6856
Coğrafya / TÜRKİYE’DE NÜFUS VE NÜFUS SAYIMLARI
« : Eylül 14, 2007, 03:00:51 ÖÖ »
TÜRKİYE’DE NÜFUS VE NÜFUS SAYIMLARI
Türkiye’de ilk nüfus sayımı1927 yılında yapılmıştır. İkincisi 1935 yılında, daha sonra her 5 yılda bir nüfus sayımları yapılmıştır. 1990 dan sonra alınan kararla her 10 yılda bir sayım yapılacaktı. Ancak 1997 yılında seçmen yaşının düşürülmesinden dolayı tekrar sayım yapıldı. Son yapılan 2000Genel Nüfus sayımına göre nüfusumuz 67.803.927 olmuştur.
Nüfus Sayımı Yapılmasının Sebepleri
1. Nüfusun miktarını öğrenmek.
2. Nüfus artış hızını, dağılışını öğrenmek.
3. Nüfusun yaş , cinsiyet durumunu,
4. Köy-kent nüfusunu,
5. Çalışan nüfusun sektörlere göre dağılışını,
6. Eğitim durumunu,
7. İşsizlik oranını öğrenmek .
8. Asker çağındakileri ve seçmen sayısını öğrenmek gibi sebeplerle sayım yapılır.
Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler
1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur. Yağışların fazla , kışların ılık geçtiği iklim bölgeleri sık nüfusludur. Örnek ; kutup bölgeleri , çöl bölgeleri ve Ekvatorda 1000 m. nin altındaki yerler (yüksek nem ve sıcaklıktan) seyrek nüfusludur.
2.Yer şekilleri: iklim şartları elverişli olsa bile dağlık kesimler seyrek nüfuslanmıştır. Ör. Dünya üzerinde Alp-Himalaya dağları, Yurdumuzda ise Menteşe yöresi, Taşeli platosu, Teke yarımadası Toroslar gibi.
3.Su imkanı : Akarsu çevreleri su imkanı ve verimli tarım alanlarından dolayı sık nüfusludur. Bu genellemeye Ekvatoral bölge akarsuları (Amazon, Kongo) ve Kutup iklim bölgesindeki akarsular uymaz. Ekvatoral bölgede yüksek nem ve sıcaklıktan, kutuplarda ise düşük sıcaklıktan dolayı nüfus seyrektir. Sık nüfuslu akarsu havzalarına örnek olarak; İndus, Ganj, Fırat-Dicle, Nil gösterilebilir.
4.Sanayi : Sanayi nin gelişmiş olduğu yerler iş imkanından dolayı sık nüfusludur. Ör.İstanbul , Bursa, İzmir, Adana gibi. Dünya üzerinde ise Japonya, Batı Avrupa ülkeleri ve A.B.D’nin doğusu sanayiden dolayı sık nüfusludur.
5.Tarım : Tarımsal faaliyetlerin gelişmiş olduğu yerler sık nüfusludur. Ör. Akhisar, Çukurova, Bafra ,Çarşamba gibi.
6.Ulaşım : Ulaşımın gelişmiş olduğu yerlerde ticarette geliştiği için sık nüfuslanmıştır.
7.Turizm :Turizmin gelişmiş olduğu yerlerde mevsimlik nüfus artışı görülür. Örnek kıyı bölgelerimizde yaz döneminde, Bursa-Uludağ, Bolu-Kartalkaya, Kayseri-Erciyes’ te ise kış döneminde nüfus artar.
8.Yer altı kaynakları: Yer altı kaynaklarının çıkarıldığı ve işlendiği yerler sık nüfusludur. Ör. Soma, Ereğli, Karabük, Seydişehir gibi.
9.Bitki örtüsü: Ormanların sık ve gür olduğu alanlar seyrek nüfuslanmıştır.örnek Amazon-Kongo Havzaları gibi.
10. Kara ve Denizlerin Dağılışı: Dünya nüfusunun büyük bir kısmı kuzey yarım kürede ılıman kuşaktadır. Sebebi karaların geniş alan kaplaması.
*** Bir ülkede nüfusun dağılışı büyük ölçüde iklim ve yer şekillerine bağlı ise o ülke geri kalmış, iklim ve yer şekillerinden bağımsız ise gelişmiş ülkedir.
DÜNYA ÜZERİNDEKİ SIK NÜFUSLU BÖLGELER
Muson iklim bölgesi (İndus, Ganj nehirleri, Japonya gibi):iklim ve sanayiden dolayı.
Avrupa ülkeleri :Sanayinin gelişmiş olması.
Kuzey Afrika’da Nil Nehri çevresi
A.B.D’nin doğusu :Sanayinin gelişmiş olması
DÜNYANIN SEYREK NÜFUSLANMIŞ BÖLGELERİ
Dönenceler çevresindeki çöller.
Yüksek dağlık bölgeler
Kutup Bölgeleri
Bataklıklar
Ekvatoral bölgede 1000 metrenin altındaki alanlar.
NÜFUS ARTIŞI VE SONUÇLARI
Bir ülkede nüfus artmasında doğumların ölümlerden fazla olması ve dış göçler etkilidir. Türkiye nüfusunun artmasında en fazla doğum oranlarının yüksekliği etkilidir. Ayrıca sağlık hizmetlerindeki gelişmeler, çocuk ölümlerinin azalması, beslenme şartlarının iyileşmesi ile ortalama insan ömrünün uzaması gösterilebilir.
Türkiye’de en az nüfus artışı 1940-45 yıllarında olmuştur(%010,59). Sebebi ikinci dünya savaşından dolayı genç nüfusun askerde olması(seferberlik durumu) ve kıtlıktır. En fazla nüfus artışı 1955-60 yılları arasında olmuştur (%o 28,58). Savaşların bitmesi, sağlık hizmetlerindeki gelişmeler gösterilebilir.
Hızlı Nüfus Artışının Olumsuz Etkileri
• Tüketim artar. İhracat azalır veya ithalat artar.
• Demoğrafik( Nüfusa yapılan yatırım-yol su ,elektrik, konut, hastane, okul gibi) yatırımlar artar.
