İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Loqum_mum

Sayfa: 1 ... 58 59 [60] 61 62 ... 88
886
İlginç Resimler / basket topu niyetine
« : Mayıs 15, 2008, 08:53:37 ÖS »

887
İlginç Resimler / ???????????
« : Mayıs 15, 2008, 08:52:14 ÖS »

888
İlginç Resimler / çok ilginç
« : Mayıs 15, 2008, 08:50:46 ÖS »

889
İlginç Resimler / bu pc:)
« : Mayıs 15, 2008, 08:49:49 ÖS »

890
Hikaye ve Yazılar / Ynt: BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR !
« : Mayıs 15, 2008, 08:43:38 ÖS »
ne demek her zaman jnm okudugun için sağol :ok :.8

891
Moda / Ynt: Klavye pantalon
« : Mayıs 15, 2008, 08:40:06 ÖS »
iymiş de ilginççç ;)

892
DİNİ BİLGİLER / Büyük günahlar nelerdir?
« : Mayıs 15, 2008, 07:08:54 ÖS »
Sual:
CEVAP
Büyük günahlardan bazıları şunlardır:

1- Bid'at sahibi olmak
2- Günah işlemeye devam etmek
3- Müslüman olduğuna şükretmemek
4- İmansız ölmekten korkmamak
5- Zulmetmek
6- Anaya-babaya âsi olmak
7- Doğru olsa da çok yemin etmek
8- Namazı öğrenmeye ve çoluk-çocuğa öğretmeye önem vermemek
9- İçki içmek
10- Yalan yere evliyalık taslamak
11- Günahını küçük görmek
12- Kendini beğenmek
13- İlim ve ibadeti ile kendini üstün görmek
14- Haset etmek
15- Tecrübe etmeden bir kimseye iyi demek
16- Yalana, gıybete devam etmek
17- Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından uzak durmak
18- Kâfir olsa da komşusuna eziyet etmek
19- Dünya işleri için, çok sinirlenmek
20- Büyü yapmak
21- Salih olan mahrem akrabayı ziyareti terk etmek
22- Allahü teâlânın sevdiklerini sevmemek; sevmediklerini sevmek
23- Mümin kardeşine üç günden fazla kin tutmak
24- Zina veya livata yapmak
25- Açık saçık giyinmek
26- Katillik
27- Hırsızlık
28- Uyuşturucu madde kullanmak
29- Gasp
30- Ramazan orucunu, açıktan yemek
31- Zaruretsiz faiz vermek
32- Haksız yere yetim malı yemek
33- Ölçü ve tartıda hile yapmak
34- Namazı vaktinden önce veya sonra kılmak
35- Kalb kırmak
36- Rüşvet almak
37- Malın zekatını ve uşrunu vermemek
38- Canlı hayvan ateşte yakmak
39- Kur'an-ı kerimi öğrendikten sonra, okumasını unutmak
40- Allah’ın rahmetinden ümidini kesmek
41- Hainlik etmek
42- Eshab-ı kiramdan herhangi birisini sevmemek
43- Namuslu kadına, kötü kadın demek
44- Müslümanlar arasında söz taşımak
45- Avret yerini açmak veya başkasının avret yerine bakmak
46- Emanete hıyanet etmek
47- Cimrilik
48- Dünyaya düşkünlük
49- Allahü teâlânın azabından korkmamak
50- Haramı haram helalı helal bilmemek
51- Falcıların falına inanmak
52- Kadına, kıza yani harama bakmak
53- Kadınların erkek, erkeklerin kadın elbisesi giymesi
54- Ettiği iyiliği başa kakmak
55- Allah’tan gayriye yemin etmek. Mesela çocuğumun ölüsünü öpeyim gibi
56- Küçük günahı işlemeye devam etmek
57- Bir namaz vaktini kaçıracak zaman kadar cünüp durmak
58- Çalgı çalmak ve dinlemek
59- İntihar etmek
60- Dinini öğrenmemek.

