3567
« : Aralık 12, 2008, 05:06:19 ÖS »
Kitabın adı:Maria
Yazarı:Emine ŞENLİKOĞLU
konusu:
Hıristiyan bir genç kızın Müslüman bir gençle tanışarak İslâm' ı öğrenmesi ve doğru yolu bulması anlatılıyor bu romanda. Yazar iki gencin duygusal iletişiminin yanı sıra dini toplumsal sorunlara özellikle Avrupa'da yaşayan Müslümanların sorunlarına da değiniyor eserinde.
Emine Senlikoglu, Maria romanini anlatiyor
Maria’nın yazılış hikayesiyle bir kitap olur aslında.
1992 yılında Almanya’da tanıştım romanın kahramanıyla. Çok yaşlıydı ve orta derecede Türkçe biliyordu. Bana Mustafa Kemal’in beraber yaşadığı Fikriye’nin arkadaşı olduğunu, verem olduğu için Mustafa Kemal tarafından Almanya’ya gönderildiğini, Fikri’ye tedavi görürken Mustafa Kemal’in evlendiğini, Fikriye’nin Almanya’da gazetede okuyunca dayanamayıp Türkiye’ye geldiğini ve sonrasını anlattı. Babasının ve Mısırlı sevdiğiyle arasındaki dizi dizi olayları da.
İnanamadım. Notlarımı almayı da ihmal etmedim. Uzun zaman geçti aradan. Ben bu olayı unutmuştum. Bir gün eski eserler müzesinde bir konuda araştırma yapıyordum, birde baktım 1930’ların 40’ların gazetelerinde Fikriye. İnanılır gibi değildi. Türkiye’de hiç yazılmamış, televizyona çıkarılmamış bir olay. Ve Maria’nın anlattıkları tamamen doğru. Hemen romanı yazdım. Benden yıllar sonra Can Dündar Fikriye’nin belgeselini yaptı.
Reklamında Türkiye’de ilk kez medyada yayınlandığını daha önce bu konuyu hiç kimsenin yazmadığını söylüyordu. Tabi yıllar önce Maria’yı okuyanlar bu ifadeye şaşırmışlardır. 2006’da da bir başka medya organı aynı şeyi yaptı. Fakat hâlâ kimse farkında değil Fikriye olayını detaylarıyla romanlaştıran ilk kalem benim kalemimdir. Maria’da çok ilginç olaylarda var. Böylece romanlaştı.
Dönemin Fatih Cumhuriyet savcısı ifademi aldı. Fakat benim hiç bir şey uydurmadığımı, delillerimi devlet kütüphanesinden elde ettiğimi ispat ettim. O yıllar, bizim, Mustafa Kemal’e hakaret ettiğimiz iddia ediliyordu.
Bu roman çok tutuldu. Hâlâ baskıya devam ediliyor. Maria’nın şahsiyeti okuyucuyu çok etkiledi. Önce beni etkilemişti, yazarken çok zevkle ve heyecan duyarak yazdım. Yalnız bir hata yapmışım, Maria’nın anlattıklarına sadık kalmak adına hep kötü Hıristiyanlar yer aldı Maria’da.
Yıllar sonra bu hatamı farkedip aynı kitabın girişinde Müslümanlara düşmanlık yapmayan Hırıstiyanlardan özür diledim. Ötekilerden ise ölümüne özür dilemem.
Velhasılı Maria’nın yazılış hikayesi Maria ile tanışmamızla başladı. Bana bu olayı anlatırken, ikide bir vayy demek yıllar sonra bir Türkle karşılaşmak ve hayatımı, anlatmak varmış kaderimde.” derdi.
Bir Türk gencine âşık olan Maria’nın Türkiye’ye gelip Türk genci arayışıyla renklenen romanı özellikle gençler çok sevdi ve Müslümanlar üzerine kurulan tuzaklardan azda olsa haberdar oldu