Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Mesajlar - pudra_shekeri
Sayfa: 1 ... 34 35 [36] 37 38 ... 109
526
« : Eylül 25, 2008, 03:49:04 ÖS »
Hiçbiri ilişkiyle sonlanmayan ilk randevulardan bıktınız mı? Kendinizi vermeye hazır olmadığınız halde erkeklerin arkasından koşmaktan yorulmadınız mı? Eğer eşinizi bulmak için bütün gücünüzü harcıyor ama yine de başarılı olamıyorsanız, belki de gerçek aşkı ararken kullandığınız yollar üzerine tekrar düşünmek lazım. Burada kadınların randevulaşırken yaptığı 5 genel hatayı bulacaksınız. Eğer içlerinden 1 ya da 2 tanesi size tanıdık geliyorsa, kendinizi hırpalamayın. Sadece, daha iyisini hak ettiğinizi görün ve iyileştirmek için değişiklik yapmaya hazır olun.
1. Eğer aşkın sizi hiçbir zaman bulamayacağını düşünüyorsanız, bulamayacak.
Açıkçası, kadınlar sevilmeye değerler. (evet, biz de değeriz!) ancak kendilerini daha yıllarca yalnız bırakabilecek bir seyle boğuşuyorlar: kendi kendini oluşturan kehanet ya da olumsuz düşünce. Olumsuzluk bulaşıcı değildir ancak potansiyel randevuların da kaçmasına neden olur. Çok sinsi bir hastalıktır. Fiziksel olarak, kurbanını el değmemiş bırakır. Ama biri ne kadar ortalarda “Hicbir zaman aşkı bulamayacağım.” diye dolaşırsa, beklentileri o kadar yüksek bir oranla gerçekleşir. Tersine, daha açık fikirli biri ne kadar çok “ Nasıl iyi, mutlu bir insanım, kesin aşkı bulacağım.” diye düşünürse, romantik geleceği de o kadar açık olur.
Eğer sizde kendine merhamet duyanlardansanız, kendinizi meşgul edin: Bir gazete ile başlayın. Her gün kendinizle ilgili seveceğiniz bir şeyler yazın. Zamanı kolaylaştıracaktır. Birkaç yakın arkadaşa ya da aile üyesine yazabilir ya da telefon edebilir, onlar da bir erkeğin sizinle mutlu olabileceğine dair nedenleri söyleyebilirler. Onlara bu öneriyi sunduğunuzda muhtemelen çok mutlu olacak ve size yardım edeceklerdir. Ne zaman kötü bir düşünce aklınıza gelse, her zaman onu olumlu olan bir başkasıyla değiştirin.
İşte sizi bekarlığa mahkum eden diğer aşk hataları:
2. Kötü çocuk huyundan vazgeçin.
İyi erkekler dolambaçlı yoldan gitmezler. Ambalajsız, ham dururlar. Önemli olan hem hak eden erkeği fark etmek hem de istemek.
3. Benimle beraber tekrar edin, aşk tasma değildir.
Aşk tasmanın eş anlamlısı değildir. Eşinin 7/24 onunla beraber olmasını istemek ne gerçekçi ne de adil. Hapishane ne kadar konforlu ve gösterişli olsa da bir mahkum sonuçta özgür olmak ister. Sonuçta aşırı baskı ayrılık getirir.
En mutlu çiftler birbirlerine nefes alınacak alan bırakanlardır. Geri kalan işleri ne kadar dinamik olursa (iş, hobi ve arkadaş anlamında), biraraya geldiklerinde paylaşacakları o kadar şey olur.
4. Duygusal anlamda da sadık olun.
Partnerinize zarafet ve incelikle yaklaşmanız hayati bir şey. Eğer bütün “kötü gün”hikayelerinizi ve şakalarınızı arkadaş ya da isteklilerle paylaşırsanız, sevgilinize anlatacak neyiniz kalır? Delice gelebilir, ama bir insanın zamanı ve enerjisi sınırlıdır. Eğer sahip olduklarınızı başkalarında harcarsanız, bu muhtemelen ilişkinize zarar verecektir. Daha da kötüsü sevgilinizin size olan güvenini bir erkek iş arkadaşı ya da arkadaş yüzünden kaybetmenizdir. İlişkiniz iki kişiye özel anlardır ve önceliklidir, paylaşılmaz.
