Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Mesajlar - pudra_shekeri
Sayfa: 1 ... 96 97 [98] 99 100 ... 109
1456
« : Aralık 27, 2007, 08:49:09 ÖS »
"Nefeste oluşan kötü koku büyük oranda ağız içi kaynaklıdır. Ağız içi bir enfeksiyon, ilerlemiş bir dişeti hastalığı ya da sadece ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler kokuya sebep olur." İçecek ve uygun yiyeceklerinizde tarçın kullanarak ağız kokusunun önüne geçilebileceğini belirten Diş Hekimi Kontacı, "Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Eğer varsa tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir"
1457
« : Aralık 27, 2007, 08:47:37 ÖS »
Samsun Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Harun Pir, "Yeterli miktarda hayvansal gıda alan insanlar bitkisel gıda tüketenlere oranla daha zeki" dedi.
Dünya Gıda Günü nedeniyle, gıda tüketimi hakkında bilgi veren Harun Pir, günümüzde birçok kişinin açlık ve yoksulluk sınırları içinde yaşadığını, böyle bir toplumda beslenmenin önemenin büyük olduğunu söyledi. Doğru ve yeterli beslenmenin öncelikli olması gerektiğini dile getiren Pir, genç nüfusa sahip Türkiye'de, özellikle okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocukların sağlıklı, hijyenik, doğal hayvansal gıdalarla beslenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Hayvansal gıdaların içerdiği proteinin, hücrelerin yenilenmesini vücut sağlığı ve metabolizmanın faaliyetlerinin eksiksiz yerine getirebilmesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Pir, "Hayvansal gıdalardan alınan proteinlerin en önemli görevlerinden biride beynin çalışırken tükettiği proteinlere olan gereksinimidir. Hayvansal protein aynı zamanda çocuklarımızdaki zeka gelişimini sağlayan önemli unsurlardan biri olup yeterli miktarda hayvansal gıda alan insanların bitkisel gıda tüketenlere oranla daha
zeki olmalarıdır. Çabuk bozulma, enfeksiyon ve intoksikasyon riski bulunan hayvansal kökenli gıda maddeleri insan beslenmesinin temelini oluşturduğundan gıda kontrolünün içersinde önemli bir yer tutmaktadır" diye konuştu.
"Sağlıklı nesillerin yetişmesi sağlıklı hayvansal gıda tüketiminden geçmektedir" diyen Pir, "Günümüzde özellikle çocuklarımızın beslenme anlayışlarına müdahale edilmeli en azından ilköğretim çağında bulunan tüm çocukların yeterli miktarda hayvansal gıda ve protein almaları sağlanmalıdır. Sağlıklı beyinler ve gelecek vaat eden nesiller yetiştirmek için ülkemizin önemli sorunlarından biri olan yetersiz ve dengesiz beslenme ve hayvansal protein eksikliği konularında ulusal politika geliştirilmesi
gerekmektedir" dedi.
1458
« : Aralık 27, 2007, 08:46:04 ÖS »
Zaman zaman sebebi olsun ya da olmasın bir mutsuzluk hissederiz içimizde. Hatta bu durumun hep süreceğini, bu durumu atlatamayacağımızı bile düşünürüz. Oysa mutsuzluğu yenmek kendi elimizde.
Mutsuzluğunuzdan kurtulmak için aşağıdaki yazıda yer alan önerilerden birini ya da birkaçını deneyebilirsiniz.
Çocuklar
Anketlere göre en büyük mutluluk çocuğuyla birlikte dünyayı çocuk gözleriyle algılamak için ikinci bir şans elde edenler daha mutlu daha heyecanlı sınırsız ve pespembe. Bol bol çocuklarla oynayın ilgilenin.
Kırmızı biber
Acı kırmızı biber önce insanda cehennem duygusu uyandırır. Ancak hemen arkasından ödülü geliyor. Biberde "Capsacıh" adlı madde damakta endorfin salgılanmasıyla acıları dindiriyor, insanı mutlu kılıyor. Bol acı yiyen Asyalılar onun için mutlular.
Çiçekler
Doğaya saygı gösteren mutlu olmayı da bilir. Araştırmalara göre çiçek insanın mutluluk düzeyini yüzde yüz arttırıyor.
Mor renk
Mor renk araştırmacılara göre insan ruhunu dengeye kavuşturuyor. Kırmızı insanı aktif yaparken mavi dinlendirirken kırmızı ve mavinin karışımı olan mor dengeyi sağlıyor.
Çikolata
Flört etmek gibi bir şey. Bir parça çikolata yemek, mutluluk hormonu seratonin anında beyin dolaşımına çıkıyor. İçindeki penilatin "lamin" insanı bulutlara çıkıyor.
