İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - lazakrep61

Sayfa: 1 ... 115 116 [117] 118 119 ... 166
1741
Organik Kimya / Biyoorganometalik Kimya
« : Haziran 02, 2009, 02:41:30 ÖS »
Bilim dallarındaki ayrıntılar arttıkça, tam sınırda kalan konuları bir başlığa sokmak gerekmiş, o yüzden iki dalın melezi yapılarak yeni alt dallar oluşturulmuştur... Kimyacıların ilk aşina oldukları bu türden çaprazlamalar biyokimya ve fiziksel kimyadır (veya fiziko kimya).. Sonra bunlar da yetmemiş biyoorganik, organometalik, biyoinorganik kimya gibi yenileri türemiştir... Sonra bakmışlar, biyokimya biyolojiyle kimyayı ilgilendiren çalışmaları kapsıyor, ama bazıları çok biyoloji az kimya kullanılıyor, bazıları az biyoloji çok kimya; hadi o zaman biyokimyayla kimyasal biyolojinin ayrımını yapalım demişler (hatta Harvard'ın kimya bölümü Deparment of Chemistry&Chemical Biology diye geçer)... Ardından bu ikili çaprazlar yetmemiş, üçlülerini de katalım işin içine demişler, fiziksel organik kimya, nanobiyoteknoloji (teknolojiyi sayarsak) gibi ucube melezler ortaya çıkmış... ve nihayetinde de 1985 yılında nurtopu gibi biyoorganometalik kimya doğmuş*...

Tanım itibariyle biyoorganometalik kimya, biyolojik etkinliğe sahip organometalik bileşiklerin sentezini ve incelenmesini kapsıyor. Dolayısıyla organometalik kimyanın bir alt dalı olduğu sonucu çıkıyor (Organometalik bileşiklerin başka birçok kullanım alanı vardır: asimetrik sentezde ve genel olarak organik sentezde katalizör olarak kullanıldıkları gibi, malzeme biliminde de büyük öneme sahiptirler)... Ama diğer açıdan bakınca, biyoorganometalik kimya aynı zamanda biyoinorganik kimyanın da bir alt dalıdır; dolayısıyla ilkokuldaki gibi bir Ven şeması çizersek, biyoorganometalik, organometalikle biyoinorganik'in kesişim kümesinde yer alır...

Tabi aslında (bence) adlandırmaların canı cehenneme, ama malesef kimyayı eski kimyacılar gibi evimizde yapmıyoruz, sisteme ister istemez dahil oluyorsunuz... Stereokimyada R, S (CIP) adlandırmasını da ister istemez öğrenmek zorundayız... Neyse asıl konumuza devam edelim... Biyolojik etkinliğe sahip metal-karbon bağı içeren (organometalik) bileşiklerin varlığı 19. yüzyılda biliniyordu, ama bu dalın gelişmesi ferrosenin keşfinden sonra ivme kazanmıştır... Şu anda ise organometalik bileşikler biyomoleküllerin izlenmesinde (sensör olarak), sulu ortamda moleküler tanımada ve belki de en önemlisi ilaç olarak kullanılmaktadır...

Kimyanın bu dalıyla ilgili gayet faydalı bilgilere, terimi 1985'te ilk kullanan kişi olan Gérard Jaouen'in editörlüğünde derlenmiş Bioorganometallics kitabından ulaşabilirsiniz (Wiley-VCH yayınları, 2003)...

* 1)G. Jaouen, A. Vessieres, Pure Appl. Chem. 1985, 57, 1865-1874.
2) S. Top, G. Jaouen, A. Vessieres, J. P. Abjean, D. Davoust, C. A. Rodger, B. G. Sayer, M. J. McGlinchey. Organometallics, 1985, 4, 2143-2150.

1742
Organik Kimya / Kısaca fantastik organik kimya
« : Haziran 02, 2009, 02:40:52 ÖS »

Hiç bir faydasal amaç gütmeden yapılan, sadece geometrik olarak ilginç olan organik bileşiklerin sentezi ile ilgilenen organik kimya dalı. Örneğin benzenin her bir karbonuna bağlı vinil grupları ile oluşan hekza vinil benzen (propellen) bileşiği, şekil olarak pervaneyi andırdığı için bu ismi almıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkün.


1743
Organik Kimya / Katenanlar
« : Haziran 02, 2009, 02:40:00 ÖS »
Organik kimyadaki zincir kelimesi, gündelik dildekinden farklı bir anlama sahiptir. Gündelik dildeki manasıyla, zincirin halkaları arasında katı mekanik bağlar yoktur; halkalar birbirine serbestçe geçer. Karmaşık bileşiklerdeki halkalar ise 'asker' gibi yanyana sıralanmıştır. Halkalardan oluşan bir zincire benzer ama tam bir zincir değildir.

