Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Mesajlar - pudra_shekeri
Sayfa: 1 ... 24 25 [26] 27 28 ... 109
376
« : Kasım 11, 2008, 12:50:10 ÖS »
Neler yaşandı neler! Sonunda Deniz Seki pes etti ve Hüsnü Şenlendiriciye yol verdi. Şenlendirici'nin evden ağlayarak çıktığı söyleniyor.
Deniz Seki, evli sevgilisi Hüsnü Şenlendirici ile 2 yıldır sürdürdüğü ilişkisini bitirme kararı aldı. Hüsnü Şenlendirici’nin eşi Nazire Şenlendirici’ye açtığı boşanma davasının bir türlü sonuçlanmamasının Seki’nin bu kararı almasında etkili olduğu iddia edildi. Hüsnü Şenlendirici’nin avukatı Aydın Kurban aracılığıyla açtığı boşanma davası ise bu pazartesi görülecek duruşmayla sona yaklaştı.
ÇOK YORULDUM BİTSİN ARTIK
Davanın neredeyse karar sürecine geldiği bir dönemde Deniz Seki’nin ilişkisini bitirmesi çiftin çevresinde şaşkınlık yarattı. Seki’nin yakın dostlarına “Çok yoruldum, tükendim. Eskiden haftada en az 8-10 konser ve sahne çalışması yapan biriydim. Bu sorunlarla uğraşmaktan işlerimi de ihmal ettim. İşimi yapabilmem için kafamın rahat olması lazım. Hüsnü de çok yıprandı. Zaten bu şekilde devam edersek birbirimize karşı duygularımız da çok zarar görecek. Hiç olmazsa içimde Hüsnü’ye karşı olan aşkın ölmesini beklemedim. Ruhum, kafam yoruldu. Bari içimde sevgim kalsın. İşlerime odaklanayım” dediği öğrenildi.
AĞLAYARAK EVDEN AYRILDI
Ünlü şarkıcının ayrılık kararını 1 hafta önce aldığı öğrenildi. Şenlendirici ise Deniz Seki’nin aldığı kararla büyük üzüntü içine girdi. Gözyaşları içinde Seki’nin evindeki eşyaları toplayıp bir arkadaşının evine yerleştiği iddia edilen Şenlendirici, bir süreliğine İstanbul’a dönmemek için yurt dışındaki konser ve turne programlarını uzattı.
Deniz Seki ve Hüsnü Şenlendirici’nin ayrılacakları söylentileri daha önce de pek çok kez gündeme gelmişti. Çift her seferinde iddiaları yalanlamıştı. Seki’nin sözleri, bu kez büyük aşkın gerçekten bittiğini gösteriyor.
377
« : Kasım 11, 2008, 12:47:19 ÖS »
Bu konfora ancak şapka çıkarılır! Türk modifiyecinin ünü dünyaya yayıldı..
Türk firması DizaynVIP'in yarattığı modifiye araçlar yabancılara parmak ısırtıyor. İstanbul'da 15 yıldır faaliyet gösteren araç tasarım firması DizaynVIP'in şöhreti yurtdışına taştı.
Ünlü fuarlarda da boy göstermeye başlayan firmanın adeta baştan yarattığı minibüsleri, otomobilleri, panelvanları gören yabancı otomobil firmaları hayranlıklarını gizlemiyor.
Şirketin sahibi Erbakan Malkoç, 'Her çeşit markayı modifiye edebiliyoruz. Tamamen el işçiliğiyle kendi üretimimiz olan bu araçlarda her türlü konfor mevcut' diye konuştu.
378
« : Kasım 11, 2008, 12:37:41 ÖS »
Karşısınızdaki kişinin size aşık olup olmadığını anlamak hiç de zor değil.
