İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - lazakrep61

Sayfa: 1 ... 98 99 [100] 101 102 ... 166
1486
Trabzonspor / Yüzme yaz okullarımız başladı
« : Haziran 09, 2009, 01:42:51 ÖÖ »




Trabzonspor Yüzme Şubesi’nin atığı Yüzme Yaz Okulları bugün başladı. 1. dönem kurslarımız 17 Temmuz’da sona erecek.

Çocuklarınızın boş zamanlarını değerlendirmek, fiziksel ve ruhsal aktivitelerini yükseltmek, yüzme sporuna sporcu kazandırmak, rekabet ve yarışma becerisini geliştirmek amacıyla kulübümüzün düzenlediği yaz okuluna 5-17 yaş arasında çocuklar alınacak.

Tecrübeli antrenörler ve sağlık ekibi nezaretinde haftada 3 gün sabah - öğle grubu olmak çalışacak olan sporcularımızın havuza gidiş gelişleri düzenli olarak servisle sağlanacak.


Yaz okulu programları:

1. program sabah

Salı 09:00-11:30
Çarşamba 09:00-11:30
Cuma 09:00-11:30

Servis güzergahları

1- Beşirli girişi- Tanjant Yolu- Özel Karadeniz Hastanesi - Fatih Devlet Hastanesi – Atapark - Yeni Tanjant - Meydan Kiler- Arafil Boyu – Sahil Yolu – M.Akif Ersoy Yüzme Havuzu

2- Erdoğdu


2. program öğle

Pazartesi 12:00-14:30
Çarşamba 12:00-14:30
Cuma 12:00-14:30

Servis güzergahı

1- Beşirli girişi – Tanjant Yolu - Özel Karadeniz Hastanesi - Fatih Devlet Hastanesi – Atapark - Yeni Tanjant Yolu - Meydan Kiler - Arafil Boyu – Sahil Yolu – M.Akif Ersoy Yüzme Havuzu


3. program öğle

Salı 12:00-14:30
Perşembe 12:00-14:30
Cuma 12:00-14:30

Servis güzergahları

1- Beşirli Girişi – Tanjant Yolu - Özel Karadeniz Hastanesi - Fatih Devlet Hastanesi – Atapark - Yeni Tanjant Yolu - Meydan Kiler - Arafil Boyu – Sahil Yolu – M.Akif Ersoy Yüzme Havuzu

2- Erdoğdu - Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu – Atakent – Çatak - Atapark – Sahil Yolu – M.Akif Ersoy Yüzme Havuzu

İrtibat Telefonları

Hüseyin Özer 0535 4122490
Gökçe Özer 0536 8303379

Not: Servis güzergah üzerindeki otobüs duraklarından alınacaktır.

1487
Trabzonspor / Olağanüstü Genel Kurul ilanı değişikliği
« : Haziran 09, 2009, 01:40:53 ÖÖ »
Kulübümüzden yapılan açıklamada Olağanüstü Genel Kurul ilanında bazı değişikliklere gidildi. Buna göre ilanın yeni metni şöyle düzenlendi:

TRABZONSPOR KULÜBÜ DERNEĞİ

OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İLANI

Kulübümüzün Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı aşağıdaki gündemle 22-23 Haziran 2009 tarihlerinde saat 12.00’de Trabzonspor Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde yapılacaktır.

Çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı aynı gündemle 3 Temmuz 2009 Cuma günü gündem maddelerini görüşmek ve konuşmaları yapmak üzere saat 10.00 itibariyle 19 Mayıs Spor Salonu’nda toplanılmasına ve 4 Temmuz 2009 Cumartesi günü saat 10.00’da seçimlerin yapılması için tekrar aynı salonda toplanılmasına karar vermiştir.

