledilen bütün bu rivâyetlere göre teravih namazinin sekiz rekatinin müekked sünnet oldugunda süphe yoktur. Ibnu'l-Humam gibi bazi alimler, sekiz rekattan fazlasinin müstahap oldugunu söylemislerdir. Bu durum, yatsi namazindan sonra dört rekat nafile namaz kilmanin müstahap olusuna benzer ki, bunun ilk iki rekati müekked sünnet olur (Ibnu'l-Humâm, Fethü'l-Kadîr, Misir, 1315, I, 333 vd.).
Teravih namazi, Ramazan ayina mahsustur; vakti, tercih edilen görüse göre, yatsi namazindan sonradir, sabah namazinin vaktine kadar devam eder. Vitir namazi teravih namazindan sonra kilinir. Ancak teravih namazindan önce kilinmasinda da herhangi bir sakinca yoktur. Ancak teravih namazi yatsi namazindan önce kilinmaz. Kilindigi takdirde, iâdesi gerekir. Bu namazin gece yarisindan veya gecenin üçte birinden sonraya tehir edilmesi müstehaptir. En saglam görüse göre, teravihte cemaat olmak sünnet-i kifâyedir. Yani bir mescitte hiç kimse teravihi cemaatle kilmazsa, hepsi günahkâr olur. Teravih namazi tek basina kilinabilir. Fakat cemaatle kilinmasi daha faziletlidir. Teravih namazina, yarisinda yetisen kimse, önce yatsi namazinin farzini kilar ve daha sonra teravih namazini kilmak için imama uyar. Eksik kalan teravih rekatlarini, daha sonra kendisi tamamlar. Hatim ile teravih namazini kilmak sünnettir.
Teravih namazinin kazasi yoktur. Bilindigi gibi farz ve vacip namazlar kaza edilirler.
Teravih namazini, her iki rekatta bir selâm vererek on selâm ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekatta bir selam vermek de caizdir. Fakat bu sekilde kilmak mekruhtur.
Teravih namazini kilarken, iki rekatta bir selâm verilse, normal olarak aksam namazinin iki rekat sünneti gibi ve dört rekatta bir selâm verilse, yatsi namazinin dört rekat sünneti gibi kilinir. Baslarken ve her iki rekatin basinda "Sübhâneke", "Ezûzübesmele" ve her oturusta "et-Tahiyyat" ile "Salli-barik" dualari okunur. Cemaatle kilininca, cemaat hem teravihe, hem de imama uymaya niyet eder. Imam teravih namazini sesli olarak kildirir (el-Kasânî, Bedai'us-Sanâyi', Beyrut, 1974, I, 288; Tahtavî, Hasiye, 335 vd).
Teravih namazi, diger namazlara nispetle biraz seri kilinir. Ama bu, harflerin mahreci anlasilmayacak sekilde bozuk bir telaffuzla kilinabilir anlamina gelmez. Bu bakimdan teravih namazinin normalin disindaki bir sekilde acele kilinmasi mekruhtur. Namazin rükünlerini yerine getirirken de acele edilmez. Kelimeleri tane tane okumak, mahreçlere dikkat etmek ve rükünleri gerektigi gibi yerine getirmek gerekir.
Teravih namazi hatimle kilinmayan camilerde, herhangi bir yanlisliga meydan vermemek ve cemaatin da kisa sureleri iyice ezberlemelerini saglamak için, "Fil sûresi"nden sonraki sureleri okumakta yarar vardir. Bu durumda imam, rekat sayilarinda da tereddüde düsmekten korunmus olur. (Ibn Abidîn, Reddu'l-Muhtar, II, 44; vd., Vekbe ez-Zuhaylî, el-Fikhu'l-Islâmî, Dimask, 1989, II, 72).
[/color]Teravih namazi, kadin erkek her müslüman için sünnet-i müekkededir. Teravih, orucun sünneti degil, vaktin sünnetidir. Bir mazereti dolayisiyla oruç tutamayanlar da teravih namazi kilarlar.