Dolayısıyla kimyacılar halkaların zincir halkaları gibi bağlanıp bağlanamayacağı sorusuna cevap aramaya başladılar. Kısaca istenilen halkalı molekülleri kimyasal bağ olmadan tamamiyle mekaniksel olarak bağlamaktı.

1964 yılında ilk defa iki Alman kimyacı Lüttringhaus ve Schill katenan sentezlemeyi başardılar. Elde edilen madde 26 ve 28 karbon atomu içeren iki halkanın içiçe geçmesinden oluşan 125 derecede eriyen kristal yapılı bir tozdu.

Şu anda kimyacılar üç halkalı daha karmaşık moleküller üzerinde çalışıyorlar. Şimdilik sadece fantezi amaçlı sentezlenen bu bileşikler kimbilir belki de ileride ilginç kullanım alanları bulabilir.




Kaynak: 107 Kimya öyküsü, L.Vlasov, 1998 Tübitak Yayınları

1744
Organik Kimya / Tetrahedran
« : Haziran 02, 2009, 02:39:17 ÖS »
Tetrahedron geometriye sahip fantastik bir molekül.

Kapali formülü C4H4 olan molekülleri cizerken genelde en sona kalan ve de pek akla gelmeyen geometrik olarak oldukca gergin olan bir molekül. Bu yüzdendir ki kimse su ana kadar bu molekülü sentezleyememistir. Ama hidrojenler yerine tert-bütil gruplarinin oldugu sagdaki türevi sentezlenebilmistir.





Adi üstünde fantastik bir molekül olan tetrahedran, sentezleyen insanin basinin göge ermesinden baska bir faydasi olacagi bilinmemektedir. Ama bir cok fantastik molekül gibi bir gün belki de, faydali özellikler gösterdigi bulunacak, belki de süper iletken olacak ya da kanser tedavisinde kullanilabilecek bir ilac haline gelecek; belki de enflasyona care olacak ya da Türkiyede sonradan kesfedilecek madenleri ile ülkemizin degerlenedirilemeyen 48. maddesi olacak.

1745
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Haziran 02, 2009, 02:32:14 ÖS »

1746
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Haziran 02, 2009, 02:27:45 ÖS »
merve, hazır senı burda yakalamışkennn bı denede sana yapalummmm  :hihi

1747
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Haziran 02, 2009, 02:20:55 ÖS »

1748
Kendi Siteleriniz / Ynt: işte Benim Sitelerim
« : Haziran 02, 2009, 02:16:31 ÖS »
eger ilk denemelerinse fena bir sayfa degill ;)

1749
Resim / Ynt: Bu da benim :D
« : Haziran 01, 2009, 10:53:25 ÖS »
su photoshopa bıde ben egılcemmmmm bakalımm nasıll bısıdırrrr....

1750
Organik Kimya / Cift bagin bükülebilecegi son noktaya dogru.
« : Haziran 01, 2009, 10:51:45 ÖS »
Iste baska bir fantastik organik kimya örnegi. Bifloreniliden türevleri ile yapilmaya calisilan ve cift bagin, klasik anlamda bir cift bag olarak adlandirilabilecek özelliklerde kalacak sekilde bükülebilecek en büyük acinin bulunmaya calisilmasi bu noktaya dogru atilan son adimlardan.

Birkac yil öncesinden bir grup ispanyol bilim adami,su ana kadar bükülme acisi en fazla olan cift bagi basariyla sentezleyip, x-isini spektroskopisi ile bunu kanitlamislardir. Cift bagin, hala bir cift bag olup, diradikal halinde olmadini ispatlamak icin de, ESR (Electron Spin Resonance) spektroskopisi kullanarak, singlet spinde oldugunu gösterip klasik anlamda hala bir cift baga sahip bir molekül oldugunu ispatlamislardir.






Daha önce hic bir bagli grubu olmayan bisflorenilidenle yapilan calismalarda bükülme acisinin yaklasik 40° oldugu saptanmistir. Sentezlenen bu yeni moleküllerde molekülün daha fazla bükülmesini saglayacak klor atomlari aromatik halkalar üzerine düsünülmüs ve cok da zor olmayan bir sentezle sentezlenmistir. Yukarida cizimleri bulunan bu moleküllerden, sol taraftaki türevin bükülme acisi 55°, sag taraftakinin ise 66° olarak ölcülmüs ve su ana kadar sentezlenen en bükük (!) cift bag olma serefine ermislerdir.

Organik kimyada sinirlari bilmenin ve zorlamanin bir anlami oldugunu inananlara.