GÜNDEM                                                                                                       :

 1. GÜN (22.06.2009, çoğunluk sağlanamadığı takdirde 03.07.2009)

1-    YOKLAMA VE AÇILIŞ,

2-    GENEL KURUL DİVANININ OLUŞTURULMASI VE SAYGI DURUŞU,

3-    GÜNDEMİN GENEL KURULA SUNULMASI,

4-    YÖNETİM KURULU İDARİ VE MALİ RAPORLARININ OKUNUP GÖRÜŞÜLMESİ,

5-    DENETLEME KURULU RAPORUNUN OKUNUP GÖRÜŞÜLMESİ,

6-    YÖNETİM KURULU RAPORLARININ İBRASI,

7-    DİLEK VE TEMENNİLER

2. GÜN  (23.06.2009, çoğunluk sağlanamadığı takdirde 04.07.2009,

               Saat 10.00–16.00)   

8-BAŞKAN VE YÖNETİM KURULUNUN ASİL VE YEDEK ÜYELERİNİN SEÇİMİ,

9-KAPANIŞ.

Trabzonspor Yönetim Kurulu Başkanlığı

Not: 05.06.2009 Tarih ve 25 sayılı Yönetim Kurulumuzun almış olduğu Olağanüstü Genel Kurul kararına göre ilan edilen metinde, çoğunluk aranmayan ikinci toplantının günleri ve yeri 08.06.2009 tarih ve 26 sayılı kararı ile değiştirilmiştir.


1488
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Haziran 09, 2009, 01:29:57 ÖÖ »

1489
tamam kardeşş sağolasınnn ;)

1490
Ateşli Silah ve Silah Çeşitleri / Ynt: SİZCE HANGİ SİLAH?
« : Haziran 08, 2009, 11:16:28 ÖS »
bence haburda ılk mesaja sılahların bırde resımlerı olsa daha guzel olurduu ;)


ben karadenızlıı helede Trabzon'lu oldugum ıcınnn hayatımız sılahlarla gecıyorr vee kimse bana kizmasinn ama ben silahlarii çok severimmmm  :.u

1491
Yeni Üyeler Buraya / Ynt: MERHABALAR....
« : Haziran 08, 2009, 10:17:42 ÖS »
foruma hoss geldunn merttt, bende şenolll....

1492
Fiziko Kimya / Disproporsinasyon
« : Haziran 08, 2009, 09:48:17 ÖS »
ing. disproportionation

Bir elementin bazı atomlarının indirgenmesi ve aynı atomun diğer kısmının yükseltgenmesi sonucu oluşan redoks reaksiyonlarına verilen isimdir. Şu anda örnek olarak aklımda hidrojen peroksitten su ve oksijenin oluştuğu tepkime var.
Organikteki bariz bir örneği için Cannizaro tepkimesi örnek verilebilir.
Elementlerin hangi değerliklerinin hangi değerliklere disproporsiyon olabildiğini anlamak içinse Frost diyagramları kullanılabilir.

1493
Fiziko Kimya / Disproporsinasyon ve Koproporsinasyon
« : Haziran 08, 2009, 09:47:14 ÖS »
Disproporsinasyonun en klasik örneklerinden biri de, Cu(I) iyonlarinin kati halde kararli olup suda cözüldügünde, Cu(II) ve Cu metali olusturma tepkimesidir.

2 Cu+ ---> Cu2+ + Cu

Hatirladigim kadariyla bu tepkimenin K`si 105 civarindaydi.

Disproporsinasyonun zitti bir tepkime vardir ki o da, koproporsinasyondur. Ayni atomun farkli degerlikleri tepkimeye girerek, birinin indirgenmesi, digerinin de yükseltgenmesi sonucu ortak bir degerlikte bulusmalaridir. Örnek vermek gerekirse :

SO32- + S2- ----> S

Tepkimeyi denklestirmedim ama sadece anlasilsin diye verdim bu örnegi. Disproporsinasyon kadar yaygin degildir ama yine de karsilasilir bu tür tepkimelerle.

1494
Fiziko Kimya / Yüzey Analizi
« : Haziran 08, 2009, 09:46:53 ÖS »
Ao (angstrom) seviyesinde yüzeye hassas, bu düzeydeki atomların yapısı ve cinsi hakkında bilgi veren tekniklerin tamamı yüzey analizini oluşturur. Özellikle son 30 yılda büyük gelişme gösteren bu bilim dalının en büyük dezavantajı yüksek vakum ortamının ( < 5*10-8 bar ) gerekliliğidir. Bu vakum ortamı sağlandığında madde yüzey yapısı hakkında detaylı bilgi elde edilebilir.