• Tasarruflar azalır.
• Kalkınma hızı yavaşlar.
• Kişi başına düşen milli gelir azalır.
• Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur.
• İşsizlik artar. İç ve dış göçler artar.
• Tarım alanlarının amaç dışı kullanımı artar.
• Çevre sorunları artar.
*** Bir ülkede milli gelir sürekli olarak artmasına rağmen ,kişi başına düşen gelir aynı şekilde artmıyorsa , o ülkede nüfus artış hızı fazladır.
***Bir ülkede çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük ise , o ülkede doğum oranı yüksektir (nüfus artış hızı fazladır).
*** Bir yerde nüfusun artması ile iş imkanları arasında bir paralellik varsa , orada nüfus artışında dış göçler etkilidir.
Hızlı Nüfus Artışının Olumlu Etkileri
• Mal ve hizmetlere talep artar.
• Ekonomide çeşitlilik artar.
• Ülke savunmasına katkısı olur.
• İşçi ücretleri düşer. Dolayısıyla üretim maliyeti azalır.
NÜFUSUN YAPISI
A- Yaş Yapısı
1. Genç nüfus (0-14 )
Gelişmiş ülkelerde genç nüfusun oranı azdır. Doğum oranı düşük olduğu için. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde doğum oranlarının fazlalığından dolayı genç nüfus fazladır. Ülkemizde bu nüfusun (0-14) oranı %36,2 ‘tir. Bu nüfus bağımlı (tüketici) nüfustur.
2. Olgun Nüfus (15-64 yaş)
Çalışan (etkin ) nüfustur. Gelişmiş ülkelerde bu nüfus fazla iken, diğerlerinde azdır. Ülkemizde bu nüfusun oranı %59,7 dir.
3. İhtiyar Nüfus(65 +)
Genç nüfus kadar olmasa da tüketici nüfustur. Gelişmiş ülkelerde ortalama yaşam süresi daha uzun olduğu için bu nüfusun oranı yüksektir. Ülkemizde bu nüfusun oranı %4,1 tür.
B-Cinsiyet Yapısı:
Ülkemizde kadın erkek nüfus genelde birbirine yakındır. Fakat göç alan illerimizde erkek nüfusunda, göç veren illerimizde ise kadın nüfusunda bir fazlalık olmaktadır.
D. Köy-Kent Nüfusu:
1927 yılı sayımına göre nüfusumuzun %76 sı köylerde yaşarken , 1990 da bu oran %41 lere düşmüştür. Sebebi köyden kente olan göçlerdir.
E. Ekonomik Faaliyetlere Göre Durumu: 1927 yılı sayımına göre nüfusun %82 si tarımda çalışırken ,1990 da bu oran %54 e düşmüştür. Sebebi, tarım dışı sektörlerin gelişmesidir (sanayi ve kamu hizmetleri).
NÜFUS YOĞUNLUĞU
1. Matematik(aritmetik )nüfus yoğunluğu:
2000 GENEL NÜFUS SAYIMI
Toplam Şehir Köy
67 803 927 44 006 274 23 797 653
Marmara 17 365 027 13 730 962 3 634 065
Ege 8 938 781 5 495 575 3 443 206
Akdeniz 8 706 005 5 204 203 3 501 802
İç Anadolu 11 608 868 8 039 036 3 569 832
Karadeniz 8 439 213 4 137 466 4 301 747
Doğu Anadolu 6 137 414 3 255 896 2 881 518
G.Doğu Anadolu 6 608 619 4 143 136 2 465 483
***1997 sayımına göre nüfus miktarı ve yoğunluğu en fazla olan bölgemiz Marmara iken, en az olan bölgemiz Doğu Anadolu Bölgesidir.
2.Tarımsal nüfus yoğunluğu:
***Tarımsal nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz Doğu Anadolu, en az olan bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir.
Konut Tipinde Etkili Faktörler
İklim ve bitki örtüsü: Nemli iklim bölgelerinde genellikle ahşap evler, kurak iklim
bölgelerinde ise toprak ve kerpiç evler vardır.örnek ; Karadeniz Bölgesinde ahşap ,
İç Anadolu, Doğu Anadolu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde kerpiç evler hakimdir.
Doğal çevrede en fazla bulunan yapı malzemesi
Ekonomik ve sosyal yapı: Göçebe hayatı sürdürenlerde konut genelde çadırdır.
Ekonomik olarak gelişmişlik arttıkça betonarme yapılar artmaktadır.
Deprem bölgeleri
Yerleşme Tipleri
A-Kırsal Yerleşme
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. İş bölümü , alt yapı hizmetleri, eğitim –sağlık hizmetleri gelişmemiştir. Kırsal yerleşmelerde en büyük yerleşim birimi köydür.
Köyden daha küçük olan yerleşim birimleri (köy altı yerleşmeleri) : Çiftlik , mezra. Kom , divan , yayla, oba gibi adlarla adlandırılır.
KIRSAL YERLEŞME
1.Toplu Yerleşme: Yağışın ve suyun az olduğu alanlarda görülür. İnsanlar su başlarında toplanmıştır. Yurdumuzun büyük bir kesiminde toplu yerleşme hakimdir.
2.Dağınık Yerleşme: Yağışın bol olduğu , su sıkıntısının olmadığı nemli iklim bölgelerinde eğimli arazilerde görülür. Evler arasında tarla , bağ ve bahçeler vardır. Yurdumuzda en fazla Doğu Karadeniz Bölümünde görülür.
Not: Dağınık ve toplu yerleşme üzerinde etkili olan faktörler: Yağış ve yer şekilleridir.
B-KENTSEL YERLEŞME
Sanayi, ticaret, eğitim ve yönetim alanlarında çalışan insanların yaşadığı büyük yerleşim birimleridir.
Türkiye’de kentsel nüfus sürekli olarak artmaktadır. Sebebi ; köyden kente olan göçlerdir.
