İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OĞUZHAN

Sayfa: 1 ... 60 61 [62] 63 64 ... 118
916
Fenerbahçe / Fenerbahçe 5-1 Honved
« : Temmuz 31, 2009, 01:00:42 ÖS »
Fenerbahçemiz, UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turu ilk maçında, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda, Macar takımı Honved'i,  Roberto Carlos, Güiza(3) ve kaptan Alex'in golleriyle 5-1 mağlup etti. Bu maçın rövanşı, 6 Ağustos Perşembe günü Budapeşte'de oynanacak. Maçtan dakikalar şöyle:
7. dakikada Emre'nin pasıyla topla buluşan Güiza'nın şutunda top üstten auta gitti
13. dakikada Roberto Carlos'un kullandığı serbest vuruşta, yerden giden top sağ köşeden ağlarla buluştu (1-0). Attığı golden sonra sakatlanan Roberto Carlos, yerini Deivid'e bıraktı.
22. dakikada ceza sahası içinde Bilica'nın vuruşunda top defanstan sekti, pozisyonu takip eden Guiza'nın rövaşata vuruşunda top üst direğe çarparak auta çıktı
25. dakikada Hrepka'nın ara pasına hareketlenen Abraham sağ çaprazda kaleci ile karşı karşıya kaldı, bu oyuncunun şutunda top auta çıktı
29. dakikada sol çaprazda topla buluşan Abraham'ın şutunda top yandan auta çıktı
29. dakikada Gökhan'ın sağ kanattan yaptığı ortada altı pas üzerine hareketlenen Guiza'nın kafa vuruşunda top ağlarla buluştu (2-0)
33. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Hajdu'nun şutunda top üstten auta çıktı
33. dakikada Kazım'ın sağ kanattan yaptığı ortada Guiza'nın kafa vuruşunda top yandan auta çıktı
38. dakikada ceza sahası sağ çaprazda defansın arkasına sarkan Alex kaleciyle karşı karşıya kaldı, bu oyuncu topa istediği gibi vuramayınca Honved defansı kaleye yönelen topu uzaklaştırarak golü engelledi
40. dakikada topu kazanan Emre'nin sol kanattan yerden pasında Guiza'nın plase vuruşunda top ağlarla buluştu (3-0)

İKİNCİ YARI

48. dakikada baskı kurarak rakipten topu alan Emre'nin ceza sahası dışından sert şutunda, kaleci topu kornere çeldi
53. dakikada duvar pasıyla ceza sahasına giren ve sağ çaprazda kaleciyle karşı karşıya kalan Benjamin'in sert şutunda Volkan topu kornere çeldi
59. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Kazım'ın sert şutunda kaleci topu kornere çeldi
61. dakikada Kazım ile paslaşarak çizgiye kadar inen Gökhan'ın yerden yaptığı pasta topu dokunan Guiza meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu (4-0)
69. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Alex, Deivid ile paslaşarak ceza sahasında topla buluştu, bu oyuncunun bekletmeden vuruşunda top ağlarla buluştu (5-0)
78. dakikada Hajdu sağ kanattan kullandığı köşe atışında Zsolnai'nin kafa vuruşunda top ağlarla buluştu (5-1)
87. dakikada sol kanattan Alex'in kullandığı kornerde, Mehmet Topuz'un kafa vuruşunda top üstten auta çıktı


STAT: Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu
HAKEMLER: Knut Kircher, Jan-Hendrik Salver, Wolfgang Walz
FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Roberto Carlos(Deivid dk 17), Bilica, Önder, Gökhan Gönül, Baroni, Emre(Deniz dk 85), Dos Santos,  Kazım, Alex, Guiza (Mehmet Topuz dk 7)
YEDEKLER: Fehmi Mert, Bekir, Selçuk, Uğur
TEKNİK DİREKTÖR: Christoph Daum
HONVED: Nemeth, Benjamin, Botis, Hajdu(Moreira dk 89), Macko, Hrepka(Zsolnai dk 52), Debreceni, Pastva, Abraham, Hidi(Horvath dk 63), Vukmir
YEDEKLER: Toth, Palasthy, Cseke
TEKNİK DİREKTÖR: Tibor Sisa
GOLLER: Roberto Carlos (dk 13), Guiza (dk 29, 40 ve 61), Alex (dk 69) (Fenerbahçe), Zsolnai (dk 78) (Honved)
SARI KART: Benjamin (Honved)













 :alk :heyo :mgnd :alk :heyo :mgnd        Şampiyon Fenerbahçe       :mgnd :heyo :alk :mgnd :heyo :alk














917
Yeni Üyeler Buraya / Ynt: merhaba hey millet bande geldim bu siteye..
« : Temmuz 31, 2009, 12:56:27 ÖS »
arkadaş gezdi gezdi gitti xD

918
o biraz zor abi bu sezon bambaşka bir fnerbahçe sahada . 