Antropolog Dr. David Givens'in yazdığı ''Aşk Sinyalleri (Love Signals)'' adlı kitap, Prestij Yayınları tarafından Türkiye'de yayımlandı. Şule Gülmen'in Türkçe'ye çevirdiği kitapta ilişkiyi 5 evreye ayıran David Givens, bunları "Dikkat çekmek", "Gözdeki pırıltı nasıl okunur?", "Kelime alışverişi", "Dokunmanın dili" ve "Sevişmek" olarak sıralıyor.
"Aşkın sözsüz dili" alt başlığıyla yayımlanan kitapta, tanışan iki insanın birbiriyle ilgilenmelerinin göstergeleri şöyle sıralanıyor:
Göz kırpma hızının artması: Göz kırpışının hızlanması, uyarıcı nöro-kimyasal dopaminin beyin tarafından salınmasıyla ortaya çıkan duygusal coşkunun yansımasıdır.
Bukalemun etkisi: Vücut hareketlerinin taklit edilmesi partnerinizin gerçekten de sizin dalga boyunuzda olduğunu gösterir.
Yüz kızarması: Kulakların üstlerinden, yüzün tamamına dek yüzdeki kızıl renk tonu, partnerinizin sempatik sinir sisteminin işe karıştığının göstergesidir.
Saçları düzeltmek: Kendine çeki düzen verme ile ilgili jestler, 'İlgileniyorum' manasına gelir.
Niyet işareti: Tesadüf eseri masanın üstünde size doğru uzatılan bir kol, dokunma isteğinin işaretidir.
Öne eğilme: İnsanlar her zaman en önemli buldukları şeye ya da kişiye doğru eğilirler; buna yönelme refleksi diyoruz.
Kocaman gözler: Partnerinizin merkezi sinir sistemi uyarıldığında göz kapaklarının istemsiz visseral kasları gözlerini normalden daha yuvarlak bir hale getirir.
Sarkmış çene: Bütün ilgiyi ele geçirdiğinizde, partnerinizin dudakları görünür bir şekilde aralanır. Sarkmış bir çene biraz daha yaklaşmanız için bir işarettir.
Bakışların kesişmesi: Partnerinizin sizin görüş alanınız içerisinde sürekli aşağı yukarı göz gezdirmesi göz teması kurmayı arzuladığını gösterir."
"Aşk Sinyalleri"nde tanınma devresindeki olumsuz ipuçları da şöyle anlatılıyor:
Tepki yok: Dikkat çekme davetleriniz tamamen görmezden gelinirse kur yapmanın en cesaret kırıcı işaretini almış olursunuz.
Donma: Durgun bir vücut tepkisiz gibi görünse de umursamazlık yerine utangaçlık sinyali veriyordur. Tüm yetişkin nüfusunun yüzde ellisini oluşturan utangaç kişilerin nazik vücut dili, kendilerini olduğundan daha az yaklaşılabilir gibi gösterir.
Soğuk muamele: Başka bir yöne doğru umursamazca dönmek, 'beni rahatsız etme' manasına gelir. Dudakların sıkıştırılması: Sıkıştırılmış dudaklar partnerinizin size kur yapacak bir ruh durumunda olmadığı izlenimi uyandırır."
379
« : Ekim 27, 2008, 02:43:05 ÖS »
Accessorize sonbahar kış koleksiyonundaki ayakkabılarla günün her saati şıklığınızı tamamlıyor!
Accessorize’ın babetlerle başlayan ayakkabı serüveni şimdi düz, topuklu, kısa bot modelleri ile devam ediyor. Accessorize, çocukları unutmuyor. Angel serisindeki çeşitli renk ve modellerde hazırlanmış ayakkabı modelleri ile masal dünyasının büyüsünü ve renkli dünyasını çocukların ayağına getiriyor. Pembe, beyaz, lamenin ağırlıklı olarak kullanıldığı Angel babetleri ve terlikleriyle küçük kızlar kendilerini bir prenses gibi hissedecek. Tüm ayakkabı modelleri Kanyon, İstinye Park, Akmerkez, Beyoğlu, Capitol Accessorize mağazalarında yer alıyor.