5. Eğer haklı çıkmak istiyorsaniz haksız olun.
Eğer siz ya da partneriniz hiçbir zaman yanıldığınızı kabul etmiyorsanız bu zor olabilir. Yanıldığınızda kabul edin ve özür dileyin. Özür dilemek bir zayıflık alameti değildir. Aşk yeri geldiğinde özür dilemesini de bilmektir
527
« : Eylül 25, 2008, 03:46:41 ÖS »
Sevgilinizle uyum içinde bir ilişki yaşamak için nelere dikkat etmelisiniz? İşte mutlu ilişki için size rehberlik edecek öneriler. 1- Birbirinizle ayrı zaman geçirdiğinizde ilişki güçlenir. Ayrı olduğunuz zamanlar paylaşabilecek yeni düşünceler, fikirler üretebilirsiniz. Uzakta olduğunuzda birbirinizi daha çok özlersiniz.
2- İçinizden birşeylerin kötü gittiğine dair bir his varsa bu his muhtemelen doğrudur. Kadınlar önsezileri sayesinde herhangi bir uzaklaşmayı hemen farkedebilir. Normalde şüpheci ve güvensiz bir insan değilseniz o zaman yeri geldiğinde içgüdülerinize güvenmelisiniz. Erkekler ilişkiyi bitirmek istediklerinde kız arkadaşından uzaklaşırlar. Bir erkek ilgilendiği birşeyden asla uzaklaşmaz. Böyle bir durumvarsa suçlayıcı olmadan onunla konuşun, net bir cevap alamıyorsanız aslında cevap gayet açıktır.
3- Daha önceki ilişkilerinde kız arkadaşlarını aldattıysa muhtemelen sizi de aldatacaktır. Erkekler ilişkilerinde duygusal veya cinsel bir boşluk olduğunda aldatırlar. Heyecan arayışı, egolarını tatmin etme, fırsat olduğunda cinsel ilişkiyi reddetme yetersizliği aldatmaların kaynağıdır.
4- Sizinle yeterince ilgilendiğini düşünmek ister. Kız arkadaşları için birşeyler yapabiliyor olmak erkekler için önemlidir. Kendi kendinize yetebilseniz bile zaman zaman onun sizin için birşeyler yapmasına izin vermelisiniz.
5- Bir erkek ilişkiye hazır olmadığını söylüyorsa inanın. Belki inanamayacaksınız ama erkekler kadınları hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ederler.. Cesaretini toplayarak ilişkiye hazır olmadığını söyelen bir erkeğin içtenliğinden emin olabilirsiniz. Bir kadın hakkında kararını vermiş bir erkeğin fikrini değiştirmenin oldukça zor hatta imkansızdır.
6- İlişki ilerledikçe seks daha iyi olabilir. Evlilik seks yaşamının sıradanlaşması değil.. Çiftler seks hayatlarında bekarlara göre daha mutlular. İlişkinin başında aşırı istek ön svişme seanslarının atlanmasına neden olsa da, ilişki ilerledikçe ön sevişme odak noktası olur.
7- Emin olamadığınız bir ilişkiyi sonlandırdığınız için asla pişman olmazsınız. karşınızdaki insanla aranızda çözüelemeyn bir sorun olduğunu düşünüyorsanız daha iyi bir ilişkiye fırsat yaratabilmek için terk etmekten çekinmeyin.
8- İlişkiyle ilgili konuşmaları başalatan hep siz olun. Erkekler yanlış giden bir şey olmadığı takdirde erkekler ilişkiyi zorlamazlar. Olsa bile sorunu kendi kendilerine çözmeye çalışırlar. İlişkinizle ilgili konuşacaksanız önce pozitif birşeyle başlayın. Daha sonra konuyu açın ve sonunda yine pozitif birşeyle konuyu kapatın.
