İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - aksaa

Sayfa: 1 ... 117 118 [119] 120 121 ... 164
1771
Forum Oyunları / Ynt: son kelimeyi başa koy.....
« : Temmuz 12, 2008, 12:55:48 ÖS »
götürün onu burdan.bu kendi kaderim...

1772
seninle ayni seyleri düsünüyoruz eline saglik cok güzel olmus offffffffffoffffffffff

ricaederim bi ilahiyatlı olarak başka şey düşünemem  :ok :ok :ok

1773
DİNİ RESİMLER / Ynt: Mekke'nin yeni görünümü böyle mi olacak
« : Temmuz 12, 2008, 01:28:44 ÖÖ »
araplar para kazanmanin pesinde "yaparlar"


parada var belki ama hizmette var ben hac umre  turizminde biraz çalıştım aslında büyük otellerin yapılması çok iyi çok para  kazanırlar araplar,ama eminim hac ve umreden kazandıkları parayı petrolden ayda kazanıyorlardır

1774
Forum Oyunları / Ynt: CESARETIN VARSA BAK
« : Temmuz 12, 2008, 01:04:49 ÖÖ »
la mümkün



okulunda en çok kaç zayıf getirdin bir sene içersinde

1776
DİNİ BİLGİLER / Ezan Dinlerken
« : Temmuz 12, 2008, 12:31:56 ÖÖ »
llah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadis-i şeriflerinde (özetle) kim müezzin ezan okuduğunda söylediklerini tekrar eder; hayye ale's-salati ve hayye ale'l-felah deyince, "La havle ve la kuvvete illa billah" derse cennete girer buyurur.

Müezzin ezan okurken veya kamet getirirken hayye ale's-salati ve hayye ale'l-felah deyince, 'la havle ve la kuvvete illa billah' demekle, hiç bir kötülüğü geri çevirmeye, hiçbir hayrı elde etmeye güç ve kudretimizin bulunmadığını belirtmekte ve Allah'tan bu iki hususta da bize güç, kuvvet ve basiret vermesini dilemekteyiz. Çünkü müezzin, müminleri kurtuluşa, felah ve necata, hayır ve iyiliğe davet ederken, böylesine önemli bir ameli layıkıyla yerine getiremeyeceğimizi düşünerek Allah'ın sebepleri kolaylaştırıp bize yardımda bulunmasını istemekteyiz. Sabah ezanında müezzin, "es-Salâtu hayrun minennevm" (namaz uykudan hayırlıdır) dediğinde "sadakte ve bererte" (doğruyu ve iyiyi söyledin) demek gerektiğini de eklemeliyiz.

1777
Sehitlerimizi Anma Bölümü / Yüzyılın utancı: Srebrenitsa
« : Temmuz 12, 2008, 12:30:54 ÖÖ »
Bundan tam 13 yıl önce, insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından biri, Bosna Hersek'te, adı ''Gümüşhane'' anlamına gelen Srebrenitsa'da yaşandı. Silahsız binlerce Müslüman Boşnak erkek, Avrupa'nın gözleri önünde hunharca katledildi.


11 Haziran 1995’te, Birleşmiş Milletler’in “güvenli bölge” ilan ettiği Srebrenitsa kenti, bölgeyi gözetim altında tutan Hollandalı askerlerin hiçbir müdahalesiyle karşılaşmaksızın Sırp kasabı Ratko Mladiç emrindeki 500’den fazla Sırp asker tarafından saldırıya uğradı. Kentte bulunan ve “güvenli bölge” olması nedeniyle silahsızlandırılan 12 binden fazla Müslüman Boşnak erkek, bu katliamda şehit oldu.

5 gün süren katliam boyunca Birleşmiş Milletler ya da dünyanın öteki “büyük” devletleri hiçbir müdahalede bulunmadı. Hollanda hükümeti, geçen yıl, Srebrenitsa’da görev yapan ve katliama seyirci kalan askerlerini madalyayla ödüllendirdi. Yine geçen yıl, Uluslar arası Adalet Divanı, Srebrenitsa’da yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi ama ne Sırp kasaplarını, ne Hollandalıları, ne de öteki sorumluları suçlu ilan etti. Kısacası dünya Srebrenitsa’da yaşananlara “soykırım” dedi ama suçu kimin işlediğini “söyleyemedi.” Srebrenitsa, Bosna Soykırımı’nın en kanlı parçası olarak, Avrupa’nın mezar taşı oldu!

Srebrenitsa için çok şey anlatıldı, anlatılacak, anlatılmalı. Biz bu vahşetin orta yerinde şehit olan kardeşlerimize Allah-u Teala’dan rahmet dilerken, sözü Bosna’nın Bilge Kral’ı, yirminci yüzyılın en büyük komutan ve liderlerinden merhum Aliya İzzetbegoviç’e bırakalım:

“Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.

