İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - pudra_shekeri

Sayfa: 1 ... 102 103 [104] 105 106 ... 109
1546
KOMİK / İlginç Haberler
« : Aralık 26, 2007, 09:22:21 ÖS »
Eğer bir şizofren diğer kişiliğini ölümle tehdit ediyorsa, bir rehinelik durumundan söz edilebilir mi?

Tabelacılar greve giderlerse, ellerindeki pankartlara bir şey yazabilirler mi?

Neden fare lezzetli kedi maması yoktur?

Soyu tükenmekte olan bir hayvan, soyu tükenmekte olan bir bitkiyle besleniyorsa ne yapmalı?

Neden koyunlar yağmur yağdığında çekmezler?

Neden kamikaze pilotları kask takarlar?

Ötenazi uygulanacak bir insana yapılacak iğne neden sterilize edilir?

Eğer bir kaplumbağanın kabuğu yoksa çıplak mıdır yoksa evsiz mi?

Vejetaryenler hayvan şeklinde krakerlerden yiyebilirler mi?

Eğer bir işi başarmayı seçip de, başarılı olursanız, aslında hangisini yapmış olursunuz?

Sağır ve dilsiz bir insan küfür ederse, annesi ellerini yıkamasını mı söylemeli?

Krematoryumlarda yanarak ölmüşler için indirim yapılmalı mı?

Eğer trafik kazalarının çoğu evden çıktıktan 5 km sonra oluyorsa, insanlar neden 10 km öteye taşınmazlar?

Eğer dünya bir sahneyse, seyirciler nerede oturuyor?

Eğer polis bir mim sanatçısını tutuklarsa, ona da susma hakkını kullanabileceğini söylerler mi?

Eğer onları avlayamıyorsak bir turist mevsiminden nasıl söz edilebilir?

Eğer bir uçağın kara kutusuna bir kazada hiçbir şey olmuyorsa, tüm uçak neden bu maddeden yapılmaz?

Eğer insanlar maymunlardan geldilerse, neden hala maymunlar var?

Sivil savaş nasıl mümkün olabilir?

Eğer bir adam bir ormanın ortasında tek başına konuşuyorsa söylediklerinin yanlış olduğundan söze dilebilir mi?
 

1547
KOMİK / Bunları Biliyor musunuz ?
« : Aralık 26, 2007, 09:20:56 ÖS »
Kağıt Parayı Kimler İcat Etti ?

Para icat edilmeden önce, deniz kabuğundan kıymetli metallere kadar çeşitli mallar değişim aracı olarak kullanılmıştır. Tarihi kayıtlara göre, M.Ö. 118 yılında Çinliler deri para kullanmışlardır. İlk kağıt para ise M.S. 806 yılında yine Çin’de ortaya çıkmıştır.
Batıda kağıt paraların basılması ve kullanılması 17 nci yüzyılın sonlarına rastlamaktadır. İlk kağıt paranın 1690’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde Massachusetts Hükümeti, İngiltere'de ise "Goldsmiths" ler tarafından basıldığı ve dolaşıma çıkarıldığı, 1694 yılında İngiliz Merkez Bankası ve daha sonra diğer ülke merkez bankalarının kurulması ile de yaygınlaştığı görülmektedir.
"Kağıt icat edildi, paranın kağıt olması yüzyıllar sürdü."

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir ?

Bu şarkı "Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerikalı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı "Good Morning to All" yani "hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.

Mezara niçin çiçek konulur ?

İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon' nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten taçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupa da ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mezarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenlerinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayaletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.

İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar ?
Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.
 
Satrançta şah niçin o kadar pasiftir ?
Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.

Bir hafta niçin 7 gündür ?

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

Niçin otellerin kapıları döner kapıdır ?

Döner kapıların tek amacı enerji ve yer tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller. Üstelik tüm bu işlev kapı çapı kadar yer alır.

Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar ?

Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üst üste duran buzların her biri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir. Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışçasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.

Neden evlilik yüzüğü yüzük parmağına takılır biliyor muydunuz ?

Evlilik yüzüğü neden hep aynı parmağımızdadır da, neden
işaret parmağı baş parmak ya da serçe parmak değil de neden yüzük
parmağı...
Evlilik yüzüğünü ilk defa eski mısır prensesi nefertiti takmıştır...o yıllardaki
Tıbbın ne kadar ilerde olduğu ayrı bir tartışma konusudur ama yüzyıllar
Sonra anlaşılmıştır ki direk kalbe giden tek damar evlilik yüzüğünü taktığımız Parmaktadır..
Başka hiç bir parmağımızdan direk kalbe giden bir damar yoktur

PİRAMİTLER

•   Kahire'de bulunan "Keops piramidi" nin 12 ton ağırlığında iki buçuk milyon bloktan oluştuğunu, Günde on blok yerleştirilmesi halinde yapımının 664 yıl süreceğini, Piramidin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizler itam eşit iki parçaya böldüğünü ve piramidin dünyanın ağırlık merkezinin tam  ortasında bulunduğunu, Yüksekliğinin (164 m.) bir milyarla
çarpımının güneşle dünyamız arasındaki uzaklığı verdiğini, Taban alanının,  yüksekliğinin iki katına bölünmesinin pik sayısını verdiğini,
•   Piramitlerin içerisinde "ultrasound", radar, sonar gibi cihazların çalışmadığını,
•   Kirletilmiş suyun bir kaç gün piramidin içinde bırakıldığında arıtılmış olarak bulunduğunu, Piramidin içerisinde sütün bir kaç gün süreyle taze kaldığını ve sonunda bozulmadan yoğurt haline geldiğini, Bitkilerin piramit içerisinde daha hızlı büyüdüklerini, Çöp bidonu içindeki yemek artıklarının hiç koku yaymadan mumyalaştıklarını,
•  Kesik, yanık, sıyrık ve yaraların piramidin içinde daha çabuk iyileştiğini,
•   Piramidin içinin göreli olarak yazın soğuk, kisin sıcak olduğunu,
Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda 2 kez güneş girdiğini ve bu günlerin doğduğu ve tahta çıktığı günler olduğunu, BİLİYOR MUYDUNUZ ?

Uzayla ilgili geçekler

•  Güneş: Güneş Jüpiter den bin kat, Dünyamızdan bir milyon kat daha büyüktür.
•  Jüpiter: Güneş sistemindeki bütün gezegenleri bir araya getirirsek Jüpiter'in büyüklüğüne erişemezler.

Dünya ile ilgili gerçekler

• Is Dıünya üzerindeki en soğuk yer, ortalama -54 derece ile Antarktika'dır.En sıcak yer ise ortalama 34 derece ile Afrika'da bulunan Etiyopya dır.
• En kuru çöl:Şili'deki Atacama Çölü en kuru çöldür.Bazı yerlerine 400 yıl yağmur yağmamıştır.Diğer bölgelerine ise hiç yağmur yağdığı görülmemiştir.
• En uzun nehir Dünyadaki en uzun nehir Afrika'daki Nil Nehri'dir.Bu nehrin uzunluğu yaklaşık 6.600 km kadardır.
• En yüksek uçurum ünyanın en yüksek kayalık uçurumu Hawaii Adası'nın kuzey kıyısında bulunur.Burada yükseklik bazen 1.005m'ye ulaşır. Bu yükseklik 275 katlık bir gökdelenle eş değerdir.
Hala büyüyor: Atlantik, dünyanın en büyük ikinci okyanusudur ve hala büyümektedir.Her yıl 4 cm kadar genişler ve bunu yaparken, Avrupa ile Amerika'yı birbirinden giderek uzaklaştırır.
•  Felaket bölgesi Deprem kayıplarında Çin ilk sıradadır.1556'da meydana gelen depremde 830.000 kişi ölmüştür.
•  Altın madeni Dünyadaki denizlerde çok yüklü miktarlarda altın bulunur.Eğer bu altınların hepsi çıkarılıp dünyadaki herkese dağıtabilseydi, birer kilo altınımız olurdu.
Hayvanlar

• En büyük hayvanünyadaki en büyük havan mavi balinadır.Yetişkinlerin boyu 34 metreye, kilosu 190 tona ulaşır.
• Uçan memeli:Uçabilen tek memeli hayvan yarasadır.En büyük yarasa uçan tilkidir.Kanatlarının uzunluğu 183cm'dir
• En hızlı:Bütün memeliler arasında en hızlısı çitalardır.Hızları saatte 115km'ye kadar ulaşabilir.
• En zehirlieniz kobrası dünyanın en zehirli yılandır.Zehiri normal bir yılanınkinden yüz kat daha güçlüdür.

İnsanlar

Aç mısınız?: Yaşamınız boyunca 30.000 kilo kadar yemek yersiniz.Buda 6 filin ağırlığına eşittir.
Bunu yut: Yutulan yiyecek vücudunuzda 3,5metre yol alır yani bir otomobilin uzunluğu kadar.
Saç: Bilinen en uzun saç Hint'li bir rahibindi.1949'da saçının boyu 8metre olarak ölçüldü.Yani kolunuzdan 13 kat daha uzun.
Isı: Vücudun normal ısısı 37 derecedir.Eğer ısı 25 dereceye düşerse ölebilirsiniz.

İnanabiliyor musunuz?

X ışınlı gözler:1930 da bir New York'lu gözlerini kullanmadan görebileceğini iddia etmişti.İddiasını kanıtlamak için bakmadan yoğun trafikte motosiklet sürdü.Hiçbir yere çarpmadı.Kimse bunu nasıl başarabildiğini bilmiyor.
Büyük yük:Mısır'daki büyük piramit 30 yılda inşa edilmiştir.Kullanılan taşlarla Fransa'nın çevresine 3 metre yükseklikte duvar yapılabilir.
Mucize:Bir Alman pilot 1930'da uçağından atladı.Bir fırtına bulutunun içinden geçti.Bunun içinde buzla kaplandı.Buz öylesine kalındı ki düştüğünde pilota hiçbir şey olmadı
 

1548
KOMİK / İLGİNÇ BİLGİLER
« : Aralık 26, 2007, 09:16:42 ÖS »
Bir karınca kendi ağırlığının 50 katı ağırlığı kaldırabilir
Arılar yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorunda.
Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yaşadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır.
Bir mayıs sineğinin ömrü sadece birkaç saattir.
Kangurular geri geri yürüyemezler.
Penguenler, enerji tasarrufu yapmak için sarkaç hareketiyle yürür.
Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur.
Filler, zıplamayan tek memelidir.
Bir inek, hayatı boyunca yaklaşık 200 bin bardak süt üretir.
Erkek penguenler kuluçkaya yattığı 4 ay boyunca hiçbir şey yemez.
Dünyada yaşayan aşağı yukarı 1 milyon böcek türü var, her yıl aşağı yukarı 8 bin yeni tür keşfediliyor.
Bir pire, kendi büyüklüğünün 150 kat yüksekliğine zıplayabilir. Bu oranı tutturmak için   insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gerekir.
10 gramlık bir sümüklü böcek, 1 kilogramlık yükü çekebilir.
Fare, bir deveden bile daha uzun süre susuz kalabilir.
Son 4 bin yılda herhangi bir yeni hayvan evcilleştirilmedi.
Dişi morina balığı yılda yaklaşık 4 milyon adet yumurtlar.
Göç eden kuşlar (V) biçiminde sıralanarak uçar ve bu sayede harcadıkları enerjiden yüzde 23 tasarruf sağlar.
Yılda 100 milyon köpekbalığı, sadece yüzgeçleri için öldürülüyor.
Bir yıl içinde bir milyon balıkçıl kuş ve 100 bin deniz memelisi ve deniz kaplumbağası, plastiklere dolanıp havasızlıktan ölmekte.
Hastalanmayan tek hayvan köpek balıklarıdır.
Bir çift sineğin sadece nisan-mayıs aylarında bıraktıkları yumurtaların tamamından sinek çıksaydı, dünyayı 14 metre kalınlığında bir sinek tabakası kaplardı.
İngiltere’deki bazı kuşlar evlerin kapısına bırakılan süt şişelerinin kapağını delerek beslenmeyi öğrenmiştir.
Bir yıl içinde denizlerden avlanan balıkların ağırlığının üç katı kadar atık denizlere atılmaktadır.
Bir litre motor yağı 530 bin litre içme suyunu kirletebiliyor.
Yaban kazları 8 bin metre yüksekte uçabilir
Her yıl tankerlerle taşınan petrolün binde biri denizlere sızıyor. Bu miktar 2 milyon 200 bin ton.
Yunanistan'da sakin Türk kahvesi istemeyin. Türk kahvesinin adi bu ülkede Yunan kahvesidir.
Nepal'de ayak üzerinden atlamayın. Kötülüğü simgeler.
Sili'de lokantada ellerinizi karninizin üzerine koyun. Yoksa servis yapmazlar.
Japonya'da üç kişinin resmini çekmeyin. Sansınızı kapatır.
Moğolistan'da yslyk çalmayın. Kötü ruhları davet etmiş? olursunuz.
Hindistan'da sokakta tuvaletini yapanlara tepki göstermeyin. Yasaldır.
Kolombiya'da gece sakın kırmızı ışıkta durmayın. Soyulursunuz.
Çin'de yere tükürmek serbesttir. Balgamın üzerine basmak yasaktır.
ABD'de trafik polisi sizi durdurursa elleriniz direksiyon üzerinde put gibi bekleyin. Hareket ederseniz vurulabilirsiniz.
Endonezya'da küçük çocukların basını okşamayın, yoksa zekaları gelişmez.
Tibet'te çay bardağını iki elinizle avuçlamazsanız saygısızlık etmiş olursunuz.
Japonya'da çatal, kasık yerine kullanılan Çubuklara tabağa çapraz koymak hakarettir.
Bahama Adalarında çiçekli etek giymek koca arıyorum anlamına gelir.
Bikini adalarında bikini giymek yasaktır.
Çin'de sakin kadeh kaldırırken ''Çin Çin'' demeyin. Erkeklik organı anlamına gelir.
ABD'de erkek erkeğe öpüşmeyin. Adiniz çıkar.
Rusya'da erkek erkeğe dudaktan öpmek sevgi ve saygıyı gösterir.
 ileri doğru bir adim atıldığında, insan vücudundaki 54 kas çalışır. 
  insan beyninin ortalama ağırlığı 1.3kg. 
  Birinin yüzünü hatırlamak için beynin sağ tarafı kullanılır. 
  Yetişkin bir insan günde ortalama olarak 23 bin kez nefes alır. 
  Kaşları yukarı kaldırmak için 30 kası harekete geçirmek gerekiyor. 
  Erkekler kadınlara göre on kat daha fazla renk koru oluyorlar. 
  Döllenmeden doğuma kadar bir bebeğin ağırlığı beş, milyon kat artıyor. 
  Sadece bir tane kovboy filmi kadın yönetmen tarafından çekilmiştir 
 Karadul örümceği, bir günde 20 eşini yiyor. Beş gözü olan arılar, her yıl, yılandan fazla insan öldürüyor... 
 Uçan balıklar 90 metreye kadar yükselebiliyor
 Güvelerin mideleri yoktur
 Istakozların kanları mavi renklidir.Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler
 Kereviz yerken harcanan kalori,kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
 Vücudumuzdaki tüm damarları uç uca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder.
 Eksi 90 derecede nefesimiz, havanın ortasında donar ve düşer
 Günde 24 saat sayı saysanız, 1 trilyona ulaşmanız 31 bin 688 yıl alır.
 Doğum gününüzü en az 9 milyon kişiyle paylaşıyorsunuz.
 El tırnakları ayak tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar.
 İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.
 Dünyada insanlardan daha çok tavuk var.
 İnsan kalbi dakikada 60-80 defa çarpar.
 İnsan yılda en az 1460 rüya görür.
 İnsanlar 200 milyon soluk alıp verme, 1 milyar kalp atışı, 300 milyon mide kasılması ve 20 milyar göz kırpması kadar yaşarlar.
 İnsanlar beyinlerinin %10’nu kullanırlar.
 Bir insan yedi dakika içerisinde uykuya dalar.
 İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.
 Dünyanın en büyük yumurtası köpekbalığının.
 Köstebek bir gecede 90 metrelik tünel kazabilir
 Bedenine oranla en büyük beyin karıncalardadır
 Bir bukalemunun dili, bedeninin iki katı uzunluğundadır.Kalkan balıkları yavruyken dişidir ancak 5 yaşına geldiklerinde birçoğu erkeğe dönüşür.
 Bir salyangozun diş sayısı 25 bini bulabilir.
 Çita, saatte 70 kilometre hıza iki saniyede çıkar.
 Salyangozlar yemek yemeden üç yıl uyur.
 Hindiler yağmurda başlarını havaya kaldırır. Tarantula örümcekleri 2.5 yıl aç kalabilir.
 Bir farenin spermi, filin sperminden uzundur.
 Balinalar geri geri yüzemezler.
 Dünyadaki tüm karıncaların ağırlığı, tüm insanların ağırlığının 10 katıdır.
 Kaburgasız doğan develerde 3 çift gözkapağı var.
 18 Şubat 1979 yılında sahra çölüne kar yağmıştı.
 ABD’de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.
 Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.
 Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
 Amerika’da her saat 40 kişi kanserden hayatini kaybediyor.
 Amerika’da satışa sunulan ilk cd, Bruce springsteen`in "Born in Theusa" albümüdür.
 Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir.
 Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.
 Atların insanlardan 18 tane fazla kemiği vardır.
 Avustralya’daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.
 Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.
 Başkan John F. Kenndy, yirmi dakikada dört gazete okuyabilirdi.
 Baykuş mavi rengi görebilen tek kustur
 Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
Eskimo dilinde kar yağışlarının farklarını tarif etmek için kullanılan yirmiden fazla sözcük vardır.
 Fareler kusamaz.
 Filler zıplayamayan tek memelidir.
 Gecen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.
 Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer cin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
 Gözleri açık tutarak hapşırmak imkânsızdır.
 Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. Ama burnumuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ermez.
 Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
 Günışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.
 Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.
 Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yaşadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır.
 Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dâhil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an için durur.
 Hapşırırken Burnu ya da Ağzı Kapamak, Felce Neden Oluyor.
 Havuca rengini karoten verir.
 Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
 Her 25 kişiden biri astım hastasıdır.
 Her dört Amerikalıdan biri mutlaka televizyonda görünüyor.
 Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay’da düello yapmak yasaldır.
 Herhangi bir okyanusun en uzak olduğu nokta cin’dir.
 Hindistan`da oyun kâğıtları yuvarlaktır.
 Hindistan’daki yıllık doğum sayısı, Avustralya’nın toplam nüfusundan fazladır.
 Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
 İleri doğru bir adim atıldığında, insan vücudundaki 54 kas çalışır.
 İlk çamaşır makinesi 1907 yilinda Hurley Machine Co. Tarafından pazarlandı.
 İnciler sirkede erir.
 İnek sütünün pH değeri 6’dır.
 İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikâyesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.
 İngiltere’deki bütün kuğular kraliçenin malidir.
 İnsan beyninin % 80’i sudur.
 İnsan beyninin ortalama ağırlığı 1.3kg’dır.
 İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak başparmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
 İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
 İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.
 İnsanlar beyinlerinin sadece %10’unu kullanırlar.
 İnsanlar vücutlarında 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206 ya düşüyor.
 İnsanlar yaşamları boyunca altı filin ağırlığına eşit miktarda yiyecek tüketiyorlar.
 İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000’dir.
 Kadınlar erkeklere oranla iki kat fazla göz kırpar.
 Kanada, Kızılderili dilinde "büyük koy" anlamına gelmektedir.
 Kangurular geri geri yürüyemezler.
 Kaptan Cook, Antarktika hariç bütün kıtalara ayak basan ilk insandır.
 Kaşları yukarı kaldırmak için 30 kaşı harekete geçirmek gerekiyor.
 Kediler ultrason seslerini duyarlar.
 Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.
 Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
 Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
 Kış aylarında, Moskova’daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar.
 Kıta isimlerinin hepsi ayni harfle başlayıp ayni harfle biter.
 Kirli kar, temiz kardan daha kolay erir.
 Kopeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
 Kutup ayıları solaktır.
 Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.
 Marilyn Monroe’nun altı ayak parmağı vardı.
 Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.
 Mexico City her sene 25 cm kadar batıyor.
 Mickey Mouse’dan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Cat’di.
 Monako’nun ulusal orkestrası ordusundan daha geniş bir kadroya sahiptir.
 Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
 New York bir zamanlar Amsterdam`dı.
 Newton, yer çekimi kanununu fark ettiği zaman 23 yaşındaydı.
 Norveç’in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli geçer.
 Ortalama bir buzdağının ağırlığı 20 milyon ton.
 Ortalama bir erkek, hayatinin 3350 saatini tıraş olmak için harcar.
 Ortalama bir insan hayati boyunca iki yılını telefonda konuşarak harcıyor.
 Ortalama bir pire, kendi büyüklüğünün 150 katı yüksekliğe zıplayabiliyor. Bu oranı tutturmak için bir insanin yaklaşık 30 metre zıplaması gerekli.
 Ortalama olarak, Amerika’da günde üç adet cinsiyet değiştirme operasyonu gerçekleşmektedir.
Eskimo dilinde kar yağışlarının farklarını tarif etmek için kullanılan yirmiden fazla sözcük vardır.
 Fareler kusamaz.
 Filler zıplayamayan tek memelidir.
 Gecen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.
 Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer cin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
 Gözleri açık tutarak hapşırmak imkânsızdır.
 Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. Ama burnumuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ermez.
 Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
 Günışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.
 Günümüzde, evlenenlerin yüzde ellisi boşanmaktadır.
 Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yaşadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır.
 Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dâhil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an için durur.
 Hapşırırken Burnu ya da Ağzı Kapamak, Felce Neden Oluyor.
 Havuca rengini karoten verir.
 Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
 Her 25 kişiden biri astım hastasıdır.
 Her dört Amerikalıdan biri mutlaka televizyonda görünüyor.
 Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay’da düello yapmak yasaldır.
 Herhangi bir okyanusun en uzak olduğu nokta cin’dir.
 Hindistan`da oyun kâğıtları yuvarlaktır.
 Hindistan’daki yıllık doğum sayısı, Avustralya’nın toplam nüfusundan fazladır.
 Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
 İleri doğru bir adim atıldığında, insan vücudundaki 54 kas çalışır.
 İlk çamaşır makinesi 1907 yilinda Hurley Machine Co. Tarafından pazarlandı.
 İnciler sirkede erir.
 İnek sütünün pH değeri 6’dır.
 İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikâyesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.
 İngiltere’deki bütün kuğular kraliçenin malidir.
 İnsan beyninin % 80’i sudur.
 İnsan beyninin ortalama ağırlığı 1.3kg’dır.
 İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak başparmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
 İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
 İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.
 İnsanlar beyinlerinin sadece %10’unu kullanırlar.
 İnsanlar vücutlarında 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206 ya düşüyor.
 İnsanlar yaşamları boyunca altı filin ağırlığına eşit miktarda yiyecek tüketiyorlar.
 İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000’dir.
 Kadınlar erkeklere oranla iki kat fazla göz kırpar.
 Kanada, Kızılderili dilinde "büyük koy" anlamına gelmektedir.
 Kangurular geri geri yürüyemezler.
 Kaptan Cook, Antarktika hariç bütün kıtalara ayak basan ilk insandır.
 Kaşları yukarı kaldırmak için 30 kaşı harekete geçirmek gerekiyor.
 Kediler ultrason seslerini duyarlar.
 Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.
 Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
 Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
 Kış aylarında, Moskova’daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar.
 Kıta isimlerinin hepsi ayni harfle başlayıp ayni harfle biter.
 Kirli kar, temiz kardan daha kolay erir.
 Kopeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
 Kutup ayıları solaktır.
 Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.
 Marilyn Monroe’nun altı ayak parmağı vardı.
 Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.
 Mexico City her sene 25 cm kadar batıyor.
 Mickey Mouse’dan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Cat’di.
 Monako’nun ulusal orkestrası ordusundan daha geniş bir kadroya sahiptir.
 Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
 New York bir zamanlar Amsterdam`dı.
 Newton, yer çekimi kanununu fark ettiği zaman 23 yaşındaydı.
 Norveç’in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli geçer
  Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek taşı 1.36 kg
 Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya’nın İshigaki Adası’nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.
 Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika’dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.
 Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
 Central park`ta yüzmek yasalara aykırıdır.
 Çocuklar baharda daha fazla buyuyor.
 Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
 Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
 Döllenmeden sonra çocuğun boyu 5 milyon kat buyur...
 Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.
 Dünyada insan başına düşen karınca sayısı bir milyondur.
 Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
 Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı.1878 yılının şubat ayında
 Connecticut New Haven’da yayımlanmıştı.
 Dünyanın bir numaralı domuz üreticisi ve tüketicisi cinliler.
 Dünyanın en büyük şeker ihracatçısı Küba’dır.
 Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambu, bir günde 90 cm kadar uzuyor=.
 Eğer Barbie gerçekten yaşasaydı vücut ölçüleri 97–72 82 cm olacaktı.  Bir Big Mac hamburgerin ekmeğinde ortalama 178 adet susam bulunuyor.
 Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.
 Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
 Bir Erkek Hayatının Ortalama 3350 Saatini Tıraş Olmak İçin Harcar.
 Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden dokuz gün yaşayabiliyor.
 Bir insan yaşamı boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük salgılar.
 Bir karınca kendi ağırlığının elli kati ağırlığı kaldırabilir.
 Bir karıncanın koku alma yeteneği en az bir kopeğinki kadar gelişmiştir.
 Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
 Bir kromozom bir genden daha büyüktür.
 Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
 Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.
 Birinin yüzünü hatırlamak için beynin sağ tarafı kullanılır.
 Buckingham sarayında 602 oda bulunuyor.  Ortalama bir buzdağının ağırlığı 20 milyon ton.
 Ortalama bir erkek, hayatinin 3350 saatini tıraş olmak için harcar.
 Ortalama bir insan hayati boyunca iki yılını telefonda konuşarak harcıyor.
 Ortalama bir pire, kendi büyüklüğünün 150 katı yüksekliğe zıplayabiliyor. Bu oranı tutturmak için bir insanin yaklaşık 30 metre zıplaması gerekli.
 Ortalama olarak, Amerika’da günde üç adet cinsiyet değiştirme operasyonu gerçekleşmektedir.
 Ödemeli telefon konuşmalarının çoğu babalar gününde ediliyor.
 Pablo Picasso, parasızlık çektiği gençlik günlerinde yaptığı resimleri yakarak ısınırdı.
 Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kustur.
 Peru’da hiç umumi tuvalet yoktur.
 Rodin’in unlu ‘Düşünen Adam’ heykeli aslında İtalyan şair Dante’nin portresidir.
 Rusya’nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.
 Rusya’da doğudan batıya doğru seyahat edilirse, yedi saat kuşağı geçilir.
 Sadece bir tane kovboy filmi kadın yönetmen tarafından çekilmiştir
 Sadece dişi kanaryalar ötebilir.
 Sadece dişi sivrisinekler ısırır.
 Sağ elini kullanan insanlar sol elini kullananlara göre ortalama dokuz yıl daha fazla yaşıyorlar.
 Sahra çölündeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.
 Salatalığın yüzde 96’si sudur.
 Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.
 Sarışınların esmerlere göre daha fazla saçı vardır.
 Sığırların dört tane midesi vardır.
 Sihirli sözcük‘Abrakadabra’ ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylenmişti.
 Endonezya'da pazarlık sırasında satıcı parayı yere atarsa son fiyat anlamına gelir.
Nijeryalılara sırtınızı kremleşmeyin. Onlara göre beyazların derisi yoktur.
Panama'da çok güzelseniz size yüzde 20'ye varan indirim yaparlar.
Avustralya'da yasiniz 65'in üzerindeyse geneleve girmek için sağlamdır raporu gerekir.
Sumatra'da küçük çocukların resmini çekmek yasaktır. Dişlerinin gelişmesini önler inancı hakimdir.
 Marilyn Monroe'nun 6 adet ayak parmağı vardı.
 İnekler merdiven çıkabilir ama inemezler.
 Ördeklerin 'vak' sesi yankı yapmaz, nedenini de kimse bilmez.
 Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovuyor, sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını  bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamamalarını sağlıyor.
 Taze kakao içinde bulunan sıvı, kan plazması yerine kullanılabiliyor.
 Hiçbir kağıt parçası 7 defadan fazla ikiye katlanamaz.
 Uyurken, TV izlerken olduğundan daha fazla kalori harcarsınız.
 Meşe ağaçları elli yaşından önce palamut vermez.
 Üzerinde barkodu bulunan ilk ürün Wrigley's marka sakızdı.
 Kupa papazı bıyıksız olan tek papazdır.
 Boeing 747'nin kanatları, uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.
 Amerikan Havayolları 1987 yılında first-class da sunulan bir adet zeytin eksiltmek suretiyle 40 bin dolar kar etmiştir.
 Kaplumbağalar kıçlarından da nefes alabilirler
 Yilda 2500 solak sağ elini kullananlar için yapılan ürünler yüzünden ölüyor.
 Hindistan'da oyun kağıtları yuvarlaktır.
 Çocuklar baharda daha fazla buyuyor.
 Ödemeli telefon konuşmalarının çoğu babalar gününde ediliyor.
 Ortalama bir pire, kendi büyüklüğünün 150 katı yüksekliğe zıplayabiliyor.
 Bu oranı tutturmak için bir insanin yaklaşık 30 metre zıplaması gerekli.
 Eğer barbie gerçekten yasasaydı vücut ölçüleri 97-72 82 cm olacaktı.
 insanlar vücutlarında 300 adet kemikle doğuyorlar ama yetişkin olduklarında bu sayı 206 ya düşüyor.
 Her dört Amerikalıdan biri mutlaka televizyonda görünüyor.
 Uyurken, televizyon seyrederken yaktığımızdan daha fazla kalori harcıyoruz.
 Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
 Sarışınların esmerlere göre daha fazla saçı vardır.
 Yıllara göre ortalama alındığında , her sene eşekler tarafından öldürülen insan sayısı uçak kazalarında ölenlerin sayısından daha fazla.
 Kadınlar erkeklere oranla iki kat fazla göz kırpar.
 insan vücudundaki en güçlü kas dildir.
 Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır.
  insanlar beyinlerinin sadece %10'unu kullanırlar.
 Filler zıplayamayan tek memelidir.
 Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edilmiştir.
 Bir karıncanın koku alma yeteneği en az bir köpeğinki kadar gelişmiştir.
  Amerikan havayolları, uçuşlarda yolculara sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir. 
  Yetişkin bir ayı, bir at kadar hızlı koşabilir. 
  Atların insanlardan 18 tane fazla kemiği vardır. 
  Fareler kusamaz. 
  Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an için durur. 
  Tom sawyer daktiloda yazılan ilk romandır. 
  Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yasadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır. 
  Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. Ama burnumuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ermez. 
  Kediler ültrason seslerini duyarlar. 
  Zürafaların ses telleri yoktur. 
  Sadece insanlar ve yunuslar zevk için cinsel ilişkide bulunurlar. 
  Bir hamamböceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden dokuz gün yaşayabiliyor. 
  İngiltere'deki bütün kuğular kraliçenin malıdır. 
  Kutup ayıları solaktır. 
  Amerika'da satışa sunulan ilk cd, bruce springsteen'in "born in theusa" albümüdür. 
  Bir karınca kendi ağırlığının elli kati ağırlığı kaldırabilir. 

1549
Burcunuza Göre Güncel!.. / TAROT
« : Aralık 26, 2007, 05:52:04 ÖS »
Kökeni tam olarak bilinmeyen tarotun gerçek tarihçesi aynı kartlarının anlamları kadar gizlidir. Eski Mısır büyülerinden başlayarak egzotik çingenelerin fallarıyla günümüze kadar taşınmış olan Tarot, bizim için en az sembolleri kadar bir muamma olarak kalmıştır.

Tarot destesinde 78 resimli kart bulunur. Kişisel araştırmanın komplike hali olan Tarot, bilgiye ulaşmak için kutsal bir yoldur. İnsan karakteri ve hayat tecrübesini yansıtır. Tarot kartlarından ilk 22 kart Büyük Arkana (Major Arcana=büyük gizem), kalan 56 kart ise Küçük Arkana (Minor Arcana=küçük gizem) olarak tanımlanır.

Gizemli Büyük Arkana’nın 22 kartını oluşturan çarpıcı imgelerde, eski dinlere ve eski öğretilere görsel göndermeler vardır. Bunlar, ruhu, enerjiyi, kişisel görünümü, sahip olduğumuz psikolojik düzenleyicileri, ve gelişme potansiyelimizi temsil eden kartlardan oluşur.

Küçük Arkana (Minor Arcana) ise dört seriden oluşur ve günümüzde kullanılan oyun kağıtlarının oluşturulmasında esinlenilen deste olarak kabul edilir. Bunlar, daha çok günlük sayılar ve mücadeleler, dış ilişkiler, başarılar ve diğer günlük aktiviteleri içerir.

Küçük Arkana, kısa vadede gelişmeleri yorumlamada önem kazanırken, büyük arkana daha geniş bir bakış açısını mümkün kılar. Bu 78 karttan oluşan deste, belli bir düzene göre açılır ve sonra yorumlanır. Kartların bu yerleştirme düzenine açılım, yayma veya plan adı verilir. En yaygın kullanılan Tarot açılımı Kelt Haçı veya Keltik Çapraz’dır.

En beğenilen açılımlarımızdan biri olan Aşıklar tarotu'nda 22 Büyük Arkana kartı aşk ve ilişkiler hakkındaki sorularda odaklanmak üzere özel olarak tasarlanıp yorumlanmıştır.

Kaderiniz, dilediğinizce şekillendirip tadını çıkarabilmeniz için kendi ellerinizdedir. Kartlar önüne geçilmez akıbetler ortaya sermez. Koşullarınızı ve yapmanız gereken değişiklikleri belirterek size yol gösterir.

1550
Burcunuza Göre Güncel!.. / NUMEROLOJİ
« : Aralık 26, 2007, 05:47:44 ÖS »
Numeroloji (sayıbilim), astroloji (yıldızbilim) gibi tamamlayıcı unsurları olan, gerektiğinde bir arada, gerektiğinde ayrı ayrı ele alınabilen, kişiyi ve kişinin geleceğini açıklamayı hedefleyen bir sanattır. Astroloji gibi numeroloji'nin temelleri de antik uygarlıklara, antik düşünceye dayanır ve Ortadoğu'dan Batı'ya uzanıp benzer bir süreçten geçer.

En eski çağlardan beri, sayılar, sadece hesap için kullanılmadılar. Örneğin, Keldanlılar, harflere birer sayı yakıştırıp kişinin adını kullanarak tahminlerde bulunurlardı, fal bakarlardı.

Yunanlı felsefeci ve matematikçi Pitagor, herşeyi sayıların ahengi ile açıklardı. Çinliler sayılara simgesel değerler verirler, gerek geleneksel, gerekse çağdaş kabala sayıların özelliklerini incelemektedir.

Numeroloji'nin kaynakları adeta sınırsızdır, uygulanması da öyle. Konusal olarak bir ucu batıl inançlara, bir ucu ise toplumların bilinçaltına dayanır. Eski Mısır'da, Mezopotamya'da, antik Yunanistan'da, İslam öncesi Türkler'de, Araplar'da numeroloji karşımıza çıkmaktadır. Eski uygarlıkların bilginleri ve felsefecileri sayıların tutkusundan kurtulamamışlardır. Yüzyıllar geçmesine rağmen benzer bir tutkuyu, ya da açıklama ihtiyacını, Bertrand Russel'den Hitehead'e kadar, çağdaş matematikçilerde ve felsefecilerde de bulmak mümkündür. Çünkü her şeyi düzene sokmak, bir formüle bağlamak, açıklamak, değerlendirmek sayılarla olmaktadır.

Mezopotamya bilginleri için sayı sadece bir nicelik işareti değildi. Çözüldüğünde, yorumlandığında niceliği aşan bir güze sahip olan, hatta kutsal sayılan, olumlu ya da olumsuz, uğurlu ya da uğursuz bir işaretti.

Babil'de 28 sayısı kutsal sayılırdı; çünkü 28, hem kutsal sayı olan 7'nin başka bir kutsal sayı olan 4 ile çarpılmasından oluşuyor, hem de ilk 7 sayının toplamına eşitti:

1 + 2 + 3 + 4 + 5 + 6 + 7 = 28

Pitagor'un izleyicileri için 1 sayı sayılmazdı, diğer sayıları doğrudan bir başlangıçtı. Bu yüzden ilk iki sayının (2+3) toplamından elde edilen 5 ile yine bu ilk iki sayının çarpmasından (2x3) oluşan 6'yı kutsal saymakta, fakat nedenleri açıklanmamakta, gizli kalmaktadır.

Ünlü felsefeci ve matematikçi Pitagor'un düşüncesine göre sayılar aşağıdaki anlamları kapsıyordu:

1- Özün sayısı,
2- Karşıtlık, değişiklik
3- Aracılık, bütünlük, başlangıç, orta ve son, tanrısal güç,
4- Doğruluk, adalet, dünya,
5- Evlilik,
6- Şans,
7- Evrenin tümü [Tanrısal güç (3) ile dünya (4)'ün toplamı] ya da tanrının dünya ile birleşimi,
8- Sağlamlık,
9- 3x3 ya da tüm sayıların özü,
10- Sonu olmayan yeni bir dizinin başlangıcı.

Belirli sayılar, zamanla ayrı bir anlam ve değer kazanırlar, kimi uğurlu sayılır, kimi ise uğursuz. Bu sayıları her yerde bulabiliriz; dinsel inançlarda, mitolojide, halkbilim geleneğinde, atasözlerinde vb. Museviler için 9 (3x3) doğruluğun simgesiydi. Çünkü o şaşmaz bir sayı idi:

2 x 9 = 18 (1 + 8 = 9)
3 x 9 = 27 (2 + 7 = 9)
4 x 9 = 36 (3 + 6 = 9)
5 x 9 = 45 (4 + 5 = 9)

Çeşitli kaynaklardan, inançlardan ve dinlerden, 3'ün önemini vurgulayan, sayısız örnekler çıkartmak kolaydır;

- Yunan mitolojisinde denizler tanrısı Neptün'ün üç dişli asası,
- Buda'nın işaretindeki üç alev,
- Babil'deki üçlü tanrı, Anu-Ea-Bel,
- Asur'daki benzeri üçlü tanrı, Brahma-Vişnu-Siva,
- Hristiyan dünündeki kutsal üçlü, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh,
- Yunanlılar'da üç gazap tanrıçası, üç güzellik tanrıçası ve üç kader tanrıçası dokuz (3x3) sanat tanrıçası olarak adlandırılırdı.

Üç kadar önemli bir sayıda 7'dir:

- Antiklerin gökbiliminde dünya evrenin ortasında durur, evrenin merkezini teşkil eder, etrafında ise yedi gezegen vardır: Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Jüpiter ve Satürn,
- Çin'de ve Japonya'da yedi değerli nesne vardır: Altın, gümüş, yakut, zümrüt, kristal, amber ve akik,
- Eski Mısır'da yedi bilgin, tanrı Ra'nın gözünden çıkıp yedi atmaca şekline girip uçarlar,
- Eskiler için dünya yedi harikaya sahiptir.
Mitolojide, dinsel inançlarda, batıl inançlarda ve halkbiliminde, kıtadan kıtaya ve uygarlıktan uygarlığa, sayılara bir önem, bir değer ve matematiksel işlevlerini aşan bir anlam tanındı. Sayılar simgesel bir boyut kazanarak, gerek doğayı gerekse insanı, giderek evreni ve evreni şekillendiren gücü açıklayabilecek nitelikte bir bilgi, ölçü ve yöntem aracı sayıldı.   

1551
Burcunuza Göre Güncel!.. / VüCUT FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:45:45 ÖS »
Kıyafetnağme
Bu aslında bir faldan çok, iyi gözlem yapabilmeye dayanır.

İnsanlar ana karnında 40 günlük olduklarında vücutlarını Allah(c.c.)’ın hizmet melekleri, Allah(c.c.)’dan aldıkları emir doğrultusunda, yavaşça inşa etmeye başlarlar. Elleri, ayakları, yüz hatları yavaş yavaş oluşturulur. Bu oluşumlar kesinlikle tesadüf eseri değildir. İnsanın bütün dış görünümü, hatları ve şekilleri, insanın iç dünyasını, huyunu, karakterini, ahlakını ve bazen de kaderini yansıtır. Vücut falına birkaç örnek vermemiz gerekirse:

Orta boy: İyi ahlaka, saf kalbe
İri baş ve geniş çehre: Şiddetçi olmaya ve nezaketten mahrumiyete
Öne doğru eğik baş: İyiyi kötüden ayırtabilme
İnce saç: Hassas bir kalbe
Sert saç: Sert ve inatçı bir tabiata
ERKEKTE Sık ve sert saç: Otoriter ve sert bir tabiata
ERKEKTE Dik ve sert saç: Azimli ve hırslı olmaya
Etli bir alın: Cesaretli ve hiddetli bir mizacas
Çok küçük alın: Akıl noksanlığına
Dar ve basık bir alın: İnatçı olmaya ve düşüncesizliğe
Yay gibi kaşlar: Saf ve nezaketli bir kalbe
Hilal gibi ince kaşlar: Hassas ve ince ruhlu olmaya
Uçları yukarı kalkık kaşlar: Hafif meşrepliliğe
Çok kalın ve düzensiz kaşlar: Şiddetli ve öfkeli bir tabiata, gam ve kederli geçecek bir ömre
Göz kapaklarının, kirpiklerin, gözlerin, kulakların, burnun, ağzın, dudakların, dişlerin, dilin, sesin, çenenin, yüzün, tenin, yanakların, benlerin, gülmenin, sakalın, boynun, omuzların, kolların, ellerin, parmakların, tırnakların ve eldeki tüylerin neye işaret ettiklerinin ayrıntılı bilgileri de mevcuttur.

Vücut biçimi ve karakteriniz; 

KISA VE TIKNAZ YAPI:
Ufak tefek, tombalak yapılı insanlar gayet sakin ve şendirler. Herhangi bir toplulukta etrafa hayat saçarlar. Ama pek fazla alaka gördüler mi şımarmaları mümkündür. Çabuk öfkelenir ve aksileşirler. Kızdıkları zaman bağırır çağırır veya kalp kırıcı sözler söylerler. Ama bu, kendilerini unuttukları içindir. Zira aslında iyi kalpli ve iyi huyludurlar. Kalp kırmak istemedikleri için yaptıklarına pişman olurlar ve hiç kin tutmazlar.

UZUN BOYLU SALLAPATİ YAPI:
Uzun boylu, gevşek yapılı, sallapati tavırlı insanlar ufak tefek, tıknaz tiplerin aksine, ağır hareket ederler ve herhangi bir şey üzerinde ağır ağır, uzun uzun düşündükten sonra karar verirler. Asla aceleye gelmezler. İyi huyludurlar. Asabi olmakla beraber kontrollerini kaybedip kendilerini unutmaları seyrek görülür. Cesur ve metindirler. Hayatın darbesine gülümseyerek tahammül ederler. Onların iyi huylarından, sabır ve tahammüllerine ilave olarak bu tipler iyi niyetlerini çatık ve kaba bir maske altında saklamasını da bilirler.

KISA GÖVDELİ, UZUN BACAKLILAR:
Bellerinden yukarısı pek kısa, bacakları ise iyice uzun olan tipler görünüş ve hareket tarzı itibariyle beceriksiz bir tayı andırılar. Havaidirler. Yaşamaktan memnundurlar ve günleri -tabir caizse- zıplaya sıçraya geçirmek idealleridir. Hayatlarımuntazam değildir, zira daima bir şeyler yapmak istedikleri için muntazam bir gidişattan nefret ederler. Çoğu zaman hareketlerinin belli bir hedef veya amacı yoktur. Sırf hareket etmiş olmak için hareket ederler. Amaçsız da olsa daldan dala konmak, gezip tozmak onları tatmin eder ve hayatlarını doldurmaya yeter.

UZUN GÖVDELİ, KISA BACAKLILAR:
Herhangi sahaya atılırlarsa parlamaları olasıdır. Asil bir aileden gelmeleri muhtemeldir. Gelmiyorlarsa bile yaradılıştan asildirler. İyi birer aile insanı olurlar. Bilhassa mizah tarafları pek kuvvetlidir. Azim ve iradeleri sonsuzdur. Dünyanın sorunlarını yenmek onlara sadece kendi zeka ve kabiliyetleri için bir deneme olarak kabul etmek isterler. Yenilseler bile boyun eğmezler. Er geç yine bellerini doğrultur ve kendilerini yeneni mutlaka yenerler. İnsanlarla iyi geçinirler ama alıştıkları çevreleri ve eski arkadaşlarını daima yenilere tercih ederler
 

1552
Burcunuza Göre Güncel!.. / ÇAY FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:40:25 ÖS »
Çayınızı demleyin ve sonra falınıza bakın Antik Çin Falı´na hoş geldiniz

Günümüzde çay falı, kahve falı ile oldukça büyük benzerlikler gösteren bir fal çeşididir. Bu falda da aynı kahve telvesi gibi, bardak veya fincan dibinde kalan çay artıklarının oluşturduğu semboller doğrultusunda yorumlanır. Tıpa tıp kahve falında olduğu şekilde, bardak veya fincan, bir tabak yardımı ile ters çevrilme şekli ile bakılır. Kahve falında uygulanan aynı işlemler ve şekiller bu fal için de geçerlidir.

Fakat çay falı, gerek halk arasında tutulmaması, gerek de bakılış yönünden insanlara çekici gelmemesi bakımından çok az kullanılan bir yöntemdir. Günümüzde pek çok kişi böyle bir falın varlığından bile haberdar değildir. Gene de arada sırada bazı yerlerde bakıldığı olmaktadır.

Çay Falı çok çok eski, yaklaşık 5.000 yıllık bir kehanet metodudur. Aslında çay falı, kahve falı tarzındadır yani sezgiye dayanır. Önemli olan şekillerden anlam çıkarmaktır. Okuyucu yani falcı, boş çay fincanını alarak dipte kalan çay yaprakçıklarından anlamlar çıkarır ama dikkat edilmesi gereken şey, fal çayının poşet çayı olmayacağı ve de süzgeçten geçirilmemesidir. Çünkü yüzen yaprakçıklar yorumlanacaktır. Bu doğrultuda hazırlanmış yani demlenmiş bir çayı içtikten sonra, fincanın kenarlarında kalan çayların şekilleri de yorumlanacaktır. Size aşağıda bazı olası şekillerin anlamlarını veriyoruz; çay yaprakçıklarının fincanın kenarında birikmesi kehanetin daha çabuk gerçekleşeceği anlamındadır. Yaprakçıkların fincanın dibine doğru veya dibinde olması kehanetin daha uzun zamanda gerçekleşeceği anlamındadır. Yedi uçlu yıldız, her konumda iyi şansın simgesidir. Yıldızın uçlarının kırık olması, bazı umutların kırılması anlamına gelir veya daha çay içilmeden önce çayın üzerinde yıldız şekli varsa, bu da isteğe ulaşmak için sabırlı olunması anlamındadır. Şimdi bazı şekillerin yorumunu görelim:

Bıçak: Ayrılık ve çekişmeler.

Ay: Coşkulu ve heyecanlı bir aşk olayı.

Mektup: Yapraklar yüzüyor ve küçükse, bir maddi kazanç olabilir. Sabit duruyorsa, büyükse bir aşk mektubu gelebilir.

Eldiven: Bir davette farklı bir düşünce ile karşılaşılabilir. Yapraklar sabit duruyorsa çözümlenmesi gereken bir haklılık veya haksızlık olayı vardır. Eğer fincanın kenarına yapışmışsa, iyi şans gelmektedir.

Kalp: Samimi, dokunaklı bir etki altındasınız. Eğer çay yaprakları kenarda ve bir halka şeklindeyse bir evlilik haberi gelebilir.

Anahtar: Yeni projelerin haberi; Önemli bir değişiklik olabilir.

Yelpaze: Kapanmış bir şekildeyse, bir veya iki flört haberi, yelpaze açıksa bir kıskançlıktan korunulmalıdır. Sadece tek ve belirgin bir yelpaze varsa, bir toplantı olabilir.

Elma: İsteğin olumlu yönde gelişmesi, insana benzeyen bir şekille beraber veya yakınsa yakın birisinin yardımı gelecektir.

Kafes: Hastalık ve şanssızlık; kenara yakınsa yolculuklarda dikkatli olmalısınız. Sabit duruyorsa, aile ve para konularında canınız sıkılabilir.

İncir veya üzüm: Bereket ve verimlilik; hamilelik olabilir.

Yılan: İhanet ve aldatılma; dost sandığınız birisine dikkat edin.

Meşale: İyi işaret. Gelişim haberi. Şans geri dönebilir.

Dağlar: Yüksek dağlar aile içinde mutluluk veya iyi bir aşk ilişkisi. Ayrıca iş yaşamında olumlu bir gelişme olabilir.

Evet, bundan sonrası size ait; çayınızı demleyin ve oturup yorumlamaya başlayın; farklı şekilleri kendinizce yorumlayacak ve anlamlar çıkaracaksınız; önemli olan sezgileriniz; önce bir zaman egzersiz gerek tabii ki...

1553
Burcunuza Göre Güncel!.. / KUM FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:38:38 ÖS »
Kum manasına gelen reml sözcüğünden türeyen Remil falının kökenini İdris Peygamber, Danyal Peygamber zamanına kadar dayandığını söyleyenler çoğunluktadır. Bir ismi de kum falı olan Remil, ilk önceleri kumun üzerinde yapılan noktalara bakarak açılırdı, sonraları ise, bu fal için özel tahtalar yapıldı, bunların üzerinde bakılma yöntemine başlandı. Remmaller, yani remil falı bakıcıları, bu falın kökeninin on altı satıra rasgele olarak işaretlenen noktalar olduğunu belirtirler. Bunların şekil ve yorumları, tek veya çift sayıdan oluşlarına göre belirlenirlerdi. Sorulan sorunun özelliğine göre cevap sistemi olan remilin tek olarak mana içeren şekilleri vardır.

Remilde tek sayılar nokta, çift sayılar ise birer çizgi olarak gösterilir. Kumu parmakla işaretlemek suretiyle, bir kağıda saymadan satırlar şeklinde noktalar koymak suretiyle veya zar atarak bakılabilmektedir remil falına. Ayrı yeten remilin temelini teşkil eden on altı işaretin kağıtlara çizilerek, torbadan çekilerek bakılma biçimi de vardır. Bu durum her işaretten dört adet hazırlanması gerektiği bakımından biraz zor bir yoldur.

Dörderli olarak ayrılan on altı satırdan meydana gelen remilde, satırların on beşten az, otuzdan çok nokta oluşturmaması gereklidir. Bu bir meleke işidir, onu falı bakacak olan remmal göz kararı yolu ile ayarlar. Dördüllerin ikinci satırı, ilk satırdan, üçüncü satırı ikinci satırdan, dördüncü satırı da üçüncü satırdan uzun olmalıdır. Remilin bu kuralına bir tek Reml-i Hazreti Ali adlı fal kitabında uyulmamaktadır. Onda üç satır hazırlanan noktalar ve her bir satırın bir önceki satırdan kısa olma zorunluluğu vardır. Ve o satırdaki noktaların sayısından sekiz çıkarılarak, yıldız isimlerinin yer aldığı listedeki yorumu okunur.

Remil İşaretleri Nasıl Değerlendirilir:

Bu işlemin başlaması bakımından adeta ibadet yapar gibi hazırlanmak gereklidir. Kişinin öncelikle aptesli olması, falın bakılacağı yerin son derece temiz olması gereklidir. Falı bakacak olan, baktıracak olan kişi temiz giyinmelidir, remil atmaya başlamadan evvel bir Ayete-l Kürsi, üç defa Ya Latif, üç defa İhdas, bir defa Fatiha ve özel bir dua okumak ve bütün bunları yaparken de kıbleye doğru dönmek gereklidir. Bu işleme başlamadan evvel ise kişi, tüm düşüncesini tuttuğu niyetine yoğunlaştırıp, sağ eli ile soldan sağa doğru noktalamaya başlamalıdır, her bir nokta atışında Allah'ın ismini anmalıdır. Remil falı bakımından uğurlu saatler veya durumlar vardır, bunlar ise ; bulanık hava, yağmur, kar, fırtına gibi durumlar ile kişinin karnının tıka basa dolu olduğu anlardır. Remil için en uygun zaman ise, deneyimler neticesi kuşluk vakti olarak isimlendirilmiştir.

Dokuz iyi, yedi kötü on altı işaretten ortaya çıkan remil de, pozitiflik ve negatiflik belirtileri de dört adet ayrı değer taşırlar. Bunlar; birinci derecede en güçlü oldukları anı sembolize eder iken, dördüncü derecede en zayıf değeri taşımaktadır. Pozitifliğin ismi sa'd, negatiflik belirtisinin ismi ise nahs olarak geçer. Derecelendirme ise,birinci derece dahil , ikinci derece sabit, üçüncü derece hariç , dördüncü derece munkalip ismiyle yapılmaktadır. Remilde oldukça önemli bir durum da remil baktıracak kişinin niyetini fal bakılmadan önce, açıkça söylemek zorunda olmasıdır. Buna neden olarak da işaretlerin sorulan soruya göre, cinsiyet, zaman, hastalık cinsi, yaş, eşyalar ve renklerin yorumu gösterilmektedir. 

1554
Burcunuza Göre Güncel!.. / EL FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:37:04 ÖS »
Bu “ilim” nereden geldi, hangi memleketlerde ilgi gördü? Bu çizgilerin haber verdikleri şeylere önem veren insanlar nasıl hareket ettiler? Bu sorulara yanıt vermeye çalışalım.
EL FALINI “İCAT EDENLER”
El falının bir tarihçesi olabileceğini hiç düşünmediniz değil mi? Bu fal şeklinin daha çok batıl itikatlara inanan kimseler tarafından ortaya atıldığını ve sadece kapı, kapı dolaşan çingeneler için bir kazanç vasıtası olduğunu zannediyorsunuz değil mi? Eğer bunu düşündünüzse, bunun sebebi el falı hakkında fazla bir şey bilmemenizdir.
El falı ilk olarak Hindu'larda başlamıştır. O çağlarda ilmin başlıca konusu insandı. Hindu'lar insan'ı kainatın en mükemmel varlığı sayıyorlardı. Onların nazarında insan gerçekten Allah�ın evladı idi ve dünyada her şey onun için, onun kullanabilmesi için yaratılmıştı. Bunun içindir ki, insanı inceliyerek tanrıyı öğrenmeye imkan bulacaklarını zannediyorlardı.
Gözlerini göklere doğru çevirmişlerdi. Yıldızların insanın hayatı üzerinde etkili olup olmadığını araştırıyorlardı. Meşhur “Fadik” rakamlarını da ilk kez Hindular bulmuşlardı.

BURÇLARIN ETKİSİ
Aynı zamanda herhangi bir burç'ta doğan bir insanın falan yahut filan karakterde olacağını, doğuştan falan yahut filan yıldızların şu veya bu durumlarda olmalarının bir rol oynayabileceğini ilk kez ileri sürenler onlardır. Bildiğiniz gibi, bugün dahi burçların insanların hayatı üzerine etki ettiğine inanan pek çok insan vardır.
Hindular önce vücudun çizgilerini ve şeklini tetkik ederek “Mastrika” adını verdikleri bir ilim kurdular. Ondan sonra eldeki çizgilere dikkat ettiler ve “Samudrika” adını verdikleri el falının esaslarını kurdular.

FİLOZOFLAR DA EL FALI BİLİYORLARDI
Hindulardan sonra el falı öncelikle Çin'de, Tibet'te, İran'da, Mısır'da ve nihayet eski Yunan'da ilgi gördü. Özellikle eski Yunan'da çok itibar edilen bir şeydi. Yunan filozoflarından birçoğu el falını öğretiyorlardı.
Filozof Anaksagoras milattan 440 yıl önce öğrencilerine bu el falını öğretmiştir. Hispanus Büyük iskender'e el falı konusunda bir eser göndermişti. Bu esere sonradan “Altın harflerle yazılı eser” adlı verilmişti.

SEZAR KARŞISINDAKİNİ NASIL TANIMIŞTI
Aristo, Paracelsus, Cardamis ve İmparator Augustus gibi kimseler, o devirde, el falına çok önem vermişlerdir. Sonradan tarihçi Josep Huş'un kaydettiğine göre, Sezar el falını o kadar iyi biliyordu ki, kendisine Herod'un oğlu süsünü veren bir adam Sezar'la görüşmek istemiş, fakat Sezar bu adamın elinde kraliyet işaretlerini görmediği için Kral Herod'un oğlu olmadığından şüphelenmiş, sonra da bunun doğru olduğu anlaşılmıştı.
Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasını takip eden korkunç savaşlardan sonra el falı da birçok diğer ilimler ve sanatlar gibi unutuldu. Batıl itikatlar seviyesine indi ve kapı, kapı dolaşan çingenelerin yahut göçebelerin işi oldu.

NEDEN YASAKLANMIŞ
Ancak 1475 yılında bir Alman, “El-Çizgilerini Okuma Sanatı” isminde bir kitap yayınladı. 1490 yılında (Cyromantia Aristotlis cum Figurs) isimli eser yazıldı. Bu eser bugün İngiltere'de Birtish Museum'dadır.
Avrupaya yayılan el falı, sonra İngiltere'ye de yayılmış fakat Kral VIII. Henry, belki de talip olduğu kadınlar geleceklerini el fallarından öğrenirler diye el falını yasaklamıştı. Bilindiği gibi Kral VIII. Henry evlenmiş olduğu bütün eşlerini katletmiştir.
Fakat ne gariptir ki, Kral VIII. Henry'nin kızı Kraliçe Elizabeth'de el falına çok merak.sarmış ve bu sanatın ilerlemesini teşfik etmiştir. Böylece İngiliz Sarayına ilk olarak resmen bir falcı tayin edilmiş ve Dr. John pee dönemindeki bu falcı Kraliçe Elizabeth�e birçok işlerinde tavsiyelerde bulunmuştur. Bir gün falcı Dr. John Dee, Kraliçe Elizabeth'e İspanyol armadasının İngiltere'ye hücum etmesinin muhtemel olduğunu söylemiş, bunun üzerine armadanın yolunu kesmek üzere harp gemilerinin yapılması emredilmiştir.

AKLIN HİZMETÇİSİ
O tarihten bu yana el falı daima insanların araştırma isteğini tahrik edip durmuştur. Akıl ile el arasında, vücudun başka bir organı ile akıl arasında olduğundan daha fazla duyu sinirleri vardır. Bu sinirler nesiller boyunca o kadar büyük bir önem taşımıştır ki, el hareketli olsun hareketsiz olsun daima “insanın zihninden geçen herhangi bir düşüncenin en sadık hizmetçi sidir.” denilebilir.
1853 Yılında profesör Mesmer isminde bir bilim adamı parmaklarının ucunda ve el'in avuç içi çizgilerinde, belleğe bağlı sinirlerin uçlarının bulunduğunu ve bu uçların, bir insan yaşadıkça birtakım titreşimlerde bulunduğunu ispat etmiştir.
Demek ki, çizgiler bir insana mizacını, karakterini hatta sağlık durumunu ortaya sermektedirler. Bu bakımdan dünyada hiçbir insanın avucundaki çizgilerin neden başka bir insanın avucundaki çizgilere benzemediğini kolaylıkla anlamak mümkündür.

DOĞADA HİÇBİR ŞEY SEBEBSİZ DEĞİLDİR
Sir Thomas Browne, “Religoio Medici” isimli eserinde şunları yazmıştır:
“Yüzümüzdeki çizgilerden başka elimizde de birtakım esrarengiz çizgiler yardır. Bunların rastgele bir şekilde çizildiklerini zanetmiyorum. Zira onları çizen el hiçbir zaman bir şeyi sebepsiz yapmaz... Bundan başka, şuna da eminim ki, kendi elimde gördüğüm işaretleri ve çizgileri asla başka bir elde bulamayacağım.”
İnsanlar, yüz hatlarının mesela burnun, gözlerin yahut kulakların sınırlı birer şekli olduğu kabul edildiğine göre, eldeki çizgilerin de sınırlı bir şekilde olması gerektiğini kabul etmişlerdir.
Burnu anormal derecede iri olan bir insanın yüzüne baktığınız zaman “Bu adamda bir anormallik var” diye düşünürsünüz ve bu hususta haklı olabilirsiniz. Aynı şekilde mesela; bir kadının yahut bir erkeğin elinde akıl çizgisinin herkesin elinde olduğu gibi ufki olacak yerde birdenbire yukarıya doğru uzadığını görünce, haklı olarak: “Bu insanda bir anormallik var diye düşünebilirsiniz.”

HER ÇİZGİNİN ANLAMI VAR
Fakat el falında biraz daha ileri giderek böyle bir çizgisi olan bir insan hakkında “cinayet işlemeye eğirimi vardır” diye düşünebilirsiniz. Aynı zamanda el falı hakkında daha fazla bir bilginiz varsa “Bu insanın falanca tarihte bir cinayet işlemesi muhtemeldir” diyebilirsiniz.
Aynı şekilde bir insanın elindeki çizgilere bakarak ne kadar başarılı olup olamıyacağını anlıyabilirsiniz. Zira bir insanın hayatta başarılı olup olmaması kabiliyetlerine, eğilimlerine bağlıdır. En mütevazı ailede doğmuş olan bir bebeğin elinde net bir şekilde bir başarı çizgisi varsa, bu çocuk, ileride karşısına çıkan engeller ne olursa olsun, hepsini yener ve başarılı olur. Öğreniminin veya kültürünün az olması ona engel olmaz. Çocuk ne pahasına olursa olsun kişiliğini geliştirmek imkanını bulur.

KIRIK KÖPRÜYE GELMEDEN
Bilgi eksikliğini gerekiyorsa akşam kurslarına devam ederek tamamlar ve daha ilerideki yıllarda içindeki bu irade ve azim onu hayat mücadelesinden alıp ön plana geçirir. Böylece çocuk doğarken sahip olduğu yetenek sayesinde kendisini geliştirir.
Bir insanın elinde cinayet eğilimini gösteren çizgi nasıl daha çok küçük yaşta kendini belli ediyorsa, o insanın başarıya ulaşıp ulaşamayacağını ve yetenek sahibi olup olmayacağını gösteren çizgiler de daha küçük yaşta kendilerini belli ederler. Bu yetenekleriylede başarıyı sağlarlar.
Bir insan herhangi bir yerden geçerken karşısına yıkılmak üzere olan bir köprü gelirse, başka bir yola mı sapar yoksa köprünün tamir edilmesini mi bekler? Yoksa bu köprünün yıkılmak üzere olduğunu gördüğü ve bunun peşin işaretlerini hissettiği halde, buna önem vermeyerek yoluna mı devam eder?
Şüphesiz, akıllı bir insan bu son hareketi yapmaz. Bir insan elindeki çizgilerde hayat yolunda kendisini böyle bir şey bekliyorsa, bu işareti hesaba katarak zamanında tedbir alarak bu yıkık köprüye doğru kendisini yönelten eğilimlere gem vurabilir. Hatta gerekiyorsa bambaşka bir yol da seçebilir.

ÇİZGİLER BİRER “HABERCİ” DİR
Elinde cinayet işleyebilir işaretleri bulunan şahıs, belki de çocukluğunda gayet uslu bir çocuktu. Fakat henüz çocukluğunda elinin içindeki çizgilerden, iradesini kemiren zaafların işaretini okumasını bilmediği için daha o zaman ruhunda kötü bir tohum halinde gelen eğilimlerinin gelişmesine fırsat vermiştir. Aradan yıllar geçtikten sonra zavallı annesi, oğlunun işlediği cinayet yüzünden idam cezası ile cezalandırıldığı zaman büyük bir olasılıkla çocuğun elindeki o ‘kırık köprü’ işaretini görmemiş olduğu için vaktinde tedbir alamamış olduğunu aklına bile getirmemiştir.
Birçok durumda olduğu gibi, bu olay da bilgisizliğin bir neticesidir. Zamanında tedbir alınacak bir durumun olduğunu bilmemekten ileri gelmiştir. Bir genç kız evlenince, mesut olup olmadığını bilmek ister, elindeki çizgiler, ona hemen evlenmektense, bir müddet daha beklediği takdirde, daha mesut bir evlilik yapacağını işaret ediyorsa, bunu görüp ona göre hareket etmesi şüphesiz mesut olma şansını çok daha fazla arttırır.

ZAMANINDA TEDBİR ALMALI
Tabiat hiçbir şeyi boşuna yaratmaz. Herşey insanlığın en mükemmel seviyesine ulaşmasını temin edecek şekilde yaratılmıştır. Tabiatın bu planının işaretleri elimizdeki çizgilerde mevcuttur. Doğru bir şekilde bu çizgilere bakılırsa bir insan kendisini daha mükemmel bir hale getirmeye çalışabilir ve böylece kendi kendini tanıyarak en iyi kabiliyetlerini kullanmanın çarelerini bulabilir. 
 

1555
Burcunuza Göre Güncel!.. / DOMİNO FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:35:13 ÖS »
Bu fala çift-düzden başlayan ve altı-altıya değin sıra teşkil eden standart bir domino takımı ve de geleneksel yorumlama ile bakılır. Domino taşlarının noktalı olan yüzleri alt tarafa getirilecek şekilde iyice karıştırılır. Fal bakmak için bunların içersinden bir adet taş çekilecektir. Kimi domino falcıları kendilerinden en uzakta olan taşı almakta ısrar ederler iken, kimileride ellerini şansın etkisel titreşimine bırakmayı seçerler.   
Ancak hepsinin birleştikleri bir kanıya göre bir insan domino falıyla sadece ayda bir defaya mahsus olarak geleceğini öğrenme imkanına sahiptir. Aksi halde cevaplar manasız kalacaktır.

Ayrı yeten, bir kişi bir seferden en az üç adet domino taşı ile sınırlı kalmalıdır. Ve bir adet domino taşı çekilerek yorum yapıldıktan sonra, noktalı olan tarafı alta getirilecek biçimde ötekilerle karıştırmalıdır ve ikinci çekiliş ondan sonra yapılmalıdır.

Şayet kişi aynı olan domino taşını ikinci defa çeker ise, bu ilk yapılan çekilişin bir onaylaması olarak yorumlanmalıdır. Bu biçimde aynı olan domino taşını iki defa çeken bir kimseye normal üç çekiş hakkının haricinde bir çekme hakkı daha tanınır.

Kimi domino falı meraklıları ise pazartesi ve cuma günleri fal bakımından negatif günler olarak yorumlarlar. Aslında böyle bir genelleme pek de önemli değildir, ancak bu yorumlamaya reel olarak inanmış olanlar açısından önemli bir mana taşımaktadır.

ÇİFT-DÜZ :

Gerçekte bu taş diğer taşlar içerisinde en negatif olanıdır. Hile ve şerefsizlikle arası iyi olanların dışarısında aşağı yukarı herkese hayal kırıklığı getirecek bir taş olarak kabul edilir. Zor ve hile uygulaması yapan her kim bir şeyi elde etmiş ise, büyük bir olasılıkla onu telafi edecektir. Kişinin bu domino taşını çekmesi halinde ise, bu gaspının şu veya bu biçimde burnundan geleceğinin belirtisidir. Kimileri için de bu taşın çekilmesi iş veya aşk yaşamı için negatif bir işaret olarak kabul edilir. Kimi şeylerin, hatta işin yitirilmesi olarak da yorumlanır.

BİR-BİR :

Gerçekte sevgi ve evlilikteki mutluluğun sembolü olarak kabul edilir. Muhabbeti beraberinde de ahengi vadeden bir taştır. Beraberinde etkileşimsel olarak ekonomik kazanç artışını ve güveni de getirebilir.

İKİ-DÜZ :

Gerçekte şanssızlık ve namussuzluk sembolüdür. Şayet nişanlı bir bayan bu domino taşını çekmiş ise, bu hal onun nişanlısı bakımından geçerlidir. Şayet çeken kişi evliyse, kuşkusuz kocası bakımından geçerlidir. Bir erkek evlat bakımından ise kabiliyetlerini negatife kullanıyor olabilir. Şayet niyet olarak yolculuk tutulmuş ise, hoşnut kalınacak ve emniyetli olarak geçecek bir yolculuk beklenebilir.

İKİ-BİR :

Gerçekte bu domino taşı bir kadın bakımından, zenginliği de beraberinde getiren erken bir evlilik manasına gelmektedir. Bununla beraber bu hanım dul kalabilir hatta yeniden evlenebilir. Bu halde uzun yıllar boyunca mutlu olabilir. Bu taşı çeken genç bir adam bakımından ise evlilik söz konusu değildir. Yalnızca günü gün edilen bir yaşamı anlatır ve sonu bekarlıktır. İş yaşamı söz konusu olduğunda ise, dengesiz bütçelere karşı haberci bir işaret olarak kabul edilebilir.

İKİ-İKİ :

Gerçekte iş hayatında olacak başarı ve mutlu bir yuva yaşamı anlatır. Evlenenler bakımından çocukların habercisidir bu durumda mutluluklarına mutluluk katacaklardır. Tutumluluk açısından ise onları refaha götürecektir.

ÜÇ-DÜZ :

Gerçekte genellikle tartışmaların habercisi olarak kabul edilir. Adam bakımından genel olarak karısı huysuzdur. Nişanlı genç bir kız bakımından müstakbel olan eşinin bu yanının olup olmadığına dikkat etmelidir. Şayet bir toplantıya gidiyor iseniz ağız dalaşından kaçınmaya veya tartışma konusu olabilecek bir şey konusunda dikkatli olmaya, sakınmaya çalışmalısınız.

ÜÇ-BİR :

Genellikle skandalın; mutsuzluk, huzursuzluk ve utançlık getireceği konusunda bir uyarıdır. Uygunsuzluğun kanıtlanması neticesinde ise dava açılması tehlikesi vardır.

ÜÇ-İKİ :

Genellikle sevgi, evlilik, para ve bunun gibi konuların bir araya gelmesini simgeler. Yolculuk bakımından elverişli bir zamandır. İhmalkarlık yapmamaları bakımından bu arada çocuklara oldukça dikkat edilmelidir.

ÜÇ-ÜÇ :

Genellikle bu domino taşı ile alakalı kehanetler; çok para kazanmak, her açıdan kazanç zenginliğine sahip olmak, saadet ve bolluk habercisidir.

DÖRT-DÜZ :

Genellikle ister erkek, ister kadın bakımından aşk hayatında hayal kırıklığı yaşamanın sembolüdür. Nişan olmasına rağmen hiçbir taraf evlenmeye yanaşmayacaktır. Gizli bir sırrı bulunan birisi bunu açıklamalıdır. Şayet fal baktıran hanım hamile ise, ikiz çocuk ve ya üçüz çocuk bekleyebilir.

DÖRT-BİR :

Genellikle bu taş mükemmel zenginlik belirtisinin sembolüdür. Dünyaya gelen her çocukla birlikte bu kişinin geliri de artacaktır.

DÖRT-İKİ :

Genellikle bu domino taşı bir çeşitlilik dönemine işaret eder. Bu çeşitlilik aile, para, meslek ve benzeri her şeyle alakalı olabilir. Söz konusu çeşitlilik az ya da küçük bir şey olabilir fakat şimdiki statüden çok daha farklı bir şey olacaktır. Sevgide değişiklik olabilir. Hangi halde bulunuyor olursa olsun, dört-iki değişiklik işaretidir.

DÖRT-ÜÇ :

Genellikle bu taşın işaret ettiği haller; genç evliler ile, mütevazı, mutlu bir hayattır. Bir tek çocuk da olabilir ancak mutlu ve rahat bir yaşamın habercisidir.

DÖRT-DÖRT :

Sanatkarlar açısından şans sembolüdür. Bütün diğer insanlar açısından ise iş hayatı konusunda şanssızlık anlamına gelmektedir. Toplumsal konular açısından ise, herkes bakımından genel olarak uğur getiren bir taştır. Eğlence ve dinlenme döneminin belirtisi, hatta evlilik habercisi olarak da yorumlanabilir.

BEŞ-DÜZ :

Bu taşı çeken evlenmemiş genç kız bakımından; kendisiyle alakadar olan erkeğe karşı dikkatli olması hakkında bir uyarıdır. Alakadar olduğu erkeğin samimi olmadığının ve sevmeye değer olmadığının bir işareti olabilir. Evli bir hanım açısından ise aile bütçesi konusunda daha çok dikkatli olması gerektiğinin bir uyarısıdır. Bu taşı çeken erkek bakımından egoistlikten, tedbirsizlikten kendisini kurtarmasının habercisidir. Bu, iş yaşamında pazarlığı oldukça çok sevenler bakımından da geçerlidir.

BEŞ-BİR :

Gerçekte şayet bu domino taşını çeker iseniz, oldukça çok hareketli ve çok hoş bir toplumsal yaşam sizin gündeme geliyor olmanıza haberci olabilir. Aileye bir katılım habercisi olabilir. Parasal açıdan ise , son derece kısa bir zamanda bir hayal kırıklığının da habercisi olarak kabul edilmektedir.

BEŞ-İKİ :

Gerçekte aşıklar açısından evlilik söz konusu bile değildir. Yeni evliler açısından telafisi oldukça uzun sürecek anlaşmazlıkların habercisi olabilir. Ancak bu taşı çeken bayan ise, sabır ve hoşgörü ile mutluluğa kavuşacaktır. Beyler için ise, çalışkan ve tutumlu bir kadınla evlenmesi çok daha iyi olacaktır. Şayet iş bağlantılarında çeşitlilik yapmak istiyor ise, acele etmemesi gereklidir aynı zamanda da her türlü olasılığı düşünmesi gerekir.

BEŞ-ÜÇ :

Gerçekte ahenkli, sessiz, sakin bir hayatın habercisi olan iyi bir domino taşıdır. Zengin bir kişi daha zengin olamaz, ancak ailesi ve kendisi rahat olarak huzur içinde yaşar gider. Fakir bir adam bakımından ise bu domino taşı, hayatında çok daha iyiye doğru gidişatın bir habercisi olarak yorumlanabilir. Yeni evli genç bir çift bakımından ise, yıllar süresince geçerli olacak bolluğun habercisidir.

BEŞ-DÖRT :

Gerçekte bu domino taşı; yalnızca aşk açısından evlenen genç bir hanımın, evleneceği genç erkeğin hatalarını unutabileceğinin, görmezlikten gelebileceğinin habercisi olarak yorumlanabilir. Erkeğin güvenlik önlemlerini yerine getireceğinden, hatta azamet ve haşmeti bir kenara bırakacağından emin olmalıdır. Bunun kesin olarak kanıtına sahip olması gereklidir. Bu taş para kaybının aynı anda yatırımın verimsiz bir dönemi belirtir.

BEŞ-BEŞ :

Gerçekte bu taşı çeken elini her neye atarsa başarılı olacak demektir. Bu oldukça büyük bir zaferlerin belirtisidir. Aynı anda bol paranın geleceğinin habercisidir.

ALTI-DÜZ :

Gerçekte bu taş mutsuzluğun haberinin işaretidir. Aynı anda ekonomik sıkıntılar ve hatta ölüm habercisidir. Bu kişi ise aileden biri olabileceği gibi aynı anda, acı çeken kişi için değeri büyük olan akraba veya herhangi bir kimse de olabilir.

ALTI-BİR :

Gerçekte bu domino taşını çeken evlenmemiş genç birisi bakımından manası; evliliktir. Halen evli olan kişi bakımından ise manası; ileride ki yıllarda iyi bir şansın habercisidir. Bu ailelerin çocukları her zaman için ailelerin yanında kalmazlar. Sebebi ise ilgilendikleri konular onları ailelerinden uzaklaştıracak tarzda konular olacaktır. Tek bir çocuğun ailesiyle sıkı ilişkiler içersinde kalması söz konusu olabilir.

ALTI-İKİ :

Gerçekte iş alanında dikkat sahibi, dürüst çalışan, titiz olan kişiler için şans vadeden bir taştır. İnsanlar içinde haksızlık yapan, doğrucu olmayan kişiler için zor, sıkıntılı günlerin habercisi olarak kabul edilir. Evli bir çift için aile içinde huzur ve birliğin işareti olarak simgelenir.

ALTI-ÜÇ :

Gerçekte aşıklar bakımından en şanslı çekiştir bu taş.Bir evlilik girişimi, verimli bir aile yaşamı bakımından olumlu sonuç veriyor demektir. Ayrı yeten de Zenginler açısından da oldukça iyi bir çekim olarak kabul edilmektedir.

ALTI-DÖRT :

Gerçekte bu taşı çekenler erken evlilik yaşayacaklardır, bol sayıda çocuk sahibi olacak, rahat bir aile yaşamı bakımından da yeterli miktarda bir gelir bekleyebilirler.

ALTI-BEŞ :

Gerçekte sembolü sebat olan bu domino taşı adeta parola gibi bir habercidir. Şayet hayal kırıklığı parayla alakalı ise yeniden harekete geçebilirsiniz. Şayet sağlıkla açısından alakalı bir sorununuz var ise sabırla şifa arayacaksınız demektir. Şayet aşk söz konusu ise, sizin sevginize çok daha layık olan başka biri var anlamına gelir. Şayet iş hayatınızı genişletmeniz söz konusu ise, çıkarlarınızla alakalı her bir ayrıntıyı defalarca gözden geçmelisiniz.

ALTI-ALTI :

Gerçekte İyi bir mali spekülasyon yani para bolluğu açısından habercidir. Şayet evlilik arifesinde bulunan bir kız bakımından zenginliğin habercisi olarak kabul edilebilir. Spekülatif riskler bakımından ise, zenginliğin elde edilişi konusunun tek habercisi bu domino taşıdır diyebiliriz.

MİSTİK DOMİNO KAHİNİ:

Bir domino falının bakımı sırasında muhtemel olan kombinasyonların her bir tanesi için bir defaya mahsus olmak üzere, yirmi sekiz kareden oluşan bir tablo çizmelisiniz. Şayet domino taşlarınız yok ise bunu kullanabilirsiniz. Domino falına baktırılacak olan kişi gözlerini kapatmalıdır, bir kurşun kalem yardımı ile bu mistik olan domino kartınızda bulunan yirmi sekiz kareden birine dokunarak domino falına bakılmaya başlanır. Kişinin dokunduğu kare yukarıda verilen listeye göre yorumlanır. Gerçek dominolarla yapıldığı gibi bir defasında üç adet kareye dokunulur, bütün diğer konularla alakalı olarak da aynı kurallar geçerlidir.

Bu kurallara uyulmak suretiyle her ay domino falına baktıran bir kişiler içinde, tuttukları kayıtlar neticesine göre tutan kişiyle alakalı enteresan veriler elde edilmiştir. 
 

1556
Burcunuza Göre Güncel!.. / iSKAMBİL FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:27:30 ÖS »
İskambil kağıtlarıyla fal bakmak yüzyıllardan beri rağbet gören bir usuldür. Ve nesilden nesile devredilen bir çok tarzları vardir. Kartomani adini taşıyan iskambil falında, fala tek basına bakmak uğursuzluk sayılır.
Süje, yani falina bakılacak kimse, digeri de bakici, yani gelecegi okuyacak kimsedir. Kağıtları süje keser. Fala baslamadan önce, bir kagit süjeyi temsil amacıyla seçilir. Eger süje esmer ise, kadinlar için maça kizi, erkekler için maça papazi, eger kumral ise kadinlar için sinek kizi, erkekler için sinek papazi, eger sarisin ise erkekler için karo papazi, kadınlar için karo kizi ve son olarak da eger kumral saçli, mavi veya yesil gözlü ise, erkekler için kupa papazi, kadinlar için kupa kizi seçilir. İskambil falinda iki ana yöntem vardir. Otuz iki'lik deste ile bakilan fallar.
32' lik Deste Ile Iskambil Fali
Elli ikilik desteden ikili, üçlü, dörtlü, besli ve altililar ayrildiktan sonra kalan otuz iki kagidin her biri üst basini ve alt yanini ayirt edebilecek sekilde isaretlenir. Çünkü her kagidin açilis sirasinda dogru veya ters gelisine göre anlami degisir.

32 KAGITTAN HER BIRININ ANLAMI

SINEK: AS: ( BIRLI ): Yeni fikirler, kararlilik, kendinize güveni arttiracak.

TERS KAGIT: Kiskançlik ve hükmedici tavirlariniza dikkat.

PAPAZ: Arkadas canlisi olmaniz çevrenizde pozitif etkiler yaratiyor.

TERS KAGIT: Kirilgan olmaniz çevrenizin güvenini her geçen gün azaltabilir dikkat. KIZ: Iyi dostluklar zekanizi kullanmaniz neticesiyle olusacaktir.

TERS KAGIT: Asiri hayalci davranislara dikkat.

VALE: Vefali hayati istemek sizin en büyük arzunuz.

TERS KAGIT: Is birlikçi insanlara dikkat. ONLU: Fazla dogal olmak zekanizi pozitif yönde etkiliyor.

TERS KAGIT: Kendinize güvenmek için silkinmelisiniz.

DOKUZLU: Yardimsever ve sevecenliginde bir siniri var.

TERS KAGIT: Hosnut olmayan davranislarla karsilasabilirsiniz.

SEKIZLI: Fazla mükemmeliyetçi olmaniz saglikli düsünmenize büyük katki.

TERS KAGIT: Bencil ve elestiri dolu insanlarla muhatap olabilirsiniz.

YEDILI: Is dünyasinda basari ve kariyer sahibi olacaksiniz.

TERS KAGIT: Hükmedici insanlar cesaretinizi kirmasin dikkat.

KUPA: AS ( BIRLI ): Verim alacaginiz seyahatlere çikabilirsiniz.

TERS KAGIT: Karasiz ve tutarsiz insanlara dikkat.

PAPAZ: Sanatsal alanda güveniniz varken geç kalmayin.

TERS KAGIT: Yardima muhtaç insanlarin sözlerine maruz kalmayin dikkat.

KIZ : Sagduyulariniz sizi yaniltmiyor kulak verin yeter.

TERS KAGIT: Asiri abartilara hayatinizda son vermezseniz sizin için iyi olmayacak.

VALE: Yardimseverligi abartiyorsunuz dikkat.

TERS KAGIT: Yalniz basiniza birakilabilirsiniz, dostlarin sözüne önem verin.

ONLU: Yeteneklerinizi sergilemelisiniz ki kendinizi ispatlayasiniz.

TERS KAGIT: Hissiz insanlarin laflarina aldanip bosa zaman geçirmeyin.

DOKUZLU: Yalniz hayal kurarak çalismalariniza etki yaratacaksiniz.

TERS KAGIT: Telasa kapilarak aceleci olmayin.

SEKIZLI: Yardimseverliginizin takdirini almanin zamani geldi.

TERS KAGIT: Kendinizi düsünen egoist olmamaya dikkat.

YEDILI: Hayata bakis açiniz pozitif ama gene de, çevrenize dikkat.

TERS KAGIT: Huysuz insanlarin tepkileri ile hiç vakit kaybetmeyin.

 

KARO: AS ( BIRLI ): Gereginden fazla sabirlisiniz mükafatini alacaksiniz.

TERS KAGIT: Karasiz davranislar sizi inatçi biri yapabilir dikkat.

PAPAZ: Yeteneklerinizi lider bir havada sergilemekten çekinmeyin.

TERS KAGIT: Hosnut olmayan elestirilere maruz kalabilirsiniz.

KIZ: Çok yönlülügünüz sizi yeni kararlar almaniza yöneltecek.

TERS KAGIT: Her sözün altinda kalmaniz gereksiz, kendinizi savunun.

VALE: Sosyal olmaniz dikkatinizi dagitabilir.

TERS KAGIT: Çok duygusallik sizi içinize kapatmamali.

ONLU: Zarif ve büyüleyicisiniz çevrenizin gözdesi sizden baskasi olamaz.

TERS KAGIT: Kiskanç, cimri, aç gözlü insanlardan uzak durun dikkat.

DOKUZLU: Gerçekçi ve dengeli olmaniz çevrenizi sikabilir.

TERS KAGIT: Kendini begenmis insanlarin negatif etkisi üzerinizde kendinizi kollamalisiniz. SEKIZLI: Enerjik ve çevresinin etkisinde kalan davranislar sergiliyorsunuz.

TERS KAGIT: Özel hayatta kavgaci tavirlar sergileyebilirsiniz, dikkat.

YEDILI: Mükemmeliyetçi yapinizin dorugundasiniz bu kadar abartmayin.

TERS KAGIT: Asabi davranislar sergileyebilirsiniz, ama haklisiniz.

MAÇA: AS ( BIRLI ): Fedakarlik konusunda üstünüze yok birazda kendinize bakmalisiniz.

TERS KAGIT: Kararsiz insanlar hevesinizi kirabilir dikkat.

PAPAZ: Sevecen ve iyi bir arkadas sahibisiniz kendinizi yormamalisiniz.

TERS KAGIT: Çevrenizde ortalik karistirici insanlara var daha çok dikkat.

KIZ: Iradeli kendine güvenen ancak baskalarinca yönetilen birisiniz.

TERS KAGIT: Hayalci olmaniz gerçek hakimiyet gücünüzü kirabilir.

VALE: Yaratici his gücünüz sizi yipratmasin dikkat.

TERS KAGIT: Kabullenilmesi zor kararlar vermemelisiniz.

ONLU: Istediginizi basarma gücünüz yüksek.

TERS KAGIT: Geçimsiz insanlarla birlikte olmamalisiniz.

DOKUZLU: Sadik ve sakinsiniz.

TERS KAGIT: Zor ve huysuz davranislarla bir sey kazanamazsiniz.

SEKIZLI: Yetenekli ve anlamli davranislarin sonu büyük basari.

TERS KAGIT: Her zaman her yerde isteksiz davranislara son vermelisiniz.

YEDILI: Azim, çaliskanlik, yaraticilik kapasiteniz muhtesem.

TERS KAGIT: Emelsiz, umutsuz, güvensiz yapiya hemen kayabiliyorsunuz dikkat
 
 

1557
Burcunuza Göre Güncel!.. / KAHVE FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:25:27 ÖS »
Sanal Kahve Hazırlanışı;

Tercihen yapilacak kahve,sekerli kahve olmalidir,kahve yeterli seviyede kaynatildiktan sonra genis agizli dik fincanlara yavas bir biçimde köpüklü olarak dökülür. Ancak fincandaki telveyi cok az döküpte pintilik yaparsak az yada çok olur ise sekiller meydana gelemezler, telve sekillerin meydana gelmesine yetecek kadar bir miktarda olmalidir, kisacasi ne az, ne de çok olmalidir.

Kahve fincandan hep ayni yerden içimasine dikkat edilmelidir, fincanda içilen kahvenin telvesi ne sulu, nede kuru birakilmalidir. Niyet tutulduktan sonra fincan tabaga ters olarak bir kerede çevrilmelidir. Fincan, tabak soguyunca yavas bir biçimde kaldirilir, önce fincana sonra tabaga bakilmalidir, ancak dikkat edilecek hususlardan birisi de fincana birden fazla bakilmamalidir.

Fincan yada tabak falinda ilk önce renge bakilmalidir. Sayet renk koyu ise dilediginiz olamayacak demektir, fakat bunu fincanin içindeki sekiller degistirebilirler. Eger renk açik ise dilediginize kolay kavusacaksiniz, ne açik ne de koyuysa muradiniz eninde sonunda olacak demektir.Fal bakildiktan sonra fincan açik bir biçimde birakilmalidir, eger kapatilir ise fal bozulmus sayilir.

1. BAKMA SEKLI

Fal için yapilan hazirlik;

* 1. Bir niyet tutulur.
* 2. Fincan tabaga ters çevrilmelidir.
* 3. Fincan soguyunca kaldirilmalidir.
* 4. Ilk önce fincana, daha sonra da tabaga bakilir.

2. BAKMA SEKLI

Fal için hatirlanmasi gerekenler;

* 1. Kahve telvesi yeterli miktarda olmalidir.
* 2. Kahve daima ayni yerden içilmelidir.
* 3. Içildikten sonra dipte kalan telve karistirilmamalidir.
* 4. Sogumadan fincan kaldirilmamalidir



Kahve Falina Nasil Bakilir?

Fincan sapindan baslayarak hayali bir kutup, ekvator çizgisi ile ikiye yarilip dört parça seklinde elde edilir. Saatin akrep, yelkovanin dönme yönüne göre fala bakmaya baslanmalidir. Hayali kutup çizgisinin sag tarafinda kalan sekiller pozitif semboller olarak yorumlanir, hayali kutup çizgisi sol tarafinda kalan sekiller negatif semboller olarak yorumlanirlar. Hayali ekvator çizgisi üstünde kalan sekiller için olaylar kisa bir zaman sonra gerçeklesecek yorumu yapilmalidir. Hayali ekvator çizgisi altinda kalan sekiller için olaylar daha uzun bir zaman sonra gerçeklesecek yorumu yapilmalidir.

Kahve Fali Tabagina Nasil Bakilir?

Kahve tabaginin içindeki telveyi süzülür, tabak dik sekilde tutulur, gözümüzle dört parçaya bölmeliyiz. Simdi de fincanda gördügümüz sekilleri veya benzerlerini bu bölümler içinde aramaya sira gelmistir. Tabak falinda da fincan falindaki gibi önce renge bakarak baslamaliyiz. Tabaga konan telvenin sekline bakmaliyiz, yalniz tabak falindaki yollar her zaman için asagidadir. Bu sebeple, çekim kurallarina göre uzanan bu yollarin ayni fincan falindaki gibi yorumlanmamiz gereklidir. Tabak fali fincan falindakileri bilgileri onaylamak içindir. Sayet fincan falindaki yorumlari onaylamiyor ise niyet neticesindeki yorum çok uzun sürecek veya hiç olmayacak demektir.

Kahve Falinin Yorumunda Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?

Kahve falina baktiginiz kisi hakkinda bilinçaltinizdaki mesajlari hatirlamalisiniz. Falina baktiginiz kisi, fincandaki sekiller arasindaki alakayi derhal kurarak titresimsel enerji olusturmalisiniz, en kisa zamanda benzetme, sonra da yorum yapmalisiniz.

Fincandaki sekillerin yorumunu gerek sizi, gerek de falina baktiginiz kisiyi asri üzmesine yada sevindirmesine izin vermemelisiniz, neticede fal oldugunu unutmayin.

1558
Burcunuza Göre Güncel!.. / BAKLA FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:23:58 ÖS »
BAKLA FALI TARIHI: Kökeni Hindistan'a dayanan bir degisik çesidi olan Bakla Fali , Avrupa'ya çingeneler kanaliyla yayilmistir. Bakla fali çesitli boyutlardaki bakla, fasulye vb. hububat türlerinin kurutulmuslari ve küçük, degisik ebatlarda renkli taslarla bakilan, kökü çok eskilere dayanan bir faldir. Genellikle çingene kadinlarinin baktiklari bakla fali, yayginlik bakimindan çok bilinen bir fal türü olma özelligini de tasir. Fala bakmak için yer, zaman, ortam önemli degildir. Her an her yerde bakilabilir ve çok fazla bir kurali da yoktur. Falin bakilacagi malzemeye dokunmak ve ardindan da niyet tutmak ilk sartidir
Fal malzemesine dokunan, fali bakilacak kisinin ruhsal enerjisi, parmaklardan ve avuçlardan bakla tanelerine geçer. Bu hal fal taneleri üzerinde manyetik bir alan olusturur. Falci bu bakla tanelerini hafifçe atarak onlarin yere saçilmalarini saglar. Bu saçilma esnasinda taneler, alanin titresim sinirlari dahilinde bilgi simgelerine göre bir dizilis yaparlar. Bundan sonrasi falcinin tele kinetik gücüne dayanmaktadir. O sirada da etkin bir durumda olan bu güç, sahis, tutulan niyet ya da niyetteki olay ve sahis’lar adina ruhsal alemle baglantiya geçerek, simgelerle baktiran kisinin zihni arasinda telepatik baglantiyi saglayarak fali yorumlar. İste bu esnada fal bakan kisinin yanlis kanala girmesi ile yorumlamada yanlis bilgi vermesi baktiran kisiye yanlis bilgi aktarilmasina sebep olabilir. Bakla fali çingeneler tarafindan çok fazla ayaga düsürülmesi neticesinde de rasyonalistlerin dedigi gibi basit bir iki tanenin insan yasamini nasil etkileyebilecegi süphesi, onu pek fazla itibar edilmeyen bir fal sinifina sokmustur. Yine de insanlar ara sira eglence olsun diye, bazen de zaman doldurmak açisindan sikça bakla fali baktirirlar.

BAKLA FALI: Bu falda baklanın sayısı kesin değildir. Çünkü, falcıya/bakıcıya göre değişir. Ama çoğunlukla "21 bakla" kullanılır. Ancak, falda başka şeyler de bulunur. Bunlar sevgili, murat, ve benzerlerini temsil eder.

Bakla falına arka arkaya her gün bakılmaz. Arada 3 gün geçmesi şarttır.

   

Baklalarla birlikte kullanılan şeyler ve anlamları:

* Yüzük ya da bir halka: Nişan ya da nikah.
* Yeşil taş ya da yeşil düğme: Dilek ya da para.
* Kırmızı taş ya da kırmızı düğme: Sevgi.
* Mor taş ya da mor düğme: Sevinç.
* Siyah taş ya da siyah düğme: Keder, üzüntü.
* Gri taş ya da gri düğme: Ayrılık ya da yol.
* Sarı taş ya da sarı düğme: Hastalık, dert.
* Kahverengi taş ya da kahverengi düğme: Düşmanlık, dedikodu.
* Mavi taş ya da mavi düğme: sevgili.
* Beyaz taş ya da beyaz düğme: Niyet sahibi, yani siz.

Fala Şöyle Bakılır: Baklalar 2 elle ya da bir kaba konularak tutulur. O sırada içinizden niyet edersiniz. Yani, öğrenmek istediğiniz şeyi söylersiniz. Bunu bir örnekle açıklayalım:

Mesela, sevgilinizle evlenip evlenemeyeceğinizi veya düşündüğünüz işin olup olmayacağını öğrenmeyi isteyebilirsiniz.

Avuçlarınızda veya kap içinde tuttuğunuz baklaları tek hareketle, ama dikkatle masanın üstüne (yere, çoğu bakıcılar gibi kucağınıza) dökün.
* Baklaları savurmayın ve olduğu gibi de yere bırakmayın!
* Atılanların aldıkları duruma bakın. Sizi temsil eden beyaz taş veya düğmenin yakınındaki taşları gözden geçirin.

Bunlar dilek/murat, sevgi ve benzeri iyi taşlarsa, istedikleriniz çabucak gerçekleşecek demektir. Ama, sizi temsil eden beyaz taş yakınında keder ve benzerleri varsa, durum değişir. O zaman, bunun sebebini anlamaya çalışırsınız.

* Kederin yakınında sarı taş varsa, hastalık yüzünden üzüntü anlamına gelir.
* Kederin yanında kahverengi taş varsa, düşmanlık veya dedikodu yüzünden üzüleceksiniz demektir.

Yani, önce sizi temsil eden taşın çevresine bakacaksınız. Ona göre yorum yapacaksınız.

* Eğer niyetiniz sevgiliyle ilgiliyse, mavi taşın çevresine de bakmalısınız. Böylece sevgilinizin kederli mi, neşeli mi olduğunu anlarsınız. onun yolda olup olmadığını da öğrenebilirsiniz.
* Sonra beyaz ve mavi taşların durumuna bakarsınız. Mavi taş hemen sizin beyaz taşın yanındaysa, bu, sevgilinizle yüz yüze gelip konuşacağınıza işarettir.
* Eğer iki taşın arasında 1 bakla varsa, bu, bir süre sonra yüz yüze görüşeceğinizi gösterir.
* Eğer arada 2 bakla varsa, birbirinizi 2 vakit sonra görürsünüz, demektir. 3 bakla varsa, bu da 3 vakit olarak kabul edilir ve ayrıca uğurlu sayılır.
* Eğer aranızda 3'den fazla bakla varsa; buluşmanız, konuşmanız biraz zor olacak, demektir. Hele bunların yanında siyah gibi kederi temsil eden bir taş varsa, o zaman buluşamamaktan dolayı ikinizin de üzüldüğü anlaşılır. Ama siyah taş sizin yanınızdaysa , buluşamamak sizi üzmeyecek demektir.

* Niyet ettiğiniz kimseyi temsil eden şey, mavi taşın yanındaysa, buluşamamaktan üzülecek olan karşı taraf olacak, demektir.

Yakına düşen diğer taşları da anlamlarına göre yorumlarsınız.

* Yüzük, nişan veya nikahı temsil eder. Tuttuğunuz kimsenin taşıyla sizin taşınızın arasındaki yüzük, kısa zamanda nişanlanacağınızı veya evleneceğinizi gösterir.

Fakat yüzük, iki taşın arasında olmasına rağmen, bunun yanında siyah taş bulunursa, bu, nikahtan önce üzüleceğinize işarettir. Evlenebilmek için bir süre uğraşacaksınız ve üzüleceksiniz, ama zamanla durum düzelecek demektir.

* İkinizin arasındaki nikah taşının yanına gri taş düşerse, bu, nişan veya nikahın bozulacağına, ayrılacağınıza işarettir.

Bunun yanında veya yakınında kahverengi taş varsa, bir düşman sizi ayıracaktır.

* Bunlar örnektir. Taşların renklerine göre anlamlarını öğrenmeli, ondan sonra yorumunu yapmalısınız.

Taşların dışında baklaların dağılışlarını da hesaba katacaksınız. Yere atılan bakla ve taşlar birbirinden ayrılacaktır.

Baklalar grup grup kalabilir:* Eğer baklalar tek tek ayrılmışsa, yani hiç birbirine değen yoksa, o zaman niyetinizin olacağı anlaşılır.
* Eğer bütün baklalar birbirine bitişik kalırsa, bazı sıkıcı şartlar yüzünden muradınız biraz gecikecektir.
* Baklaların çoğu 3'er 3'er toplanmışsa, istediğiniz çabucak olacaktır.
* Baklalar daha çok çift çift toplanmışsa, istediğiniz 2 vakit sonra olabilir.
* Baklalar 2 gruba ayrılmışsa, beklenmedik bir olaydan sonra dilediğiniz yerine gelecektir.
* Baklalar 2 gruba ayrılmışsa, kendi taşınızın yani beyaz taşın içinde olduğu kısma bakın. Baklaları 3'er 3'er ayırın. Eğer baklalardan geriye kalan olmuyorsa, muradınız hemen olacağı gibi çok da sevinirsiniz.

Geriye tek bakla kalırsa, ummadık bir değişiklik beklemelisiniz. Geriye 2 bakla kalırsa, istediğinizin olması zordur. Ama taşlar uyumluysa, o zaman bunu 2 vakit sürecek bir gecikme olarak kabul edersiniz.

ÖRNEK BAKLA FALI Baklalar yere atıldığında 2 kısma ayrılmıştır. Bunlardan birinde sizi temsil eden beyaz taş, yanında da yeşil taş bulunmaktadır. Aradaki 2 bakladan sonra sevgilinizi temsil eden mavi taş, yanında halka, yanında kırmızı taş gri taş bulunmaktadır.

Sizin bulunduğunuz taraftaki baklalar da 3'er 3'er ayrılınca, geriye bakla kalmamaktadır. Bu durumda muradınıza ereceğiniz anlaşılır. Sevgiliniz nikah düşünmektedir ve size olan sevgisi yüzünden yol yaparak 2 vakit sonra gelecek ve sizinle evlenecektir.

Baklalar yere atıldığında iyice dağılmıştır.Sizi temsil eden beyaz taşın yanında yine yeşil taş bulunmaktadır. Sevgilinizi temsil eden mavi taş iyice uzaktadır ve yanında siyah taş bulunmaktadır. Buna karşılık, sizin yakınınızda yüzük ve mor taşı görüyoruz. Bundan çıkacak sonuç şudur:

Tuttuğunuz/niyet ettiğiniz kimseden, yani sevgilinizden ayrılacaksınız. Fakat bu, sizi üzmeyecektir. Siz, başka biriyle nişanlanacak veya evlenecek, çok sevineceksiniz. Üstelik paraya da kavuşacaksınız, zengin olacaksınız. Buna karşılık tuttuğunuz kimse, sizinle evlenmemesine çok üzülecek ve uzakta kalacaktır
 
 

 
 

1559
Burcunuza Göre Güncel!.. / AĞAÇ FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:21:49 ÖS »
  Keltic astrolojisinde insanlar doğum tarihlerine göre yıldızların yerine kişisel özellikleri yönünden ağaçlar ile özdeşleştirilmiştir. Bu ağaçların özelliklerinin detayları şöyledir:
1 – 11 OCAK : KÖKNAR

Sıra dışı bir zevki vardır. Sofistike ve kadirşinastır. Güzel olan her şeyi sever. Dik başlı, fikirlerini kolayca değiştirebilen, bencil olmasına rağmen kendisine yakın olan insanlarla ilgilenen biridir. Çok mütevazı olduğu söylenemez. Hırslıdır. Memnun edilmesi zor bir sevgilidir. Çok arkadaşı olmasına rağmen, gerçek dost edinmede zorlanan biridir.

12 – 24 OCAK : KARAAĞAÇ

Müşfik, fiziksel olarak düzgün, giyimine dikkat eden, taleplerinde aşırılığa kaçmayan, insanlara neşe verebilen, liderlik etmeyi seven ama kendisi altta olmayı sevmeyen biridir. Dürüst ve sadık bir eştir. Başkaları için karar vermeyi sever. Cömerttir. Pratik zekası ve iyi bir espri anlayışı vardır.

25 OCAK – 3 ŞUBAT : SELVİ

Güçlü, fiziksel olarak kaslı, her ortama uyabilen, hayatla fazla uğraşmayan, hoşnut, iyimser, paraya meraklıdır. Yalnızlıktan nefret eder. Kolay kolay tatmin edilemeyecek kadar tutkuludur, ama sadıktır.

4 – 8 ŞUBAT : KAVAK

Fazla kendine güvenmeyen, sadece gerektiği zaman cesaretli olan biridir. Arkasının güçlü olmasını ve sıkı insanlarla muhatap olmayı sever. Çok seçicidir. Genellikle yalnızdır. Artistik bir doğası vardır. Kin tutar. İyi bir organizatördür. Felsefi takılmayı sever. Ama her durumda güvenilebilir biridir. İlişkilerini de çok önemser.

9 – 18 ŞUBAT : SEDİR

Zarif, her ortama ayak uydurabilen, lüksü seven, sağlığına dikkat eden, kendine güvenen, başkalarına da biraz yukarıdan bakan biridir. Kararlı, sabırsız ve başkalarını etkilemeyi sever. İyimserdir ve beceriklidir. Tek ve gerçek aşkını bekler. Çabuk karar verir.

19 – 28 ŞUBAT : ÇAM

Uyumlu ilişkileri sever. Dinç ve güçlüdür. Nasıl rahat edilebileceğini bilir. Doğal ve hareketli biridir. İyi bir partnerdir. Çok arkadaş delisi değildir. Çabuk aşık olur ama ateşi çabuk söner. Her şeyden kolay vazgeçebilir. İdeali bulana kadar her şey geçicidir. Güvenilir ve pratiktir.

1 – 10 MART : SALKIMSÖĞÜT

Güzel ve çok melankoliktir. Etkileyicidir. Güzel ve zevkli şeylere meraklıdır. Seyahat etmeyi sever. Hayalperesttir. Kaprisli ama dürüsttür. Başkalarının duygularına önem verir. Çabuk etki altında kalır ama beraber yaşanması zordur. Sezgileri de kuvvetlidir. Aşıkken acı çeker ama demir atabileceği birini bulabilir.

11 – 20 MART : IHLAMUR

Hayatın ona getirdiklerini kabul eder. Kavga ve tartışmadan nefret eder. Çalışkandır, tembelliği ve bencilliği sevmez. Streslidir. Yumuşak huylu ve merhametlidir. Arkadaşları için çekinmeden fedakarlık yapar. Becerikli olmasına rağmen bunları değerlendirmesini bilmez. Mızmızdır.

21 MART : MEŞE

Sağlam yaradılışlı, cesur, güçlü, bağımsız ve girişkendir. Acıma duygusu pek yoktur. İşini şansa bırakmayı sevmez. Ayaklarını yere sağlam basmak ister. Hareketlidir.

22 – 31 MART : FINDIK

Çekici, anlayışlı, insanları nasıl etkileyeceğini bilen, fazla talepkar olmayan,sosyal hayatta aktif ve girişken, hatta dövüşken biridir. Popülerdir. Psikolojik durumu çabuk değişir. Kaprisli bir aşıktır, ama dürüsttür ve eşine toleranslı davranır. Kusursuz bir yargı yeteneği vardır.

1 – 10 NİSAN : ÜVEZ

Dikkat çekici, neşe verici, bencillikten uzak, dikkat çekmeyi seven biridir. Hayata bağlıdır. Yerine ve duruma göre hem bağımlı, hem bağımsız olabilir. Zevklidir. Duygusal, hassas, tutkulu ve artistik özelliklere sahiptir. İyi bir eş olur ama çok zor affeder.

11 – 20 NİSAN : AKÇAAĞAÇ

Hayal gücü fazla ve orijinalliklerle dolu, hiç de sıradan olmayan biridir. Utangaç, hırslı, gururlu, kendine güvenen, yeni deneyimlere açık biridir. Genellikle gergin ve sinirli bir yapısı vardır. Hafızası kuvvetlidir. Çok kolay öğrenir. Aşk hayatı biraz karmaşıktır. Başkalarını etkilemeyi sever.

21 – 30 NİSAN : CEVİZ

Garip ve zıtlıklarla dolu biridir. Egoist ve agresiftir. Beklenmedik tepkiler gösterir.
Asil bir ruhu vardır. Spontanedir. Çok hırslıdır ve hiç esnekliği yoktur. Zor ve alışılmışın dışında bir eştir. Çok zor beğenir. Sadece takdir eder. Çok kıskanç ve tutkuludur. Uyum göstermek için fazla fedakarlık etmekten de hoşlanmaz. İlginç stratejiler üretir.

1 – 14 MAYIS : KAVAK

Fazla kendine güvenmeyen, sadece gerektiği zaman cesaretli olan biridir. Arkasının güçlü olmasını ve sıkı insanlarla muhatap olmayı sever. Çok seçicidir. Genellikle yalnızdır. Artistik bir doğası vardır. Kin tutar. İyi bir organizatördür. Felsefi takılmayı sever. Ama her durumda güvenilebilir biridir. İlişkilerini de çok önemser.

15 – 24 MAYIS : KESTANE

Alışılmadık bir güzelliği vardır ama insanları etkilemek gibi bir derdi yoktur. Adil ve neşelidir. Doğuştan diplomattır. Çok kolay huzursuzluğa kapılır ama her türlü ilişkisinde hassastır. Bazen olağandışı davranır. Sevgili bulmakta güçlük çeker.
25 MAYIS – 3 HAZİRAN : DİŞBUDAK

Farklı bir çekiciliğe sahip, hayat dolu, düşüncesizce hareket eden ve eleştirilere kulak asmayan biridir. Hırslı, akıllı, yetenekli, kaderine hükmetmeyi seven, egoist olmaya elverişli biridir, ama ona güvenebilirsiniz. Bazen beyni kalbine hükmedebilir.İlişkileri çok ciddiye alır ve sadıktır.

4 – 13 HAZİRAN : GÜRGEN

Sakin ve güzeldir. Dış görünüşüne ve bakımlı olmaya dikkat eder. Zevk sahibidir. Başkalarını kendinden fazla düşünür. Hayatı mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışır. Disiplinli bir hayat için kılavuzluk eder. İlişkilerinde kibardır. Farklı sevgililer bulmak ister. Duygularıyla ilgili olarak mutluluğu yakalaması kolay olmaz. Çoğunlukla da başkalarına güvenmez. Kararlarından da asla emin olmaz.

14 – 23 HAZİRAN : İNCİR

Çok güçlü, bağımsız, tartışmalara ve zıtlıklara fazla izin vermeyen, aile hayatına düşkün, iyi bir anne-baba ve hayvan severdir. Sosyal bir kelebek gibidir. Espriden anlar, aylaklığı ve tembelliği de sever. Bencilliği vardır. Akıllı ve pratiktir.

24 HAZİRAN : HUŞ

Hayat dolu, etkileyici, arkadaş canlısı, gösterişten uzak, mütevazı, aşırılıklardan hoşlanmayan, kaba şeylerden nefret eden biridir. Doğal ve sakin bir yaşamı tercih eder. Fazla tutkulu değildir. Hayal gücü yüksek ve az hırslıdır. Sakin ve uygun ortamlar yaratır.

25 HAZİRAN – 4 TEMMUZ : ELMA

Cazibeli, fiziksel olarak dikkat çekici, etkileyicidir. Flörte düşkün ve maceraperest ama hassas ve her zaman aşık bit tiptir. Sevmeye ve sevilmeye meraklıdır. Sadık ve hassas bir eştir. Cömerttir. Bilimsel konulara yeteneği vardır. Hayal gücü yüksektir.

5 – 14 TEMMUZ : ÇAM

Uyumlu ilişkileri sever. Dinç ve güçlüdür. Nasıl rahat edilebileceğini bilir. Doğal ve hareketli biridir. İyi bir partnerdir. Çok arkadaş delisi değildir. Çabuk aşık olur ama ateşi çabuk söner. Her şeyden kolay vazgeçebilir. İdeali bulana kadar her şey geçicidir. Güvenilir ve pratiktir.

15 – 25 TEMMUZ : KARAAĞAÇ

Müşfik, fiziksel olarak düzgün, giyimine dikkat eden, taleplerinde aşırılığa kaçmayan, insanlara neşe verebilen, liderlik etmeyi seven ama kendisi altta olmayı sevmeyen biridir. Dürüst ve sadık bir eştir. Başkaları için karar vermeyi sever. Cömerttir. Pratik zekası ve iyi bir espri anlayışı vardır.

26 TEMMUZ – 4 AĞUSTOS : SELVİ

Güçlü, fiziksel olarak kaslı, her ortama uyabilen, hayatla fazla uğraşmayan, hoşnut, iyimser, paraya meraklıdır. Yalnızlıktan nefret eder. Kolay kolay tatmin edilemeyecek kadar tutkuludur, ama sadıktır.

5 – 13 AĞUSTOS : KAVAK

Fazla kendine güvenmeyen, sadece gerektiği zaman cesaretli olan biridir. Arkasının güçlü olmasını ve sıkı insanlarla muhatap olmayı sever. Çok seçicidir. Genellikle yalnızdır. Artistik bir doğası vardır. Kin tutar. İyi bir organizatördür. Felsefi takılmayı sever. Ama her durumda güvenilebilir biridir. İlişkilerini de çok önemser.

14 – 23 AĞUSTOS : SEDİR

Zarif, her ortama ayak uydurabilen, lüksü seven, sağlığına dikkat eden, kendine güvenen, başkalarına da biraz yukarıdan bakan biridir. Kararlı, sabırsız ve başkalarını etkilemeyi sever. İyimserdir ve beceriklidir. Tek ve gerçek aşkını bekler. Çabuk karar verir.

24 AĞUSTOS – 2 EYLÜL : ÇAM

Uyumlu ilişkileri sever. Dinç ve güçlüdür. Nasıl rahat edilebileceğini bilir. Doğal ve hareketli biridir. İyi bir partnerdir. Çok arkadaş delisi değildir. Çabuk aşık olur ama ateşi çabuk söner. Her şeyden kolay vazgeçebilir. İdeali bulana kadar her şey geçicidir. Güvenilir ve pratiktir.

3 – 12 EYLÜL : SALKIMSÖĞÜT

Güzel ve çok melankoliktir. Etkileyicidir. Güzel ve zevkli şeylere meraklıdır. Seyahat etmeyi sever. Hayalperesttir. Kaprisli ama dürüsttür. Başkalarının duygularına önem verir. Çabuk etki altında kalır ama beraber yaşanması zordur. Sezgileri de kuvvetlidir. Aşıkken acı çeker ama demir atabileceği birini bulabilir.

13 – 22 EYLÜL : IHLAMUR

Hayatın ona getirdiklerini kabul eder. Kavga ve tartışmadan nefret eder. Çalışkandır, tembelliği ve bencilliği sevmez. Streslidir. Yumuşak huylu ve merhametlidir. Arkadaşları için çekinmeden fedakarlık yapar. Becerikli olmasına rağmen bunları değerlendirmesini bilmez. Mızmızdır.

23 EYLÜL : ZEYTİN

Güneşi, sıcak havaları sever. Makul biridir. Kibar duyguları vardır. Agresif davranışlardan ve şiddetten kaçınır. Sakin ve toleranslıdır. Adalet duygusu gelişmiştir. Hassastır. Kıskançlıktan uzak bir yapısı vardır. Okumayı ve sofistike insanlarla muhatap olmayı sever.

24 EYLÜL – 3 EKİM : FINDIK

Çekici, anlayışlı, insanları nasıl etkileyeceğini bilen, fazla talepkar olmayan,sosyal hayatta aktif ve girişken, hatta dövüşken biridir. Popülerdir. Psikolojik durumu çabuk değişir. Kaprisli bir aşıktır, ama dürüsttür ve eşine toleranslı davranır. Kusursuz bir yargı yeteneği vardır.

4 – 13 EKİM : ÜVEZ

Dikkat çekici, neşe verici, bencillikten uzak, dikkat çekmeyi seven biridir. Hayata bağlıdır. Yerine ve duruma göre hem bağımlı, hem bağımsız olabilir. Zevklidir. Duygusal, hassas, tutkulu ve artistik özelliklere sahiptir. İyi bir eş olur ama çok zor affeder.

14 – 23 EKİM : AKÇAAĞAÇ

Hayal gücü fazla ve orijinalliklerle dolu, hiç de sıradan olmayan biridir. Utangaç, hırslı, gururlu, kendine güvenen, yeni deneyimlere açık biridir. Genellikle gergin ve sinirli bir yapısı vardır. Hafızası kuvvetlidir. Çok kolay öğrenir. Aşk hayatı biraz karmaşıktır. Başkalarını etkilemeyi sever.

24 EKİM – 11 KASIM : CEVİZ

Garip ve zıtlıklarla dolu biridir. Egoist ve agresiftir. Beklenmedik tepkiler gösterir.
Asil bir ruhu vardır. Spontanedir. Çok hırslıdır ve hiç esnekliği yoktur. Zor ve alışılmışın dışında bir eştir. Çok zor beğenir. Sadece takdir eder. Çok kıskanç ve tutkuludur. Uyum göstermek için fazla fedakarlık etmekten de hoşlanmaz. İlginç stratejiler üretir.

12 – 21 KASIM : KESTANE

Alışılmadık bir güzelliği vardır ama insanları etkilemek gibi bir derdi yoktur. Adil ve neşelidir. Doğuştan diplomattır. Çok kolay huzursuzluğa kapılır ama her türlü ilişkisinde hassastır. Bazen olağandışı davranır. Sevgili bulmakta güçlük çeker.

22 KASIM – 1 ARALIK : DİŞBUDAK

Farklı bir çekiciliğe sahip, hayat dolu, düşüncesizce hareket eden ve eleştirilere kulak asmayan biridir. Hırslı, akıllı, yetenekli, kaderine hükmetmeyi seven, egoist olmaya elverişli biridir, ama ona güvenebilirsiniz. Bazen beyni kalbine hükmedebilir.İlişkileri çok ciddiye alır ve sadıktır.

2 – 11 ARALIK : GÜRGEN

Sakin ve güzeldir. Dış görünüşüne ve bakımlı olmaya dikkat eder. Zevk sahibidir. Başkalarını kendinden fazla düşünür. Hayatı mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışır. Disiplinli bir hayat için kılavuzluk eder. İlişkilerinde kibardır. Farklı sevgililer bulmak ister. Duygularıyla ilgili olarak mutluluğu yakalaması kolay olmaz. Çoğunlukla da başkalarına güvenmez. Kararlarından da asla emin olmaz.

12 – 21 ARALIK : İNCİR

Çok güçlü, bağımsız, tartışmalara ve zıtlıklara fazla izin vermeyen, aile hayatına düşkün, iyi bir anne-baba ve hayvan severdir. Sosyal bir kelebek gibidir. Espriden anlar, aylaklığı ve tembelliği de sever. Bencilliği vardır. Akıllı ve pratiktir.

22 ARALIK : KAYIN

İyi bir zevki vardır.Görünüşe ve kendi görüntüsüne önem verir. Materyalist sayılır. Hayatı ve kariyeri için çok ve düzenli çalışır. Ekonomiktir. Gereksiz risklere girmez. Makul bir tiptir. Diyet ve sporla fiziğine dikkat eder.

23 – 31 ARALIK : ELMA

Cazibeli, fiziksel olarak dikkat çekici, etkileyicidir. Flörte düşkün ve maceraperest ama hassas ve her zaman aşık bit tiptir. Sevmeye ve sevilmeye meraklıdır. Sadık ve hassas bir eştir. Cömerttir. Bilimsel konulara yeteneği vardır. Hayal gücü yüksektir.
 
 

1560
Burcunuza Göre Güncel!.. / RENK FALI
« : Aralık 26, 2007, 05:20:06 ÖS »
Renk Falı nedir ?
İnsanlar mutlaka ki birden çok renk severler. Fakat içlerinden bir tanesine diğerlerine nazaran biraz daha fazla sever ve tercih ederler. Bu durumda o kişinin asıl kişiliğini ortaya çıkartmaktadır. O kişinin doğası, sevdiği rengi tercih eder iken sahte davranmayacağından dolayıdır ki, seçilen renk de asıl kişilik özelliklerini ortaya koyacaktır. Renkler çoğu zaman modaya, mevsime, giyilen eşyanın ya da giysinin tipine, alınan eşyaya, odanın yerleştirme düzenine göre değişir. Bu yönüyle renklerin insan kişiliğiyle bağlantısı yoktur. Biz burada insanların modaya, diğer giysilerine, mevsime bağlı olmadan tercih ettiği, sevdiği renkler üzerinde duracağız. Çünkü asıl böylesi temel renk tercihleriyle insan kişiliği arasında sıkı bir bağ vardır. Herkesi,diğerlerine göre beğendiği, tercih ettiği bir renk vardır. Bazılarımız, bir değil, birkaç rengi severiz. Ama yine de, bir tanesini hepsinden çok tercih ederiz.

Renklerin dili

Eski kültürlerde yaşayan insanlar dünyada varolan her şeyin kendine özgü bir dili olduğunu düşünürlerdi.Renkler dünyasını da bu olgular içine katarlardı. Renklerin kendine özgü bir anlamı olduğunu düşünürlerdir.

Daha sonraları gizemli konuları araştıranlar renklerin kendimiz ve hayatımız hakkında gözle görülmeyen etkileri olduğunu iddia ettiler.
Her renk genel olarak bir duyguyu veya bedenimizde bir organı yansıtabilir. Renklerin gizemli anlamları araştırıldığı zaman ruhsal ve duygusal yaşamımızla ilgili çok şeylerin farkına varıldığı ortaya çıkarılabilir.
Sitemiz daha ileriki dönemlerde sizlere bu konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgiler verebilecektir.Her rengin farklı açılarda değişik anlamaları ve etkileri vardır. Bu konuda İnsan Aurası ile ilgili konularda araştırma yapanlar değişik görüşler ortaya atarlar.
Aura insan bedenini saran bir enerji alanıdır. Manyetik ve elektriksel bir etkisi vardır. İçinde evrende ver olan gördüğümüz yada göremediğimiz türlü renkleri barındırır. Renklerin durumu ve görünüşü o kişi ile ilgili sayısız faktöre bağlı olmasına rağmen yine de bazı temel konular anlaşılabilir. Aura sadece insanda değil hayvanlarda, bitkilerde ve minerallerde de görülebilir.
Bazı aura araştırmacıları değerli taşları ve minerallerin insanlar ve hayvanlar üzerindeki renkler ile ilgili etkilerini incelerler. Bu konu çok geniş ve ayrıntılı bir konudur.
Aşağıda bazı renklerin kısa anlamlarını bulacaksınız. Burada verilen renkler insan aurasındaki renk temelleri ve adları göz önüne alınarak yazılmıştır.

BEYAZ

Kadinlar :

Ilk renk olarak tercihi beyaz olan kadin, isteyerek veya istemeyerek olsun kalbinin saf ve temiz duygularla yüklü oldugunu ortaya koyuyor demektir. Nezaket kurallarina uyabilen, yumusak beraberinde de alçakgönüllü biri olmanin yaninda, asil olmak ve iyilikte onun meziyetleri arasinda sayilabilir. Gösterisli ve gürültü patirtili neseli bir yasam onun için hiç de cazip degildir. Evi onun her seyi, baska insanlara yardim da hedefidir. Neseli olabilir ancak genel olarak sakin ve sessiz bir yapidadir. Yaratilis geregi  düzeni olmasi, elinin her ise yatkin olmasi ve becerileri onun diger yanlaridir. Itinali ve pozitif düsünce tarzi, onu zaman içinde sert ve acimasiz birisi yapsa dahi adaletli ve dogru insan olmasi baskalarina karsi dürüst davranmasini saglamaktadir.

Erkekler :

Beyaz seven bir erkek ise asla korkak ve de çekingen bir yapida olamaz. Tersine zalim ve sogukkanli bile olabilirler. Heyecanini disari yansitmayan, sabit ve sakin yapili bir insan kimligi çizerler, onlarin yasaminda telas olmadigi gibi bir de, düzenli, asiri derecede titiz yapidadirlar. Pratige önem verirler, güçlü bir hafizalari olmasi için ise hiç bir çaba göstermezler. Sabirli, enerjik ve asiri güven duygularina sahiptirler. Saglam yapili vücutlari, sir dolu ikilemli de bir kisilikleri vardir.Bir de cömert ve kisilere yardimda atilgan olmak hiçbir zaman için çekinmezler.

SARI

Kadinlar :

Sari rengin parlak ancak koyu ton olanini seven kadin, dedikoduya meyilli fazla olan bir insandir. Çok sinirli konulari olmasina karsi, durmaksizin konusmayi çok severler. Davranis, hareketlilik bakimindan da duragan bir tablo sergilerler. Yüzleri bos ve manasiz baktigi zaman bilesiniz ki, konusulan konu agir, onlar bakimindan oldukça çok yüksektir. Ancak konu hafifleyip de dedikodu safhasina girdigi zaman, iste onlari o an tutamazsiniz. Sariyi seven bu kadinlar özünde negatif kimseler degillerdir. Ama, bilmek isteme, herkesle en ince detayina kadar alakadar olmalari, her seyi bilmek istemeleri, bu kisileri çekilmez kilmaktadir. Cömert olamamalarina karsi, sayet pozitif bir günlerinde iseler herkese yardim edebilirler.