1495
Fiziko Kimya / Fiziksel Kimya
« : Haziran 08, 2009, 09:46:10 ÖS »
Adından da anlaşılabileceği gibi Fizikokimya kısaca kimyasal değişim içermeyen Kimyayı tasvir eder.

Makro planda işleyen klasik fizik sonrası modern fiziğin kimyaya olan ihtiyacı bu bilimdalının oluşma nedeni olarak gösterilebilir.

Kimyasal tepkimelerin ve nükleer değişimlerin yoğun fizik+matematik gereksinimini karşılayan fizikokimya başlıca Isı Kimyası, Kuvantum Kimyası, Parçacık Kimyası, Çözelti Kimyası, Elektrokimya gibi bölümlerden oluşmaktadır.

1496
Fiziko Kimya / Fizikokimya-Fiziksel Kimya
« : Haziran 08, 2009, 09:45:49 ÖS »
Ilginctir ki diger bazi kimya branslari Türkcelestirilirken -sel sifat yapma eki kullaniliyor ya da hic bir ek kullanilmiyorken (Deneysel Kimya, Kati Hal Kimyasi, Nano Kimya, Analitik Kimya gibi), Physical Chemistry Türkcelestirilirken bir ilginclik yapilmis. ctyavuz a katiliyorum, Fiziksel Kimya olmasi gerekir bunun asli

1497
Fiziko Kimya / Sicakligin cözünürlüge etkisi
« : Haziran 08, 2009, 09:45:20 ÖS »
Sicaklik gazlarin cözünürlügünü her zaman düsürürken, katilar icin ayni seyi söyleyemeyiz. Gazli icecekler olarak tabir edilen kola, meyveli gazoz, soda gibi iceceklerde bulunan karbondioksitin, icecegin isinmasi ile birlikte yavas yavas havaya karismasinin, gazi kacti bunun iyice repliklerini söyletmesinin sebebi budur. Sicaklik, gaz moleküllerinin kinetik enerjisini arttirdigi icin, onu suda (ya da genel olarak sivilarda) tutan moleküler arasi baglari kirip sividan uzaklasmasi, sicaklik artmasiyla kolaylasmaktadir. Katilar icin genelde sicaklikla cözünürlükleri artar diyebiliriz. Sicaklikla cözünürlügü azalan maddeler de vardir. Tam olarak hatirlayamayacagim ama amonyum klorür böyle bir bilesige örnekti sanirim.

1498
Fiziko Kimya / Ambipolar Yarı İletkenler
« : Haziran 08, 2009, 09:44:10 ÖS »
Yarı iletkenler, elektrik iletiminde yük taşıyıcıların cinsine göre sınıflandırılırlar. Yarı iletkenler ya elektron iletimi ile ya da boşluk iletimi ile iletkenliklerini sağlarlar. Eğer bir yarı iletkenin homosu ile lumosu arasında bir enerji seviyesine sahip olan ve enerji açısından homoya daha yakın olan boş bir orbital sağlanırsa, bu durumda bu dışarıdan madde ilavesi ile sağlanmış boş orbitale yarı iletkenin homo seyiseyinden elektron geçişi olacak ve de yarı iletkende oluşan bu boşluk (elektron eksikliği) elektrik akımının iletilmesine vesile olacak.

Eğer homo ile lumo arasına sağlanan orbital enerji bakımından lumoya daha yakın ve dolu bir orbital ise bu durumda da dolu olan orbitalden lumo seviyesine elektron geçişi olacak ve yarı iletken üzerindeki elektron fazlası, elektrik akımı iletiminde yük taşıyıcı parçacık görevini üstlenecek.

Eğer bir yarı iletken hem n-tipi hem de p-tipi (yukarıda anlatılanların ilki p-tipi ikincisi n- tipi) iletkenliğe sahip olabiliyorsa bu tip yarı iletkenlere ambipolar denir.

Bu değişik davranış, homo lumo arasına elektron sağlamak için konulan maddenin cinsine ya da transistörlerde gate voltaj’ın pozitif ya da negatif olmasına göre belirlenir. Ama tabi ki her yarı iletken bu özelliğe sahip değildir.