893
DİNİ BİLGİLER / İmanın şartları şunlardır:
« : Mayıs 15, 2008, 07:08:21 ÖS »


1- Allah’a inanmak
Allahü teâlâ, vacib-ül-vücud [varlığı lazım olan] ve hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allahü teâlâ zamandan, mekandan münezzehtir. Hiçbir şeye benzemez.

Allahü teâlânın, sıfat-ı zatiyyesi altıdır:
Vücud,
Kıdem,
Beka,
Vahdaniyyet,
Muhalefet-ün lil-havadis,
Kıyam bi-nefsihi.

[Vücud var olmak, Kıdem varlığının öncesi olmamak, Beka varlığı sonsuz olmak, hiç yok olmamak, Vahdaniyyet ortağı, benzeri olmamak, Muhalefet-ün lil-havadis hiçbir şeyinde, hiçbir mahluka, hiçbir bakımdan benzememek, Kıyam bi-nefsihi varlığı kendinden olmak, hep var olması için, hiçbir şeye muhtaç olmamaktır.]

Sıfat-ı sübutiyyesi de sekizdir:
Hayat,
İlm,
Sem,
Basar,
Kudret,
İrade,
Kelam,
Tekvin.
[Hayat diri olmak, ilm bilmek, sem işitmek, basar görmek, kudret gücü yetmek, irade isteme, kelam söylemek, tekvin yaratmaktır.] Bu sıfatları da kadimdir.

2- Meleklere inanmak
Melekler, hayat sahibi, diri, nurani yaratıklar olup, akıl sahibidir. Allahü tâlânın sevgili ve kıymetli kullarıdır, ortakları ve kızları değildir. Allahü teâlânın emirlerine itaat ederler, isyan etmezler. Günah işlemezler. Kendilerine verilen emirleri yapmaktan başka işleri yoktur. Erkek ve dişi değildir. Evlenmezler, doğurmazlar, çoğalmazlar, çocukları olmaz, yiyip içmezler. Meleklerin kanatları var, ama, nasıl olduğunu bilemeyiz.

Her insanın bütün işlerini yazan meleklere, Kiramen katibin denir. Sual meleklerine Münker ve Nekir denir. Meleklerin en üstünleri şunlardır: Cebrail, İsrafil, Mikail, Azrail.

3- Kitaplara inanmak
Allahü teâlânın gönderdiği kitaplar çoktur. Din kitaplarımızda bildirilen ise, 104 kitaptır. Bunlardan 100’ü küçük kitaptır. Bu küçük kitaplara suhuf denir.

100 suhuf şu Peygamberlere inmiştir:

10 suhufu, Âdem aleyhisselama,
50 suhufu, Şit aleyhisselama,
30 suhufu, İdris aleyhisselama,
10 suhufu, İbrahim aleyhisselama.

Dört büyük kitap ise şu Peygamberlere inmiştir:
Tevrat, Musa aleyhisselama,
Zebur, Davud aleyhisselama,
İncil, İsa aleyhisselama,
Kur'an-ı kerim, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama.

Kur'an-ı kerim, bütün ilahi kitapların hükümlerini nesh etmiş, yani yürürlükten kaldırmış ve bu hükümleri kendisinde toplamıştır. Bugün, bütün insanların Kur'an-ı kerimin emrine uymaları lazımdır. Kur’an-ı kerimde de (Resulüme uyun) buyuruluyor. Şu halde, hadis-i şeriflere de uymak gerekir. Şimdi, hiçbir memlekette, hakiki Tevrat ve İncil yoktur. Bozulmuş İnciller vardır. Bu kitaplar sonradan tahrif edilmiş, yani insanlar tarafından değiştirilmiştir. Bozulmamış olsaydı bile, geçerliliği yoktu, hepsi Allahü teâlâ tarafından nesh edilmiş yani yürürlükten kaldırılmıştır.

