İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OLCAY

Sayfa: 1 ... 425 426 [427] 428 429 ... 495
6391
Coğrafya / TOPRAK OLUŞUMU ve TOPRAK TÜRLERİ
« : Ekim 11, 2007, 01:24:50 ÖS »
TOPRAK OLUŞUMU ve TOPRAK TÜRLERİ
- Toprağın oluşması için önce kayaların çözünmesi gerekir.
- Canlı kalıntılarıyla oluşabilir.
- Toprağın oluşumuna etki eden faktörler; iklim, bitki örtüsü, yer şekilleri, taşların özelliğidir.
a) Taşınmış Topraklar :
- Dış kuvvetlerin taşıyıp getirdiği malzemelerin birikmesiyle oluşur.
- Üç çeşittir.
Alüvyonlar : Kum ve çakıl gibi maddelerin oluşumuyla oluşan topraklardır.
Morenler (Buzul Taşlar) : Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı yada çizikli taşlardan oluşur.
Lösler : Rüzgarların, kurak bölgelerden az çok yağışlı bölgelere taşıyıp yığdıkları, katmanlaşmış ince ögelerden oluşan toprak.
b) Yerli Topraklar :
- Bu topraklar, kayaların çözüldüğü yerde oluşan topraklardır.
- İki gruba ayrılır.
Nemli Bölge Toprakları : Bu topraklar nemin gür olduğu yerlerde, gür bitki örtüsüyle kaplıdır.
Kurak ve yarı kurak bölge toprakları : Kestane ve kahverengi bozkır topraklarıdır yani çöl toprakları.

6392
Coğrafya / İklim
« : Ekim 11, 2007, 01:03:49 ÖS »
İklim;

Bir yerdeki hava koşullarının geniş bir zaman ve bölge üzerinde ortalaması. İklim'i inceleyen bilim dalına Klimatoloji denir. Bir bölgedeki iklimi belirleyen unsurlar, sıcaklık, rüzgar, havadaki nem , basınç,ve bunların gün ve yıl içinde nasıl değiştiğidir. İklimi etkileyen birçok faktör vardır.
Bir bölgenin denize yakınlığı [değiştir]
Denize yakın yerlerde mevsimler arası sıcaklık farkı daha azdır ve iklim daha yumuşaktır. Karasal bölgelerde ise mevsimler arası ve gece - gündüz sıcaklık farkları daha fazladır.Buna sebep ise nemliliktir.

Bir bölgenin enlemi [değiştir]
Enlem arttıkça güneş ışınlarının yüzeyi vurma derecesi azalır ve daha soğuk bir iklim hüküm sürer. Ekvator'dan kuzeye ya da güneye gidildikçe ortalama sıcaklık azalır. Aynı zamanda, mevsimler arası sıcaklık farkı artar. Tropikal bölgelerde genelde sadece bir ya da iki mevsim görülür. Bunlar sıcaklık farkı ile değil de yağış ve nem ile ayırdedilir. Türkiye gibi ılıman ülkelerde ve daha soğuk iklimin görüldüğü ülkelerde dört mevsim görülür.

Bir bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği
Yükseklik arttıkça sıcaklık azalır. Ortalama olarak, her 100 metrede hava bir derece düşer. Bu sebepten ötürü tropikal bölgelerde bile yüksek dağların tepeleri tüm yıl karlı kalabilir.

Bir bölgedeki dağlar ve diğer fiziki faktörler
Dağlar da iklimlerin oluşmasında rol oynar. Ülkemizin Ege kıyılarında görüldüğü gibi dağlar denize dik uzanıyorsa kıyıda egemen olan iklim iç kesimlerde de egemenliği sürdürür. Eğer dağlar Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde de olduğu gibi kıyıya paralel uzanıyorsa kıyıda egemenlik süren iklim iç kesimleri etkileyemez.

6393
Coğrafya / Hangi Ülkenin Neyi Ünlü?
« : Ekim 11, 2007, 01:00:59 ÖS »
ABD
Hawai Adaları, Kolarado Kanyonu (Büyük Kanyon), OSCAR Ödülleri (Hollywood), Dısneyland, Florida�daki Cap Canavarel Uzay Üssü (NASA), New York Şehri, Superior Gölü, Beyaz Saray, Pentagon, Yellowstone Milli Parkı, Kızılderililer, ABD�nin Simgesi Deniz Kartalı, San Fransisko Havaalanı, Yosemite ve Niagara şelaleleri,San Fransisko Köprüsü (Golden Gate) , Las Wegas, New Orleans (Caz müziğinin merkezi) Los Angelos (Hollywood) şehirleri, Harward,Yale üniversiteleri,Wall Street (New York Borsası) , Coca Cola,Pepsi, Mac Donalds,General Motors,Ford,Microsoft firmaları,Valley Kayalıkları (Arizona Çölü),Güney Dakotadaki dört Amerikan Başkanının büstünün bulunduğu Rushmoure Dağı,Jack London,Ernest Hemingway,John Steinbeck gibi yazarlar, Marilyn Monroe,Jane Fonda,E.Taylor,M.Brando,M.Streep,D.Hofmann,R.de Niro, Steven Spielberg,Michael Jacksen gibi sanatçıları,Times ve Neewsweek dergileri,Metropolitan Sanat Müzesi,Özgürlük Anıtı,Kaliforniyadaki Sekoya Ağaçları

AFGANİSTAN
Hayber Geçidi, Kaşmir Dokuması, Afgan Tazısı, Kabil Şehri,Hindikuş Dağları,Budda (Bamian) Kaya Heykelleri ve Tapınakları,(Taliban tarafından tahrip edildi)Halı Kilim Dokumacılığı,Mezar-ı Şerif ,Kandahar'daki Hırka-i Şerif Camii

ALMANYA
Otomotiv ( Mercedes, BMW, Opel, Wolkswagen ), Dayanıklı Tüketim Malları ( Bosch, Sıemens, Braun, Fakir, Mıele, Grundıg, Telefunken ), Bayer Kimya, Goethe, Brecht, Grass, Schiller, Thomas Mann, Remarque, Rilke Hienrich Böll gibi Yazarları, Beethoven, Bach, Brahms, Wagner,Robert Schuman gibi Müzisyenleri, Marx, Nietzche, Leibniz gibi Düşünürleri, Einstein, İmmanuel Kant, Martin Luther gibi Bilim Adamları, Michael Schumacher, Boris Becker, Franz Beckenbauer ( İmparator ) gibi sporcuları, Berlin ve Köln Katedralleri ile Bremen Mızıkacıları, Ren Havzası ( madencilik ), Lufthansa Hava Yolları, Berlin ( Berlin Duvarı, Brandenburg kapısı, Bergama Müzesi ) Hamburg, Frankfurt, ( Kitap Fuarı )Münih, Dresden Şehirleri

ARJANTİN
Tango Dansı, Eva Peron, Patagonya, Iguazu Şelalesi, And Dağları ve Aconcagua zirvesi ( Güney Amerikanın en yüksek zirvesi ) Büyükbaş Hayvan Besiciliği ve Arjantin Bifteği, Et, yün ve şarap üretimi, Başkent Buenos Aires, Colon Tiyatrosu, Jorge luis Borges

ARNAVUTLUK
Krom üretimi, İşkodra Gölü, Anavut ciğeri ve Arnavut böreği

AVUSTURALYA
Ayers Rock Kayalığı ( Dünyadaki en büyük monolit; Güneşin konumuna göre renk değiştirir. Aborjinlerin kutsal tapınağıdır.) Aborjinler ( Avustralya'nın kırkbin yıllık yerlileri ) Tasmanya Canavarı, Sydney�deki Opera Binası, Kanguru, Koyun Besiciliği, Okaliptus Ağaçları, Koala Ayısı ( keseli ayı ), Uçamayan Emu Kuşu, hertürlü sesi taklit edebilen Lir kuşu, Havlamayı bilmeyen köpek Dingo, Kakadu Ulusal Parkı, Melbourne Şehri, Büyük Mercan Kayalıkları, Yazar Patrick White

AVUSTURYA
Mozart, Schubert, John Straus, Haydn gibi bestecileri, başkent Viyana, Tuna Nehri, İnnsbruck ve Salzburg kayak merkezleri,

AZERBAYCAN
Azeri dansları, Hazar petrolleri

BARBADOS
Şekerkamışı, turizm

BELÇİKA
Demir-Çelik Endüstrisi, Anvers Limanı, Brüksel�deki AET Binaları, Atomium Heykeli, Brüksel Ulusal Tiyatro Binası, Brüksel ve Brügge Şehirleri, Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi, Brüksel Lahanası

BELİZE
Mercan resifleri

BİRMANYA ( BURMA )
İrrawadi Nehri, başkent Rangoon şehri, teak ağacı

BOLİVYA
Ülkenin Kurucusu Simon Bolivar, Kalay Madeni, Koka Bitkisi, Lama ve Alpacalar, Nevado de Llimani Dağları, Başkent La Paz ( dünyanın en yüksekte yer alan başkenti ) Tiahuannacu ve Aymara Kültürlerinin Kalıntıları, Potosi Şehri, Bolivya yaylaları

BOSNA HERSEK
Erik üretimi

BREZİLYA
Rio Karnavalı, Amazon Nehri, Tropikal Yağmur Ormanları, Kahve ve Muz Üretimi, Futbol, Iguazu Şelalesi, Şekerkamışı Üretimi ve İhracatı, Rio de Janerio Şehri ve Ünlü Copa Cabana Plajı, Sao Paulo, Brassilia ve Salvador Şehirleri, Mimar Oscar Niemeyer ( Başkent Brassilia'yı tasarladı ), Kahve satış limanı Santos şehri

CEZAYİR
Büyük Sahra Çölü, petrol ve fosfat üretimi

ÇEK CUMHURİYETİ
Tarihi dokusuyla ünlü başkent Prag, skoda otomobilleri, pilsener ( plzen ) birası, Bohemya kristalleri, Karsbald kaplıcaları, Vaclav Havel

DANİMARKA
Başkent Kopenhag, sığır eti, süt ve süt ürünleri, balıkçılık ( ringa, morina ), Hans Christian, Vikingler

DOMİNİK CUMHURİYETİ
Başkent Sano Domingo'daki Kristof Kolomb mezarı

EKVATOR
Muz Üretimi, Galapagos Adaları ( Darwinin Evrim Araştırmaları Yaptığı Adalar ), Mangrove Ormanları, Başkent Quito, Chimborazo Dağı, Tropikal Yağmur Ormanları, hasır şapka üretiminde kullanılan "kapok" ağacı

ENDONEZYA
Sumatra, Selebes, Cava, Borneo, Timor, Moluk, Bali adaları, kauçuk ve baharat ( Moluk Adası ) üretimi, Yağmur ormanları, çoğu volkanik 13.000 adası, 128 adet etkin yanardağ, Bali tapınakları güçlü, şanlı kent anlamına gelen başkent Cakarta, kazıklar üzerine kurulu evler, pirinç ve balık üretimi

FAS
Kazablanka şehri, fosfat üretimi, Rif Dağları

FİLİPİNLER
Sayısı 7000'e ulaşan ada, Tepesinde sarıçiçekler açan ve ülkenin simgesi olan �Narra ağacı� Bohol adasındaki karstik oluşumlu �çikolata tepeleri�

FİNLANDİYA
Fin Hamamı ( Sauna ), Ren Geyikleri, Buzul Gölleri, Zambak Çiçeği, Nokia Cep Telefonları, Ormanları, Lapplar ( Samiler ) ve Kültürleri, Kağıt Üretimi ve İhracatı, Rauma ve Helsinki Şehirleri

FRANSA
Kozmetik ( Vıchy, Loreal, Nıvea, Roc ) ve Otomotiv Endüstrisi ( Renault, Cıtroen,Peugot ) Cannes Film Festivali, Eyfel Kulesi, Versailles Sarayı, Champs Elysee Bulvarı Fransız Rivierası ( St.Tropez, Cannes, Nice ), Şarap ve Şampanya Üretimi, Moda�nın Merkezi Paris Şehri, Victor Hugo, Balzac, J.J.Roussou, Voltaire, Sartre, Moliere, Descartes, Montesguieu, Diderot, Stendhal, Emile Zola, Albert Camus gibi yazarları, Paul Gauguin, P.Cezanne, Renoir, Monet gibi Ressamları,J. P. Belmando, G.Depardieu, J.BinOche, I.Huppert, Notre Damus, Isabella Adjani Gibi Sinema Sanatçıları, Fransa Bisiklet Turu, Fransız Mutfağı, 1789 Fransız Devrimi, Mont Blanc Dağı, Napolyon Bonapart, Charles de Gaulle gibi Siyasetçileri, Normandiya Çıkarması, Paris Metrosu, Notre Dame Kamburu, HızlıTren, Sen ve Ren Nehirleri, Sarbonne Üniversitesi

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
Ümit Burnu, Altın, Zümrüt, Elmas gibi yeraltı zenginlikleri, Nobel barış ödülü efsanevi lideri Nelson Mandela

GÜNEY KORE
Hyundaı Otomotıv ve Elektronik Endüstrisi, KIA, Samsung

HAİTİ
Kaplumbağa adası

HIRVATİSTAN
"Dalmaçya tipi kıyıları ve adaları," Zagrep şehri, turizm

HİNDİSTAN
Tac Mahal ( Agra ), Amristar Altın Tapınağı ( Sih Tapınağı ), İndus ve Ganj Nehirleri, Bilgisayar Yazılımı, Çay, Pirinç ve Hint Keneviri Üretimi, Mahatma Gandhi, Tagore, Salman Rüştü, Bombay, Kalküta, Yeni Delhi Şehirleri, Himalaya Dağları, Hindistan Cevizi, Mango Meyvesi, Budizm Dini, Ayur Veda, Sankrist Dili ve Alfabesi, Vittala ve Dilwara Tapınakları, Kobra Yılanları ile Ünlü Hint Fakirleri

HOLLANDA
Haarlem Lale Bahçeleri, Yel Değirmenleri, Montofon ve Holstein Cinsi İnekleri, Peynir Üretimi, Denizin Doldurulması İle Oluşturulan Topraklar (Polderler), Çiçek Bahçeleri, Rotterdam Limanı, Amsterdam, Den Haag (insan hakları mahkemesi) ,Lahey (uluslararası adalet divanı) ve Maastricht Şehirleri, Van Gogh, Rembredant gibi Ressamları

HONDURAS
Kahve, muz

IRAK
Babilin Asma Bahçeleri (Semiramis ), Hurma Üretimi, Bağdat Şehri, Petrol Yatakları, Şattülarap Nehri,Uruk ve Ninova harabeleri,Bağdat,Basra, Kerbela şehirleri

İNGİLTERE
Thames Nehri, Brıtısh Museum, Oxford Üniversitesi, Tower Brıdge, Bıg Beng Saat Kulesi, Wembley Stadı, Wımbledon Tenis Turnuvası, M.Jagger ( R.Stones ), P.Collins, Queen ( Fredy Mercury ), Rooben Hood ,İngiliz Porseleni, Çay Kültürü ( Beş Çayı ), İngiliz Pubları, Lordlar Kamarası, Londra, Liverpool, Birmingham şehirleri, Hyde Park, Endüstri Devrimi, Londra Borsası, Soldan akan Trafik, Kraliçe Elizabeth, İnç, Mil gibi ölçü birimleri, Francis Bacon, Bertrand Russel, Sheakespeare, Charles Dickens, George Orwell, Agatha Christie, Harold Pinter gibi yazarları, Windsor Kraliyet Sarayı, Devler Kaldırımı, Balmumundan ünlü heykellerinin sergilendiği Madame Tussaud Müzesi

İRAN
El Dokuması İpek, Tebriz, Isfehan, Şiraz Halıları, Cam ve Gümüş İşçiliği, Petrol Yatakları, Havyar,Tahran,İsfehan,Tebriz,Şiraz,Kum ve Meşhed şehirleri,Elbruz Dağı, Zerdüştlük,Bahailik Dinleri,Pehlevi Hanedanı,Humeyni,Minyatür resimleri, Seramik işlemeciliği,Hafız,Eşref,Hayyam ve Nizamilmülk gibi yazarları

İSKOÇYA
Gayda Çalgısı, İskoç Viskisi, Erkek İskoç Eteği, İlk Klonlanan Koyun Dolly, Edinburgh ve Glasgov Şehirleri, Sean Connory

İSPANYA
Boğa Güreşleri, Flamenko Dansı, El-Hamra Sarayı, Mayorka, Minorka İbiza Adaları( Balear Adaları ), Fiesta, Zeytinyağı, Seat Otomotiv, Barcelona, Madrid, Granada, Sevilla, Cordoba, Santiago de Compostela Şehirleri, Rioja Şarapları, Pamplona ( Boğa Güreşi Festivali ), Kanarya Adaları, Sevilla, Toledo, Salamanca ve Barcelona Katedralleri, Cordoba Camii, Kraliyet Ailesi, Picasso, Salvador Dali, Goya, El Greco gibi ressamlar, Luis Aragon, Cervantes ( Don Kişotun Yazarı ), Garcia Lorca gibi yazarlar, Carlos Saura ( Carmen ), Antonio Banderas, Penolepe Cruz, Luis Bunuel, Pedro Almodevar gibi sinema sanatçıları

