İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OLCAY

Sayfa: 1 ... 199 200 [201] 202 203 ... 495
3001
Forum Oyunları / Ynt: Üstteki Üyeyi Banla
« : Ekim 02, 2008, 08:03:53 ÖS »
imzan olmadığı için bannn  :cig

3002
Genel Kültür / Yemeğin TefLona Yapışmamasının Nedeni?
« : Ekim 02, 2008, 08:03:21 ÖS »
Yanmaz teflon tava denilince, teflon yapılmış kimyasal bir madde ile kaplanmış, yiyeceklerin yapışmadığı mutfak gereçleri akla gelir. Teflon, dünyadaki en kaygan madde olarak Guinness rekorlar kitabına girmeyi başarmıştır. Teflon tava veya tencere üzerinde ısıtılan yemek yanmaz, yapışmaz, yağ kullanımına pek ihtiyaç duyulmaz. Bu nedenlerle de temizdir, ekonomiktir, diyet yapanlar için çok çok idealdir.  >:D

Yapışma olayı fiziksel ve kimyasal olarak iki türlüdür. Ayakkabınıza yapışan bir sakızın yapışma şekli fizikseldir. Elle veya başka bir malzeme ile kolayca ayrılabilir. Yumurtanın normal bir tavaya yapışması da fiziksel yapışmadır. Bunu önlemek için tavaya yağ konulsa yeterli olur. Yağ tavanın yüzeyindeki boşlukları doldurur. Yumurta bu ince yağ tabakası üzerinde akar gider.

Teflonun yüzeyi pürüzsüz olduğundan yiyeceğin fiziksel yapışması söz konusu olamaz. Gerçi birçok plastik malzeme de aynı derece de pürüzsüz olabilirler ama onlar teflon kadar sıcağa dayanamamaktadırlar.

Asıl önemli olan kimyasal yapışmadır. Burada iki malzemenin molekülleri birbirleriyle bağlar kurarlar. Tavanın yüzeyindeki moleküller, yiyecekteki moleküllerle birleşirler. Teflonun yapışmamasındaki sır, pürüzsüz bir yüzeye sahip olmanın yanında moleküllerinin de dünyada mevcut hiçbir şeyin molekülleri ile birleşmemelerinde yatıyor.

Dört florin, iki de karbon atomundan oluşan molekülleri kendi aralarında öyle kuvvetli bağlar oluşturmuşlardır ki, diziler halinde büyürler ve başka hiçbir cismin molekülleri ile birleşmezler. Hiçbir madde teflonla kimyasal birleşmeye veya etkileşmeye giremez.

Peki, bu hiçbir şeye yapışmayan kaygan malzeme, tavanın metal kısmına nasıl tutturuluyor? Teflon, tavaya yapıştırıl(a)mıyor, raspa yapılarak pürüzsüz bir yüzey elde edilmiş olan tavanın içine gömülüyor yani bir çeşit fiziksel kaplama yapılıyor.

Teflonu Dr. Roy Plunkett, 1938 yılında, piyasadakilerden daha iyi bir soğutucu gaz üretmek üzerinde çalışmalar yaparken şans eseri bulmuştur. Çeşitli gazları bir araya getirip deneyler yaparken, bir grup gazı gece süresince bir fırında unutmuş. Sabah geldiğinde, gazların buharlaştığını, onların yerine kaygan, balmumuna benzer katı bir maddenin kaldığını görmüş. Esas şaşırtıcı olan ise bu maddenin müthiş fiziksel özellikleriymiş.

Bu sonuca nereden ulaştığını araştırınca, bu maddenin freon gazının katı bir hali olduğunu tespit etmiş. Kimyasal adı olan 'tetrafluoraethylene' (PTFE) ismini de çok uzun bularak 'teflon' olarak kısaltma yapmıştır.

Doktorun çalıştığı Du Pont firması bu buluşu motorların yağlama gerektirmeyecek kaymalı yataklarında kullanmayı düşünmüş. Mutfak gereçlerinde kullanmak ise tam 10 sene kimsenin aklına gelmemiş.

Müteşebbis bir Parisli Marc Gregoire teflonun özelliğini görünce, pişerken yapışan balıkları temizlemekten nefret eden karısının da yardımıyla, onu balık tava ve kaplarına kaplamayı başarmış. Birkaç yıl içinde bu uygulama 'Tefal' adı ile bir milyondan fazla satılmış.

Malzemenin Amerika'ya girişi, üreticilerin böyle bir malzemenin olabileceğine inanamamalarından dolayı güç olmuş. Şimdi ise tüm dünyada aynı işi yapan diğer mutfak gereçlerinin toplamından daha fazla üretilmekte ve satılmaktadır.

3003
evet talha elin değmişken bi zahmet  :kat

3004
Böhöyt :D herkes bunu oynamaya daldı.Olcay da yakalamış zaten.Ben puanıma bakmamıştım bi oynim yazacam :D
çok güldüm fatih  :kk :kk

3005
Valla oyun oynuyorduk arkadaşlarla  :pc dersin  :.c  :hihi

3006
Bykus.Org üyelerini oyun oynarken suç üstü yakaladık  :bakk Millet işi gücü bırakmış ve topa tepme oyununu oynuyor :kzgn Ayıp ayıppp bayram günü  :kat



3007
Forum Oyunları / Ynt: üstteki üyeyi tek kelimeyle ifade et
« : Ekim 02, 2008, 07:29:02 ÖS »
(ben onu merve ye sölemiştim Crazy o sıra cevap yazmış ben napim  :yok )

3008
Forum Oyunları / Ynt: üstteki üyeyi tek kelimeyle ifade et
« : Ekim 02, 2008, 07:26:13 ÖS »
fizikçi  :.c

3009
hayırrrr  >:(

aşağıdaki benle Pes oynamaya gelir misin?

