eyv genç kartal   

teşekkürler

ellerine sağlık nice 

Bu uygulamayı düşünen hastalar; ancak doğru uzmanlar vasıtasıyla gerçekleştirildiği taktirde başarı elde edebileceklerini unutmamalıdır. Ayrıca tedavide istenen boyuta 1 yıl kadar bir süre sonra ulaşma ihtimalleri olduğunu bilmeleri gerekir, peki doğru lazer epilasyon merkezi nalsı seçilir?

a-Tedaviden önce görüşme: kulaktan dolma ve internetten araştırılarak elde edilen bilgiler doğrultusunda seçim yapmak yanlış olacaktır. İlk olarak seçim yapılan merkez ile randevu alarak görüşme yapınız,

b-Sorular sormalısınız: görüşme talebinde bulunup randevu aldığınız lazer epilasyon merkezinde, uzmana kaç yıldır bu işte olduğunu, ne kadar sürede başarı elde edilebileceğini, tedaviden önce ve daha sonra ne gibi hususlara dikkat etmeniz gerektiği tarzda ve kullanılan cihazın ne olduğu ve nasıl işlediği hakkında sorular sormak size yarar sağlayacaktır,

c-Kullanılan cihaz: uygulamada kullanılacak cihazlar ten ve kıl yapınıza bağlı olarak değişiklik göstermektedir, size en uygun cihazın seçilmesi için bu cihazın ne olduğunu öğrenmenizde fayda vardır.

-   Lazer epilasyonu uygulamasında ışınlar gönderilmesiyle birlikte, uygulanan bölgede 2 cm çapında olan bütün kıllar etkilenir, iğneli epilasyonda ise her kıl için kılın bulunduğu köke ayrı ayrı iğne sokulmaktadır,
-   Lazer epilasyonu için ortalama 4-10 seans arası seans uygulanırken, iğneli epilasyonda ise haftada 1 uygulama yapılırken uygulamalar 1-2 sene kadar sürebilir,
-   İğneli epilasyon ağrılı bir yöntemken, lazer epilasyonunda ağrı ve sızı yoktur,
-   İğneli epilasyonda kıl kökü civarında şişmeler gözlenebilir, lazer epilasyonu sırasında ise kızarıklık oluşabilir her ikisi de geçicidir,
-   Lazer epilasyonu doğru uygulama ve uzmanlar tarafından yapılması halinde herhangi bir yan etki içermezken, iğneli epilasyonda kalıcı iz oluşma ihtimali vardır.
-   Her iki yöntem de kalıcı çözümler sunabilir.

Bu kötü alışkanlık, genelde çocukken kazanılmaktadır. Bu alışkanlığa sahip olan kişiler genellikle tırnak kenarında bulunan eti dişleri ile koparma ve kemirmektedirler.

Araştırmalar çocuklar arasında bu kötü alışkanlığın her yüz çocuğun 35 inde görüldüğünü saptamıştır. Ayrıca araştırma sonuçları bu alışkanlığın ilerleyen dönemlerde de görülebildiğini ortaya koymaktadır.

Tırnak yeme alışkanlığının görülme sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
-   Çocuğun sıkıntı ve üzüntüsünü dışa vurma şekli,
-   Yaşanılan gerilim ve kavga içgüdüsü,
-   Bozuk aile yapısı,
-   Çocuğun gereksiz yere yerilmesi,
-   Ailesi ve çevresinde bu alışkanlığa sahip olan kişilere duyulan hayranlık,
-   Yeni doğan kardeşe karşı beslenen kıskançlık dürtüsü,
-   Çocuğun ailesinden gerekli ilgi görememesi vb.

Tırnak yeme alışkanlığını yenmenin en kesin şekli davranışın görülmesi ile birlikte, ailenin bir hekime veya psikologa başvurmasıdır. Çocuğun tırnağına acı biber sürmek, bu davranıştan dolayı kızmak, cezalandırmak ters tepki yaparak bu davranışın çocukta yer etmesine sebep olabilir. Bu şekilde verilen cezalandırmalar sayesinde çocuk beklediği ilgiyi bu davranışı tekrar ederek kazanmaya çalışacaktır. Bu sebeplerden ötürü çocuk ilk başta düzgün ve kırmadan, uygun bir dille uyarılmalı, çözüm bulunamıyorsa bu davranışı tetikleyecek sebepler araştırılmalı ve bir hekim yardımıyla bu sorun çözülmelidir.

Oksijen terapisinde vücudumuzda bulunan hastalıkların ve problemlerin tedavisi oksijen kullanılarak gerçekleştirilir. Oksijenin insan bünyesinde hayati fonksiyonel olarak görevi vardır. Çünkü bir insan açlık ve susuzluğa günle boyunca dayanabilirken, solunumsuzluğa sadece birkaç dakika dayanabilmektedir.

Oksijen terapisi yöntemi olarak kullanılmasında ise; basınç altında ve çelik silindir içerisinde sıvı halde bulunan oksijenin , bu çelik silindirin burun kanalı vasıtasıyla uygulanmaktadır. Bu yöntemle solunum kanalındaki oksijen yoğunluğu yüzde 50 dolaylarına çıkarılabilir.

Burun  kanalı vasıtası dışında 2 yöntem daha mevcuttur, bunlardan ilki; yüz maskeleri sayesinde karbondioksit dışarı atılarak, oksijen miktarını yüzde 100 oranına yaklaştıran yöntemdir. Bir diğeri ise oksijen çadırı olarak adlandırılan yöntemdir.

Bütün bu yöntemler kanda oksijen miktarının azalması sonucu oluşan hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları arasında; akciğer hastalıkları, kalp rahatsızlıkları ve anemi hastalığı sayılabilir.

Bu yöntemin uygulanmasını gerektirecek bir rahatsızlıkta nefes darlığıdır, bu durumda dakikada 4-6 litre oksijen verilmektedir. Ancak oksijen direk olarak verilmez. Oksijen suyun içerisinden geçirilerek nemlendirilip öyle verilir. Böylece burun mukozasının kuruması önlenmiş olur.

Tedavinin steril ortamda ve uzman kişiler eşliğinde ayrıca gerekli olduğu zamanlarda uygulanması son derece önemlidir.