(…)

Bize saldıranlar, Hazreti İsa’nın bütün sözlerini çiğnemişlerdir. Irza tecavüz, masumları katletmek hiçbir dine sığmaz. Onlar cani ve sadece canidir. Bunu aklınızdan çıkarmayın.

(…)

Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna’nın özünü de zedeliyor.

(…)

Düşmanlarımıza gelince… Onlara adaletten başkasını borçlu değiliz.”

1778
DİNİ BİLGİLER / Yalanın küçüğü olur mu ?
« : Temmuz 12, 2008, 12:29:08 ÖÖ »
İmam-ı Gazali, "Sürekli işlenen küçük bir günah, istiğfarı yapılan ve bir daha işlenmeyen büyük bir günahtan daha büyüktür" diyor bir eserinde. Çünkü, 'istiğfar' ile insan o günahın atmosferinden çıkıyor, tekrar İlahi ölçüleri eksen alıyor ve ubudiyet tavrını takınıyor iken, 'küçük' de olsa istiğfarı yapılmayan bir günah zamanla ölçüleri aşındırıyor ve insanı 'yaşadığı gibi inanma' çizgisine sürüklüyor.

Durum bu olduğu halde, 'küçük'lük bir meşrulaştırma aracı olarak çıkıyor karşımıza. Gündelik hayatın içinde söylenen nice yalan ve yapılan nice yanlış, 'ufak-tefek'liğini ileri sürerek masumiyet zırhına büründürülüyor. Söz gelişi, çocuklarla olan diyaloğumuz, çoğu kez, 'yalan'lar üzerine kuruluyor. Ağlayan ya da mızmızlanan bir çocuk, sustuğunda unutacağı vaatlerle kandırılıyor. "Susarsan sana şunu alırım." Çocuk susuyor; ama kendisine bi rşey alınmıyor. Yahut "Aaa, elimde bir kuş var, gel bak" diyor 'büyük'lerimiz. Çocuk geldiğinde, olmayan kuş birden uçup gidiveriyor! Mazeretimiz de hazır: "Çocuktur, anlamaz."

Veya, ölçüde tartıda, ufak-tefek oynamalar yapılıyor. Bir bakkal, yirmi gramlık bir şekere tamah edip, 980 gramına da haram bulaştırıyor. Bir pazarcı, bir kök ıspanağı kar edineyim derken, belki yüzlerce ıspanağı kendisi için 'helal' olmaktan çıkarıyor. Bir gişe görevlisi, az miktar bozukluğa tamah ederek tahsilatı 'yuvarlayıp", aldığı maaşa zehir katıyor. Bir tüccar, malı alırken, şu gün öderim deyip iki gün de atlatma payı biçerek alışverişini yalanla lekeliyor. Şu veya bu makamdaki yüz binlerce insan, "Ben yokum, tamam mı?" diyerek sekreterini veya santral memurunu 'yalan makinesi' olarak kullanırken, katmerli bir yalanın yükünü sırtlanıyor. Beş saniyelik bir zamana tamah edip kırmızıda geçerken, bir başka insanın saniyelerini çaldığımız unutuluyor. "Aman canım" diyoruz, "iki saniye beklese ne olur?"

Sözün kısası, hayatımızın her gününde, ufak-tefek o kadar yalan ve küçük gördüğümüz o kadar haram var ki...

Biz tüm bunlar için 'mühim değil' zırhını hazırlamışız gerçi. Ama adalet-i İlahi, "Hak haktır; büyüğüne, küçüğüne bakılmaz!" diye hükmediyor. Ve Adil-i Hakim, Zilzal suresinde Mahşer Gününü tasvir ederken, 'küçük şeylerin büyüklüğünü de bildiriyor:
"O gün, insanlar işlerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük dönerler. Kim zerre miskal iyilik yapmışsa onu görür (karşılığı verilir). Kim de zerre miskal kötülük yapmışsa onu görür (karşılığı verilir)." (Zilzal Suresi: 7,8)


Gerçeğe Doğru C:3, Zafer Yayınları

1779
DİNİ BİLGİLER / Sadece Allaha inanan bir kişi cennete gidebilir mi?
« : Temmuz 12, 2008, 12:28:08 ÖÖ »
Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

“İman Tecezzi kabul etmez”. Yani, iman hakikatleri bir bütündür; birine iman etmemek insanı dinden çıkarmaya yeter. Allah'a inanan bir mümin O’nun kitabı olan Kur'an'a da iman edecektir ki Rabbini hak bir itikat üzere bilebilsin. İnsan aklı ancak kendisini ve bu alemi bir yaratanın olduğunu bilebilir, ama onun sıfatlarını, fiillerini, isimlerini, emir ve yasaklarını, ebed yurdunu, cennetin yollarını, Allah bildirmedikçe bilemez. O halde Allah'a ve Kur'an'a imanın birbirinden ayrı düşünülmesi kabil değil. Kur'an’a inanan insan, Peygamberimizin risaletine ve vahiy meleği Cebrail'e (a.s.) de inanma durumundadır. Bu ise peygamberlere ve meleklere imanın ilk ve en büyük adımı. Kur'an’a ve peygambere inanan bir insan ise Kur'an’ın bildirdiği ve Allah Resulünün (a.s.m.) öğrettiği bütün hakikatlere inanır ve bütün ibadetlere sarılır.