Muz
Kendinizi güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz? Hemen bir muz yiyin. Magnezyum ve Kalsiyum içeren bu meyve strese karşı birebir. O da mutluluk hormanı serotonin kışkırtıyor.
Gülmek
Her şeyi ciddiye alanlar baştan kaybediyor. Gülmek, gülümsemek insanı sağlıklı ve mutlu yapıyor. ‘Bir kahkaha bin porsiyona bedeldir’ sözü doğrudur.
Spor
Spor yaparken de sonrasında da mutluluk hormonu salgılanıyor. Açık havada tenis oynamak koşu yapmak sıkı bir yürüyüş mutluluk hormonu serotonin salgılamasını sağlıyor. Bulduğunuz her fırsatta spor yapın.
Günlük tutmak
İnsanın gerçek mutluluğu dışarıda değil iç dünyasındadır. Günlük tutmak insanın pusulası olabilir. Başımızdan geçen olayları mutlu anıları özellikle vurgulayarak kağıda dökerek bunları kalıcı kılmış oluruz.
Manevi inanç
İstatistiklere göre Allah’a inananlar zor durumlarla karşılaştıklarında daha dayanıklı oluyorlar. Yaradana inanç insanı mutlu ve sağlıklı kılıyor.
Masaj
Masaj yaptırmak, vücuttaki toksinlerin laktik asidin gitmesini sağlıyor, rahatlatıyor ve mutluluk hormonunu çalıştırarak sakinleştirdiği biliniyor.
Müzik
Şarkı söylemek, şarkı dinlemek güzel bir müzik insanı mutlu ederken, stresi yok ediyor.
Bitki çayları
Bilinen bir sürü faydası olan bu çaylar insanı hem sağlıklı hem dinç kılıyor.
İyimserlik
Tüm zor anlarda engellerde insanların iyimser olması bağışıklık sistemini olumlu etkiliyor.
Reiki
Sağlıklı insanlarda hastalıklara karşı önleyici etkisi, canlandırıcı dinç kılma özelliği ile diğer insanlarda şifa bulma amacıyla kullanılıyor. Mutluluk ve relax etkisi olduğu biliniyor.
Arkadaşları ile olan insanlar kendilerini daha mutlu hissediyor. Dostluğun en iyi yanları karşılıklı güven ve birbirlerini dinleme yeteneğidir.
1459
« : Aralık 27, 2007, 08:44:13 ÖS »
Kilo vermek sizin için imkansız görünüyorsa bu konuda kendinizi başarısız hissediyor iseniz artık bu duygularınıza ve kilolarınıza veda etmenin zamanı geldiAçlık duygunuzu bastırarak, fazla kilolardan kurtulabilirsiniz.
Bunun için sadece yemeğin ortasında 20 dakika ara vermeniz yeterli Birçok kişi yemek yerken kendini kontrol edemediğinden yakınır. Bunun için de çok fazla kilo alır.
Oysa, beyninizi kontrol ederek, açlık hissinizi ortadan kaldırmak mümkün! Nasıl mı?.. Etik Diyet Danışmanlık 'ın sahibi Beslenme Uzmanı Turgay Köse, beyninizi kandırmanın yollarını anlattı:
"Beyindeki açlık ve tokluk merkezlerini ilgilendiren iki hormon var. Açıktığımızda hormanlarımız 20 ile 30 dakikada bir beyne mesaj yolluyor. Bu mesajların her birinin 30 dakika etki süresi var ve bu 30 dakikalık sürede ihtiyacınız olandan fazlasını yemenize yol açıyor. Eğer kişi biraz yemek yer, 20 dakika kadar beklerse leptin hormonu beyne tokluk mesajı yollayarak, fazla yenilmesine engel oluyor."
1460
« : Aralık 27, 2007, 08:42:50 ÖS »
Diyet yapan kadınlar 'çikolata yeme' dendiğinde normalden yüzde 50 fazla tüketiyor. Psikologlar, kadınların zayıflamak için çikolata yeme arzularını bastırmalarının daha fazla çikolata yemelerine yol açtığını açıkladı! İngiliz bilim adamları, rejim yaparken çikolata yeme arzularını bastırmaları gerektiği söylenen kadınların, kendilerine çikolata teklif edildiğinde normalde yedikleri miktardan yüzde 50 daha fazla çikolata tükettiklerini ortaya koydu.
Hertfordshire Üniversitesi öğretim üyesi James Erskine, "Bu konuyla baş etmenin yolu, çikolatayı tamamen yasaklamak değil, onlara alternatif tüketim şekilleri sunmaktır" dedi. Erskine, sigarayı bırakmaya çalışan kadınların da benzer bir eğilim içinde olduğunu söyledi.
1461
« : Aralık 27, 2007, 08:41:38 ÖS »
İşte sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmanın 12 yolu...