Süper kupa maçında top toplatcaz beşiktaşa :D

919
ByKuS Muhabbet / Ynt: Bykuş Kafe
« : Temmuz 31, 2009, 12:24:09 ÖS »
1 simitle kahvaltı olurmu abi ben bile bu yaşta günde 2 ekmek yiyorum :D

920
Forum Oyunları / Ynt: Kör Klavye
« : Temmuz 30, 2009, 07:28:19 ÖS »
diehı armando maradona


evden eve nakliyat

921
Forum Oyunları / Ynt: Tuttu-Tutmadı Oyunu
« : Temmuz 30, 2009, 03:42:13 ÖS »
tutmadı

Alttaki bugün fenerbahçe - honved maçını izleyecek :D

922
Forum Oyunları / Ynt: Tuttu-Tutmadı Oyunu
« : Temmuz 30, 2009, 01:32:04 ÖS »
hayır az ve öz konuşurum

alttaki tiyatro sevmez

923
Forum Oyunları / Ynt: Tuttu-Tutmadı Oyunu
« : Temmuz 30, 2009, 01:21:03 ÖS »
9 yıllık öğrenim hayatımda hiç ders çalışmadım ama başarılı bir
öğrenciyim ne derler dersi derste dinliyorum :)



alttaki yüksek sesle müzik dinlemeyi sevmez

924
Forum Oyunları / Ynt: Tuttu-Tutmadı Oyunu
« : Temmuz 30, 2009, 01:12:40 ÖS »
okuyorum ama hiç sevmem :)

alttaki gözlük kullanıyo

925
Yönetim Duyuruları / Ynt: Bulgaristan yolcusuyum..
« : Temmuz 30, 2009, 01:10:42 ÖS »
İyi yolculuklar ...

926
Genel Kültür / Gravür
« : Temmuz 30, 2009, 12:24:34 ÖS »
Tahta maden ya da tai üstüne iekiller veya harfler çizerek, bu motifi kâiit üzerine basma tekniii ve sanatidir. Tahta, gravürcünün ilk malzemesidir. Aiacin lifleri yönünde kesilerek hazirlanmii olan gravür tahtasi'na ancak ana çizgileriyle çizilmii, basit bir desen yapilabilir.

Bu az-çok pürtüklü yüzeyde, kâiit üzerine çikmasi istenen hatlar siyahla belirlenir ve çevreleri çakiyla kazinarak ieklin yüzeyden daha kabarik olmasi sailanir; sonra beyaz kalan kisimlar oluklu oyma kalemi'yle kazinarak gravüre bir kabartma görünüiü verilir. Tahta üzerine yapilan bu çeiit yontma gravür Dürer'in eserleriyle doruiuna eriimiitir.

Sirsiz boyali gravür ya da uç tahta gravür'de, baski altinda birleitirilmii veya birbirine yapiitirilmii kare veya dikdörtgen biçiminde küçük tahta parçalari kullanilir. Bu pürüzsüz, her yönde kazinmasi kolay yüzey, yassi oyma kalemiyle (yassi çapla) veya içi dolu oyma kalemiyle (yuvarlak çapla) iilenir.

Uç tahta, gravürcüye, desenin en ufak inceliklerini ve her renk boyayi (açik kuriunîden koyu siyaha kadar) kullanma olanaiini verir. Bugün fotomekanik teknikleriyle tahtindan indirilmii olan gravür, XIX. yy .da, çok büyük ustalik isteyen kopya gravürcülerinin uzmanlik konusu olmuitu. Günümüzde, kalin linoleum da (mantarli muiamba) ayni teknikle, çaki veya oluklu oyma kalemiyle iilenir.

Maden Üzerine Gravür

Tahtanin tersine, maden üzerine gravür, kalemle oyularak yapilir. Maden olarak asil gereç bakirdir, ama çelik, çinko ve pirinç de kullanilir.

Maden üzerine gravür yapan gravürcüleri birbirinden ayiran nitelik her ieyden önce kullandiklari kalemdir. Dürer ile italyan gravürcüsü Mantegna kazi kalemi ustasiydilar, Rembrandt hakkak kalemi'yle ünlüdür, buna kariilik beiik kalem (ucu çok diili genii kalem) XVIII. yy. ingiliz gravür sanatinin belirgin özelliiidir.