Kur'an-ı kerimin gelmesi âyet âyet olmuş ve 23 senede tamamlanmıştır. Kur'an-ı kerim, kıyamete kadar geçerlidir. Geçersiz olmaktan ve insanların değiştirmelerinden korunmuştur. Kur'an-ı kerimde eksiklik veya fazlalık olduğuna inanan, Allahü teâlâya inanmamış olur.
Âyet-i kerimelerde mealen buyuruluyor ki:
(Kur’anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]

(Kur’an, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından [hiçbir yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42]

4- Peygamberlere inanmak
Peygamberlerin ilki Âdem aleyhisselam ve sonuncusu, bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu ikisinin arasında, çok Peygamber gelmiş ve geçmiştir. Sayıları belli değildir. 124 binden çok oldukları meşhurdur.

Peygamberlere iman etmek, aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin Allahü teâlâ tarafından seçilmiş sadık, doğru sözlü olduklarına inanmak demektir. Onlardan birine inanmayan kimse, hiçbirine inanmamış olur.

Âdem aleyhisselamdan, son Peygamber Muhammed aleyhisselama kadar bütün Peygamberler, hep aynı imanı bildirmiş, ümmetlerinden aynı şeylere iman etmelerini istemişlerdir. Yahudiler, Musa aleyhisselama inanıp, İsa aleyhisselama ve Muhammed aleyhisselama inanmazlar. Hıristiyanlar, İsa aleyhisselama inanıp, Muhammed aleyhisselama inanmazlar. Müslümanlar ise, bütün Peygamberlere inanırlar yani kabul ederler.

Peygamberlerin sıfatları şunlardır:
Emanet [emindir],
Sıdk [her işi doğrudur, yalan söylemez],
Tebliğ [Dini eksiksiz bildirir],
Adalet [her işte hakkı gözetir],
İsmet [günah işlemez],
Fetanet [çok akıllı, anlayışlı, zeki],
Emnül-azl [peygamberlikten azledilmez yani peygamberlik ellerinden alınmaz.]

Allahü teâlâ, ilk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselamdan beri, her bin senede din sahibi yeni bir Resul vasıtası ile, insanlara dinler göndermiştir. Bunlar aracılığı ile, insanların dünyada rahat ve huzur içinde yaşamaları ve ahirette de sonsuz saadete kavuşmaları yolunu bildirmiştir. Kendileri ile yeni bir din gönderilen Peygamberlere (Resul) denir. Resullerin büyüklerine (Ülülazm) Peygamberler denir. Bunlar, Âdem, Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed aleyhimüssalatü vesselamdır.
Yeni bir din getirmeyip, insanları, daha önceki dine davet eden Peygambere Nebi denir.

Peygamber efendimizden sonra, hiç Peygamber gelmeyecektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Muhammed [aleyhisselam], Allah’ın Resulü ve Peygamberlerin sonuncusudur.) [Ahzab 40]

5- Ahiret gününe inanmak
Herkes öldükten sonra dirilecek, hesaptan sonra Cennet veya Cehenneme gidecektir. Cennet ve Cehennem şimdi vardır. İkisi de sonsuzdur. Müslümanlar Cennette ebedi, kâfirler de Cehennemde ebedi kalacaklardır.

Kıyametin ne zaman kopacağı bildirilmedi. Fakat, Peygamber efendimiz kıyametin birçok alametlerini ve başlangıçlarını haber verdi:

Hazret-i Mehdi gelecek, İsa aleyhisselam gökten inecek, Deccal çıkacak. Yecüc Mecüc denilen kimseler her yeri karıştıracak. Güneş batıdan doğacak. Büyük depremler olacak. Din bilgileri unutulacak, kötülük çoğalacaktır.

6- Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak
İnsanlara gelen hayır ve şer, fayda ve zararın hepsi, Allahü teâlânın takdir etmesi iledir.
Kader, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile, insanların ve diğer mahlukatın yapacağı işleri bilmesi ve dilemesidir. Bunun yaratılmasına kaza, ikisine birden kaza ve kader denir.

