İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - aksaa

Sayfa: 1 ... 26 27 [28] 29 30 ... 164
406
İnternet Explorer / Ynt: Internet Explorer kan kaybediyor
« : Ocak 06, 2009, 01:32:10 ÖS »
bende mozilla kullanıyorum İnternet Explorer den daha iyi bence

407
Tatlılar / Ynt: Aşure Tarifi
« : Ocak 06, 2009, 01:27:21 ÖS »
Bende severim aşureyi... :yima

408
DİNİ BİLGİLER / Muharrem Ayı ve Aşure Günü
« : Ocak 06, 2009, 01:25:40 ÖS »
"Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah'ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.
Âşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.
Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.
Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.
Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.(1)

Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.

Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(2)
Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.
İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.
Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
"Bu ne orucudur?" diye sordu.
Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler.
Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.(3)
Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:
"Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buhari, Savm: 69.
O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu.(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.
Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:

"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu.(5)
Yine Tirmizi�de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum."(6)
"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur�(7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.
Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" demektedir.
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır.
Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü'minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.
Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.
Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.

Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır.


1) Hak Dini Kur ân Dili. 8 5793.
2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.
3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31.
4) Müslim. Siyam: 117.
5) Tîrmizî. Savm: 40.
6) A.g.e., Savın: 47.
7) İbni Mâce. Siyam: 43.
8) İhyâ, 1:238
9) et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116.

409
Tatlılar / Aşure Tarifi
« : Ocak 06, 2009, 01:21:29 ÖS »
2 su bardağı Buğday
1/2 su bardağı pirinç
1 su bardağı Nohut
1 su bardağı Kurufasulye
1 su bardağı kuru Üzüm
1 su bardağı İncir
1 su bardağı kuru Kayısı
1/2 su bardağı fıstık
4 su bardağı Şeker
1 yemek kaşığı karanfil
10 - 15 su bardağı Su


Süsleme için:

1 su bardağı kuş üzümü
Çekilmiş ceviz içi, antep fıstığı, kavrulmuş fındık
Tarçın, nar taneleri


Hazırlanışı:
Buğday, pirinç, fasulye, nohut ve üzümü yıkayıp ayrı kaplarda bir gece önceden ıslatın. Ertesi gün buğdayı süzüp büyük bir çelik tencereye alın. 15 su bardağı su ekleyip kaynatın. Üzerinde biriken köpüğü bir kevgirle alıp tencerenin kapağını kapatın ve 30 dakika kaynatın. Fasulye ve nohutu süzüp ayrı kaplarda haşlayın.

Buğday ve pirinç taneleri iyice yumuşayıncaya kadar yaklaşık 4.5 saat kısık ateşte ara sıra karıştırarak pişirin. Buğdayın suyu un çorbası kıvamına gelmek üzereyken nohut ve kuru fasulyeyi ekleyin. İyice kaynatın. Ardından sırasıyla fıstık, kuru üzüm, karanfil ve dörde bölünmüş kuru kayısıyı ilave edip karıştırın. Birkaç taşım kaynatın. Son olarak şekeri ekleyip 5-10 dakika kaynattıktan sonra incirleri katın ve bir taşım kaynatıp, ateşten alın. Dilerseniz elma dilimleri ve rendelenmiş portakal kabuğu da katabilirsiniz. Elma ve portakal kabuğu, aşurenize hoş bir tat ve güzel bir koku verecektir.

Aşure piştikten sonra sıcakken kaselere boşaltın. Soğuyunca üzerini ceviz içi, Antep fıstığı, kavrulmuş fındık, kuş üzümü, tarçın ve nar taneleri ile dilediğiniz gibi süsleyerek servis yapın. İsteğe bağlı olarak gülsuyu da serpebilirsiniz



410
Tatlılar / Asûre tatlisi
« : Ocak 06, 2009, 01:19:18 ÖS »
Hz. Nuh'un gemisinin Cudi Dagi'na (ya da Agri Dagi'na) oturduktan sonra gemide bulunan yiyecekleri bir araya getirip bir çesit yemek ortaya çikarmasini yasatmak amaciyla bu günde Müslüman Türkler arasinda “asûre” adi verilen bir çesit tatli pisirip dagitmak gelenek haline gelmistir. Esasen bu âdet, hayir islemek ve gönül almak için güzel bir vesiledir. Çok eskiden beri devam eden asûre tatlisi, Osmanlilar döneminde sarayda da pisirilirdi. Dinde oruç tutulmasi tavsiye edilen bu gün, Islam'in daima tesvik ettigi hayir ve hasenat islemek için bir vesile sayilmali ve bu samimi niyetin disina çikilmamalidir.