İSRAİL
Kudüs şehri, Ağlama duvarı, Yafa portakalı, Lut ve Teberiye gölleri, Necef Çölü, Şeria Irmağı

İSVEÇ
Nobel Ödülleri, Ericsson Cep Telefonları, Volvo Marka Otomobil, İkea ( Mobilya Firması ), Astrid Lindgren ( Masal Kitabı Yazarı ), Selma Lagerlöf, Ren Geyikleri, Olof Palme, ( unutulmaz başbakan ), Stockholm, Malmö, Göteborg Şehirleri, Alfred Nobel, Öoland Adası, Lappland Bölgesi ( yazın uzun gündüzleri ile ünlü ), İngmar Bergman

İSVİÇRE
Saat Üretimi, Çikolata Üretimi, Kış Sporları, Gölleri, Doğal Güzellikleri, Bankacılık Sistemi, Cenevre ( Pek çok uluslararası kuruluşun merkezi ) Bern, Zürih Şehirleri, Davos Şehri ve Toplantıları, Alp Dağları, Kara ve Demiryolu Tünelleri, İlaç Endüstrisi, Rutli Çayırları, milli kahramanları Guillaume Tell

İTALYA
Pisa Kulesi, Rönesansın Merkezi Floransa Şehri ( Roma ), Kanalları ve Gondolları ile Ünlü Venedik Şehri, Sardunya ve Sicilya Adaları, Etna ve Vezüv Yanardağları, Modanın Merkezi Milano Şehri, Deri, Gözlük , Giyim ( Benotton, Dıesel ), Otomotiv ( fiat,alfa romeo, ferrari,i veco ) ve Zeytinyağı Sanayii, Spagetti ve Pizza, Şarap ( Cianti ), Pavarotti, Rossini, Vivaldi, Puccini gibi Müzisyenleri, Leonardo Da Vinci, Fellini, Michelangelo, Raffael, Boticelli, Marco Polo, Roma, Cenova, Torino, Napoli, Palermo Şehirleri, Alp Dağları, Toskana Bölgesi, Collosseum, Dante Alleghri, Carlo Levi, Umberto Eccho, Giovanne Bocacccio Gibi Yazarları, Sophia Loren, Ornella Muti Gibi Sinema Sanatçıları, Abruzzo Ulusal Parkı, Gard köprüsü

İZLANDA
Balık Avcılığı, Volkanik Arazi ve Gayzerler ( Ateş ve Buzlar Ülkesi ), Geleneksel Koyun Yetiştiriciliği, Başkent Reyjkavik, Gullfoss Şelalesi, Edda Destanı,Sky tatlısı, Saga halk öyküleri, Reyjkavik turfandalıkları

JAMAİKA
Boksit üretimi, ( Alüminyumun hammaddesi ) Atletizm sporu, şeker kamışı ve muz üretimi

JAPONYA
Fuji Yanardağı, Çiçek Süsleme Sanatı ( İkebana ), Bonzai ( Küçük Ağaçlar ), Kimono ( Geleneksel Giysi ) , Otomotiv Endüstrisi( Honda, Mazda, Toyota, Mitsibusi, Isuzu ) Elektronik Eşya ( Sony, Sharp, Canon, JVC, Yashica ) ve Bilgisayar, Optik Aletler, Balık Avcılığı ( Suşhi ), Geyşalar, Sergei İmamura, Akira Kurosava Gibi Sinema Yönetmenleri, Sumo Güreşi, Tokyo, Kyoto,Nagasaki, Hiroşima Şehirleri, Depremlere Dayanıklı Yapıları, Hızlı Trenler, Budizm, Zen Budizm ve Şintoizm Dinleri

KAMBOÇYA
Kızıl Khmerler, Mekong Nehri, Budha Heykeli, Budha rahiplerince kutsal sayılan Angkor-vat şehri, Teak ağacı, pirinç

KANADA
Ülkenin Simgesi Akçaağaç, Kutup Ayıları, Eskimolar(İnuit=insan), Balık Avcılığı, Kağıt Sanayi, Calgary Kış Olimpiyatları, Kış Mevsimi,Toronto Televizyon Kulesi,Tundralar ve Buzullar,Ulusal Parklar,Ottawa,Toronto,Montreal,Calgary,Quebec,Van couver Şehirleri,Niagara Şelalesi

KAZAKİSTAN
Baykal ve Aral gölleri, Kızılkum Çölü, Seyhun Nehri ( Sir-i Derya ), Baykonur uzay üssü

KENYA
Nairobi ve Mombasa Şehirleri, Masai Yerlileri, Klimanjaro Volkanik Dağı, Safari Turları, Tsavo ve Masai Mara Ulusal Parkları, Nakuru Gölü, Rift Vadisi

KOLOMBİYA
Zümrüt Madeni, Medelin, Gabriel Garcia Marguez, Başkent Bogota, Altın Zenginliği ve Başkent Bogota'daki Altın Müzesi ( dünyada birinci ), Nevada del Ruiz ve Nevada del Tulima Volkanik Dağları, Kok Ağacı, Kahve Bitkisi ve ihracatı, Olmek Büstleri, Dünyanın en zengin kuş çeşidi

KUVEYT
Petrol Yatakları,Kraliyet Ailesi

KÜBA
Havana Purosu ,Havana, Dansları ( rumba, mambo, konga, salsa, Küba bolerosu )Efsanevi Lider Fidel Castro, Şekerkamışı ve tütün Üretimi, Başkent Havana, atletizm, voleybol, boks gibi spor dalları

LİBERYA
Deniz ticaret filosu

LİBYA
Petrol Yatakları, Çöl Bedevileri, Muammer El Kaddafi, Fizan Çölü

LÜBNAN
Beyrut Şehri, Lübnan Sediri

LÜKSEMBURG
Demir rezevleri ve demir-çelik sanayi

MACARİSTAN
Balatan Gölü,Hun İmparatorluğu,Atilla,Bela Bartok (Besteci) İmre Kertez,Zoltan Fabri,Başkent Budapeşte

MADAGASKAR
Boabab Ağaçları ( Maymun Ekmeği Ağaçları ), Madagaskar Maymunu ( Katta ), Mahafaly Mezarlıkları ( Doğa Dinine ait ), "zebu" adı verilen hörgüçlü sığırlar, 800'ü bulan kelebek türü

MAKEDONYA
Mostar Köprüsü, başkent Üsküp

MALDİVLER
Mercankaya adaları, turizm

MALEZYA
Petrona Towers İkiz Kuleleri, Palmiye Yağı, Kauçuk, Kereste, Kalay, Başkent Kuala Lumpur, Tropikal Ormanlar, Taman Negara Ulusal Parkı

MALTA
Malta Şövalyeleri, Malta Eriği, Turizm,Başkent Valetta

MEKSİKA
Maya ve Aztek Uygarlıkları, Mısır Cipsi, Acapulco Sahilleri, Hasır Meksika Şapkası, Meksika Yemekleri, Viva Zapata, Pancho Villa, Meksiko City Şehri, Tikal Harabeleri, Barracana Del Cobre Kanyonu ( 1200 metre derin ) Frida Kahlo, Octavia Paz, Carlos Fuentes gibi sanatçıları, "hacienda" adı verilen büyük çiftlikler, gümüş ve petrol üretimi, domates ve bal üretimi

MISIR
Keops, Kefren, Mikerinos ve Gize Piramitleri, Nil Nehri ve deltası, Süveyş Kanalı, Pamuk ve hurma Üretimi, Kahire, İskenderiye Şehirleri, Assuan Barajı, Neferetetti, Tutan Kamon, Ramses, Ömer Şerif, Sina Yarımadası, El-Ehzer Üniversitesi, Papirus, Çöl Arazisi, Luxor Şehri ve Harebeleri ( Abu-simbel, Ramses obeliksi ) Kral Faruk, Cemal Abd-el nasır, Enver Sedat, İskenderiye feneri

MOĞOLİSTAN
Yurt Adı Verilen Moğol Çadırları, Taşlık Gobi Çölü, Kımız İçkisi, Kubilay Han, Cengiz Han, Timurlenk, Başkent Ulan Bator, Göçebe yaşam

MONACO
Monte Carlo'nun kumarhaneleri, okyanus müzesi, otomobil yarışları, turizm

NAMİBYA
Namib Çölü, Etoşha Ulusal Parkı, Büyük Balık Irmağı Kanyonu

NİJERYA
Nijer Nehri, Mangrov ormanları, petrol ve doğalgaz rezervleri, kakao üretimi, yağmur ormanları, konuşulan 500 farklı dil, Wase Kayası

NİKARAGUA
Sandinista gerillaları

NORVEÇ
Vikingler, Balık Avcılığı, Sogne Fiyordu, Orman Ürünleri, Kuzey Denizi Petrolleri, Henrik İbsen ( Yazar ), Somon ve Ringa Balığı Üretimi, Kağıt Üretimi ve İhracatı, Ren Geyikleri, Kutup gece ve gündüzleri, Denizci Kızıl Erik ( Kristof Kolombdan 500 yıl önce Amerika kıtasına ayak basmıştır.)

ÖZBEKİSTAN
Semerkant ve Buhara ile Taşkent Şehirleri, Pamuk Üretimi, İpek Yolu,Kızılkum Çölü,Aral Gölü

PAKİSTAN
İndus Nehri

PANAMA
Panama Kanalı, bakır rezervleri

PERU
İnka Uygarlığı, Nazca Çölü ve Dev Nazca Heykelleri, Titicaca Gölü, Balıkçılık, Koka Bitkisi, yük hayvanı "lama" ile yün üretiminde yararlanılan "alpaka," And Dağları, Machu Picchu Harabeleri, Huaca del Sol ( Güneş Piramidi ), Lima Şehri, İnkaların Başkenti Cuzco Şehri

POLONYA
Polka Dansı, Varşova�daki Bilim ve Kültür Sarayı,Varşova ve Krakov Şehirleri,Solidarnosc Sendikası,Lech Walesa,Auschwitz (Oswiecim) Nazi Toplama Kampı

PORTEKİZ
Lizbon Şehri, Asor Adaları, Kristof Kolomb, Magellan, Bartolomeu Dias, Vasco de Gama gibi gezginleri ve deniz seferleri, Maderia Adası, Fadango ve Fado Müziği, Fatima, Porto Şehri, Karanfil Devrimi, Porto şarabı

PORTO RİKO
Salsa dansı

ROMANYA
Karpat Dağları, Karpatların maradonası George Hagi, Nikolay Çavuşesku

RUSYA FEDERASYONU
Kızılmeydan, Kremlin Sarayı, Moskova Metrosu, Bolşoy Opera ve Balesi, Moskova Sirki, Tayga Ormanları, Sibirya Ovaları, San Petersburgun ( Leningradın ) Beyaz Geceleri , Lenin, Stalin Gibi Politikacıları, Tolstoy, Çehov, Turgenyev, Mayakowski Dostoyevski, Gogol, Pasternak, Ehrenburg Gibi Yazarları, Rahmaninov, Çaykovski Gibi Müzisyenleri, Rudolf Nureyev, Wladivostok, Nowgorad ve İrkutsk Şehirleri,Yenisey, Don, Obi ve Lena Nehirleri, Çarlık Yönetimi ve Ekim Devrimi, Baykal Gölü, Trans Sibirya Demiryolu, Mihail Gorbaçov, Boris Yeltsin Gibi Siyaset Adamları, Anna Kournokovika ( Tenisçi )

SEYLAN ( SRİ LANKA )
Yatan Budha Heykeli, Seylan çayı

SUDAN
Nübye Çölü, pamuk üretimi, Afrika kıtasının en geniş alanlı ve ençok komşuya sah ip ( 10 ülke ) ülkesi

SURİYE
Şam ( Damascus ) ve Halep Şehirleri, Golan Tepeleri, Caber Kalesi, Zengin Mutfak Kültürü

SUUDİ ARABİSTAN
Kabe�deki Hac ve Umre Ziyaretleri, Arap Atları, Petrol Zenginliği, Hurma Üretimi, Nüfud,Rubulhali ve Deha Çölleri, Mekke ve Medine Şehirleri,Cidde Havaalanı,Suud Ailesi ve Kraliyet Yönetimi,Deve Kervanları

ŞİLİ
Bağcılık ve Şarap Üretimi, Bakır Üretimi, Pablo Neruda, Atacama Çölü, Başkent Santiago, Salvador Allende, A.Pinochet, And Dağları, Dev taş heykelleriyle ünlü Paskalya Adası

TAHİTİ
Turizm

TAYLAND
Çivi Adası, Fil Yarışları, Bangkok Şehri, Tayland Uçurtmaları, Maymun Festivali, Kwai Köprüsü, Budist Tapınakları, Kauçuk Üretimi, Mekong Nehri ve Deltası, Siyam Kültürü ve Kedisi, Başkent Bangkok'un su üstündeki evleri ( Klongları ),Fra-Patom-Şedi Tapınağı

TAYVAN
Gece Kulüpleri, Taipeh Şehri, Elektronik Eşya Üretimi, Chiang-Kai-Shek Müzesi, 501metrelik yüksekliği ile dünyanın en yüksek binası olanTaypey gökdeleni

TİBET
Tibet Öküzü (yak ), Tibet Rahipleri, Lhasa Şehri, Dalay Lama, Potala Sarayı

TUNUS
Zeytin ve Zeytinyağı Üretimi, Turizm, Kartaca Harabeleri,Şott Cerid Gölü, Şot adı verilen tuzlu ve sığ göller, Atlas Dağları, İslam mimarisi, Matmata'daki Mağara Evler

TÜRKİYE
Yoğurt, İstanbul Şehri, Kız Kulesi, Peribacaları, Pamukkale, Türk Döneri, Türk Mutfağı,Nemrut Dağı,Truva Atı,Efes Antik Kenti,Ağrı Dağı,Türk Rakısı,Topkapı Sarayı,İstanbul Boğazı,Truva,Efes,Bergama Harabeleri,Ayasofya Camii, İstanbul ve Çanakkale Boğazları,Kazdağı (İda),İstanbul,Antalya,İzmir,Ankara Şehirleri

TÜRKMENİSTAN
Pamuk Tarımı,Aşkabat Şehri,Karakurum Çölü,Petrol ve Doğalgaz Üretimi

UKRAYNA
Kiev ve Yalta şehirleri, Donets kömürleri, Krivoy Roy demirleri, Çernobil Nükleer Santrali

URUGUAY
Parana Irmağı ve Parana halici, inek ve danaları ( Güney Amerikanın İsviçre�si )

ÜRDÜN
Lut Gölü (Ölüdeniz),Haşimi Krallığı,Amman ve Akabe Şehirleri,Wadi Rum

VATİKAN
Katolik Kilisesi , Papa, Hırıstıyanlığın Merkezi

VENEZUELLA
Angel Çağlayanı, Petrol Yatakları, Muz Üretimi, Güzellik Kraliçeleri,Caracas Şehri,Orinoco Nehri

VİETNAM
Along Koyu, Angkor Vat Tapınağı

YEMEN
Kahve Üretimi,Başkent Sana ve Sana Şehrinin ünlü Kerpiç Mimarisi

YENİ ZELANDA
Maori Yerlileri, Koyun Yetiştiriciliği ve yün üretimi, Başkent Wellington, Waitomo mağaraları

YUNANİSTAN
Antik Yunan Mitolojisi ( Helen Kültürü ), Atina�daki Akropol Tepesi, Aynaroz Kayalıkları, Rodos ve Girit Adaları, Deniz Ticaret Filosu, Sirtaki, Olimpos, Delphi, Athos Dağı ve Rahipleri, Maria Callas, Nikos Theodorakis, 12 Adalar, Papandreu, Onasis, Başkent Atina, Korint Kanalı, Zeytinyağı üretimi,Hipokrat Yemini ( Doktorlar için )

ZAİRE ( KONGO )
Tanganika Gölü, manyok ve şekerkamışı üretimi

ZAMBİYA
Zambezi Çağlayanları, Güney Luangwa Ulusal Parkı

ZİMBABWE
Zambezi Irmağı, Hwange ulusal parkı, Viktorya ve Inyangambe çağlayanları, Kariba Gölü

6394
Coğrafya / Türkiyenin İklim Özellikleri
« : Ekim 11, 2007, 12:21:20 ÖS »
Türkiye�de genel olarak üç ana iklim tipi görülür.Bunlar; Karadeniz İklimi, Akdeniz İklimi ve Karasal iklimdir.

