İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - lazakrep61

Sayfa: 1 ... 99 100 [101] 102 103 ... 166
1501
Fiziko Kimya / Heisenberg'e Nazire
« : Haziran 08, 2009, 09:42:31 ÖS »
Düşündüm de Heisenberg'in belirsizlik ilkesine gündelik yaşamdan, şöyle uyduruk bir analoji yapılabilir: Mesela bir evde tek başına yaşayan bir sevgiliniz olduğunu varsayın. Onunla buluşuyor, yiyip içiyorsunuz; gayet de mutlusunuz ama öte yandan onun evde, yalnızkenki yaşamını da deli gibi merak ediyorsunuz. Ev de öyle bir halde ve yerde ki içine kamera yerleştirmek veya dışarıdan gözetlemek filan imkansız. Ayrıca evine gidip onu görmek, onunla vakit geçirmek de sizi tatmin etmiyor. Biliyorsunuz ki siz varken o da artık size göre davranıyor, doğallığını yitiriyor. Merakınız da azalmak şöyle dursun, gittikçe şiddetleniyor. Sorsanız da anlatmaz ki. Kısacası sizin öğrenebileceğiniz, görebileceğiniz sadece onun siz varkenki, sizinle beraberkenki yaşamı. Onun bir başınaykenki oturuşunu, gülümseyişini, yemek yapışını filan asla öğrenemeyeceksiniz. Geçmiş olsun...

1502
Fiziko Kimya / Max Planck (1858-1947)
« : Haziran 08, 2009, 09:40:09 ÖS »
Almanya'nın Kiel kentinde doğdu. 1847'de Münih Üniversitesi'nde başladığı eğitimine Berlin Üniversitesi'nde devam etti. Burada ünlü Alman fizikçileri H. Helmholtz ve G. Kirchhoff'dan dersler alan Planck, doktorasını 1879'da Münih Üniversitesi'nde tamamladı. 1880-1885 arasında burada dersler verdikten sonra 1885'de Kiel Üniversitesi'nde doçent oldu. 1889'da Berlin Üniversitesi'ne giderek 1892 yılında teorik fizik profesörlüğüne atandı. Uzun yıllar Berlin'de yaşadı. 1900 yılında siyah cisim ışımasını açıklayarak kuantum teorisinin kurucusu oldu. Planck sabiti adıyla anılan ħ doğanın temel sabitlerinden birisidir. Planck 1912'de Prusya Bilimler Akademisi'nin matematik ve fizik bölümlerinin başına getirildi. 1918'de Nobel Fizik Ödülü'nün kazandı. 1926'da Royal Society'nin yabancı üyeliğine seçildi. 1930'da Berlin'deki Kaiser Wilhelm Enstitüsü'nün (bugünkü adıyla Max Planck Enstitüsü) başkanlığına getirildi. Albert Einstein'ı 1916'da Berlin'e getiren Planck olmuştur. 1933'de Naziler Alman Üniversitelerindeki bilim adamlarının görevlerine son vermeye başlayınca Hitler ile görüşmesi bir sonuç vermedi. 1937'de tüm görevlerinden ayrıldı. Savaşın son yıllarında subay olan oğlunun Hitler'e suikast girişimine katılması nedeniyle kurşuna dizildiğini gördü. Hava bombardımanları sırasıyla evi yanıp yıkılınca tüm kitapları ve notları yokoldu. Yaşlı ve yorgun Planck savaş sonrası Göttingen'e yerleşti ve kalan ömrünü burada tamamladı.