Sadece Allah'a inanmakla kurtuluşa erebilecek zümre, fetret devrinde yaşayan, hiçbir dinden, hiçbir peygamberden haberi olmayan, kendisine vahiy tebliğ edilmeyen, ibadet nedir bilmeyen kimselerdir. Asrımızda bu tip insanlar var mıdır, bilemiyorum. Eğer varsa onlar için sadece kendilerini birisinin yarattığına inanmaları kafi gelebilir. Biz diğer insanları bu zavallıların derecesine indirmekle değil, bunları arayıp bulup kendilerine gerçek imanı anlatmakla mükellefiz.

Gerçeğe Doğru C:3, Zafer Yayınları

1780
Her Telden / BİR ÇİFTE STANDART HİKAYESİ..
« : Temmuz 12, 2008, 12:27:13 ÖÖ »
Radyo ODTÜ eşcinsellerle el ele

Başörtülülüleri kampüste görmeye dahi tahammül edemeyen ODTÜ Rektörü Ural Akbulut, iş eşcinsellere gelince hoşgörü abidesi kesiliyor. Yasal hükümlere aykırı olarak ODTÜ kampüsü içinde yayın yapan Radyo ODTÜ, eşcinsel derneği Kaos GL ile ortak yayın yapıyor.


Tesettür sözkonusu olunca Özgürlük düşmanı tutumuyla dikkat çeken ODTÜ Rektörü Ural Akbulut, eşcinsellere ise kol kanat geriyor. Üniversite binasını işgal eden, kurumun merkez santralına kayıtlı telefonları ve diğer lojistik imkanları kullanan Radyo ODTÜ, "Hayatın Renkleri" adıyla hazırladığı programla "eşcinsel sorunları"na çare bulmaya çalışıyor.

KAOS GL'İN KEYFİ YERİNDE

ODTÜ ile "işbirliği" yapan eşcinseller gelişmelerden pek memnun görünüyor. Kaos GL'nin web sitesinde "Hayatın Renkleri" isimli program detaylarıyla anlatılırken, verilen bir linkle toplam 11 hafta süren yayının tekrar tekrar dinlenebilmesi imkanı da sağlanıyor. Sitede, Radyo ODTÜ ile benzer başka projelerin hayata geçirileceği de belirtiliyor.

AB'DEN TOPLU DESTEK

Program, Avrupa Birliği'nin insan haklarıyla ilgili bütün alt birimlerinin toplu çalışmasıyla ortaya konulan “Avrupa Birliği İnsan Hakları ve Demokrasi Kampanyası” çerçevesinde gerçekleştirildi. Programda, "eşcinsellere yönelik ayrımcılık ve homofobi"nin çerçevesini çizilirken, "lezbiyenlerin sorunları" da unutulmadı. Ayrıca, "eşcinsellik ve hastalık, medya ve eşcinsellik, mizah ve eşcinseller" gibi konular da masaya yatırılarak işin "uzmanları" tarafından ele alındı.

ÜNİVERSİTELER RADYO KURAMIYOR

Öte yandan, Açık yasal hükümlere rağmen üniversite bünyesinde yayınlarına devam eden Radyo ODTÜ, "özel kuruluş olduk" açıklamasıyla yasaya karşı hile yoluna sapıyor. Bu durumda radyonun, üniversitenin devlete ait imkanlarını kullanarak nasıl yayın yapabildiği ise belirsizliğini koruyor. ODTÜ'nün santralından ODTÜ Radyo'ya bağlantı yapılabiliyor. Radyonun kullandığı bina da kampüs sınırları içerisinde yer alıyor.

(Murat Unay - habervaktim.com)

1781
Boşanmak ve nikahı bozan şeyler Sual: Dinimizde boşanmak hakkında geniş bilgi verir misiniz?
CEVAP
1- Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur. Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve Kinayeli sözler.

"Sen benden boş ol", "Ben seni boşadım" gibi sözler açık sözdür. Bu sözleri, şaka olarak veya şaşırarak da söylediği anda, manasını bilmese bile, boşamış olur.

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri açık söz kabul edilir. Bir veya iki defa böyle açık sözle boşamaya, yani geri dönüşü mümkün olan boşamaya talak-ı rici denir. Ama yine de üç haktan biri gitmiş olur. Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuşsa, eski nikaha dönmek niyetiyle hanımının elini tutar veya öperse, tekrar nikah yapmadan iki bağ ile evliliğe devam eder.