Kezzapla gravür yapma yöntemi XVI. yy.da ortaya çikti. Verniie bandirilmii bakir levhalar çelik kalemle oyuluyor, sonra asit banyosuna daldiriliyordu; kalemle verniii kazinan yerler asitten etkilenerek eriyip oyuluyordu.

Kazi kaleminden daha kolay, hattâ daha aslina sadik ii gören kezzap pek çok ressamin ilgisini çekti, Jacques Callot, Claude Lorrain, italyan mimari Piranesi gibi bir kisim sanatçilar ikinci bir ifade araci olarak ondan yararlandilar.

Estamp

Estamp, sanat eserlerinin birçok kopyasini çikarmak ihtiyacindan doidu: Hiristiyan keiiiler kiliselerin duvarlarini süsleyen dinsel resimleri yanlarinda taiimak istiyorlardi. Gezici vaizlerin, her biri için bir hikâye anlatmak üzere albüm ieklinde biraraya getirdikleri bu gravürler, Gütenberg'in bastiii ilk kitaplarin (1475) öncüsü oldu.

XIV. yy.in sonunda, kâiit pariömenden daha ucuz olduiundan estamp yapimi yayginlaiti ve resim çoialtmada en geçerli usul oldu. Eserlerinden birçok kopya yapmak isteyen sanatçilarca çok kullanilan estamp sanati, büyük sanatçilar tarafindan da uygulandi, hattâ eskiden yapilmii eserleri çoialtmak isteyen basit kopyacilar ve kitap resimleme ustalari da ondan yararlandilar.

Bugün bu çeiit gravürcülüiün yerini fotoirafçilik almiitir. Buna kariilik modern ressamlarin gözde anlatim araçlarindan biri olan asil gravür, etkisini daha da artirdi. iimdi gravür yapma usulleri, özellikle fotogravür gibi baika tekniklerin iie kariimasi nedeniyle karmaiiklaimii, plastik maddeler gibi yeni malzemenin kullanilmasi nedeniyle de kabartma estamp sayisi zenginleierek çeiitlenmiitir.

Litografi (Taibasmasi)

Alman Senefelder (1771-1834) tarafindan bulunan litografi yöntemi, resmin kabartisiz ve oyuksuz bir yüzey araciliiiyla basilmasini sailar. Bunun için çok ince dokulu bir kalker kullanilir; sanatçi koyu ve yumuiak bir kursun kalemle ya da firçayla mürekkep kullanarak resmi bu taiin üstüne çizer. Renkli olarak da yapilabilen litografi gravürcülük gibi özel bir öirenim de gerektirmez.

927
Genel Kültür / El Greco
« : Temmuz 30, 2009, 12:17:53 ÖS »
Domenikos Theotokopulos, «El Greco» denir, ispanyol ressamidir (1540-1614). Girit'te, Kandiye yakinlarinda doian Domenikos Theotokopulos, sonradan vatani olarak benimsediii ve El Greco, yani «Yunanli» diye anildiii ispanya'da öldü. Uzun süre unutulan bu sanatçi bugün Velazquez ve Goya ile birlikte ispanyol resminin ustalarindan sayilir.

Venedik'e geldiiinde yirmi yaiindaydi; orada Bizans sanatini öirendi ve Tintoretto ile Tiziano'nun atölyelerinde çaliiti. Sonra Roma'ya gitti, Raffaello'nun ve özellikle Michelangelo'nun eserlerine hayran kaldi. Fakat en sonunda, ispanya'nin eski baikenti olan Toledo'ya temelli yerleiti (1577) ve belli baili eserlerini orada verdi.

El Greco gerçekçi bir ressam deiildir: Bizans'li sanatçilar gibi perspektif kurallarina hiç uymaz. Ayrica, garip yansimali renkler kullanir ve kiiilerin hatlarini deiiitirip uzatarak üslûbunun en büyük özelliii olan son derece uzun yüzler çizer. Kültürü, yaiayiii ve eserleriyle XX. yy. sanatçilarini etkileyen Greco, çaidai resmin öncülerinden biridir.

Bazi Eserleri

Orgaz Kontunun Topraia Veriliii, Espolio, isa'nin Vaftizi, isa Çarmihta, Teslis, Apokalypsis Görüntüsü.