1)KARADENİZ İKLİMİ:Bu iklim asıl olarak Kuzey Anadolu Dağlarının Karadeniz�e bakan yamaçlarında görülür. Genel özellikleri şunlardır:
Her mevsim yağışlıdır.Doğu Karadeniz Bölümünde maksimum yağış sonbaharda, minimum yağış ilkbaharda düşer. Yıllık yağış miktarı 2000-2500 mm�dir.Batı Karadeniz Bölümünde maksimum yağış sonbaharda, minimum yağış ilkbaharda düşer. Yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm�dir.Orta Karadeniz Bölümünde ise maksimum yağış kışın, minimum yağış yazın düşer. Yıllık yağış miktarı 700-1000 mm�dir.Karadeniz ikliminin görüldüğü alanlarda kar yağışlı günlerin ortalaması 18 gündür.
Yıllık ortalama sıcaklık 13-15°C�dir.
Ocak ayı ortalama sıcaklığı 6-7°C�dir.
Temmuz ayı ortalama sıcaklığı 21-23°C�dir.
Yıllık sıcaklık farkı 13-15°C�dir.
Doğal bitki örtüsü ormandır.Yüksek alanlarda Alpin çayırlar görülür.
2)AKDENİZ İKLİMİ:Bu iklim tipi ülkemizde en belirgin olarak Akdeniz kıyılarında görülmekle birlikte, Ege ve Marmara Bölgelerinde de etkili olmaktadır. Genel özellikleri şunlardır:
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
Maksimum yağış kışın, minimum yağış yazın düşer.
Yaz ve kış yağışları arasındaki fark oldukça fazladır.
Yıllık yağış ortalaması, 600-1000 mm arasındadır.
Yıllık sıcaklık ortalaması 18-20°C�dir.
Ocak ayı ortalaması 8-10°C�dir.
Temmuz ayı ortalaması 28-30°C�dir.
Yıllık sıcaklık farkı 15-18°C�dir.
Ege Bölgesinde dağların kıyıya dik uzanması, Akdeniz İkliminin iç kesimlere ulaşmasına olanak sağlamıştır.
Marmara Bölgesinde görülen Akdeniz İkliminde, yazlar Akdeniz kıyılarına göre daha serin, kışlar ise daha soğuk ve karlıdır.
Akdeniz İkliminin karekteristik bitki örtüsü zeytin, defne, mersin, kekik gibi bitkilerden oluşan makilerdir.
3)KARASAL İKLİM:Ülkemizde Karasal İklim, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile İç Batı Anadolu Bölümünde görülür.Genel özellikleri şunlardır:
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır.
İç Anadolu Bölgesinde maksimum yağış ilkbaharda, minimum yağış yazın düşer.
İç Anadolu da ortalama yağış 300-400 mm�dir.
İç Anadolu�nun kış sıcaklık ortalaması, 1-2°C, yaz sıcaklık ortalaması, 22-23°C, yıllık sıcaklık ortalaması ise, 10-12°C�dir.
Ege Bölgesinin İç batı Anadolu Bölümünde de yağışlar kıyı kesimine göre azdır.
Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeydoğu kesiminde yıllık sıcaklık ortalaması, 4-6°C�dir.
Kuzeydoğu Anadolu�da kış sıcaklık ortalaması, -7, -10°C, yaz sıcaklık ortalaması, 17-19°C�dir.
Yıllık yağış miktarı, 500-600 mm�dir.
Güneydoğu Anadolu�da ise ortalama yağış, 400-700 mm�dir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kış mevsimi pek donlu geçmemekle beraber, yaz mevsiminde şiddetli kuru sıcaklar egemendir.
Güneydoğu Anadolu�da yıllık ortalama sıcaklık, 15-16°C, kış sıcaklığı, 3-4°C, yaz sıcaklığı ise, 30-35°C�dir

6395
Coğrafya / Matematik Konumu ve Etkileri
« : Ekim 11, 2007, 12:19:18 ÖS »
Matematik Konumu ve Etkileri



Türkiye, Kuzey Yarım Küre�de, 36-42 derece kuzey enlemleriyle 26-45 derece doğu boylamlarında arasında yer alır. Bu durumu ülkenin kutuptan çok Ekvator�a yakın olmasına ve ılıman kuşakta bulunmasına neden olmuştur. Bu durum, Türkiye�nin iklimi üzerinde etkili olmaktadır. Onun için Türkiye�nin iklimi ne kutup bölgelerindeki kadar soğuk, ne de ekvatoral bölgedeki kadar sıcak ve yağışlıdır.



Özel Konum ve Etkileri



Türkiye özel konum bakımından çok çeşitli özelliklere sahiptir. Bunlar aşağıdaki başlıklar halinde belirtilir.



· Asya, Avrupa ve Afrika kıt�alarından oluşan ve Dünya Adası olarak isimlendirilen kara parçaları arasında menteşe durumundadır. Doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi birbirine bağlar.



· Türkiye dünya üzerinde iki kıtada toprakları bulunan üç ülkeden (diğerleri Rusya Federasyonu ve Mısır�dır) biridir.



· Kafkas, balkan ve Orta Doğu ülkeleri arasındadır.



· Doğu Akdeniz�de bir yarım ada durumunda olup üç tarafı denizlerle çevrilidir.



· İstanbul ve Çanakkale boğazlarıyla Ege denizi üzerinden Akdeniz�e, oradan da okyanuslara bağlantısı vardır.



Türkiye çok çeşitli yönlerden bir köprü görevi yapar:



Ø Asya ile Avrupa Kıt�aları arasında,



Ø Avrupa ülkeleriyle Orta Doğu ülkeleri arasında,



Ø Batı ile Doğu ülkeleri arasında,



Ø Müslüman ülkeleri ile Hristiyan ülkeleri arasında,



Ø Sanayi ülkeleri ile petrol ve tarım ülkeleri arasında,



Ø Doğu kültürü ile Batı kültürü arasında,



Ø Serbest ekonomi düzeni uygulayan ülkelerle devletçi ekonomi düzeni uygulayan ülkeler arasında köprü görevi yapmaktadır.




Türkiye Asya ile Avrupa kıt�alarında bulunan sekiz ülke ile sınır komşusudur. Türkiye biri büyük (Anadolu) diğeri küçük (Trakya) iki yarımadadan oluşan bir ülkedir. Dünya üzerinde sayılı ülke, bu kadar çok ülkelerle sınır komşusudur. Çok ülkeyle sınır komşusu olmak, jeopolitik yönden olumsuz bir özelliktir. Ayrıca bu sınırların uzun olması ve topoğafik engellerin bulunmaması da Türkiye için sorunlar yaratmaktadır

6396
Coğrafya / İÇ KUVVETLER
« : Ekim 11, 2007, 12:18:28 ÖS »
İÇ KUVVETLER
Mantonun etkisiyle yerkabuğunun hareket etmesineyerkabuğu hareketleri (Tektonik Hareketler) denir. Buna göre; Enerjisini yerin derinliklerinden alan ve yeryüzünün şekillenmesinde etkili olan yapıcı kuvvetlere İç Kuvvetler denir.
İç kuvvetler 4 grupta incelenir.Bunlar;
� Dağ Oluşumu (Orojenez)
� Kıta Oluşumu (Epirojenez)
� Volkanik Faaliyetler (Volkanizma)
� Depremler (Seizma)
A- DAĞ OLUŞUMU (OROJENEZ)
Mağmanın yerkabuğuna yaptığı etkiyle hareketlenen yerkabuğu parçaları sıkışarak kıvrılma ve kırılmalara uğrar bunun sonucunda oluşan yükselme ve alçalmalara Dağ Oluşumu (Orojenez) denir.
Orojenez 2 şekilde olur.
1- Kıvrılma: Tabakalar esnek yapıdaysa yan basınçlar sonucu kıvrılarak yükselir. Bunun sonucunda yüksekte kalan kubbemsi kısımlara Antiklinal alçakta kalan çukur alanlarada Senklinal denir. Avrupada Alp'ler, Asyada Himalayalar, Ülkemizde Toros ve K.Anadolu Dağları kıvrılmanın eseridirler.


2- Kırılma: Yanlardan bastırılan tabakalar eski zamana aitlerse sert yapıdadırlar ve kıvrılmayıp kırılırlar. Bu olay sonucunda da yüksekte kalan kısımlar Host Alçakta kalan çöküntü alanlarıda Graben adını alırlar.Ülkemizin Ege Bölgesinde kıyıya dik uzanan dağlar bu şekilde oluşmuştur. Grabenler yani çöküntü hendekleri bir göl yada akarsu vadisi de olabilirler. Grabenlerle horstlar arasındaki kırığa Fay denir. Fay hatları deprem açısından en riskli alanlardır. Ayrıca kaplıcalar ve volkanlarda fay hatlarının dağılışı ile paralellik gösterirler.

B- KITA OLUŞUMU (EPİROJENEZ)
Kara parçları mağmanın üzerinde adeta yüzer ve bu belli bir dengeye bağlıdır.(İzostatik Denge) ancak;
� İklim değişiklikleri,
� Yeni dağ oluşumları,
� Yüksek arazinin fazla aşınması,
� Deniz çukurlarının tortulanmayla fazla dolması,
gibi olaylar sonucu izostatik denge bozulması ile karaların yada deniz tabanlarının gösterdiği yükselme yada alçalma faaliyetine (Kıta Oluşumu) Epirojenez denir.
Ülkemizde ergene havzası ve çukurovanın her yıl 1 mm çökmesi epirojeneze örnektir. Yada iskandinav yarımadasının buzul çağında üzerinde oluşan buzulların erimesiyle hafiflemesi sonucu bugün heryıl bir kaç mm yükselmeside buna bir örnektir.
C- VOLKANİK FAALİYETLER (VOLKANİZMA)
Mağmanın yerkabuğunun zayıf kısımlarından yeryüzüne doğru yükselmesine Volkanizma denir.
İkitürli volkanizma vardır.
1- Derinlik Volkanizması
Mağmanın yerkabuğu çatlaklarında kalıp, yeryüzüne çıkamadığında oluşan volkanik faaliyettiryerin altında soğuyan ve dış kuvvetlerin aşındırmasıyla yeryüzüne çıkan bu yapılara dayk denir. Ankara ve Afyon kaleleri böyle oluşan tepelerin üzerinde kurulmuştur. (İç Püskürük Taşlar)
2- Yüzeysel Volkanizma
Mağmanın yeryüzüne çıkarak yaptığı faaliyetlerdir. Katı sıvı yada gaz halindeki mağma ürünlerinin yeryüzüne çıktığı ve kendi oluşturduğu konik biçimli yeryüzü arızalarına Volkan yada Yanardağ denir.
Kalderaya örnek (Karakato Volkanı)
Zaman zaman püskürmekte olan volkanlara Aktif Volkan faaliyeti durmuş olanlara Sönmüş Volkan adı verilir.Volkanlardan çıkan akışkan maddelere Lav katı maddelere ise Tüf denir.
Volkanların ağız kısımlarına Krater denir. Sönmüş volkanlarda buralar su ile dolarak Krater Gölü olabilirler. Kraterlerin büyük bir patlama sonucu oluşmuş daha geniş olanlarına Kaldera denir. Özellikle yüzeysel volkanizma sırasında bazen gaz patlaması sonucu oluşan çukurluklara Maar denir. İç anadoluda çok yaygındır.
Not: Volkanik sahalar mineralce zengin olduklarından tarıma elverişlidirler. Ancak yerleşim açısından tehlikeli yerlerdir.

Türkiyedeki Volkanik Sahalar
Ülkemizde özellikle 4.Zamanda birçok volkanik dağ oluşmuştur. Bunlar günümüzde faaliyeti sona ermiş volkanlardır.
Bölgelerimizde yanardağların dağılışı şöyledir; D.Anadolu Bölgesi: B. ve K.Ağrı,Süphan,Tendürek,Nemrut Daağları.
İç Anadolu Bölgesi: Erciyes,Hasandağ,Melendiz,Karacadağ,Karadağ ve Karapınar Bölgesi.
GD.Anadolu Bölgesi: Karacadağ
Karadeniz Bölgesi: Köroğlu Dağları
Akdeniz Bölgesi: Hatay (Hassa Bölgesi)
Ege Bölgesi: Kula Yöresi (Manisa)
D- DEPREMLER (SEİZMA)
Yerkabuğundaki hareketlenmelerin oluşturduğu sarsıntıların yeryüzüne dalgalar halinde yayılmasına Deprem denir.
Üç türlü deprem vardır;
1- Volkanik Depremler
Volkanik püskürmeler sırasında oluşan sarsıntılarla olur.Etki alanları dar depremlerdir.
2- Çöküntü (Göçme) Depremler
Eriyebilen kayaçların bulunduğu karstik sahalarda yer altında oluşmuş boşlukların tavanlarının çökmesi ile oluşan depremlerdir.
3- Tektonik Depremler
Yerkabuğunda meydana gelen hareketlenmeler sonucu oluşan kırılma, sıkışma, ve yer değiştirmelerden kaynaklanan sarsıntılardır. Etki alanları ve hasarları en fazla olan depremlerdir.
Deprem bilimine sismoloji, şiddetini ölçen alete sismograf denir. Depremin şiddeti Richter yada Mercalli ölçekleri ile belirtilir. Depremin yerin altında oluştuğu iç merkeze Hiposantr, bu noktaya en yakın yeryüzündeki merkeze dış merkez yani Episantr denir.
Pasifik Okyanusu, Japonya, D.Hint Adaları, Akdeniz ve Batı Amerika yeryüzünde depremlerin en fazla olduğu yerlerdir. Buna karşın daha eski jeolojik devirlerde oluşan D.Avrupa, Sibirya, Kanada, Avustralya,Grönland ve İskandinav Yarımadası'nda hiç deprem olmaz.
Türkiyede Depremler
Ülkemiz oldukça faal olan Akdeniz Deprem Kuşağında yer alır. Buna göre ülkemizde deprem kuşakları 3 ayrı fay kuşağına paralel olarak uzanır.Bunlar;
1- K.A.F.: (Kuzey Anadolu Fay Kuşağı) Saroz Körfezinden başlayarak Marmara Denizi, Sapanca Gölünden Van Gölünün Kuzeyine Kadar uzanır.
2-B.A.F.: (Güney Anadolu Fay Kuşağı) Güney Marmara ve Ege Bölgesindeki Doğu-Batı uzantılı kıyıya dik uzanan kırıklı sahalardan oluşur.
3-D.A.F.: (Doğu Anadolu Fay Kuşağı) Hataydan İskenderun Körfezi, K.Maraş, Bingöl ve Van'a Kadar uzanır.
Türkiye'de En Az Tehlikeli Bölgeler
� Tuz Gölü ve Çevresi
� Taşeli Platosu
� Güneydoğu Anadoluda Mardin Eşiği
� Ergene Havzası

6397
Coğrafya / RÜZGARLAR
« : Ekim 11, 2007, 12:17:26 ÖS »
RÜZGARLAR

Yüksek basınçtan alçak basınca doğru olan hava hareketidir. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

Rüzgarın Hızında Etkili Olan Faktörler:

1) Basınç merkezleri arasındaki yatay uzaklık: İzobarların sık geçtiği yerde yatay uzaklık azdır. Bu sebeple sürtünme ile hız kaybı da azdır. Bundan dolayı izobarların sık geçtiği yerde rüzgarın hızı fazla iken , izobarların seyrek geçtiği yerde hız azdır.



2) Yer şekilleri:Yer şekilleri rüzgara yön verirken , aynı zamanda hızını da etkilerler.
Örnek: Engebeli bir alanda rüzgarın hızı azalır.

3) Dünyanın ekseni çevresindeki hareketi: Dünyanın dönüş hızının arttığı alanlarda rüzgarın hızı daha azdır. Dönüşten kaynaklanan savrulma sebebiyle.

4) Basınç farkı: Basınç farkı arttıkça rüzgarın hızı ve şiddeti de artar.




� Rüzgarın hızını ölçen alete anemometre denir.
� Rüzgarın hızı arttıkça;
- İç ısısı düşer ve soğuk rüzgar halini alır.
- Geçtiği yerlerin sıcaklığını düşürür.
- Buharlaşmayı arttırır. Havanın nem açığı büyür.
- Erozyonu arttırır.





Rüzgarın Esme Yönünü Etkileyen Faktörler:

1) Basınç merkezlerinin konumu: Rüzgarlar her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğru eserler.

2) Yer şekilleri: Sıradağlar, boğazlar, derin ve uzun vadiler rüzgarların gerçek yönlerini değiştirirler. Rüzgarlar genellikle boğazlara, vadilere uygun eserler.

Herhangi bir yerde rüzgarın yıl içinde en fazla estiği yöne hakim rüzgar yönü denir. Hakim rüzgar yönü ile yer şekillerinin uzanış doğrultusu arasında bir paralellik vardır.




3) Dünyanın ekseni çevresindeki hareketi: Bu hareketten dolayı rüzgarlar K.Y.K.�de sağa, G.Y.K.�de sola doğru saparak eserler.

RÜZGAR ÇEŞİTLERİ

1. SÜREKLİ RÜZGARLAR


a) Alize Rüzgarları: 30 enlemlerindeki Dinamik Y.B. alanlarından Ekvatoral A.B alanına doğru olan hava hareketidirler.