2- Evlilikte üç bağ vardır. Yani, boşama sözleri üç defa tekrarlanırsa, "Seni boşadım, boşadım, boşadım" derse, veya "Seni üç defa boşadım" derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur. Böyle üç kere boşayınca talak-ı rici, talak-ı baine dönmüş olur.

3- "Babanın evine git!", "Defol git!", "Cehenneme git!", "Senin kocan değilim artık" gibi, başka manalarda da kullanılan sözler kinayeli, kapalı sözlerdir. Bu sözler, boşamak niyeti ile söyleyince boşamış olur. Buna bain talak, yani iddet müddeti içinde geri dönüşü olmayan kesin boşama denir.

Bu şekilde boşamada, iddet müddeti geçip yeniden nikah yapılmadıkça bir araya gelinemez.

4- Kayınpederine "Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın" demek ve hanımı gezmek için izin istediğinde, "Ben seni ip ile bağlamadım git", "İstediğin yere gidersin. Bana hanım olmazsın" veya "Artık ben seni istemem�, "Seni boşamak istiyorum" gibi şeyler söylese, boşamak niyet etmedikçe, boşamış olmaz.

5- "Şart olsun", "Dilediğini yap!" sözleri, boşamak manasına kullanılan yerlerde, hanımına böyle söyleyince, niyet etmese bile, bir bain talak olur.

6- Hanımına, anam, kızım, kardeşim demekle boşama olmaz. Fakat (Şimdiden sonra anam, kızım veya kardeşim ol) derse boşama olur. Bu bir talak-ı bain olur.

7- Kinayeli sözle boşamada, bain talak iddetinde, hanımının odasına giremez. Kadın süslenemez, koku sürünemez, yabancı kadın gibi talak veren kocasından uzak durur. İddet sonunda yeniden nikah lazımdır.

8- Boşamada, sayı bildirilmezse bir boşama olur. Üç veya fazla sayı söylerse, üç talak ile boşamış olur. "Bedenimdeki kıllar adedince" veya "Denizdeki balıklar adedince" yahut "Gökteki yıldızlar kadar" veya "Üçten dokuza" deyince, yine üç boşama olur.

9- Hanımını boşayan erkeğin akıllı ve uyanık olması gerekir. Sarhoşun, hastanın ve tehdit edilenin sözü ile veya mektubu ile, e-maili ile, faksı ile boşama geçerli olur. Bunlar kadının eline vardığı anda, boş olur. Yani kadın bu boşamayı öğrenince, haberdar olunca boşama gerçekleşmiş olur.

10- Delinin, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile boşama olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur:

a) Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, boşama olmaz. Bu kinaye sözler içindir. Yoksa açık kelime ile yani seni boşadım dese, kast ve arzusu olmasa bile yine talak vaki olur.

b) Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, boşama olur. Yani seni boşadım der, fakat sonra bunu hiç hatırlamaz, sen böyle demiştin denilince hayır ben hiç hatırlamıyorum, böyle bir şey söylemedim derse, eğer iki şahit, evet biz duyduk bu hanımını boşadı derse, o zaman boşama vuku bulur. Demezlerse, adam inkâr ettiği için boşama vaki olmaz.

11- Hiç ilişki olmamış veya bir odada veya tenha bir yerde hiç beraber kalınmamış ise, bir kere boşayınca, kadın iddet beklemeden aynı gün bile, başkası ile evlenebilir.

12- Kocasına veya başkalarına dili ile, hareketleri ile sıkıntı veren, herhangi bir farzı yapmayan, mesela farz namazları kılmayan, fuhuş şüphe olunan kadını boşamak şart değildir müstehaptır, boşamak iyi olur.

13- Farzı yapmayan mesela namazın farz olduğuna inandığı halde kılmayan kadını boşamamak günah değildir. Kocasının ona güzellikle namaz kıldırmaya çalışması gerekir, çalışmazsa günaha girer.

Evlilik vazifesini yapamayan, mesela büyü yapılmış, ilişkiden aciz olan erkeğin hanımı ayrılmak isterse, bunu boşaması vacip olur.

14- Hanımına başka başka üç zamanda birer kere boşarsa veya bir defa, "Üç kere boşadım" derse, geri dönüşü olmayacak şekilde nikah bozulmuş olur.

Bu kadını tekrar alabilmek için, hulle lazım olur. Hulle demek, kadın başka erkekle nikahlanıp, düğün olup, ilişki olup, o erkek de boşayıp ve bundan sonra, tekrar iddet zamanı geçmek demektir. Ancak bundan sonra, birinci kocası yeni bir nikah ile tekrar alabilir.

Bu ise, bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir. Hulle korkusundan müslüman bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşanmak lafı, şakası olamaz.

15- Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalıdır. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir. Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak birden vermemelidir. Zaten üç talak birden vermek günahtır. Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa kapı tamamen kapatılmamış olur. Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.