Türkiye’de kentleşme hızı , sanayileşme hızından daha yüksektir. Bu durum gecekondulaşmayı (Çarpık kentleşme) beraberinde getirmiştir. Ayrıca trafik, eğitim-sağlık problemleri , hava kirliliği ve fabrikaların kent içinde kalması gibi durumları oluşturmaktadır.
Kentleşme hızının en fazla olduğu bölgemiz Marmara iken, en düşük olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir.
Şehirler Fonksiyonlarına Göre Şu Gruplara Ayrılır:
1.Tarım şehirleri: Ege Bölgesinde; Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Ödemiş, Tire gibi.
Marmara Bölgesinde ; Kırklareli, İnegöl, Lüleburgaz gibi. Karadeniz Bölgesinde; Bafra, Çarşamba, Giresun ,Rize, Düzce, Niksar gibi.
İç Anadolu Bölgesinde; Karaman ,Aksaray, Akşehir, Kırşehir, Nevşehir, Niğde gibi:
2. Ticaret Şehirleri: İstanbul, İzmir, Denizli, Manisa, Aydın, Ankara, Konya, Bursa, Kayseri, Eskişehir, Afyon, Malatya, Van ,Elazığ, Ş.Urfa, G.Antep gibi.
3. Sanayi Şehirleri: İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, İzmir. Adana, Batman, Karabük Ereğli, Kırıkkale, Seydişehir, İskenderun gibi.
4. Liman Şehirleri: İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Samsun, Trabzon, İskenderun, Zonguldak gibi
5. Turizm Şehirleri: İstanbul, İzmir,Çeşme, Antalya, Bodrum; Marmaris,Fethiye, Kuşadası Alanya, Mersin, Bursa, Bolu, Nevşehir (Ürgüp-Göreme) gibi.
6. İdari Şehirler: Ankara (başkent), İstanbul, Bursa, Konya, Edirne (geçmişte başkent olmaları)
7. Askeri Şehirler: Sarıkamış, Çorlu, Erzurum, Konya, Malatya , Kırkağaç, Manisa gibi.
8. Kültürel Şehirler: İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere bazı yerleşim merkezlerimizin gelişmesinde o merkezlerde bulunan üniversiteler de etkili olmuştur.
GÖÇLER
İÇ GÖÇLER
İç göçler 1950 ‘den sonra Ulaşımın gelişmesi ve sanayileşme ile artış göstermiştir.
İç Göçün (Köyden Kente) Sebepleri:
1. Hızlı nüfus artışı,
2. Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara ayrılması,
3. Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması
(bu genelleme Karadeniz bölgesi için geçerliliğini yitirir.).
4. Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği,
5. Kan davaları ve terör.
6. İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri.
7. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili).
8. İş imkanlarının sınırlı olması.
9. Kentlerde sanayinin gelişmiş olması.
Köyden Kente Göçün Sonuçları:
1. Nüfusun dağılışında dengesizlik olur.
2. Yatırımların dağılışında dengesizlik olur.
3. İşsizlik ortaya çıkar.
4. Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur.
5. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır.
6. Çevre sorunları artar.
7. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur.
8. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaşır.
9. Kültür çatışması olur.
10. Kırsal kesimdeki yatırımlarda verimsizlik olur.
Köyden Kente Göçü Önlemek İçin;
1. Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı,
2. Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı.
3. Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli.
4. Eğitim –sağlık hizmetleri geliştirilmeli.
5. Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime kaydırılmalı
6. Alt yapı hizmetleri geliştirilmeli (yol ,su, elektrik, haberleşme).
DIŞ GÖÇLER
Ülkeler arası yapılan göçlerdir.
Dış Göçlerin Nedenleri
Savaşlar, baskı, zulüm, tehdit.
Tabii afetler (Depremler, salgın hastalıklar, kıtlık gibi)
Geçim sıkıntısı
Sınırların değişmesi
Uluslar arası antlaşmalarla sağlanan nüfus değişimi.
Dış Göçlerin Sonuçları
1.Ülkeler arası ekonomik ilişkiler gelişir.
2.Kültür alışverişi olur.
3.Turizmin gelişmesine katkı sağlar.
4.Döviz girdisi artar.
5.İşsizlik kısmen azalır.
6.Aileler bölünür.
7.Göç alan ülkede nüfus artar.
Bir ülkede ne kadar insan yaşadığını ve nüfus artışını belirlemek için, nüfus sayımları yapılır. Türkiye, nüfusu hızla artan bir ülkedir. Son nüfus sayımına göre, Türkiye'deki nüfus artış hızı yüzde 02,2'dir. Ülkemizde her on yılda bir nüfus sayımı yapılmaktadır. En son 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusumuz yaklaşık 68.000.000 kişi olarak saptanmıştır. Türkiye nüfusunun büyük bir kesimini genç nüfus oluşturmaktadır. Nüfusun büyük bir kısmı, iş olanaklarının olduğu İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, İzmir, Kocaeli gibi şehirlerde yoğunlaşmıştır. Ülkemizde, köylerden şehirlere doğru bir göç yaşanmaktadır. Bu göçle birlikte büyük şehirlerimizde sağlıksız gecekondular oluşmaktadır.
Türkiye’de Nüfus :
Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir. Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, okur yazar oranı, eğitilmiş nüfus durumu, işsiz sayısı, çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılımı, köy ve kent nüfus sayıları belirlenir.
Türkiye’de Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı):
Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artışı hızı ya da doğurganlık hızı denir. Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Türkiye genelinde kırsal kesimde doğurganlık hızı fazladır. Doğurganlığın en az olduğu bölgeler Marmara ve Kıyı Ege, en fazla olduğu bölgeler, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dur.
Doğurganlık Hızının Sonuçları :
Doğurganlığın fazla olduğu bölgelerden ve kırsal kesimlerden iş olanaklarının fazla olduğu gelişmiş bölge ve kentlere göçler olur. Göçler nedeniyle nüfusun bölgeler arası dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi bozulur. Doğurganlık arttıkça iç tüketim artar, hammadde kaynakları hızla tükenir, iş, eğitim, sağlık, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlar karşılanamaz.
