İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OLCAY

Sayfa: 1 ... 424 425 [426] 427 428 ... 495
6376
EGE BÖLGESİ




KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:



Ülkemizin batısında Ege Denizi kıyılarınca uzanan bölge, Marmara Bölgesi, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgeleriyle ve Ege Denizi ve Ege Adaları ile komşudur.



Gerçek alanı olan 93.139 Km2 ile Türkiye topraklarının %10.1�ini kaplar. Alan bakımından 5. Büyüklükteki bölgemizdir.



Nüfusu 2000 sayımına göre 8.9 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2�ye 96 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının biraz üstündedir. (Türkiye ortalaması Km2�ye 83 kişi)



BÖLÜMLERİ:



1.Asıl Ege Bölümü 2.İç Batı Anadolu Bölümü



YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:



Kıyıları:



Ege Denizinin yerinde eskiden Egeid karası vardı. Bunun çökmesi sonucunda bugünkü adalar meydana geldi. Bölge dağları kıyıya dik uzandığı için kıyı girintili-çıkıntılı Enine Kıyı Tipidir.



Kıyıda bir çok körfez, koy, yarmada ve buruna rastlanır. Edremit, Çandarlı, İzmir, Kuşadası, Güllük, Gökova başlıca körfezleridir.Reşadiye, Bozburun, Dilek VE İzmir başlıca yarımadalarıdır.



Ege kıyıları girintili-çıkıntılı olduğu için en uzun kıyımızdır. Muğla�da en uzun kıyıya sahip ilimizdir.



Dağları:



Asıl Ege Bölümü faylanma hareketlerine uğradığı için Kaz Dağı, Madra Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar, Aydın Dağları faylanma sonucu yüksekte kalmış horstlardır. Bölümün güneyinde uzanan Menteşe Dağlarının uzanış yönü kıyıya paraleldir.



İç Batı Anadolu�ya gidildikçe yükseklik artar. Bu bölümde, Alaçam, Eğrigöz, Murat ve Sandıklı Dağları vardır.



Ovaları:



İç Batı Anadolu Bölümünde Yazılıkaya Platosu, Tavas- Çivril- Banaz-Örencik ovaları vardır.



Asıl Ege Bölümünde horstlar arasında kalan grabenler birer alüvyon ovasıdır. Bunlar Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes ovalarıdır. Bunlar aynı adı taşıyan ve bol alüvyon taşıyan, akarsuları tarafından oluşturulmuştur. Akarsuların döküldükleri yerlerde de delta ovaları da oluşmuştur.



Akarsuları:



Bakırçay, Gediz,K. Menderes, B. Menderes başlıca akarsularıdır. İç Batı Anadolu�da Susurluk ve Sakarya Akarsularının bazı kolları da bulunmaktadır.



Gölleri:



Göl bakımından fakir olan bölgede iki doğal göl vardır. Bunlar Marmara ve Çamiçi (Bafa) Gölleridir. Adıgüzel, Kemer ve Demirköprü baraj gölleri de vardır.



İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ:



Bölgenin asıl Ege Bölümünde graben ovaları sayesinde içlere kadar sokulan Akdeniz İklimi görülür. Bu alanlarda yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı bir iklim görülür. Bitki örtüsü makidir ve yer yer ormanlara da rastlanır.



İç Batı Anadolu bölümüne gidildikçe yüksekliğin artması ve denize olan uzaklığı sebebiyle iklim karasallaşır. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı Karasal İklim görülür. Bitki örtüsü de Bozkırdır.



TARIMI VE HAYVANCILIĞI:



Bölgenin yurt ekonomisine katkısı daha çok tarım alanındadır. Bölümler arasında iklim ve yeryüzü şekillerinin farklı olmasına bağlı olarak yetiştirilen ürünler arasında da farklılık ve çeşit vardır.



Tütün: Kıyı ovalarında yetiştirilir. Ülke üretiminin %65�ini yetiştiriri. 1.Sıradadır.



Pamuk: Asıl Ege Bölümündeki alüvyal ovalarda ve özellikle güneye yakın bölgelerde yetiştirilir. Ülke üretiminin %40�ını sağlar. 1. Sıradadır.



Zeytin: Kıyı kesiminde, özellikle Edremit Körfezi çevresinde yetiştirilir. 1.Sıradadır.



İncir: En çok B. Menderes vadisinde yetiştirilir. 1. Sıradadır.



Turunçgiller: En çok Akdeniz İkliminin görüldüğü kıyı bölümünde yetiştirilir.



Üzüm: En çok Gediz Vadisinde yetiştirilir. Ülke üretiminin %35�ini sağlarken 1. Sırada yer alır.



Pamuk: Asıl Ege Bölümünün alüvyal ovalarında özellikle güney alanlarda yetiştirilir.



Haşhaş: İç Batı Anadolu�da Afyon ve Kütahya çevresinde kontrollü olarak yetiştirilir.



Şekerpancarı: İç Batı Anadolu Bölümünde yetiştirilir.



Tahıllar: İç Batı Anadolu Bölümünde yetiştirilir.



YER ALTI KAYNAKLARI:



Krom: Muğla, Denizli, Kütahya.



Demir: Balıkesir ve Kütahya. 1.Sıradadır.



Linyit: Kütahya, Manisa, Muğla ve Denizli. 1.Sıradadır.



Civa: Uşak ve İzmir. 1.Sıradadır.



Bor: Kütahya ve Eskişehir.



Manganez: Uşak, Afyon ve Denizli.



Mermer: Afyon ve Denizli.



Titanyum: İzmir ve Manisa. 1.Sıradadır.



Muğla, Aydın ve İzmir.



Uranyum: Manisa, Aydın ve Uşak.



Tuz: İzmir-Çamaltı. 1.Sıradadır.



SANAYİSİ:



Sanayi bakımından Marmara Bölgesinden sonra 2. sırada gelir. Bölümler arasında gelişmişlik ve sanayi oranı bakımından büyük farklılık vardır. Asıl Ege Bölümü sanayi bakımından daha gelişmiştir. Zaten bölgenin en büyük ve gelişmiş kenti İzmir�de bu bölümde yer alır. İzmir sanayisi, fuarı, ve ihracat limanı ile önemli bir kentimizdir. İzmir�de Aliağa Petrol Rafinerisi de bulunmaktadır.



Bölgede dokuma, şeker, çimento, termik ve hidroelektrik santraller vardır.



Yatağan-Muğla, Tunçbilek-Kütahya, Soma-Manisa�da termik santraller vardır. Tek Jeotermal Santralimiz Denizli-Sarayköy�de bulunmaktadır. Demirköprü, Adıgüzel ve Kemer Hidroelektrik Santralleri de vardır.



NÜFUS VE YERLEŞME:



2000 Sayımına göre bölgenin nüfusu 8.9 milyondur.Nüfus yoğunluğu Km2�ye 96 kişidir. Bu Türkiye ortalamasına biraz üstündedir.En yoğun nüfuslu 3. bölgemizdir. Kentsel nüfus daha fazladır % 61. Türkiye ortalamasına yakındır (Türkiye %65). Nüfus kıyılarda, alüvyal ovalarda yoğunlaşmıştır. İç kesimlere gidildikçe nüfus yoğunluğu azalır. Buralarda da nüfus maden işletmelerinin çevresine ve ovalara toplanmıştır. Kıyıda Menteşe Yöresi de dağlık alan olması nedeniyle az nüfuslanmıştır. Nüfus artış hızı %o 16�dır (Türkiye %o 18.3)



TURİZM:



Bölge Marmara�dan sonra turizm geliri en fazla 2. Bölgedir. Akdeniz İkliminin görüldüğü kıyılar deniz turizmi açısından zengindir. Bölgede İlkçağ uygarlıklarından ve Türk Devletlerinden kalan tarihi eserlerde turistlerin ilgisini çeken yerlerdir. Pamukkale-Denizli Travertenleri de güzel yerlerden biridir.



TARİHİ ÖNEMİ:



Bölge Kurtuluş Savaşının en önemli savaşlarına sahne olmuştur. Kütahya ve Afyon bu savaşların en önemlilerinin geçtiği illerimizdir.



BÖLGE HAKKINDA NOTLAR:



Ø Yüzölçümü bakımından 5.sıradadır.



Ø Orman bakımından %16�ile 4.sıradadır.



Ø Ekili-dikili alan bakımından %24 ile 3. Sıradadır.



Ø Kıyı uzunluğu bakımından 1. Sıradadır.



Ø Ekonomisi tarıma dayanır.



Ø Sanayi bakımından Marmara�dan sonra 2.sıradadır.



Ø Zeytin, üzüm, incir, haşhaş ve tütün üretiminde 1.sıradadır.



Ø Linyitin en çok çıkarıldığı bölgedir. Termik Santralde çok vardır.



Ø En fazla tuz üretilen bölgedir (İzmir-Çamaltı Tuzlası)



Ø İlk demiryolu İzmir-Aydın arsında kurulmuştur.



Ø Asıl Ege Bölümünde horst ve grabenler vardır.



Ø En önemli ihracat limanımız Doğal bir liman olan İzmir Limanıdır.



Ø En önemli uluslar arası fuarımız İzmir�de kurulur.



Ø Göl yönünden en fakir bölgelerdendir.



Ø Turizm gelirleri bakımından Marmara�dan sonra 2. Sıradadır.



Ø Dağların uzanış yönü sayesinde kıyıdaki Akdeniz İklimi iç kesimler kadar sokulabilir.



Ø Termik Santrallerden elektrik üretimi açısından ilk sırada yer alır.



Ø Enine Kıyı Tipi görülür.



Ø En uzun kıyıya sahip ilimiz Muğla�dır.



Ø Denizli-Pamukkale Travertenleri vardır.



Ø Çiniciliğin ve halıcılığın merkezi konumundadır. Kütahya çinicilikte ilk sırada yer alır.



Ø Akarsular bol alüvyon taşıyarak menderesler çizerek akarlar. Delta ovaları oluştururlar.



Ø Sünger avcılığı Bodrum kıyılarında yapılır.



Ø Seracılıkta Akdeniz�den sonra 2. Sıradadır.



Ø Tek Jeotermal Santralimiz Denizli-Sarayköy�dedir.



Ø İlleri:İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Kütahya, Afyon, Uşak

6377
MARMARA BÖLGESİ






KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:



Ülkemizin kuzey-batısında yer alır. Bulgaristan, Yunanistan, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizleri, Karadeniz, Ege, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri ile komşudur.



ALANI VE NÜFUSU:



Gerçek alanı 67.306 Km2. Ülke yüzölçümünün %8.5�ini kaplar. 6.Büyüklükteki bölgemizdir.



Nüfusu 2000 sayımına göre 17.3 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2�ye 258 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının altındadır. (Türkiye ortalaması Km2�ye 83 kişi)



BÖLÜMLERİ:



1.Yıldız Dağları (Istranca) Bölümü



2.Ergene Bölümü



3.Çatalca-Kocaeli Bölümü



4.Güney Marmara Bölümü



YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:



Kıyıları:



Karadeniz ne Kuzey Marmara kıyıları fazla girintili-çıkıntılı değildir. Falez (Yalıyar) çok vardır. Fakat Güney Marmara kıyıları girintili-çıkıntılıdır.



İzmit, Gemlik, Erdek ve Saros körfezleri vardır.Gelibolu, Biga, Kapıdağ, Armutlu, Çatalca-Kocaeli başlıca yarımadalarıdır.Gökçeada, Bozcaada, Marmara Adaları, İmralı, İstanbul Adaları ise başlıca adalarıdır.İstanbul ve Çanakkale Boğazları Ria Tipi kıyılardır.Kapıdağ Yarımadası bir kıyı biriktirme şekli olan Tombolo�dur.



Dağları:



Ortalama yükseltisi en az bölgedir. En yüksek dağı Uludağ�dır (2543 m).Yıldız Dağları, Koru Dağlar, Işıklar Dağları, Biga Dağları, Samanlı Dağları diğer dağlarıdır.Yerşekilleri sade olduğu için ulaşımı da kolaydır.



Akarsuları:



Sakarya�nın aşağı kesimi, Susurluk, Meriç ve onun kolu Ergene. Bu akarsular baraj yapımı için uygun değildir. Ağızlarında delta oluşturamazlar. Çünkü akıntı ve yatak eğimi fazladır.