Ramazan gecelerini ihya etmek için kilinan Teravih namazi, Kur'an'da zikredilmemektedir. Fakat hakkinda çok sayida hadis rivâyet edilmistir (Sevkânî, Neylü'l-Evtâr, Misir, (t.y) III, 53). Ebû Hureyre'nin naklettigi bir hadise göre Resulullah (s.a.s), Ramazan gecelerini ihya etmeyi tesvik etmis, fakat bunu kesin olarak emretmemistir. Bu konuda; "Her kim inanarak ve karsiligini Allah'tan bekleyerek Ramazan'i ihya ederse, geçmis günahlari bagislanir" (Buharî, Iman, 25, 27; Müslim, Musafi'in, 173, 176; Ibn Mace, Ikametu's-Salâ, 173; Tirmizî, Savm, 83) diye buyurmustur. Hadis alimlerinden en-Nevevî, Hz. Muhammed (s.a.s)'in ashabina Ramazani ihya etmeyi vacip kilmadigini, fakat mendup olarak emredip tesvik ettigini, Islâm alimlerinin de bunun mendup oldugunda ittifak ettiklerini kaydetmektedir. En-Nevevî, "Ramazani ihya etmenin, teravih namazini kilmakla hasil oldugunu" da zikretmektedir. Bu açidan Hz. Muhammed (s.a.s)'in, "her kim Ramazan'i ihva ederse" sözü, "her kim geceleri namaz kilarak Ramazan'i ihya ederse” seklinde anlasilmalidir (en-Nevevî, el-Minhâc, 1924, VI, 39, vd.) Nitekim Abdurrahman b. Avf'in naklettigi bir hadiste Hz. Muhammed (s.a.s): Süphesiz Allah Ramazan orucunu farz kildi. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kildim. Her kim inanarak ve sevabini Allah'tan bekleyerek Ramazan'i oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasindan dogdugu gün gibi günahlarindan temizlenmis olur" buyurmaktadir. (Ibn Mâce, Ikametu's-Salâ, 173; Ibn Hanbel, I, 191, 195).
"Resulullah (s.a.s) Ramazanda mescitte gece bir namaz kildi. Sahabenin çogu da onunla birlikte o namazi kildi. Ikinci gece yine ayni namazi kildi. Bu kez O'na tabi olarak ayni namazi kilan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Hz. Muhammed (s.a.s) mescit'e gitmedi. Orayi dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (s.a.s) ancak sabah olunca mescide çikti ve cemaata söyle buyurdu:
"Sizin cemaatla teravih namazini kilmaya ne kadar arzulu oldugunuzu görüyorum. Benim çikip, size namazi kildirmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazinin farz olmasindan korktugum için çikmadim" (Buharî, Teheccud, 57).
Ebû Zer (r.a)'dan nakledildigine göre, Resulullah (s.a.s) Ramazan ayinin sonuna dogru bazi gecelerde ahsabina, gecenin üçte birini geçinceye kadar teravih namazini kildirmistir (Ibn Mâce, Ikametu's-Salâ, 173).
Ebû Hureyre (r.a)'nin naklettigi bir baska hadiste de Rasûlüllah (s.a.s)'in Ramazan ayinda, ashabtan bir grubu, Ubey b. Kab (r.a)'in arkasinda cemaatle namaz kilarken gördü ve "Dogru yapiyorlar, yaptiklari sey ne güzeldir” diyerek tasvip ettikleri haber verilmistir (Ebû Dâvud, Ikâmetu's-Salâ, 190).
Yine Hz. Âise validemiz (r.a) Hz. Peygamber (s.a.s)'in kildigi teravih namazi hakkinda su bilgileri vermistir:
"Allah'in elçisi ne Ramazanda, ne de diger zamanlarda on bir rekattan fazla namaz kilmazdi. Dört rekat namaz kilardi ki, güzelligi ve uzunlugunu anlatamam! Nihayet üç rekat daha kilardi. Bir defasinda, Ey Allah'in Resulu! Vitir namazini kilmadan uyuyor musun? diye sordugumda "Ey Âise! Benim gözlerim uyur, fakat kalbim uyumaz" buyurdu" (Buharî, Teheccüd, 1 25).
Hanefilere göre, teravih namazinin rekât sayisi Hz. Ömer (r.a)'in uygulamasina dayanir. Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliginin son zamanlarinda teravih namazini yirmi rekât olarak kildirdi. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatla kilinmasina karsi çikmadi. Alimler bu hususta Hz. Muhammed (s.a.v)'in su hadisine göre hareket etmislerdir: "Benden sonra benim sünnetimden ve rasit halifelerin sünnetinden ayrilmayin" (Tirmizî, Ilim, 16; Ibn Hanbel, IV, 126). Diger yandan Abdullah b. Abbas (r.a)'in Ramazan ayinda teravih namazini yirmi rekat olarak kildigi ve arkasindan da üç rekat vitir namazini kildigi rivâyet edilmistir. Imam Ebû Hanife'ye Hz. Ömer (r.a)'in bu hususta yaptigi uygulama sorulunca, söyle demistir: Teravih namazi hiç süphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazin cemaatle ve yirmi rekat kilinmasini sahsi bir ictihadi ile yapmadigi gibi, bir bid'at olarak da emretmemistir. O, kendisinin bildigi ser'î bir esasa ve Hz. Muhammed (s.a.v)'in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmistir (et-Tahtavî, Hasiye, 334).