Türkiye’de Göçlerin Nedenleri: Türkiye’de 1850’den itibaren kırsal kesimden kentlere doğru hızlı bir iç göç başlamıştır. Türkiye’deki göçlerin nedenleri şunlardır: Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı, Tarım arazisinin miras yoluyla parçalanıp küçülmesi, Tarımda makineleşmenin başlamasıyla oluşan işsizlik, Verimli tarım alanlarının azalması, Kan davaları ve güvenlik sorunu, Kentlerin iş, eğitim ve sağlık bakımından çekiciliği, İç göçlerin hızla artması, bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Türkiye’de Göçlerin Sonuçları
1. Kent nüfusu hızla artar
2. Alt yapı yetersizliği ve plansız kentleşme sorunları ortaya çıkar.
3. Kentlerde, ulaşım, konut, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur.
4. Kentlerde işsizlik artar
5. Kentlerde güvenlik bozulur
6. Kırsal alandaki yatırımlar verimsiz hale gelir.
Türkiye’de Nüfus Dağılışı:
Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri, ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal ve ekonomik koşulların etkisi vardır. Bu koşulların elverişli olduğu yerler sık nüfuslanmıştır. Arazinin dağlık ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu, önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır.
Türkiye’de Nüfus Yoğunluğu:
Belli bir alanda yaşayan nüfusun o alanın yüzölçümüne oranıdır. Kişi/km2 olarak gösterilir. Nüfus yoğunluğu 3 farklı biçimde ifade edilir.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu: Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Yüzölçümü formülü ile hesaplanır.
Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 73 kişi düşer. Alanın genişliğine ve nüfusun fazlalığına göre değişen aritmetik nüfus yoğunluğu illere ve bölgelere göre farklılık gösterir.
İllere Göre Nüfus Yoğunluğu: Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan ilimiz İstanbul, en az olan ilimiz Gümüşhane’dir.
İllerin nüfus yoğunlukları turizme ve tarımsal faaliyete bağlı olarak mevsime göre değişir. Örneğin yaz mevsiminde Antalya’nın nüfusu turizm nedeniyle artarken, Adana’nın nüfusu Çukurova’ya çalışmak için gelen işçiler nedeniyle artmaktadır.
Bölgelere Göre Nüfus Yoğunluğu: Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz iş olanaklarının fazla olduğu Marmara, en az olan bölgemiz ise doğal ve ekonomik koşulların olumsuzluğu nedeniyle Doğu Anadolu’dur. Ayrıca bölgenin yüzölçümünün geniş olması da nüfus yoğunluğunun az olmasında etkilidir.
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu : Tarımsal nüfus yoğunluğu, tarımla geçinen nüfusun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Kırsal Nüfus
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu = Tarım Alanları formülü ile hesaplanır.
Tarım alanlarının az, sulama olanakları ve yağışların fazla olduğu yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır. Örneğin Doğu Karadeniz kıyıları ile Doğu Anadolu’da tarımsal yoğunluk 500 kişiyi bulurken, tarım arazisinin geniş olduğu İç ve Güneydoğu Anadolu ile endüstrileşme ve kentleşme oranının yüksek olduğu Marmara’da çok azdır.
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu:
Bir ülkenin toplam nüfusunun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus
Fizyolojik Yoğunluk = Tarım Alanları formülü ile hesaplanır.
Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 197 kişi düşer. Ancak bu yoğunluk nüfusun tamamını tarımlı geçiniyor kabul ettiği için sonuçları güvenilir değildir.
Türkiye’de Nüfusun Yapısı:
Nüfusun sayısı ve yoğunluğundan daha önemli olan nüfusun yapısıdır. Bu bölümde Türkiye nüfusunun yaş gruplarına dağılımı, cinsiyet özellikleri ve eğitim durumu ile etkin (çalışan) nüfusun sektörlere dağılımı incelenecektir.
NÜFUSUN YAŞ GRUPLARINA VE
CİNSİYETE GÖRE DAĞILIMI:
Nüfusun yapısını belirleyen en önemli özellik yaş grupları ve cinsiyet dağılımıdır.
Yaş Grupların Göre Dağılım:
ülkemiz genç nüfusludur. Nüfus artış hızı yüksektir. Bu durum temel ihtiyaçların karşılanması konusunda sorunlar yaratır.Tüketici nüfus fazla, üretken nüfus azdır. Bu nedenle ekonomik bağımlılık oranı yüksektir.Okul çağındaki nüfus fazladır. Ortalama insan ömrü kısadır.
Cinsiyete Göre Dağılım:
Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir denge vardır. Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle değişir. Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan bölgelerde erkek sayısı daha fazladır. Çok göç veren iller arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak kadın nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun bu konu için iyi birer örnektir.
Nüfusun Eğitim Durumu:
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini saptarken eğitim en temel ölçüttür. Ülkemizde okur yazarlık oranı gittikçe artmakla birlikte, hala istenen düzeyde değildir. Buna bağlı olarak gazete, dergi ve kitap tüketimi gelişmiş ülkelerdeki düzeyin çok altındadır. Nüfusun, %46,1’ini ilkokul, %7,4’ünü ortaokul, %7,8’ini lise ve %3,2’sini yüksek öğrenim düzeyinde eğitim alanlar oluşturmaktadır. Hiç eğitim almamış olanlar %19,6, okula gitmemiş okuryazarlar ise % 15,9’dur. Kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyaç nedeniyle çocukların okula gönderilememesi, kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi ve okullaşma oranının yetersizliği eğitimin istenen düzeye gelmesini engellemektedir.
Etkin Nüfusun Sektörlere Dağılımı:
1990 yılı verilerine göre etkin nüfusumuz 23,3 milyon kişidir. Bu nüfusun sektörlere dağılımı ise şöyledir. Tarım sektöründe çalışan 12 milyon 118 bin kişi etkin nüfusun %49’unu, Endüstri sektöründe çalışan 2 milyon 910 bin kişi etkin nüfusun %15,2’sini, Hizmet sektöründe çalışan 7 milyon 919 bin kişi etkin nüfusun %35,8’ini oluşturmaktadır.