1. Yalancı Diyetleri Unutun: Kısa sürede çok kilo kaybını söz veren ama kalıcı çözüm üretmeyen diyet programlarına dikkat ediniz. Ne zaman yeni çıkan bir diyet programı duyarsanız her zaman kendinize şunu sorun; Bu programı hayat boyu uygulayabilir miyim?
2. Gerçekçi Olun: Uygulamayı düşündüğünüz herhangi bir yeme planı sizin için ve aileniz için uygun olmalıdır. Bu plan yeme alışkanlıklarınıza, hayat tarzınıza, mali durumunuza ve yemek pişirme yeteneğinize uygun olmalıdır
3. Sözünüzde Durun: Kendiniz için neden yeme alışkanlığınızı değiştirmenizin önemli olduğunu bir yere not ediniz. Sonra bu nedenleri aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşınız ve destek isteyiniz.
4. Yavaş Başlayın: Yapılan çok hızlı ve büyük değişiklikler başarısızlıklarla sonuçlanır. Hayat ve yeme tarzında yapılan küçük değişikliklerin uzun süreli olma ihtimali her zaman daha fazladır. Bir değişikliğe karar veriniz (örneğin kahvaltı yemeyi alışkanlık haline getirmek gibi) ve bunu alışkanlık haline getiriniz.
5. Kararlı olun: İnsan vücudu kararlılığa çok iyi tepki verir. Eğer sabah kahvaltısı yemek isterseniz bunu arada sırada yapılan bir şey yerine günlük rutininiz haline getiriniz.
6. Bağlı Kalın: Çalışmalar bir davranışın alışkanlık haline gelmesinin 21 günlük bir tekrar gerektiğini gösterirler. Eğer sabah kahvaltısını alışkanlık haline getirmeyi isterseniz 21 günlük bir kahvaltı menüsü oluşturunuz ve bunu uygulayınız.
7. Rahat olun: Hayat süprizlerle doludur ve yapılan planları güncellemek ve değiştirmek gerekir. Eğer evde erkenden kahvaltı yapmak mümkün değilse alternatif olarak işte masa başında kahvaltı düşünülebilir.
8. Yaratıcı olun: Bütün olasılıkların listesini yapınız. Mesela evde, işte, arabada, otobüste yiyebileceğiniz ve yemekten hoşlanacağınız yiyeceklerin listesini yapınız. Bunlarının kombinasyonları ile kahvaltılarınızı sıkıcılıktan kurtarınız.
9. Depolayın: Liste yaptıktan sonra kahvaltı edebileceğiniz bütün yerlerde çekmecelerinizi dolaplarınızı, işte masanızın çekmecelerini listelediğiniz yiyeceklerle depolayınız.
10. İleriyi planlayın: Eğer önünüze çıkan herhangi bir durum problem oluşturuyorsa sağlıklı bir plan yapınız. Eğer işte kek verilen bir toplantıda bulunacaksanız, verilen kekin yarısını yiyiniz veya yanınızda light bisküvi götürünüz.
11. Kendinizi Affedin: Sağlıklı yeme mükemmel olmak zorunda değildir. Eğer ufak tefek hatalar yaparsanız veya birkaç gün planlarınıza uyamazsanız problem etmeyiniz ve biran önce programınıza dönmeye gayret ediniz.
12. Kendinizi Ödüllerin: Herhangi bir yeme alışkanlığınızı değiştirmek aslında çok zordur. Eğer değiştirip bunu kalıcı kılabilirseniz kendinizi kutlayınız ve kendinizle gurur duyunuz.
1462
« : Aralık 27, 2007, 08:40:31 ÖS »
Her kadın çekici bacaklara sahip olmak ister.. Peki bunun için ne yapmalı? Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Turan Uslu’nun verdiği faydalı bilgiler…* Yürüyüş yaparken topuklarınıza basmak yerine parmak uçlarınıza basmayı deneyin, topuklarınızı yere değdirmemeye çalışın. Bu, gövdenizin biraz öne eğilmesine ve tüm bacağınızın, özellikle de uyluk kemiğinin ön kısmının çalışmasını sağlar. Bu şekilde 5 dakika koşun.
* Sağ ayağınızla ileri doğru büyük bir adım atın. Sağ dizinizin doğru bir açıyla bükülmesi gerekiyor. Daha sonra sol bacağınızla da büyük bir adım atın. Yine vücudunuz hamle eder pozisyonunda
olsun.
* Yine parmak uçlarınızla koşun; ama ileri doğru her adımınızda dizlerinizi mümkün olduğu kadar yukarı çekmeye çalışın. Topuklarınızı yere değdirmeyin. Böylece baldırlarınızı ciddi biçimde çalıştırmış olursunuz. 30 saniye çalışıp, 30 saniye dinlenerek beş kez bu hareketi tekrarlayın.
* Parmak uçlarınızda koşmaya devam edin, ancak bu sefer her adımınızda topuklarınızı kalçanıza değdirmeye çalışın. Baldırlarınızın arka kısmını çalıştıracak bu hareketi 30 saniye süreyle beş kez tekrarlayın.
1463
« : Aralık 27, 2007, 08:38:21 ÖS »
Amerikalı Bilim Adamları, Acı Kırmızı Biberin İçindeki 'Kapsaisin' Maddesini Kullanarak Çok Etkili Yeni Bir Ağrı Kesici Ürettiler.
Amerikalı bilim adamları, acı kırmızı biberin içindeki "kapsaisin" maddesini kullanarak çok etkili yeni bir ağrı kesici ürettiler.
Doğum sancılarından diş operasyonlarına kadar birçok alanda kullanılabilecek ilaç, ağrıyı tam olarak keserken hareket ve dokunma kabiliyetini de etkilemiyor.
Bugüne dek lokal anestezi işlemlerinde kullanılan "lidokain" ile kombine edilen ve "biber gazı" spreylerinin içinde de bulunan "kapsaisin"den elde edilen ilacın, kronik ağrıları bulunan hastaların günlük hayatlarını da "normal" sürdürmelerine yardımcı olacağı belirtildi. Dr. Story Landis, hastanın "uyuşturmadan" acısını kesen yeni ilaç için "Düşünme, dikkat, koordinasyon ve sinir sisteminin diğer önemli işlevlerini sekteye uğratmadan patolojik ağrıyı yok ediyor" dedi. Diğer uzmanlar da bu yöntemin genel anesteziyi gereksiz kılabileceğini ve birçok ameliyatta hastaların uyanık kalabileceğini söyledi. Şu anda enjeksiyon yöntemiyle uygulanan ilaç, yakında hap şekline de getirilebilir. İlacın şimdilik en büyük sorunu, enjeksiyon anında verdiği yanma hissi ve etki süresi.
1464
« : Aralık 27, 2007, 08:36:40 ÖS »
Güzelliğinizi yansıtan gizemli rakamları biliyor musunuz?Herkes rakamların bir dili olduğunu biliyor artık peki bu rakamların sizin güzelliğinizi yansıtan ufak hileleri içinde barındırdığını da biliyor muydunuz? Nasıl mı işte böyle...
1 2 3 4 5 6 7 8 9
A B C Ç D E F G
H I İ J K L M N O
Ö P R S Ş T U Ü V
Y Z
Önce isminizi 1 ile 9 arasındaki rakamların altına gelecek şekilde bir kağıda yazın. Her harfin bir karşılığı sayı var. Daha sonra bu sayıları toplayın, eğer iki haneli bir sayı çıkarsa o iki sayıyıda bir birleri ile toplayın, tek haneli sayıya erişin.
İşte bu sizin güzellik sırrınızın sayısı!
(1) Gururlu ve hırslı
Güzellik ve sağlık sizde adeta bir takıntı halinde. Zaman zaman kendinizi etrafınızdaki insanlarla karşılaştırıyor ve kendinizde eksik bir şey bulursanız çılgına dönüyorsunuz. Oysa siz zaten etkileyici bir tipsiniz.
(2) Dengeli ve hassas
Çok narin bir yapınız var. Güzellik ve bakım sizin için çok önemli. Pastel tonlarda yapılan hafif makyajı seviyorsunuz. Ellerinize ve ayaklarınıza çok önem veriyorsunuz.
(3) Açık sözlü ve yaratıcı
Siz gururlu ve yaratıcısınız. Sağlıklı kalmak için elinizden geleni yaparsınız. Ancak dış görünüş ve güzellik çoğu kez ikinci plandadır. Çünkü siz sağlıklı olmayı güzel olmaya tercih eden insanlardansınız.
(4) Çalışkan ve obur
Son derece yapıcı olduğunuz söylenebilir. Yemek yemeye çok meraklısınız. Sizin doğuştan gelen ve erkekleri etkisi altına alan bir çekiciliğiniz var. Doğruyu söylemek gerekirse sizin gözlerinize karşı koyabilecek erkek yok denecek kadar azdır.
(5) Çekici ve lüks tutumu
Esnek, canlı ve uyumlu bir tipsiniz. Sizin için sosyal yaşamın renkliliği çok önemli. Cekici bir görünümünüz var. Bu görünümün nedeni pahalı kozmetik ürünleri değil içinizdeki pozitif enerjinin dışa vurumudur.
(6) Zor beğenen
Giyim ve süs eşyalarına olan düşkünlüğünüz herkes tarafından bilinir. Sizin masum ve korunmaya ihtiyaç duyan görünümünüz, çoğu erkeğin başını döndürmeye yetiyor da artıyor.