380
« : Ekim 27, 2008, 02:40:53 ÖS »
Hangi yaşta cildinize nasıl bakım yapmalısınız?
20'ler...
20 yaşlarda cildin çok fazla bakıma ihtiyacı yoktur. Önemli olan su ve sabun içermeyen bir temizleyici ile günde 2 kere temizlenmesi yeterlidir. Güneşten koruyucu nemlendirici de kullanılması önerilir. Yağlı ve akneli cildi olanlar haftada bir iki defa peeling yapabilir.
30'lar..
Güneşten koruyan nemlendiricileri çantanızdan eksik etmeyin ve her 2-3 saatte bir tazeleyin. Yüze sürerken, boyun ve dekolte bölgenizi unutmayın. Gündüz kremi dışında bir göz kremi ve haftalık maske uygulamaya başlayabilirsiniz. Meyve asiti içeren, gece cildinizi onaran bir gece kremi de kullanabilirsiniz.
40'lar..
Bu dönemde multipeptit ve bakır içeren ürünler kullanın. A,B ve E vitamini içerikli ürünlerde cildi besleyerek canlandırıyor. Gündüzleri göz çevresi için SPF 15 faktörlü göz kremleri tercih etmelisiniz. Akşamları onarıcı, vitamin, antioksidan, meyve asidi veya retinoik asit içeren kremleri tercih etmelisiniz. Prensip olarak bir ürünü bitirdiğinizde tekrar aynı üründen almayın, marka değiştirin ve aynı üründen almayın ya da aynı markanın başka ürününü kullanın. Azalan kolajen üretimini desteklemek amacıyla peptitli ürünlere de bu yaşlarda başlayabilirsiniz.
50'ler..
Bu dönemde özellikle peptit ve DMAE içeren ürünler tercih edilmeli. DMAE cilt için çok güçlü bir antioksidan destek olduğu için, hücre zarını stabilize eder. Cildinizi sadece nemlendirmek yerine kırışıklıklar ve sarkmalarla da mücadele edin. Bu yaşta ben ve lekelere dikkat etmelisiniz. Bu yaşta bitkisel yağlar, seramitler ve glukanları tercih edin.
381
« : Ekim 27, 2008, 02:35:29 ÖS »
Geleceğin Ferrarisi uzay aracına benziyor desek yanlış olmaz!
Ferrari'nin yeni modeli Ferrari Monza, görenleri hayrete düşürüyor. Klasik bir otomobil görünüşünden tamamen farklı olan Ferrari Monza'nın tasarımcısı Iman Maghsoudi...
Klasik bir görünüşten çok uzayaracına benzeyen bu yeni modelde, çift kulaklıkla sürücü araçtaki bilgisayarı kullanabiliyor..
Bir uçağı andıran Ferrari'nin fiyatları ise tabi ki astronomik rakalmlarla telaffuz ediliyor.
Ancak tasarımcı İman'a göre, ünlü yıldızlar bu araçtan çokça sipariş edecekler!
382
« : Ekim 27, 2008, 02:33:24 ÖS »
Şanlıurfa'da, bir GSM şirketinin gönderdiği faturayı görenler hayrete düştü. Bir GSM şirketinin Siverek’te müşterisine gönderdiği taahhütlü telefon faturasının adres kısmındaki bilgiler görenleri şaşkına çevirdi.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yaşayan Kafur Ordu’ya abone olduğu bir GSM şirketi tarafından fatura gönderildi. Siverek Marangozlar ve İnşaatçılar Odası Başkanı da olan Ordu’ya gelen faturanın adres kısmında “Adres madres yok kardeşimn: )” yazısını gören PTT görevlileri gözlerine inanamadı. Ordu’yu daha önceden tanıyan PTT görevlisi faturayı sahibine teslim ederken, fatura ilçede günün konusu oldu.