16- İddet, boşanmadan sonra, kadının yeniden evlenmesi haram olan zamandır. İlk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır. Hayz görmüyorsa, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür.

17- Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymayan sözlerine ve işlerine sabretmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yemede, giyinmede, gücü yettiği kadar eli açık olmalıdır.
Dinimizde, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmelidir.

Hanımının giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalıdır. Kendini ve hanımını şüpheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem vermelidir. Hanımını, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mani olmalıdır.

Ev işleri ile vakit geçirmesi, onun zevki olmalı. Ona sert davranmamalı. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir.

Sual: Nikahı bozan şeyler nelerdir?
CEVAP
Boşadım demek, boşamak niyetiyle kinaye sözler söylemek, mesela hanımına çık git demek. Bir de küfre düşürücü söz söylemek.

Sual: Hanıma çık git (defol git) dedi isek nikah bozulur mu?
CEVAP
Def ol git demekle nikah bozulmaz. Eğer niyeti boşamak ise, yani artık senden ayrıldım, boş ol anlamında ise, o zaman bir talak-ı bain olur. İddet müddeti geçtikten sonra nikah etmek gerekir.

Sual: İnsan hanımı ile tartışma esnasında ben seni bıraktım derse nikah bozulur mu yoksa boşadım demediği müddetçe nikah bozulmaz mı?
CEVAP
Bıraktım = boşadım demektir. Bir talakla boşamış olur.

Sual: İnsan elfaz-ı küfür söyleyince imanı ve nikahı gidiyor mu?
CEVAP
Evet imanı da nikahı da gidiyor.
Boşamak ayrı, küfre düşmek ayrı. Bu talak sayılmıyor. Yani bağın biri kopmuyor. Bin kere küfre düşse bin kere nikah tazelemek gerekir, fakat bu talak sayılmaz.

Sual: Boşamada iddet süresi ne kadardır?
CEVAP
Hanefi�de ilk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır.

Sual: Bir talak-ı bain olunca, bir boşama olduğunda, iddet müddeti boyunca bu karı koca ayrı mı olurlar? Aynı evde kalabilirler mi? Konuşmaları, görüşmeleri, uygun olur mu?
CEVAP
Aynen yabancı gibi olur. Adam fasıksa aynı evde beraber kalmamalıdır. Salih ise haramdan korkacağı için aynı evde kalabilir. Ancak yabancı gibi durur. Zaruretsiz konuşamazlar. Oturup beraberce yemek bile yemeleri caiz olmaz.

Sual: Üçten dokuza şart etmek nedir? Dinimizce sakıncası nedir? Böyle şart edenin ne yapması gerekir?
CEVAP
Üçten dokuza demek galattır, abartmalıdır. Hepsi üçtür fazlası fazladır. Üç talakla hanım boşanınca bir daha o erkekle evlenemez.

Sual: Erkek talak verse, hanım duymadığı müddetçe, boş olur mu?
CEVAP
Hayır.

Sual: Biri, hanımını herkesin yanında boşasa, hanımı bunu 20 yıl sonra duysa, 20 yıl sonra mı boş olur?
CEVAP
Evet.

Sual: Kinayeli sözle hanımını boşayan, sonra bunu kasten inkâr etse, yine boşamış olur mu?
CEVAP
Evet boşamış olur.

Sual: Talak-ı rici ile boşayan, boşadığını hatırlatmak niyetiyle, birkaç defa (Artık işin bitmiştir) dese, talak-ı selase olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Hanıma (Senden ayrılmak istiyorum) demekle talak olur mu?
CEVAP
İstiyorum demekle talak olmaz.

Sual: İki talak-ı bainden sonra bir talak-ı rici verilse, üç talak olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Kayınpedere boşamak niyetiyle (Kızını götür) dedim. Hanım duymazsa talak vaki olur mu?
CEVAP
Olmaz.

Sual: Hanıma (İzmir�e varınca seni boşayacağım) dedim. Böyle söylemekle talak vaki oldu mu?
CEVAP
Hayır. İstikbal manasındaki sözle, talak vaki olmaz.

Sual: Hanıma (Annen bize gelirse, şart olsun seni boşarım) dedim. Annesi bize geldi. Talak-ı rici mi oldu?
CEVAP
Evet.

Sual: Oğluma, (Evime girersen, hanımım boş olsun) dedim. Kavga esnasında istemeyerek girmiş. Talak-ı rici oldu mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Talakta kullanıldığını bilmeyenin şart sözü ile talak olur mu?
CEVAP
Hayır.

Sual: Hamile kadının da boşanması sahih midir?
CEVAP
Evet sahihtir.