Her şeyi ve insanların iyi, kötü her işini Allahü teâlâ yaratıyor ise de, insanlara İrade-i cüziyye vermiştir. İnsan, irade-i cüziyyesini kullanarak iyilik yaratılmasını isterse sevap, kötülük yaratılmasını isterse günah kazanır. İnsan günah işlerse cezasını, sevap işlerse mükafatını görür. Yani Allahü teâlâ hiç kimseye zorla günah işletmez.

İslam’ın Şartları

1- Kelime-i şehadet getirmek
[Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü] demek. Manası şudur:
(Ben şehadet ederim ki, [Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki] Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür.) [Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.]

2- Namaz kılmak
Akıl baliğ olmuş yani ergenliğe girmiş akıllı her müslümana günde beş vakit namaz kılmak çok önemli bir farzdır. Namaz dinin direğidir. Namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Kılmayanın imanla ölmesi çok zordur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Namaz kılan kıyamette kurtulur, kılmayan perişan olur.) [Taberani]

3- Zekat vermek
Nisap miktarı yani borçlarını düştükten sonra alacaklarıyla beraber elinde 96 gram değerde, para veya ticaret malı olanın kırkta birini zekat vermesi farzdır. Meyve ve tarla mahsulünün de onda birini fakire vermek farzdır. Bu onda bir zekata da uşur denir.
(Zekat vermeyene Allahü teâlâ lanet eder.) [Nesai]

4- Oruç tutmak
Ramazan ayında, bir ay oruç tutmak farzdır. Tutmamak büyük günahtır.

5- Hac etmek
Mekke-i mükerreme şehrine gidip gelinceye kadar, geride bıraktığı çoluk-çocuğunu geçindirmeye yetişecek maldan fazla kalan para ile oraya gidip gelebilecek kimsenin, ömründe bir kere, Kâbe-i şerifi tavaf etmesi ve Arafat’ta durması farzdır.

894
DİNİ BİLGİLER / Sual: İman etmek akıl icabı değil midir?
« : Mayıs 15, 2008, 07:07:19 ÖS »
İman herkese lazım

CEVAP
İmanı olmayan kimsenin sonsuz olarak Cehennem ateşinde yanacağını Peygamber efendimiz haber verdi. Bu haber elbette doğrudur. Buna inanmak, Allahü teâlânın var olduğuna, bir olduğuna inanmak gibi lazımdır. Sonsuz olarak ateşte yanmak ne demektir? Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanmak felaketini düşünürse, korkudan aklını kaçırması lazım gelir. Bu korkunç felaketten kurtulmak çaresini arar. Bunun çaresi ise, çok kolaydır. (Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna ve Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak ve beğenmek) insanı bu sonsuz felaketten kurtarmaktadır.

Bir kimse ben bu sonsuz yanmaya inanmıyorum, bunun için böyle bir felaketten korkmuyorum, bu felaketten kurtulmak çaresini aramıyorum derse, buna, (İnanmamak için elinde senedin, vesikan var mı? Hangi ilim, hangi fen inanmana engel oluyor?) denirse ne cevap verecektir? Elbette hiçbir vesika gösteremiyecektir. Senedi, vesikası olmayan söze ilim, fen denir mi? Buna zan ve ihtimal denir. Milyonda, milyarda bir ihtimali olsa da, (sonsuz olarak ateşte yanmak) korkunç felaketinden sakınmak lazım olmaz mı? Az bir aklı olan kimse bile, böyle felaketten sakınmaz mı? Sonsuz ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmak çaresini aramaz mı? Görülüyor ki, her akıl sahibinin iman etmesi lazımdır.

İman etmek için vergi vermek, mal ödemek, yük taşımak, zevkli tatlı şeylerden kaçınmak gibi sıkıntılara katlanmak lazım değildir. Yalnız kalb ile, ihlas ile, samimi olarak inanmak yeterlidir. Bu inancını inanmayanlara bildirmek de şart değildir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki, (Sonsuz ateşte yanmaya inanmayanın, buna çok az da bir ihtimal vermesi, zannetmesi akıl icabıdır). Sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimali karşısında, bunun yegane ve kesin çaresi olan iman nimetinden kaçınmak, ahmaklık, hem de çok büyük şaşkınlık olmaz mı?

