İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OLCAY

Sayfa: 1 ... 195 196 [197] 198 199 ... 495
2941
Bilmece - Bulmaca / Ynt: 3 saniyeniz var...!!
« : Ekim 04, 2008, 08:22:37 ÖS »
bakar bakmaz buldum bee :ang
afferim yavrummm  :.8

2942
Bilgisayar Dünyası / Ynt: XP'den vazgeçilemiyor
« : Ekim 04, 2008, 07:15:39 ÖS »
bende xp den vazgeçemedim  :cig

2943
KoCa KaFaLaR / Ynt: koca kafalar dünyayı kurtaran adamın oğlu
« : Ekim 04, 2008, 08:59:03 ÖÖ »
teşekkürler elinize salık süper pantastik olmuş :bakk :pc :ok :ok

2944
Genel Kültür / İnsanda Nefes Tutmanın SInırı Nedir?
« : Ekim 04, 2008, 12:07:37 ÖÖ »
Bir insanın nefesini tutma süresi en çok suya daldığı zaman söz konusu olur. İnsanlar binlerce yıl denizin 30 metre altına kadar kendi ciğer güçleri ile dalabilmişlerdir, sünger ve inci avcılığı yaptılar. Ne kadar nefeslerini güçlü tutmaya çalışsalarda su altında birkaç dakikadan fazla kalabilmeyi başaramadılar.

İnsanlar, dalgıç elbiseleri ile dalmaya 1800'lü yıllarda başladılar ama bu sefer de bir hortuma bağımlıydılar. Su altında tüplerle özgür ve yatay yüzebilmek 1940'lardan sonra ancak mümkün olmuştur. Gözünü hep havaya dikmiş olan insan, uçmaya başladıktan neredeyse yarım asır sonra deniz altında tüple serbestçe yüzmeye ve bunun sonucu olarak deniz altını keşfetmeye başarabilmiştir.

Gerçi günümüzde tüpsüz serbest dalışta yarışmacılar 5 dakikayı aşıp, 100 metreden fazla derine inebiliyorlar ama çok özel bir teknik sayesinde bunu yapabilirler, fakat normal insanın nefes alma kapasitesinin arttırıldığı anlamına gelmez.

Nefes alıp verme ölüm anına kadar süren bir yaşam süresidir. Solunum durması ölüm belirtisi olarak kabul edilmektedir. Oysa vücut oksijen almadan da bir iki dakika yaşayabilir. Bu nedenle suda boğulanlara ya da soluk borusu tıkandığı için solunumu duranlara uygulanacak yapay solunum sayesinde , ölmek üzere olan kişinin yaşamını kurtarabilir.

Soluk verildiğinde ciğerlerdeki havanın tümünün boşaldığı sanılır ama ciğerlerde epeyce bir miktar hava kalır. İnsan kendini ne kadar zorlarsa zorlasın, her bir ciğerinde kalan havayı 1,5 litrenin altına düşüremez. İnsanlar akciğerlerini tam kapasite ile çalıştırmazlar. Her nefes alış verişte ciğerlerindeki havanın altıda birini kullanırlar dolayısıyla rezerv bir solunum güçlen vardır.

Sağlıklı, genç bir insan nefesini yaklaşık olarak 3 dakika tutabilir. Eğitimle bu süre çok az daha uzatılabilmektedir ama bu süreden sonra insanda şuur kaybı başlar. İşte bu sırada vücudun koruma mekanizması devreye girer ve uzun süre soluksuz kalmasına izin vermez. İnsan kendini zorlayarak morarıncaya kadar nefesini tutsa bile boğulmaz, yalnızca bayılır ve hemen o anda solunum yeniden başlar.

İnsan vücudu fazla miktarda oksijen depolayamaz. İnsanda oksijen yetersizliğini ikaz edecek sensörler de yoktur. Dolayısı ile dağcılığa yeni başlayanlar yükseldikçe oksijenin azaldığını fenalaşmaya başlayınca anlarlar. Vücut alyuvar sayısını arttırarak yükseklerdeki oksijen azlığına alışmayı sağlar. İnsanı nefes almaya zorlayan vücuttaki oksijenin azalması değil kandaki karbondioksit oranının artmasıdır. Bu oranın artmasıyla beyindeki nefes alma mekanizması tetiklenir ve insan daha sık nefes almaya başlar.

