İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - denizcideniz

Sayfa: 1 ... 29 30 [31] 32 33 ... 48
451
Forum Oyunları / Ynt: 3 HARFLE CÜMLE KURMACA.
« : Ocak 04, 2009, 04:27:02 ÖS »
semra'yla mehmet lisedelermiş.


benim harflerim

s-b-ö




452
Magazin / Ynt: Çok istedik olmadı
« : Ocak 04, 2009, 04:16:22 ÖS »
olmadı be osman. istedikten sonra olmayacak diye bir şey yok. :kat :kat

453
Magazin / Ynt: 2009'da koca değişimi yok
« : Ocak 04, 2009, 04:14:05 ÖS »
yani sibel sanada bu yakışır zaten. ne o zırt pırt kocamı değiştirilirmiş bea :baby :baby :baby

454
şarap'çı şirin. :yima

455
Forum Oyunları / Ynt: Top Atmaca
« : Ocak 04, 2009, 03:45:51 ÖS »
ben tuttum
rapcıty tutsun.

456
Forum Oyunları / Ynt: Şuan saat kaç?
« : Ocak 04, 2009, 03:41:28 ÖS »
15.41

457
Forum Oyunları / Ynt: Tek Kelimeyle ruh Halini Anlat
« : Ocak 04, 2009, 03:40:30 ÖS »
yorgun

458
Forum Oyunları / Ynt: 10.000 den geri sayım....
« : Ocak 04, 2009, 03:37:26 ÖS »
1711

459
Edebiyat ve Şiir / MANİLERİMİZ..
« : Ocak 04, 2009, 03:25:56 ÖS »
Irmaktan geçemiyom,
Az doludur içemiyom,
Üç beş dostu görünce,
Yazmadan edemiyom.

İşkefen pek yumuşak
Gerdanın pamuktan ak
Ne haldeyim bir bilsen
Çöz hırkam, sineme bak.

Yoğurdunu çaldın mı?
Selamını aldın mı?
Şu benim feryadımı
Sen hiç kaale aldın mı?

Helkeciler boş geliyor
Sesin birhoş geliyor
Ulan domuzun kızı
Gözün taşı deliyor.

Keşkeği vur fırına
Pişiversin yarına
Yalnız yeme sevdiğim
Haber Sal dostlarına.

Irmakta çimen güzel
Düşüme giren güzel
Ya mendil salla, ya el
Hakcası yanıma gel.

Semaverler kaynasın
Gençler simsim oynasın
A kız senin cilvene
Bu can nasıl dayansın?

460
DİNİ HİKAYELER VE YAZILAR / Ynt: VEFA
« : Ocak 04, 2009, 02:59:51 ÖS »
rica ederim.

461
DİNİ HİKAYELER VE YAZILAR / VEFA
« : Ocak 04, 2009, 02:49:13 ÖS »
Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki :

"Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin."

Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek:
"Söyledikleri doğru mu?" diye sorar.

Suçlanan genç der ki : "Evet doğru."
Bu söz üzerine Hz Ömer anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.
Genç anlatmaya başlar:

Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor. Hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım. Arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı, atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası
öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi.

Hz Ömer:
Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam. Madem suçunu da kabul ettin, dedi. Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:

Efendim bir özrüm var, diyerek konuşmaya başladı:
Ben memleketinde zengin bir insanım, babam, rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah(cc) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum, der.

Hz. Ömer der ki:
Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki?

Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:
Bu zat benim yerime kalır. O zat Hz. Peygamber Efendimizin (sav) en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelenen Amr Ibni As' dan başkası değildir.

Hz. Ömer Amr'a dönerek:
Ey Amr, delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabe:
Evet, ben kefilim, der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine'nin ileri gelenleri Hz. Ömer'e çıkarak gencin gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As'a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz derler. Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir der ki:

Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim. Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki:

Biz de sözümün arkasındayız. Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz. Ömer gence dönerek derki:

Evladım gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı neden geldin?

Genç vakurla başını kaldırır ve (günümüz insani için pek de önemli olmayan):

'AHDE VEFASIZLIK ETTI' demeyesiniz diye geldim der. Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve Amr Ibni As'a der ki:

Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun, nasıl oldu onun yerine kefil oldun?. Amr Ibni As Allah kendisinden ebediyyen razı olsun, vakurla kanımızı donduracak bir cevap verir:

Bu kadar insanın içerisinden beni seçti.'İNSANLIK ÖLDÜ 'dedirtmemek için kabul ettim, der. Sıra gençlere gelir, derler ki:

Biz bu davadan vazgeçiyoruz.
Bu sözün üzerine Hz Ömer:

Biraz evvel babamızın kani yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz, der. Gençlerin cevabı da dehşetlidir:
MERHAMETLİ İNSAN KALMADI' DEMEYESINIZ DİYE…

Bende bu hikayeyi sizlerle paylasiyorum, GUZEL HIKAYE PAYLASAN KALMADI DEMEYESINIZ DIYE..

462
DİNİ HİKAYELER VE YAZILAR / Ynt: BİR HİKAYE...
« : Ocak 04, 2009, 02:39:30 ÖS »
Ben teşekkür ederim

463
DİNİ HİKAYELER VE YAZILAR / BİR HİKAYE...
« : Ocak 04, 2009, 02:27:21 ÖS »
Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşvereni müteahhit'e, çalıştığı konut yapım işinden ayrılmak, eşi ve  büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürdürmek fikrinden söz etti. Her ay aldığı dolgun ücretini elbette özleyecekti. Nevar ki emekli olmak istiyordu.
Patronu iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan, kendisi için bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz, onca yıl ekmeğini yediği patronun isteğini kabul etti ve ise girişti. Ne var ki gönlünün yaptığı işte olmadığını
hissetmesi zor olmadı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne büyük bir talihsizlikti! İşini bitirdiğinde, işvereni, evi gözden geçirmek için geldi ve dış kapının anahtarını marangoza uzatarak; “Bu ev senin” dedi, “sana benden hediye”. Marangoz şaşırarak şok oldmuştu. Ne kadar utanmıştı!

Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman onu böyle yapar mıydı! Bizim için de bu böyledir. Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çoğu zamanda, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da, şoka girerek, kendi kurduğumuz evde yasayacağımızı anlarız. Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz.

Marangoz sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. “Hayat bir kendin yap tasarımıdır” demiştir biri. Bugün yaptığınız davranış ve seçimler, yarın yaşayacağınız evi kurar.

Öyle ise onu akıllıca kurun.

464
Forum Oyunları / Ynt: 10.000 den geri sayım....
« : Ocak 04, 2009, 02:09:25 ÖS »
1715

465
Sağlık / Ynt: Pişmiş mi Çiğ mi Yararlı?
« : Ocak 04, 2009, 02:05:09 ÖS »
Balık ve et ürünlerini çiğ yemektense aç kalmayı tercih ederim. :hihi
paylaşım için teşekkürler.

Sayfa: 1 ... 29 30 [31] 32 33 ... 48