Yukarida isaret edildigi gibi, teravih namazi erkek ve kadinlar için sünnet-i müekkede olarak kabul edilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadiste: "Allah size Ramazan orucunu farz kilmistir, ben de size gece namazini (teravihi) sünnet kildim" (Ibn Mâce, Ikametü's, Salâ, 173; Ibn Hanbel, I,191 vd.) diyerek buna isaret buyurmustur .
Nakledilen bütün bu rivâyetlere göre teravih namazinin sekiz rekatinin müekked sünnet oldugunda süphe yoktur. Ibnu'l-Humam gibi bazi alimler, sekiz rekattan fazlasinin müstahap oldugunu söylemislerdir. Bu durum, yatsi namazindan sonra dört rekat nafile namaz kilmanin müstahap olusuna benzer ki, bunun ilk iki rekati müekked sünnet olur (Ibnu'l-Humâm, Fethü'l-Kadîr, Misir, 1315, I, 333 vd.).
Teravih namazi, Ramazan ayina mahsustur; vakti, tercih edilen görüse göre, yatsi namazindan sonradir, sabah namazinin vaktine kadar devam eder. Vitir namazi teravih namazindan sonra kilinir. Ancak teravih namazindan önce kilinmasinda da herhangi bir sakinca yoktur. Ancak teravih namazi yatsi namazindan önce kilinmaz. Kilindigi takdirde, iâdesi gerekir. Bu namazin gece yarisindan veya gecenin üçte birinden sonraya tehir edilmesi müstehaptir. En saglam görüse göre, teravihte cemaat olmak sünnet-i kifâyedir. Yani bir mescitte hiç kimse teravihi cemaatle kilmazsa, hepsi günahkâr olur. Teravih namazi tek basina kilinabilir. Fakat cemaatle kilinmasi daha faziletlidir. Teravih namazina, yarisinda yetisen kimse, önce yatsi namazinin farzini kilar ve daha sonra teravih namazini kilmak için imama uyar. Eksik kalan teravih rekatlarini, daha sonra kendisi tamamlar. Hatim ile teravih namazini kilmak sünnettir.
Teravih namazinin kazasi yoktur. Bilindigi gibi farz ve vacip namazlar kaza edilirler.
Teravih namazini, her iki rekatta bir selâm vererek on selâm ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekatta bir selam vermek de caizdir. Fakat bu sekilde kilmak mekruhtur.
Teravih namazini kilarken, iki rekatta bir selâm verilse, normal olarak aksam namazinin iki rekat sünneti gibi ve dört rekatta bir selâm verilse, yatsi namazinin dört rekat sünneti gibi kilinir. Baslarken ve her iki rekatin basinda "Sübhâneke", "Ezûzübesmele" ve her oturusta "et-Tahiyyat" ile "Salli-barik" dualari okunur. Cemaatle kilininca, cemaat hem teravihe, hem de imama uymaya niyet eder. Imam teravih namazini sesli olarak kildirir (el-Kasânî, Bedai'us-Sanâyi', Beyrut, 1974, I, 288; Tahtavî, Hasiye, 335 vd).
Teravih namazi, diger namazlara nispetle biraz seri kilinir. Ama bu, harflerin mahreci anlasilmayacak sekilde bozuk bir telaffuzla kilinabilir anlamina gelmez. Bu bakimdan teravih namazinin normalin disindaki bir sekilde acele kilinmasi mekruhtur. Namazin rükünlerini yerine getirirken de acele edilmez. Kelimeleri tane tane okumak, mahreçlere dikkat etmek ve rükünleri gerektigi gibi yerine getirmek gerekir.
Teravih namazi hatimle kilinmayan camilerde, herhangi bir yanlisliga meydan vermemek ve cemaatin da kisa sureleri iyice ezberlemelerini saglamak için, "Fil sûresi"nden sonraki sureleri okumakta yarar vardir. Bu durumda imam, rekat sayilarinda da tereddüde düsmekten korunmus olur. (Ibn Abidîn, Reddu'l-Muhtar, II, 44; vd., Vekbe ez-Zuhaylî, el-Fikhu'l-Islâmî, Dimask, 1989, II, 72).