Türkiye’de ilk nüfus sayımı1927 yılında yapılmıştır. İkincisi 1935 yılında, daha sonra her 5 yılda bir nüfus sayımları yapılmıştır. 1990 dan sonra alınan kararla her 10 yılda bir sayım yapılacaktı. Ancak 1997 yılında seçmen yaşının düşürülmesinden dolayı tekrar sayım yapıldı. Son yapılan 2000Genel Nüfus sayımına göre nüfusumuz 67.803.927 olmuştur.
Nüfus Sayımı Yapılmasının Sebepleri
1. Nüfusun miktarını öğrenmek.
2. Nüfus artış hızını, dağılışını öğrenmek.
3. Nüfusun yaş , cinsiyet durumunu,
4. Köy-kent nüfusunu,
5. Çalışan nüfusun sektörlere göre dağılışını,
6. Eğitim durumunu,
7. İşsizlik oranını öğrenmek .
8. Asker çağındakileri ve seçmen sayısını öğrenmek gibi sebeplerle sayım yapılır.
Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler
1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur. Yağışların fazla , kışların ılık geçtiği iklim bölgeleri sık nüfusludur. Örnek ; kutup bölgeleri , çöl bölgeleri ve Ekvatorda 1000 m. nin altındaki yerler (yüksek nem ve sıcaklıktan) seyrek nüfusludur.
2.Yer şekilleri: iklim şartları elverişli olsa bile dağlık kesimler seyrek nüfuslanmıştır. Ör. Dünya üzerinde Alp-Himalaya dağları, Yurdumuzda ise Menteşe yöresi, Taşeli platosu, Teke yarımadası Toroslar gibi.
3.Su imkanı : Akarsu çevreleri su imkanı ve verimli tarım alanlarından dolayı sık nüfusludur. Bu genellemeye Ekvatoral bölge akarsuları (Amazon, Kongo) ve Kutup iklim bölgesindeki akarsular uymaz. Ekvatoral bölgede yüksek nem ve sıcaklıktan, kutuplarda ise düşük sıcaklıktan dolayı nüfus seyrektir. Sık nüfuslu akarsu havzalarına örnek olarak; İndus, Ganj, Fırat-Dicle, Nil gösterilebilir.
4.Sanayi : Sanayi nin gelişmiş olduğu yerler iş imkanından dolayı sık nüfusludur. Ör.İstanbul , Bursa, İzmir, Adana gibi. Dünya üzerinde ise Japonya, Batı Avrupa ülkeleri ve A.B.D’nin doğusu sanayiden dolayı sık nüfusludur.
5.Tarım : Tarımsal faaliyetlerin gelişmiş olduğu yerler sık nüfusludur. Ör. Akhisar, Çukurova, Bafra ,Çarşamba gibi.
6.Ulaşım : Ulaşımın gelişmiş olduğu yerlerde ticarette geliştiği için sık nüfuslanmıştır.
7.Turizm :Turizmin gelişmiş olduğu yerlerde mevsimlik nüfus artışı görülür. Örnek kıyı bölgelerimizde yaz döneminde, Bursa-Uludağ, Bolu-Kartalkaya, Kayseri-Erciyes’ te ise kış döneminde nüfus artar.
8.Yer altı kaynakları: Yer altı kaynaklarının çıkarıldığı ve işlendiği yerler sık nüfusludur. Ör. Soma, Ereğli, Karabük, Seydişehir gibi.
9.Bitki örtüsü: Ormanların sık ve gür olduğu alanlar seyrek nüfuslanmıştır.örnek Amazon-Kongo Havzaları gibi.
10. Kara ve Denizlerin Dağılışı: Dünya nüfusunun büyük bir kısmı kuzey yarım kürede ılıman kuşaktadır. Sebebi karaların geniş alan kaplaması.
*** Bir ülkede nüfusun dağılışı büyük ölçüde iklim ve yer şekillerine bağlı ise o ülke geri kalmış, iklim ve yer şekillerinden bağımsız ise gelişmiş ülkedir.
DÜNYA ÜZERİNDEKİ SIK NÜFUSLU BÖLGELER
Muson iklim bölgesi (İndus, Ganj nehirleri, Japonya gibi):iklim ve sanayiden dolayı.
Avrupa ülkeleri :Sanayinin gelişmiş olması.
Kuzey Afrika’da Nil Nehri çevresi
A.B.D’nin doğusu :Sanayinin gelişmiş olması
DÜNYANIN SEYREK NÜFUSLANMIŞ BÖLGELERİ
Dönenceler çevresindeki çöller.
Yüksek dağlık bölgeler
Kutup Bölgeleri
Bataklıklar
Ekvatoral bölgede 1000 metrenin altındaki alanlar.
NÜFUS ARTIŞI VE SONUÇLARI
Bir ülkede nüfus artmasında doğumların ölümlerden fazla olması ve dış göçler etkilidir. Türkiye nüfusunun artmasında en fazla doğum oranlarının yüksekliği etkilidir. Ayrıca sağlık hizmetlerindeki gelişmeler, çocuk ölümlerinin azalması, beslenme şartlarının iyileşmesi ile ortalama insan ömrünün uzaması gösterilebilir.
Türkiye’de en az nüfus artışı 1940-45 yıllarında olmuştur(%010,59). Sebebi ikinci dünya savaşından dolayı genç nüfusun askerde olması(seferberlik durumu) ve kıtlıktır. En fazla nüfus artışı 1955-60 yılları arasında olmuştur (%o 28,58). Savaşların bitmesi, sağlık hizmetlerindeki gelişmeler gösterilebilir.
Hızlı Nüfus Artışının Olumsuz Etkileri
• Tüketim artar. İhracat azalır veya ithalat artar.
• Demoğrafik( Nüfusa yapılan yatırım-yol su ,elektrik, konut, hastane, okul gibi) yatırımlar artar.
• Tasarruflar azalır.
• Kalkınma hızı yavaşlar.
• Kişi başına düşen milli gelir azalır.
• Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur.