1499
Fiziko Kimya / Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi
« : Haziran 08, 2009, 09:43:41 ÖS »
Heisenberg'in Çağdaş Fizikte Doğa adıyla Orhan Duru ve Vedat Günyol -ki bu insanlar edebiyatçıdır- tarafından Türkçe'ye çevrilmiş olan altmış-yetmiş sayfalık bir kitabı var. (Yalnız bu kitabın şu an basımı yok sanırım, bu yüzden ancak eski kitapçılarda bulabilirsiniz benim gibi.) Bu kitapta Heisenberg, kendi ileri sürdüğü belirsizlik ilkesini temel alarak kuantum fiziğinin, doğa ve evren anlayışımıza getirdiği yenilikleri anlatıyor daha çok. Kitabın kuramsal karmaşıklıklar içermeyip 'anlam' üzerinde durması ise onu daha bir çekici hale getirmiş diye düşünüyorum..

O halde gelelim bu adı sıkça geçen belirsizlik ilkesine.. Belirsizlik İlkesi der ki, bir elektronun momentumunu -dolayısıyla hızını- ve konumu aynı anda tam doğru olarak ölçemeyiz, her iki niceliğin ölçümünde de bir miktar belirsizlik vardır ve bu belirsizliklerin çarpımı bir minimum değere sahiptir. Mesela konumunu doğru belirlemek istersek momentumundaki belirsizlik sonsuza yaklaşır. Tabi bunun tersi de doğrudur. Peki bu nereden kaynaklanır?
Herhangi bir maddeyi ve dolayısıyla elektronu gözleyebilmemiz için ona bir ışığın gitmesi ve bu ışığın oradan gözümüze gelmesi gerekir. Işık hem dalga hem de parçacık özelliğine sahiptir ve bu gözlem sırasında elektronun konumundaki belirsizliği azaltmak için kısa dalga boylu bir ışık kullanmamız lazımdır. Lakin kısa dalga boyu görece yüksek bir enerji demektir ve bu, ışık elektrona çarptığında onun momentumunu ciddi bir şekilde etkileyecek ve bir miktar belirsizliğe yol açacak anlamına gelir.

Buraya kadar çok sıkıcıydı biliyorum, ama burdan itibaren gayet ilginç... Tüm bunların anlamı nedir, bize ne kazandırır? diye sorabilirsiniz. Aslında tüm bunlar bizim, bir gözlemci olarak bir elektron hakkındaki bilgimizin sınırlı olduğu ve onunla ilgili bilgilerin tümüne erişemeyeceğimiz anlamına gelir. Çevremizdeki görebildiğimiz, makro büyüklükteki nesneler için de aynı şey söz konusudur aslında, ama kütlelerinin epey büyük olması, onlara çarpan fotonlardan pek etkilenmemelerine neden olur. Mesela hareket halindeki bir kamyona çarpan bir foton onun momentumunu ne kadar değiştirebilir ki? Ama elektron gibi çok küçük parçacıklar için aynı şey söz konusu değildir, artık fotonla kıyaslanabilir düzeye inilmiştir. Böyle bir sistemi inceleyebilmek için bir foton gönderdiğimizde de fotonun etkisiyle sistem bozulacak, bundan böyle incelediğimiz sistem 'esas' sistem değil bizim etkimizle 'değişmiş' sistem olacaktır. Artık gözlemleyenden bağımsız, nesnel bir doğa değil de bizimle ilişkiye giren bir doğadır söz konusu olan. Bulduğumuz matematik formülleri de doğanın formülleri değil, bizimle ilişkiye giren doğanın formülleridir. Biraz garip ve sarsıcı, değil mi?

1500
Fiziko Kimya / Kuantum tünelleme
« : Haziran 08, 2009, 09:42:51 ÖS »
Bir parçacığın kendisinden daha yüksek enerjili bir bariyerden geçme olasılığı klasik mekaniğe göre sıfır iken bu ihtimal kuantumda sıfır değildir. Bu geçiş olayına tünelleme denir. Tünelleme olayı daha çok radyoaktif bozunmalarda gözükür. Çekirdekten bir alfa ya da başka bir tanecik koparmak için yüksek bir enerji vermek gerekir. Fakat bu parçacıklar kendiliğinden doğal olarak çekirdekten ayrılmaktadır.

Sayfa: 1 ... 98 99 [100] 101 102 ... 166