Ovaları:



Kastamonu, Bolu ve Düzce Ovaları. Bafra ve Çarşamba Delta Ovaları



Gölleri:



İznik, Manyas, Sapanca ve Ulubatlı Tektonik göldür.



Terkos, Küçük ve Büyük Çekmece Gölleri Kıyı Seti gölüdür.



Ömerli Baraj gölü de bulunmaktadır.



İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ:



Marmara Bölgesi konumu sebebiyle iklim ve bitki çeşitliliğine sahiptir. Karadeniz kıyılarında Karadeniz İklimi ve Ormanlar görülür.



Istrancaların güneyinde Karasal İklim ve bozkır görülür.



Güney Marmara�da bozulmuş Akdeniz İklimi ve Maki görülür. Burada yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlıdır.



TARIM VE HAYVANCILIK:



Yüzölçümüne göre ekili-dikili alanı en fazla bölgemizdir. Sebebi engebenin az, düzlüklerin fazla olmasıdır. Makineli tarım yaygındır. İklim çeşitliliği yetiştirilen ürünleri de çeşitli kılmaktadır. Ulaşımın kolay olması, sulamanın yaygın olması ve tüketici nüfusun fazla olması nedeniyle tarım gelişmiştir. Fakat kalabalık nüfusa yetmediği için başka bölgelerden de gelmektedir.



Tütün: A.Pazarı (Türkiye�de %8 ile 3.), Ayçiçeği: Ergene Havzası (Türkiye�de 1.)



Zeytin: Güney Kıyılarında (Türkiye�de %27 ile 2.), Pamuk: Balıkesir (Yağışın azalması sayesinde.)



Şekerpancarı: Trakya-Alpullu, Adapazarı ve Susurlukta sulanabilen alanlarda.



Buğday: İç kesimlerde (Türkiye�nin %13�ü), Pirinç: Ergene ve Meriç havzalarında (Türkiye�de 1.)



Mısır: Doğu Marmara ve Trakya�da. (Türkiye�de 2.)



Hayvancılık genellikle besicilik ve ahır hayvancılığı şeklindedir. Bunun sebepleri tarım arazisinin fazlalığı, tüketici nüfusun fazla olması, pazarlama sorununun olmaması ve yer şekilleri ve iklim şartlarının buna uygun olmasıdır. İstanbul ve çevresinde kümes hayvancılığı, Bursa ve çevresinde ipekböcekçiliği yapılmaktadır.



YERALTI ZENGİNLİKLERİ:



Bor: Susurluk, Bigadiç- Balıkesir (Türkiye�de 1.), Volfram (Tungsten):Uludağ-Bursa, Demirköy-Kırklareli (Türkiye�de 1.), Mermer: Güney Marmara, Linyit: Bölgenin genelinde, Barit: Lapseki-Çanakkale, Doğalgaz: Kırklareli, Demir: Kocaeli ve Sakarya, Manyezit-Magnezyum: Bilecik, Krom: Bursa, Kurşun-Çinko: Balıkesir ve Çanakkale, Seramik Kili: İstanbul ve Çanakkale



ENDÜSTRİ:



Bölge ekonomisi gelişmiştir. Milli gelirimizin %20�si bu bölgeden karşılanır. Sanayi işçilerimizin yarısı burada çalışır ve sanayi ürünlerinin 1/3�ü bu bölgeden karşılanır. Ulaşımını kolay olması, hammadde teminin kolay olması, Hinterlandının geniş olması, işgücünün fazla olması, tüketici nüfusunun fazla olması ve pazarlama kolaylığı gibi sebeplerle sanayisi gelişmiştir. Enerji üretimi en az olan bölge olmasına rağmen enerji tüketiminde ilk sıradadır. Türkiye�nin en büyük sanayi kuşağı olan İstanbul-Kocaeli-Adapazarı bu bölgede yer alır. Bursa başka bir sanayi ilidir. İstanbul en işlek ve gelişmiş limanımız olarak en büyük ithalat limanımızdır.



İzmit�te İpraş Petrol Rafinerimiz bulunmaktadır. Ambarlı-İstanbul�da Doğalgaz ve Fuel Oil, Bursa ve Hamitabat�ta Doğalgaz, Kırklareli ve Orhaneli�nde termik santraller vardır.



Bursa�da dokumacılık, otomotiv ve konserve sanayisi vardır. İzmit�te ise kağıt, petro-kimya ve İpraş Rafinerisi vardır.



NÜFUS VE YERLEŞME:



2000 Sayımına göre bölgenin nüfusu 17.3 Milyondur .Nüfus yoğunluğu Km2�ye 258 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının çok üstündedir (Türkiye ortalaması 83 kişidir.) Kentsel nüfusu en fazla olan bölgemizdir. Halkın % 79�u kentlerde yaşar. Nüfusu çok fazla olduğu için diğer bölgelerden ürün alır. Nüfus Çatalca-Kocaeli yarımadasına yoğunlaşmıştır. İstanbul en kalabalık ilidir. İzmit, Adapazarı ve Bursa diğer büyük illeridir. Nüfus artış hızı %o 27�dir (Türkiye %o 18.34). Nüfus ve nüfus yoğunluğunda 1. sıradadır.



TURİZM:



Turizm geliri en fazla olan bölgemizdir. Bölgede başta İstanbul, Bursa ve Edirne olmak üzere Osmanlı eserleri çoktur. Bursa�da kaplıcalar bulunmaktadır. Balıkesir�de Kuş Cenneti bulunmaktadır. Bursa-Uludağ önemli bir kış turizm merkezimizdir. Bölgede bulunan adalar ve kıyılar turist çeken diğer yerlerdir. İstanbul bütün yıl fuar ve kongreler sayesinde önemli sayıda turist çekmektedir.



TARİHİ ÖNEMİ:



Bilecik, Bursa, Edirne ve İstanbul illerinin Osmanlı Tarihinde önemli yerleri vardır. Bu kentler bu devletin başkentliğini yapmıştır. Çanakkale�de 1915te Çanakkale Savaşına sahne olmuş bir kentimizdir.



BÖLGE HAKKINDA NOTLAR:



Ø Yüzölçümüne göre 6. Sıradadır.



Ø Ortalama yükseltisi en az bölgedir.



Ø Nüfus ve nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgedir.



Ø En fazla iç göç alan bölgedir.



Ø Sanayisi en gelişmiş ve sanayi nüfusu en fazla bölgedir.



Ø İşçi nüfusu en fazla bölgedir.



Ø Alanına oranla ekili-dikili alanı en fazla bölgedir.



Ø İki kıtada toprağı olup iki çok önemli boğaza sahiptir.



Ø Orman bakımından %19 ile 3. Sıradadır.



Ø Yünlü ve ipekli dokumada ilk sırada yer alan bölgedir.



Ø Boğazlar ria kıyı tipidir.



Ø İstanbul en büyük ithalat limanımızdır.



Ø En çok vergi veren bölgemizdir.



Ø Bor üretiminde Türkiye�de ve Dünyada ilk sıradadır.



Ø Alanına oranla tarım arazisi en fazla bölgedir.



Ø Ekonomimize katkısı daha çok sanayi alanındadır.



Ø Hizmet sektörünün en fazla olduğu bölgedir.



Ø Çayır ve otlakları en az bölgedir. (Alanının 1/10�undan az)



Ø Ürün vermeyen toprakları en az bölgedir.



Ø Enerji üretimi en az ama tüketimi en fazla bölgedir.



Ø Turizm gelirleri en fazla olan bölgedir.



Ø Şeftali, Ayçiçeği, Pirinç ve Kestane üretiminde ilk sıradadır.



Ø Madenler bakımından en zengin ili Balıkesir�dir.



Ø Kağıt sanayisinin en fazla olduğu bölgedir.



Ø Ortalama sıcaklık 14-16 derece, yağış 600-900 mm�dir.



Ø En fazla yağışı kışın, en azı yazın alır. Yazın Karadeniz ikliminin etkisiyle yağış alır.



Ø Okur yazar oranı en fazla bölgedir.



Ø Ekonomimize katkısı sanayi ve ticaret alanındadır.



Ø Şehirleri: Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Yalova, Kocaeli, Adapazarı, Bursa, Çanakkale, Balıkesir ve Bilecik�tir.

6378
KARADENİZ BÖLGESİ






KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:



Yurdumuzun kuzeyinde, Sakarya�nın doğusundan Gürcistan�a kadar Karadeniz�e paralel olarak bir şerit gibi uzanır.



Gürcistan, D. Anadolu, İç Anadolu ve Marmara Bölgeleriyle ve adını aldığı deniz ile komşudur.



ALANI VE NÜFUSU:



Gerçek alanı olan 143.537 Km2 ile Türkiye topraklarının %18�ini kaplar. Alan bakımından 3. Büyüklükteki bölgemizdir. Bölge Doğu-Batı doğrultusunda 1400 Km, Kuzey-Güney doğrultusunda 100-200 Km ile bir şeride benzer.



Nüfusu 2000 sayımına göre 8.4 milyondur. Nüfus yoğunluğu Km2�ye 59 kişidir. Bu Türkiye ortalamasının altındadır. (Türkiye ortalaması Km2�ye 83 kişi)



BÖLÜMLERİ:



1.Batı Karadeniz



2.Orta Karadeniz



3.Doğu Karadeniz



YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:



Kıyıları:



Dağlar kıyıya paralel olarak uzandığı için kıyılar az girintili-çıkıntılıdır. Bu kıyı tipine Boyuna Kıyı Tipi denir.



Tek doğal limanı Sinop�tur. Arkasındaki dağların ulaşımı zorlaştırması nedeniyle fazla gelişmemiştir. Buna rağmen Trabzon, Samsun gibi limanlar yapay olmasına rağmen ulaşımları sayesinde gelişmişlerdir.



Bu kıyı tipinde bir kıyı aşındırma şekli olan Falez (Yalıyar) çok görülür.



Dağları:



Batı K.: Küre (İsfendiyar) Dağları, Bolu Dağları, Ilgaz Dağları, Köroğlu Dağları



Orta K.: Canik Dağları



Doğu K..Karadeniz (Rize) Dağları ( Zirvesi: Kaçkar D.3932), Giresun Dağları,



Çimen, Kop, Mescit, Akdağ ve Yalnızçam Dağları



D. Karadeniz�de Zigana ve Kop geçitleri vardır.



Akarsuları:



Bartın Çayı (Ulaşım yapılabilir.), Yenice (Filyos) Çayı



Kızılırmak (Türk.�nin en uzun ırmağı), Yeşilırmak ve Çoruh (Gürcistan�dan dökülür.)



Ovaları:



Kastamonu, Bolu ve Düzce Ovaları. Bafra ve Çarşamba Delta Ovaları



Gölleri:



Sera ve Tortum gölleri (Heyelan Gölleri), Abant ve Yedigöller. Baraj Gölleri: Almus, Suat Uğurlu, Hasan Uğurlu (Yeşilırmak), Hirfanlı ve Altınkaya (Kızılırmak), Sarıyar (Sakarya)



İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ:



Bölgenin kıyı kesiminde Karadeniz İklimi görülür. İklim bu alanlarda her mevsim yağışlı ve ılımandır. En fazla yağışı sonbaharda, en azını yazın alır. Bitki örtüsü Ormandır. Bölge orman bakımından ilk sırada gelir. Yağışlı ve ılık olduğu için yangın çok azdır. En fazla yağış alan bölgemizdir. Rize�de en fazla alan şehirdir.



İç kesimlerde iklim karasallaşır. Dağların bu güney yamaçlarında yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve kar yağışlı bir iklim görülür. En fazla yağışı ilkbaharda, en azını yazın alır. Bitki örtüsü ise buralarda Bozkırdır.



Yağışın bol olması sayesinde orman ve akarsuların debileri (su miktarları) fazladır. Yağışın yeterli olması sayesinde nadasa bırakmanın en az olduğu bölgemizdir. Bölge kuzeye yakın olduğu için güneşten yararlanma süresi azdır, gölge boyu uzundur, gece-gündüz süresi arasında fark en fazladır. Kimyasal çözülmenin de en fazla olduğu bölgemizdir.



