633
« : Nisan 04, 2009, 11:06:28 ÖS »
MESNEVÎ'NİN İLK 18 BEYTİ
Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned
Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.
Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend
Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan
erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.
Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk
İştiyâk derdini şerhedebilmem için,
ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.
Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş
Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse,
orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.
Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem
Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem
Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu)
olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.
Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
Vez derûn-i men necüst esrâr-i men
Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.
İçimdeki esrârı araştırmadı.
Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst
Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu
görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.
Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst
Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst
Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir.
Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur.
Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd
Her ki în âteş nedâred nîst bâd
Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir.
Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.
Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd
Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd
Neydeki âteş ile meydeki kabarış,
hep aşk eseridir.
Ney harîf-i herki ez yârî bürîd
Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd
Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri,
bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır.
Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd
Ney gibi hem zehir, hem panzehir;
hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür
Ney hadîs-i râh-i pür mîküned
Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned
Ney, kanlı bir yoldan bahseder,
Mecnûnâne aşkları hikâye eder.
Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist
Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst
Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk
etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur
Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd
Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd
Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve
ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti - .
Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist
Günler geçip gittiyse varsın geçsin.
Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!..
Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd
Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd
Balıktan başkası onun suyuna kandı.
Nasibsiz olanın da rızkı gecikti.
Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm
Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar.
O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.
-------------------------------------
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim
Ben Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız
Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir...
Güneş olmak ve altın ışıklar halinde
Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim
Gece esen ve suçsuzların ahına karışan
Yüz rüzgarı olmak isterdim....
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap...
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...
Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir
Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır...
Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini
Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...
Bir katre olma, kendini deniz haline getir
Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin
Beri gel, beri !
Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol...