İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - lazakrep61

Sayfa: 1 ... 113 114 [115] 116 117 ... 166
1711
Organik Kimya / Mutlak Konfigurasyon
« : Haziran 02, 2009, 07:51:10 ÖS »
Asimetrik moleküllerin tam olarak bilinen 3 boyutlu yapilarina mutlak konfigürasyon denebilir. Basit molekülleri düsünecek olursak; tek stereojenik merkez iceren optikce aktif bir molekülün iki enantiomeri oldugunu, bunlardan birinin R ile digerinin de S ile gösterildigini, ve de bunlarin düzlem polarize isigi zit yönde cevirdigini biliyoruz. Ama cogu zaman bilmedigimiz, hangisinin hangisi hangi yöne cevirdigidir. Sentezledigimiz yeni bir asimetrik (kiral)(optikce aktif) molekül polarimetrede yaptigimiz ölcümlerde isigi + yönde belli bir aciyla cevirdi. Iyi güzel hos ama bu bilgi molekülün R mi yoksa S enantiomeri mi oldugunu vermiyor. Iste bunu anlamanin birkac yolu var.

En klasik yol, bu molekül eger daha önceden mutlak konfigürasyonu bilinen bir moleküle kolayca ve stereojenik merkezinde herhangi bilinmeyen bir etki olmadan dönüsütürülebiliniyorsa, dönüstürülür ve polarimetre degerleri karsilastirilir. Eger ki, ayni ise o zaman denir ki, molekülün mutlak konfigürasyonu su olmali ki bundan sentezlenen bilinen maddenin aynisi elde edildi. Polarimetre degeri zitti ise de o zaman eldekinin diger enantiomer oldugu anlasilir.

En garanti diger bir yol ise eger ki madde kristalize edilebiliniyorsa X-isini spektroskopisidir. Dogrudan, x-ray yardimi ile molekülün 3 boyutlu gercek yapisi ki haliyle mutlak konfigürasyonu da ortaya cikartilir. Ama her maddenin kati olmadigini, ve de her katinin da kristalize edilemedigini, edilse de her yerde X-isini analizi yapacak kisi ve alet olmadigini düsünürsek biraz kisitli bir yöntem diyebiliriz. Ama yine de siklikla kullaniliyor elbette.

Bir diger yöntem ise CD olarak kisaltilan Circular Dichroism spektroskopisi. Mutlak konfigürasyonu bulunacak maddenin öncelikle CD spektrumu alinir. Ardindan, teorik hesaplamalarla ki bunu yapmak hic de kolay degildir, eldeki maddenin her iki enantiomeri icin CD spektrumu elde edilir. Zaten Enantiomerlerin CD spektrumlari x eksenine göre simetriktir. Ölcüm yolu ile elde edilen spektrum hangi hesaplama yolu ile bulununankine uyuyorsa, o madde o enantiomer anlamina geliyor.

Mutlak konfifürasyonunun bulunmasi özellikle ilac dizayni yaparken oldukca önemlidir. Enzimlerdeki aktif bölgelere göre yapilan 3 boyutlu ilac dizayninin ardindan potansiyel ilac olan bu molekülün sentezi sirasinda kullanilan asimetrik sentez yöntemlerinde hangi enantiomerin elde edildigi bilinemiyor olabilir. Bunun icin mutlak konfigürasyonunun tayin edilmesi ve sentezine buna göre devam edilmesi gerekir.

1712
Organik Kimya / Enantiomer
« : Haziran 02, 2009, 07:50:32 ÖS »
Optikce aktif maddenin herhangi bir ayna görüntüsene verilen isim. Optikce aktif her maddenin iki tane enantiomeri vardir. Ve bunlarin optik dönme acilari rakam olarak ayni ama isaret olarak tam terstir. Chan-Ingeld-Prelog sistemine göre biri (R) iken digeri (S) enantiomeri olustururlar, asagidaki Adrenalin örneginde görüldügü üzere.




Enantiomerlerin erime ve kaynama noktalari, yogunluklari gibi tüm fiziksel özellikleri birbirinin aynidir. Kiral olmayan ortamlardaki kimyasal özellikleri de aynidir. Ayni hizda ayni sekilde tepkimeye girip, ayni ürünleri olustururlar. Bu yüzden klasik yöntemlerle enantiomerleri ayirmak mümkün degildir. Optikce aktif özellige sahip yardimci etken kullanilarak ayrilabilinir.

1713
Organik Kimya / Kinetik Ayirma (Resolution) Yöntemi
« : Haziran 02, 2009, 07:47:42 ÖS »
Ilk olarak, Louis Pastör (bildigimiz Pastör)(orjinal yazilisini bilemiycem simdi,Pasteur sanirim ama emin degilim kusura bakma Pastör, topragin bol olsun.) tarafindan sodyum tartarat ile yapilmistir.

Sodyum tartarate optikce aktif bir maddedir. Tartarik asit üzüm asiti olarak da bilinir. Sodyum tartarat da üzümden elde edilmektedir. Dogadaki hali elbette ki optikce aktiftir yani sadece tek bir enantiomer halinde bulunur.
Pastör, bazi mayalarin rasemik tartaratin bir enantiomerini yerken digerini yemeyip yaninda yattigini gözlemlemistir. Sentetik olarak elde edilen rasemik sodyum tartarati maya kullanarak enantiomerlerine ayiran Pastör, bu sayede, rasemik karisimlarin ayrilmasi konusunun öncüsü olmustur. Aslinda Pastörün kendisi icin stereokimyanin babasi diyebiliriz. Asimetrik kristallerin düzlem polarize isigin acisini degistirdigini ilk bulan kisidir de kendisi ayni zamanda.

Günümüzde bir cok rasemik karisim, optikce aktif baska maddelerle tuzlari olusturulup kinetik ayirma yöntemi ile enantiomerlerine ayrilirlar. Kinetik ayirma aslinda, rasemik bir karisimi, kiral baska bir madde ve tepkime hizi farklarini kullanarak enantiomerlerine ayirmaktir. Bu kiral maddelerle diastereomerik tuz olusturup, secici cöktürme yoluyla olabilirken, ayrica, optikce aktif maddelerle tepkimeye sokup, bir enantiomerin daha hizli bir sekilde tepkimeye girip, digerinin ya hic girmemesi ya da daha yavas bir sekilde tepkimeye girmesi yoluyla da olabilmektedir. Adi üstünde, kinetik yani tepkime hizi kullanarak enantiomerlerin ayrilmasi (resolution).

1714
Organik Kimya / Madrabaz Asimetrik Karbon
« : Haziran 02, 2009, 07:47:06 ÖS »
Madrabaz asimetrik karbon terimi, kimya olimpiyatlarına katılan çoğu kişinin hocası, babası ODTÜ Kimya bölümünün hocalarından Cihangir Tanyeli'nin Türkçemize kazandırdığı bir terimdir. İngilizcesi pseudo-asymmetric carbondur; pseudo eki genelde yabancı diye çevrilir... Misal pseudo-science vardır, yalancı bilim, bilim gibi görünüp aslında olmayan konulara denir...Biz pseudo'yu ilk anorganik kitaplarında görmüştük, Berry pseudo-rotation diye bir konu vardır, Türkçe'ye Berry yalancı dönmesi diye çevrilebilir...Aslında bizdeki yalancı mantıya benzer, gerçek mantı olmayan, içinden et yerine başka bişey çıkan, ama yine de bize mantı diye yutturulan... Madrabaz anlayacağınız...

Stereokimyayı ilk öğrendiğinizde ilkin kafanız karışır, sonra yavaş yavaş kavramlar oturmaya başlar, sonra bir level daha atlayıp işin içine daha bir girince yine karışırsınız, öyle ya kimyada her daim istisnalar vardır, madrabaz asimetrik karbon da bunlardan biridir... Ders kitapları bu kavramı açıklamak için 1,2,3-trihidroksi glutarik asidi örnek verirler, biz de öyle yapalım... Aşağıda bu molekülün stereoizomerlerinden ikisini görüyorsunuz:



Şimdi temel sorunumuz bu molekülü stereokimyasını göstermeden bize gösterdiler ve bunun kaç asimetrik karbonu vardır diye sordular, ne cevap veririz? 2. ve 4. karbonların asimetrik (ve kiral) oldukları aşikar, çünkü 4 farklı grup bağlı.. Peki ya 3. karbon? Bağlı olan gruplara yapısal (constitutional) olarak bakarsak, CH(OH)CO2H ların aynı olduğunu görürüz, bu da bu karbonun asimetrik değil simetrik olduğu sonucuna götürür... Ama bu grupların stereokimyasını da göz önünde bulundurursak, mesela ribarik asidi ele alırsak, birinin R, birinin S olduğunu görürüz... Dolayısıyla bu karbona 4 farklı grup bağlıdır ve asimetriktir... Malesef işler burada bitmiyor, molekülün kendisi kiral değildir (mezodur), çünkü ortasından bir simetri düzlemi geçer.. Ve bu düzlem ne hikmetse, asimetrik karbonumuzun üstünden geçiyor... Nasıl oluyor da oluyor, asimetrik bir karbonun üzerinden simetri düzlemi geçiyor? Son olarak, bu karbonun üzerindeki iki grubun yerini değiştirirsek, ksilarik asidi yani ribarik asidin bir diyastereomerini elde ederiz... İşte tüm bunlardan dolayı C3 karbonu simetriyle asimetrinin arasında kalmıştır sanki, kafamızı karıştırır, bize oyunlar oynar, hilebazdır kendileri, TDK sözlüğü madrabazın tanımını hile yapan, hileci olarak belirtmiş, demek ki C3 karbonumuz tam da bir madrabazmış... Neymiş, Cihangir Hocam haklıymış...

Gelelim, aynı molekülün diğer iki stereoizomerine, ki aşağıda görmektesiniz kendilerini...

Bunlar ise daha bir ilginçtir, moleküller kiraldir ve enantiyomer çiftini oluştururlar; ama bu sefer de C2 ve C4 karbonları RR ve SS tir, yani C3 karbonumuz bu sefer tamamen simetriktir, yani asimetrik bir karbon değildir... Ha bu arada söylemeyi unuttum, yukarıdaki madrabaz karbonun konfigürasyonu r ve s (R, S değil, küçük harflerle) gösterilir, ve öncelik belirlemede R'ın S'e göre önceliği vardır...

Madrabaz asimetrik merkezlere (illa karbon olması şart değil, başka atomlar da olabilir, yeter ki dört grubu olsun) ilave iki örneği aşağıda görüyorsunuz...





Şimdi temel sorunumuz bu molekülü stereokimyasını göstermeden bize gösterdiler ve bunun kaç asimetrik karbonu vardır diye sordular, ne cevap veririz? 2. ve 4. karbonların asimetrik (ve kiral) oldukları aşikar, çünkü 4 farklı grup bağlı.. Peki ya 3. karbon? Bağlı olan gruplara yapısal (constitutional) olarak bakarsak, CH(OH)CO2H ların aynı olduğunu görürüz, bu da bu karbonun asimetrik değil simetrik olduğu sonucuna götürür... Ama bu grupların stereokimyasını da göz önünde bulundurursak, mesela ribarik asidi ele alırsak, birinin R, birinin S olduğunu görürüz... Dolayısıyla bu karbona 4 farklı grup bağlıdır ve asimetriktir... Malesef işler burada bitmiyor, molekülün kendisi kiral değildir (mezodur), çünkü ortasından bir simetri düzlemi geçer.. Ve bu düzlem ne hikmetse, asimetrik karbonumuzun üstünden geçiyor... Nasıl oluyor da oluyor, asimetrik bir karbonun üzerinden simetri düzlemi geçiyor? Son olarak, bu karbonun üzerindeki iki grubun yerini değiştirirsek, ksilarik asidi yani ribarik asidin bir diyastereomerini elde ederiz... İşte tüm bunlardan dolayı C3 karbonu simetriyle asimetrinin arasında kalmıştır sanki, kafamızı karıştırır, bize oyunlar oynar, hilebazdır kendileri, TDK sözlüğü madrabazın tanımını hile yapan, hileci olarak belirtmiş, demek ki C3 karbonumuz tam da bir madrabazmış... Neymiş, Cihangir Hocam haklıymış...

Gelelim, aynı molekülün diğer iki stereoizomerine, ki aşağıda görmektesiniz kendilerini...





Bunlar ise daha bir ilginçtir, moleküller kiraldir ve enantiyomer çiftini oluştururlar; ama bu sefer de C2 ve C4 karbonları RR ve SS tir, yani C3 karbonumuz bu sefer tamamen simetriktir, yani asimetrik bir karbon değildir... Ha bu arada söylemeyi unuttum, yukarıdaki madrabaz karbonun konfigürasyonu r ve s (R, S değil, küçük harflerle) gösterilir, ve öncelik belirlemede R'ın S'e göre önceliği vardır...

Madrabaz asimetrik merkezlere (illa karbon olması şart değil, başka atomlar da olabilir, yeter ki dört grubu olsun) ilave iki örneği aşağıda görüyorsunuz...




1715
Organik Kimya / Total Sentez
« : Haziran 02, 2009, 07:46:10 ÖS »
Total sentez yapmak her baba yiğidin harcı değildir. Kalabalık ve sağlam bir araştırma ekibi gerekir.

Sentezlenecek hedef moleküller genelde doğadan izole edilmiş, biyolojik ya da farmakolojik aktivitelere sahip, karbon sayısı 10'dan asağı olmayan, kısaca büyük moleküllerdir. Örnek vermek gerekirse teramisin, penisilin, bir çok antibiyotik ilaçlar, kanser ve AIDS ilaçları vs. bu uzar gider.

Senteze başlamadan önce retro sentez denen geri sentez yapılır. Burda iki strateji vardır. Ya molekül bir kaç daha küçük parçalara bölünür, ya da molekül yavaş yavaş küçültülür. Bunu şuna benzetebiliriz. 9 sayisını elde etmek için, ya 6 ile 3'ü, ya 4 ile 5'i toplarız. Ya da 8 ile 1'i toplarız. 8'i de 7 ile 1'i toplayıp elde ederiz. 7'yi de ..... diye bu gider bire kadar. İki strateji arasındaki fark buna benzer.

Molekülün nasıl bir yol ile sentezleneceği planladıktan sonra senteze başlanır. Tabi, retro sentezde düşünülen bazı birleştirmeler (toplama işlemi diyelim biz buna Smiley). Teorikte olur gibi gözükürken, pratikte gerçekleşmez. Buna organik kimyanın cilvesi denir. İşte o zaman esas zorluklar başlar. Moleküle istenilen grubu takmak için başka yollar denenir. Yeni metodlar bulunur. Total sentezin, sentetik organik kimyaya katkısı da burda ortaya çıkar. Birçok yeni metod bu şekilde bulunur.

1716
Organik Kimya / Asimetrik Sentez
« : Haziran 02, 2009, 07:45:48 ÖS »
Kendim yapıyorum diye söylemiyorum bunları Smiley. Neyse, şaka bi yana, asimetrik sentezden bahsedeyim en iyisi.

Doğada bulunan bir çok madde optikçe aktifdir. Yani asimetrik/kiral karbon(sadece karbon olması şart değil, azot, kükürt, fosfor da olabiliyor) atomu içerir ya da en genel haliyle ayna görüntüleri birbiriyle çakışmaz.

Bir organik molekülün sadece tek bir enantiomerini sentezlemek için takip edilen genel olarak 3 yol vardır.

1. Rasemik karışımların değişik metodlarla ayrılması.
2. Kiral yardımcı maddeler kullanarak sentezlenmesi.
3. Sentezleri sırasında kiral katalizör kullanılması.

Bu her üç başlık da kendi başına bir konudur.

1717
Organik Kimya / Aspirin Sentezi
« : Haziran 02, 2009, 07:45:21 ÖS »
Klasik bir geyiktir lablarda. Basim agriyor diyen birine, dur sana bir aspirin sentezleyeyim hemen diyen birileri muhakkak bulunur ortamda. Eksik kalmayin ve siz de ögrenin.

Aspirin kimyasal olarak Asetil salisilik asitin ta kendisidir.

Aspirin asagidaki tepkime ile kolayca sentezlenebilmektedir.





Gerekli kimyasal madde ve cam malzemeler:
1. Salisilik asit (3.0 g)
2. Asetik anhidrit (6.0 mL)
3. Derisik Fosforik asit veya Sülfürik asit (bir kac damla)
4. Erlen (250 mL`lik)
5. Dereceli silindir (10mL`lik)
6. Damlalik
7. Su banyosu
8. Isitici
9. Termometre (Elinizin sicaklik ayarina güverniyorsaniz gerekmeyebilir)


3.0 g salisilik asit erlen icine konur. Üzerine sirayla 6 mL asetik anhidrit ve derisik sülfürik asit veya fosforik asit dikkatlice eklenir. Erlen, su banyosuna konup, su banyosu 70-80 dereceye isitilir. 10 dakika sonra erlene 15-20 damla saf su ilave edilir. Ardindan buz banyosunda soguturken 20 mL kadar saf su daha ilave edilir ve Asetil salisilik asit kristallerinin cökelmesi beklenir. Tamamen cökeldiginden emin olundugunda asetil salisilik asit filtre kagidindan süzülerek ayrilir. 100oC `ye isinmis firinda yarim saat kurutulur ve verim hesaplanmak icin tartilir.

Basim agrisa da kullansam denesem diye beklenir.

1718
Organik Kimya / Asimetrik Sentezin önemi
« : Haziran 02, 2009, 07:43:43 ÖS »
Vucudumuzdaki bir cok hayati molekül optikce aktif bir diger deyisle de asimetriktir. Enzimlerin vücuttaki fonksiyonlarinin seciciligini saglayan faktör de yine asimetrikliktir (bakisimsizlik).
Secicilikle asimetrinin ilgisini basit bir örnekle aciklamak gerekirse ayakkabi ya da eldiven örnegi verilebilir. Kücükken hepimiz ayakkabilarin sag ve sol teklerini karistirip bazen ters giyip ortalikta aval aval dolasmisizdir ta ki annelerimiz ya da bir baska büyük farkedene kadar. Su an denemeye kalksak bunu, ayaklarimizin nasil da rahatsiz oldugunu rahatlikla farkederiz. Kücükken amma salakmisim da anlamazmisim diye düsünenler de olabilir su an(bkz: kendimden biliyorum). Bu rahatsizligin sebebi, asimetrik ve de birbirlerinin ayna görüntüsü (enantiomeri) olan ayaklarimizin yine asimetrik olan ayakkabilarimiza ters giyildiginde dogal olarak tam uymamasidir. Eee bunu ben de biliyorum, tam uymuyor o yuzden rahatsiz oluyoruz diyeceksiniz ama burada önemli olan neden tam uymuyor olmamasi. Ayakkabiyi vücudumuzdaki (daha genel ifadeyle biyolojik sistemlerdeki) bir molekülün bir kismi, ayaklari da enzimler olarak düsündügümüzde görüldügü gibi sag ayagimizin sag ayakkabimiza karsi bir seciciligi oldugu görülmektedir. Anahtar-kilit klasik örneginde de oldugu gibi, bir kilitin anahtarinin ayna görüntüsü seklinde ayni bir anahtar yaptirilsa, tüm kivrimlarin, sekillerin ayni olmasina ragmen anahtarin kilide girmeyecegi asikardir herhalde. Konuyu uzatmisken tam uzatip, eldiven örnegine geceyim. Bazi eldivenleri bilirsiniz hem sag hem de sol elinize giyebilirsiniz. Ama bazilari vardir ki sadece sag ya da sol eliniz girebilir icine. Bu eldivenlerin farkini incelerseniz, her iki ele de olan eldivenlerin simetrik oldugunu; tüm parmaklari ortadan ikiye bölen bir simetri düzlemine sahip oldugunu görürsünüz. Ama diger tür eldivenlerde, bas parmagin girdigi kisim, diger parmaklarinkine göre biraz üstte dikildiginden simetri bozulup sadece tek ele uygun hale gelir. Bu da o tür eldivenlerin ellere göre seciciligini saglar.

Iste böyle arkadaslar, vücudumuzdaki moleküller eger asimetrik olmasaydi, secicilik diye birsey olmaz, vücutsal fonksiyon diye birsey de olmazdi. Cünkü, bircok biyolojik aktivite bu secicilik sayesinde gerceklesmektedir.

Asimetrik sentezin önemi de, bu secici vücudumuz icin kullandigimiz ilaclarin da asimetrik olmalari gerekmesinden ortaya cikmaktadir. Asimetrik olmasi derken kastettigim, optikce aktif olmasi yani sadece tek bir enantiomer halinde bulunmasi gerekitidigir. Ilaclarda rasemik moleküllerin kullanilmasi, alinan ilacin yarisinin ise yarayip, diger yarisinin yani diger enantiomerinin ise yaramamasi hatta Talidomit örneginde oldugu gibi olumsuz yan etkilere neden olmasi demektir. Bu da günümüzde ilac sektöründe optikce aktif ilaclarin asimetrik sentezinin önemini göstermektedir. Asimetrik sentez yapilip biten birsey de degildir. Her zaman daha iyisi (%100 optikce saflik), daha verimlisi (%100 kimyasal verim), daha ucuzu, daha temizi, daha cevre dostu olani mümkündür. Bu da bu konudaki arastirmalarin durdurak bilmemesi her gecen yeni asimetrik sentezlerin bulunmasi anlamina gelmektedir.

1719
Organik Kimya / Silanlanmis Sulfonil Hidrazonlardan Stereoselektif
« : Haziran 02, 2009, 07:43:11 ÖS »
Alken eldesinde degisik bir yol da Andrew G. Myers`in bulmus oldugu metottur. Bu metod icin gereken aldehit tosilhidrazon aldehit ve tosil hidrazinden kolaylikla sentezlenebilir. Daha sonra bu tosilhidrazon silanlanarak N-tert-butil-dimetilsilil turevine cevrilir. Bu bilesik ise es mol sayida organolityum reaktifiyle tepkimeye girdiginde allilik diazen urununun sigmatropik duzenlenmesi sonucu alken urunu elde edilir. Bu tepkimede nukleofilik ozellikteki organolityum reaktifi karbon azot cift bagindaki kismi arti yuklu karbona saldirmaktadir. Daha sonra ise retro-ene tepkimesiyle(ters ene tepkimesi) N2 ayrilmakta ve urun olarak diastereomerik alken cifti iyi bir verimle elde edilmektedir. Aldehit tosil hidrazon dogrudan da organolityum reaktifi ile tepkimeye girerek farkli bir mekanizma uzerinden alken urununu verebilir. Ancak bu durumda en az iki esdeger organolityum reaktifi gerekmektedir. Silanlanmis durumda ise -artik azota bagli asidik bir hidrojen olmadigi icin- 1 esdeger reaktif, reaksiyonun iyi bir verimle tamamlanmasi icin yeterlidir. Reaksiyon semasi icin tiklayin (Kaynak: Andrew G. Myers, Paivi J.Kukkola, JACS 1990, 112 8208-8210)

1720
Organik Kimya / Ynt: Bir Katenan Sentezi
« : Haziran 02, 2009, 07:42:23 ÖS »
arkadaşlarr zatenn bu konularr geneldee ünü içinn :)

1721
Forum Oyunları / Ynt: Son İki Harf
« : Haziran 02, 2009, 07:37:18 ÖS »
eleman

1722
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Haziran 02, 2009, 03:09:46 ÖS »
izinde aldıkkı bunun ustune hass bi karikatürr giderrrr :hihi ama olann genede olcaya oldu gibime geldiii



1723
Organik Kimya / LDA Hazirlanisi
« : Haziran 02, 2009, 03:07:52 ÖS »
Lityum Diizopropil Amit`in kisaltmasi olan LDA, orta kuvvette bir baz olarak bir cok cesit tepkimede kullanilmaktadair. Gerek hazirlanilmasinin kolayligi gerek de temiz tepkime vermesi nedeniyle günümüz kimyacilarinin vazgecilmez reagentlerindendir.




Ketonlarin termodinamik olarak daha az kararli enolatlarini olusturmasi en bilinen kullanim alanlarindandir.

Asagidaki genel prosedürle izopropil amin kullanarak hazirlanabilir.

1.40 mL i-Pr2NH (0.010 mol), 7.5 mL kuru THF icerisinde Argon atmosferi altinda 25 mL`lik schlenk icinde cözünür. Kullanilacak olan izopropil amin eger yeterince saf degilse distillemek gerektigini hatirlatmak isterim. Taze olarak hazirlanmis kuru THF kullanimi da tavsiye ederim. Elde edilen cözelti buz banyosu ile 0°C`ye sogutulur. 6 mL n-BuLi (0.0096 mol) cözeltisi (1.6 M hekzan icerisindeki cözelti) siringa ile yavas yavas ilave edilir. Eklemenin bittikten sonra 30 dakika daha ayni sicaklikta karistirilir ve oda sicakliga gelmesi beklenir.

Istenilen tepkimeyi yapmadan hemen önce sadece gerekli miktarda hazirlanmasinda fayda vardir. Yoksa zamanla nemle tepkimeye girerek bozunmaktadir. Argon altinda kullanilmalidir ve saklanmalidir.

1724
Organik Kimya / Bir Katenan Sentezi
« : Haziran 02, 2009, 03:07:11 ÖS »
Yapilan ilk katenan sentezlerinden. Katenan da neydi ya diyenler icin (bkz:katenan). Klasik bir yol. Günümüzde daha modern teknikler, teknolojinin son harikalari kullanilmakta, o katenan bu katenan sentezlenmekte, isin suyu cikmaktadir.
Su an icin iki halkanin birbiri icine gecmesinde metal kompleksleri teknigi kullanilmakta ama tarihin gelisimini izlemek icin katenan sentezlerinin de atasini bilmekte fayda var. Tüm, "hem titrasyon yapan mi kaldi ki" diyenlere...





Simdi burada biraz durmakta fayda var. Ilk basamakta, iki aldehit grubu iceren aromatik halka, sonunda ester grubu iceren bir ilür (ylide) ile Wittig tepkimesine girerek 2`yi olusturur. 2`nin cift baglarinin doyurulmasi, esterlestirilmesi, indirgenmesi ve bromlanmasinin ardindan siyanür iyonuyla tepkimesinin sonucunda 4 olusur. Buraya kadar klasik organik tepkimelerden ibaret. Belki bu basamagin anlasilmasi zor olabilir ki zor degil aslinda. Baz ile siyanürlerden birinin alfa hidrojeni koparilip diger siyanüre saldirir ve acilan siyanür imin yapisini olusturur. Asidik ortamda hidroliz ve dekarboksilasyon sonucu, imin ketona dönüsürken, diger siyanür önce karboksilik asit ardindan da dekarboksilasyon ile uzaklasir ve geriye makro halkali temiz bir keton (5)kalir. Ketonun da, Wolff Kischner tepkimesi ile alkana dönüstürülmesi ile 6 olusur ve katenan halkalarindan ilki tamamlanmis olur.
Ikinci halkanin ilk halkanin ic kisminda olusturulmasi gerekmektedir ki bu sentezin anahtar basamagini burasi olusturmaktadir.

Aromatik halka üzerindeki eter yapisi alkole acildiktan sonra, uzun zincirler sonrasi klor atomu iceren simetrik bir ketonla ketal olusmasi 7 elde edilir. Sentezin ilerisi ile devam edelim.






Ilk olusturulan halkanin icinde ikinci halkanin olusturulabilmesi icin aromatik halkanin ilk makrohalkanin arasinda kalan pozisyona secici olarak amin grubu yerlestirilir ve molekülün üc boyutlu geometrisi nedeniyle, amin klorürlerden biri ile halkanin üstünden tepkimeye girerken, digeriyle alt tarafindan tepkimeye girerek istenilen ikinci makro halkanin ilk asamasi tamamlanmis olur ve 9 elde edilir. Burada diger makro halkalasma olasilginin geometrik acidan mümkün olmadigini görebilmissinizdir umarim. Yani, aromatik halkayi bir düzlem gibi düsünürsek, aminin aromatik halkanin ayni düzleminden tepkimeye girerek halkalasmasi sterik ve geometrik acidan mümkün degildir. Bundan sonraki basamaklarda ise, öncelikle ketalin acilip halkanin ilk serbestligini kazanmasi ve sonrasinda da aromatik halkanin yükseltgenmesi ile aminin aromatik halkadan kurtulup serbest bir hale gecmesi saglanir ve sonuc olarak katenan türevi 13 basari ile sentezlenir.

Bu sentezlerinden dolayi, Lüttringhaus ve Schill`i tebrik ediyoruz.

1725
Organik Kimya / Asteran Sentezi
« : Haziran 02, 2009, 03:05:42 ÖS »
Kim ne zaman sentezlemis bilemeyecegim ama Asteran oldukca basit bir sentez yolu ile 6-7 basamakta sentezlenmektedir.





1,4-siklohekzedien`den baslayan sentez, Karben kimyasi ile siklopropan halkalari elde etmek üzerine dayaniyor. Alfa diazo asetik asit esteri, ticari olarak satilan bir madde mi emin degilim ama laboratuvarda kolaylikla sentezlenebilen bir madde. Diazo grubun uzaklasmasi ile olusan Karben, siklohekzedienin cift baglarindan biriyle tepkimeye girerek ilk siklopropan halkasini olusturur. Esterin hidrolizi ve ardindan okzalil klorür ile ( (COCl)2) asit klorürüne cevirilip, diazometan ile tepkimeye sokulup ikinci siklopropan halkasini yapacak olan diazo bilesigi elde edilir. Isi ile azotun uzaklasmasi ve ardindan olusan karbenin cift bag ile tepkimesi sonucu molekülün kati yapisi elde edilir. Ve geriye sadece ketonu Wolff Kischner Tepkimesi ile uzaklastirmak kalir.

Simdi burada akla söyle bir soru gelmesi gerekir. Ilk basamakta olusan siklopropan halkali bilesik olasi tek izomer degildir. Neden sadece bizim isimize yarayan, yani ester grubunun diger cift bag tarafinda oldugu izomer olusuyor?
Cevabi aslinda cok basit. Ikisi de olusuyor. Yani, ester grubunun halkanin üstünde oldugu ve sentezin ilerisinde kullanilan izomer ve esterin halkanin disina dogru yönlendigi izomer. Olusan bu iki izomer ayrilip, ardindan ise yarayacak olan izomer üzerinden senteze devam edilir.

Okzalil klorür ile asitten asit klorür elde edilmesi ise biraz yabanci gelebilir. Tiyonil klorür ile asit klorür eldesine alternatif bir yol olarak siklikla kullanilan bir yöntemdir.

Sayfa: 1 ... 113 114 [115] 116 117 ... 166