Erkekler :

Bir erkegin önüne pek çok renk koyup da seç dediginizde, sayet sari rengi seçer ise, o erkek bilmeyerek de olsa biraz korkakligini ortaya koyuyor anlamindadir. Ama onu korkutan manevi anlamda korkular degil, maddesel anlamdaki korkulardir. Düsüncelerini dobra olarak söylerler, karsi düsüncelerden de zerre kadar çekinmezler. Herkesin kendisine merakla bakmasin neticesinde hoslanan yapisi itibariyla ara sira, rengarenk kiyafetler de giyebilirler. Kendi ile alakali konularda büyük övünç duyarlar, sözleri ara sira abarti noktasina varmaktadir. Insanlarla iyi geçinen bir yapisi olmasinin yani sira kadin arkadaslari azinliktadir.

TURUNCU

Kadinlar :

Sicakkanli yapinin sahibi, iyi kalpli, dost bir insan istiyor iseniz, turuncu ve bu rengin tonlarini seven bir kadin olukça idealdir. Sogukluk, sertlik onlarin kitabinda yok gibi bir sey diyebiliriz. Insanlara göstermis olduklari ilgi daima dengeli ve sevecendirler. Ne uzak-soguk dururlar, ne de çok samimi-laubali olurlar. Tam olarak orta kararin her an için asiriliktan çok daha iyi oldugunu savunurlar. Kendisine bir zarar verildigi takdirde bagislayicidir, asla kindar olmayan, kizdiklarinda kesinlikle bagirip çagirmayan tiplerdir. Ancak onun bu hali kimseyi yaniltmamalidir, tepesine çikilmak istendiginde de kuvvetli, saglam karakterleri neticesinde bu duruma hiçbir sekilde tolerans göstermezler. Bu kisinin en büyük meziyetlerinden biri de, hakkini savunma  bunu karsisindakine onu kirmadan, üzmeden yapmasini çok iyi bilmesidir.

Erkekler :

Turuncu rengi seven erkekler ise de ayni turuncu seven kadinlarda oldugu gibi, dengeli, ilimlidirlar. Anlayis gücü, sabir gücü , sevecenlik, dayanma gücü onlarda da vardir. Hoslarina gitmeyen bir seylere ise asla müsaade etmezler. Böylelikle bir kisi orta yas gurubunda ise, bütün çocuklarin sevdigi saydigi bir baba, bir dost olurlar. Sayet çocuklarin yapmalarina müsaade edilmeyen seylere onlar, alçakgönüllü ve sevecen kisilikleri sebebinden izin verirler. Ama hiçbir an için de çocuklarinin simarmasina izin vermezler. Kavgalar, tartismalar onlarin baris sever karakterleriyle hiç bagdasmadigindan dolayi bu gibi durumlardan daima kaçarlar. 

PEMBE

Kadinlar :

Ahenkli, neseli kadinlarin rengidir pembe. Yürek kipirtilari sanki uçar gibi olan, mutlu kisilerdir bunlar. Ancak, asla asiriliklari, hafif davranislari yoktur. Gereken durumlarda ise ciddi, agirbasli, sorumluluklarinin bilincinde olabilirler. Hayatin, pek çok agir konu ve gerçeklerden olustugunu bilirler ve sadece nese için yasamamayi ögrenmis bir ruh halleri vardir. Utanma hisleri, çekingenliklerini saklamasini becerdikleri gibi, bunu çok nadir olarak disa vururlar, cosku, atesli olma, firtinalar içersinde yasamaktan oldukça çok uzaktirlar.

Erkekler :

Pembe rengi tercih eden erkekler maddi anlamda, manevî anlamda yapilari çok güçlü olamayan kisilerdir.  Onlarda cesaret, atilimcilik aramamalisiniz. Yavasliklari onlari uysal yapi sahibi yapmistir, konusmalari da bu dogrultudadir. Bitmek bilmeyen, devamlilik arz eden bir sinir, heyecan durumu içersindedirler. Alinganlik, hassasiyet durumlari da bu sebeptendir. Ancak insanlara olan sevgisi en üst düzeydedir. Onlar için dost kazanma, çevrelerinkileri memnun etme en bas görevdir. Olaylarin beraberindeki tartismalarin dozu arttikça oradan kaçmak açisindan sayet bir yol bulamazsa, bu seferde her söylenileni yapmasi kaçinilmazdir. Ancak bütün bunlari da yapar iken, kendilerinin tersine etrafin huzurunu daha çok düsünürler.

KIRMIZI

Kadinlar :

Kirmizi, tüm renklerin içinde en çok ilgi uyandiran bu rengi seven kadinlar, neseli, yasam dolu, hayattan zevk almasini bilen kariyer sahibi kisilerdir. Dengesizdirler de bazi zamanlar. Hemen heyecana kapilirlar, çabuk kizarlar, öfkelenirler. Amatörce de olsa dans etmekten, sarki söylemekten hoslanirlar, bundan zevk alabilirler. Asla somurtkan, duragan bir durumda olamazlar. Etraflari onlar açisindan önemli degildir. Her kim ne düsünürse düsünsün umurlarinda olmaz, kendi yasamlarinin arkasinda durarak;  Bu benim yasantim, size ne oluyor der gibi bir ifade ile kendilerini anlatirlar.

Erkekler :

Korkusu asla olmayan, cesur, sosyal olan bu kisiler, tam bir erkek sembolüdür. Onlara kabadayi bile dersek abartmamis oluruz. Tehlike sinyali onlar için günlük, olagan bir davranislardandir. Gülmek istedikleri durumlarda bile tehlikeye girerek gülerler. Daima kendi bildikleri en dogru oldugu için, toplum adetleri onlari asla ilgilendirmemektedir. Sasirtici isler yapmak konusunda da üstlerine yoktur, küçük ya da büyük olmalari onlarin havai olmalarinin önüne kesinlikle geçemez. Bu onlarin yaramazliklarla dolu olan dünyalarinin bir parçasidir. Gene de onlar çevrelerinin rengi taninir, gerek onlarla gerek de onlarsiz  bir çevre zor düsünülür diyebiliriz. 

KAHVERENGI

Kadinlar :

Kahverengi seven kadinlarin çok genis hayal güçlerinin oldugu söylenmemektedir. Ancak yöntemlidirler, ani duygusalliklar, parlak zeka isaretleri onlarda pek de mevcut degildir. Bu kisiler için reel olan sakinlik , kendi halinde olmak, bunlarin yaninda sessiz sedasiz olmaktir. Olaganüstü eylemlerde bulunmadiklari bakimindan, çok fazla derecede göze çarpmazlar, gözleri de rahatsiz etmezler. Bu rengi seven kadinlar ev islerinde çok basarili olurlar, ev islerini büyük bir zevkle yaparlar. Onlarin kitabinda düzensiz olmak, rasgele bir is yapmak yoktur. Sistem, programdir bütün yasamlari. Bu sebepten de sistematik bir çalisma düzenleri mevcuttur. Çevresinde olanlarin kusurlarini bagislayici, hosgörülüdürler. Yalani sevmezler, hatta iyi bir sey için bile beyaz yalan dahi asla konusmazlar. Dinsel taraflari, inançlari da güçlüdür.

Erkekler :

Orijinal olmaktan yoksun olan insanlar genellikle de bu rengi seven erkeklerdir. Anlayis seviyeleri genis, iyi isleyen beyinleri, izleme güdüleri ise son derece gelismistir. En belirgin özellikleri sadelik yanlisi olmalaridir, nefret ettikleri en önemli deger, darbedir. Abartili seylerden, gösteristen hiç hoslanmazlar. Küçük seyler onlari tatmin edebildiginden dolayi, büyük para harcamalari yoktur. Az harcama, çok tasarruf kazanmalari da onlari son derece mutlu eder, cimrilik derecesinde diyebiliriz. Hirsli olmalari, alakasizlik, aliskanliklardan dogabilecek kaoslari ortadan kaldirmaktadir. Maniler, bütün zorluklar onlari asla yildiramaz.

YESIL

Kadinlar :

iigneleyici tarzdaki cevaplari seven, alayci, hazir cevap insanlardir. Özellikleri de kivrak zekali olmalaridir, bu rengi seven kadinlarin, yasamda basarili olamayanlari genel olarak, alayci, pisirik, fesat duygular tasimalarindandir. Çogu zaman bir alayci üsluba, espri savurganligina  sahiptirler. Bu nedenle agiz dalasinda onlarla bas edebileceginizi hiç düsünmemelisiniz. Yesil rengi seven kadininin beyni de daimi olarak iyi bir sekilde islemektedir. Etraflarina karsi duyarli olmalari, olani biteni anlamalarina oldukça çok yardimci olur. Ancak beyinleri hareketlidir, bedenleri degil. Bazilari vardir ki, onlar tam anlamiyla tembel sinifina girerler. Çogunda sabirsizlik mevcuttur, uzun, yorucu isler onlarin ilgisinde degildir, insani yari yolda birakirlar.

Erkekler :

Yesil huzursuz, düsüncesiz erkeklerin sevdigi bir renktir. Iyi kalplidirler, istemeden de olsa ara sira kalp kirabilirler. Para pul onlar bakimindan önemli degildir, bu yüzden ellerindeki paranin en azindan yarisini dagitirlar. Ama, çogu anda ceplerinde dagitacak kadar para olmaz,adeta nerede aksam orada sabah diyen tiplerdendir. Her sey onlari mutlu edebilir, baskalarina da çok fazla güven duyarlar. Eglence hayati, zevk onlarin sembolleridir. Eglenemedikleri günlerin kaygisina düserler, yesil rengi seven kadinlar gibi onlarda esprili, sohbetleri dinlenen kisilerdir. Kendisini dinleyen birilerini bulduklari zaman uzunca anlatilarda bulunmaktan hiç kaçinmazlar. Nedeni ise onlar güzel konusma gibi bir meziyete sahip olduklarini bilirler. Bunun yaninda sorumluluk sahibi olma duygusundan uzaktirlar. Ancak her seye ragmen sevimli insandirlar, geçinilmesi kolay, karsisindaki kisiyi mutlu eden bir karakterleri vardir.

MAVI :

Kadinlar :

Mavi rengi tercih eden kadinlar son derin duygulara sahiptirler. Bir seye sevinmeye görsünler, onu abartma yolu ile en üst noktaya çikarirlar, üzüntüleri de ayni bu biçimde gösterirler. Duygusal alanda da inis, çikislari ani, hizli olur, tipki sevinç ve üzüntüde oldugu gibi, bir an neseli iken hemen akabinde üzüntünün kollarina kendilerini ativerirler, bu duygu kontrolsüzlügünden dogan ahenksizlik onlari saskina çevirir. Kendilerini hiçbir an tam olarak anlayamadiklarindan dolayi da hiçbir zaman kendilerinden emin degildirler. Ve her an; Bana neler oluyor böyle dedigini duyar gibi olursunuz. Daimi olarak korkulari vardir, her türlü telkin, tedavilere ragmen o korkulari ile yasamayi tercih ederler. Korkunun temel  kaynagi da kendisidir, o bunu bilerek korkar. Derin aci, yogun düsünceler, onlarin siklikla dalip gitmelerine neden olur. Çevrelerine karsi ise sevgi dolu, cömerttirler. Çevreleri onlar bakimindan oldukça çok önemlidir, nedeni ise kendisinden kaynaklanan sikayetleri devamli olarak çevresine aktararak teselli bulurlar. Bu hal kimseyi gücendirmez, tersine o kisinin samimi biri olduguna inanirlar, ona saygi gösterirler.

Erkekler :

Mavi rengi seven erkekler, kadinlarina nazaran çok daha sakin, daha dengeli olurlar. Çalisip, yasamlarini kazanmak zorunda olduklarinin farkindadirlar. Onlarin is hayatlarinda firtina estiren duygusal hislere de yer yoktur. Mavi rengi seven erkekler is yasamlarinda duygularina duvar çekerler. Yöntemi degil, içlerinin sesini dinleyerek çalismayi tercih ederler. Bu sebepten de yönteme dayanan islerde basari gösteremezler, ancak sisteme dayanmayan islerde hep bir numaradirlar. Günlük hayatlarinda degisiklikler yasamak , onlar için olagan bir durumdur. Bu sebepten masa basi gibi duraganlik isteyen isler onlara göre degildir, aktive olmus hallerini oturduklari yerden degil de, hareket halinde iken sergilemek isterler.

MOR

Kadinlar :

Bu rengi tercih eden kadinlar lüks düskünüdürler. Tarihe bile dönüp bir bakacak olur isek, sosyeteye, saray erkanina mensup kadinlarin ilk renk tercihleri hep mor renk olmustur. Bu bir abarti degildir tamamen gerçektir. Mor rengi seven kadinlar içinde saltanat, lüks, zarafet, rahat bir yasam, ün, mevkii sevmeyen çok az bir kitledir. Tüm bunlara ragmen çalismak için de hiçbir çaba göstermezler. Bazi seyleri daima baskalarindan beklerler, kisaca ise armut pis agzima düs derler. Bu gibi beklentilerin ardinin arkasinin gelmedigini bildiklerinden dolayi, hiçbir zaman doymak bilmezler. Onlarin bazi ihtiyaçlarini karsilayanlarin kiymetini bilmezler, daima onlara yeni istekler için sürekli manevi baskida bulunurlar.  Kendilerini rahat hissetmeleri içinde sürekli iltifat edilmeleri gerekmektedir, onlarin hava, su kadar ihtiyaçlarinda gidalardir.

Erkekler :

Mor rengi seçen erkeklerde mor kadinlarindan farkli degildirler. Pahali esyalar, lüks onlarin yasam felsefesidir, üstelik bu konuda çok da abartilidirlar. Öyle herkesle dost olmazlar. Onlarin birisiyle dost olabilmeleri, o kisinin mevki, parasal durumuna baglidir. Ancak bu, hiçbir zaman onlari servet avcisi yapmaz. Onlar bu davranislari kendilerine menfaat saglamak için degil, egolarini, aristokrat düsüncelerini tatmin için yaparlar.Bu sebepten de demokrasi diye bir kavramlari yoktur. Ise soyunduklari  an,  çok dikkatli, agir hareket ederler. Onlarin hata yüzdesini düsürür, ancak bu her an böyle degildir, gereken yerde, zamanda hizli olmayi da pekala becerebilirler.

GRI

Kadinlar :

Gri renk beceri ve sessizligin adidir, bu rengi seven kadinlar. Is hayatinda iyi mesleklerde bulunur, basarili olurlar. Baska insanlar tarafindan itici, soguk olarak isimlendirilseler de içlerinden sadece bir kismi bu sinifa girer. Içlerindekini disa vuramadiklarindan dolayi, böyle bir duygu uyandirirlar. Bu kisilere sorarsaniz da duygulari olur olmaz disa vurmak gereksiz, hos degildir. Tarafsiz davranmaktan hoslanirlar, bundan da son derece gurur duyarlar. Kimileri ise duygularini içlerine hapsederler, ancak duygularini nasil dile getirip, hayata geçireceklerini bilmezler. Iyi bir uzman olurlar, her konuda. Ancak bu kendi tercih ettikleri konular olur ise. Ve o alanlarinin disinda baska bir alana ilgi duymazlar. Düsünce yapilarinda mükemmellik, zekalariyla bütünlesir. Hane içinde siradan bir ev kadini olmak hiç tarzlari degildir. Buna neden de is yasamina girerler, burda bütün yetenek, yönlerini ortaya sererler.

Erkekler :

Gri zeka seviyesi yüksek, isler durumda olan kuvvetli erkeklerin rengidir, gri. Ancak el becerilerinde yok denecek kadar azdir, en ufak bir el becerisi isteyen isi yapmak, bu kisiler için büyük basari olarak nitelenir. Ancak bu isleri yapacak birileri vardir, onlar da buna çok güvenirler, bu onlarin onurunu biraz kirar ancak, kendileri yapmasin da! Zaten onlar beyin, zeka adamidirlar, elbette yapacak bir isleri vardir. Bu konuda son derece güven duyarlar, bunda da çok haklidirlar, kusur, yeteneklerini iyi bilirler.

SIYAH

Kadinlar :

Siyah renk seven,hüznün ve kederin kadinidir. Yasam serüvenleri hayal kirikliklari ve aldanmalarla geçer. Çevreden yasam dolu, neseli görülseler de somurttuklari günler boyunca hayalet gibi gezdikleri de olmaktadir. Aslinda içteki gerçeklerin bir biçimde disa vurus seklidir, nedeni ise o disa vuran taraf, onlarin gerçek yüzleri olmasidir. Bu kadinlarin kimi de sert ve soguk olurlar. Siyah rengin parlak, gösterisli olanini seçen kadinlar ise, öbürlerine hiç benzemezler, neseli, mutlu, huzurdan hoslanan, keyif alan kisilerdir.

Erkekler :

Siyah renk seven erkekler,düsünce özgürü ve düsünceli olanlardir ayni anda sert kisiliklidirler. Yasamdan zevk almayi bilmezler, sayet böyle bir zevk alma olayi onlar için, günah sayilir, soguk kalmayi tercih ederler. Ancak baskalarinin yasami söz konusu oldugunda, karismadan duramazlar, tepede olduklarinda herkesin hayatini kontrol etmek gibi bir dürtüleri ortaya çikar, durmadan ögüt verirler, bunu da iyi niyetle yaparlar ancak, çevreleri bunu asla anlayamaz, bu yüzden de negatiftirler, bu hayat, gelecek hayatlarin bir hazirlik dönemi niteligindedir. 
 
 

 

Sayfa: 1 ... 102 103 [104] 105 106 ... 109