Sual: Hanımdan ayrılmak günah mıdır?
CEVAP
Hanımdan ayrılmak günah değildir, helaldir. Ancak Allahü teâlâ, helal da olsa, talakı sevmez. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Allahü teâlânın hiç sevmediği helal şey, talaktır.) [Hakim]

Sual: Sitedeki yazı şöyle: Bir kimse, hanımına �Seni boşadım� dese, sonra, şakadan boşamaktan vazgeçtiğini bildirse, boşamaktan vazgeçmiş olur. Hadis-i şerifte, (Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi sahihtir. Nikah, boşamak, boşamaktan vazgeçmek) buyuruldu.
Boşamaktan vazgeçince, yine üç talak baki mi, yoksa birisi gitmiş olur mu?
CEVAP
Şakadan boşayınca da bir talak vermiş oluyor, iki talak kalıyor. Rici talakta erkek, iddet zamanı içinde, söz ile veya fiilen, eski nikaha dönebilir. Yani hanımı istemese de, nikah yapmadan evliliğe devam eder. Tekrar almak için, Hanefi ve Maliki�de şahide lüzum olmadan, (Önceki nikaha döndüm) demesi yetişir. Yahut, önceki nikaha dönmek niyeti ile öpmesi veya şehvetle elinden tutması da yetişir. Nikah tazelenmiş olur. Şafii ve Hanbeli�de ise, iki şahit yanında, (Önceki nikaha döndüm) demesi lazımdır. Fakat, velinin bulunması ve izin vermesi gerekmez.

Sual: Beyime büyü yapılmış, evlilik vazifesini yapamıyor, ayrılmak istiyorum. Beyimin beni boşamaması günah değil mi?
CEVAP
Evlilik vazifesini yapmaktan aciz olan erkeğin hanımı ayrılmak isterse, kocasının bunu boşaması vacip olur. Yani boşamaması günahtır.

Sual: Uzun zaman ayrı kalmakla nikah bozulmuş olur mu?
CEVAP
Uzun zaman ayrılmakla nikah bozulmuş olmaz. Boşanmadıkça boşanılmış olmaz.

Sual: Deliren kimsenin nikahları devam eder mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Düğünde oynamak nikahı giderir mi?
CEVAP
Halk arasında bu çok yaygın, düğünde karı koca oynarsa nikah gider diyorlar. Bu bazı din cahillerinin uydurmasıdır. Çırılçıplak soyunsalar da nikaha zarar vermez.

Haram ayrı, günah ayrı, nikah ayrıdır. Orada haram işlenir ve bu harama önem verilmezse, (Herkes yapıyor biz de yapsak ne çıkar) diyerek günaha önem vermezse o zaman küfre düşer, küfre düşenin nikahı da gider. Açık gezenin durumu da böyle. Açık gezmenin günah olduğunu bilir, ama (Mecburen açık geziyoruz) derse küfür olmaz. (Açık gezmek günah değil, bu kadar günahın ne önemi var) gibi diyerek, günah küçümsenirse küfür olur. İçki içmek de böyledir.

Sual: Boş ol demekle kadın boş mu olur? Boşamak öyle kolay mı? Erkeğin bunu söylemeye üç kere hakkı varmış, üçüncüsünde o kadınla bir daha evlenemezmiş. Bunlar Kur'anda var mı?
CEVAP
Dinde delil sadece Kur'an değildir. Öyle olsaydı, Allahü teâlâ Kur'anı gönderirdi, alın bununla amel edin derdi, Peygamber göndermezdi. Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Kur�anı insanlara açıkla) buyuruyor. Her şey Kur�an-ı kerimde açıkça yazmaz. Onun için hadis-i şerifler ve âlimlerin açıklaması da delil olur.

Konu ile ilgili üç âyet-i kerime meali:
(Boşanmış kadınlar, üç ay iddet müddeti beklerler.) [Bekara 228)

(Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutulur, veya iyilikle bırakılır.) [Bekara 229]

(Eğer erkek kadını, üçüncü defa boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onunla evlenmesi kendisine helal olmaz. Eğer bu kişi de o kadını boşarsa, [her iki taraf da] Allah�ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah�ın koyduğu sınırlarıdır.) [Bekara 230]

(Bu söylenenler Allah�ın koyduğu sınırlardır. Sakın onları aşmayın. Kim Allah�ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir, yani kâfirlerdir.) [Bekara 229]

Sual: Bir ateist ile talak üzerine konuşuyorduk. �Bir söz ile talak olur mu?� dedi. Ne cevap vermeliyiz?
CEVAP
Bu hüküm, Müslümanlar içindir, ateistler için değildir demeniz yetişir. Din öyle diyorsa öyledir.
Müslüman için durum şöyledir:
Bir söz ile [boşadım demekle] insanın hanımı yabancı olduğu gibi, bir söz [nikah] ile de elin kızı, bizim hanımımız olur.

Bir söz ile [kelime-i şehadet ile] müslüman olur. Bir söz ile [Mesela Allah yok demekle] insan kâfir olur.
Kanunlar bir Evet ile çıkar, bir Hayır ile reddedilir.