• İşsizlik artar. İç ve dış göçler artar.
• Tarım alanlarının amaç dışı kullanımı artar.
• Çevre sorunları artar.
*** Bir ülkede milli gelir sürekli olarak artmasına rağmen ,kişi başına düşen gelir aynı şekilde artmıyorsa , o ülkede nüfus artış hızı fazladır.
***Bir ülkede çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük ise , o ülkede doğum oranı yüksektir (nüfus artış hızı fazladır).
*** Bir yerde nüfusun artması ile iş imkanları arasında bir paralellik varsa , orada nüfus artışında dış göçler etkilidir.
Hızlı Nüfus Artışının Olumlu Etkileri
• Mal ve hizmetlere talep artar.
• Ekonomide çeşitlilik artar.
• Ülke savunmasına katkısı olur.
• İşçi ücretleri düşer. Dolayısıyla üretim maliyeti azalır.
NÜFUSUN YAPISI
A- Yaş Yapısı
1. Genç nüfus (0-14 )
Gelişmiş ülkelerde genç nüfusun oranı azdır. Doğum oranı düşük olduğu için. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde doğum oranlarının fazlalığından dolayı genç nüfus fazladır. Ülkemizde bu nüfusun (0-14) oranı %36,2 ‘tir. Bu nüfus bağımlı (tüketici) nüfustur.
2. Olgun Nüfus (15-64 yaş)
Çalışan (etkin ) nüfustur. Gelişmiş ülkelerde bu nüfus fazla iken, diğerlerinde azdır. Ülkemizde bu nüfusun oranı %59,7 dir.
3. İhtiyar Nüfus(65 +)
Genç nüfus kadar olmasa da tüketici nüfustur. Gelişmiş ülkelerde ortalama yaşam süresi daha uzun olduğu için bu nüfusun oranı yüksektir. Ülkemizde bu nüfusun oranı %4,1 tür.
B-Cinsiyet Yapısı:
Ülkemizde kadın erkek nüfus genelde birbirine yakındır. Fakat göç alan illerimizde erkek nüfusunda, göç veren illerimizde ise kadın nüfusunda bir fazlalık olmaktadır.
D. Köy-Kent Nüfusu:
1927 yılı sayımına göre nüfusumuzun %76 sı köylerde yaşarken , 1990 da bu oran %41 lere düşmüştür. Sebebi köyden kente olan göçlerdir.
E. Ekonomik Faaliyetlere Göre Durumu: 1927 yılı sayımına göre nüfusun %82 si tarımda çalışırken ,1990 da bu oran %54 e düşmüştür. Sebebi, tarım dışı sektörlerin gelişmesidir (sanayi ve kamu hizmetleri).
NÜFUS YOĞUNLUĞU
1. Matematik(aritmetik )nüfus yoğunluğu:
2000 GENEL NÜFUS SAYIMI
Toplam Şehir Köy
67 803 927 44 006 274 23 797 653
Marmara 17 365 027 13 730 962 3 634 065
Ege 8 938 781 5 495 575 3 443 206
Akdeniz 8 706 005 5 204 203 3 501 802
İç Anadolu 11 608 868 8 039 036 3 569 832
Karadeniz 8 439 213 4 137 466 4 301 747
Doğu Anadolu 6 137 414 3 255 896 2 881 518
G.Doğu Anadolu 6 608 619 4 143 136 2 465 483
***1997 sayımına göre nüfus miktarı ve yoğunluğu en fazla olan bölgemiz Marmara iken, en az olan bölgemiz Doğu Anadolu Bölgesidir.
2.Tarımsal nüfus yoğunluğu:
***Tarımsal nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz Doğu Anadolu, en az olan bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir.
Konut Tipinde Etkili Faktörler
İklim ve bitki örtüsü: Nemli iklim bölgelerinde genellikle ahşap evler, kurak iklim
bölgelerinde ise toprak ve kerpiç evler vardır.örnek ; Karadeniz Bölgesinde ahşap ,
İç Anadolu, Doğu Anadolu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde kerpiç evler hakimdir.
Doğal çevrede en fazla bulunan yapı malzemesi
Ekonomik ve sosyal yapı: Göçebe hayatı sürdürenlerde konut genelde çadırdır.
Ekonomik olarak gelişmişlik arttıkça betonarme yapılar artmaktadır.
Deprem bölgeleri
Yerleşme Tipleri
A-Kırsal Yerleşme
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. İş bölümü , alt yapı hizmetleri, eğitim –sağlık hizmetleri gelişmemiştir. Kırsal yerleşmelerde en büyük yerleşim birimi köydür.
Köyden daha küçük olan yerleşim birimleri (köy altı yerleşmeleri) : Çiftlik , mezra. Kom , divan , yayla, oba gibi adlarla adlandırılır.
KIRSAL YERLEŞME
1.Toplu Yerleşme: Yağışın ve suyun az olduğu alanlarda görülür. İnsanlar su başlarında toplanmıştır. Yurdumuzun büyük bir kesiminde toplu yerleşme hakimdir.
2.Dağınık Yerleşme: Yağışın bol olduğu , su sıkıntısının olmadığı nemli iklim bölgelerinde eğimli arazilerde görülür. Evler arasında tarla , bağ ve bahçeler vardır. Yurdumuzda en fazla Doğu Karadeniz Bölümünde görülür.
Not: Dağınık ve toplu yerleşme üzerinde etkili olan faktörler: Yağış ve yer şekilleridir.
B-KENTSEL YERLEŞME
Sanayi, ticaret, eğitim ve yönetim alanlarında çalışan insanların yaşadığı büyük yerleşim birimleridir.
Türkiye’de kentsel nüfus sürekli olarak artmaktadır. Sebebi ; köyden kente olan göçlerdir.
Türkiye’de kentleşme hızı , sanayileşme hızından daha yüksektir. Bu durum gecekondulaşmayı (Çarpık kentleşme) beraberinde getirmiştir. Ayrıca trafik, eğitim-sağlık problemleri , hava kirliliği ve fabrikaların kent içinde kalması gibi durumları oluşturmaktadır.