Doğu yönlü oldukları için Tropikal Kuşak karalarının doğusuna sürekli olarak yağış bırakırlar.

Ekvatorda yükselerek üstten 30 enlemlerine doğru esen rüzgarlara Ters Alizeler denir. Bu rüzgarlar dönenceler civarında alçalarak çöllerin oluşmasına neden olurlar.

b) Batı Rüzgarları: 30 enlemlerindeki Dinamik Y.B. alanlarından 60 enlemlerindeki Dinamik A.B. alanlarına doğru esen rüzgarlardır.

Batı yönlü olduklarından Ilıman Kuşak karalarının batısına sürekli bol yağış bırakırlar.

c) Kutup Rüzgarları: Kutuplardaki Termik Y.B alanlarından 60 enlemlerindeki Dinamik A.B merkezlerine doğru esen rüzgarlardır.

60 enlemlerinde Batı Rüzgarları ile karşılaşarak cephe oluşumuna neden olurlar.

NOT: Alize ve Batı rüzgarlarının başlangıçtaki sıcaklık ve nem özellikleri birbirine benzer. Sürekli rüzgarlar bütün yıl birbirine ters yönde eserler ve okyanus akıntılarına neden olurlar.

2. MEVSİMLİK RÜZGARLAR (Muson )

� Görüldüğü yerler: Hint yarımadası , Güneydoğu Asya, Meksika ve Gine Körfezi kıyılarıdır.


� Birbirine komşu kıta ve okyanusların mevsimlik ısı farkından doğarlar.
� Kışın karadan denize doğru eserler. Bu sebeple soğuk ve kuru olarak eserler.
� Yaz mevsiminde denizden karaya doğru estiklerinden beraberinde bol miktarda nem getirirler ve yağış bırakırlar. Dünyanın en fazla yağış alan yeri Muson Asyası'nda Çerapunçi (Hindista'nın K.Doğusundadır. Yıllık ortalama 12.000 mm yağışalır.) dir.
� Etkili olduğu adalara rüzgar sürekli olarak denizler üzerinden geldiği için bütün yıl boyunca yağışlıdır.
� Yön değiştirdikleri Ocak ve Temmuz aylarında dev dalgalar olur.





3. YEREL RÜZGARLAR

a) Meltemler: Günlük ısınma farkından doğarlar. Etki alanları dardır.

i) Kara-deniz meltemleri: Kara ve denizlerin günlük ısınma farkı sonucu oluşurlar.



Gündüzdeniz meltemi, gece kara meltemi oluşur. Ege kıyılarında yazın öğleden sonra denizden esen İmbat rüzgarı deniz meltemine örnektir.

NOT: Deniz meltemi kısa mesafelerden sıcak karaya doğru estiği için yağış bırakmaz. Sadece havayı serinletir.

ii) Dağ ve vadi meltemi: Dağ ve vadilerin farklı ısınması sonucu oluşurlar. Bunda güneş ışınlarını alma açısı ve nem oranlarının farklı olması etkilidir.



Dağlarda nem oranı az olduğundan vadi ve ovalara göre daha erken ısınır, daha erken soğur. Gündüz vadi meltemi, gece ise dağ meltemi olur.

NOT: Muson rüzgarları ile meltem rüzgarları arasındaki benzerlik devirli olmalarıdır.

b) Sıcak Yerel Rüzgarlar:

i) Föhn Rüzgarları: Bir dağ yamacını aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları denir.




Bu rüzgarların oluşmasında yer şekilleri etkilidir. Rüzgarlar geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşırlar. Föhn rüzgarları bu genellemeye uymaz. Türkiye�de Kuzey Anadolu dağları ile Toroslar�da etkilidir.

ii) Sirokko: Büyük Sahradan İtalya�nın güneyine doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır. Akdeniz�den geçerken nem aldığından İtalya�nın güney kıyılarına yağış bırakır.



iii) Hamsin: Mısır�dan Akdeniz�in doğusuna doğru esen sıcak ve kuru rüzgardır.

c) Soğuk yerel rüzgarlar:

i) Mistral: Kışın ve ilkbaharda Fransa�dan Akdeniz�e doğru esen soğuk rüzgardır.

ii) Bora: Dalmaçya kıyılarının gerisindeki dağlardan Akdeniz�e doğru esen soğuk rüzgardır.

iii) Krivetz: Romanya�dan Karadeniz�e doğru esen soğuk rüzgardır.

iv) Etezyen: Ege Kıyılarına yazın kuzeyden esen soğuk rüzgardır. Asor Y.B etkisiyle oluşur.

d) Tropikal Siklonlar: Tropikal kuşakta ani basınç düşmesi ile oluşan çok şiddetli rüzgarlardır. Bu rüzgarlara Hurricane, Tornado, Kasırga,Hortum gibi isimler verilir.

6398
Coğrafya / Basınç
« : Ekim 11, 2007, 12:16:24 ÖS »
Basınç

Atmosfer Basıncı

Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.

Normal Hava Basıncı

45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir.

� Cıva sütununun yüksekliği ile (normal basınç 760 mm)
� Cıva sütununun ağırlığı ile (normal basınç 1033 gr)
� Kuvvet birimi ile (normal basınç 1013 milibar) ifade edilir.

Basınç barometre ile ölçülür. Cıvalı barometre, barograf, aneroid baramotre ve altimetre gibi çeşitleri vardır.

Cıvalı Barometre: Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur. Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir.

Cıvalı barometre camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir.

Barograf: Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.

Aneroid Barometre: Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.

Altimetre: Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.

Basınç Etmenleri

Hava basıncı çeşitli etmenler altında değişiklik gösterir.

a) Sıcaklık (Termik Etken)
Basıncı en çok etkileyen etmen sıcaklıktır. Sıcaklığın günlük mevsimlik değişimine bağlı olarak basınç değişir. Isınan hava genleşerek yükselir. Gazların seyrelmesi nedeniyle basınç düşer ve alçak basınç alanı oluşur. Soğuyan havada gaz molekülleri sıkışarak ağırlaşır. Ağırlaşan gazlar yeryüzüne doğru yığılır ve yüksek basınç alanı oluşur.

b) Yükselti
Yeryüzünden yükseldikçe; Yerçekimi ve atmosferdeki gazların miktarı azalır. Bunlara bağlı olarak basınç düşer.


c) Hava Yoğunluğu (Dinamik Etken)
1 m3 havanın içerisindeki gazların miktarına hava yoğunluğu denir. Yoğunluk su buharına ve toz zerreciklerine göre değişir.

� Yerçekiminin azalıp çoğalması,
� Havanın ısınıp soğuması,
� Yükseltinin artması,
� Dünya�nın ekseni çevresindeki dönüşü,
� Hava yoğunluğunun değişmesine neden olur.

Hava yoğunluğu arttıkça basınç yükselir, yoğunluk azaldıkça basınç düşer.

d) Yerçekimi
Dünya�nın geoid şekli nedeniyle yerçekiminin Ekvator�dan kutuplara doğru artması, basıncın kutuplarda yüksek olmasının nedenlerinden biridir.

e) Mevsim
Mevsimlerin basınç üzerindeki etkisi ılıman kuşakta belirgindir. Yaz aylarında ısınmanın etkisiyle karalar alçak basınç, denizler ise yüksek basınç alanıdır. Kışın ise denizler alçak basınç, karalar yüksek basınç alanıdır. Bu durum sıcaklığın basınç üzerindeki etkisini kanıtlar.

f) Dünya�nın Günlük Hareketi
Dünya, ekseni çevresinde döndüğü için hava akımları yönlerinden sapar. Sapmalar sonucu 30° enlemlerinde alçalıcı hava hareketleri ile yoğunluk arttığından basınç yükselir ve dinamik yüksek basınç alanı oluşur.

60° enlemlerinde ise batı ve kutup rüzgarları karşılaşır. Bu rüzgarların birbirlerini iterek yükselmesiyle 60° enlemlerinde gaz yoğunluğu azaldığından basınç düşer. Böylece dinamik alçak basınç alanı oluşur.

UYARI: Dünyanın günlük hareketi sonucunda hava akımlarının sapması, dinamik basınç alanlarını oluşturur. Dünya�nın ekseni çevresindeki hareketine bağlı olarak oluşan basınçlara dinamik basınç denir.


Basınç Tiplerinin Özellikleri :

1013 milibardan düşük olan basınçlara alçak basınç (siklon) yüksek olanlara ise yüksek basınç (antisiklon) denir.

Alçak Basınç (Siklon)

� Termik ve dinamik alçak basınç merkezlerinde benzer hava hareketleri görülür.
� Havanın yoğunluğu azdır.
� Hava yükseltici bir hareket gösterir.
� Yeryüzündeki hava hareketi çevreden merkeze doğrudur.
� Merkezden çevreye doğru basınç artar.
� Dünya�nın günlük hareketi nedeniyle hava akımları, Kuzey Yarım Küre�de saat ibresinin tersi yönde, Güney Yarım Küre�de ise saat ibresi yönünde sapmaya uğrar.

UYARI: Basınç farkının olduğu yerlerde, hava hareketi her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur.

� Termik alçak basıncın etkili olduğu alanlarda hava sıcaklığı yüksektir.
� Dinamik alçak basıncın etkisi altında olan yerlerde sıcaklık düşüktür.


Yüksek Basınç (Antisiklon)

� Termik ve dinamik yüksek basınç merkezlerinde benzer hava hareketleri görülür.
� Havanın yoğunluğu fazladır.
� Hava alçalıcı bir hareket gösterir.
� Yeryüzündeki hava hareketi merkezden çevreye doğrudur.
� Dünya�nın günlük hareketi nedeniyle hava akımları, Kuzey Yarım Küre�de saat ibresi yönünde, Güney Yarım Küre�de saat ibresinin tersi yönde sapma gösterir.

UYARI: Basınç farkının olduğu yerlerde, hava hareketi her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur.

� Dinamik yüksek basıncın etkili olduğu yerlerde hava sıcak ve kurudur. Termik yüksek basıncın etkili olduğu yerlerde ise hava soğuk ve kurudur.


Basınç Kuşakları:

Termik Alçak Basınç Kuşağı (Tropikal Basınç Kuşağı)

� Ekvator ve çevresinde sıcaklığa bağlı olarak oluşmuştur.
� Sıcaklık yüksek olduğu için sıcak çekirdekli siklon da denir.

Dinamik Yüksek Basınç Kuşağı (Subtropikal Basınç Kuşağı)

Dünya�nın ekseni çevresindeki dönüşünün rüzgarlar üzerinde oluşturduğu sapma etkisiyle 30° enlemleri çevresinde oluşan basınç kuşağıdır. Bu kuşak Kuzey Yarım Küre�de yaz aylarında kuzeye, kış aylarında güneye kayar. Alçalıcı hava hareketlerine bağlı olarak havanın ısınması ve nem miktarının düşmesi nedeniyle 30° enlemleri çevresinde çöller oluşur.

Dinamik Alçak Basınç Kuşağı (Subpolar Basınç Kuşağı)

60° enlemlerinde kutup rüzgarları ve batı rüzgarlarının karşılaşması ile oluşur. Sıcaklık düşük olduğu için soğuk çekirdekli siklon da denir.

Kışın kara ve denizlerin farklı ısınmaları aynı enlem üzerinde farklı basınç koşullarının görülmesini sağlar. Bu nedenle kışın karalar üzerinde yüksek basınç oluşması bu basınç kuşağını kesintiye uğratır.

Termik Yüksek Basınç Kuşağı (Polar Basınç Kuşağı)

Kutuplar çevresinde düşük sıcaklık nedeniyle oluşan, yüksek basınç alanıdır.

UYARI: Basınç kuşakları, Kuzey Yarım Küre�de karalar üzerinde kesintiye uğrar. Güney Yarım Küre�de ise karaların oranı çok az olduğundan basınç kuşakları daha düzenli ve süreklidir.

6399
Coğrafya / AKARSULARDA AŞINDIRMA
« : Ekim 11, 2007, 12:13:33 ÖS »
AKARSULARDA AŞINDIRMA

1) Kimyasal aşındırma: Akarsuyun geçtiği yerlerdeki kolay eriyebilen kayaları eriterek beraberinde taşıması olayıdır.
2) Mekanik aşındırma: Akarsuların aşındırması daha çok mekanik yolla gerçekleşir.
Mekanik Aşındırmada Etkili Olan Faktörler
1) Akarsu yatak eğimi,
2) Akarsuyun akımı,
3) Akarsuyun akış hızı,
4) Akarsuyun yük miktarı,
5) Akarsuyu yatağı çevresindeki bitki örtüsü,
6) Akarsu yatağındaki kayaların özelliği,
*Akarsular aşındırma faaliyetini daha çok ağızdan kaynağa doğru geri aşındırma
şeklinde gerçekleştirir.
*Denize dökülen bir akarsu yatağını en son deniz seviyesine kadar aşındırır. Buna taban
seviyesi (genel kaide seviyesi) denir. Göle dökülen akarsu da yatağını en son göl
seviyesine kadar yapar. Buna da yerel kaide seviyesi denir.
Denge Profili: Akarsuların yatağını ağızdan kaynağa doğru geri aşındırarak düzleştirmesiyle oluşan iç bükey eğriye denir. Türkiye akarsuları denge profiline ulaşmamışlardır. Sebebi : Türkiye�nin bugünkü yer şekillerinin yakın bir dönemde oluşmuş olmasıdır.
AKARSU AŞINIM ŞEKİLLERİ
1)VADİ: Akarsuların aşındırarak içinde aktığı , sürekli inişi olan yatağına denir.
Vadi Tipleri: Çentik (�v� biçimli ) vadi: Akarsu yatak eğiminin fazla olduğu alanlarda
derine aşındırmanın etkisiyle oluşurlar.

Boğaz (yarma ) vadi: Akarsular tarafından dağların enine yarılması sonucu oluşan ve
profilleri �u� harfine benzeyen vadilerdir. Türkiye�de en fazla Karadeniz ve Akdeniz
Bölgelerinde görülür. Kıyı ile iç kesim arasında önemli geçit yollarıdır.
Kanyon Vadi: Oluşumu boğaz vadilere benzer. Fakat kalkerli arazi üzerinde oluştukları için yamaçları basamak basamak düzlüktür. Ör: Göksu vadisi ve Köprülü kanyonu. Dünyanın en
büyük kanyonu A.B.D�de Colorado kanyonudur.
Tabanlı vadi:Akarsu yatak eğiminin az olduğu alanlarda yana aşındırmanın etkisiyle oluşur.
Ör: Ege Bölgesi akarsu vadilerinde olduğu gibi.

2)MENDERES (BÜKLÜM): Akarsu yatak eğiminin az olduğu alanlarda , akarsuyun büklümler yaparak akması sonucu oluşurlar.
Menderesler oluşturan bir akarsuyun özellikleri
1) Yatak eğimi azdır.
2) Akış hızı azdır.
3) Aşındırma gücü azalmıştır.
4) Boyu uzamıştır.
5) Sık sık yatak değiştirir.
6) Hem aşındırma hem de biriktirme yapar.

*Akarsularda menderes olayı en fazla Ege Bölgesinde görülür.
3)DEV KAZANI: Akarsuların şelale şeklinde aktığı yerlerde, suların düşme alanında
aşındırma ile oluşan çukurluklara denir. Ör: Manavgat, Kurşunlu, Düden şelalelerinde
olduğu gibi.

4)PENEPLEN (Yontuk düz) :Yer şekillerinin deniz seviyesine kadar aşındırılarak
düzleştirilmesidir. Türkiye�de ova ve platoların yüksekte kalmasının sebebi: III. zaman
sonlarında peneplen haline gelen yerlerin tekrar yükselmiş olmasıdır.
5)PERİBACALARI: Volkanik arazilerde ( kalın tüflü arazilerde) sel aşındırması sonucu oluşur.
Tüfler içindeki lavlar yüzeyi kaplayarak akan sel sularının aşındırıcı etkisine karşı
altlarındaki tabakaları korurlar. Zamanla çevresine göre aşınmamış yer şekilleri oluşur.
Bunlara peribacaları denir. Ör: Ürgüp, Göreme, Avanos, ıhlara Vadisi çevresinde (Nevşehir) görülür.

6)KIRGIBAYIR (Badlands: Kötü arazi): Eğimin fazla , bitki örtüsünün seyrek olduğu milli,
tüflü arazilerde sel sularının araziyi çok sık bir şekilde yarması ile oluşan yer şekilleridir.
En fazla İç Anadolu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde görülür.