895
DİNİ BİLGİLER / İnanmak ne demek?
« : Mayıs 15, 2008, 07:06:44 ÖS »

Sual: Müslüman olmak için Amentü’deki altı esasa inanmak şarttır, ama inanmak ne demektir?
CEVAP
İnanmak, görmüş gibi, kabul etmek, tasdik etmek, beğenmek demektir. Bir insanın Müslüman olabilmesi için, iman sahibi olması, yani dinimizin emir ve yasaklarına inanması şarttır. Yalnız inanması da kâfi değildir; bu emirleri beğenmesi ve sevmesi de şarttır. Bu da bir bilgi işidir. Yapıp yapmamak ayrı, bunları kabul etmek, beğenmek ve sevmek ayrı şeydir. Yapıp yapmamak günah ve sevapla ilgili, kabul etmek ve beğenmek imanla ilgilidir. İmanın altı esası bir bütün olup, çok önemlidir. Ufak bir şüphe götürmez. İnandığı halde, birini bile beğenmemek kâfirliktir.

896
DİNİ BİLGİLER / İman nedir
« : Mayıs 15, 2008, 07:06:03 ÖS »

Sual: İman nedir?
CEVAP
İman, bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafından bildirilen, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir.

Amentü şöyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.
[Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.]

İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği dini, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan tasdik etmek yani kabul edip, beğenip, inanmaktır. Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. Tam olmayınca, iman olmaz. Allahü teâlâ, (Onlar gayba [görmedikleri halde Resulümün bildirdiği her şeye] iman ederler) buyuruyor. (Bekara 3) Resulü de, (Dini [hükümleri, dinde bildirilenleri] aklı ile ölçenden daha zararlısı yoktur) buyurdu. (Taberani)

Nazara yani göz değmesine inanmayan bir kimse, (Bugün fen, gözle görülemeyen şuaların iş yaptığını açıklıyor. Mesela bir kumanda ile TV’yi, radyoyu veya arabamızı açıp kapatabiliyoruz. Bunun için gözlerden çıkan şuanın zarar verebileceğine artık inanıyorum) dese bunun kıymeti olmaz. Çünkü bu insan dine değil, kumandadan çıkan şuaya inanıyor. Yahut şua ile birlikte Peygambere inanıyor. Yani fen kabul ettiği için, şuaların etkisini gözü ile gördüğü için inanıyor ki bu iman olmaz. Dinde bildirilen her şeyi, fen ispat edemese de, fayda veya zararını gözü ile görmese de, yine inanmak lazımdır. Hakiki iman gayba inanmaktır yani görmeden inanmaktır. Gördükten sonra artık o iman olmaz. Gördüğünü itiraf etmek olur. Bekara suresinin 3. âyetinde, gayba inanmak, görmeden inanmak övülüyor. İmanın altı şartı da gayba inanmayı gerektirmektedir. Çünkü hiç birisini görmüş değiliz.

Peygamber efendimiz, aşağıda bildirilen iman ile ilgili âyetleri açıklayarak imanı şöyle tarif etti:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, [yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.) [Buhari, Müslim, Nesai]

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır.) [Bekara 177]

(Onlar gayba [Allah'a, meleklere, kıyamete, cennete, cehenneme görmedikleri halde] inanırlar.) [Bekara 3]

(Onlar, sana indirilene, senden önceki kitaplara ve ahirete iman ederler.) [Bekara 4]

Bu üç âyette, Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve gayba inanmak bildiriliyor.

(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir.) [Bekara 255]

(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.) [Al-i İmran 145]

(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.) [Enam 2]

Bu üç âyet, takdirin Allah tarafından olduğunu bildirmekte, kadere iman etmeyi göstermektedir.

(Kendilerine bir iyilik dokununca, "Bu Allah’tan" derler; başlarına bir kötülük gelince de "Bu senin yüzünden" derler. “Küllün min indillah” [Hepsi Allah’tandır] de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar.) [Nisa 78]
Bu âyet, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu bildirmektedir.