Kentleşme hızının en fazla olduğu bölgemiz Marmara iken, en düşük olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir.
Şehirler Fonksiyonlarına Göre Şu Gruplara Ayrılır:
1.Tarım şehirleri: Ege Bölgesinde; Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Ödemiş, Tire gibi.
Marmara Bölgesinde ; Kırklareli, İnegöl, Lüleburgaz gibi. Karadeniz Bölgesinde; Bafra, Çarşamba, Giresun ,Rize, Düzce, Niksar gibi.
İç Anadolu Bölgesinde; Karaman ,Aksaray, Akşehir, Kırşehir, Nevşehir, Niğde gibi:
2. Ticaret Şehirleri: İstanbul, İzmir, Denizli, Manisa, Aydın, Ankara, Konya, Bursa, Kayseri, Eskişehir, Afyon, Malatya, Van ,Elazığ, Ş.Urfa, G.Antep gibi.
3. Sanayi Şehirleri: İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, İzmir. Adana, Batman, Karabük Ereğli, Kırıkkale, Seydişehir, İskenderun gibi.
4. Liman Şehirleri: İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Samsun, Trabzon, İskenderun, Zonguldak gibi
5. Turizm Şehirleri: İstanbul, İzmir,Çeşme, Antalya, Bodrum; Marmaris,Fethiye, Kuşadası Alanya, Mersin, Bursa, Bolu, Nevşehir (Ürgüp-Göreme) gibi.
6. İdari Şehirler: Ankara (başkent), İstanbul, Bursa, Konya, Edirne (geçmişte başkent olmaları)
7. Askeri Şehirler: Sarıkamış, Çorlu, Erzurum, Konya, Malatya , Kırkağaç, Manisa gibi.
8. Kültürel Şehirler: İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere bazı yerleşim merkezlerimizin gelişmesinde o merkezlerde bulunan üniversiteler de etkili olmuştur.
GÖÇLER
İÇ GÖÇLER
İç göçler 1950 ‘den sonra Ulaşımın gelişmesi ve sanayileşme ile artış göstermiştir.
İç Göçün (Köyden Kente) Sebepleri:
1. Hızlı nüfus artışı,
2. Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara ayrılması,
3. Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması
(bu genelleme Karadeniz bölgesi için geçerliliğini yitirir.).
4. Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği,
5. Kan davaları ve terör.
6. İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri.
7. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili).
8. İş imkanlarının sınırlı olması.
9. Kentlerde sanayinin gelişmiş olması.
Köyden Kente Göçün Sonuçları:
1. Nüfusun dağılışında dengesizlik olur.
2. Yatırımların dağılışında dengesizlik olur.
3. İşsizlik ortaya çıkar.
4. Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur.
5. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır.
6. Çevre sorunları artar.
7. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur.
8. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaşır.
9. Kültür çatışması olur.
10. Kırsal kesimdeki yatırımlarda verimsizlik olur.
Köyden Kente Göçü Önlemek İçin;
1. Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı,
2. Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı.
3. Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli.
4. Eğitim –sağlık hizmetleri geliştirilmeli.
5. Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime kaydırılmalı
6. Alt yapı hizmetleri geliştirilmeli (yol ,su, elektrik, haberleşme).
DIŞ GÖÇLER
Ülkeler arası yapılan göçlerdir.
Dış Göçlerin Nedenleri
Savaşlar, baskı, zulüm, tehdit.
Tabii afetler (Depremler, salgın hastalıklar, kıtlık gibi)
Geçim sıkıntısı
Sınırların değişmesi
Uluslar arası antlaşmalarla sağlanan nüfus değişimi.
Dış Göçlerin Sonuçları
1.Ülkeler arası ekonomik ilişkiler gelişir.
2.Kültür alışverişi olur.
3.Turizmin gelişmesine katkı sağlar.
4.Döviz girdisi artar.
5.İşsizlik kısmen azalır.
6.Aileler bölünür.
7.Göç alan ülkede nüfus artar.
Bir ülkede ne kadar insan yaşadığını ve nüfus artışını belirlemek için, nüfus sayımları yapılır. Türkiye, nüfusu hızla artan bir ülkedir. Son nüfus sayımına göre, Türkiye'deki nüfus artış hızı yüzde 02,2'dir. Ülkemizde her on yılda bir nüfus sayımı yapılmaktadır. En son 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusumuz yaklaşık 68.000.000 kişi olarak saptanmıştır. Türkiye nüfusunun büyük bir kesimini genç nüfus oluşturmaktadır. Nüfusun büyük bir kısmı, iş olanaklarının olduğu İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır, İzmir, Kocaeli gibi şehirlerde yoğunlaşmıştır. Ülkemizde, köylerden şehirlere doğru bir göç yaşanmaktadır. Bu göçle birlikte büyük şehirlerimizde sağlıksız gecekondular oluşmaktadır.
Türkiye’de Nüfus :
Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir. Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, okur yazar oranı, eğitilmiş nüfus durumu, işsiz sayısı, çalışan nüfusun iş kollarına göre dağılımı, köy ve kent nüfus sayıları belirlenir.
Türkiye’de Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı):
Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artışı hızı ya da doğurganlık hızı denir. Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Türkiye genelinde kırsal kesimde doğurganlık hızı fazladır. Doğurganlığın en az olduğu bölgeler Marmara ve Kıyı Ege, en fazla olduğu bölgeler, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dur.
Doğurganlık Hızının Sonuçları :
Doğurganlığın fazla olduğu bölgelerden ve kırsal kesimlerden iş olanaklarının fazla olduğu gelişmiş bölge ve kentlere göçler olur. Göçler nedeniyle nüfusun bölgeler arası dağılım dengesi ve cinsiyet dengesi bozulur. Doğurganlık arttıkça iç tüketim artar, hammadde kaynakları hızla tükenir, iş, eğitim, sağlık, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlar karşılanamaz.