Not: Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

1503
Fiziko Kimya / Niels Bohr (1885-1962)
« : Haziran 08, 2009, 09:38:52 ÖS »
1885'de Kopenhag'da doğdu. Babası Kopenhag Üniversitesi'nde ünlü bir tıp profesörü, annesi ise zengin bir bankerin kızıydı. Bu nedenle evlerinde bilimsel ve felsefi toplantılar eksik olmazdı. Niels ve sonradan ünlü bir matematikçi olan kendisinden iki yaş küçük kardeşi Harald bu ortamda Kopenhag Üniversitesi'ni son derece parlak derecelerle bitirdiler. Aynı zamanda her ikisi de Danimarka milli futbol takımında oynamaktaydılar. Niels Bohr 1910'da metallerin elektron teorisi üzerine hazırladığı teziyle doktorasını aldıktan sonra Carlsberg bira fabrikalarının verdiği bir bursla Cambridge Üniversitesi'ne J.J. Thompson'un laboratuvarına gitti. Orada birkaç ay kaldıktan sonra Manchester Üniversitesi'nde Ernest Rutherford'un yanına geçti. Burada atom fiziği deneylerini izledi. 1912'de Danimarka'ya döndükten sonra kendi adıyla bilinen atom modelini inşa ederek kuantum fiziğinde önemli bir adım attı. Kuantum fiziği ile klasik fizik arasındaki ilişkinin ne olacağı üstüne düşündü. Karşılanım ilkesini öne sürdü. Bu çalışmaları Bohr'a 1922 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandırdı. Aynı zmanlarda Bohr için Kopenhag'da bi Teorik Fizik Enstitüsü kuruldu. Yanına asistan olarak Hollandalı Hendrik Kramers ve İsveçli Oscar Klein alındı. Heisenberg, Schrödinger, Dirac ve diğer önemli fizikçiler zaman zaman Bohr'un enstitüsüne gelip çalıştılar. Heisenberg'in belirsizlik ilkesi, Bohr'un kuantum mekaniği yorumu (Kopenhag yorumu) bu sıralarda bulundu. Bohr 2. Dünya Savaşı'nda Daniamrka Almanlar tarafından işgal edilene kadar enstitüsünün başında kaldı. İşgalden biraz önce İsveç'e kaçarak oradan ABD'ye geçti. Atom bombası projesine katıldı. Ancak savaş biter bitmez Danimarka'ya döndü ve atom bombasının kullanımı ve yaygınlaşmasının önlenebilmesi için çalıştı.

Not:Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

1504
Fiziko Kimya / Louis-Victor de Broglie (1892-1987)
« : Haziran 08, 2009, 09:36:02 ÖS »
Adlarını Normandiya'da Broglie kasabasından alan soylu bir Fransız ailesinden gelen Louis-Victor Dieppe kentinde doğdu. Fizikçi olan ağabeyi Maurice'in etkisinde kalarak fen konularına ilgi duydu. 1909'da Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde tarih diploması aldıktan sonra başladığı fizik öğrenimini 1913'te tamamladı. Malikanelerinde kurdukları özel laboratuvarlarında Mauric'le birlikte atom fiziği deneyleri yapmaktaydılar. Ancak Maurice'in aksine Louis-Victor deneyden çok teorik fizik ve bilim felsefesi üzerinde düşünmekteydi. Işığın hem dalga hem parçacık nitelikleri taşıdığı biliniyordu. Parçacık niteliği öne çıkan elektronun da dalga nitelikleri taşıyacağını ilk farkeden Louis-Victor olmuştu. Önceleri pek dikkat çekmeyen bu tezin önemini Einstein hemen anladı. Einstein'dan dalga-parçacık ikiliği fikrini duyan Schrödinger ise birkaç yıl içinde dalga mekaniğine ulaştı. Aynı yıl 1927'de Amerikalı deneysel fizikçiler C. Davisson ve L. Germer elektronlarla kırınım deneyi yaparak Louis-Victor de Broglie'nin tezini kanıtladılar. 1929 Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan Louis-Victor 1928'de Paris'te kurulan Henri Poincaré Enstitüsü'nde teorik fizik profesörü oldu ve 1962'de emekli olana dek burada çalıştı. Ağabeyinin ölümünden sonra 7. Broglie Dükü ünvanını alan Louis-Victor uzun yaşamı boyunca kuantum mekaniğinin temelindeki olasılık kavramlarına yeni yorumlar getirebilmek için çalıştı.

Not: Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

Not2: Kendisinin Türkçe'ye Yeni Fizik Kuantumları diye çevrilmiş bir kitabı vardır ve de bu kitabın yeni basımı daha yeni yapılmıştır...İlgililere duyrulur...