928
Genel Kültür / Haendel
« : Temmuz 30, 2009, 12:17:21 ÖS »
Georg Friedrich Haendel, ingiliz uyruiuna geçmii Alman bestecisidir (1685-1759). Almanya'da Halle iehrinde doian Haendel, müzik öirenimi sirasinda klavye ve bestecilik dersleri aldi, 1703'te Halle'den ayrilarak Hamburg Operasi'nda ikinci keman oldu. 1712'de ingiltere'ye göç etti ve 1726'da ingiliz vatandailiiina kabul edildi. Bütün Avrupa'yi dolaiti ve italyan operasi üslûbunda XVIII. yy.in en ünlü bestecisi oldu.

Haendel'in ilk operalari ingiliz seyircisi tarafindan oldukça soiuk kariilandi, ama bu, besteciyi yildirmadi ve Haendel kirka yakin opera yazdi. Elli bei yaiinda, aiir bir hastaliktan yataia düiünce baiarisizliklari üzerinde düiünmek için bol bol vakit buldu. Sonunda ingiliz duyarliiina daha yakin bulduiu bir müzik türünü, oratoryoyu denemeie karar verdi. Ve bu kararla baiariya, hattâ zafere ulaiti.

Oratoryo, konusuz, kostümsüz, dekorsuz bir tür dinsel operadir ve orada bütün dram, müzik ile ifade edilir. Ama Haendel, oratoryolarim yine de sahnelenmek üzere yazmiitir. içlerinde israil Misir'da, Mesih ve Judas Maccabaeus de bulunmak üzere otuzdan fazla oratoryosu vardir.

Çalgi Müziii ve Operalar

Oratoryolarindan baika Haendel, çalgi müziii de bestelemiitir, bunlarin en ünlüleri kral George I'in Thames üzerinde yaptiii bir gezi için bestelenen Su Müziii; 1749'da bir krallik bayramini kutlamak üzere düzenlenen havaî fiiek ienliii için bestelediii Krallik Hava Fiiekleri Müziii sayilabilir. Operalarina (Almira, Nero, Rinaldo, II Pastor Fido, Teseo) gelince, bunlar, sahneye koyma güçlükleri (devler veya uçan kiiiler) ve yorum güçlükleri (mümkün olani zorlayacak insan sesi ustaliklari) yüzünden pek seyrek oynanmaktadir.

929
Genel Kültür / Heykelcilik
« : Temmuz 30, 2009, 12:15:58 ÖS »

Canlilari veya eiyayi, maden, tahta gibi çeiitli malzemeyle temsil etme sanatidir. Heykelcilik, üç boyutlu (yükseklik, geniilik, derinlik) biçim yaratma sanatidir. Bu ii, kesim, biçimleme, kaliplama gibi özel tekniklerle hazirlanan çeiitli malzemeyle yapilir. Elde edilen biçimler de deiiiik tiplerde olur.

Kabartmalar, düz bir yüzey üzerinde engebeler meydana getirir: bunlar az veya çok çikinti yapmalarina göre, alçak kabartma veya yüksek kabartma diye adlandirilir. Bir de. tam oyma, yani bir kaidenin üstünde duran heykeller vardir.

ilk heykeller Milattan önce 35,000 ve 8,000 yillari arasinda ortaya çikmii, kadinlar ve hayvanlar, yüzeyden ayrilmii biçimde veya ayrilmadan, taia, fildiiine, kemiie oyulmui veya kille biçimlendirilmiiti.

Heykel sanatinin en eski örnekleri Akdeniz kiyisindaki ülkelerde bulunmuitur. Eski Misir'da heykeller genellikle dinsel bir nitelik taiiyordu: insanlarin ka'sini (insanin dayanaii olan hayatî güç) ölümden sonra da barindirsin diye, firavunlarla hizmetkârlarinin (yazicilar, zanaatçilar) heykelleri yapiliyordu, bunlara insanin «kopya»si anlaminda, «suret» denirdi. Asurlular alçak kabartmalarda savai sahnelerini'' tasvir etmii; hayvan sanatini da geliitirerek bize hayalî bir hayvanlar âlemi (insan baili boialar, kartal baili aslanlar, kanatli atlar) miras birakmiitir. Persler ise, emaye tuiladan alçak kabartmalar yapmiitir.