Türkiye’de Göçlerin Nedenleri: Türkiye’de 1850’den itibaren kırsal kesimden kentlere doğru hızlı bir iç göç başlamıştır. Türkiye’deki göçlerin nedenleri şunlardır: Kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı, Tarım arazisinin miras yoluyla parçalanıp küçülmesi, Tarımda makineleşmenin başlamasıyla oluşan işsizlik, Verimli tarım alanlarının azalması, Kan davaları ve güvenlik sorunu, Kentlerin iş, eğitim ve sağlık bakımından çekiciliği, İç göçlerin hızla artması, bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Türkiye’de Göçlerin Sonuçları
1. Kent nüfusu hızla artar
2. Alt yapı yetersizliği ve plansız kentleşme sorunları ortaya çıkar.
3. Kentlerde, ulaşım, konut, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur.
4. Kentlerde işsizlik artar
5. Kentlerde güvenlik bozulur
6. Kırsal alandaki yatırımlar verimsiz hale gelir.
Türkiye’de Nüfus Dağılışı:
Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri, ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal ve ekonomik koşulların etkisi vardır. Bu koşulların elverişli olduğu yerler sık nüfuslanmıştır. Arazinin dağlık ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu, önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır.
Türkiye’de Nüfus Yoğunluğu:
Belli bir alanda yaşayan nüfusun o alanın yüzölçümüne oranıdır. Kişi/km2 olarak gösterilir. Nüfus yoğunluğu 3 farklı biçimde ifade edilir.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu: Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Yüzölçümü formülü ile hesaplanır.
Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 73 kişi düşer. Alanın genişliğine ve nüfusun fazlalığına göre değişen aritmetik nüfus yoğunluğu illere ve bölgelere göre farklılık gösterir.
İllere Göre Nüfus Yoğunluğu: Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan ilimiz İstanbul, en az olan ilimiz Gümüşhane’dir.
İllerin nüfus yoğunlukları turizme ve tarımsal faaliyete bağlı olarak mevsime göre değişir. Örneğin yaz mevsiminde Antalya’nın nüfusu turizm nedeniyle artarken, Adana’nın nüfusu Çukurova’ya çalışmak için gelen işçiler nedeniyle artmaktadır.
Bölgelere Göre Nüfus Yoğunluğu: Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz iş olanaklarının fazla olduğu Marmara, en az olan bölgemiz ise doğal ve ekonomik koşulların olumsuzluğu nedeniyle Doğu Anadolu’dur. Ayrıca bölgenin yüzölçümünün geniş olması da nüfus yoğunluğunun az olmasında etkilidir.
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu : Tarımsal nüfus yoğunluğu, tarımla geçinen nüfusun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Kırsal Nüfus
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu = Tarım Alanları formülü ile hesaplanır.
Tarım alanlarının az, sulama olanakları ve yağışların fazla olduğu yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır. Örneğin Doğu Karadeniz kıyıları ile Doğu Anadolu’da tarımsal yoğunluk 500 kişiyi bulurken, tarım arazisinin geniş olduğu İç ve Güneydoğu Anadolu ile endüstrileşme ve kentleşme oranının yüksek olduğu Marmara’da çok azdır.
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu:
Bir ülkenin toplam nüfusunun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus
Fizyolojik Yoğunluk = Tarım Alanları formülü ile hesaplanır.
Ülkemizde 1990 yılı sayımına göre km2’ye 197 kişi düşer. Ancak bu yoğunluk nüfusun tamamını tarımlı geçiniyor kabul ettiği için sonuçları güvenilir değildir.
Türkiye’de Nüfusun Yapısı:
Nüfusun sayısı ve yoğunluğundan daha önemli olan nüfusun yapısıdır. Bu bölümde Türkiye nüfusunun yaş gruplarına dağılımı, cinsiyet özellikleri ve eğitim durumu ile etkin (çalışan) nüfusun sektörlere dağılımı incelenecektir.
NÜFUSUN YAŞ GRUPLARINA VE
CİNSİYETE GÖRE DAĞILIMI:
Nüfusun yapısını belirleyen en önemli özellik yaş grupları ve cinsiyet dağılımıdır.
Yaş Grupların Göre Dağılım:
ülkemiz genç nüfusludur. Nüfus artış hızı yüksektir. Bu durum temel ihtiyaçların karşılanması konusunda sorunlar yaratır.Tüketici nüfus fazla, üretken nüfus azdır. Bu nedenle ekonomik bağımlılık oranı yüksektir.Okul çağındaki nüfus fazladır. Ortalama insan ömrü kısadır.
Cinsiyete Göre Dağılım:
Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir denge vardır. Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle değişir. Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan bölgelerde erkek sayısı daha fazladır. Çok göç veren iller arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak kadın nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun bu konu için iyi birer örnektir.
Nüfusun Eğitim Durumu:
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini saptarken eğitim en temel ölçüttür. Ülkemizde okur yazarlık oranı gittikçe artmakla birlikte, hala istenen düzeyde değildir. Buna bağlı olarak gazete, dergi ve kitap tüketimi gelişmiş ülkelerdeki düzeyin çok altındadır. Nüfusun, %46,1’ini ilkokul, %7,4’ünü ortaokul, %7,8’ini lise ve %3,2’sini yüksek öğrenim düzeyinde eğitim alanlar oluşturmaktadır. Hiç eğitim almamış olanlar %19,6, okula gitmemiş okuryazarlar ise % 15,9’dur. Kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyaç nedeniyle çocukların okula gönderilememesi, kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi ve okullaşma oranının yetersizliği eğitimin istenen düzeye gelmesini engellemektedir.
Etkin Nüfusun Sektörlere Dağılımı:
1990 yılı verilerine göre etkin nüfusumuz 23,3 milyon kişidir. Bu nüfusun sektörlere dağılımı ise şöyledir. Tarım sektöründe çalışan 12 milyon 118 bin kişi etkin nüfusun %49’unu, Endüstri sektöründe çalışan 2 milyon 910 bin kişi etkin nüfusun %15,2’sini, Hizmet sektöründe çalışan 7 milyon 919 bin kişi etkin nüfusun %35,8’ini oluşturmaktadır.