1505
Fiziko Kimya / Erwin Schrödinger (1887-1961)
« : Haziran 08, 2009, 09:35:37 ÖS »
Schrödinger Viyana'da doğdu. 1906 yılında Viyana Üniversitesi'ni bitirdikten sonra yine aynı yerde doktorasını tamamlayarak Teorik Fizik Enstitüsü'nde asistan oldu. I. Dünya Savaşı'nda teğmen olarak askerlik yaptı. Savaş sonrası bir süre Almanya'da Jena ve Stutgart Üniversitelerinde ders verdikten sonra 1921'de profesör olarak Zürih Üniversitesi Teorik Fizik Enstitüsü'nün başına geçti. 1926 yılı Aralık ayında kuantum mekaniğinin dalga denklemini bulmasının ardından 1927'de Max Planck'ın emekli olmasıyla boşalan Berlin Üniversitesi Teorik Fizik Enstitüsü'nün Başkanlığı'na geçti. 1933'te Nazi iktidarının üniversite öğretim üyelerine karşı tutumu nedeniyle Almanya'yı terketti. Aynı yıl Nobel Fizik Ödülü'nü Dirac ile paylaştı. 1933-1936 yılları arasında İngiltere'de Oxford Üniversitesi'nde bulunduktan sonra ülkesi Avusturya'daki Graz Üniversitesi'ne döndü. Fakat 1938'de Almanya Avusturya'yı kendi topraklarına katınca İsviçre üzerinden Roma'ya kaçtı. O sırada Dublin'de İleri Araştırmalar Enstitüsü kurmak isteyen İrlanda Cumhurbaşkanı Eamon de Valera, Schrödinger'i kurulacak enstitünün başına geçmeye çağırdı. Schrödinger 1940'dan emekli olduğu 1957 yılına dek Dublin'de yaşadı. Enstitüde ders vermiyordu. Araştırmaları dışında tel yükümlülüğü senede bir kez kendi seçeceği bir konuda herkese açık bir konferans vermesiydi. Schrödinger bu görevini çok ciddi yerine getirdi. de Valera'nın da gelip izlediği uzay-zamanın doğası, hayatın biyokimyasal kökenleri, akıl ve madde gibi konularda verdiği konfeansları kitap halinde basıldı ve büyük ilgi gördü. Schrödinger 1957'de Viyana'ya döndü ve 1961'de ülkesinde öldü.

Not: Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

Not2: Schrödinger'in yazmış olduğu What's Life? isimli kitabı zamanında çok tutulmuş, Francis Crick gibi isimlerin fizikten biyolojiye geçmelerine yol açmıştır.

1506
Fiziko Kimya / Werner Heisenberg (1901-1976)
« : Haziran 08, 2009, 09:33:33 ÖS »
Almanya'nın Würzburg kentinde doğan Heisenberg Münih Üniversitesi'nde fizik okudu. Arnold Sommerfield'in öğrencisi olarak hidrodinamik teorisinde türbülanslar üzerine hazırladığı teziyle 1923'te doktorasını aldı. Daha sonra asistan olarak Göttingen Üniversitesi'ne Max Born'un yanına gitti. Oradayken bulduğu matris mekaniğini Born ve Pascal Jorduan ile birlikte 1925'te yayınladılar. 1924-1927 yılları arasında Kopenhag'da Bohr'un enstitüsünde çalıştı. Ünlü belirsizlik ilkesini burada 1927'de ortaya koydu. 1927-1941 yılları arasında Leipzig Üniversitesi'nde profesör olarak bulundu. Bu sırada 1932 Nobel Fizik Ödülünü kazandı. II. Dünya Savaşı'nın başlamasndan sonra 1941'de Berlin'de Kaiser Wilhelm Enstitüsü'nün başkanlığına getirildi. Çekirdek bölünmesini keşfetmiş olan Otto Hahn ile beraber nükleer enerji üstünde çalışmaya başladılar. Bir ara Kopenhag'a giderek Niels Bohr'la görüşmesi, Bohr'un İngiliz ve Amerikan bilim adamlarını Almanların atom bombası çalışmaları yaptıkları konusunda uyarmasına neden oldu. Ancak Almanya'da atom bombası yapılamadı. Savaş bitiminde Heisenberg ve beraber çalıştıı bilim adamları bir süre İngiltere'de tutuklu kaldıktan sonra Göttingen'de yeni kurulan Max Planck Enstitüsü'ne (eski adıyla Kaiser Wilhelm Enstitüsü) döndüler. Heisenberg tekrar başkanlığına getirildiği enstitüsüyle birlikte 1958'de Münih'e taşındı. Cenevre'de CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) parçacık hızlandırıcı ve çarpıştırıcı laboratuvarlarının kurulmasına destek oldu. Alexander von Humboldt Vakfının başkanlığını yaptı. 1976'da Münih'te öldü.