7)PLATO: Akarsular tarafından derince yarılmış yüksek düzlüklere denir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür.
İç Anadolu Bölgesi: Haymana, Cihanbeyli, Obruk, Bozok, Uzun yayla.
Akdeniz Bölgesi: Taşeli ve Teke platoları.
G.Doğu Anadolu Bölgesi: G. Antep ve Ş.Urfa platoları
Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum-Kars platoları.
Ege Bölgesi:Bayat (Yazılı kaya ) platosu

AŞINDIRMASI
Akarsu yatakları boyunca akarken iki yoldan aşındırma yapar.
1-)Kimyasal Aşındırma:Toprak ve kayaların erimesi yoluyla olur. Kayaların yapısına suyun sıcaklığına ve içindeki CO2 miktarına bağlıdır. Erime sıcaklıkta arttığı için kimyasal aşındırma yaz aylarında ve tropikal bölgelerde daha çok olur.
2-)Mekanik Aşındırma:Akarsuların toprak ve kayalardan parçalar koparması ile oluşur. Akarsuyun mekanik aşındırma gücü şu etkenlere bağlıdır:
a)Su Miktarı (Akım):Bir akarsuyun taşıdığı su miktarı arttıkça aşındırma gücüde artar. Bu nedenle çok su taşıyan büyük akarsular daha çok aşındırırlar Su fazlalığı nedeniyle bir akarsu üzerinde en fazla aşındırma başlangıçta ağız kısmında olur. Ve yatağın kazılması da buradan geriye doğru ilerler buna geriye aşınma denir.
b)Akış Hızı:Aşındırma üzerinde etkili olan ikinci etken akarsuyun akış hızıdır. Bu da eğime bağlıdır. Eğimin fazla olduğu bölgelerde akarsular daha hızlı akar,aşındırma güçleri artar. Örneğin Türkiye'deki akarsular saniyede akıttıkları toplam su miktarı bakımından fazla zengin olmadıkları halde yataklarında eğimin fazla olmasından dolayı fazla aşındırırlar.
c)Yük Miktarı:Akarsuyun taşıdığı kum,çakıl,mil gibi maddeler akarsuyun aşındırma kazma araçlarıdır. Bu nedenle yük ne kadar çoksa aşındırma da o kadar fazla olur.
d)Zeminin Özelliği:Aşındırma akarsuyun geçtiği yerlerdeki kayaların özellikleri ile de ilgilidir. Kum çakıl gibi gevşek maddeler daha kolay koparılıp aşındırılır. Dirençli kayalar,katılaşım kayaları ve sert kum taşları aşınmaya daha uzun zaman karşı koyarlar. Akarsuyun geçtiği alanlar bitki örtüsünden yoksun ise aşındırma işlemi daha da artar.
AKARSULARIN AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ
1-)DENGE PROFİLİ
Akarsular yataklarını eğimin fazla olduğu yerlerde derine doğru,eğimin az olduğu yerlerde ise yana doğru aşındırırlar. Bir akarsu yatağını derine doğru aşındırdıkça yatak eğimi azalır,deniz seviyesine yaklaşır. Hiç bir akarsu yatağını deniz seviyesinden daha derine aşındıramaz buna taban seviyesi denir. Taban seviyesine ulaşmış akarsularda derine aşındırma sona erer. Akarsuyun ağız bölümü su miktarının çokluğuna bağlı olarak taban seviyesine daha kısa sürede ulaşır buralarda derine aşındırma olmaz fakat kaynağına (geriye) doğru derine aşındırma artarak devam eder. Buna geriye aşındırma yada boyuna aşındırma denir. Geriye aşındırma sonucunda akarsu boyunu geriye doğru uzatır. Su bölümü alanını yararak komşu akarsuyun yada kollarından birini kendine bağlayabilir. Bu olaya kapma denir. Bu olay nedeniyle akarsu havzaları genişleyebilir. Aşındırma sürdükçe akarsuyun yatak eğimi azalır, akış hızı yavaşlar. Derine aşındırma azalır ve hemen hemen sona erer. Bu duruma erişmiş bir akarsuyun yatağında başlangıçtaki pürüzler,şelaleler ortadan kaldırılmıştır. Akarsu yatağının ağzından kaynağa doğru uzanan profili iç bükey düzenli bir eğri halindedir. Buna denge profili denir. Denge profiline ulaşmış akarsular yavaş akışlı ve enerji potansiyelleri az olur. Aynı zamanda bu akarsular taşımacılık için elverişlidirler. Türkiye'deki akarsular genellikle denge profilini almamış akarsulardır. Bunun nedeni Türkiye'nin bu günkü yeryüzü şeklini yakın bir jeolojik devirde (IV.Zaman başları) almış olmasıdır. Nitekim Türkiye'nin III.Zaman sonunda peneplen halinde iken IV.Zaman başında toptan yükselmiş olduğu tespit edilmiştir. Bunun sonucu olarak Türkiye'de dağlara oranla daha geniş yer kaplayan ova ve platolar yükseklerde kalmış ve akarsuların denge profili de bozulmuştur. Bu nedenle Türkiye'deki akarsulardan taşımacılık sahasında istifade edilememektedir.
2-VADİ
Vadi:Akarsuların yataklarını derine ve yana aşındırması ile oluşan ve sürekli inişi olan uzun çukurlardır. Değişik şekilleri vardır.
a)Boğaz Vadi:Yüksek yerlerde derine aşındırma ile oluşmuş vadilerdir. Yamaçlar dik vadi dardır. Dağları enine yaran ırmak vadileri Türkiye'de kuzey ve güney yönlü ulaşımda kolaylık sağlar. Bunlara yamaç vadileri de denir. Örnek Marmara da Gevye Boğazı,Küre dağlarında Kızılırmak vadisi Canik Dağlarında Yeşilırmak Vadisi,Akdeniz de Çubuk ve Gülek boğazları gibi.
b)Kanyon Vadierine aşındırmayı tamamlayan akarsuyun geçtiği bölgenin Epirojenik hareketler sonucu yükselmesi yada denizlerin çekilmesi sonucu akarsu yatağını tekrar derinleştirir. Böylece vadi yamaçlarındaki seki(taraça) denilen basamaklar oluşur. Kalkerli arazilerde farklı kayaların erimesi sonucunda da kanyon vadi oluşur. Örneğin Akdeniz'de Göksu Kanyonu gibi.
c)Çentik Vadi:Bazı vadilerin profili V biçimindedir. Bu tür vadilere çentik vadi denir. Bu tip vadiler genelde akarsuların yukarı çığırlarında oluşurlar. Aynı zamanda akarsuların ilk oluştukları dönemdeki genç vadilerdir.
d)Yatık Yamaçlı Vadi:Yana aşındırmanın fazla olduğu ve yamaçların yatıklaştırıldığı yerlerde vadilerin profili genişler ve yatık yamaçlı vadiler meydana gelir. Bu tip vadilerin genellikle alüvyonla kaplı geniş bir tabanları da vardır.
e)Geniş (alüvyal) Tabanlı Vadi:Yana aşındırmanın etkisi ile genişleyen vadilerdir. Eğimin azalmasına bağlı olarak birikmelerle alüvyon bir taban oluşmuştur.
3-MENDERES(Büklüm)
Akarsular yataklarını yanlara doğru da aşındırırlar sular bazen bir yamaca bazen ötekine çarpar. Çarpma ile yamaçların altı kazılır,zamanla yıkılır ve daha çok geriler. Böylece bir akarsu vadisindeki girintiler çıkıntılar büklümler halini alır. Bu büklümler büyüdükçe vadi genişler yamaçlar geriler. Bir akarsu vadisinde mendereslerin oluşması yatak eğiminin azalmasına bağlıdır. Bir akarsuda mendereslerin artması bu akarsuyun :
Yatak eğiminin azaldığını
Uzunluğunun arttığını
Hızının azaldığını
Aşındırma gücünün azaldığını gösterir.
Türkiye'de özellikle Ege bölgesinde bulunan akarsular (Gediz,Bakırçay.K.Menderes,B.Menderes) son derece belirgin menderesler meydana getirirler.
4-PERİBACALARI
Peribacaları volkanik tüf ve millerle kaplı yamaçlarda sellenme sonucunda meydana gelirler. Yamaçtaki tüf ve miller arasında yer yer daha dirençli tabakalar veya bloklar varsa bunlar altlarındaki yumuşak kısımları sellenmeye karşı korurlar. Böylece üzerine şapka gibi bir kaya parçası duran sütunları andıran garip şekiller meydana gelmiş olur. Peribacaları ülkemizde özellikle Ürgüp ve Nevşehir dolaylarında görülür. Peribacalarının şekillenmesinde aynı zamanda rüzgarın da dolaylı etkisi vardır.
5-KIRGIBAYIR(Badlands)
Sel sularının etkisi ile yamaçlar yarılır ve aynı zamanda gittikçe yatıklaşır. Bu arada yarı kurak bölgelerde mil ve tüf gibi maddelerden yapılmış yamaçlar üzerinde çok sık sel yarıntılarından oluşmuş karmakarışık ve üzerinde dolaşılması çok zor olan bazı şekillerde meydana gelir bunlara kırgıbayır adı verilir.
6-DEV KAZANI
Akarsuların çağlayan yaparak düştüğü yerlerde oluşan aşınım şekillerdir.
7-PLATOLAR
Akarsular tarafından derince kazılmış yarılmış düzlüklerdir bu düzlükler eski peneplenlerin gençleşmesi-yükselmesi sonucunda oluşurlar. Bazıları da lav düzlükleridir.
8-PENEPLEN(YONTUKDÜZ)
Akarsular yerkabuğunun yüksek kısımlarını aşındırarak çukur yerleri doldurarak yeryüzünü düzleştirmeye çalışırlar. İrili ufaklı bir çok akarsu tarafından yapılan aşındırmaya bağlı olarak çok uzun bir zaman sonucun da bütün arazi alçalmış engebelik bakımından silikleşmiş olur. Böylece karaların yüzeyi deniz seviyesi yakınlarına kadar alçaltılır ve hafif dalgalı bir düzlük haline dönüşür. Akarsu aşındırması sonucunda meydana gelen bu gibi düzlüklere peneplen adı verilir. Türkiye III.Zamanın sonlarında peneplen halinde iken IV.Zamanın başlarında tümden yükselmiş ve peneplen yüzeyi yükseklerde kalmıştır. Türkiye'deki ova ve platoların yükseklerde bulunmasının nedeni bu peneplen yüzeylerinin yükselmesidir.





AKARSULARDA AŞINDIRMA




AKARSU AŞINIM ŞEKİLLERİ
DENGE PROFİLİ
Akarsu aşındırması ağızdan kaynağa doğrudur. Bu aşındırmada alt sınır Taban Seviyesi�dir. Aşındırma ile birlikte eğim, akış hızı ve aşındırma azalır.Türkiye akarsuları çok eğimli bir arazide aktığı için Denge Profiline ulaşabilmesi çok zordur.




MENDERES (BÜKLÜM)
Akarsu yatağında eğimin azaldığı yerlerde, akarsu düzenli büklümler yaparak sağa, sola doğru kıvrıla kıvrıla akar. Enine aşındırma etkilidir. Ege Bölgesindeki Akarsular menderesler çizerek akarlar. Örnek:B.Menderes. Bu akarsularda hız aşındırma gücü ve yatak eğimi azalmıştır. Akarsuyun uzunluğu artmıştır. Çevresinden kopardığı parçaları ağıza biriktirir.



VADİ
Akarsuların aşındırması sonucu oluşan en yaygın aşınım şeklidir. Akarsularda derine ve enine doğru aşındırma sonucu vadiler oluşur. Akarsu yatağının kenarda kalan kısımlarına vadi denir. 5 çeşit vadi şekli vardır.





PENEPLEN ( YONTUKDÜZ )
Akarsular aktıkları araziyi milyonlarca yıl aşındırarak, deniz seviyesine kadar alçaltırlar. Sonuçta aşındırılacak yükselti kalmayınca ortaya hafif dalgalı bir düzlük ortaya çıkar. İşte bu akarsu aşındırmasının en son şekli olan peneplen ( yontukdüz) dir. Daha önceki jeolojik devirlerde epirojenez hareketi ile Türkiye peneplen halinde iken III. Zamanın başında toptan yükselmeye maruz kalmıştır. Bu nedenle ülkemiz çok yüksek olmasına rağmen yüksek yerlerde düzlükler bulunması bu nedenledir.

PERİ BACALARI
Volkanik arazilerde kolay aşınabilen mil ve tüflerin aşınması sonucu oluşan şekillerdir. En önemli aşındırma etkisi sellenmedir. Rüzgarlarında az bir etkisi görülür. Bunların üst kısmında daha dirençli kayalarda bulunabilir. Örnek: Nevşehir�de Ürgüp, Göreme Peri Bacaları.




KIRGIBAYIR (BADLANDS)
Mil tüf gibi maddelerden meydana gelen arazilerde ve özellikle bitki örtüsünün az olduğu yerlerde çok sık sel yarıntıları oluşur. Bu şekillerin çok olduğu aşınma şekillerine kırgıbayır (badlands) denir.

DEV KAZANI
Akarsuların şelalelerden döküldükleri yerlerde mekanik aşındırma sonucu oluşan çukurlara dev kazanı denir.






PLATO:
Akarsular tarafından parçalanmış geniş düzlükler olan platolar aslında bir akarsu aşındırma şekli değildir. Fakat platoluk alanlarda akan akarsular vadilerini derine doğru aşındırarak aşınım yaparlar.

6400
Coğrafya / AKARSULARDA BİRİKTİRME
« : Ekim 11, 2007, 12:08:58 ÖS »
AKARSULARDA BİRİKTİRME

Akarsu Biriktirmesinde Etkili Olan Faktörler
1) Yatak eğiminin azalması (en fazla etkili faktör).
2) Akış hızının azalması.
3) Yük miktarının artması.
4) Akımın düşmesi.
Akarsu gücünün azaldığı yerde taşıdığı maddeleri biriktirmeye başlar. Gücünün azaldığı yerde önce iri maddeleri , gücünün tamamen azaldığı yerde ise ince maddeleri biriktirirler. Bundan dolayı akarsu biriktirmesi ile oluşan yer şekillerinin yapısı incelendiğinde akarsuyun akımı hakkında genel bilgileri elde edebiliriz. İri maddeler var ise akım yüksek, ince maddeler var ise akım düşüktür.


BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ
1) Birikinti Konisi: Dağlardan inen akarsu veya derelerin taşıdığı malzemeleri, dağ eteğinde eğimin azalması sebebiyle yelpaze şeklinde biriktirmesidir.


2) Dağ eteği ovası: Birikinti konilerinin birleşmesi sonucu oluşan hafif dalgalı düzlüklere denir.
3) Dağ içi ovası: Etrafı dağlarla çevrili çukur alanlara inen akarsu ve derelerin taşıdıkları malzemeleri yatak eğimlerinin azaldığı yerde biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir.
4) Taraça (Seki): Akarsuların önce biriktirmesi, sonra tekrar aşındırması ile oluşan basamak şeklindeki düzlüklerdir. Sekiler eski vadi tabanlarıdır.
Akarsuyun tekrar aşındırma yapabilmesi için:
Akım yükselmesi veya taban seviyesinin yükselmesi gerekir.


5) Delta ovası: Akarsuların denize döküldüğü yerde taşıdığı malzemeleri biriktirmesiyle oluşan düzlüklerdir. Ör: Çukurova, Bafra, Çarşamba, Göksu gibi.


Delta ovasının oluşabilmesi için:
1) Döküldüğü deniz sığ olmalı (kıta sahanlığı geniş olmalı) .
2) Kıyı akıntısı olmamalı.
3) Gel-git olayı kuvvetli olmamalı.
4) Bol miktarda alüvyon taşınmalı.

*Kuzey batı akarsularının hiç birisi döküldüğü yerde delta ovası oluşturamaz. Sebebi gel-git olayıdır.
*Türkiye�de gel-git olayının etkili olmadığına kıyılarda oluşan delta ovaları delil olarak gösterilebilir.
6) Irmak adası: Akarsu yatak eğimini azaldığı ve yatağın genişlediği yerlerde taşınan alüvyonların yatak içinde birikmesi ile oluşur.
7) Taban Seviyesi Ovası: Deniz seviyesine yaklaşan akarsuların taşıdığı maddeleri yatağı çevresinde biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.

TÜRKİYE AKARSULARININ GENEL ÖZELLİKLERİ


1) Yatak eğimleri fazladır. Bunun sonucunda; *Akış hızları fazladır. *Aşındırıcı etkileri fazladır. *Enerji potansiyelleri yüksektir. *Ulaşıma elverişli değillerdir.
2) Rejimleri düzensizdir.
3) Akımları düşüktür. Yağışların az, havzalarının dar olmasından dolayı.
4) Boyları kısadır. Türkiye�nin bir yarım ada olması ve dağların kuzeyde ve güneyde kıyıya paralel olmasıdır.
5) Denge profiline kavuşmamışlardır. Türkiye�nin bugünkü yer şekillerinin yakın bir dönemde oluşmuş olmasıdır.
6) Ulaşıma elverişli değildirler. Yatak eğimlerinin fazla , akımlarının düşük , rejimlerinin düzensiz olmasından dolayıdır. Üzerinde kısıtlı da olsa ulaşımın tek yapılabildiği akarsuyumuz Bartın Çayıdır.
7) Akarsularımızdan daha çok enerji üretiminde, içme ve sulama suyu elde edilmesinde yaralanmaktayız.