TARIM VE HAYVANCILIK:



Fındık: Ordu ve Giresun çevresinde. Türkiye�de ve Dünyada 1.Sıradadır.



Çay: Rize kıyılarında. Bol yağış ve yıkanmış toprak ister. Türkiye�de 1.Sıradadır.



Tütün: Orta Karadeniz ve Bolu-Düzce ovası. Yağışı sevmez. Türkiye�de 2.Sıradadır.



Mısır: Bölgenin yağışlı kıyılarında. Bölgede tüketilir. Türkiye�de 1.Sıradadır.



Şekerpancarı: Orta Karadeniz�de, Soya Fasulyesi ve Keten-Kenevir: Kastamonu, Sinop, Zonguldak ve Ordu�da. Tahıl: Karasal iklimin görüldüğü iç kesimlerde. Sebze ve Meyve: Sulamanın yapılabildiği kıyı ve iç ovalarda. Zeytin ve Turunçgiller: D. Karadeniz�de az bir alanda yetiştirilir.



Kıyı kesiminde yağışlı ve gür otlaklara sahip alanlarda büyükbaş hayvan, iç kesimdeki düzlüklerde ise küçükbaş hayvan yetiştirilir. Arıcılık ve balıkçılıkta diğer hayvancılık faaliyetleridir.



YER ALTI ZENGİNLİKLERİ:



Taşkömürü: Zonguldak , Bartın ve Kastamonu�da. Türkiye�de tek.



Bakır: Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Çayeli (Rize). Türkiye�de 1.Sıradadır.



Linyit: Bolu, Çankırı, Amasya, Samsun, Ankara�da. Demir: Ordu�da.



Manganez: Trabzon, Artvin, Amasya ve Kastamonu�da çıkarılır.



ENDÜSTRİ:



Demir-Çelik Sanayisi: Karabük ve Ereğli�de. Bakır Tesisleri: Samsun�da.



Şeker Sanayisi: Turhal, Amasya, Suluova, Çorum, Kastamonu ve Çorum�da.



Tütün Sanayisi: Samsun ve Tokat�ta. Kağıt Sanayisi: Batı Karadeniz�de.



Çay Sanayisi: Rize ve çevresi. Fındık Sanayisi: Ordu ve çevresi.



Gıda ve Dokuma Sanayisi: Büyük kentlerin yakınlarında Kurulmuştur.



NÜFUS VE YERLEŞME:



2000 Sayımına göre bölgenin nüfusu 8.4 Milyondur. .Nüfus yoğunluğu Km2�ye 59 kişidir. Nüfus yoğunluğu bakımından Doğu Anadolu�dan sonra en az 2. yoğunluktaki bölgedir. Bu Türkiye ortalamasının altındadır. Çünkü bölgenin geçim kaynakları kısıtlı olduğu için çok göç verir. Nüfus kıyı bölümüne, iç ovalara ve Batı Karadeniz�deki maden ve sanayi alanlarına toplanmıştır.



Nüfus Artış Hızı %o 4�tür (Türkiye %o18.34) Yeryüzü şekilleri nedeniyle Dağınık Kır Yerleşmesi çok görülür. Ev yapımında ağaç sık kullanılır. Nüfusun %51�i kırsal kesimde yaşar (Türkiye�de % 35) , Halkı genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşır.



TURİZM:



Bolu�da Abant Gölü ve Yedigöller. Kastamonu�da Safranbolu Evleri. Bolu-Kartalkaya ve Ilgaz Dağlarında Kayak Turizmi. Samsun ve Tokat�ta Kaplıcalar. Trabzon-Maçka�da Sümela Manastırı.



Plajlar ve Karadeniz Yaylalar.



TARİHİ ÖNEMİ:



Samsun M. Kemal�in 19 Mayıs 1919�da Anadolu�ya ayak bastığı yerdir. Havza, Tokat ve Amasya Milli Mücadeledeki diğer önemli kentlerdir.



Kastamonu�da M. Kemal�in şapka takarak. Kılık Kıyafet İnkılabını başlattığı şehirdir.



BÖLGE HAKKINDA NOTLAR:



Ø Alan bakımından %18 ile 3. Büyük bölgemizdir.



Ø Kırsal nüfusun en fazla olduğu bölgemizdir.



Ø Ormanlarımızın %27�sine sahip olarak 1.Sıradadır.



Ø En fazla yağış alan bölgedir.



Ø Nadasa bırakmanın en az olduğu bölgedir.



Ø Temel geçim kaynağı tarımdır.



Ø En çok göç veren bölgedir.



Ø Güneşten yararlanma oranı en az bölgedir.



Ø Gölge uzunluğu en fazla bölgedir.



Ø Gece-Gündüz süresi arasındaki farkın en fazla olduğu bölgedir.



Ø Kimyasal çözülmenin en fazla olduğu bölgedir.



Ø En fazla heyelan olan bölgedir.



Ø En fazla falez (yalıyar) olan bölgedir.



Ø Çay, Fındık, Mısır, Keten-Kenevir, Soya Fasulyesi üretiminde 1. Sıradadır.



Ø Taşkömürünün tamamı ve Bakırın yarısı bu bölgeden sağlanır.



Ø Kereste en çok Sinop, Kastamonu ve Bolu�da üretilir.



Ø Boyuna kıyı tipi görülür.



Ø Sıcaklık ortalaması 14-15 derece, yağış ortalama 1000 mm�dir.



Ø Çatalağzı Termik Santrali bu bölgededir.



Ø Kızılırmak Türkiye�nin en uzun ırmağıdır.



Ø Batın Çayının kısa bir bölümünde akarsu ulaşımı yapılabilmektedir.



Ø Yeryüzü şekilleri nedeniyle İnsan ve hayvan gücüyle tarım yaygındır.

6379
Coğrafya / Bölgelerimiz ve özellikleri
« : Ekim 11, 2007, 01:43:16 ÖS »
BÖLGELER COĞRAFYASI


KARADENİZ BÖLGESİ

1- Türkiye’nin kuzeyinde yer alır.
2- Yüzölçümü bakımından üçüncü büyük bölgemizdir.
3- Batı Karadeniz Bölümü, Orta Karadeniz Bölümü ve Doğu Karadeniz Bölümü olarak üç bölüme ayrılır.
4- Dağlar kıyıya paralel uzanır. Bu yüzden:
a- boyuna kıyılar görülür
b- kıyıda girinti-çıkıntı azdır
c- Sinop dışında doğal liman yoktur
d- Falezler geniş yer kaplar(dalga aşındırması sonucu oluşan şekiller)
e- Kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım zor yapılır.(Trabzon- Gümüşhane arasında ZİGANA, Bayburt- Erzurum arasında KOP geçidi bulunur.
f- Kıyı ile iç kesimler arasında iklim ve bitki örtüsü değişiktir. Kıyılarda Karadeniz iklimi, iç kesimlerde karasal iklim görülür.Ormanların en fazla olduğu bölgemizdir.
g- Kıyılarda yamaç yağışı(orografik yağış) görülür. Bu alanlar ormanlarla kaplıdır.
5- Bölgenin en sade bölümü Orta Karadeniz,en dağlık bölümü Doğu Karadeniz’dir.
6- Yeryüzü şekillerinin dağlık olmasından dolayı: kıyı kesimlerde dağınık yerleşme görülür, tarımda makine kullanımı azdır,heyelan olaylarına sıklıkla rastlanır.
7- Ülkemizde yağış ve akarsu rejimi düzenli olan tek bölgemizdir.
8- Balıkçılıkta Türkiye de ilk sıradadır.
9- Çay, fındık,keten kenevir üretiminde Türkiye de ilk sıradadır.
10- Taşkömürü yataklarına sahip tek bölgemizdir.(Zonguldak)
11- Bakır üretiminde Türkiye de ilk sırdadır.(Murgul-Artvin)
12- Nem miktarının en fazla, yıllık sıcaklık farkının en az olduğu bölgemizdir.
13- Sakarya, Bartın Çayı, Kızılırmak, Yeşilırmak ,Çoruh önemli akarsularıdır.
14- Bolu, Ilgaz ,Köroğlu,Küre -Canik- Giresun,Çimen;Kop,Mescit,Yalnızçam,Rize(Kaçkar tepesi 3937m)önemli yükseltileridir.

MARMARA BÖLGESİ

1- Türkiye’nin kuzeybatısında yer alır
2- Yüz ölçümü bakımından ikinci küçük bölgemizdir
3- Ergene Bölümü, Yıldız Dağları Bölümü, Çatalca-Kocaeli Bölümü,Güney Marmara Bölümü olarak dört bölüme ayrılır.
4- İklim ve bitki örtüsü çeşitliliği en fazla olan bölgemizdir.
5- Ortalama yükseltinin en az olduğu bölgemizdir.(ulaşım ağı gelişmiştir,hidroelektrik potansiyeli azdır)
6- Ayçiçeği ve pirinç üretiminde ilk sıradadır.
7- Kümes hayvancılığı ipek böcekçiliği ve ahır hayvancılığında ilk sıradadır.
8- Turizmin ,sanayinin, nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölgemizdir.
9- Bor mineralinin en fazla çıkarıldığı bölgemizdir.(Susurluk)
10- Doğalgaz üretiminde ilk sıradadır.(Hamitabat)
11- Volfram madeni yalnızca bu bölgede bulunur.(Uludağ)
12- Susurluk,Gönen, Kocaçay,Sakarya,Ergene,Meriç önemli akarsularıdır.


EGE BÖLGESİ

1- Yüz ölçümü bakımından Türkiye’nin üçüncü küçük bölgesidir.
2- Asıl Ege Bölümü, İç Batı Anadolu Bölümü olarak iki bölüme ayrılır.
3- Dağlar kıyıya dik uzanır.buna bağlı olarak :
a- Kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım kolaydır.
b- Deniz etkisi iç kesimlere sokulabilir.
c- Enine kıyı tipi görülür.
d- Koy,körfez, liman fazladır.
4- Girinti-çıkıntı dahil, en uzun kıyı şeridine sahip bölgemizdir.
5- Kıyı kesimlerde Akdeniz iklimi,iç kesimlerde Karasal iklim görülür.
6- Zeytin,üzüm,haşhaş,tütün,incir üretiminde Türkiye de ilk sıradadır.(ZÜHTİ)
7- Linyit üretiminde Türkiye de ilk sıradadır. Buna bağlı olarak termik santrallerin en fazla olduğu bölgemizdir.
8- Jeotermal enerji üretiminde ilk sıradadır.
9- Bal üretiminde ilk sıradadır.(Muğla )
10- İzmir en önemli ihraç limanımızdır.
11- Bakırçay , Gediz , Büyük Menderes, Küçük Menderes önemli akarsularıdır.


AKDENİZ BÖLGESİ

1- Türkiye’nin dördüncü büyük bölgesidir.
2- Adana Bölümü ve Antalya Bölümü olarak iki bölüme ayrılır.
3- Orta ve Batı Toroslar kıyıya paralel uzanarak, kıyı ile iç kesimler arasında ulaşımı zorlaştırırlar. Ulaşım bazı geçitlerden sağlanır:

GEÇİDİN ADI DAĞIN ADI BAĞLANDIĞI YER
Belen Geçidi Nur Dağları Adana Bölümü’nü Güneydoğu Anadoluya
Gülek Boğazı Bolkar Dağları Çukurova’yı, İç Anadolu’ya
Çubuk Boğazı Batı Toroslar Antalya’yı Göller Yöresine
Sertavul Geçidi Orta Toroslar Silifke’yi, İç Anadolu’ya

4- Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde Akdeniz İklimi,iç kesimlerinde Karasal iklim hüküm sürer.
5- Bölgede kalkerler(kireç taşları) geniş yer tutar.
6- Nüfusun geneli Adana Bölümünde yoğunlaşmıştır.
7- Antalya bölümünde Göller yöresi(Beyşehir ,Eğiridir, Burdur, Acıgöl, Salda,Yarışlı)bulunur.
8- Güneşli gün sayısının ,yıllık sıcaklık ortalamasının en yüksek olduğu bölgemizdir.
9- Muz,turunçgiller,gül,soya fasulyesi,yer fıstığı,anason,Mısır üretiminde Türkiye de ilk sıradadır.
10- Bir yılda en çok hasat (ürün alma) bu bölgede yapılır.(4-5 kez)
11- Seracılığın en fazla yapıldığı bölgemizdir.
12- Kıl keçisi en çok bu bölgede yetişir.
13- Asi, Seyhan ,Ceyhan ,Göksu,Aksu,Manavgat ve Dalaman Çayı önemli akarsularıdır.
14- Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin taşıdığı alüvyonlarla oluşan Çukurova Adana Bölümünde yer alır.


GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

1- Yüz ölçümü bakımından Türkiye nin en küçük bölgesidir.
2- Orta Fırat Bölümü ve Dicle Bölümü olarak iki bölüme ayrılır.
3- Platolar geniş yer kaplar.(Gaziantep ve Şanlıurfa platosu)
4- En yüksek dağı sönmüş volkanik dağ olan Karacadağ’dır.
5- Orta Fırat Bölümünde genellikle Akdeniz İklimi hakimdir.Dicle bölümünde Karasal iklim hakimdir.
6- Marmara ve İç Anadolu Bölgelerinden fazla yağış almasına rağmen,sıcaklığa bağlı olarak buharlaşma fazla olduğu için kuraklık fazladır.
7- Doğal göl bulunmaz.
8- En az orman bu bölgededir.
9- Kırmızı mercimek, antep fıstığı ve pamuk üretiminde Türkiye’de ilk sıradadır.
10- En çok petrol üretilen bölgemizdir.(Batman yakınlarındaki Raman,Garzan Kurtalan ve Adıyaman da petrol çıkartılır.
11- Nüfusu en az olan bölgemizdir.Yüz ölçümü küçük olduğundan dolayı nüfus yoğunluğu (Km²ye 88 kişi)fazladır.
12- Fırat ve Dicle önemli akarsularıdır.


DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

1- Yüz ölçümü bakımından en büyük bölgemizdir.
2- Yukarı Fırat Bölümü,Erzurum-Kars Bölümü,Yukarı Murat-Van bölümü ve Hakkari Bölümü olarak dört bölme ayrılır.
3- Türkiye’nin en yüksek,en dağlık ve en engebeli bölgesidir.
4- Yıllık sıcaklık ortalamasının en düşük olduğu bölgemizdir.
5- Kışların en uzun ,yazların en kısa geçtiği bölgemizdir.
6- Nüfus yoğunluğu en az olan bölgemizdir.
7- Büyükbaş hayvancılığın en fazla geliştiği bölgemizdir.
8- Kayısı ve ceviz üretiminde Türkiye de ilk sıradadır.
9- Yer altı kaynakları bakımından en zengin ve çeşitli bölgemizdir.
10- Sanayileşmenin en az olduğu bölgemizdir. Çok göç verir.
11- Karasu ,Aras,Kura, Fırat,Murat,Büyük Zap ve Botan önemli akarsularıdır.
12- Ağrı (5137 m) Munzur,Palandöken,Nemrut,Buzul önemli yükseltileridir.
13- Van ,Hazar,Çıldır önemli gölleridir.
14- Linyit(Afşin,Elbistan,Erzurum,Şırnak),demir(Divriği,Hekimhan),Krom(Gul eman),asfaltit(Şırnak)çıkartılan madenlerdendir.


İÇ ANADOLU BÖLGESİ

1- Yüz ölçümü bakımından Türkiye’nin ikinci büyük bölgesidir.
2- Konya Bölümü,Yukarı Sakarya bölümü,Orta Kızılırmak bölümü,Yukarı Kızılırmak Bölümü olarak dört bölüme ayrılır.
3- Karasal iklim görülür.
4- Türkiye’nin en az yağış alan yeri bu bölgededir(Tuz Gölü ve çevresi)
5- Plato ve ovaların en geniş yer kapladığı bölgemizdir.(Konya ,Eskişehir ,Ankara ,Kayseri ovaları, Obruk,Cihanbeyli,Haymana,Yazılıkaya,Bozok,Uzunyayla platoları.)
6- Nadas alanlarının en fazla olduğu bölgemizdir.
7- Buğday ,arpa,şekerpancarı,patates,elma, yeşil mercimek üretiminde ilk sıradadır.
8- Türkiye’nin tahıl ambarıdır.
9- Karadağ ,Karacadağ,Sündiken,Elmadağ,Erciyes, Hasan,Melendiz,Çamlıbel,Hınzır,Tecer,Yıldız önemli dağlardır.
10- Linyit (Çayırhan, Divriği),lületaşı,bor,krom(Eskişehir),civa(Niğde),jips(Çankırı),çinko ve demiz(Kayseri) önemli yer altı kaynaklarıdır.

6380
Coğrafya / DÜNYA'NIN HAREKETLERİ VE SONUÇLARI
« : Ekim 11, 2007, 01:39:32 ÖS »
DÜNYANIN GÜNLÜK ( EKSEN ) HAREKETİ
Dünya batı-doğu doğrultusunda kendi ekseni etrafında hızla dönerek 24 saatte günlük hareketini tamamlar. Bu harekete eksen hareketi de denir.
Dünyanın küresel şekli dönüş hızında farklılaşmalara neden olur. Ekvatorda hız 1670 km/saat olur iken kutuplara gidildikçe hız azalır. Kutup noktalarında sıfır olur. Bunun sonucunda;
- Güneşin doğma ve batma anı ekvatordan kutuplara uzar.
- Aynı boylam üzerindeki tüm noktalarda yerel saat aynı olur.
GÜNLÜK HAREKETİN SONUÇLARI
1. Gece ve gündüzler oluşur.
2. Yerel saat farkları ortaya çıkar.
3. Doğu ve batı yönleri ortaya çıkar.
4. Dünya üzerinde herhangi bir yer, güneş ışınlarını gün içinde farklı açılarla alır.
5. Günlük sıcaklık ve basınç farklarının oluşması.
Bunun sonucunda da:
- Mekanik çözülme artar.
- Meltem rüzgarları oluşur.
6. Sürekli rüzgarların yönlerinde sapmalar olur.
7. 30° ve 60° enlemlerinde dinamik basınç kuşakları oluşur.
8. Okyanus akıntılarında sapma ve halkalar oluşur.
9. Aynı enlem üzerinde, Güneş farklı zamanlarda doğup batar.
DÜNYA'NIN YILLIK ( YÖRÜNGE ) HAREKETİ
II. YILLIK HAREKETİ
Dünyanın yörüngesi elips şeklindedir ve gün çevresindeki bu yörüngede 365 gün 6 saatte turunu tamamlar.
Güneş bu elipsin büyük çapı üzerinde ve odaklardan birinde yer alır. Bu yüzden Dünya Güneşe bazen yaklaşır (Günberi: 3 Ocak) bazen de uzaklaşır (Günöte: 4 Temmuz).
Bu uzaklaşma ve yaklaşma mevsimlerin oluşumunu etkileyecek kadar önemli değildir. Sadece kuzey ve güney yarıküreler arasındaki mevsim sürelerinin farklı olmasına neden olur. Mevsimler Güneş ışınlarının düşme açısıyla ilgilidir. Bu açının değişmesinin nedeni ise Dünyanın Ekseni ile yörünge düzlemi (Ekliptik) arasındaki açıdır. (66°33'). Ekvator düzlemi ile Ekvator yörünge düzlemi arasındaki açı da buna bağlı olarak oluşur. (23°27')
Eksen Eğikliğinin Sonuçları:
1. Mevsimler oluşur.
2. Güneş ışınlarının düşme açısı zaman içerisinde değişir.
3. Gece - gündüz süreleri değişir.
4. Güneş ışınlarının dik geldiği kesimlerin yıl içinde değişmesi ve Dönencelerin oluşması.
5. Kutup dairelerinin enlem dereceleri oluşur.
6. Aynı boylam üzerindeki noktalarda Güneş'in doğuş ve batış saatleri değişir.
7. Kutup noktaları ile daireleri arasında sürekli gece ve gündüzler yaşanır.
8. Kuzey ve Güney Yarım kürelerde farklı mevsimler yaşanır.
9. Muson rüzgarları oluşur.
10. Ekvatordan kutuplara gidildikçe gece-gündüz süreleri arasındaki farkın artması.
21 HAZİRAN (YAZ GÜNDÖNÜMÜ)
Bu tarihte aşağıdaki şekilde de gösterildiği gibi Güneş ışınları Kuzey Yarım Kürede Yengeç Dönencesine dik (90°) açı ile gelirse Aydınlanma çemberi kutup dairelerine teğet geçer.
21 Haziranda Kuzey Yarımkürede yaşanan olaylar aşağıda verilmiştir. Güney yarım kürede bu sıralama olayların tam tersi yaşanır.
Kuzey Yarım Kürede;
1. Yaz mevsimi başlar.
2. Kuzey Kutup Dairesi ile Kuzey Kutbu arasında gündüzler 24 saatten fazladır.
3. En uzun gündüz ve kısa gece yaşanır.
4. Türkiye'de saat 12oo 'de cisimlerin yıl içerisindeki en kısa gölgesi oluşur.
5. Yengeç dönencesinde saat 12 oo 'de cisimlerin yıl içindeki en kısa gölgesi oluşur.
6. Bu tarihten sonra gündüzler kısalır; geceler uzamaya başlar.
21 ARALIK (KIŞ GÜNDÖNÜMÜ)
Bu tarihten aşağıdaki şekilde de gösterildiği gibi Güneş ışınları Güney Yarımkürede Oğlak Dönencesine dik gelir ve aydınlanma çemberi kutup dairelerine teğet geçer.
21 Aralık Kuzey yarım kürede yaşanan olaylar aşağıda verilmiştir. Güney Yarımkürede bu sırada bu dolayların tam tersi yaşanır.
Kuzey Yarımkürede;
1. Kış mevsimi başlar.
2. En uzun gece, en kısa gündüz yaşanır.
3. Türkiye'de saat 12oo'de cisimlerin yıl içerisindeki en uzun gölgesi oluşur.
4. Kuzey Kutup dairesi ile Kuzey kutbu arasındaki enlemlerde gece süresi 24 saatten fazladır.
5. Yengeç dönencesinde saat 12oo de cisimlerin yıl içindeki en uzun gölgesi oluşur.
6. Bu tarihten sonra geceler kısalmaya gündüzler uzamaya başlar.
21 MART - 23 EYLÜL
(Ekinoks = Gece, gündüz eşitliği) Bu tarihlerden güneş ışınları. Ekvator'a dik gelir ve Aydınlanma Çemberi kutup noktalarından geçer.

Kuzey Yarımkürede 21 Mart ilkbahar, 23 Eylül sonbaharın başlangıcıdır. Güney Yarımkürede ise, 21 Martta sonbahar 23 Eylülde ilkbahar başlar ve şu olaylar yaşanır.
1. Güneş tam doğudan doğup tam batıdan batar.
2. Aynı boylam üzerindeki noktalarda güneş sadece ekinoks günlerinde aynı anda doğar ve batar (12 saat ara ile)
3. Her iki kutup noktasında da Güneş görülür.
4. Gel-git genliği en fazladır.
5. Ekvator'da cisimlerin gölge boyu sıfır olur.
6. Türkiye'de saat 12oo 'de oluş gölge boyu cismin boyuna en yakındır.

6381
Coğrafya / YER YUVARLAĞI VE EVREN
« : Ekim 11, 2007, 01:38:38 ÖS »
YER YUVARLAĞI VE EVREN

Bütün gök cisimlerinin içinde yer aldığı sınırsız boşluğa evren denir. Genişliği belli olmayan evrende değişik grupta ve özellikte gök cisimleri bulunmaktadır. Bunların özelliklerine göre çeşitli adlar verilmektedir.