Eski Yunan heykelciliii, kutsallik anlayiiinin izlerini taiir: delikanlilarla genç kizlari, ayin duruilarinda tasvir eder. Klasik dönem heykeltirailari insan vücudunu en güzel biçimleriyle ve hareket halinde tasvir ettiler. M.Ö. IV. yy.da, Skopas, Praksiteles ve Lysippos, insanin tutkularini, acilarini ifadeye çaliitilar. Bu gerçekçilik eiilimi, Helenistik dönemde daha da önem kazandi.

italya'da Etrüskler, büyük bir gerçekçilik ifade eden heykellerini, çok renkli piimii topraktan veya bronzdan yaptilar. Romalilara gelince, iie Yunan sanatini kopya etmekle bailamiilardi, sonra da portrede (pek gerçekçi büstler biraktilar) ve binalarini kapladiklari, tarihsel veya dinsel kabartmalarda kendilerim gösterdiler.

Roman ve Gotik

Batida kismen büyük istilâlardan ileri gelen bir gerileme döneminden sonra, heykelcilik Karolenjler zamaninda yeniden canlandi. Fildiii ve madenler, en çok kullanilan malzemeydi: doianin ve insan vücudunun biçimlerini yansitmaia çaliiiliyordu. XI. ve XII. yy.da, yani roman sanati döneminde heykelcilik, aslinda dinsel olmakla birlikte, mimarliia bailanmii alin tablalariyla, atki tailariyla, sütun bailiklariyla birleiip kaynaiti.

Buna kariilik gotik sanat (XIII. yy.) mimarliktan kendini kurtardi. O zaman yüzeyden ayrilmii kabartmalar önem kazandi: kilise kapilarini sütun-heykeller süsledi. Bu heykeller giderek doiala yaklaiiyor ve insani ele aliyordu. italya'da, Pisano ailesi, sonra da Arnolfo di Cambio, bu araitirmanin Pisa'da, Floransa'da ve Perugia'da öncüleri oldular.

Hareket ve ifade

Rönesans italya'da yeni bir anlayiitan doidu: insan, dünyanin merkezi haline geldi. Artik din diiina çikan heykelcilik, insan vücudunun güzelliiini gözler önüne serdi. Ghiberti, Donatello, Della Robbia, Verrocchio, Michelangelo, bu sanat dalinin en ünlü temsilcileridir. Fransa'da heykel sanati, Michel Colombe, Jean Goujon, Germain Pilon ile temsil edilmekteydi. Bu akim, bütün Avrupa sanatini etkileyecekti. italyanlar, özellikle Bernini ve Algardi, XVII. yy.da, barok sanatin öncüleri oldular ve bu tarz, ertesi yüzyil rokoko tarzinin aiiriliklarina götürdü.

Bir yandan klasikçilik, öte yandan barok akim, XVIII. yy.da Adam, Slodtz ve Lemoyne gibi klasiklerle Bouchardon, Pigalle, Falconet ve Houdon gibi baroklarin öncülüiünde çatiiti. Öteki Avrupa ülkeleriyle italya ve Fransa'nin etkisinde kaldi. XVIII. yy. sonu ve XIX. yy. bailangici, neoklasikçiliiin bütün Avrupa'ya yayilmasina sahne oldu. En ünlü temsilcileri italyan Canova ile Danimarkali Thorvaldsen'di.

Hayal Gücünün Bütün Kaynaklari

Romantikler de, natüralistler de, neoklasikçiliiin soiukluiuna karii bir tür hayata dönüi ile tepki gösterdiler; artik duygularin açiia vurulmasindan korkulmuyordu. Rude, Barye, Daumier, Carpeaux, sonra da Rodin ve Maillol, bu yeni akimin öncüleridir.

XX. yy. yetenekler yönünden pek zengindir ve çok yönlü araitirmalara sahne olmuitur. Archipenko, Duchamp-Villon, Lipchitz, Zadkine, natüralizmi reddederek eiyayi çözümlediler ve hacimler halinde yeniden kurdular (kübizm). Fütüristler (Boccioni), dinamizmi dile getirdiler.

Figüratif heykelcilik (Brancusi, Richier, Giacometti) soyut sanatla (Pevsner, Gabo, Arp) birlikte yaiarken, kimi zaman belirli sinirlarin diiina çikti (Moore). Artik hacimi tasvir etmek yetmiyor. Eserler, hava hareketleri (Calder) veya motorlar (Gabo, Schöffer) sayesinde, hareket kazaniyor. Iiik saçiyor, ses çikartiyor.

Modern sanayinin kaynaklarindan yararlanan teknikler de (Cesar'in Sikiitirmalari; elektronik akimlar), malzeme de giderek çeiitlilik kazaniyor: sanatçilar (Picasso, Oldenburg), günümüzde, geleneksel veya modern malzeme kadar, sanayi artiklari veya günlük eiyayi da kullanmiilardir.