Bütün hayatımız bir evet ve hayır ile cereyan eder. Günlük işlerde bunu ateist de bilir ve yapar, ancak söz konusu din olunca, ateistliğini gösterir. Unutmamalı ki, Allahü teâlâ, Cenneti boşuna yaratmadığı gibi, Cehennemi de boşuna yaratmadı.

Tehditle talak
Sual: Hanımına zulmeden, döven, dine uymasını yasaklayan, kocalık vazifesini yapmayan, eve barka girmeyip nafakasını bile vermeyen, buna rağmen onu boşamayan sadist bir erkeğe, kadının yakınları, (Karını boşa yoksa seni öldürürüz) diye tehdit etseler, o da korkup hanımını boşasa, bu boşama dinen sahih olur mu?
CEVAP
Evet sahih olur. O kadın iddet bittikten sonra başkası ile evlenebilir. Evlendikten sonra da artık o kadını geri alamaz. Din kitaplarındaki ifade şöyledir:
Tehdit edilen kimsenin sözü, mektubu, telefonu, mesajı ile talak yani boşama Hanefi mezhebinde sahih olur. Diğer üç mezhepte sahih olmaz. Tehdit bittikten sonra, tehdit edilerek karısını boşayan kimsenin, kadın başkası ile evlenmemişse ve eski kocası ile de evlenmek istiyorsa, boşadığı kadını tekrar alması sahih olur.

Talak-ı bain ve talak-ı rici
Sual: Talak-ı bain ile talak-ı rici arasındaki fark nedir?
CEVAP
Talak, boşamak demektir. Talak-ı bain kesin boşama demektir. Talak-ı rici, açık boşamadır. Mesela seni boşadım denirse, talak-ı rici olur. Ama istediği zaman, eski nikahına dönebilir. İddet bitene kadar dönmezse, talak-ı rici, talak-ı bain halini alır. Üç talak hakkından birini kaybetmiş olur.

Talak-ı bainde ise, kinayeli sözlerle kadın boşanır. Mesela boşamak niyetiyle, (babanın evine git) demesi gibi. İddet bitmeden artık o kadınla evlenilemez. Boşama niyeti olmadan söylerse talak olmaz.

Talak-ı ricinin, talak-ı bainden farklı yönleri şunlardır:
1- Nikahı yenilemek gerekmez. Eski nikaha döndüm diyerek hanımının elini tutması yeter. Bainde ise, iddet bitmeden nikah yapılamaz. İddet bitince de, kadın razı olursa ancak nikah yapılabilir.

2- Mehri çoğaltmaya gerek kalmaz. Bainde ise, yeni nikah olacağı için arzu ettiği mehri isteyebilir.

3- Şahitsiz evlenebilir. Bainde ise, iddet bitince iki şahit şarttır. Çünkü bu yeni bir evliliktir.

4- Kadın razı olmasa da erkek ben eski nikahıma döndüm demesi yeterlidir. Bainde ise, kadın razı olmadan evlenilemez.

5- İddet müddeti içinde, karı kocadan biri ölürse, biri diğerine mirasçı olur. Bainde mirasçı olamaz.

6- İddet müddeti içinde erkek ölürse, kadının iddeti, ölüm iddeti olur, yani dört ay on gün bekler. Bainde ise, normal iddeti bitince, başkası ile evlenebilir.

7- Kadın, riciden sonra süslenebilir. Ama bainde, iddet müddeti içinde süslenemez.

8- Kadın, kocası ile aynı evde kalabilir. Bainde ise kalamaz. Ancak ayrı odada kalabilir. Yani ona yabancı durumdadır.

9- Talak-ı rici, nikahı kökten söküp atmaz, ona bir gevşeklik meydana getirir. Rici, yaralamaya, bain ise öldürmeye benzer.

10- Îlâ, Zıhar geçerli olur, kazf ederse li�an gerekir.

Îlâ: Hanımına, dört ay veya daha çok zaman veya zaman söylemeyerek, (Sana yaklaşmayacağım) diye yemin etmektir. Dört ay içinde yaklaşmazsa, bir talak-ı bain olur. Dört ay içinde, yemini bozarsa, hanımı boş olmaz. Yemin kefareti verir.

Zıhar: Erkeğin, hanımını veya yüz, baş, ferç gibi bir organını, mahreminin bakması haram olan yerine benzetmesidir. (Senin başın anamın sırtı gibidir) demek gibi. Kefaretsiz hanımına sarılması, öpmesi, beraber yatması haram olur. Zıhar kefareti, oruç kefareti gibidir.