528
« : Eylül 25, 2008, 03:45:11 ÖS »
?
529
« : Eylül 25, 2008, 03:42:28 ÖS »
Aldatmanın hiçbir bahanesi olmasa da, erkekler yaptıkları hataya bir bahane bulmakta ısrar ederler. Kimine göre ilgisizlik kimine göre çekicilik aldatmanın en geçerli bahanesidir.
Aldatıldığınız anda ilk olarak “neden” diye düşünmeniz çok normaldir. Çünkü hiçbir kadın aldatılmayı hak etmez. Erkeklere göre “neden” sorusunun cevabı sizin düşündüğünüz kadar karmaşık değildir aslında. Bazen bir bakış, bazen bir öfke, bazen de cinsel duygular aldatmak için yeterli bir sebeptir. İşte en çok başvurulan aldatma bahanelerinden bazıları..
Fiziksel çekim
Erkekler her fırsatta kadınlardan daha güçlü olduklarını söyleseler de, aslında duygularını kontrol etmek konusunda değildirler. Karşılarına güzel bir kadın çıktığında ve bu kadın kendileriyle ilgilendiğinde dünyanın etraflarında döndüğünü düşünürler. Güzel bir kadına genelde dayanamaz ve bir anlık bir fiziksel çekimle aldatabilirler. Bu erkekler sonradan yaptıklarına pişman olsalar da, ilişkilerini sarsmışlardır.
Yalnızlık
Yapılan araştırmalar, erkeklerin eşlerinden yada sevgililerinden ayrı kaldıkları zaman içinde başka kadınlara daha fazla ilgi duyduklarını ortaya koymuştur. Bu nedenle eşinizi tatil yada iş seyahatleri için sık sık yalnız bırakmamanızda fayda vardır.
Tutku arayışı
Erkekler de kadınlar gibi tek düze bir yaşamdan sıkılır, heyecan aramaya başlarlar. Erkeklerin kadınlardan farkı ise heyecanı başka kadınlarda aramalarıdır. Evliliğinizde bu tür bir sorunla karşılaşmak istemiyorsanız, elinizden geldiğinceheyecanı ayakta tutmalı, eşinize karşı tutkulu davranmalısınız.
Kavga
Erkeklerin aldatma konusunda en çok kullandığı bahane huzursuzluktur. Evde aradığı huzuru bulamadığını, eşiyle sık sık kavga ettiğini söyleyen erkekler, aradıklarını başka bir kadında bulma arayışına girerler…
Sizi aldatıyor mu?
Eşiniz sürekli eve geç gelmeye başladıysa ve her geç geldiğinde farklı bir bahane buluyorsa şüphelenebilirsiniz. iyi davranıyor, hediyeler alıyorsa sizi aldattığı için vicdan azabı çekiyor olabilir.
Eşinizin size ve çocuklara karşı olan ilgisi değiştiyse, sizinle çok fazla bir şey paylaşmıyorsa başka biri olabilir.
Size her zamankinden iyi davranıyor, hediyeler alıyorsa sizi aldattığı için vicdan azabı çekiyor olabilir.
530
« : Eylül 25, 2008, 03:39:59 ÖS »
?
531
« : Eylül 25, 2008, 03:37:18 ÖS »
ANTRENÖR: Geleceğinizin güvende olmasını mı istiyorsunuz? Çevrenizdeki insanların sizinle aynı düzeyde olmasını mı istiyorsunuz? Bu durumda siz ilişkinizi 'bir takım' olarak görüyorsunuz. Aşka aslında çok da inanmıyorsunuz. Aşkı ve ilişkiyi çıkarların uyumu olarak niteliyorsunuz. Sevgilinize sürekli taktikler veriyorsunuz. Gerektiğinde iş değiştirmesi için baskı yapıyorsunuz. Ama onu biraz rahat bırakmalı ve siz de rahatlamalısınız.