Biçimleme ve Kaliplama

Biçimleme, heykelciliiin alfabesidir: balmumu veya islak toprakla elde bir biçim yapilip küçük malalar veya taslak kalemleriyle düzeltilir. Kalip, bir eseri çoialtmaya olanak verir: bir cismin izini veya negatifini almaktan ibarettir, sonradan kalip ödevi görecek ve içine alçi veya eritilmii maden dökülecektir.

Bütün Dünyanin Mali Olan Sanat

Afrika sanati, özellikle Benin yöresinde, ilgi çekici bronz heykeller vermiitir; Okyanusya, tahtadan, piimii topraktan veya bitki liflerinden maskeler yaratmiitir. Amerika Kitasi'nda Aztekler ve Mayalar taitan ve piimii topraktan dev heykeller yapmiilardir; Mohikanlar ve inkalar özellikle çömlekçilik ve kuyumculuk sanatinda ileriydiler.

Çin'de Çang Hanedani zamaninda, bronzdan ve piimii topraktan heykeller yapildi. Han Hanedani'nda ise, kilden yapilmii günlük kullanma eiyasi, seramik veya bronz vazolarin yani sira, kilden, günlük kullanima yarayan eiyalar yapildi. Guptalar döneminde (IV.-VI. yy.) doruiuna eriien Hint sanati, Khmer ülkesini, Angkor'u, hattâ Cava 'yi etkiledi.

Malzeme

Heykelcinin elinde çeiitli malzeme vardir. Tai (kireçtaii, mermer), tahta, fildiii, kemik, yontulmaia elveriilidir. Kil, balmumu, alçi, yalanci mermer (mermertozu katilmii alçi), alçiyla telden oluian staff, çimento, kaba mukavva (kartonpat), biçimlenmeie veya kaliplanmaia elveriilidir. Madenler eritilir, dökülür, dövülür, kaynatilir, üzerlerine bir kazi kalemiyle motifler kazilir veya kaplanir.

 

930
Genel Kültür / Hattatlik
« : Temmuz 30, 2009, 12:13:44 ÖS »
Hattatlik Arap harflerinin deiiiik ve süslü biçimde yazilip düzenlenmesine dayanan bir elsanatidir. islâm dininde resim yapmak yasak sayildiii için islâm ülkelerinde yazilari süslemek bir bakima resmin yerini tutuyordu. Bu nedenle hat sanati ile bugünkü nonfigüratif resim sanati arasinda büyük benzerlik vardir.

islâmliiin doiuiu sirasinda Araplar «kufi» denen bir yazi biçimi kullaniyorlardi. Hattat denen yazi ustalari daha sonra deiiiik biçimde yazilar icat ettiler; «nesih» ve «sülüs» denen yazilar ortaya çikti. Arap hat ustalarindan Yâkuti Mustasimî hat sanatinda kullanilan alti çeiit yazinin (nesih, sülüs, celî, talik, rik'a, divanî) kurallarini tespit etti. Ondan sonra süsleme sanatlari arasinda yer alan yazi sanati bir meslek haline geldi, büyük bir geliime gösterdi. Türk sanatçilari Arap yazisini güzel sanat haline getirdiler.

Büyük Hattatlar

ilk büyük Türk hattati ieyh Hamdullah'tir (1436-1520). ieyh Hamdullah'in alti çeiit yazida yarattiii üslûp XVI. yy.dan günümüze kadar hemen hiç deiiimemii, ondan sonra gelen hattatlarin hepsi onun gibi yazmaia özen göstermiilerdir. Süleymaniye Camii'ndeki yazilari Ahmet Karahisarî, Ayasofya'nin içindeki büyük yazilari Kazasker Mustafa izzet Efendi yazmiitir. Hafiz Osman ise yazdiii Kur'an'larla bütün islâm ülkelerinde hakli bir iöhret kazandi.

Hat Sanatinin Sonu

Eskiden din kurumlarindan kitaplara, evlerin duvarlarina kadar her yerde kullanilan bu elsanati 1928 yilinda yeni Türk harflerinin kabulüyle eski önemini yitirdi. iimdi bu sanat ancak eski camilerin onariminda, bazi merakli kimselerin evlerine asmak için yaptirdiklari levhalarda, bir de mezar taii yazilarinda kullanilmaktadir.

Sayfa: 1 ... 60 61 [62] 63 64 ... 118