Li�ân: Hanımına, zaniyesin veya bu çocuk benden değildir dese, karısı hakimden li�an isterse, hakim, li�an yapılmasını emreder. Li�an yapmak için, önce erkek, (Sözüm doğrudur) diye yemin eder. Dört kere tekrar eder. Beşincisinde, (Yalan söylüyorsam, Allah�ın laneti benim üzerime olsun) der. Sonra kadın, dört defa (Allah şahit olsun ki, bu adam bana zaniye demekle, yalan söyledi) diye yemin eder. Beşincisinde, (Doğru söyledi ise, Allah�ın gazabı benim üzerime olsun) der. Sonra hakim, bunları bir talak-ı bain ile ayırır.

Kazf: Namuslu bir kadına zina etti diye iftira etmektir.

Sarhoşun sözlerinin hükmü
Sual: Sarhoşun nikahı, talakı ve küfrü geçerli midir?
CEVAP
Delinin, çocuğun, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile talak olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur: Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, talak vaki olmaz. Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, talak vaki olur.

Bayılanın, delirenin, ilaçla veya içki içerek sarhoş olanın abdesti bozulur.
Talak veren erkeğin uyanık olması lazımdır. Sarhoşun sözü ile veya mektubu ile talak vaki olur. Şafii mezhebinde, sarhoşun sözü ile, talak vaki olmaz. (Mecmuai Zühdiyye)

Sarhoş iken, bilmeyerek küfre sebep olan bir şey söyleyenin imanı gitmez. Mürted olmaz. Ancak sarhoş iken, zevcesini boşaması, alış verişi sahih olur. (Emali kasidesi)

Sarhoş iken, ne söylediğini bilerek kıldığı namazları sahih olur, borçtan kurtulur ancak namaz kılmakla hasıl olacak büyük sevaba kavuşamaz.

Boşanmadan evlenilmez
Sual: Bir olay yüzünden hapse düştüm. Karım, uzun yıllar hapiste kalacağımı sanarak, hemen gidip başka biri ile evleniyor. Bu olaydan hiç haberim olmadı. Çok geçmeden hapisten çıktım. Karım, yeni kocasından ayrılıp tekrar benimle evlendi. Ama boşanınca iddet bekleme diye bir şey varmış, biz iddet beklemedik. Günah oldu mu?
CEVAP
O sizin zaten nikahlı eşiniz idi. Siz onu boşamamıştınız. Onun başkası ile evlenmesi caiz değil idi. Tekrar sizinle beraber olması için iddet beklemesi gerekmez, hatta nikah da gerekmez. Ama her zaman nikah tazelemek iyi olur. Siz boşamadan hanımınız başkası ile asla evlenemez. Başkası da eşini boşamadan sizinle evlenemez.

Boşamak niyetiyle
Sual: Bir kimse, hanımını boşamak niyetiyle (Babanın evine git!) gibi kinayeli bir söz söylese, hanımı da, (Boşamak niyetiyle mi söyledin?) dese, o da, inkâr edip, (Hayır, gezmek için git demek istedim) dese hanımını boşamış olur mu?
CEVAP
Evet, boşamış olur; çünkü burada niyet geçerlidir.


alıntıdır...

1782
DİNİ RESİMLER / Mekke'nin yeni görünümü böyle mi olacak
« : Temmuz 12, 2008, 12:22:47 ÖÖ »
Suudi Arabistan'ın, Harem-i Şerif'in genişletilmesi için başlattığı çalışmalar sürüyor. Binden fazla binanın yıkıldığı bölgede yeni binalar yapılacak.


Suudi Arabistan'ın, Harem-i Şerif'in genişletilmesi için başlattığı çalışmalar sürüyor. Binden fazla binanın yıkıldığı bölgede yapılacak imarın fotosunu Timeturk ele geçirdi.
Suudi Arabistan'ın Harem-i Şerif'in genişletilmesi için başlattığı çalışmalar çerçevesinde binden fazla bina ve otelin yıkımına devam ediliyor. Yıkılan yerlere yapılacak yeni Mekke'nin imar planını TIMETURK ele geçirdi.

Mekke’nin yeni imar fotosunda, genişletilen Harem-i Şerif’in ilerisine kitap şeklide ve her odası Kabe’yi görecek yapılmış birçok otel bulunuyor. Arap basını günlerdir, bu yeni imarın Mekke için uygun olup olmadığı tartışıyor



1783
Forum Oyunları / Ynt: Bir Sonraki Üyeyi Tahmin Et
« : Temmuz 12, 2008, 12:19:31 ÖÖ »
ben geldim

Gamzeli gelir

1784
Forum Oyunları / Ynt: en cok sevdiginiz yemek nedir?
« : Temmuz 11, 2008, 10:00:24 ÖS »
offf be masallah adin neydi ya senin

bana mı sordun ; bekir benim ismim

1785
Forum Oyunları / Ynt: son kelimeyi başa koy.....
« : Temmuz 11, 2008, 09:58:55 ÖS »
Ona muhtac degilim, başkası mı yok bana

Sayfa: 1 ... 117 118 [119] 120 121 ... 164