3011
teşekkür ederiz  :.8

3012
normalde daha ii oynuyorum ama sanal ortamda oynayamadım >:D
bi kere bile topa vurabildin mi onu söle sen  :kk

3013
ehehehee valla bende çok severim. olur

Alttaki tuttuğumuz balıkları kızarmaya gelir misin?  :yima

3014
Pervane dediğimiz böcekler, geceleri ışık etrafında dönüp duran kelebeklere verilen isimdir. Dilimize Farsça'dan giren pervane kelimesi, devamlı dönüp duran şeyleri anlatmak için kullanılır. Gemilerdeki, uçaklardaki pervanelerin isimleri de, büyük bir ilgi ile birine bağlanmak anlamında kullanılan 'pervane olmak' deyimi de buradan gelir.

Birçok bitki ve hayvan ışığın geldiği yöne yönelmektedir. Buna 'pozitif fototropizm' deniliyor. Tahta kurulan 'negatif fototropizm' gösterirler. Gündüzleri karanlık yerlerde saklanıp, geceleri yiyecek aramaya çıkarlar. Pervaneler ise karmaşık bir 'fototropizm' gösterirler. Parlak güneş ışınlarından kaçarlarken, alaca karanlıkta ortaya bir anda çıkarlar ve parlak lamba veya ampullere yönelirler.

Kelebeklerin düşmanlarının çoğu gündüz avlanmaktadırlar. Pervaneler gece dolaşmakla düşmanlarından sakınmış olurlar ama bir sokak lambası veya yanan bir ampul, onlar için bütün düşmanlarından daha tehlikeli olabilmektedirler. Bir ışık kaynağını görünce sanki hipnotize olmuş gibi büyük bir heyecanla , baş döndürücü bir hızla etrafında dönmeye başlarlar. Bu şuursuz uçuşları sırasında ya yarasalara yem olurlar ya da sonunda ışık kaynağına yapışarak yanıp gidiverirler.  >:D

Pervanelerin ışık kaynaklarına merakları, onları Ay ışığı ile karıştırmalarından kaynaklanıyor. Pervaneler geceleri Ay ışığı sayesinde yönlerini buluyorlar. Geceleri, sabit bir referans noktası olarak Ay'ı kabul edip, onu bir taraflarına alarak düz bir hat üzerinde yol alıyorlar.

Parlak bir yapmacık ışık gördüklerinde de onu Ay ışığı zannederek, bir taraflarına alıp uçtuklarını sanıyorlar. Işık kaynağını hep sabit noktada görebilmek için de etrafında daireler çizmek zorunda kalıyorlar.

Işığın parlaklığı ve bir türlü hedefe varamamaları, pozisyonlarını muhafaza etmelerini güçleştiriyor. Yörüngeleri daralıyor, gittikçe küçük daireler çizerek uçuyorlar ve sonunda ışık kaynağına çarpıyorlar.

3015
Genel Kültür / Pantolon kelimesinin anlamı nerden gelmektedir?
« : Ekim 02, 2008, 07:10:50 ÖS »
Pantolon dediğimiz kavram, belden ayak bileğine kadar uzanan ve her bacağı teker teker saran, iki parçadan oluşan bir giysi çeşididir. Pantolonun boyu uzun veya kısa, bacaklara yapışık veya bol, paçaları dar, geniş, kıvrık veya düz olabilmektedir. Moda pantolonların biçimine büyük değişiklikler getirememiştir. Biçimi ne olursa olsun giyimin başlıca unsurlardan biri olan pantolon daima aynı parçalardan meydana gelmektedir.

Pantolon ismi bir Hıristiyan azizi olan Pantaleone'den ileri gelir. Ruhani kişiliği ile tanınan Aziz Pantaleone üçüncü yüzyılın sonlarında yaşamış ve 303 yılında Roma imparatoru Diocletion tarafından başı koparılarak öldürülmüş bir din adamıydı, fizikçi ve saray hekimidir. Hekimlerin pirlerinden biri sayılmaktaydı. Öldükten sonra da Venedik'in baş azizi olarak kabul edilmiştir.

Her neyse  :kat Pantaleone belki de ismi bir giysiye verilerek şereflendirilen yegane azizdir. İsmi 'tamamıyla aslan' anlamına gelir (pan = tamamıyla, leon = aslan). Aziz Pantaleone'nin ismi zaman içinde, İtalyan halk hikayelerinde, izahı güç bir şekilde, aziz karakterine tamamen zıt, komik bir soytarının ismi olarak yerleşip kalmıştır.

Pantolon isminin asıl yaygınlaşmasına sebep olan, İtalyan komedi sanatında 16. yüzyılda çıkmış olan bu komik kişiliktir. Bu kişi dar paçalı bir pantolon denen bişi giymekte ve sürekli terlik giyen, paranın kölesi olmuş, hizmetçilerini aç bırakan, çevresi tarafından alaya alınan, kadınlarla flört etmeye çalışan, esmer, zayıf, asık suratlı ve keçi sakallı, bunak bir ihtiyardı.

Bu komedi karakteri gezici tiyatrolar tarafından Fransa ve İngiltere'ye taşındı. Her zaman abartılmış pantolonlar giyen biri olarak Fransa'da 'pantolon', İngiltere'de 'pantaloon' adı ile tanındı. Shakespeare'in ona eserlerinde yer vermesi popülaritesini arttırdı.

Pantolon 18. yüzyılda, o zamana kadar giyilen, diz boyuna uzanan giysilerin stilize edilmiş bir biçimi olarak Amerika kıyılarına ulaştı. İsmi de kısaltılarak 'pants' oldu.

Sayfa: 1 ... 199 200 [201] 202 203 ... 495