383
« : Ekim 27, 2008, 02:26:56 ÖS »
Türk Milleti en çok kameralı, radyolu ve mp3 çalarlı telefon kullanıyor.. Türk halkının en çok rağbet ettiği telefonlar
İşte Türkiye'de kullanılan cep telefonlarının özellikleri ve çeşitleri...
Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği (MOBİSAD) Danışmanı Abdullah Raşit Gülhan, kullanımı giderek artan cep telefonlarının artık bir ihtiyaç olduğunu, hayatın vazgeçilmezleri arasında yer aldığını söyledi.
Türk halkının yeniliklere açık olduğunu ve teknolojiyi yakından takip ettiğini anlatan Gülhan, ülke genelinde garantili olarak satışı yapılan cep telefonu sayısının 90 milyona ulaştığını ifade etti. Cep telefonu rakamlarının nüfusa göre fazla olduğu yönündeki değerlendirmelere katılmadığını ifade eden Gülhan, şunları söyledi:
65 milyonu aktif
“Gelişen ve sürekli değişen dünyada cep telefonları artık insan yaşamıyla bütünleşti. Çoğu kişi, artık farklı mobil iletişim ağı tarafından sunulan hizmetlerden yararlandığı için bir kaç telefon kullanmak durumunda kalıyor. Türkiye’de garantili olarak satışı yapılan 90 milyon civarında cep telefonu var. Bunların 65 milyonu aktif durumda. Sayı, yeni modeller, gelişen teknoloji ve cep telefonlarındaki cazip fiyatlarla her geçen gün artıyor.”
Telefonların haberleşme amaçlı kullanımının yanında internet, oyun, müzik çalar, kamera gibi çok sayıda özelliği de bünyesinde barındırdığını belirten Gülhan, “Türkiye’de satılan telefonların yüzde 50’den fazlası kamera, mp3 çalar ve radyo gibi özellikler taşıyor” dedi. Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğuna ve yeniliklerin yakından takip edildiğine dikkat çeken Gülhan, üretici firmaların da bu potansiyeli değerlendirmek istemesiyle piyasalarda hareketlilik yaşandığını sözlerine ekledi.
384
« : Ekim 27, 2008, 02:22:53 ÖS »
Cumartesi gecesi Bostancı Gösteri Merkezi'ndeki konserine deri etekle çıkan Murat Boz, önceki hafta canlı yayında etek giyen Armağan Çağlayan'a taş attı: Ekose eteği ben değil ancak Armağan giyer!
Stilisti ve sevgilisi Eliz Sakuçoğlu'nun tasarladığı 'gladyatör eteği'yle konser veren Murat Boz, "Kendimi Maximus'a benzettim" dedi.
Armağan Çağlayan'ın etekle yayına çıkmasının ardından "Ben de giyeceğim" açıklamasını yapan Boz'un tercihi, 'gladyatör' modeliydi. Hem stilisti, hem de sevgilisi olan Eliz Sakuçoğlu'nun tasarladığı eteği giyen Murat Boz, "Ekoseyi, ancak Armağan Çağlayan giyer. Kendisine çok yakışmış. Çok iyi dostumdur aynı zamanda. Sakın yanlış anlamayın" diye konuştu. Ünlü şarkıcı, "Böyle giyindiğim zaman, kendimi Gladyatör'deki Maximus'a benzetiyorum. 'Erkek adam etek giymez' diye bir şey yok. Erkek adam da etek giyer. Mel Gibson da giydi. O erkek değil mi?" şeklinde konuştu.
385
« : Ekim 22, 2008, 10:51:00 ÖS »
Makyaj artistleri ne kullandığınızdan çok nasıl uyguladığınızın önemli olduğunu belirtiyor. Günümüzde makyaj iş yerlerinde de oldukça önemli.. Palyaço gibi değil profesyonel anlamda makyaj yapmak en dikkat edilmesi gereken nokta.. Ofiste hangi ürünleri nasıl uygulamalısınız?