Evren : İçinde milyarlarca gökcisminin bulunduğu sonsuzluk ve onun içindeki varlıklar bütünüdür. Evren içerisindeki cisimlerin başlıcaları şunlardır.
Yıldız : Isı ve ışık yayan gök cisimlerine denir. Örnek: Güneş
Gezegen : Yıldızlardan aldığı ısı ve ışık yansıtan gök cisimleridir. Örnek: Dünya
Uydu : Gezegenlerden küçük, bağlı olduğu gezegenlerin etrafında dönen gök cisimleridir. Örnek: Ay
Nebula : Evrendeki kızgın gaz ve toz bulutlarıdır. Örnek: Andromeda.
Meteor : Atmosfere girince ateş külçesi durumuna dönüşen Evrendeki başıboş dolaşan kayaçlardır.
Galaksi :Evrenin sonsuz boşluğunda bulunan sayısız gök cisimlerinin oluşturduğu kümelere galaksi denir. Dünyamızın içinde bulunduğu yıldız sistemi yani Güneş sistemi, Samanyolu galaksinde yer alır.
Yıldız Sistemi : Bir yıldız ve onun çekim gücünün etkisi altındaki gezegenler ve diğer gökcisimlerinden oluşan sistemlerdir. Örnek: Güneş sistemi.
Güneş : Kızgın gazlardan oluşmuştur. Çevresine ısı ve ışık yayan gök cismidir. Yapısının %99 hidrojen ve helyum gazlarından oluşur. Yarıçapı 700.000 km. dır. Yüzeyinde sıcaklık 6000 oC Yer yuvarlağından 333.000 kat büyüktür. Dünyamıza ortalama 149.000.000 km. uzaklıktadır.

GÜNEŞ SİSTEMİ

Güneş ve onun çekim etkisi altında bulunan gök cisimlerinin oluşturduğunu topluluğa denir. Güneş’in çekim gücü etki-sindeki 9 gezegen, uyduları ve diğer gökcisimlerinin oluşturduğu bir sistemdir. Güneş sisteminde yer alan gezegenlerin uzaklık ve büyüklük sıralanışı şöyledir.

Güneş sistemi tümüyle aynı yönde dönen bir disk biçiminde Samanyolu Galaksi’ si içinde hareket eder.

Güneş sisteminde bulunan gezegenlerin özellikleri şunlardır:

1- Bütün gezegenler Güneş etrafında, basıklığı az elipsler biçimindeki yörüngeleri izleyerek dolaşır.
2- Yörüngedeki dönüş hızları birbirinden farklıdır. En yakın Merkür dolaşımını 88 günde, en uzak Plüton ise 248 yılda tamamlar.
3- En büyük gezegen Jüpiter’dir. Merkür, Venüs, Mars ve Plüton Dünya’ dan küçük gezegenlerdir.
4- En fazla uydusu olan gezegen Jüpiter’dir.12 uydusu vardır.
5- Merkür ve Venüs gezegenlerinin uyduları yoktur.

YERİN ŞEKLİ VE BOYUTLARI

Güneş Sistemindeki gezegenlerden biri olan dünya Güneşe olan uzaklık bakımından üçüncü sırada yer alır.
Dünyamız ekvatorda şişkin kutuplarda basıktır. Dünyanın bu özel şekline GEOİD denir. Dünyanın bu şekli kazanmasında kendi ekseni etrafındaki dönüşü neden olmuştur.

BOYUTLARI

- Yüzölçümü: 510 milyon km2 'dir.
- Ekvator yarıçapı: 6378 km.
- Kutup yarıçapı: 6357 km.
- Ekvator çevresi: 40076 km.
- Hacmi: 1.083 milyon km3
- Basıklık oranı: 1:297
- Kutuplar çevresi:40.009 km dır.


Dünyanın Şeklinin Sonuçları

1- Ekvatordan kutuplara doğru sıcaklığın azalması,
2- Güneş ışınlarının düşme açısının, ekvatordan kutuplara doğru küçülmesi,
3- Paralel dairelerinin kutuplara doğru küçülmesi
4- Ekvatordan kutuplara doğru yerçekiminin artması,
5- Ekvatordan kutuplara doğru cisimlerin ağırlıklarının artması,
6- Ekvator çemberinin, meridyenlerden ve paralellerden daha uzun olması,
7- Ekvatordan kutuplara doğru, dünyanın ekseni çevresindeki dönüş hızının (çizgisel hızın) azalması,
8- Yerden yükseldikçe görüş açısının genişlemesi,
9- Dünya üzerindeki bir noktadan hareket eden bir kişinin hep aynı yönde giderek, hareket noktasına ulaşması,
10- İki meridyen arasındaki uzaklığın ekvatordan kutuplara doğru azalması,
11- Dünyanın bir yarısında gündüz, diğer yarısında gece yaşanması,
12- Termik basınç kuşaklarının oluşması,

13- Dünya üzerinde kuzey kutbundan ekvatora doğru gittikçe kutup yıldızının görünüm açısının düzenli olarak küçülmesi
14- Ay tutulduğu zaman, yerin Ay üzerine düşen gölgesinin daire şeklinde olması.

6382
Coğrafya / PARALEL DAİRELERİ
« : Ekim 11, 2007, 01:37:08 ÖS »
PARALEL DAİRELERİ

Kutup noktalarından eşit uzaklıkta bulunan noktaları birleştiren daireye Ekvator denir. Ekvatora paralel olan ve birer derece aralıklarla geçen dairelere Paralel daireleri denir. Paralel dairelerini başlangıç yeri olan ekvator, sıfır numaralı paralel dairesini oluşturur. Ekvator dünyayı kuzey ve güney olmak üzere iki eşit yarıküreye ayırır.

Paralellerin Özellikleri :
1- Birer derece aralıklarla geçirilen dairelerdir.
2- Kutuplara doğru çevre uzunlukları küçülür.
3- Aralarındaki uzaklık birbirine eşit ve 111km dır.
4- Doksan kuzey, doksan güney olmak üzere 180 paralel vardır.
5- Paraleller doğu batı yönlüdür.
6- Paralellerden bir noktanın enlemini belirlemede yararlanılır.
7- Başlangıçları ekvatordur. Bazı paralellere özel adlar verilir. Yengeç, Oğlak dönenceleri gibi.
http://img81.imageshack.us/img81/6648/paralelnx6.jpg
MERİDYENLER
Birer derece aralıklarla geçen ve kutup noktalarını birleştiren yarım çembere meridyen denir. Londra’daki Greenwich gözlemevinden geçen meridyen, başlangıç olarak benimsenmiştir.

Meridyenlerin Özellikleri :
1- Birer derece aralıklarla geçirilmişlerdir.
2- Ekvatoru ve paralelleri dik keserler.
3- 360 meridyen yayı bulunmaktadır.
4-Başlangıç meridyenini tam daireye tamamlayan karşıt meridyen yayı 180 meridyendir.
5- Birbirini izleyen iki meridyen arasındaki uzaklık, yalnız Ekvator üzerindeki 111 km.dır.
6- Meridyen yayları eşit uzunluktadır.
7- Kutuplara doğru birbirlerine yaklaşır ve kutuplarda birleşirler.
8- Başlangıç meridyeni ile karşıt meridyeni, Dünyayı doğu ve batı olmak üzere iki yarı küreye ayırır.
9- Birbirini izleyen iki meridyen arasındaki zaman farkı 4 dakikadır.
10- Başlangıç meridyeninin karşısında yer alan 180 meridyen gün değiştirme çizgisi olarak esas alınmıştır.

6383
Coğrafya / BAŞLICA KIYI TİPLERİ
« : Ekim 11, 2007, 01:36:15 ÖS »
BAŞLICA KIYI TİPLERİ
a) Fiyortlar : Buzul aşınımı ile oluşmuş vadileri sular altında kalmasıyla meydana gelmişlerdir. En güzel örnekleri Norveç ve İskoçya kıyılarıdır. Ülkemizde bu kıyı tipi görülmez.
b) Skyer Tipi Kıyılar : Buzulların etkisi ile oluşan moren yığınlarının ve buzulların aşındırdığı tepeciklerin sular altında kalmasıyla, yüzlerce adacıktan oluşam kıyılara Skyer Kıyılar denir. Norveç ve Güney Şili kıyıları böyledir.
c) Ria Tipi Kıyılar : Platoları yaran derin vadilerin sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır. G.B.İrlanda ve K.B.İspanya 'da görülür. Ülkemizde Güney Ege kıyıları, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Haliç bu tip kıyılardandır.
d) Liman Tipi Kıyılar : Yüksekliği az olan kıyılardaki derin ve geniş vadilerin sular altında kalmasıyla oluşur. Derinliğin azlığına bağlı olarak kıyı setleriyle oluşmuş doğal limanlarla dolu bir kıyı özelliği gösterir. En güzel örneği Ukrayna'nın Karadeniz kıyılarıdır. (Odesa Limanı) Ülkemizde B. ve K.Çekmece Kıyıları örnek olabilir.







e) Dalmaçya Kıyıları : Denize paralel uzanan dağların arasındaki vadilerin sular altında kalmasıyla oluşurlar. Bu kıyılara Adriyatik Denizi'nde (Dalmaçya Bölgesi) ve ülkemizde Antalya'da (Kaş İlçesi) rastlanır.
f) Haliç Tipi Kıyılar : Gel-git genliğinin (yüksekliğinin) fazla olduğu kıyılarda okyanus sularının akarsu ağızlarından iç kısımlara kadar girerek akarsuyun ağızlarını aşınırması ve genişletmesiyle oluşan kıyılardır. Bu kıyılar önemli limanları barındırır. Ülkemizde gel-git genliği az olduğundan haliç görülmez.
g) Enine Tipi Kıyılar : Dağların denize dik uzandığı girinti-çıkıntının çok olduğu koylarla ve doğal limanlarla dolu kıyılardır. Ülkemizin Ege Kıyıları böyledir.
h) Boyuna Tipi Kıyılar : Dağların denize paralel uzandığı girinti ve çıkıntısı olmayan yada çok az olan kıyılardır. Akdeniz ve Karadeniz kıyılarımız böyledir.
i) Mercan Kıyıları : Deniz suyunun 20 C°' nin altına düşmediği sığ kıyılarda yağşayan mercanların üstüste birikerek (Resif) oluşturdukarı kıyılardır.









KIYI TİPLERİ
Kıyıların Şekillenmesinde Etkili Faktörler:
1. Dalgalar
2. Akıntılar
3. Gel-git
4. Akarsular
5. Buzullar
6. İç kuvvetler
7. Kıyıdaki dağların uzanış biçimi
8. Canlılar (Mercanlar) (en az etkili)
9. Rüzgarlar (Dolaylı etkiye sahip)

KIYI TİPLERİ
1. ENİNE KIYILAR: Dağların kıyıya dik uzandığı yerlerde görülür. Ör: Ege Bölgesi Kıyıları (Edremit-Kuşadası arası). Bu kıyılarda; girinti-çıkıntı fazladır. Kıta sahanlığı geniştir. İç kesimlere ulaşım kolaydır. Limanların Hinterlandı geniştir. Deniz etkisi iç kesimlere kadar sokulabilir.

2. BOYUNA KIYILAR: Dağların kıyıya paralel uzandığı yerlerde görülür. Ör:Karadeniz ve Akdeniz Kıyıları. Bu kıyılarda; girinti-çıkıntı azdır. Doğal limanlar azdır ve hinterlandları dardır. İç kesimlere ulaşım zordur. Dalga aşındırması ile falez oluşumu fazladır. Kıyı ile iç kesim arasında iklim, bitki örtüsü, ekonomik faaliyetlerde farklılık fazladır.
3. RİA TİPİ KIYILAR: Akarsu vadilerinin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Ör: İstanbul-Çanakkale Boğazları, Haliç ve G.Batı Anadolu Kıyılarıdır.

4. DALMAÇYA KIYI TİPİ: Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur. Ör:Adriyatik denizinde Dalmaçya kıyıları (eski Yugoslavya kıyıları). Yurdumuzda Antalya- Kaş kıyıları buna örnektir.

5. LİMANLI KIYILAR: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezlerin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Ör:Karadeniz�in kuzeyindeki kıyılar (odessa, Dinyeper, ) buna örnektir. Yurdumuzda ise B. ve K. Çekmece kıyıları böyle kıyılardandır.
6. HALİÇ (ESTUAR) TİPİ KIYILAR: Gel-git olayının etkisiyle akarsu ağızlarında oluşan kıyılardır. Kuzeybatı Avrupa kıyılarındaki önemli limanlar buna örnektir. Yurdumuzda yoktur.