Not:Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

Not2: Benim idol mertebesinde hayranlık duyduğum bu şahsiyet, sadece matris mekaniği ve belirsizlik ilkesi aracılığıyla birtakım matematiksel açıklamalar getirmekle kalmamış doğaya bakışımızda da köklü bir devrim yapmıştır. Heisenberg'in Türkçe'ye çevrilmiş birkaç kitabı var yanılmıyorsam ve bunlardan biriyle ilgili bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

1507
Fiziko Kimya / Max Born (1882-1970)
« : Haziran 08, 2009, 09:32:50 ÖS »
1882'de o sırada Almanya'nın olan Breslau (şimdi Polonya'nın Wroclaw kenti) kentinde doğdu. Breslau Üniversitesi'nde fizik okudu. Öğrenciliği sırasında Heidelberg, Zürih, Göttingen ve Cambridge Üniversitelerinde kısa sürelerle bulundu. 1907'de Göttingen Üniversitesi'nde katıların esneklikleri üzerine hazırladığı teziyle doktorasını aldı. 1915'de Berlin Üniversitesi'nde teorik fizik profesörü oldu. 1919'da Frankfurt Üniversitesi'ne geçti ve nihayet 1921'de Göttingen Üniversitesi'nde Teorik Fizik Enstitüsü'nün başına getirildi. Asistanı Pascual Jordan ve 1924'de yanına gelen Werner Heisenberg'le baraber kuantum mekaniğinin matris fomülasyonunu verdiler. Born dalga fonksiyonunun olasılık yorumunu açıklığa kavuşturdu. Göttingen matematik fizik geleneği çok güçlü bir üniversite idi. Ünlü bilim adamları Felix Klein ve David Hilbert'in etkisi yoğundu. 1933'te Naziler iktidara gelince yahudi asıllı öğretim üyelerinin üniversitelerdeki görevlerine son vermeye başladılar. Göttingen Üniversitesi neredeyse boşaldı. Çök ünlü Alman bilim adamlarından bazıları İstanbul Üniversitesi'ne geldiler. Alman olmasına rağmen bu durumdan rahatsızlık duyan Born Almanya'dan ayrılıp İngiltere'ye yerleşti. 1933-35 yıllarında Cambridge Üniversitesi'nde matematik dersleri verdi. 1935-36 ders yılını Hindistan'da Bangalore kentindeki Hint bilim Enstitüsü'nde ders vererek geçirdi. Aynı yıl sonunda Edinburg Üniversitesi'nde Tait Doğa Felsefesi Profesörü oldu. 1952'de emekli olana dek burada kaldı. 1954 Nobel Fizik Ödülü kuantum mekaniğine katkıları nedeniyle Born'a verildi. Aynı yıl ülkesi Almanya'ya dönerek 1970'de ölümüne kadar burada yaşadı. Savaş sonrasında dünya barışının kurulması ve silahsızlanma için uğraş vermiştir.