Pürüzsüz görünün
Fondöten, primer, kapatıcı ve pudra ofis makyajının vazgeçilmezleri..
Eğer gözenekleri cildiniz varsa fondöten uygulamadan önce bir primer ya da kapatıcı ile gözenekleri kapatmalısınız. Kapatma işlemi fondötenin cildinizde daha uzun süre kalmasını sağlar.
Yağlı bir cilde sahipseniz yağsız fondöten kullanın. Diğer ürünlerinde yağsız olmasına özen gösterin.
Yağlı ciltler daha çok özen ister. İçerisinde su yosunu gibi içerikler yağ dengeleyiciler bulunan temizleyiciyle cildinizi silin ve ardından matlaştırıcı bir ürün kullandığınızda cildiniz makyaja hazır olur.
Kuru cildiniz varsa cildinizin nemlenmesi için aşırı yağlı ürünleri seçmeyin. Bunun yerine içinde pırıltı bulunan primer kullanarak cildinizin ışıldamasını sağlayabilirsiniz. Nemlendiriciniz ise yağsız olmalı. :
Unutmayın, fondöten kapatıcı değildir.. Önce kapatıcı sonra fondöten uygulamalısınız. Kuru ciltler için parıltılı fondöten, gözenekli cildiniz varsa likit fondöten kullanmalısınız. Uygularken fırsa, sünger ya da parmaklarınızı kullanabilirsiniz. Sonrasında rahatlıkla pudra ponponuyla, şeffaf pudra uygulayabilirsiniz. Yanaklar, alın ve burun bölgesine ağırlıklı olarak uygulanabilir.
Rahatlatıcı bakın
Gri ve boz kahverengi gibi göz farları ideal.. Göz kapaklarınızı alkolsüz tonik ile temizleyin, kuruduktan sonra farı uygulayın. Farın gün boyu aynı etkiyi göstermesi için şeffaf pudra uygulayın. Siyah veya kahverengi maskara ile de kirpiklerinizi daha belirginleştirebilirsiniz.
Yumuşak dudaklar
Dudak makyajı öncesinde dudaklarınızı nemlendirin. İnce fırça ile ruju uygulayın. Doğal dudaklar için açık renkleri tercih edebilirsiniz. Rujdan sonra iki dudağınızın arasına peçete koyarak fazlalıkları alın. Sonrasında şeffaf pudrayı dudaklarınıza uygulayın.
387
« : Ekim 22, 2008, 12:07:59 ÖS »
Ekranların ilginç yüzlerinden Armağan Çağlayan bu sefer etekle canlı yayına çıktı.
Popstar Alaturka'da jüri üyesi olan Armağan Çağlayan, dün akşamki programa İskoç erkeklerinin giydiğine benzer bir etekle çıktı. Çağlayan, "Dünyaca ünlü isimler etekle programa çıkıyorlar. Ben de kendime yakıştığına inandığım için giydim. Kendine güvenen herkes etek giysin" dedi.Çağlayan, uzun uğraşları sonucunda herhangi bir frikik vermeden programı tamamlamayı başardı.
388
« : Ekim 22, 2008, 12:06:53 ÖS »
Şarkıcı Gülşen aşık olduğu zaman gözünün hiçbirşeyi görmediğini belirtti...
Şarkıcı Gülşen, aşık olduğu zaman gözünün hiçbir şeyi görmediğini ve karşısındakine her şeyini bir anda açtığını belirterek, "Kredi kartı gidi düşünüyorum, limitim bittiğinde ben bitmiş oluyorum" dedi.
Türkmax kanalında Hülya Avşar'ın programına konuk olan şarkıcı Gülşen, aşklarını çok hızlı yaşadığını ifade etti.