Suya dalmadan önce derin derin nefes alanlar oksijen depoladıklarını sanırlar ama aslında vücutlarındaki karbondioksit seviyesini düşürürler. Bu sayede nefeslerini 30 saniye daha fazla tutabilirler.

2945
Forum Oyunları / Ynt: 10.000 den geri sayım....
« : Ekim 03, 2008, 11:36:05 ÖS »
4101

2946
Forum Oyunları / Ynt: Tek Kelimeyle ruh Halini Anlat
« : Ekim 03, 2008, 10:28:25 ÖS »
sinirli  >:(

2947
netten fırsat bulamıom ki  :(
 

2948
Genel Kültür / Niçin Bazı İnsanlar Solaktır?
« : Ekim 03, 2008, 08:28:23 ÖS »
Çoğu insanların neden sağ ellerini daha çok kullandıkları henüz bilinmiyor. Eğer dünya nüfusunun yarısı solak olsaydı veya dünyada hiç solak bulunmasaydı, bu durum tabiatın kurallarına daha 'uygun olabilirdi, ancak tek yumurta ikizlerinin bile yüzde onunun farklı ellerini kullanmaları şaşırtıcıdır. Bu durumun genetik olmadığı, kalıtımla bir ilgisinin bulunmadığı da kesinleşmiştir.   :huh Bebeklerin rahimdeki pozisyonlarıyla ilgili teoriler var ama tam olarak  kanıtlanmış değil.  :yima

İnsanın dışında hiçbir yaratık, bir elini veya ayağını diğerine göre öncelikli olarak kullanamaz. Dünyada tarih boyunca, kültür ve ırk farkı olmaksızın insanlar arasında sağ elini kullananlar hep çoğunlukta olmuşlardır. Bilim insanları yıllardır bunun sebebini arayıp durmaktadır.  :.c

Bilindiği gibi, beynimizin her iki yarısı değişik yetenekleri kontrol eder. Önceleri beynimizin sol yansının konuşma yeteneğimize kumanda ettiği bilindiğinden, yazmamıza da kumanda ettiği, bütün önemli kumandaları bu tarafın üstlendiği bilinmekteydi. Ama sonraları beynimizin sağ yarısının da idrak, yargılama, hafıza gibi bir çok önemli işlevlere kumanda ettiği, beynin her iki yarısının da bir birinden üstün olmadığı ve her iki tarafın da eşit değerde görevler üstlendiği görülmüş oldu.

Solakların oranı hakkında çeşitli görüşler var. Genel görüş bunun 1/9 şeklinde olduğu sanılmaktadır. Her azınlığın başına geldiği gibi solaklar toplumda bazı zorluklarla karşılaşmışlar, hatta tarihin karanlık çağlarında şeytanla bile özdeştirilmişlerdir.  :kat Günümüzde bile solak doğan çocuklar, aileleri tarafından sağ elleri ile yazmaya zorlanmaktadırlar. :bune

Sağ ellerini kullananlar için hayat sol elini kullananlara göre daha kolaydır. Onlar daha iyi organize olmuşlar, acımasız bir üstünlük kurmuşlar, dünyada her şeyi kendilerine göre ayarlamışlardır. Arabaların vitesleri, silahlarda boş kovanların fırlayış yönü, hatta tuvaletteki muslukların yeri bile hep sağ ellilere göre tasarlanmıştır.  :yima

İngilizce'de sol anlamındaki 'left' kelimesi, zayıf ve kullanışsız anlamında eski İngilizce'de kullanılan 'lyft' kelimesinden türetilmiştir. Sağ anlamındaki 'right' ise haklılık ve doğruluk anlamında da kullanılmaktadır. Türkçe'de de öyle değil mi? Sağ hem canlı ve hayatta anlamında kullanılır, hem de sağlıklı, sağlam gibi sıfatların kökünü oluşturur, solun ise soluk gibi bir sıfatın kökünü oluşturma dışında sadece bir nota ile isim benzerliği vardır.