SAHİPLENEN: Onu kıskanıyor musunuz? Sürekli sevgisini kanıtlamasını mı istiyorsunuz? Sık sık onsuz bir hayatın nasıl olacağını düşünüyor ve onun odak noktası olmak için çabalıyorsunuz. Sorunlar da bu noktada başlıyor. Onun sizsiz bir şeyler yapması sorun oluyor. Onun adına yaşamaktan, iki vücutta tek ruh olmaktan vazgeçmeniz gerekiyor.
BAĞIMLI: Onu deli gibi seviyorsunuz. Bu sevgi adına her şeyi yapmaya hazırsınız. Onun için yapamayacağınız fedakarlık yok. Peki bu ilişkide siz neredesiniz? Biraz kendiniz için yaşamayı öğrenmelisiniz. Başkası için yaşadığınız taktirde siz yok olursunuz..
DOST: Kavgaları çocukça mı buluyorsunuz? Siz sevgiliden çok, dost olmayı istiyorsunuz. Aşk her şeyden önce güven sizin için. Değişiklik, uçarılık size göre değil. İlişkileriniz hep uzun soluklu. Sevgilinizle her şeyi yapmayı, onunla tüm hayatı paylaşmayı istiyorsunuz. Ancak dostça tavırlarınızın yanında bir sevgilinin şefkatini de ondan esirgemeyin..
TUTKULU: Onu çok çekici buluyorsunuz. Siz aşka aşık bir insansınız. Partnerinizin de öyle olmasın tercih ediyorsunuz. Onsuz bir dakika bile ıstırap içinde geçiyor. Çevrenizdekiler sizden 'Romeo ve Juliet' diye söz ediyor. Ancak siz aşkta acı olması gerektiğine inanıyorsunuz. Hep imkansız aşkların peşinde koşuyorsunuz. Onun için şiirler yazıyorsunuz. Doğru insanı bulursanız bir sorun yok ancak, kendinize acı çektirmekten vazgeçmelisiniz.
532
« : Eylül 25, 2008, 03:34:25 ÖS »
Yapılan bir araştırmaya göre kadınla erkeğin tanıştıkları ilk 30 saniye bir ilişkinin yaşanıp yaşanmayacağını anlamak için yeterli bir süre. Kadının olumlu tavırları halinde erkeğin hatalı bir davranışı ilişkinin başlamadan bitmesine sebep olur. İşte çiftlerin birbirlerinde aradıkları özellikler
Espri yeteneği
Bir kadını veya erkeği güldürebilmek, kalbinin yarısını da kazanmak demektir. Espri yeteneği çok hafif ama etkili bir silah, küçük ama her şeyi bir anda değiştirebilecek bir detaydır. Zekice yapılan espriler, sohbetin samimileşmesini sağlayacak en etkili yöntemdir.
Gülümseme
Kadınların erkeklerde aradıkları en önemli özelliklerden biri güleryüzlü olmalarıdır. . Yüzünüzü aydınlatan sıcak bir gülüş, onu elde etmenizi kolaylaştırır.. Sonuç, kesin ve çabuktur. Üstelik gülümsemeniz sizin ne hissettiğinizi bütün kelimelerden daha iyi anlatır. Eğer mutluysanız, birinden hoşlanıyorsanız, aşıksanız bunu tek kelime bile etmeden sadece bir gülümsemeile gösterebilirsiniz.
Doğallık
Doğal ,yapaylıktan uzak tavırlarınız ile kesinlikle karşınızdakini etkileyebilirsiniz. Hayatı ve insanları sevmek, yaşam enerjisi ve heyecan erkekleri de kadınları da çeker. Üstelik hiç çaba sarfetmeden, doğal bir şekilde...
Sürprizler
Kadınlar ve erkekler sürprizlere bayılırlar. Özel günleri fırsat bilip, ona mutlu olacağı hediyeler alın. Vereceğiniz hediyenin içine romantik bir şiir ya da aşkınızı esprili bir şekilde ifade edecek minik bir kart eklemeyi de unutmayın. Ne kadar etkili olduğunu göreceksiniz.