7. FİYORT TİPİ KIYILAR: Buzul vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır. Bu kıyılara en iyi örnek İskandinav Yarımadasındaki kıyılar gösterilebilir. Eğer kıyıda adalar var ise ve kıyının girintisi- çıkıntısı fazla ise bu tür kıyılara skyer tipi kıyılar denir. Ör:Norveç kıyıları

8. RESİF KIYILARI: Mercan iskeletlerinin üst üste birikmesiyle oluşan kıyı tipidir. Ör:Mercan adaları kıyıları (Avustralya Kıtasının doğusunda).




KIYI TİPLERİ
1. ENiNE KIYILAR: Dağların kıyıya dik uzandığı yerlerde görülür. Ör: Ege Bölgesi
Kıyıları (Edremit-Kuşadası arası). Bu kıyılarda; girinti-çıkıntı fazladır. Kıta
sahanlığı geniştir. İç kesimlere ulaşım kolaydır. Limanların Hinterlandı geniştir. Deniz
etkisi iç kesimlere kadar sokulabilir.

2. BOYUNA KIYILAR: Dağların kıyıya paralel uzandığı yerlerde görülür. Ör:Karadeniz ve
Akdeniz Kıyıları. Bu kıyılarda; girinti-çıkıntı azdır. Doğal limanlar azdır ve hinterlandları
dardır. İç kesimlere ulaşım zordur. Dalga aşındırması ile falez oluşumu fazladır. Kıyı ile iç
kesim arasında iklim, bitki örtüsü, ekonomik faaliyetlerde farklılık fazladır.
3. RİA TİPİ KIYILAR: Akarsu vadilerinin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Ör: İstanbul-Çanakkale Boğazları, Haliç ve G.Batı Anadolu Kıyılarıdır.

4. DALMAÇYA KIYI TİPİ: Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları
altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur.
Ör:Adriyatik denizinde Dalmaçya kıyıları (eski Yugoslavya kıyıları). Yurdumuzda
Antalya- Kaş kıyıları buna örnektir.

5. LİMANLI KIYILAR: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezlerin deniz suları altında
kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Ör:Karadeniz�in kuzeyindeki kıyılar (Odessa, Dinyeper, ) buna
örnektir. Yurdumuzda ise B. ve K. Çekmece kıyıları böyle kıyılardandır.
6. HALİÇ (ESTUAR) TİPİ KIYILAR: Gel-git olayının etkisiyle akarsu ağızlarında oluşan
kıyılardır. Kuzeybatı Avrupa kıyılarındaki önemli limanlar buna örnektir. Yurdumuzda
yoktur.

7. FİYORT TİPİ KIYILAR: Buzul vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır. Bu
kıyılara en iyi örnek İskandinav Yarımadasındaki kıyılar gösterilebilir. Eğer kıyıda adalar
var ve kıyının girintisi- çıkıntısı fazla ise bu tür kıyılara Skyer tipi kıyılar denir.Ör:Norveç
kıyıları

8. RESİF KIYILARI: Mercan iskeletlerinin üst üste birikmesiyle oluşan kıyı tipidir.
Ör:Mercan adaları kıyıları (Avustralya Kıtasının doğusunda).

6384
Coğrafya / Yeryüzü Şekillerinin Oluşması
« : Ekim 11, 2007, 01:34:49 ÖS »
Yeryüzü Şekillerinin Oluşması

Yeryüzü şekillerinin oluşması ve değişmesi hem iç, hem de dış güçlere bağlıdır. Yüzeydeki yükselmelere dünyanın içindeki güçler, yani iç güçler yol açar. Buna karşılık dış güçler, yani su, rüzgar ve buz bu yükseltileri yeniden düzleştirmeye çalışır. Tektonik ve mağmatik olaylar, arazi yapılarının farklılığı ve dış güçlerin farklı etkileri çok çeşitli yeryüzü şekillerinin oluşmasına yol açar.
Güçlerin Etkisi
Dünya�nın kabuğunun soğumasından bu yana sürekli yinelenen bir süreç söz konusudur. İç güçler yüzeyde yükseklik farklılıklarına neden olurken, yani dağlar, kayalar, çukurlar, yanardağlar ya da başka yükseltiler oluştururken, dış güçler de bunları sürekli biçimde aşındırır, yontar ve doldurur. Güneş enerjisinin ve iklim etmenlerinin (sıcaklık farkı, yağış, rüzgar vb.) etkisi altındaki jeolojik süreçler dış güçleri oluşturur.
Aşınma
Çevre koşulları bir yüzeyin çeşitli biçimlerde aşınmasına neden olabilir. Bunlar ortaya çıkış biçimlerine göre fiziksel-mekanik, kimyasal, biyolojik ve biyokimyasal aşındırmalar olarak sınıflandırılabilir. Aşınmanın derecesi o çevrenin iklim ve hidroloji koşullarına bağlı olarak değişir.
Fiziksel-mekanik aşınmaya buharlaşmanın çok, yağışın az olduğu kurak bölgelerle yağışların genellikle kar biçiminde düştüğü yerlerde rastlanır. Deniz kıyılarında da bu tür aşınmalar görülebilir. Yağışın bol ve sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde ise kimyasal aşınma söz konusudur. Bu tür aşınmalar özellikle tropik bölgelerde çok etkilidir.
Günlük ya da yıllık sıcaklık farklılıkları kayaların yüzeyinde gerilimlere neden olarak onların kırılarak ufalanmasına yol açar. Ayrıca gene bu nedenle ortaya çıkan küçük çatlakların arasına giren sular buz, tuzlar da kristal oluşturarak kayayı parçalar. Rüzgar, su ve buzun da aşındırıcı etkisi vardır. Bunların taşıdığı katı cisimler kayalara vurarak ufalanıp parçalanmasına neden olur.
Kimyasal aşınma daha çok suyun ve ona karışmış olan asitlerin etkisiyle ortaya çıkar. Örneğin, tuz içeren kayaçlar yalnızca suyun etkisiyle çözülebilir. Buna karşılık kireçtaşlarının eriyebilmesi için daha güçlü asitler gereklidir.
Ötekilerle karşılaştırıldığında hayvanlarla bitkilerin yol açtığı biyolojik ve biyokimyasal aşınmanın önemsiz olduğu görülür. Aşınma genel olarak toprak oluşumunda da önemli rol oynar
Sürüklenme ve Taşıma
Kopan parçaların bulundukları yerden uzaklaştırılmasına sürüklenme denir. Sürüklenme çoğu kez ışınmayla birlikte ortaya çıkar ve bunun sonucunda aşınan yüzey yeniden aşındırıcı güçlerin etkisi altına girer. Sürüklenme kütleçekiminin, suyun akım gücünün, buzun itici gücünün ve rüzgar hareketinin artık hiçbir şeyi hareket ettiremeyeceği noktada son bulur. Bu nedenle bazen dağların yakınındaki çukurlarda ya da dağların eteklerinde sürüklenmiş parçalara rastlanır.
Doğa güçlerinin bu parçacıkları daha uzaklara götürdükleri de olur, buna taşıma denir. Özellikle ırmaklar kopardıkları parçaları çok uzaklara götürebilir. Suyun aşındırıcı gücünün etkisiyle oluşmuş �V� biçiminde vadilere rastlanabilir. Su gibi buz da kayalardan parçalar koparıp uzaklara taşıyabilir ve �U� biçiminde vadiler oluşturabilir. Denizin taşıyıcı etkisi dalgalar, gelgit ve akıntılarla ortaya çıkar. Rüzgar ise özellikle koruyucu bitkilerin olmadığı kurak bölgelerde büyük zararlar verebilir ve küçük parçaları binlerce kilometre uzağa taşıyabilir.
Tortullaşma ve Yeniden Oluşum
Taşınan parçaların bir yerde çökelmesine tortullaşma denir. Büyük parçalar dağlarla düzlükler arasındaki sınır bölgesinde çökelerek teraslar oluşturur. Daha küçük parçacıklar ise eğer kara parçası üstünde bir yerde çökelmemişlerse, denize ulaşır. Irmakların taşıdığı parçalar kıyılarda deltalar oluşturur. Kıyıya yakın bir yere çökelmeyen parçalar ise daha uzaklara giderek denizin dibinde birikir. Milyonlarca yıl süren bu taşıma ve biriktirme bir süre sonra yerkabuğuna baskı yaparak iç güçleri harekete geçirir, bunlar da yeniden yükseltilerin ortaya çıkmasına neden olur.
Dünya�mız son 570 milyon yıldan beri üç büyük orojenez, yani dağoluşumu yaşamıştır. Bunların hepsi de yukarda anlatılan aşınma ve biriktirme sonucu iç güçlerin hareketiyle ortaya çıkmıştır. Günümüzden yaklaşık 500-408 milyon yıl önceki Kaledoniyen dağoluşumu sırasında İskoçya, Norveç�teki dağlar, 387-248 milyon yıl önceki dağoluşum sürecinde Apalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları, 213 milyon yıl önce başlayan son dağoluşumunda ise Alpler, Andlar, Kayalık Dağlar ve Himalayalar ortaya çıkmıştır.

6385
Coğrafya / AVRUPANIN COĞRAFİ KONUMU
« : Ekim 11, 2007, 01:32:24 ÖS »
AVRUPANIN COĞRAFİ KONUMU

Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib)=Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege denizine göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.



Kapladığı alan yönünden Okyanusya'dan sonra en küçük 2. kıta olan Avrupa; batıda Atlas Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz denizi ve Atlas Okyanusu, güneyde Akdeniz ve doğuda Asya kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası güneyde Afrika kıtasına oldukça yaklaşır (Cebelitarık boğazı 14 km). Güneydoğuda ise Asya ile hemen hemen bitişir (İstanbul boğazı 0,7 km., Çanakkale boğazı 1,3 km.).



Avrupa'nın doğuda kesin bir sınırı bulunmamakla beraber, kuzeyden güneye Ural dağları, Ural nehri, Maniç çukuru, Karadeniz, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Ege Denizinden geçecek hattı sınır kabul edebilir.



Avrupa'nın yüzölçümü 10.523.000 km2 dir. Bu ise yeryüzünün %5'i, karaların % 15'i Avrasya�nın 1/5'i demektir.



Avrupa, yaklaşık olarak harita üzerinde 35 ile 70 kuzey paralel daireleri ile 10 ile 60 doğu meridyenlerinin çerçevelediği bir üçgene benzer. Kıtada 0-4 saat dilimleri yer alır.



Avrupa'nın uç noktaları ise; kuzeyde Kuzey burnu (71° 10' kuzey enlemi), güneyde Mora'nın Matapan burnu (36° 23' kuzey enlemi), Batıda Rocca (Portekiz) burnu (9° 29' batı boylamı), doğuda Ural dağları (60° doğu boylama)'dır. Rocca burnu ile Ural dağları arasındaki uzunluk 5500 km, Kuzey burnu ile Matapan burnu arasındaki genişlik 3800 km'dir.



Öteden beri büyük krallık ve imparatorluklara beşiklik yapmış bu kıta, sanayi devriminden sonra da, gelişmişliğini korumuş ve diğer tüm kıtalara göre sanayileşmesini kısa sürede tamamlamıştır.



Avrupa'nın önemi, konumu, yüz ölçümü, doğal kaynakları, nüfusu ve fiziki özelliklerinden değil, sahip olduğu insan kaynağı ve onun niteliklerinden ileri gelmektedir. İyi eğitilmiş insanlardan oluşan nüfus, bilim ve teknolojide göstermiş olduğu ilerlemeler sayesinde, ekonomik yönden de gelişmiş ve yüksek bir hayat standardına ulaşmıştır. Doğal kaynakları az olan Avrupa, bu gelişmesini tamamen insan kaynağının yüksek niteliklerine borçludur. Günümüzde dünyanın en büyük güç odağı olan ABD'nin halkı da çok büyük oranda Avrupa kökenlidir. Ayrıca bilimsel ve teknolojik gelişmelerin kilometre taşları olan önemli buluşların çoğu da Avrupalılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Avrupa ülkelerinin her yönden birleşmesini amaçlayan ve bu yolda önemli aşamalar gerçekleştiren Avrupa Birliği, Avrupa'nın dünyadaki gücünü ve önemini daha da artırmaktadır.



1990 yılına kadar Avrupa'da birbirinden farklı siyasal ve ekonomik sistemler ve bunların temsilcilerinden oluşan bloklar mevcuttu. Bunlardan biri, şimdi de mevcut olan çok partili demokratik sistemi ve serbest pazar ekonomisini uygulayan Batı Bloku diğeri ise tek partili sosyalist siyasal sistemle sıkı bir devletçi ekonomiyi uygulayan Doğu Bloku'ydu. Ancak Doğu Bloku'nun lideri olan SSCB'nin ekonomik ve siyasal sisteminin iflas etmesiyle doğu bloku da çökmüştür. Eski Doğu Bloku ülkeleri, ekonomik ve siyasal sistem olarak Batı Blokuna yakınlaşma yolunda önemli adımlar atmışlardır. Çok partili demokratik sisteme ve serbest pazar ekonomisine geçiş yapmanın sancıları atlatılmak üzeredir. Avrupa Birliği'ne yapılan başvurular olumlu karşılanmış ve başvuran ülkeler ile AB arasında uyum çalışmaları sürdürülmektedir. Doğu Bloku'nun askeri örgütü olan COMECON da dağıtılmış ve eski doğu bloku ülkeleri, Batı Avrupa'nın askeri örgütü olan NATO'ya girmek için başvuruda bulunmuşlar ve bu konuda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Böylece Avrupa'da 1990 öncesinin askeri, ekonomik ve siyasi kutuplaşması önemli ölçüde ortadan kalkmıştır.



Avrupa ülkeleri coğrafi konumları, yani bulundukları yer ve ekonomik gelişmişlik açıdan; Batı Avrupa ülkeleri, Kuzey Avrupa Ülkeleri (İskandinavya ve Baltık ülkeleri), Akdeniz ülkeleri, Orta Avrupa ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri ve Balkan Ülkeleri gibi guruplara ayrılmaktadır.





Avrupa'nın genel coğrafî özelliklen maddeler halinde şöyledir;
1. Avrupa bir inkılaplar ülkesidir. Özellikle demokrasi, sanayi ve bilimsel açıdan dünyayı etkileyen inkılapları gerçekleştirmiştir.


2. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bir kıtadır. Hayat seviyesi yüksektir. Nüfus artışı çok azdır. Hatta bazı ülkelerde nüfus azalması vardır.


3. Avrupa, dünyada ihracat ve ithalatta önde gelen kıtadır. Dünyada üretilen sanayi ürünlerinin üçte biri bu kıtaya aittir.


4. Sanayileşmiş ülkelerin toplandığı bir kıtadır. Birleşik Krallık (İngiltere), Fransa, İtalya ve Almanya sanayileşme açısından çok ileri durumdadır.


5. Çeşitli milletlere mensup insanların yaşadığı Avrupa'da 20'den fazla devlet vardır. Komşu ülkeler arasında dil ve ekonomik açıdan önemli farklar bulunur.

6386
Coğrafya / Dünya ve Ay ile İlgili Önemli Bilgiler
« : Ekim 11, 2007, 01:31:25 ÖS »
Dünya ile İlgili Önemli Bilgiler

Güneşe ortalama uzaklığı: 149,5 milyon km
Güneşe en küçük uzaklığı: 147,1 milyon km
Güneşe en büyük uzaklığı: 152,1 milyon km
Dünyamızın yörüngesinin genişliği: 939,12 milyon km
Güneşin çevresinde ortalama dönüş hızı: 29,78 km/s (=107219 km/h)
Güneşin çevresinde dönüş süresi: 365 gün, 6 saat, 9 dakika, 9 saniye 45 salise
Ekvatorun yarıçapı: 6378,164 km
Ekvatorun çevresi: 40 075,2 km
Kutup yarıçapı: 6356, 779 km.( Kısalık kutuplardaki basıklıktan dolayıdır! )
Orta Meridyen çevresi: 40 008,0 km
Yüzey büyüklüğü (alanı): 510.798.060 km²
Hacmi: 1083,31978 milyar km³
Ağırlığı: 5,977 x 1024 kg *
Ortalama yoğunluğu: 5,517 g/cm³
Atmosferin ağırlığı: 5,157 x 1018 kg *
Ekvatordaki çekim gücü: 9,78049 m/sn²
Kutuplardaki çekim gücü: 9,83221 m/sn²
Kendi ekseni etrafında dönüş süresi: 23 saat, 56 dakika, 4 saniye 9 salise
Dünya ekseninin dünyanın dönüş yörüngesi ile açısı: 66 derece, 33 dakika, 38 saniye 5 salise
Okyanusların yüzölçümü: 361.134.060 km²
Karaların yüzölçümü: 149.664.000 km²



Ay ile İlgili Önemli Bilgiler

Ay�ın yarıçapı: 3476 km
Yüzeyinin büyüklüğü (alanı): 37,96 milyon km2
Hacmi: 21,99 milyar km3
Çekim gücü: 1,62 m/sn2
Yerküreye ortalama uzaklığı: 384 405 km
Yerküreye en büyük uzaklığı: 406 700 km
Yerküreye en küçük uzaklığı: 356 400 km
Dünyanın çevresinde dönüş süresi : 27,32 gün
Dünyanın çevresinde dönüş süresi : 29,53 gün

6387
Coğrafya / PARALEL (ENLEM)
« : Ekim 11, 2007, 01:29:44 ÖS »
PARALEL (ENLEM)

Ekvator�a paralel olarak çizildiği varsayılan hayali çemberlere paralel denir.
Paralel çemberlerinin, Başlangıç paraleline (Ekvator) olan uzaklığının açı cinsinden değerine ise enlem denir. Enlem ve paralel birbirlerinin yerine kullanılırlar.

Paralellerin Özellikleri
� Ekvator�un 90 kuzeyinde, 90 da güneyinde olmak üzere, toplam 180 paralel bulunur.
� Başlangıç paraleli Ekvator�dur.
� En büyük paralel dairesi Ekvator�dur.
� Ekvator�dan kutuplara doğru gidildikçe paralellerin boyları kısalır. Buna karşılık paralel numaraları büyür.
� İki paralel arası uzaklığa bir enlem derecesi denir. Matematik konumu daha ayrıntılı olarak belirleyebilmek için, her paralel dairesi 60 dakikaya, her dakika 60 saniyeye bölünmüştür.
� 90° paralelleri nokta halindedir.
� Paraleller birbirleriyle kesişmezler, birleşmezler.
� Paraleller doğu - batı doğrultusunda uzanırlar.
� Ekvator ile dönenceler arasında kalan enlemlere alçak enlemler, dönenceler ile kutup daireleri arasında kalan enlemlere orta enlemler, kutup daireleri ile kutup noktaları arasında kalan enlemlere de yüksek enlemler denir.
� Ardışık iki paralel arası uzaklık yaklaşık olarak 111 km dir. Bu uzaklıktan yararlanarak kuzey güney doğrultusunda ve aynı meridyen üzerinde bulunan iki nokta arasındaki uzunluk hesaplanabilir.

Paraleller arası uzunluk işlemlerinde şu yol takip edilir:
� Aralarında uzaklığı sorulan noktalar arasındaki enlem farkı bulunur. İstenilen merkezlerin her ikisi de aynı yarım kürede ise, numarası büyük paralelden küçük paralel çıkarılır. Farklı yarım küredeler ise paraleller toplanır.
� Bulunan paralel farkı sabit uzaklık olan 111 ile çarpılır.

Enlemin Etkileri
Enlem; iklimi, güneş ışınlarının düşme açısını, sıcaklık dağılışını, denizlerin tuzluluk oranlarını, gece ile gündüz arasındaki zaman farkını, kalıcı kar sınırı yükseltisini, yerleşme ve tarım faaliyetlerinin sınırını, bitki örtüsü çeşitliliğini, toprak çeşidini, akarsu rejimlerini, tarım ürünleri çeşitliliğini, yerleşme biçimini, hayvanların dağılışını, vs. etkiler.

6388
Coğrafya / Akarsular Üzerindeki Etkisierşekillerinin etkileri
« : Ekim 11, 2007, 01:28:44 ÖS »
Akarsular Üzerindeki Etkisi

Yer şekillerinin engebeli olduğu bölgelerde; akarsular dar ve derin vadilerde aktığından akış hızları, aşındırma güçleri ve hidroelektrik potansiyelleri fazladır. Örneğin; Doğu Anadolu Bölgesi. Yer şekillerinin düz ve olduğu bölgelerde ise akarsular geniş ve büklümlü vadiler oluşturarak aktıklarından; akış hızları, aşındırma güçleri azdır. Yine yüzey şekillerinin düz ve alçak olduğu bölgelerde akarsuların hidroelektrik potansiyelleri azdır. Örneğin; Ege ve Marmara bölgeleri Ayrıca bir yerin yükseltisi; yağış miktarı ve şekli ile buharlaşma derecesini de etkilediğinden bir bölgedeki akarsuların akım miktarları ile rejimleri üzerinde dolaylı etkiye sahiptir. Eğimin fazla olduğu yerlerde; akarsular hızlı akacağından büklüm yapamaz, boyları genelde kısadır. Eğimin az olduğu bölgelerde ise büklüm yaparak aktıklarından boyları genelde uzundur. Dağlarla çevrili çukur bölgelerde akarsular genelde içe doğru aktığından kapalı havzalar oluşur. İç Anadolu Bölgesi gibi.


Ekonomik Faaliyet Türüne Etkisi

Yer şekillerinin çeşitlilik gösterdiği bölgelerde iklim de çeşitlilik göstereceğinden farklı ekonomik etkinlikler gelişebilir. Mesela kış sporları için eğimli arazi, yamaç paraşütü için çevresine göre yüksek bir yer, rafting için yer yer eğim kırıklıklarına sahip akarsular gereklidir. Örneğin; Arıcılık, dağcılık, hayvancılık, yaylacılık, hidroelektrik üretimi gibi ekonomik faaliyetler de büyük ölçüde yer şekilleriyle ilişkilidir.


İklim ve Bitki Örtüsüne Etkisi

Bir bölgedeki yer şekillerinin genel yapısı; dağların uzanış doğrultusu ve yükselti, sıcaklık, buharlaşma, yağış miktarı ve yağış şekli gibi özellikleri etkileyerek, iklim ve bitki örtüsü üzerinde dolaylı etkiye sahip olur. Örneğin; yer şekillerinin engebeli olduğu bölgeler de; sıcaklık ve yağış koşulları kısa mesafelerde değiştiğinden, iklim ve bitki örtüsü çeşitliliği de fazla olur. Doğu Anadolu Bölgesinin çok soğuk olmasında yükselti, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin çok yağış almasında ise denizle birlikte dağların uzanış doğrultusu da etkili olmuştur. Yer şekillerinin uzanış doğrultusu rüzgarın hızı ve esme yönü üzerinde de etkilidir.


Nüfus ve Yerleşmeye Etkisi

Genelde Ekvatoral bölge dışındaki yerlerde yüksek yerler yerleşim alanı olarak pek tercih edilmez. Çünkü yükselti arttıkça sıcaklık azalır, kar yağışı ve donma olayı artar. Bu nedenle tarım faaliyetleri, ulaşım ve diğer ekonomik etkinlikler zorlaşır, bu da yerleşmeyi sınırlandırır. Örneğin; Doğu Anadolu Bölgesi


Tarım Faaliyetlerine Etkisi

Yer şekillerinin engebeli olduğu bölgelerde ekili-dikili arazi oranı az, tarım toprakları parçalı ve dağınık, tarımda makine kullanımı sınırlıdır. Tarım insan ve hayvan gücüne dayanır. Örneğin; Doğu Karadeniz Bölümü. Ayrıca, yükselti sıcaklığı düşürdüğünden tarım faaliyetlerini sınırlar, tarım yapabilme süresini kısaltır. Örneğin; Doğu Anadolu Bölgesi. Yüksek bölgelerde tarım ürünleri çeşitliliği azalır, tarım ürünlerinin olgunlaşması gecikir, tarımsal faaliyetler zorlaşır.