Not: Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

1508
Fiziko Kimya / Paul Adrien Maurice Dirac (1902-1984)
« : Haziran 08, 2009, 09:32:19 ÖS »
Dirac 1902'de İngiltere'nin Bristol kentinde doğdu. 1921'de Bristol Üniversitesi'nden elektrik mühendisi olarak mezun oldu. Ancak daha öğrencilik döneminde kendini teorik fiziğe kaptırmış, o sıralar yeni olan relativite teorisini çalışarak öğrenmişti. 1923'e kadar iki yıl daha Bristol'da matematik okudu. Sonra teorik fizik yapmak için Cambridge Üniversitesi'ne yazıldı. 1925 yılı Ağustos ayında danışmanı Dirac'a okuması için daha basılmamış bir makale verdi. Bu Heisenberg'in matris mekaniğiydi. Dirac atom fiziğinin sırlarını bir anda kavrayıverdi. Birkaç ay içinde Heisenberg'in fikirlerini daha kapsamlı bir matematik yapıya yerleştirerek kuantum mekaniğini buldu. Daha sonra Schrödinger dalga mekaniğinin de kendi formalizminden çıkarılabildiğini göstererek matris mekaniği ile dalga mekaniğinin eşdeğer olduğunu kanıtladı. Bu konuda yazılan ilk ders kitabı olan Kuantum Mekaniğinin İlkeleri 1931'de basıldı. Dirac 1932'de Cambridge Üniversitesi'nde yıllar önce Isaac Newton'un bugün ise Stephen Hawking'in sahibi oldukları Lucas Matematik Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1933 yılında bir önceki yıldan devreden 1932 Nobel Fizik Ödülünün Heisenberg'e, 1933 Nobel Fizik Ödülünün ise Dirac ve Schrödinger'e verilmesi kararlaştırıldı. Dirac'ın en önemli buluşlarından birisi de 1928'de özel relativite teorisi ile kuantum mekaniğini bağdaştırarak yazdığı Dirac denklemi (relativistik elektron dalga denklemi) olmuştur. Bu denklem elektron spinini öngörmektedir. Fakat daha önemlisi elektronla aynı kütle ve spine sahip fakat artı yüklü bir temel parçacığın varlığını zorunlu kılmaktadır. Elektronun anti parçacığı olarak yorumlanan ve pozitron adı verilen bu temel parçacık 1932'de kozmik ışınlarda ilk kez gözlenmiştir. Yaşamı boyunca pekçok konuda önemli buluşlar yapan Dirac 1969'da Cambridge Üniversitesi'nden emekli olduktan sonra Florida'nın Miami kentine yerleşti. 1984'te burada öldü.

Not: Bu yaşam öyküsü Tekin Dereli ve Abdullah Verçin'in yazmış olduğu Kuantum Mekaniği 1 kitabından alınmıştır. METU PRESS, 2000

1509
Fiziko Kimya / Bohr-Einstein Tartışmaları
« : Haziran 08, 2009, 09:31:57 ÖS »
Kuantum fiziğinin temel ilkelerinin ortaya atıldığı 1920-30 yılları sırasında (ve de ilerleyen yıllarda tabi ki), bu yeni mekaniğin beraberinde getirdiği birçok yenilik çok şiddetli tartışmalara yol açtı. Bunlar arasında en amansızı, Einstein (Albert) ile Bohr (Niels) arasında geçmiştir ve bu tartışmalar Einstein'ın ölümüne dek sürmüştür.

Einstein'ın ünlü Tanrı zar atmaz (God does not play dice with the universe) sözünü çoğumuz duymuşuzdur; bu söz kuantum fiziğinin içinde barındırdığı olasılık ve indeterminizm kavramlarına bir karşı çıkıştır. Öyle ki Einstein determinizme sonuna kadar bağlı biriydi ve olayların birbirine olasılıklarla bağlı olması fikrini hiç mi hiç sevmiyordu. Niels Bohr ise kitaplarda, kendi adıyla kurduğu Bohr Atom Teorisinden başka pek anılmasa da, kuantum fiziği tartışmalarının ve araştırmalarının içinde sürekli yer almış ve bunun getirdiği ilkeleri ve bakış farklılıklarını benimsemiştir.

Bu iki fizikçinin bakışları o denli farklıdır ki bu farklılık, gerçeklik ve onun görünümü (temsili) konularında bile ortaya çıkar. Öyle ki Einstein fizik aracılığıyla doğa yasalarının kendisine ulaşabileceğimizi söyler:

Physics is an attempt conceptually to grasp reality as it is thought independently of its being observed. In this sense one speaks of physical reality. Yani, Fizik, gözlenmesinden bağımsız olarak gerçekliğin kendisine ulaşmak için bir girişimdir. Bu bağlamda bir fiziksel gerçeklikten bahsedilebilir.