6401
Coğrafya / HARİTA BİLGİSİ (Kartoğrafya)
« : Ekim 11, 2007, 12:00:49 ÖS »
HARİTA BİLGİSİ (Kartoğrafya)


Harita
Kuşbakışı görünümün
Ölçekli
Düzleme aktarılmasıdır.
***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir.
Kroki
Kuşbakışı görünümün
Kabataslak (ölçeksiz)
Düzleme aktarılmasıdır.
Not: Dünya haritalarında yer şekilleri gerçeğe tam uygun olarak gösterilemez. Alan , açı, uzunluk bozulmaları meydana gelir. Sebebi: Küre şeklindeki bir yüzeyin düzleme aktarılmış olmasıdır (dünyanın şekli). Haritalardaki bozulma Ekvator'dan Kutuplara doğru artar.
Projeksiyon Yöntemleri (haritalardaki bozulmaları azaltmak için)
Silindir Projeksiyonu: Ekvator çevresini göstermek için kullanılır.
Düzlem Projeksiyonu: Orta enlemler çevresini göstermek için kullanılır.
Koni Projeksiyonu: Kutuplar çevresini göstermek için kullanılır.
Harita Çiziminde Dikkat Edilecek Özellikler
1. İlk olarak kullanım amacı belirlenmeli ve amaca uygun konu başlığı konulmalı.
2. Küçültme oranı (ölçek) belirlenmeli.
3. Çizim yöntemi belirlenmeli.
4. Enlem ve boylam gösterilmeli. Eğer gösterilmemişse yön işareti konulmalıdır.
5. Lejant belirtilmeli (Lejant: Haritalarda kullanılan işaret ve renklerin ifade edildiği tablodur. Haritanın okunmasını sağlar).
Harita Çeşitleri
A-Konularına Göre Haritalar
Fiziki haritalar: Yer şekillerini gösteren haritalardır.
Siyasi (idari) haritalar: Sınırları gösteren haritalardır.
Beşeri ve Ekonomik haritalar: Nüfusun dağılışı, ırk, dil, dinlere göre dağılışı, tarım, hayvancılık, ormancılık, sanayi ,madencilik gibi özellikleri gösteren haritalardır.
Özel haritalar: Konunun uzmanlarınca çizilen haritalardır. İklim (izoterm, izobar gibi) haritaları, turizm, deprem,toprak, karayolları haritaları gibi.
B- Ölçeklerine Göre Haritalar
Büyük ölçekli haritalar:
Planlar: Ölçeği 1/20.000 �e kadar olan haritalardır. En ayrıntılı haritalardır.
Topoğrafya haritaları: Ölçeği 1/20.000-1/200.000 arasındaki haritalardır. Yer şekillerini
en ayrıntılı gösteren haritalardır.
Orta ölçekli haritalar: Ölçeği 1/200.000-1/500.000 arasındaki haritalardır.
Küçük ölçekli haritalar: Ölçeği 1/500.000 �den daha küçük ölçekli haritalardır.
Plan �Harita
Benzer özellikleri:Kuş bakışı olarak çizilme ve ölçekli olmalarıdır.
Farkları: Ayrıntıları gösterme gücü ve kullanım alanları farklıdır.

ANKARA ŞEHİR HARİTASI (PLANI)
1:4 000 ölçeğinde 1924 yılında yapılmıştır.
Büyük ölçekli haritalar Küçük ölçekli haritalar
Ölçek paydası küçük Büyük
Gösterilen alan dar Geniş
Ayrıntı fazla Az
Bozulma az Fazla
Harita alanı geniş (aynı bölge için) Dar
İzohipsler arası yükselti farkı az (10-20 m gibi) İzohipsler arası yükselti farkı fazla (100-200 m gibi)


ÖLÇEKLER
1. Kesir Ölçek 2.Çizgi (Grafik ) Ölçek
1.Kesir Ölçek
Kesirlerle ifade edilen ölçeklerdir. Kesir ölçekte birim yazılmaz. Her zaman cm cinsindendir.


Örnek: Gerçekte 90 km olan Manisa-Soma arası haritada 6cm ile gösterilmiştir. Haritanın
ölçeği nedir?

________________________________________
Gerçek Uzunluk= Harita U. x ölçek Paydası
Örnek:1/200.000 ölçekli haritada 16cm ile ölçülen bir uzunluk gerçekte kaç km�dir?
G.U= 16x200.000=3.200.000cm=32 km
________________________________________

Örnek: Gerçekte 250 km olan bir yol 1/1.250.000 ölçekli haritada kaç cm ile gösterilir?

________________________________________
***Ölçek ne kadar değişirse değişsin; gerçek alan , gerçek uzunluk, coğrafi konum değişmez.
2.ÇİZGİ (GRAFİK ) ÖLÇEĞİ

*Çizgilerle ifade edilen ölçeklerdir. Bu ölçekte çentikler arasındaki uzaklık farkı birbirine eşittir.
***Bir yolun gerçek uzaklığı ile kuş uçuşu uzaklığı arasında fark fazla ise o yol engebeli bir yerden geçmektedir. Fark az ise yol düz bir yerden geçmektedir.
YER ŞEKİLLERİNİ GÖSTERME YÖNTEMLERİ
Renklendirme Yöntemi: Fiziki haritalarda kullanılır. Her renk belirli bir yüksekliği göstermek için kullanılır.

Tarama Yöntemi: Bu yöntemde eğimin fazla olduğu yerlerde taramalar sık, kalın ve kısa geçirilirken eğimin azaldığı yerlerde uzun, ince ve seyrek geçirilmektedir. Düz yerler ise boş bırakılmaktadır.
Gölgeleme Yöntemi: Haritanın bir köşesinden 45 açıyla ışık geldiği varsayılmaktadır. Buna göre ışık alan yerlerde herhangi bir işlem yapılmazken, ışık almayan yerde gölgeleme yapılmaktadır. Tek başına kullanışlı değildir.
Kabartma Yöntemi: Maket türü haritalardır. Yer şekillerini en iyi gösteren haritalardır. Fakat yapılması ve taşınması zor olduğundan pek kullanışlı değildir.

Kafkasya Bölgesinin 1:800 000 yatay ve 1:80 000 düşey ölçeğindeki iki parçadan oluşan renkli kabartma haritası; 140x144 cm. ebadında olup çerçevesi orijinal ve yazıları eski Türkçe'dir (1887 yılında yapılmıştır).
İzohips (eş yükselti) Yöntemi:
İzobat: Eş derinlik (deniz ve göllerde kullanılır.
İzoterm: Eş sıcaklık
İzobar: Eş basınç
İzohyet: Eş yağış
İzohel : Eş güneşlenme
İZOHİPSLERİN ÖZELLİKLERİ
İç içe kapalı eğrilerdir.
Birbirini kesmezler.
Yükseltisi en az olan en dıştadır.
Yükseltisi en fazla olan en içtedir.
Aralarındaki yükselti farkı birbirine eşittir (Equdistance)
Aynı izohips çizgisi üzerindeki bütün noktalarda yükselti aynıdır.
İzohips çizgisi üzerinde olmayan bir noktanın kesin yükseltisi bilinemez.
Kıyı çizgisi (deniz kıyısı) sıfır metredir.
İzohipslerin sık veya seyrek geçmesi yer şekillerine bağlıdır.
İzohipslerin sık geçtiği yerde eğim fazladır. Seyrek geçtiği yerde eğim azdır.

Dağ dorukları (zirveler ) nokta halinde gösterilir.
Akarsu vadileri yükseltinin arttığı yöne doğru girinti oluşturur. Ters"V"biçiminde gösterilir.

Ok işareti çevresine göre çukur olan (kapalı çukur-çanak-krater) yerleri gösterir.
Akarsudan sonraki ilk yükseltiler birbirine eşittir.

Tabanları aynı olan tepelerin başlangıç yükseltileri de aynıdır.
Yükseltinin arttığı yöne doğru "U " harfi oluşmuş ise buna sırt denir.

Ok işareti ile gösterilen yer kapalı çukur (çanak)dur. Ok işaretinden sonra yükselti azalır.

Tabanı aynı olan iki tepe arasındaki küçük düzlüğe boyun denir.

6402
Coğrafya / Nüfus Hareketleri (göçler)
« : Ekim 11, 2007, 11:57:45 ÖÖ »
am Konu: 10888
   

NÜFUS HAREKETLERİ (GÖÇLER)
İnsanların, doğdukları yerden başka yerlere geçici ya da sürekli olmak üzere taşınmasına göç denir.
A. İÇ GÖÇLER
Ülke içerisinde, nüfusun yer değiştirmesine iç göç denir. İç göçlerle bir ülkenin toplam nüfusunda değişme olmaz. Sadece, bölgelerin ve illerin nüfusunda artma ya da azalma meydana gelir.
İç göçler, sürekli ve mevsimlik göçler olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Sürekli İç Göçler
Ülke içerisinde yer değiştiren insanların, göç ettikleri yerlere yerleşmesiyle gerçekleşir. Türkiye�de, Cumhuriyetin başlangıcından günümüze kadar, özellikle kırsal alanlardan kentlere doğru hızlı bir göç olayı görülmektedir.

İç göçün nedenleri
� Kırsal alanlardaki hızlı nüfus artışı
� Miras yoluyla tarım alanlarının daralması ve ailelerin geçimini karşılamaması
� Tarım alanlarının yetersiz gelmesi ve erozyonun artmasıyla toprağın verimsiz hale gelmesi
� Tarımda makineleşmenin artması ve buna bağlı olarak tarımsal işgücünün azalması
� Kırsal kesimde iş imkanlarının sınırlı olması
� Ekonomik istikrarsızlık ve sosyal problemler
� Eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği
� İklim ve yerşekillerinin olumsuz etkileri
� Kentlerde sanayinin gelişmiş olmasından dolayı iş olanaklarının fazlalığı
� Kentlerde eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlığı
İç göç, özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki illerde daha fazla olmaktadır.
Yüksek oranda göç alan şehirlerin başlıcaları şunlardır:
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Şanlı Urfa, Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gazi Antep, Diyarbakır gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle sanayileşmiş merkezlere daha fazla olmaktadır
İç göçlerin sonuçları
� Ülke genelinde nüfusun dağılışında dengesizlik görülür.
� Yatırımlar dengesiz dağılır.
� Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
� Düzensiz kentleşme görülür.
� Sanayi tesisleri kent içinde kalır.
� Kentlerde konut sıkıntısı çekilir.
� Kent nüfusunda aşırı artış meydana gelir.
� Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik) yetersizlik görülür.
� Kentlerde işsiz insanların oranı artar.
İç göçü önlemek için,
� Tarımda sulama olanaklarını artırmak
� İntansif tarım metodunu geliştirmek,
� Besi ve ahır hayvancılığını geliştirmek ve yaygınlaştırmak,
� Kırsal kesimde eğitim ve sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmak,
� Tarım ve hayvancılığa bağlı sanayi kollarını kırsal alanlara yönlendirmek,
� Kırsal kesimde küçük sanayi kollarını geliştirmek, vb. gereklidir.
2. Mevsimlik İç Göçler
Kırsal kesimdeki bazı ailelerin büyük şehirlere, tarımın yoğun olarak yapıldığı yerlere, yaz turizminin geliştiği yerlere bir müddet çalışmak üzere göç etmeleri ile gerçekleşir.
Yaylaya çıkma olayı da mevsimlik göçler içerisinde yer alır. Mevsimlik göçlerle Adana, Mersin, Hatay, Aydın, Muğla, Antalya gibi merkezlerde, yaz ile kış mevsimleri arasındaki nüfus miktarlarında önemli değişmeler olmaktadır.
B. DIŞ GÖÇLER
Bir ülkeden diğer bir ülkeye yapılan göçlere dış göç denir.
Dış göçlerin başlıca nedenleri
� Ekonomik nedenlerle çalışmaya gidilmesi
� Tabii afetler
� Savaşlar
� Etnik nedenler
� Sınırların değişmesi
� Uluslararası anlaşmalarla sağlanan nüfus değişimi
Dış göçlerin sonuçları
� Göç eden ülkede nüfus artar, göç veren ülkede ise azalır.
� Ülkeler arasında ekonomik ilişkiler gelişir.
� Ülkeler arası kültürel ilişkiler gelişir.
Dış göçler ve Türkiye
Ülkemize 1923 - 1989 yılları arasında çoğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 2,2 milyon göç olmuştur. Bu sayı nüfusumuzun % 5'ini oluşturur.
1950'den sonra, başta Almanya olmak üzere yurt dışına işçi gitmeye başlamıştır. Bugün Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, ABD, Avustralya, Libya, S. Arabistan, Kuveyt ve Orta Asya ülkelerinde işçilerimiz bulunmaktadır.
Türkiye�den yurt dışına göç sonucunda;
� Ülkemize giren işçi dövizi artmıştır.
� Ülke turizminin gelişmesi sağlanmıştır.
� Türk ticaretinin yaklaşık % 20 sine kaynak sağlanmıştır.
� Artan nüfusun işsizlik sorununa kısmen çözüm bulunmuştur.
YERLEŞME
İnsanların, çok farklı türdeki konutlarda, yaşamlarını toplu ya da dağınık şekilde sürdürmelerine yerleşme denir.
Yerleşmeyi etkileyen faktörler
1. İklim
Yerleşmeyi etkileyen en önemli faktördür. Dünya�da Orta kuşak karalarında iklim koşulları uygun olduğundan, nüfus fazla iken çöllerde, kutup bölgelerindede bataklıklarda ve yüksek dağlık alanlarda, iklim şartları uygun olmadığından, nüfus çok azdır. Yine, Ekvatoral bölgede 0 - 1000 m yükseltiler arasında, aşırı nemli ve bunaltıcı bir iklim etkili olduğundan, Amazon ile Kongo havzalarında da nüfus azdır.
2. Yeryüzü şekilleri
Dağlık, çok engebeli ve yüksek sahalar, yerleşmelerin kurulmasını ve gelişmesini önemli ölçüde engellemektedir. Buna karşılık düz ovalık alanlarda tarım, ulaşım, sanayi faaliyetleri daha çok geliştiğinden nüfus fazladır. Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde nüfus yoğunluğunun az, Marmara ve Ege bölgelerinde fazla olması buna örnektir.
3. Toprak
Verimsiz toprakların bulunduğu yerler, nüfusça tenha iken (Tuz Gölü çevresi), verimli toprakların bulunduğu yerler nüfusça zengindir. (Çukurova ve Ege ovaları gibi)
4. Ekonomik Kaynaklar
Ekonomik kaynakların fazla olduğu, sanayi, ticaret faaliyetlerinin yoğun olduğu, maden ve enerji kaynaklarının çok bulunduğu yerlerde nüfus yoğunluğu artmaktadır. Ülkemizde Marmara Bölgesi ile Zonguldak, Karabük, Ereğli, Batman gibi merkezlerin nüfusça yoğun olmaları ekonomik kaynakların çok olmasındandır. Ekonomik kaynakların yetersiz olduğu bölgelerde, halk geçimini temin etmek için göç etmekte ve nüfusları azalmaktadır.
YERLEŞME ÇEŞİTLERİ
A. KIRSAL YERLEŞME
Türkiye�de, nüfusu 10.000'in altında olan yerleşmelere denmektedir. Kır yerleşmeleri, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin birlikte yapıldığı ya da ön plana çıktığı yerleşmelerdir. Kırsal yerleşmelerin bazılarında yerleşik hayat tarzı (köy gibi), bazılarında konar - göçerlik veya yaylacılık gibi yarı yerleşik tarz görülür.
Kırsal kesimde yerleşmeler toplu ve dağınık olmak üzere ikiye ayrılır.
Toplu Yerleşme: Evlerin birbirine yakın olduğu yerleşme biçimidir. Suyun az olduğu yerlerde ve arazinin düz olduğu ovalık alanlarda insanlar toplu olarak yerleşmişlerdir. Türkiye�de İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde su kaynakları az olduğu için toplu yerleşmeler fazladır.
Dağınık Yerleşme: Suyun (yağışların) bol olduğu yerlerde, arızalı ve eğimli bölgelerde, evlerin birbirinden uzak olduğu bahçeler içerisinde insanlar dağınık olarak yerleşmişlerdir. Türkiye�de Karadeniz Bölgesi, dağınık yerleşmenin en yaygın olarak görüldüğü yerdir. Dağınık yerleşmede su fazlalığı ve yerşekillerinin engebeliliği etkilidir.
Kırsal yerleşme çeşitleri
a. Köy altı yerleşmeleri: Çiftlik, mezra, kom, divan, oba, yayla gibi yerleşmelere denir. Bunlar köylerden küçüktür. Daha çok, hayvancılık amaçlı veya yazları serinlemek amacıyla kurulmuştur. Doğu Anadolu, G. Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde yaygındır.
b. Köyler
c. Bucak ve nahiyeler
Kırsal meskenlerin yapımında kullanılan malzemeler doğal çevre ile yakından ilişkilidir.
Çevrede taş malzemeler yaygınsa konutlarda taş kullanılır. Ormanlık yörelerde meskenlerde daha çok ahşap kullanılır. Taş ve ahşap malzemenin bulunmadığı yarı kurak bölgelerde, meskenlerde kerpiç malzeme kullanılır.
� Taş meskenler: Köylerimizde çok rastlanan mesken tiplerinden biri olup, daha çok Akdeniz, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde rastlanır.
� Ahşap meskenler: Ahşap köy meskenlerinin en yoğun olduğu yerler ormanlık yörelerimizdir. Daha çok, Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Güney Marmara�da yaygındır.
� Kerpiç meskenler: Ülkemizde İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür.
B. KENTSEL YERLEŞME (ŞEHİRLER)
Türkiye�de, nüfusu 10.000 den fazla olan yerleşmelere kentsel yerleşme denmektedir. 1935'e kadar nüfusun % 80'i köylerde otururken, kent nüfusu % 20'sini oluşturuyordu. 1997 yılında yapılan sayım sonuçlarına göre, ise nüfusun % 65'i kentlerde % 35'i kırsal kesimde toplanmıştır.
Türkiye�de özellikle sanayinin gelişmesine paralel olarak göç olayı artmış ve yeni kentler ortaya çıkmış ya da kentlerde aşırı büyümeler meydana gelmiştir.
Türkiye�de kentleşme hızı sanayileşme hızından daha yüksektir. Bu durum gecekondulaşma gibi bir çok problemi beraberinde getirmiştir. 1997 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre, kentleşme oranının en yüksek olduğu bölge Marmara�dır. Bu durum, bölgenin çok göç aldığını ve sanayileşmede ileri gittiğini gösterir. Marmara�yı, Ege, İç Anadolu, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri takip eder. Kentleşme oranı en az Karadeniz Bölgesi�nde görülür.