Ulaşım Faaliyetlerine Etkisi

Bir bölgenin yükseltisi ve bölgedeki dağların uzanış doğrultusu ile yer şekillerinin yapısı o bölgedeki yolların uzanış doğrultusunu, yol sıklığını, yol yapım maliyetini, seyahat süresini etkiler. Engebeli bölgelerde yollar virajlarla uzar, yol yapım maliyeti artar. Irmaklar, vadiler;ancak köprü ve viyadüklerle aşılabilir. Yüksek yerlerde kar yağışı, donma olayları ve sis yoğunluğu fazla olacağından, ulaşım zorlaşır. Örneğin; Bolu Dağı ve Doğu Anadolu Bölgesi


Yerleşme Türüne Etkisi

Yer şekillerinin engebeli olduğu bölgelerde tarım alanları araziye parçalar halinde dağıldığından dağınık yerleşme görülür. Örneğin; Doğu Karadeniz Bölümü. Yer şekillerinin düz olduğu bölgelerde ise genelde su kenarlarında toplu yerleşme görülür. Örneğin; Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri.

6389
Coğrafya / TÜRKİYEDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI Relikt (Kalıntı)
« : Ekim 11, 2007, 01:27:24 ÖS »
TÜRKİYEDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI Relikt (Kalıntı)
Bitki: 4.Zamandaki buzul devrinde yaşayabilen iklimlerin ısınmasıyla günümüzde dağların yüksek kesimlerindeki soğuk alanlarda yaşamını sürdüren eski devre ait bitkilerdir. Endemik Bitki: Ancak sıcak iklimlerde yetişen ama ülkemizde Torosların güneye bakan sıcak yamaçlarında yetişme ortamı bulabilen bitkiler. Geniş Yapraklılar: Kayın,Kestane,Meşe, Dişbudak,Ihlamur, Kavak İğne Yapraklılar: Ladin, Köknar, Sarıçam, Karaçam, Kızılçam A � ORMANLAR 1.Karadeniz Ormanları: Türkiye ormanlarının %25�idir. Nem ve Yağış fazla olduğundan çeşitlilik fazla ve bitki örtüsü gürdür. Bu ormanlar; � Doğudan Batıya � Alçaktan Yükseğe � Kuzeyden Güneye doğru yükselti ve yağışın değişmesine paralel olarak farklılaşır. 2.Batı Anadolu Ormanları: Çanakkale Boğazı ile Ege Kıyılarını kapsar. Kuzeyde Karadeniz ormanlarındaki benzerlik güneye doğru Akdeniz ormanlarına dönüşür. 2. Akdeniz Ormanları: Karedeniz ormanlarından farkı kuraklığa dayanıklı olmalarıdır. Kıyıda 1000 m.lere kadar çıkan Maki kuşağının sona erdiği yerde başlayan orman kuşağı Toros Dağları boyunca uzanır. Sadece kuraklığa dayanabilen iğne yapraklı orman kuşağı yer alır. Bu ormanlar Karadeniz ormanları kadar gür değildir. TÜRKİYEDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI Relikt (Kalıntı) Bitki: 4.Zamandaki buzul devrinde yaşayabilen iklimlerin ısınmasıyla günümüzde dağların yüksek kesimlerindeki soğuk alanlarda yaşamını sürdüren eski devre ait bitkilerdir. Endemik Bitki: Ancak sıcak iklimlerde yetişen ama ülkemizde Torosların güneye bakan sıcak yamaçlarında yetişme ortamı bulabilen bitkiler. Geniş Yapraklılar: Kayın,Kestane,Meşe, Dişbudak,Ihlamur, Kavak İğne Yapraklılar: Ladin, Köknar, Sarıçam, Karaçam, Kızılçam A � ORMANLAR 1.Karadeniz Ormanları: Türkiye ormanlarının %25�idir. Nem ve Yağış fazla olduğundan çeşitlilik fazla ve bitki örtüsü gürdür. Bu ormanlar; � Doğudan Batıya � Alçaktan Yükseğe � Kuzeyden Güneye doğru yükselti ve yağışın değişmesine paralel olarak farklılaşır. 2.Batı Anadolu Ormanları: Çanakkale Boğazı ile Ege Kıyılarını kapsar. Kuzeyde Karadeniz ormanlarındaki benzerlik güneye doğru Akdeniz ormanlarına dönüşür. 2. Akdeniz Ormanları: Karedeniz ormanlarından farkı kuraklığa dayanıklı olmalarıdır. Kıyıda 1000 m.lere kadar çıkan Maki kuşağının sona erdiği yerde başlayan orman kuşağı Toros Dağları boyunca uzanır. Sadece kuraklığa dayanabilen iğne yapraklı orman kuşağı yer alır. Bu ormanlar Karadeniz ormanları kadar gür değildir. 4. Doğu ve İç Anadolu Ormanları: İç kesimlerde sık olmamakla birlikte dağların yağış alan yüksek yerlerinde bulunurlar. Daha alçak yerlerde ise insanların tahribi sonucu yok edilmiş orman artıkları olan tek tük ağaçlar vardır. (Antropojen Bozkır) B � MAKİ Akdeniz iklimi etkisindeki kıyı bölgelerimizde insanların tahrip ettiği orman kuşağının yerinde oluşan bitki topluluğudur. Makiler çalı yada ağaççık olarak tanımlanır. Yüzlerce çeşidi vardır

6390
Coğrafya / DÜNYANIN ŞEKLİ VE SONUÇLARI
« : Ekim 11, 2007, 01:25:57 ÖS »
DÜNYANIN ŞEKLİ VE SONUÇLARI

Dünyamızın Ekvatorda şişkin, Kutuplarda basık olan kendine has şeklineGEOİD denir.

DÜNYANIN BOYUTLARI

Ekvator çevresi: 40.076 km

Kutuplar çevresi: 40.009 km

Ekvator yarıçapı: 6378 km

Kutuplar yarıçapı: 6357 km

Karalar yüzölçümü:149 milyon km2(%29)

Denizler yüzölçümü: 361 milyon km2(%71)

KYK�de karalar %39 denizler %61

GYK�de ise karalar %19 denizler %81 dir.

DÜNYANIN ŞEKLİNİN SONUÇLARI

Ekvatorun uzunluğu tam dairelik bir meridyenin uzunluğundan fazladır.

Paralellerin uzunluğu kutuplara doğru azalır.

İki meridyen arasındaki uzaklık kutuplara doğru azalır.

Güneş ışınlarının düşme açısı kutuplara doğru azalır.

Yer şekilleri haritaya gerçeğe tam uygun olarak aktarılamaz.

Aynı anda Dünyanın yarısı aydınlık (gündüz) yarısı karanlık (gece) olur.

Dünyanın çizgisel dönüş hızı kutuplara doğru azalır.

Yer çekimi kutuplara doğru artar.

Dünyanın çizgisel dönüş hızı kutuplara doğru azalır.

Yer çekimi kutuplara doğru artar.

DÜNYANIN HAREKETLERİ VE SONUÇLARI


Gece gündüz olayı ardalanır (birbirini takip eder).

Güneş ışınlarının düşme açısı günün her saatine göre değişir.

Yerel saat farkları oluşur.

Günlük sıcaklık farkları oluşur. Buna bağlı olarak meltem rüzgarları oluşur. Mekanik çözülme olur.

Sürekli rüzgarların esme yönünde sapmalar olur.

Okyanus akıntılarında sapmalar ve halkalar olur.

Dinamik basınç merkezleri oluşur. Yönler belirlenir. Fotosentez meydana gelir.

DÜNYANIN EKSENİ ÇEVRESİNDE DÖNÜŞÜNDE DOĞAN HIZLAR

1) ÇİZGİSEL HIZ VE SONUÇLARI (Enleme bağlı)

Çizgisel hız en fazla Ekvator üzerindedir (1670 km/h) . Bu hız kutuplara doğru azalır. Bunun sonucunda;

Güneşin doğuş ve batış süresi kutuplara doğru uzar.

Gece gündüz arasındaki fark kutuplara doğru artar.

Atmosferin kalınlığı Ekvatorda fazla, kutuplarda azdır.

Ekvatorda yerçekimi az, kutuplarda fazladır.

2) AÇISAL HIZ VE SONUÇLARI (Boylama bağlı)

Dünyanın açısal hızı;

24 saatte: 360°
1 saatte : 15°
4 dakikada :1° dir.

*** Açısal hız her enlemde aynıdır. Açısal hız sonucunda yerel saat farkları oluşur.

DÜNYANIN YILLIK HAREKETİ VE SONUÇLARI

Dünyanın güneş çevresinde dönerken izlediği yola yörünge, meydana getirdiği düzleme de yörünge düzlemi (ekliptik düzlem) denir. Dünyamızın yörüngesi elips biçimindedir.

ELİPS BİÇİMİNDEKİ YÖRÜNGENİN SONUÇLARI

Dünyamız güneşe bazen yaklaşır, bazen güneşten uzaklaşır. Dünyanın güneşe en yakın olduğu tarih 3 ocaktır. En uzakta olduğu tarih ise 4 temmuzdur.

Dünya güneşe yaklaşınca güneşin çekim kuvveti artar. Böylece dünya güneş çevresinde daha hızlı dönmeye başlar. Sonuçta şubat ayı 28 gündür. Yani K.Y.K �de kış mevsimi iki gün kısa olmaktadır.

Dünya güneşten uzaklaşınca çekim kuvveti ve hız azalır. Sonuçta yaz mevsimi K.Y.K.�de iki gün daha uzun olmaktadır.

*** Kısacası elipsoid yörünge mevsim sürelerinin farklı olmasında etkilidir. Dünyamızın yörüngesi daire biçiminde olsaydı; mevsim süreleri birbirine eşit olacaktı.

EKSEN EĞİKLİĞİ VE SONUÇLARI

(Ekvator düzlemi ile ekliptik arasında 23°27' , yer ekseni ile ekliptik arasında 66°33' açı olması)

Dönenceler meydana gelir. Dönence: kuzey ve güney yarım kürelerde güneş ışınlarının en son dik geldiği noktalara denir.

Matematik iklim kuşakları oluşur.

Güneş ışınlarının düşme açısı yıl boyunca değişir. Güneş ışınları yıl içinde dönencelere birer kez, dönenceler arasına da ikişer kez dik açıyla düşerler. Dönenceler dışında hiçbir yere güneş ışınları dik olarak düşmez.


Mevsimler oluşur. Dört mevsimin tek yaşandığı kuşak ılıman kuşaktır. Sebebi: güneş ışınlarının düşme açısında yıl boyunca değişikliğin fazla olmasıdır.

Aynı tarihlerde kuzey ve güney yarımkürelerde farklı mevsim yaşanması.

Gece gündüz uzunluğunun sürekli değişmesi.

Güneşin doğuş ve batış konumu ile saatinin değişmesi.

Muson rüzgarlarının oluşması.

Aydınlanma dairesinin sürekli değişmesi.

Kutup bölgelerinde 24 saatten uzun gece ve gündüzlerin oluşması. Örnek: Kutup noktalarında 6 ay gündüz, 6 ay gece yaşanması.

*** Dönence ve matematik iklim kuşaklarının oluşmasında sadece eksen eğikliği etkilidir. Diğerlerinin oluşmasında eksen eğikliği ile birlikte yıllık hareketin de etkisi vardır.

EKSEN EĞİKLİĞİ OLMASAYDI; (Ekvator düzlemi ile ekliptik üst üste çakışsaydı veya yer ekseni ekliptiği dik olarak kesseydi)

Dönenceler oluşmazdı.

Mevsim değişmesi olmazdı.

Güneş ışınları sadece Ekvatora dik gelirdi.

Aydınlanma dairesi sürekli kutup noktalarına teğet geçerdi.

Gece gündüz süreleri birbirine eşit olurdu.

Güneşin doğuş-batış konumu ve saati değişmezdi.

EKSEN EĞİKLİĞİ 20°OLSAYDI:

Güneş ışınlarının dik geldiği alan daralırdı.

Kutup kuşağı ve tropikal kuşağın alanları daralırken, ılıman kuşak genişlerdi.

Yurdumuzda yazlar daha serin, kışlar daha ılık olurdu.

Kutup ve ılıman kuşakta sıcaklık ortalaması azalırken tropikal kuşakta sıcaklık ortalaması artardı.

Gece-gündüz arasındaki zaman farkı azalırdı.

*** Eksen eğikliğinin 23°27' dan daha büyük olması durumunda yukarıdakilerin tam tersi bir durum yaşanırdı.

Sayfa: 1 ... 424 425 [426] 427 428 ... 495