Buna karşılık, Bohr tam aksine, fizik yasalarının doğanın kendisiyle değil de bizim onun hakkında ne söylediğimizle ilgilendiğini savunur:

It is wrong to think that the task of physics is to find out how nature is. Physics concerns what we can say about nature. Yani, Fiziğin işinin doğanın nasıl olduğunu ortaya çıkarmak olduğunu düşünmek yanlıştır. Fizik bizim doğa hakkında ne söyleyebileceğimizle ilgilenir.

Kuantum fiziğinin tarihi gelişimiyle ve işin biraz da magazin tarafıyla (kim kiminle atışmış) ilgilenenler için:

Mehra J., "Niels Bohr's Discussions with Albert Einstein, Werner Heisenberg and Erwin Schrödinger: The Origins of the Principles of Uncertainty and Complementarity", Foundations of Physics, Vol. 17, No. 5, 459-506 (1987)

Not: Bu yazı yazılırken Peter Kosso'nun Apperance and Reality kitabından yararlanılmıştır.

1510
Fiziko Kimya / Istatistiksel Termodinamik
« : Haziran 08, 2009, 09:31:22 ÖS »
Klasik Termodinamik, termodinamiğin sıfırıncı ve birinci yasaları, idealgaz bağıntıları, termokimya, termodinamiğin ikinci kanunu, entropi, Maxwell bağıntıları, kimyasal denge, denge sabitinin sıcaklık ve basınçla değişimi gibi konularla gözlemlere dayalı yaklaşımla ilgilenen anabilim dalıdır. İstatistiksel Termodinamik ise özel dağılımlar, makro/mikro durumlar, termodinamiksel olasılık, Maxwell-Boltzman istatistiği, Fermi-Dirac ve Bose-Einstein istatistikleri, Termodinamik dengede dağılım fonksiyonları, paylaşım (partition) fonksiyonu, Termodinamiğin I, II ve III. kanunlarının istatistiksel yaklaşımla açıklanması, Termodinamik özelliklerin istatistiksel yaklaşımla bulunması gibi konuları ele alan termodinamiğin bir alt birimi niteliğindeki branştır.
Moleküler boyutta simulasyon yapmak isteyen araştırmacıların bilmesi gereken tüm Termodinamik dengede dağılım ve enerji fonksiyonların öğrenilebileceği güzel bir ders.

1511
Fiziko Kimya / Monte Carlo Programi Hakkinda
« : Haziran 08, 2009, 09:30:55 ÖS »
Monte Carlo ismi ile bilinen hesaplama teknigi aslında bilindiginden de daha genis bir kavramda karsımıza cıkıyor. Stokastik teknik olan Monte Carlo (MC) programı asıl olarak rastele rakamlar ve bu rastgele rakamların olasılık ve istatiksel anlamlarının arastırıldıgı bir programdır. MC programı bu anlamda ekonomi'den nukleer arastırmalara kadar bir cok farklı alanda kullanılmaktadır. Bizim ilgimizi ceken kimyasal, ve istatistiksel mekanik ve istatiksel termodinamik uygulamaları da olan MC programının bu konularla ile alakalı yuzlerce alt kumelerini gormek mumkundur.


MC'nun kimyasal islemler ile alakalı kullanımı tamamen gercek hayatta olup biten molekuler etkilesimlerin bilgisayar ortamında candırılarak gercek hayatta elde edilemeyen ya da elde edilmesi cok uzun yillar alabilecek problemlerin, cok daha kısa surede cozulmesini saglamak. Bunun icin cok iyi bir fizik ve istatistiksel termodinamik ve quantum kimyası bilgisine gerek vardır. Simulasyonunu yapmak istediginiz sistem ile alakalı yapacagınız kabullenmelerin ve sadelestirmelerin ne denli kabul edilebilir oldugu ve akla yatkinlıgı ancak bu temel bilgilerin ısıgında mumkundur. Gercek haytta sadece 1000 atom ile calisabilme gibi bir imkanımız yok iken MC gibi programlar sayesinde bu tip hesaplamaları yapabilmekteyiz. MC yardımı ile sistemlerin raslantısal konfigurasyonlarının incelenmesi mumkun olmakla birlikte bize bir parcasını inceledigimiz butun sistem ile alakalı ısık tutacak bilgiler vermektedir.