Doğru hediyeler
Kadınlara ve erkeklere en doğru hediyeyi seçmek, onun kalbini onikiden vuracaktır. Kadınları çiçek, parfüm ve güzel ambalajlanmış bir çikolata etkileyeceği gibi, erkekleri ise kalem ve kravatla etkileyebilirsiniz.
533
« : Eylül 25, 2008, 03:33:01 ÖS »
Sayıları 200 bini bulan yabancıların Türkiye'ye yerleşmelerinin nedeni olarak ucuzluk gösteriliyor. Diğer bir neden ise genç erkekler... Sayıları 200 bini bulan yabancıların Türkiye'ye yerleşmelerinin nedeni olarak ucuzluk gösteriliyor. Diğer bir neden ise 50 yaş civarı Avrupalı kadınların, 20-30 yaş arası erkekleri beğenmeleri.
Gayrimenkul satın alarak Türkiye'yi işgal edeceklerinden korkulan yabancıların sayısı resmi rakamlarla 150 bine, gayri resmi rakamlarla 200 bine ulaştı. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), Türkiye'de yerleşik yaşayan yabancılarla ilgili çarpıcı bir araştırma yaptı. ìYerleşik Yabancıların Türk Toplumuna Entegrasyonuî ismini taşıyan araştırmaya göre, Türkiye'ye yerleşen yabancıların büyük çoğunluğu başta Antalya ve Muğla olmak üzere Akdeniz ve Ege kıyılarında yaşamayı tercih ediyor.
EVLENMEYE GELİYORLAR
Rapora göre, yabancıların Türkiye'ye geliş nedenleri arasında yaşlı Avrupalı kadınların genç Türk erkekleriyle evlenmesi de önemli yer tutuyor. Buna göre, 50 yaş civarındaki yabancı kadınlar evlenmek için Türkiye'deki 20-30 yaş grubundaki gençleri seçiyor. Türk vatandaşlarının olası bir üyelik durumunda AB'ye uyum sağlayıp sağlayamayacakları tartışılırken rapor, Avrupalılar’ın sık değişen yasalar, çevre ve gürültü kirliliği, ayrımcılık, hizmet alamama ve erkek egemen toplum olma gibi nedenlerden Türkiye'ye uyum sorunu yaşadığını ortaya koydu.
TÜRKiYE SUDAN UCUZ
YabancılarınTürkiye'yi tercih etme nedenlerinin başında Türkiye'nin Avrupa'ya göre daha ucuz bir ülke olması geliyor. Avrupalılar kendi ülkelerinde bin-bin 500 sterlinlik gelirle zor yaşarken, Türkiye'de bu parayla ortalamanın üzerinde hayat sürüyor. 3 oda 1 salon bir evi Almanya'da 430 bin, Fransa'da 300 bin, Yunanistan'da 500 bin, İngiltere'de 570 bin Euro ödeyen yabancılar aynı şartlardaki evi Türkiye'de 100 bin Euro'ya satın alabiliyor.
534
« : Eylül 25, 2008, 03:30:54 ÖS »
Kadınların erkeklerde kokudan, erkeklerinde kadında kaşlardan etkilendiği açıklandı... ABD Psikoloji Derneği’nin raporuna göre, erkekler, kendilerine partner seçerken kaş ve gözlere; kadınlar ise kokuya dikkat ediyor.
Erkekler özellikle kalkık kaşları seks mesajı olarak algılarken; kadınlar ten kokusundan etkileniyor. New York’taki Brown Üniversitesi’nden Prof. Rachel Herz’in 231 genç üzerinde yaptığı araştırmada kadınlar, temiz ve doğal kokulu erkeklerin arzu uyandırdığını söyledi. Profesör Adam Brown’un yaptığı bir diğer araştırma da, erkeklerin düşük kaşlı kadınları çekici bulmadığını ortaya koydu. Flört sinyali "Kadınların hoşlandıkları bir erkekle buluştuğunda kaşlarını kaldırdığı" teorisinden yola çıkan Brown, denek erkeklere üç farklı kadının fotoğraflarını vererek, hangisini çekici bulduklarını söylemelerini istedi. Erkek deneklerin tümü kaşları kalkık olan kadını en çekici kadın olan değerlendirdi.