Asûre tatlisi nasil yapilir?

Bugdayi, fasulyeyi, nohutu ve üzümü yikayip ayri kaplarda aksamdan islanmaya birakin. Asûreyi pisireceginiz zaman bugdayi 15 bardak suyla büyükçe bir tencerede atese koyun. Kaynamaya baslarken, üzerinde biriken köpügü bir kevgirle alip kapagini örtün. Bir yandan da, fasulyeyi, nohutu ayri kaplarda pisirinceye kadar haslayin. Bugday kivamina gelince pisirdiginiz nohut, fasulyeyi ekleyin. Bunlara isteginize göre yikanmis kuru üzüm, dogranmis incir, portakal kabuklari, ceviz, findik, fistik, gül suyunu ekleyin. En son arzu ettiginiz miktarda sekerini katin ve 15 dakika daha kaynatin. Ocaktan alindiktan sonra, servis kaplarina bosaltin. Üzerine, tarçin ve ceviz serperek servis yapabilirsiniz.




411
Bilgisayar Dünyası / Ynt: Zerafet ve güç
« : Ocak 06, 2009, 12:58:44 ÖS »
paylaşım için teşekürler...çok güzel bi bilgisayar ama türkiyede daha pahalı olur

412
Forum Oyunları / Ynt: İsim değiştir
« : Ocak 06, 2009, 12:52:54 ÖS »
rayyan

413
MÜZİK / Ynt: HADİSELİ “DÜM TEK TEK’’
« : Ocak 06, 2009, 01:36:48 ÖÖ »
Arapça birleştirici bi dildir dualar ayrıdır ama insanlar namazda allaha yönelişte arapçayı kullanırlar bu 1400 senedir böyledir ve sünnnetir...isteyen istedigi gibi allaha dua edebilir birşeyler isteye bilir ama namazda bu olmaz olamaz...bu insanların  koydugu bi kural degildir...

bence şarkı güzel oyunlar iyi ama şarkının mantıgına ters degilmi her ülke kendi kültürünü tanıtarak yarışmıyormu ? neden avrupaya benzemeye çalışıyoruz kendimiz olalım...yarışmayı kaybedecegimizi bile bile.. başarılar dilemiyorum çünkü türkçe bi şarkı olabilirdi ve şarkıcı türkiyedeki daha saygın kişiler olabilirdi...

414
DİNİ RESİMLER / Ynt: HeRGüN BiR GüL EkLeYeLiMmm
« : Ocak 06, 2009, 01:26:32 ÖÖ »

415
ricaederim...

416
Forum Oyunları / Ynt: 10.000 den geri sayım....
« : Ocak 06, 2009, 01:16:23 ÖÖ »
1630

417
Forum Oyunları / Ynt: İsim değiştir
« : Ocak 06, 2009, 12:19:58 ÖÖ »
mekselina
bir anlami varmi bu ismin

hamza


evet var ashabı keyf yeni yedi uyyanlardan birinin ismi mekselina idi erkek ismi ama son zamnlarda kızlara mekselina ismi koyuyorlar yabancı bi isim gibi dursada çok anlamlı kişilerin ismi.

senin isminde Mislina olsun...oda ashabı keyften biri




418
Forum Oyunları / Ynt: 10.000 den geri sayım....
« : Ocak 05, 2009, 11:51:43 ÖS »
1636

419
Forum Oyunları / Ynt: İsim değiştir
« : Ocak 05, 2009, 11:46:57 ÖS »
mekselina

420
Forum Oyunları / Ynt: bugun en cok neye sinir oldun....
« : Ocak 05, 2009, 11:21:43 ÖS »
söylemem... :kat :katçok yoruldum herşeye sinir oldumm...iyi gitmiyo

Sayfa: 1 ... 26 27 [28] 29 30 ... 164