"Bir şeyin içinde kendimi bulduğumda mantıklı düşünemiyorum" diye konuşan GÜlşen, yaşadığı aşkı da kredi kartına benzetti: "Hani en başında bir duru vardır ya insanların, yavaş yavaş duruma göre şekillenir. Bende o yok. Ben karşımdaki için yapabileceği her şeyi yaparım. Kredi kartı gibi düşünüyorum. Litimit bittiğinde de ben bitmiş oluyorum."
Televizyon gazetesi'nin haberine göre, hayatta yaşadığı hiçbir şeyden pişman olmadığını vurgulayan Gülşen, "Her şey her zaman güzel olmuyor. Anlık mutluluklar oluyor. En değerli hazinemin yaşadığım şeyler olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Gülşen, hayatta en değerli şeyinin sesi ve yeteneği olduğunu sözlerine ekledi.
389
« : Ekim 22, 2008, 12:05:27 ÖS »
Altın Portakal'da "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü alan Yeşilçay'ın "Yıllardır beklediğim ödül bu muymuş ya..." demesi jüriyi üzdü.
Altın Portakal Film Festivali'nde heyecan sona erdi. Bu yıl 45'incisi gerçekleştirilen festivalde ilk kez sonuçlar, ödül töreninden önce dışarıya sızmadı. Sadece Nurgül Yeşilçay'ın "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü kazandığı, törenden sekiz saat önce anlaşıldı. Bunun nedeni de Yeşilçay'ın İtalya'ya tatile giderken aldığı haber üzerine son anda Roma uçağına değil, Antalya uçağına binmesi oldu. Sabah'ın haberine göre, Nurgül Yeşilçay'ın öğlen saatlerinde Antalya'ya gelmesi "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü kazandığı yorumlarının yapılmasına neden olurken, diğer adaylar arasında heyecan kaybına yol açtı. Ünlü oyuncunun ödülünü alırken "Yıllardır beklediğim ödül bu muymuş ya" demesi ise jüri üyelerini kızdırdı. Jüri üyelerinin Nurgül Yeşilçay'ın bu sözünden sonra şaşkınlıkla birbirlerinin yüzlerine bakması gözlerden kaçmazken, tören sırasında homurdanmalara da neden oldu. Yeşilçay'ın "Sezen Aksu bu yıl iyi ki Antalya'ya gelmemiş" şeklindeki esprisi de şaşkınlığa yol açtı.
GEÇEN YIL UNUTULMADI
Geçen yıl Sezen Aksu'nun konser sırasında oyunculuğuna övgüler yağdırmasını Nurgül Yeşilçay, "Sezen Aksu'nun bana övgüler yağdırması jüri üyeleri üzerinde ters etki yaptı" şeklinde yorumlamıştı. Yeşilçay, geçen yıl Altın Portakal kazanamamasına olan tepkisini "Yerim portakalını" şeklinde dile getirmiş, jüri üyelerini ve yarışmanın sistemini eleştirmişti.
390
« : Ekim 20, 2008, 01:02:49 ÖS »
TÜRKİYE’NİN İLK İNTERNET DİZİSİ ÇEKİLDİ!.. İNTERNET DİZİSİ HANGİ SİTEDE YAYINLANIYOR VE KONUSU NE?
Teknolojinin hızına dizi sektörü bile dayanamadı, diziler de kendini sanal aleme bıraktı. Onlara webisode deniyor. Yani internetten yayınlanan ve başka yerde izleyemeyeceğiniz diziler. TV dizilerine kıyasla şöyle güzel bir yanları var: Bilgisayar ve internet olan her yerden istediğiniz zaman ulaşabiliyor, istediğiniz bölümünü izleyebiliyorsunuz.
Üstelik sadece dizinin kendisi değil, diziyle ilgili bilmek öğrenmek istediğiniz her şey sanal ortamda sunuluyor. İnternet dizilerinin profesyonel anlamdaki ilk örneği geçtiğimiz hafta Proje 13 ile hayata geçti. 13 bölüm olarak planlanan dizinin foxlife.com.tr sitesinde her salı yeni bölümleri yayınlanıyor. Dizi, Can ve Ceren adlı iki gencin başından geçenleri anlatıyor.