535
« : Eylül 19, 2008, 09:32:10 ÖS »
Diva, 6 bin dolar ödeyerek yüzüne botoks, dolgu ve vitamin iğnesi yaptırdı.
Operasyonları gerçekleştiren doktor Mustafa Karataş “Bülent Ersoy’un çok güzel, iyi bakılmış bir cildi var. Öyle ki, gördüğüm en güzel, en sağlıklı ciltlerden biri olduğunu söyleyebilirim. O nedenle de cildine uyguladığımız işlemler çok iyi sonuç verdi. Kendisi de sanırım sonuçtan memnun kaldı” dedi.
536
« : Eylül 19, 2008, 09:30:44 ÖS »
Kanal D’de haftaiçi her sabah program yapan Seda Sayan, eşiyle balayı yapamadıklarını ve iş için gittikleri Kıbrıs’ta acısını çıkaracaklarını söyledi.
Televizyon Gazetesinin haberinde, Sayan, "Konser konser dolanmaktan, oradan oraya koşturmaktan vallahi balayı yapamadık. Kıbrıs’ta konserim olacak kocamla birlikte. Bayramın ilk ve 3. günü konserimiz var. Ama olsun. Biraz önce gideceğiz. O da dizisinden izin alacak ve 8 ay sonra balayı yapacağız" diye konuştu.
Sayan, konser tekliflerinin kendisine hep eşiyle ikili olarak gelmesine atıfta bulunan Mustafa Topaloğlu’na da şöyle yanıt verdi:
"O gün Mustafa Topaloğlu dedi ki ’Her yere kocanla gidiyorsun’. Öyle talep geliyor ne yapalım yani! Seninle mi gelecek? Tabii ki kocam da Türk Halk Müziği’nin en önemli seslerinden biri
537
« : Eylül 19, 2008, 09:26:41 ÖS »
İşte migren hastalarının uzak durması gereken gıdalar…
Oruç tutan migren hastalarının önemle üzerinde duracakları konuların başında öğün atlamamaları geliyor. İftarda ve sahurda hep önerdiğimiz Ramazan’da sağlıklı beslenme prensiplerine bağlı kalmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz. Açlık migreninizi tetikleyen önemli bir faktör ise az ve sık öğünler yemelisiniz. İftar yemeklerinizi üçe bölerek yemeli yemeklerinizi yeşil sebze ve tahıl ağırlıklı seçmelisiniz. İftardan sonra çay kahve yerine bitki çayları tercih etmek faydalı olacaktır. Havuç, kereviz, esmer şeker, yulaf, pirinçli puding tercih edebilirsiniz.
SAKINCALI DURUMLAR
Yine sağlıklı beslenme prensibi içinde yer alan ve migren hastalarının da dikkat etmesi gereken bir diğer konu sahura kalkmak ve uygun bir sahur mönüsü tüketmeleridir. Sahura kadar beklemek ve uykusuz kalmak yine krizleri tetikleyebilmektedir. Oruç tutarken ağrılarınız şiddetleniyorsa açlık ağrıyı çok daha fazla arttıracaktır. Bu tip hastaların oruç tutması sakıncalıdır. Ayrıca atak sıklığı olanların da oruç tutması sakıncalı olabilmekte, oruç tutmaya devam ediyorlarsa doktor kontrolünde ilaçları programlanmış şekilde tutmalarını öneriyoruz.