(7) Bağlayıcı ve gizemli
Siz büyülü, bağlayıcı ve olağanüstü çekici bir tipsiniz. Sizinle bir kez konuşan, bir daha sizi unutamaz. Çünkü siz doğal çekiciliğinizile herkesin başını döndürüyorsunuz. Sizde çok etkileyici bir hava vardır. Güzel olduğunuz kadar zarifsiniz de.
(8) Kararlı ve güçlü
Hırslı ve güçlü bir karakteriniz var. Güzelliik konusunda hiçbir takıntınız ya da endişeniz yoktur. Siz zaten çok rahat ve kendine güvenen bir kadınsınız. Bu da erkekler tarafından takdir ediliyor.
(9) İdealist ve asi
Siz heyecanlı ve idealist bir kadınsınız. Sizin ruh halinizi sezebilecek bir erkekle yaşamınız, bir şölene dönüşebilir. Üstelik siz güzel ve sevimlisiniz. Sporu ve açık havayı çok seversiniz. Bu da size enerji ve güç veriyor.
1465
« : Aralık 27, 2007, 08:34:20 ÖS »
Kozmetik dünyasının son çılgınlıklarından birisi de, çikolata kremleri ile maskeleri! Son zamanlara kadar aknelerden sorumlu tuttuğumuz, bizi şişmanlattığı için suçladığımız ve bir zaaf olarak gördüğümüz çikolatanın, gün gelip de kozmetik ürünlerin içine gireceğini kim hayal edebilirdi? Doğrusu kakao taneleri, Avrupa ile tanıştığı 16. yy'dan bu yana bazen göklere çıkarıldı, bazen de yerden yere vuruldu. Ama giderek itibarı artmaya devam ediyor. Özellikle bitter çikolatalar, artık güçlü antioksidanlar olarak aklandılar. Hatta yeşil çay ve şarapla birlikte anılmaya başladılarÇikolata şarap gibidir
İyi bir çikolata, nadide bir şaraba benzer. Yapılış süreci, koku ve renginin önemi, tadım töreni, tanımlanışı şarabı çok andırır. Saf bir siyah çikolatada bol miktarda polifenoller, magnezyum, potasyum, fosfor ve E vitamini bulunur. Bazı araştırmalar, kakaodaki antioksidanların, kırmızı şarap ve yeşil çayla mukayese edilebilecek kadar güçlü olduğunu belirtiyor. Kleopatra'dan bu yana şarabın cilde ne kadar yararlı olduğu biliniyor. Ardından yeşil çay kozmetikleri yayıldı ve şimdi de sıra çikolata kremlerinde! Kakao yağı gerçekten iyi bir nemlendiricidir. Ciltteki en belirgin etkisi onu yumuşatması, ince kırışıklıkları düzeltmesidir. Kakaodaki zengin antioksidanların cilt proteinlerini beslediği de sanılıyor, ancak bu özelliği kesin değil. Çünkü bazı doktorlar kakao moleküllerinin, cildin alt tabakasına geçemeyecek kadar büyük olduğunu söylüyor ve etkisinden kuşku duyuyorlar. Ama kakaonun cildi yumuşattığı kesin.
İşe yarıyor
Kozmetik dünyası bütün bunları tartışmaya ve araştırmaya devam ede dursun, biz çikolatayı cildimize sürmeyi deneyebiliriz. En azından cildimizi yumuşatır ve ruhumuzu okşar. Çikolata maskesi, özellikle olgun ciltlerde harikalar yaratır. O güzel kokusunun aromaterapi etkisi de yanımıza kar kalır.
* Yarım bardak kakao
* Bir çorba kaşığı süt kreması
* Bir tatlı kaşığı bal Bunlar temel malzemelerdir. İsterseniz içine yulaf unu, ezilmiş badem ve 1-2 damla da sızma zeytinyağı veya badem yağı ilave edebilirsiniz.
* Diğer bir seçenek de bitter çikolatayı biraz zeytin yağı ile birlikte buharda eritip sürmektir. Malzemeyi güzelce karıştırıp, sürülebilir bir kıvam elde edince; yüzünüze, boynunuza, dekoltenize, hatta isterseniz tüm vücudunuza uygulayın. On beş dakika bekleyin, sonra da ılık su ile yıkayın. Cildinizin kadifemsi bir yumuşaklık kazanacağına emin olabilirsiniz.
1466
« : Aralık 27, 2007, 05:59:59 ÖS »
AZ AMA SIK BESLENİN
* Kışın hızla kilo nasıl verilir?
Ekim bir geçiş ayıdır. Bu ayda enfeksiyon hastalıklarında gözle görülür bir artış olur. Dolayısıyla hem kilo vermek, hem de enfeksiyondan korunmak öncelikli hedef olmalıdır. Ramazan sonrası beslenmede ilk ilke, az ama sık beslenmeye geçişi sağlamaktır. Öğünlerin azar azar ama sık sık olmasını öneriyorum. Güne doyurucu bir kahvaltıyla başlamak ve kahvaltıda C vitamini yönünden zengin olan kuşburnu, yeşil biber, maydanoz gibi besinler tüketmek metabolizmayı hızlandırır. Ayrıca enfeksiyona karşı vücut direncimizi de arttırır. Öğün aralarında bol bol taze meyve ve sebze tüketilmesini öneriyorum. Meyve tüketimi günlük 6-8 porsiyona kadar çıkabilir. Kızartmalardan mümkün olduğunca kaçınılmalı. Sıvı tüketimini arttırmak için ayran, süt, yoğurt, taze sıkılmış meyve suları, şekersiz kompostolar ve çorbalar tercih edilebilir. Ramazan'da yavaşlayan ve tembelleşen bağırsaklar içinse diyet posası artırılabilir. Bunun için ise beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, kepekli pirinç ya da kepekli makarna önerebilirim.
* Yavaşlayan metabolizma nasıl hızlandırılır?
Ramazan boyunca öğün sayısı 2 veya 3 ile sınırlıydı. Çoğu kişi günlük aktivitelerini iyice aşağı çekmişti. Ramazan bitti ve öğün sayısındaki sınırlama kalktı. Metabolizmanızın eski hızına ulaşması için dengeli beslenmek ve spor yapmak şart. 3 ana öğüne ek, en az 2 ara öğünden oluşacak bir beslenme pogramı ve her gün 1 saatlik tempolu yürüyüşlerle eski hızınıza en kısa sürede ulaşabilirsiniz.
* Hangi egzersizlerle metabolizmanın hızı artar?
Metabolizmayı en güzel hızlandıran spor her gün yapacağımız tempolu 1 saatlik yürüyüşlerdir. Özellikle güne aç karınla 1 saatlik tempolu bir yürüyüşle başlamak, metabolizmanızı saat gibi çalıştırır. En güzel spor, severek yaptığımız spordur. Evde en kolay yapabileceğimiz sporsa danstır.
DİYETİSYENE BAŞVURUN
* Ramazan'da alınan kiloların kalıcı olmaması için neler yapılmalı?
Genellikle Ramazan boyunca 4-5 kilo alınmakta ve gerekli önlemler alınmadığı için bu kilolar kalıcı olmaktadır. 1 paket margarinin 250 gr olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla alınan bu kilolar 16 ile 20 paket margarine denk gelmektedir. Bu da oldukça önemsenmesi gereken bir rakamdır. Ramazan'ı kilo alarak kapatanlar, öncelikle bir diyetisyene başvurup vücutlarındaki kas, yağ ve sıvı oranlarını ölçtürmeli. Ardından da verilere göre bir diyet programı düzenlenmeli. Eğer bu oran yağ olarak artış gösteriyorsa, mutlaka diyet tedavisine başlanmalı.
1467
« : Aralık 27, 2007, 05:58:24 ÖS »
Stresin kilo aldırdığını saptayan bilim adamları, bu bilgiden yararlanarak göbekteki yağ oranını düşürüp vücudu şekillendiren bir ilaç geliştirdi. ABD'li bilim adamları, istenmeyen vücut yağlarını ameliyata gerek olmadan ortadan kaldıran bir ilaç geliştirdi. Özellikle göbek civarında biriken yağları eriten ilaç, enjeksiyon yoluyla vücuda veriliyor ve bu bölgedeki yağ oranını yüzde 40 düşürüyor. İlaç obeziteyi durdurmasa da vücut hatlarını yeniden şekillendiriyor.
Stres baş faktör
Washington'daki Georgetown Üniversitesi'nden bilim adamları söz konusu ilacı, bir "stres-obezite" deneyi sonucu geliştirdi.
"Stres altındaki farelerin, stressiz farelerle aynı kaloriyi almalarına" karşın kilo aldığını gözlemleyen uzmanlar bundan vücudun kendi ürettiği Y2R adlı kimyasalın sorumlu olduğunu keşfetti. Y2R'Yİ bloke eden bir ilaç verilen stres altındaki farelerin göbek yağları yüzde 40 oranında azaldı. Buluşla ilgili olarak konuşan plastik cerrah Stephen Baker da "Bu ilaç istediğiniz her şeyi yiyip sonra film yıldızı gibi olmayı garanti etmiyor ama daha sağlıklı olmanıza yardımcı oluyor" dedi.
1468
« : Aralık 27, 2007, 05:56:29 ÖS »
İşte evde kendi kendinize hazırlayacağınız bitkisel yada doğal karışımlarla bakımlı olabilirsiniz.PARLAK SAÇLAR İÇİN
Saçlarınızın çok kuru olduğundan yakınıyor, daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? İşte işe yarayacak bazı öneriler: Bir muzu iyice ezin. Bir çay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınızın diplerinden başlayarak uygulayın.