Referans : Journal of Organic Chemistry, 2002, 67 (21), 2002

1751
Organik Kimya / Silikon-Silikon Üçlü Bağ
« : Haziran 01, 2009, 10:50:46 ÖS »
Iste sicagi sicagina, kimyanin sinirlarini zorlayan bir makale daha. Gectigimiz ay Science dergisinde yayimlanan makalede (Science, (305) 1755, 2004) , Japon arastirma grubu (Sigekuchi ve arkadaslari) Si-Si üçlü bağ iceren, ilk kararli bilesigi sentezleyip karakterize ettiklerini bildirdiler.






Yukaridaki tepkimede görüldügü gibi, tetrabromo tetrasilan türevi bilesik, potasyum grafit ( KC8 ) varliginda THF icerisinde tepkimeye sokularak % 73 verim ile ilk kararli Si-Si üclü bag iceren ilk molekül sentezlenmistir. 100 °C ye kadar kararli olan yesil kristal yapidaki bur bilesik, havaya ve neme karsi oldukca hassas olup hemen bozunmaktadir.

Bugune kadar yapilan tüm tesebbüslerde, cok reaktif olmasi nedeniyle sürekli Si-Si üclü bag iceren bilesikler izole edilememisti.

Bagli gruplarin, ( bis(trimetil silil)metil ) kalabalik olmasi nedeniyle, Si-Si üclü bagin, termodinamik ve kinetik olarak kararli olmasi saglanmis ve Si-Si üclü bagin varligi X-isini spektroskopisi ile ispatlanmistir.







X-isini spektroskopisi ile elde edilen bu üc boyutlu yapi ile, Si-Si bag uzunlugu, 2.0622 A° olarak bulunmustur. Bu ise tipik Si=Si cift bagdan (2.14 A°) % 13.5 daha kisa. Ayrica C-C üclü bagin aksine, bu bag dogrusal olmayip, 137.44° lik bir aciya sahip oldugu hesaplanmistir.

1752
Organik Kimya / Oktasiklopropilküban
« : Haziran 01, 2009, 10:45:07 ÖS »
Küban yazısında  Salih kübanın özelliklerini ayrıntılı bir şekilde açıklamıştı; Philip Eaton'ın 1964'teki sentezinden sonra çok çeşitli küban türevleri sentezlendi, şüphesiz en ünlüsü de Salih'in bahsettiği yine Eaton tarafından sentezlenen, hayli patlayıcı oktanitroküban...Bu yazının konusu olan oktasiklopropilküban ise fantazinin doruk olmasa bile epey yüksek bir noktası sayılabilir bence...

Alman kimyagerler tarafından sentezlenen molekül, bu yıl Angewandte dergisinde yayımlandı*; aşağıda gördüğünüz sentezi ise sadece 2 basamaktan oluşuyor (başlangıç alkin hariç) ve % 32 net verime sahip... Şaşırtıcı diil mi?:) Sentezin ilk basamağında araürün olarak tetrasiklopropil bütadien oluşuyor ve bunların iki tanesi kendi aralarında Diels-Alder tipi tepkimeye girerek ilk basamak ürününü oluşturuyor. Bunun civa lambasıyla ışınlanması da [2+2] katılma ürünü olan küban türevini veriyor...


Tabi ki bu garip molekülün özellikleri sentezinden daha ilgi çekici... İlk olarak, haliyle hayli gerilimli bir molekül; küban iskeletinden gelen 166 kkal/mol'lük gerilim enerjisinin üstüne bir de sekiz tane siklopropil halkasından gelen 224 kkal/mol'lük enerji ekleniyor, etti mi size 390 kkal/mol...Böyle stresli bir molekülün kolayca bozulmasını bekleriz, ama şaşırtıcı bir biçimde kübandan daha dirençli çıkmış: küban 250 oC'de 24 dakikalık bir yarı ömre sahipken bizimkininki 3 saat olarak bulunmuş (bozunma ürünü buna karşılık gelen siklooktatetraen türevi) ve bunu siklopropil halkalarının sterik etkisi olarak açıklamışlar (bkz. herşeyin başı sterik)...

Diğer bir ilginç mevzu da Salih'in küban için bahsettiği karbon atomlarının hibritleşme mevzuu; 90 o'lik açılardan dolayı evet C-H bağlarında artan s karakterinden dolayı karbon hidrojenden bayağ bir elektronegatifti; burda ise hidrojen yerine siklopropil gruları var ve siklopropil karbonu 60 o'lik açıdan dolayi daha da fazla s karakterine sahip ve bu siklopropiller bu sefer tam tersi küban iskeletinden elektron çekiyorlar...

1753
Organik Kimya / Molekül Modelleme
« : Haziran 01, 2009, 10:44:12 ÖS »
Computational (Bilgisayarli) Kimya`nin en önemli uygulamalarindan biri. Molekül Modelleme kisaca moleküllerin 3 boyutlu yapilarini ve tepkimelerini bulmak ve göstermek icin kullanilan yöntemlerdir. Elbette ki bu bilgisayarla yapilan yöntemlerdir.