Can ve Ceren, ikisi de bekar, Cihangir’de yaşıyorlar. Can kreatif yönetmen. Teknoloji ve spor meraklısı, kick box, kite surf, yamaç paraşütü yapıyor. Akşamları Supper Club, Lebi Derya ve Karga’ya takılıyor. Ceren ise dans hocası, favori mekanları White Mill, Smyrna ve Aşk Cafe. Yüzme ve pilates yaparak stres atıyor. Birbirlerini tanımıyorlar. Bir gün, tesadüfen aynı yarışmaya katılıyorlar. Bu, 24 saat izlenecekleri, cep telefonlarına gelen şifrelerin peşine düşerek şehirde onlara tarif edilen binaları, nesneleri bulmaya çalıştıkları bir yarışma. Elemeler sırasında iki genç tanışıyor ama aralarında bir atışma geçiyor. Sonra ikisi de elemeleri kazanıp yarışmaya katılmaya hak kazanıyorlar. Aralarında ciddi bir rekabet doğuyor. Bir yandan da birbirlerine ilgi duymaya başlıyorlar...
Bütün bunlar profesyonel ilk webisode kahramanlarımızın, canlandırdığı senaryonun bir parçası. Yani, sadece internet üzerinden yayınlanan Proje 13 isimli dizide gelişen olaylar. Projenin sponsoru Ford’un pazarlama ekibinden Gonca Sofuoğlu, zamandan ve televizyon yayın akışlarından bağımsız olarak, insanların istedikleri zaman izleyebilecekleri, paylaşabilecekleri, yorum yapabilecekleri bir dizi için yola çıktıklarını söylüyor. Önümüzdeki salı dizinin üçüncü bölümü yayına çıkacak.
Webisode’ların televizyon dizisinden prodüksiyon anlamındaki en büyük farkı daha kısa süreli hazırlanmaları. Bu yüzden Proje 13’te de her bölüm yaklaşık 7-8 dakika sürüyor. Olaylar alışkın olduğumuz dizilerden daha hızlı akıyor, uzun ve ağır ilerleyen sahnelere yer verilmiyor. Her bölümü soru işaretleriyle bitecek, bir sonraki bölümü heyecanla beklenecek içerikte olmalarına özen gösteriliyor. Her şey küçücük bilgisayar ekranının başında saatler geçiremeyecek izleyiciye çok daha kısa sürede ve çok daha hızlı aktarılmaya çalışılıyor.
SEYİRCİLER SENARYO YAZIYOR
Webisode’ların en büyük özelliklerinden biri de dizinin interaktif olabilmesi: Siz de senaryonun bir parçası haline gelebiliyorsunuz. Örneğin Proje 13’te Can ve Ceren karakterleri için forumlar var. Bu forumlarda gelecek bölümler ve gelişmeler hakkında yorumlar yapılıyor. Mail adresinizi sisteme girdiğinizde de sürekli bilgilendiriliyorsunuz. Her hafta ödül kazandıran yarışmalar ve anketler düzenleniyor. Çekim ve kamera arkası görüntüleri, fotoğraflar da sitede dizi meraklıklarını bekliyor.
İnternet dizileri ne kadar kısa sürse de, prodüksiyon ekipleri neredeyse televizyon dizileri kadar yoğun çalışıyor. Proje 13’ün arkasında 50 kişilik bir ekip var. Ama 7-8 dakikalık bir kayıt yapabildiyseniz ondan sonrası televizyona göre çok daha kolay çünkü internet üzerinden yayınlamanın büyük bir zorluğu yok. Diziyi yayınlayabileceğiniz bir internet sitesi ve gelebilecek yoğun trafiği kaldıracak iyi bir altyapı yeterli.
Sayfa: 1 ... 24 25 [26] 27 28 ... 109