(Muhammed [aleyhisselam], Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur.) [Ahzab 40]
Bu âyet de, Resulullahın peygamber olduğunu bildirmektedir.

Amentü’nün manası
Amentü’yü bildiren hadis-i şerif şu mealdedir:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, [yani Kıyamete, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.) [Buhari, Müslim, Nesai]
Allah’a inanmak:
Allahü teâlânın varlığına, birliğine, Ondan başka ilah olmadığına, her şeyi yoktan yarattığına, Ondan başka yaratıcı olmadığına kalben inanmak, kabul etmek demektir. Âlemlere rahmet olarak gönderdiği son Peygamberi Muhammed aleyhisselam vasıtasıyla bildirdiği dinin hepsini kabul etmek, beğenmek demektir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’a ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!) [Araf 158]

Meleklere inanmak:
Melekler nurani cisimlerdir. Hiçbirinde erkeklik dişilik yoktur. Hepsinin günahsız, emin olduğunu kabul etmek, tasdik etmek, yaptıkları işleri beğenmek şarttır. Bir âyet-i kerime meali:
(Asıl iyilik; Allah’a, ahirete, meleklere, kitaplara, nebilere inanmaktır.) [Bekara 177]

Kitaplara inanmak:
Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an ve diğer kitapların Allahü teâlâ tarafından gönderildiğine, hepsinin hak olduğuna, ancak son kitap Kur’an-ı kerimle diğerlerinin [Hiç birisi değişmemiş bile olsa] Allahü teâlâ tarafından nesh edildiğine yani yürürlükten kaldırıldığına iman etmek, böyle olduğunu kabul etmek demektir. Ayrıca, Kur’an-ı kerimden önceki kitapların insanlar tarafından değiştirildiğini, Allah kelamı olmaktan çıktıklarını bilmek, bunu kabul ve tasdik etmek demektir. Bir âyet-i kerime meali:
(Onlar, sana indirilene [Kur’an-ı kerime], senden önceki indirilen kitaplara iman ederler.) [Bekara 4]

Peygamberlere inanmak:
Peygamberlerin hepsinin Allahü teâlâ tarafından seçilmiş olup, sadık, doğru sözlü, günahtan masum olduklarını kabul ile tasdik etmek demektir. Onlardan birini bile kabul etmeyen, beğenmeyen kimse, kâfir olur. Peygamberlerin ilkinin Âdem aleyhisselam ve sonuncusunun, Muhammed aleyhisselam olduğuna iman etmek, kabul ve tasdik etmek demektir. Peygamber efendimizin bildirdiği dini hükümlerin hepsini, en güzel şekilde ve eksiksiz tebliğ ettiğine inanmak, bu emir ve yasakların hepsini kabul edip, hepsini beğenmek demektir. Bir âyet-i kerime meali:
(Bütün Peygamberlere iman edip, hiçbirini diğerinden ayırmayanlar Allah’ın mükafatına kavuşacaktır.) [Nisa 152]

Kaza ve kadere inanmak:
Allahü teâlânın insanlara cüzi irade verdiğini, insanların bu cüzi iradeye göre tercih ettikleri ve yaptıkları her şeyi Allahü teâlânın yarattığına iman etmek demektir. Hayır ve şer, her şeyi kulların talep ettiklerini, Allah’ın da bunu dilediği takdirde yarattığını bilmek, bunu kabul ile tasdik etmek ve beğenmek demektir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.) [Ahzab 38]

Ahirete inanmak:
İnsanların kıyamet kopunca, dirileceklerine, hesap ve mizandan sonra, Müslümanların Cennete, kâfirlerin Cehenneme gideceklerine ve orada ebedi kalacaklarına iman etmek, bunu kabul etmek ve beğenmek demektir. Bir âyet-i kerime meali:
(Onlar [Müslümanlar], ahiret gününe iman ederler.) [Bekara 4]

Kelime-i şehadete inanmak şöyle olmalı:
Ben şehadet ederim ki, yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu, resulü ve son Peygamberidir. İki âyet-i kerime meali:
(Muhammed [aleyhisselam], Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur.) [Ahzab 40]

(Allah’a ve resulüne inananlara, rableri katında nurları ve ecirleri vardır.)