6403
Coğrafya / TÜRKİYEDE İKLİM TİPLERİ
« : Ekim 11, 2007, 11:51:42 ÖÖ »
Türkiye kuzeydeki orta iklim tipleriyle,güneydeki subtropikal iklim tipleri arasında,geçiş bölgesi diyebileceğimiz orta iklim kuşağı içindedir.Ilıman iklimlerin etkili olduğu bir kuşakta bulunmakla birlikte, yüzey şekillerinin çeşitliliği,deniz düzeyine göre yükseklik,kıyıya koşut dağ sıralarının uzanışı,denize yakınlık ve uzaklık gibi sebeplerle Türkiye�de iklim,bazı bölgesel değişiklikler gösterir.Türkiye�nin genel iklim şartları,bölgelerimizin iklim özellikleri ve mevsimlik hava tipleri iki etken grubuna bağlıdır.
1-Küresel etkenler
2- Coğrafi etkenler

Türkiye�nin hava kütlelerine atmosferin genel sirkülasyon sistemlerine,siklonik etkinliğine cephelere ve atmosferin yüksek seviyelerindeki olaylara göre konumu küresel etkenler adı altında toplanır.

Türkiye 36-42 derece kuzey paralelleri arasında yer alan ve tümüyle Kuzey Yarı Küre�deki kıtaların batı kenarında görülen Akdeniz iklimi adı verilen bir makroklima alanı içinde ve bu iklimi oluşturan atmosfer olayların etkisindedir.Türkiye�nin bulunduğu kuşağın başlıca özelliği , yazın tropikal kökenli hava kütlelerinin , kışın nemli ve soğuk kutupsal hava kütlelerinin etkisi altında kalmasıdır.Ülkede yazların genellikle kurak ve sıcak,kışların soğuk ve yağışlı geçmesinin temel sebebi budur.Bu iki farklı hava kütlesi arasındaki kutupsal cephe , bu cephe boyunca meydana gelen siklonik etkinlikler ve bu etkinliklere bağlı yağış alanı yazın genel atmosfer sirkülasyonun yer değiştirmesine bağlı olarak, Türkiye�nin kuzeyine çekilir.Bu durumda Türkiye,yağış sağlayan cephelerden uzak kalır ve kurak makroklima alanına girer.(uzun yaz kuraklığı)Oysa kışın kutupsal cephe,güneye ilerleyen kutupsal hava kütleleri ile birlikte çoğunlukla Akdeniz üzerindedir.Bunun sonucunda,Türkiye Kutupsal hava kütlesinin etkisine girer, sıcaklık düşer,siklonik etkinliklerle yağış alır.

Coğrafi etkenler,Küresel etkenlerin belirlediği makroklima tablosunda bölgesel ve yöresel değişikliklere yol açarlar.Yükselti, dağların doğrultusu,yamaçların bakısı ve denize göre konum,Türkiye�nin iklim tipleri bakımından çeşitlenmesine yol açan, coğrafi etkenlerin başlıcalarıdır.

Bütün bu etkenlere bağlı olarak ülkede genellikle dört iklim tipi görülür.
1- Kuzeyde,her mevsim yağışlı Karadeniz iklimi;
2- Batı ve güneyde, yazları sıcak ve kurak ,kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi;
3- İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ile Ergene Havzası�nın orta kesiminde , yarı kurak Bozkır iklimi
4- Doğu Anadolu�da , kışları çok soğuk ve uzun yazları az çok yağışlı karasal iklim.

Bunların dışında çeşitli coğrafi etkenler yüzünden birbirinden farklı bir takım geçiş iklim tipleri de vardır.




KARADENİZ İKLİMİ


Ülkenin kuzey kesiminde,kıyı boyunca uzanan bir şerit üzerinde etkisini sürdürür.Kıyıya koşut dağ sıralarında varlığı , bu şeridin geriye doğru genişlemesini sınırlar.Denizin etkisine bağlı olarak yazlar ılık , kışlar az soğuk geçer.Özellikleoğu Karadeniz kıyılarında kışların daha ılık geçtiği görülür.Bunda, Kuzey rüzgarlarını önleyen Kafkas Dağları�nın oluşturduğu doğal engel kadar,kış mevsiminde Karadeniz üzerinde oluşan alçak basıncın yarattığı ılık hava akımlarının da rolü büyüktür.Yıllık ortalama sıcaklık,yaklaşık 13 C �14 C �dir.Yıllık sıcaklıklarda batıdan doğuya doğru artışlar görülür.En soğuk ayın (ocak ve şubat) ortalama sıcaklığı 6-7 C� , en sıcak ayın (temmuz-ağustos) ortalama sıcaklığı 22-23 C� arasındadır.


Kıyı kesiminde zaman zaman yükselen sıcaklıklar,nem oranının fazlalığı,dolayısıyla havayı bunaltıcı duruma sokar.Yaz günleri,hava sık sık bulutlarla kaplanır.İlkbahar,kışın uzantısı gibi serin geçer.Yaz sıcaklıkları sonbaharda da sürer.Bu iklim tipinin görüldüğü alanda şimdiye kadar saptanan en düşük sıcaklık değeri -8 C� (Zonguldak),en yüksek sıcaklık değeri 40,5 C� (Zonguldak) dadır.

Karadeniz kıyılarında iklimin en önemli özelliği, her mevsimin yağışlı geçmesidir.Bu bölge Türkiye�nin en çok yağış alan kesimidir.Yağışlar Doğu Karadeniz�de özellikle Hopa ile Sürmene arasında en yüksek değerlere ulaşır.Yağış maksimumu sonbahar ve kış; minimumu ilkbahar sonu,yaz başlangıcına rastlar.Kıyı gerisinde yükselen dağların denize bakan yamaçları , kıyı kesiminde daha fazla yağış alır.kışın bu yamaçlar, yer yer kar örtüsü ile kaplıdır.Dağların güney yüzlerinde ve iç kesimlerindeyse yağış tutarları , İç Anadolu�yu andıracak biçimde azalır.Yağışlı günler sayısı bakımından ülkenin en yüksek değerleri Karadeniz kıyılarındadır.Yağışlı gün sayısı batıdan doğuya doğru artar.İç kesimlerinde ise oldukça azalır,kar yağışlı günler,kıyı kesiminde on günden az iç kesimlerde yirmi günden fazladır.

Ülkemizde bulutlu ve kapalı günler bakımından en düşük değere Karadeniz kıyılarında ulaşılır.Bağıl nem oranı % 77,rüzgar yönü kuzeybatı ve güneydoğudur.

Karadeniz iklimi nemlilik derecesine ve termik şartlara göre 3 alt tipe ayrılır.

1-Doğu Karadeniz iklimi (1000-2000 mm arasında yıllık yağış;en çok yağış sonbaharda ; Kışlar ılık)
2-Batı Karadeniz iklimi (Kışın ve yazın daha düşük sıcaklıklar; kıyılarda yüksek, iç kısımlarda az yağış)
3-Orta Karadeniz iklimi (Orta miktarda yağış;yaz kuraklığı kısa ama belirgin )


AKDENİZ İKLİMİ


Türkiye�nin batı güney kesimlerinde etkisini gösteren bu iklimin en önemli özelliği,yazların sıcak ve kurak , kışların ılık ve yağışlı geçmesidir.Akdeniz kıyılarındaki yüksek dağ sıralarının varlığı bu iklimin içerilere sokulmasını önler. Toros dağlarının oluşturduğu bu doğal engel , bir yandan kış mevsiminde tropikal havanın iç bölümlere geçmesine, öte yandan iç bölümlerdeki soğuk havanın kıyılara geçmesine olanak vermez. Dağların denize bakan yamaçlarına çarpan sıcak hava akımları, buralarda sürekli ve şiddetli yağışlara yol açar.Kıyı kesimi ise ilkbahar ve kış aylarında denizden gelen nemli hava akımlarına bağlı olarak , bol yağış alır.Yıllık ortalama sıcaklık yaklaşık 18 C � dir . En soğuk ayın (Ocak) ortalama sıcaklığı 8-10 C�, en sıcak ayın (Temmuz) ortalama sıcaklığı 27-28 C� arasındadır.Yazın zaman zaman sıcaklıklar 40 C� üstüne çıktığı gibi ,kışında 0 C� altına çok ender olarak iner.Bu iklimin etkisini sürdürdüğü şimdiye kadar saptanan en düşük sıcaklık değeri �8.4 C�,(Adana) en yüksek sıcaklık değeri 45 C� dır (Adana)

Yıllık ortalama yağış tutarı genellikle 500-1000 mm arasındadır.Bu değerler,Toroslar�ın denize bakan yamaçları üzerinde , eteklerde yükseldikçe artarak 1000 mm� nin üzerine çıkar.Toros dağları , özellikle Batı Toroslar, Türkiye�nin en fazla yağış alan bir başka kesimidir.Yağış maksimumu kış, minimumu yaza rastlar.

Yazlar özellikle temmuz ve ağustos ayları çok kurak geçer.Çok sıcak bu aylarda, yağış tutarları azalır.Yağışlı geçen kış mevsimini, yağış tutarı git gide azalan ilkbahar ayları, bunuda çok kurak geçen yaz mevsimi izler.Çok ender düşen kar, şiddetli geçen kışlar da ancak gerideki yüksek dağlar ve yamaçları üzerinde tutunur.Bu dağlar arasındaki çukur alanlarda ise yağış değerleri oldukça azalılr.Yağışlı günler sayısı,nemli Karadeniz kıyılarında oranla oldukça azdır.Kar yağışlı gün sayısıysa ortalama bir günü bile bulmaz.Kapalı günler bakımından en az değerlere Akdeniz kıyılarında erişilir.Bağıl nem oranı %66-69�dur.Rüzgar yönü genellikle kuzeydoğu,güneydoğu ve güneybatı dır.Ülkenin batısında Ege Denizi kıyılarında ve vadiler boyunca deniz etkisinin sokulduğu alanlarda ise , Akdeniz ikliminin biraz değişikliğe uğramış biçimi görünür.Batı Anadolu�da Gediz,Küçük Menderes ve Büyük Menderes ırmaklarının geniş vadi olukla- rıyla denizin etkisi iç kesimlere kolaylıkla sokulur.Burada da Akdeniz Bölgesinde olduğu gibi, yazlar çok sıcak ve kurak , kışlar ılık yağışlı geçer.Yaz mevsiminde zaman 40 C� nin üstüne sıcaklıklar, kışın ancak kuzeyden gelen soğuk hava kütlesinin etkisine bağlı olarak düşer.Yağış maksimumu kışa , minimumu yaza rastlar.Sonbahar yağışları ilkbahar yağışlarından az farklıdır.Dağlık kesimlerde yağış değerleri oldukça fazlalaşır.

Akdeniz iklimi, Daha kuzeyde Marmara kıyılarında , yazların serinliğiyle kendisi belli eden daha değişik bir özellik taşır.Kışlarda , Ege ve Akdeniz kıyılarına oranla daha serin ve soğuktur.Yaz sıcaklık ortalamaları daha düşüktür.Yağış tutarları özellikle kuzeye doğru gittikçe artar.İklimi Akdeniz-Karadeniz iklimleri arasında bir geçiş tipi olan bu bölge , zaman zaman Balkanlardan gelen soğuk hava kütlesinin etkisi altında kalır.Bu sebeple kimi kışlar çok soğuk geçer.Kar yağışları daha sık görülür ve sıcaklıklar daha sık iner.


MARMARA GEÇİŞ İKLİMİ



Marmara bölgesinde yıllık ortalama yağış tutarı 600-750 mm arasındadır.Yağış maksimumu kışa, minimumu yaza rastlar.Güneyden kuzeye doğru gittikçe yağışların arttığı ve yaz kuraklığının hafiflediği görülür.Bulutlu gün sayısı Ege ve Akdeniz kıyılarından daha çok Karadeniz kıyılarından daha düşüktür.Bağıl nem oranı yaklaşık % 71-75 �dir.Rüzgar yönü genellikle kuzeydoğu (poyraz) ve güneybatı (lodos).Oldukça soğuk kışlar;kar yağışı ve don olağan , yaz kuraklığı kısa ve hafif.




İÇ KESİMLERİN BOZKIR KARASAL İKLİMİ


Yazları sıcak ve kurak , kışları sert ve uzun geçer.Sıcaklık koşulları bakımından karasal iklimin, yağış koşulları bakımından bozkır ikliminin özelliklerini taşıyan bu iklim tipi Ülkemizin iç kesimlerinde İç Anadolu �da , İç Batı Anadolu�da,Göller Yöresinde ve Güneydoğu Anadolu� da egemendir.Yağış ve sıcaklık koşullarının özelliklerine göre bu iklim tipi sözü edilen bölgelerde farklılıklar gösterir.

İç Anadolu Bölgesi�nin Tuz Gölü çevresinde yağışların azlığıyla dikkati çeken Bozkır iklimi egemendir.Bu kesimde yıllık ortalama sıcaklık yaklaşık 11 C�dir.En soğuk ayın (ocak) ortalama sıcaklığın �0.3 C�dir, en sıcak ayın (temmuz yada ağustos) ortalama sıcaklığı 21-22 C� arasındadır.Yazın 30 C� nin üstüne çıkan sıcaklıklar kışın sık sık �5 C� nin altına iner.Şimdiye kadar saptanan en düşük sıcaklık değeri �28.8 C�dir.(Konya) en yüksek sıcaklık değeri 40 C � (Konya).Yıllık ortalama yağış tutarı 300-350 mm arasındadır.Yağış maksimumu kışa,minimumu yaza rastlar.Sonbahar yağışları, kış yağışlarının yarısı kadardır.Yaz yağışları ise, Akdeniz bölgesine oranla daha fazladır.Ülkemiz de yağışlı günler sayısının en az olduğu yer İç Anadolu Bölgesinin bu kesimidir.(60-75 gün) Kapalı gün sayısı Ege ve Akdeniz Bölgesinden daha fazladır.Bağıl nem oranı %60-64 rüzgar yönü genellikle kuzey ve kuzeydoğudur.Bu kesimden çevreye doğru gidildikçe Bozkır iklimi özelliğinin azaldığı, karasal etkilerin arttığı görülür. Yağışlarda az da olsa artışlar,sıcaklıklarda ise düşüşler başlar.Tuz gölünün çevresinde aylık ortalama sıcaklıklar 0 C� nin altına inmemesine karşın , İç Anadolunun kenar bölgelerinde ortalama sıcaklıklar, ocak ayında 0 C� nin altına iner.Şimdiye kadar ölçülen en düşük ve en yüksek sıcaklık değerleri de , Tuz gölü çevresindeki yerlere oranla kenar bölgelerde daha fazladır.Kenar bölgelerde saptanan en düşük sıcaklık değerleri -34.6 C� (Sivas) en yüksek sıcaklık değerleri -40.7 C� dir(Kayseri) İç Anadolu ya oranla daha dağlık ve engebeli olan ve ortalama yükseltisi 800-1000 m arasında değişen İç Batı Anadolu�da bu iklim,yağışların fazlalığıyla kendini belli eder.Geniş yer kaplayan yüksek düzlükler ve tepeler gerek Ege Bölgesinde, gerekse İç Anadolu bölgesinde daha çok yağış alır.Yıllık ortalama sıcaklık 10-12 C� dir.En soğuk ay (ocak) ortalama sıcaklığı 0 C� (-2 C�), en sıcak ay (temmuz) ortalama sıcaklığı 20-23 C� arasındadır. Yaz mevsiminde 30 C� nin üstüne çıkan sıcaklıklar,kış mevsiminde sık sık �10 C� nin altına iner.İç Batı Anadolu�da şimdiye kadar saptanan en yüksek sıcaklık değeri 39.8 C� (Uşak) , en düşük sıcaklık değeri -28.1 C� dir(Kütahya).Yıllık ortalama yağış tutarı 450-550 mm arasındadır. Yağış değerleri çevredeki dağlık alanlara doğru artar.Yağış maksimumu ilkbahar yada kış,minimumu yaz mevsimine rastlar.Yaz yağışları Ege ve Akdeniz bölgesinden daha yüksektir.