20 dakika beklettikten sonra durulayın. Bir diğer öneri: 1 yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı karıştırın çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice yedirin. Saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın.
SALATALIKLA CANLANIN
Salatalık ile cildinizi canlandırmaya ne dersiniz? A, B ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, demir, magnezyum ve gençlik iksiri olarak tanımlanan selenyum deposu salatalık, her türlü cilt sorununa iyi geliyor. Susuzluğu giderici özelliği ile cildin nem oranını dengeliyor. Canlandırıcı ve yumuşatıcı etkisi nedeniyle kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez besinlerinden biri. Cildiniz için her gün 1 salatalık yiyin. Ayrıca salatalığın kabuğunu biraz kalın soyup yüzünüze sürün, cildinizde ani canlanma ve yumuşama etkisini hissedeceksiniz.
İYİ BİR UYKU ÇEKİN
Cildimiz kendini onararak yenilenmek ve beslenmek için organizmanın derin uyku halini, yani geceyi bekler. Cilt, gece yarısından sonra hormonlar tarafından daha iyi sulanır; kılcal kan dolaşımı da aynı şekilde bu dönemde canlanır. Cildin uygulanan ürünlerden en yoğun olarak yararlandığı saatler ise sabahın dördüdür. Gecenin cildimize sunduğu en büyük hizmet sakinleşmektir. Yani gün boyunca kendisini güneşe, rüzgara karşı savunurken, yaptığı strese bağlı ya da mimiklerle ilgili kırışmaların asıl nedeni olan adale kasılmaları gece boyunca sakinleştiğinde ortadan kalkar ve cilt rahatlar.
KIRIŞIKLIKLARA MEYVE
Bilim adamları, güneş ışınlarından meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu açıkladı. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu belirtiyor. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay. Öte yandan ciltte kırışıklıkların, et, sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği gözlendi.
BALLI DUDAKLAR
Bal, içeriğindeki vitamin mineral, antioksidan ve aminoasitlerle değerli bir besin maddesi olmasının yanı sıra, tedavi edici özelliklere sahip. İşte çatlayan dudaklar için tedavi edici bir dudak parlatıcısı: 1 fincan tatlı badem yağını ve yarım fincan balmumunu, mikrodalga fırında balmumu eriyene kadar tutun. 2 kaşık balı ilave edip karıştırın. Soğumaya bırakın. Karışımı kapaklı minik kaplara döküp kullanın.
KURU CİLDE GÜL
Yağlı cilt kadar kuru cilt de sorun yaratır. Özellikle soğuk aylarda kuru cilt yeteri kadar beslenmezse, çatlaklar ve tahrişlere açık hale gelir. Kuru bir cildiniz olduğundan yakınıyorsanız gülden yararlanabilirsiniz. Gül suyu ve gül yağı kozmetikte de oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Üç damla gül yağını, üç damla lavanta yağı ile karıştırarak cildinize sürün. Cildinizin bir anda gerginlikten kurtulduğunu hissedeceksiniz.
1469
« : Aralık 27, 2007, 05:32:41 ÖS »
Doğru beslenerek kilo almadan kas yapın... Newsmax haber sitesinin sağlık editörü Sylvia Hubbard kilo almadan kas yapmanızı sağlayan 8 "süper besini" sıraladı* Yumurta: Kırmızı etten bile daha fazla protein bulunduruyor.
* Badem: Kasların güçlenmesi için gerekli alfa-tokoferol bakımından zengin.
* Somon balığı: Yeni kaslar oluşturulmasını sağlayan proteinlerden normalden 2 kat daha fazla bulunuyor.
* Yoğurt: Kasların gelişmesi için gerekli olan karbonhidrat ve protein yoğurdun içinde fazlasıyla mevcut.
* Kırmızı et: Kas oluşumu için vazgeçilmez olan çinko ve demir içeriyor.
* Zeytinyağı: Kasların zayıflamasını, içerdiği E vitaminiyle engelliyor.
* Su: Kasların yüzde 80'inin sudan oluştuğunu söylemek bile yeterli.
* Kahve: Uzmanlar kafeinin kasların harekete geçmesi için ne derece önemli olduğunu belirtiyor.