1512
Fiziko Kimya / Partition Fonksiyonu
« : Haziran 08, 2009, 09:27:33 ÖS »
Klasik termodinamik, gözlemlere dayanarak maddenin değişik hallerindeki fazlarin davranışları ile alakalı bagintilari ve denklemleri ortaya koyar. Bunlara örnek olarak termodinamiğin sıfırıncı ve birinci yasaları, idealgaz bağıntıları, entropi, tersinir/tersinmez olaylarda entropi bulunması, Maxwell bağıntıları, kimyasal denge, denge sabitinin sıcaklık ve basınçla değişimi gibi alt başlıkları sayabiliriz. İstatistiksel Termodinamik ise özel dağılımlar, makro/mikro durumlar, termodinamik olasılık, Maxwell-Boltzman istatistiği, Fermi-Dirac ve Bose-Einstein istatistikleri, Termodinamik dengede dağılım fonksiyonları, paylaşım (partition) fonksiyonu gibi konuları ele alan, gözlemden ziyade hesaplamaya ve istetistiğe dayalı bir alt bilim dalıdır. Daha evvel de bahsettigimiz gibi Paylasim (Partition) Fonksiyonu yardimi ile İstatistiksel Termodinamiğin, Klasik Termodinamiğe bağlantısını yapmak mümkündür. Özellikle, İstatiksel Termodinamik temellerini kullanarak moleküler boyutta simulasyon ve modelleme teknikleri aracığılı ile maddelerin ve/veya sistemlerin fiziksel, kimyasal ve hatta biyolojik durumlarını araştıran ve bu teknikler aracılığı ile karakterizasyon yapmakta olan arastırmacıların, elde ettikleri sonuçları faydalı sonuçlar haline dönüştürebilmeleri için, klasik termodinamiğe bağlantı yapmaları mecburiyetindedirler. Bu da

ΔS=-kTlnQ

bagintisi ile ortaya konmuştur. Q burada Paylaşım (partition) fonksiyonudur ve daha detaylı bilgi için buraya tıklayın.

Bu bağıntı sayesinde tüm termodinamik değişkenler ve hal değişkenlerini elde etmek mümkündür.

1513
Fiziko Kimya / Önemli Bir Bağıntı - Entropi
« : Haziran 08, 2009, 09:27:09 ÖS »
Klasik termodinamik, gözlemlere dayanarak maddenin değişik hallerindeki fazlarin davranışları ile alakalı bagintilari ve denklemleri ortaya koyar. Bunlara örnek olarak termodinamiğin sıfırıncı ve birinci yasaları, idealgaz bağıntıları, entropi, tersinir/tersinmez olaylarda entropi bulunması, Maxwell bağıntıları, kimyasal denge, denge sabitinin sıcaklık ve basınçla değişimi gibi alt başlıkları sayabiliriz. İstatistiksel Termodinamik ise özel dağılımlar, makro/mikro durumlar, termodinamik olasılık, Maxwell-Boltzman istatistiği, Fermi-Dirac ve Bose-Einstein istatistikleri, Termodinamik dengede dağılım fonksiyonları, paylaşım (partition) fonksiyonu gibi konuları ele alan, gözlemden ziyade hesaplamaya ve istetistiğe dayalı bir alt bilim dalıdır. Daha evvel de bahsettigimiz gibi Paylasim (Partition) Fonksiyonu yardimi ile İstatistiksel Termodinamiğin, Klasik Termodinamiğe bağlantısını yapmak mümkündür. Özellikle, İstatiksel Termodinamik temellerini kullanarak moleküler boyutta simulasyon ve modelleme teknikleri aracığılı ile maddelerin ve/veya sistemlerin fiziksel, kimyasal ve hatta biyolojik durumlarını araştıran ve bu teknikler aracılığı ile karakterizasyon yapmakta olan arastırmacıların, elde ettikleri sonuçları faydalı sonuçlar haline dönüştürebilmeleri için, klasik termodinamiğe bağlantı yapmaları mecburiyetindedirler. Bu da

ΔS=-kTlnQ

bagintisi ile ortaya konmuştur. Q burada Paylaşım (partition) fonksiyonudur ve daha detaylı bilgi için buraya tıklayın.