897
Şarkı Sözleri / Ynt: Gülben Ergen-Aşk Hiç Bitmez
« : Mayıs 15, 2008, 07:02:59 ÖS »
süper şarkı emeğine sağlık ablajım

898
Şarkı Sözleri / BEN OLMALIYDIM GÜLDEN KARABÖCEK
« : Mayıs 15, 2008, 07:01:44 ÖS »

o sevgi en başta benim hakkımdı
biricik sevdigin ben almalıydım.
gonlune baskası girmemeliydi
tanrıdan dileğim ben olmalıydım

o sevgi en başta benim hakkımdı
biricik sevdigin ben almalıydım.
gonlune baskası girmemeliydi
tanrıdan dileğim ben olmalıydım

ellerin ellerinde bulusmalıydı
gozlerim gozlerinde konusmalıydı
kalbim kalbimde ağlaşmalıydı
boynuna sarılan ben olmalıydım

ben olmalıydıım ben olmalıydıım
sevilen özlenen ben olmalıydım
seni bir başkası sevmemeliydi
kalbininsahibi ben olmalıydım

ben olmalıydıım ben olmalıydıım
sevilen özlenen ben olmalıydım
seni bir başkası sarmamalıydı
kalbininsahibi ben olmalıydım

ellerin ellerinde bulusmalıydı
gozlerim gozlerinde konusmalıydı
kalbim tek kalbimde ağlaşmalıydı
boynuna sarılan ben olmalıydım

ben olmalıydıım ben olmalıydıım
boynuna sarılan ben olmalıydım

899
Şarkı Sözleri / ANADAN AYRI
« : Mayıs 15, 2008, 07:01:19 ÖS »


Geldi geçti en güzel yıllarım
Sararken kırıldı aşka doymayan kollarım
Benim gibi sevdiğine hasret kalanlar

Garip gibi köşelerde hep ayrı ayrı
Anadan ayrı babadan ayrı
Bir de yardan ayrı kaldım hepsinden acı

Çeken bilir şu gurbetin acılarını
Uykusuz geçen gecelerin sancılarını
Kim özlemez ana baba bacılarını
Bir de yardan ayrı kaldım hepsinden acı


900
Şarkı Sözleri / aşamıyorum engelleri ferdi tayfur
« : Mayıs 15, 2008, 06:59:35 ÖS »
Ne zaman gelecek o gün seni göreceğim
Ne vakit gelecek o gün sevinçten öleceğim
Uşuyorum yokluğunda yaşıyorum yaşamaksa
Düşeceğim kurtarmassan bir tarafım hep uçurumda

Ya beni al yanına
Canım feda yoluna
Bu eziyet bir bela
Yoksa cezamı aşkın bana

Aşamıyorum engelleri gözüm kara gönlüm deli
Bu aşkın sence bedeli yaşamaktan vazgeçmekmi
Sebebi sensin yalnızlığın bu dipsiz kör karanlığın
İçimdeki yangıların sönmedi yar hiç sönmedi

Doymadım doyamamki güzelliğinin tarifi yok
İçindeki sevda seli okyanuslardan dahada çok
Söyle neden bizi vurdu bu ayrıklık neyin nesi
Hadi gel geç olmadan bitmesin bu aşk hikayesi

Ya beni al yanına
Canım feda yoluna
Bu eziyet bu bir bela
Yoksa cezamı aşkın bana

Aşamıyorum engelleri gözüm kara gönlüm deli
Bu aşkın sence bedeli yaşamaktan vazgeçmekmi
Sebebi sensin yalnızlığın bu dipsiz kör karanlığın
İçimdeki yangıların sönmedi yar hiç sönmed

Sayfa: 1 ... 58 59 [60] 61 62 ... 88