TETiKLEYEN GIDALAR
Uzun süreli açlık
Sahura kalkmamak
Çikolata
Beyaz ve eskitilmiş peynir
Aşırı kahve
Uykusuzluk
Stres
Dengesiz beslenme
Katkı maddeli gıdalar-pratik yemekler (konserveler, hazır çorbalar, suni tatlandırıcılar)
BAŞ AĞRITAN SORUNA AKUPUNKTUR DESTEĞi
Akupunktur ile migren hastalığını çok yüksek oranda tedavi etmek mümkün olmaktadır. Akupunktur ile tedavinin en iyi yönü, migren hastaliginin kalici olarak iyileşebilmesidir, zira migren ağrı kesici ilaçlarla geçici sürelerle geçip veya hafiflese bile tekrarlamaktadır. Akupunktur migren baş ağrılarında geçici değil kalıcı iyileşme sağlayabilmektedir. Akupunkturun migren hastalığı tedavisinde “iyileştirici etkisi”
1-Akupunktur ile homeostazisin yani otonom dengenin sağlanması
2-Vücudun kendi ürettiği ağrı kesicileri olan, endorfin hormonlarinin akupunktur ile artırılması
3-Migren krizleri sırasında düşen serotonin maddesi, kafa derisi arterlerinde genişlemeye yol açar. Bu maddeler akupunktur ile artırılır böylece ağrının ortadan kaldırılması amaçlanır
4-Ağrıya yol açan ve vücutta sentezlenen bazı ağrı yapıcı maddelerin akupunktur ile azaltılması Burada merak edilen bir konuyu açmakta yarar görüyorum, pek çok insan akupunktur tedavisi ile birlikte ilaç kullanımının doğru olup olmadığını sormaktadır.
Akupunktur ile tedavide gerektiğinde ilaç kombinasyonları kullanılmalıdır. Örneğin ses sanatçıları ve öğretmenler gibi sesini fazla kullanan insanlarda görülebilen ses kısıklıklarında akupunktur ile beraber özel bitkisel ilaçlar kullanarak çabuk ve etkili netice alınabilmektedir. Migren ile astım arasında ilginç bir şekilde kalıtsal bağlantı bildirilmektedir. Alerjik bronşit ve astım hastalığında migrende olduğu gibi kalıcı iyileşme sağlamak mümkün olabilmektedir.
538
« : Eylül 19, 2008, 09:22:37 ÖS »
Alınan bilgiye göre, İstanbul'dan Manisa'ya giden Baha ve orkestra üyelerinin bulunduğu 34 ADM 45 plakalı minibüs, Saruhanlı ilçesinde Bölge Trafik Ekiplerince durduruldu. Minibüsün çalıntı olduğu belirlenirken, araçtakiler de gözaltına alındı.
Baha ve orkestra üyeleri ifadelerinde, minibüsün kendilerine bağlı bulundukları şirket tarafından tahsis edildiğini, minibüsün çalıntı olduğundan haberleri olmadığını belirttiler.
Savcılıkta yaklaşık 2 saat ifade veren Baha ve orkestra üyeleri serbest bırakılırken, minibüse el konuldu.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.
540
« : Eylül 19, 2008, 09:17:59 ÖS »
Çiğdem Anad, Aysun Kayacı, Pınar Kür ve Müjde Ar’ın sundukları “Haydi Gel Bizimle Ol” programı, yeni sezondaki ilk bölümüyle ekrana geldi. Program başlamadan kısa bir süre önce Müjde Ar’ın yaklaşık 20 kilo verdiği ve gıdısını aldırdığı haberleri gündeme gelmişti. Canlı yayında Müjde Ar’ın yeni halini görenler çok şaşırdı. 3 ayda 8 kilo zayıfladığını anlatan Müjde Ar, Çiğdem Anad’ın takılması üzerine son günlerde gündemde olan Muzaffer Kuşhan’a atıfta bulunarak "Kuşhan’a Muşhan’a gitmedim. Doktor kontrolünde zayıfladım. Kuşhan’a giden gelemiyor biliyorsun. Ben diabet olduğum için çok riskli zaten" diye konuştu.
Sayfa: 1 ... 34 35 [36] 37 38 ... 109