Bu bağıntı sayesinde tüm termodinamik değişkenler ve hal değişkenlerini elde etmek mümkündür.

1514
Fiziko Kimya / Işığın Madde ile Etkileşimi
« : Haziran 08, 2009, 09:26:11 ÖS »
Işığın ikili kimliği onun hem bir dalga hem de bir parçacık olduğunu gosteriyor. Bunun en açık anlaşıldığı yer de fotoelektrik etkide bir elektronun bir fotonla etkileşmesi. Ancak durum kimya kitaplarında anlatıldığı kadar basit değil. Bizim fotoelektrik sorularımız, fotonun belli bir enerjiden önce elektrona çarpıp yansıdığı, belli bir enerjiyi aşınca da enerjisini tamamen elektrona aktararak fotoelektrik etkiye neden olduğunu söyler. Eğer ışığın enerjisi elektronu koparmaya yetip de artarsa kalan kısmını da elektronun kinetik enerjisi olarak aktarır. Peki fotonun enerjisi çok yüksek olursa elektronu inanılmaz hızlara mı ulaştıracak? Burada artan enerji bizi ya göreceli heaplara itecek ya da daha farklı etkiler gözleyeceğiz. Aşağıda ışık ile maddenin değişik etkileşme şekilleri listelenmiştir. Etkileşimi belirleyen şey ışığın enerjisidir.

1. YANSIMA: Föton elektronu atomdan ayıracak enerjiye sahip değilse yansır.

2. FOTOELEKTRİK ETKİ: Fakat sahipse elektrona tüm enerjisini aktarabilir.

3. COMPTON ETKİSİ: Enerjisi biraz daha fazlaysa (genellikle) enerjisinin bir kısmını elektronu saptırmada harcar, kendi dalga boyunu da uzatır.

4. ÇİFT ÜRETİMİ: Çok yüksek enerjili olduğu durumlarda en az 1.02 MeV güzargahında manyetik momentumu absorplayabilecek bir atom varsa foton elektrona ve pozitrona ayrışır.

Durum bir ile iki arasındaki enerji sınırı çok keskindir. Sınırın tam altındaki frekanslarda yansır, üstündeki frekanslarda fotoelektrik etki olur. Ama ikinci durumdan üçüncü duruma ya da üçüncü durumdan dördüncü duruma geçiş enerjileri çok net değildir.

Mesela karbon atomu için fotoelektrik biter, ondan sonra Compton başlar, o biter çift üretimi olur. Ama kurşun atomu için durum daha karmaşıktır. Bir frekansa ışığın bir kısmı enerjisinin tamamını elektrona verir, bir kısmı elektronu saptırır, bir kısmı da elektron ve pozitron verir. Uzun sözün kısası, hangi olayı gözlemleyeceğimiz, fotonun frekansına ve atomun cinsine göre degişir.

1515
İnorganik Kimya / Organik Olmayan Kimya
« : Haziran 08, 2009, 08:59:22 ÖS »
Kimya biliminin Organik Kimyanın doğumundan sonraki hali denebilir Anorganik (Organik olmayan) Kimya için.

Kimyanın materyal zenginliğini yada bir diğer ifadeyle elementel kombinezonunu sınıflandırmaya tabi tutarsak canlılarla ilgili olan yada olmayan şeklinde iki farklı kategori (Organik ve Anorganik) önümüze çıkacaktır.

Anorganik Kimyanın esas gücü Karbon haricinde kalan tüm periyodik tabloya hakim olmasından kaynaklanmaktadır. Bu inanılmaz genişlilik ona her geçen gün yeni alanlar ve uygulamalar getirmekte olup şu an mevcut bulunan Kimya endüstrisinin de büyük oranda sahibi olmasına olanak sağlamaktadır.

Kendi içerisinde birbirinden çok farklı alanlara bölünmüş olup diğer Kimya dallarıyla ortaklık sağlayarak halkasını genişletmektedir.

Elementel Kimya, Endüstriyel Kimya, Jeokimya, Kompleks Kimyası, Katı Hal Kimyası, vb. şeklinde bölümlerden oluşmaktadır.

Sayfa: 1 ... 99 100 [101] 102 103 ... 166