2949
şimdi çizgi film dedin de aklıma geldi. Şimdi şirinler yada tom ve jerry olsa ne izlerim ama  :.y

2950
hepimizi kandırmış adiler  :bune

2951
Forum Oyunları / Ynt: Bir Sonraki Üyeyi Tahmin Et
« : Ekim 03, 2008, 08:18:31 ÖS »
ben geldim talha yemek yiyo  :kat
şimdi lazkizi gelir

2952
Bu inanış ve görüşün nereden kaynaklandığı tam olarak bilinmiyor. Güya devekuşu başını kuma gömünce düşmanlarını ve gelecek tehlikeyi görmez, onun için de rahatlarmış. Güney Afrika'da 80 sene boyunca yapılan gözlemlerde böyle bir olay asla görülmemiştir. Hiçbir devekuşu kafasını kuma gömmeye teşebbüs bile etmemiştir. Zaten bunu yaparlarsa boğulacakları da kesin.  :kat

Her ne kadar beyinleri gözlerinden küçük olsa da, kuş dünyasının en akıllılarından olmasalar da, devekuşları kendilerini gizlemek için başlarım kuma gömecek kadar da aptal değillerdir.  >:D Bu görüntünün asıl nedeni devekuşu yavrularının yırtıcı hayvanların saldırılarına karşı açık ve korumasız olmalarıdır. Onlar yetişkin devekuşları gibi hızlı koşup kaçamazlar. Bir tehlikeyi sezdiklerinde aniden kendilerini bulundukları yere bırakarak, hareketsiz kalıp çevreye uyum sağlayarak düşmanlarının dikkatlerinden kaçtıklarını ümit ederler.

Anne devekuşları bazen tümvücutlarını, kanatlarını da açarak toprak üzerine yatırırlar ve yavrularını güneşin kavurucu sıcağından korumaya çalışırlar. Ayrıca devekuşlarının dinlenirken boyun kaslarını rahatlatmak için veya çok sık olmasa da uyurken bazen bu pozisyonu aldıkları biliniyor. Hatta bir görüşe göre, bu pozisyonda kafalarını yere dayayıp düşmanlarının ayak seslerini dinledikleri de ileri geliyor. :huh

Daha yumurtadan çıkar çıkmaz erişkin bir tavuk büyüklüğünde olan devekuşu yavrularının uzun boyunları genellikle bej rengindedir ve üzerlerinde siyah çizgiler vardır. Bu renklerle otların renkleri ve gölgeleri karışarak iyi bir kamuflaj imkanı sağlamaktadır.  :_( Bu durumda otların aralarına başlarını soktuklarında vücutları görünürken boyun ve baş kısımları görülmez. Görülmeyen başın kurna gömülmüş gibi insanlar tarafından algılanmasının nedenlerinden biri de bu olabilmektedir.  :yima

Bu tip uçamayan büyük kuşların başlarını kuma gömme gibi aptalca bir savunma sistemine zaten gerek yoktur. İşitme ve görme duyuları son derecede iyidir. Boylarının da avantajı ile çevreyi çok iyi görebilir. Düşmanı diğer av adaylarından önce sezebilmektedirler.

3 metrelik boylarına ve 100 - 150 kilogramlık ağırlıklarına rağmen saatte 50 kilometre süratlekoşabilirler. Köşeye sıkıştıklarında ise kolay teslim olmazlar. Çok seri ve kuvvetli tekme atabilirler, uzun boyunları sayesinde düşmanı yaklaştırmadan mücadele edebilir, savaşabilirler :,S

2953
Bilmece - Bulmaca / Ynt: matematiği ii olan baksın...
« : Ekim 03, 2008, 08:03:33 ÖS »
yaa biz istioz ama lütfenn  :agla

2954
Forum Oyunları / Ynt: Evet hayır oyunu
« : Ekim 03, 2008, 07:59:40 ÖS »
hayır çünkü benimki de ağrıo  :agla

alttaki msn e çevrim dışı mı girersin hep?  :yima

2955
Bilmece - Bulmaca / Ynt: matematiği ii olan baksın...
« : Ekim 03, 2008, 07:58:47 ÖS »
özel mesajla sorabilirsin pesimist e  ;)

pesimist tamam yaaa  >:D sen sordun bizde bildik ne var  :kat hadi sor sor bakim başka ne var  :.y

Sayfa: 1 ... 195 196 [197] 198 199 ... 495