1470
« : Aralık 27, 2007, 05:31:11 ÖS »
Cildimizi çoğu zaman bilmeden ağır tahribata maruz bırakıyoruz. Halbuki onu cildin en önemli düşmanlarından korumamız gerekiyor. İşte cildin en büyük on düşmanı...Acıbadem Kocaeli Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Arda Eminzade, cilde zarar veren en önemli 10 etkeni şöyle sıraladı:
1-Güneşlenme, solaryum: Güneş ışınında ve solaryumda var olan ultraviyole ışınları cilt hücrelerimizde genetik yapının temel taşları olan DNA moleküllerini olumsuz etkiler. DNA moleküllerinde kalıcı hasarlar oluşturarak ciltteki kırışıklıklara, ciltte iyi huylu bazen de kötü huylu (kanser) oluşumlara sebep olabilir.
Ultraviyole ışınlarına maruz kalma süresi ne kadar uzarsa gelişmiş olan hasarlar daha da yoğun olabilir. Çiftçilerde ya da açık havada çalışan kişilerde cilt yaşlanması çok daha belirgindir.
2-Parfüm ve parfümlü kozmetiklerin güneşle teması: Bazı parfüm ve parfümlü kozmetiklerin içlerinde bulunan kimyasal maddeler cilt üzerinde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Kimi zaman reaksiyonun başlaması için güneş ışınına maruz kalmış olmak da gerekir. Dolayısıyla bu kozmetik ürünler açık alanlarda uygulandığı zaman (yüz ve boyun V bölgesi) güneş temasıyla birlikte alerjik reaksiyona sebep olabilir. Alerjik durum mevcut ise güneşten korunmak veya kullanılan kozmetik ve kozmetik benzeri içerikleri olan diğer ürünlerin kullanılmamasını öneriyoruz.
3-Kuru ve rüzgârlı klimalı hava: Bazı kişilerin doğal olarak ciltleri kurudur. Dolayısıyla kuru iklimde bulundukları zaman cilt kuruluğu daha belirgin hale gelir. Kuru ve rüzgârlı hava, ciltlerdeki bazı egzama türlerinin oluşmasına kolaylık sağlar. Kuru ciltli kişilere özellikle soğuk ve rüzgârlı havalarda mutlaka koruyucu olarak nemlendirici krem kullanmalarını tavsiye ediyoruz.
4-Pudra, fondöten ve allık kullanımı: Pudra, fondöten ve allık kullanımının ciltte sivilce oluşumunda doğrudan etkisi vardır. Özellikle terleme ile birlikte sivilce oluşumuna meyilli ciltlerde kapatıcı özelliği olan ürünlerin minimum miktarda kullanılması gerekir.
5- Yoğun dokulu kozmetikler: Yağlı yapısı olan kozmetikler yine aynı mekanizmayla sivilce oluşumuna sebebiyet verebilir.
6-Kireçli, aşırı sıcak veya soğuk su: Cildimizin üst tabakasının işlevi vücudumuzdan su kaybını önlemektir. Aşırı sıcak ya da soğuk suda bu tabaka hasar görebilir. Bu hasar sonucunda da egzama gibi bazı cilt hastalıkları oluşabilir veya artabilir. Bunu önlemek için aşırı sıcak ya da aşırı soğuk sudan kaçınmak gerekir.
7-Sigara ve alkol: Sigarada bulunan nikotin yüzünden deride bulunan kılcal damarların çapı azalır ve cildin beslenmesi olumsuz etkilenir. Ayrıca kan dolaşımındaki oksijen oranı azalır ve cilt hücreleri yeterli beslenemeyerek metabolizması uygun bir şekilde gelişemez. Sigara kullananlarda cilt yaşlanması ve ciltteki kırışıklıklar daha erken yaşlarda başlar. Alkol tüketiminde ise, özellikle yüz bölgesinde kılcal damarlardaki genişleme sonucunda ciltte kızarıklık oluşur ve bazı cilt hastalıklarının (gül hastalığı vb.) artışına sebep olur.
8-Dengesiz, sağlıksız beslenme: Sağlıksız beslenme sonucunda cilt yaşlanması, tırnaklarda kırılmalar ve saç dökülmesi oluşur. Yoğun diyette saç dökülmesine ve tırnaklarda kırılmalara sebebiyet verebilir.
9-Uyku bozukluğu: Sağlıklı ve düzenli uyku cildin daha pürüzsüz, parlak olmasına etki eder. Uyku sırasında çevre faktörlerinden (güneş, rüzgâr vb.) uzak olan cilt, kendini yenilemek için daha iyi bir ortama kavuşur. Cildin yıpranmaması için günlük en az 6 saat uyku tavsiye edilir.
10-Stres: Bazı cilt hastalıkları (yağlı egzama) ciddi bir şekilde kişinin ruhsal ve psikolojik durumundan etkilenerek hastalığın artışına sebep olabilir. Bazı cilt hastalıkları da (uçuk ve zona gibi) stresli ortamda alevlenerek başlayabilir. Ayrıca stres cildin oksijen almasını azaltarak cilt metabolizmasını olumsuz etkiler.
Sayfa: 1 ... 96 97 [98] 99 100 ... 109