İç Anadolu�nun güney batı kesiminde yer alan ve ortalama yükseltisi 800-900 m arasında değişen Göller Yöresinde , İç Batı Anadolu iklimi ile Akdeniz iklimi arasında bir geçiş iklim tipi görülür.Yörenin güney kesiminde yükselen ve 2500 mt. yi aşan dağlar, nemli deniz etkisinin iç kısımlara sokulmasına engel olur.Yıllık ortalama sıcaklık 11-13 C� dir. Bu değer Akdeniz bölgesinde saptananlardan düşük, İç Anadolu�da saptananlardan yüksektir. En soğuk ayın (ocak) ortalama sıcaklığı 1-3 C� , en sıcak ayın (temmuz-ağustos) ortalama sıcaklığı 22-24 C� arasındadır. Yörede yazın zaman zaman 40 C� ye yaklaşan sıcaklıklar, kışın -5 C� nin altına iner.Şimdiye kadar saptanan en düşük sıcaklık değeri -22.9 C� (Beyşehir) , en yüksek sıcaklık değeri 39.6 C� dir(Burdur) yağış maksimumu kış , minimumu yaz mevsimine rastlar.Yaz kuraklığı Akdeniz bölgesinden daha hafiftir.Kış mevsiminde sık sık kar yağar. Bu özelliğiyle yöre , Akdeniz ikliminden ayrılır.Göller Yöresinde yağışlı gün sayısı , Ege veAkdeniz bölgesinden fazladır.Bağıl nem oranı yaklaşık %57-63 arasındadır. Rüzgar yönü genellikle güneydoğu ve kuzeydoğudur.Güneydoğu Anadolu bölgesinin alçak kesimlerinde (Urfa ve çevresi) Bozkır iklimi, yüksek yayla düzlüklerinde de karasal iklim egemendir.

Bölgede yazlar çok sıcak ve kurak , kışlarda Doğu Anadolu ya oranla daha soğuk geçer yıllık ortalam sıcaklık 14-18 C� dir. En soğuk ayın (Ocak) ortalama sıcaklığı 1-5 C� , en sıcak ayın ortalama sıcaklığı 27-31 C� arasındadır. Yazın zaman zaman sıcaklıkların 45 C� nin üstüne çıktığı görülür.Bölgede şimdiye kadar saptanan en düşük sıcaklık değeri -12.4 C� dir(Urfa). Yıllık ortalama yağış 450-750 mm arasındadır. Yağış maksimumu kış , minumumu yaz mevsimine rastlar. Yaz kuraklıkları Akdeniz bölgesinde olduğu gibi belirgin ve uzun, yaz yağışlarıda yine bu bölgedeki gibi düşük- tür.Kuzey-Kuzeydoğudaki yüksek alanlarda ve Doğuda Mardin-Midyat eşiğinde artan yağışlar orta kesimindeki düzlüklerde azalır. Yağışlı günlerin sayısı, Akdeniz ve Ege kıyılarında olduğu gibi 80-90 gün arasındadır. Türkiye�deki bağıl nem bakımından en düşük değerler (Siirt % 50,Urfa % 48,Diyarbakır %53 ) bu bölgede görünür. Rüzgar yönü genellikle güneybatı,kuzeydoğu ve kuzeydir.


DOĞU ANADOLU KARASAL İKLİMİ


Doğu Anadolu da iklim , yükselti, yer şekilleri, denizden uzaklığa bağlı olarak sert karasal özellikler taşır.İç Anadolu� ya oranla kışlar daha soğuk ve uzun, yağış tutarları daha fazladır,sıcaklık farkları çok yüksektir.Geniş bir alan etkisinde bulunduran bu iklim , bölgenin çeşitli kesimlerinde (Erzurum,Kars yaylalarında ,Van Gölü çevresinde,Yukarı Fırat bölümünde, Hakkari çevresinde) birbirinden farklı özellikler gösterir.

Ülkenin kuzeydoğusunda yüksek yaylaların geniş yer kapladığı (Erzurum-Kars yaylalarında) alanlarda bu iklim , çok soğuk sert ve uzun kışları , serin yazları ile kendini belli eder. Yıllık ortalama sıcaklık 4-6 C� arasındadır. En soğuk ayın (Ocak) ortalama sıcaklığın -8,6 / - 11,8 C�; en sıcak ayın (ağustos) ortalama sıcaklığı 17-23 C� arasındadır. Kış mevsiminde dört ayın sıcaklığı (aralık,ocak,şubat,mart) 0 C� nin altındadır. Yazın ender olarak 40 C� ye yaklaşan sıcaklıklar kışın sık sık -20 C� nin altına iner. Şimdiye kadar saptanan en yüksek sıcaklık değeri 38 C� (Karaköse �Ağrı), en düşük sıcaklık değeri -43.2 C� dir.

Ağrı (Karaköse) Meteoroloji İstasyonunda saptanmış olan bu değer , Türkiye�deki meteoroloji istasyonlarının şimdiye kadar saptadıkları en düşük sıcaklık derecesidir. Yıllık ortalama yağış 450-550 mm arasındadır. Ülkenin büyük bölümünde, en yağışlı mevsim kış olmasına karşın, bu yörede en yağışlı mevsim, Kars�ta yaz,Erzurum�da ilkbahardır. Kış , Erzurum-Kars yöresinde en kurak mevsimdir.Karasal yağış rejiminin özelliği olan bu durum(yağışlarda maksimum devrenin yaz,minimum devrenin kış olması) , ülkede yalnızca bu yörede görülür. Yağışlı günler sayısı Erzurum-Kars yaylalarında batıdan doğuya doğru artış gösterir. Kar yağışlı ve karla örtürlü gün sayısı bakımından ülkemizde en yüksek değerlere Doğu Anadolu Bölgesi�nin kuzeydoğu yaylalarında ulaşılır. Burada toprak 4-4.5 ay karla kaplı kalır. Bulutlu gün sayısı bakımından, ülkede en yüksek değerler yine bu yörede görülür. Bağıl nem oranı % 63-67 arasındadır. Rüzgar yönü genellikle kuzeydoğu ve güneybatıdır.

Van Gölü çevresinde iklim,Erzurum-Kars yaylalarına oranla daha ılıktır. Kışlar daha kısa geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 8-10 C� arasındadır. Bu iklimin etkisini sürdürdüğü alanda şimdiye kadar saptanan en düşük sıcaklık değeri -28.7 C� (Van) , en yüksek sıcaklık değeri 37,5 C� dir.(Van). Yağış maksimumu ilkbahara,minimumu yaza rastlar. Sonbahar yağışları kış yağışlarından az farklıdır. Kış yağışlarının çoğu kardır. Bağıl nem oranı % 59-68 arasındadır. Rüzgar yönü genellikle doğu ve kuzeydoğudur.

Yükseltisi 1000-1200 mt. Arasında değişen yüksek ovaların ve yükseltisi 3000 mt. yi aşan dağların bulunduğu Doğu Anadolu �nun Yukarı Fırat Orta ve Aşağı Fırat yöresinde iklim,Erzurum-Kars yaylalarından daha sıcak,Güneydoğu Anadolu Bölgesi�nde daha serin geçer. Burada iklim , yörenin kuzeyinde ve güneyinde etkisini sürdüren iklim tipleri arasında bir geçiş tipi özelliğini taşır. Yıllık ortalama sıcaklık yaklaşık 9-13 �C
arasındadır. Yaz mevsiminde zaman zaman sıcaklıkların 40�C yi aştığı , kış mevsimindeyse -20 �C nin altına indiği görülür. Şimdiye kadar saptanan en yüksek sıcaklık değeri 42 �C (Elazığ), en düşük sıcaklık değeri -32,5 �C dir.(Erzincan) yıllık ortalama yağış 350-450 mm arasındadır. Bu değer çevredeki dağlık alanlara gidildikçe artar. Yağış maksimumu ilkbahar , minimumu yaz mevsimine rastlar. Yaz mevsiminin yağış payı kuzeyden güneye doğru azalır. Kar yağışlı günler sayısı batıdan doğuya doğru artar. Bağıl nem oranı % 53-64 arasındadır. Rüzgar yönü genellikle kuzey kesiminde batı ve kuzeybatı, güney kesiminde güneybatı ve güneydoğudur.


Ülkemizin en güneydoğu ucunda çok dağlık ve engebeli bir alanda yer alan Hakkari yöresi�nde bu iklim,yağışların fazla olmasıyla kendini gösterir. Yıllık ortalama sıcaklık yaklaşık 9-10 �C dir. Yazın ender olarak 35 �C yi aşan sıcaklıklar,kışın sık sık �20 �C nin altına iner. Yağışlar yüksek alanlarda daha da fazlalaşır. Yağış maksimumu ilkbahar , minimumu yaz mevsimindedir. Yaz ayları özellikle Temmuz ve Ağustos çok kurak geçer. Kış yağışları çoğunlukla kar biçimindedir. Bağıl nem oranı yaklaşık % 57-60 �tır. Rüzgar yönü genellikle kuzeybatı ve güneybatıdır.

6404
Coğrafya / TÜRKİYE�NİN AKARSULARI
« : Ekim 11, 2007, 11:50:30 ÖÖ »
TÜRKİYE�NİN AKARSULARI
Genel Özellikler;
� Akarsularımızın boyları kısadır. (Türkiye�nin bir yarımada olması ve dağların uzanış biçiminden dolayı)
� Akış hızları (debileri) fazladır. (Dağların fazla olmasından dolayı)
� Rejimleri (Mevsimlere göre akımı) düzensizdir. (Karadeniz bölgesi akarsuları hariç)
� Ulaşım için elverişli değildirler. (h-Hızlı aktıkları ve düzensiz rejimli oldukları için)
� Enerji üretimi için elverişlidirler.
Başlıca Akarsularımız;
Karadeniz�e Dökülenler : Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh
Marmara�ya Dökülenler : Susurluk
Ege�ye Dökülenler : Meriç, Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes
Akdeniz�e Dökülenler : Aksu, Göksu, Seyhan, Ceyhan, Asi
Dışarıya Dökülenler: Fırat, Dicle à Basra Körfezi, Kura, Aras à Hazar Denizi, Çoruh (Gürcistan) à Karadeniz
Dışarıdan Gelenler: Asi(Suriye) à Akdeniz , Meriç (Bulgaristan) à Ege

Akarsu Havzalarımız;
Akarsularımızın çoğunun havzası açıktır. Sularını denize ulaştıramayan Kapalı Havzalarımızda vardır. Bunlar;
Konya Ovası, Tuz Gölü, Van Gölü, Akşehir-Eber gölleri ve Göller Yöresidir.
Akarsularımızın Rejimleri
Akarsu rejimi, akarsuyun yıl içinde gösterdiği akım grafiği ve akarsuyun beslenme şeklini ifade eder. Her mevsim birbirine yakın akım gösteren akarsuların rejimi DÜZENLİ REJİM, Kurak dönemlerdi olan ve suları azalan yada kuruyan akarsuların rejimine DÜZENSİZ REJİMLİ akarsular denir.

Akarsular Yağmur, Kaynak, Kar ve Buzul sularıyla bazıları da Göl sularıyla beslenirler. Akarsu, bunlardan biriyle besleniyorsa SADE REJİMLİ, birkaçı ile besleniyorsa KARMA REJİMLİ akarsu denir.
a) Yağmur Sularıyla Beslenenler: Genellikler yazın kururlar. Yağmurun fazla olduğu aylarda canlanırlar.
� Ege, Akdeniz ve İç Anadolu akarsuları.
b) Kar ve Buzul Sularıyla Beslenenler: Yüksek Dağlardan beslenirler. Karların eridiği yaz aylarında canlanırlar.
� D.Karadeniz (bir Kısmı), D.Anadolu akarsuları
c) Kaynak Suları ile Beslenenler: Genelde küçük akarsulardır. Akdeniz bölgesindeki Karstik sahalarda görülür.
� Manavgat Çayı
d) Gölden Çıkan Akarsular: Bazı göllerin yaışlı dönemlerde taşan fazla sularını boşaltırlar. (Gideğen-Gölayağı denir)
� Beyşehir Gölü à Çarşamba Suyu à Konya Ovası, Eğirdir Gölü à Kovada Çayı à Kovada Gölü
e) Karma Rejimli Akarsular: Uzun boylu akarsulardır, çok çeşitli beslenme kaynakları vardır.
� Fırat, Dicle, Kızılırmak gibi.

6405
Coğrafya / Türkiye nin Jeopolitik Durumu ve Önemi
« : Ekim 11, 2007, 11:49:39 ÖÖ »
Türkiye�nin Jeopolitik Durumu ve Önemi


Türkiye Dünya haritasında önemli bir yere sahiptir. Sebebi de, Türkiye�nin Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü olmasıdır. Balkanlar�ın, Kafkasya�nın ve Ortadoğu�nun gövdesidir. Bu civarda yaşayan ülkeler deniz yollarını kullanmak için Türkiye�yi çevreleyen denizlerden geçmek zorundadır.

Türkiye, Batı uygarlığı ile Doğu uygarlığının bir sentezidir. Batıda yeşeren demokrasi, gelişerek Türkiye�ye de ulaşmıştır. Türkiye�den Doğuya gidildikçe demokrasi yönetimi kaybolmaktadır. Yani Türkiye demokrasisiyle de bir geçiş köprüsüdür.

Gelişmiş Avrupa ülkelerinin doğal zenginlik kaynakları tükenmek üzeredir. Doğal zenginlik kaynakları (doğal gaz, petrol vb...) Kafkaslarda ve Ortadoğu�da yeterince bulunmaktadır. Buralara gidecek yok yine Türkiye�den geçer.

Ayrıca Türkiye�nin genç bir nüfusu vardır. Bu durum gelişmiş Avrupa ülkelerinde nüfusun büyük bir çoğunluğu yaşlı insanlardan oluşmaktadır. Bizdeki genç nüfus batıya umut vermektedir.

Bugün Türkiye�nin üzerinde bulunduğu coğrafi yerin önemi, bütün Dünyaca kabul edilmiştir. Hatta komşularımızın topraklarımızda gözü vardır. Bundan dolayıdır ki yeryüzünde tapusu en pahalı ülkelerden birisi de Türkiye�dir.

Bu topraklarda rahat yaşamak için Türkiye güçlü bir orduya sahiptir.

Devam edecek olursak; Türkiye�nin Marmara Denizi�ndeki İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı, Karadeniz�den Akdeniz�e, okyanuslara açılmak için adeta bir kilit durumundadır.

Çok eskilerden beri biliriz ki komşumuz Rusya�nın sıcak denizlere açılmak hayalleri vardır. Batıdaki komşumuz Yunanistan�ın da buna benzer emelleri vardır. Birinci Dünya Savaşı�nda İzmir�e asker çıkarmış, 12 adayı işgal etmiş ve Kıbrıs konusunda da sorunlar çıkarmıştır. Yunanistan�ın çok çok eskilerden beri Ege Denizi�ni bir Yunan Denizi haline getirme amacı vardır.

Güney komşumuz Suriye ile de Hatay sorunu yaşanmıştır. Suriye hâla Hatay�ı alma hayali peşindedir. Ayrıca bazı teröristleri besleyerek üzerimize göndermektedir.

Irak ile de pek fazla sorun yaşamazken Körfez Savaşı sırasında bazı olumsuz gelişmeler olmuştur. Onlarda bazı teröristleri besleyerek üzerimize göndermektedirler.

Doğu sınırımız olan İran sınırı en eski sınırımızdır. Yeni yeni iki ülke arasındaki rejim farklılıkları yüzünden bazen İran ile de aramız açılmaktadır.

Bulgaristan ise kendi sınırları içerisinde yaşayan Türk vatandaşlarını eritmeye çalışmış ve bu yüzden binlerce Türk Bulgaristan�dan Türkiye�ye göç etmek zorunda kalmıştır.

Sayfa: 1 ... 425 426 [427] 428 429 ... 495