Aslinda, bizim kagit üzerinde moleküllerin yapilarini cizmemiz, mekanizmalarini göstermemiz en basit molekül modellemedir. Kagit üzerinde iki boyutlu ve de gercege pek de yakin olmayan cizimleri bir yana birakirsak, bilgisayarla Schrödinger denkleminin istenilen moleküller icin degisik yöntemlerle cözülmesi ve bunun molekülün 3 boyutlu yapisini, elektronik özelliklerini vs. aydinlatmasina, gercek moleküler modelleme diyebiliriz.

Bu modelleme icin günümüzde bir cok programlar mevcuttur. Schrödinger denkleminin farkli yaklasimlarla cözülmesi sonucu farkli programlar ortaya cikmistir diyebiliriz.

Moleküler modellemenin oldukca sik olarak kullanildigi alanlardan biri de, ilac dizaynidir. Ilaclarin etki mekanizmasinin incelenmesinde oldukca sik olarak kullanilir. Ilaclarin yanisira, vücuttaki bir cok biyokimyasal tepkimenin mekanizmalarinin aciklanmasinda, proteinlerin ve enzimlerin 3 boyutlu yapilarinin bulunmasinda da kullanilir.

Son zamanlarin oldukca gözde arastirma konularindandir ve de 1998 de Pople ve Kohn`a computational yöntemlerin ve moleküler modellemenin gelistirilmesi konusunda yaptiklari katkilardan dolayi Nobel Ödülü kazanmistir.

1754
Organik Kimya / Rotamerler
« : Haziran 01, 2009, 10:33:27 ÖS »
Rotamerler, büyük moleküllerin yan zincirlerinin en kararli, en düsük enerjili konformasyonlarina verilen isimdir. Moleküler modelleme yaparken, vakitten kazanim yapmak ve amerikayi tekrar kesfetmemek icin önceden hesaplanmis ve bilinen rotamerlerden olusan bilgi bankalari, kütüphaneler kullanilir.

Bircok farkli moleküllün rotamerlerine günümüzde ulasmak oldukca mümkün. Ama elbette ki rotamerleri hakkinda fazla bilgi bulunmayan yapilar da mevcut.

1755
Organik Kimya / Neden etanın çapraz konformasyonu daha kararlıdır?
« : Haziran 01, 2009, 10:27:31 ÖS »
Kararlılıktan maksat daha düşük enerjili olması; anlamıştınız zaten..Ama neymiş, Amerikalı amcalar (Rutgers University, Wright and Rieman Chemistry Laboratories, Vojislava Pophristic&Lionel Goodman) düşünmüşler, taşınmışlar, hesaplamışlar ve etanın (CH3CH3) çapraz konformasyonunun çakışık olanından daha düşük enerjili olmasının sebebinin bize hep öğretilenin aksine sterik etkenler değil de hiperkonjugasyon olduğunu ortaya atmışlar. Peki ne yapmışlar da bu sonuca varmışlar? Yaptıkları şey özetle şu: Etanda bu enerji farkına sebep olabilecek üç temel etkileşimin (elektrostatik, hiperkonjugasyon ve exchange repulsion'ın (Pauli Dışlama İlkesi kaynaklı, elektron çiftlerinin aynı uzayı paylaşmak istememesi durumu gibi bir şeymiş ama tam bilmiyorum, bilen varsa anlatsın, öğreniriz iyi olur..) enerji üzerine etkisini tek tek teorik olarak hesaplamışlar. Sonuçta -kısa kesmek gerekirse- "exchange repulsion", elektrostatik etkileşim (C-H bağ elektronları arasındaki) ve geminal hiperkonjugasyonun var olmamaları halinde etanın enerji diyagramında ters yönde bir etki olmazken, visinal hiperkonjugasyon ortadan kaldırıldığında artık çakışık konformasyon baskın hale gelir olmuş..

İşte durum özetle budur..Bu arada unutmadan söyleyim, buradaki hiperkonjugasyon dolu C-H bağlayıcı orbitaliyle boş C-H bağa karşı orbitali arasındaki etkileşimden kaynaklanıyor. Eğer bu açıklama beni hiç doyurmadı, yok efendim ben daha ayrıntılı bilgi istiyorum, bu hesaplamaları yaparken hangi programları kullanmışlar onu da bilmek istiyorum diyorsanız buyrun: Nature 411, 565 - 568 (31 May 2001), Hyperconjugation not steric repulsion leads to the staggered structure of ethane

Sayfa: 1 ... 115 116 [117] 118 119 ... 166