İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OĞUZHAN

Sayfa: 1 ... 93 94 [95] 96 97 ... 118
1411
Muhasebe / Ynt: İRSALİYELİ FATURA
« : Nisan 29, 2009, 09:34:17 ÖÖ »
Teşekkürler paylaşım için bende seneye bu bölümü okuyacam yada bilgisayar bölümü  :D

1412
Forum Oyunları / Ynt: 10.000 e sayım
« : Nisan 29, 2009, 09:27:39 ÖÖ »
246

1413
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Nisan 28, 2009, 10:24:47 ÖS »
Hehe çok güzel  :kk

1414
Komik Fıkralar / Ynt: UÇURUM
« : Nisan 28, 2009, 09:13:54 ÖS »
haha çok güzel +rep  :kk

1415
ByKuS Muhabbet / Ynt: ArkadaşLar bakıN LütfeN..
« : Nisan 28, 2009, 07:14:24 ÖS »
Bykuş güzel hayvandır kardeş sesi rahatlatır  piraz pozitif bak  :baby

1416
Forum Oyunları / Ynt: bu isim senin neyin oluyo?
« : Nisan 28, 2009, 06:52:43 ÖS »
Abim =)


Orhan

1417
Forum Oyunları / Ynt: Üstteki Üyenin Avatarına Puan Vermece =)
« : Nisan 28, 2009, 06:51:08 ÖS »
:D:D

1418
Edebiyat ve Şiir / Rüyada-2
« : Nisan 28, 2009, 06:39:21 ÖS »
Yokuş dağ yollarında tek başıma gezerken;
Aniden sustu kuşlar bütün etraf karardı.

Bir ışık parıldadı, cennet yolu göründü;
Cennete giden o yol; zorlu yokuş ve hardı.
Ayaklarım kanadı, fakat dönemiyordum;
Geri dönmek için yol, çok uzun dar mı dardı.
Ulaştım en sonunda o mübarek mekana;
Melekler kanatlanmış hiç durmadan uçardı.

Neden sonra, bir çukur açıldı yeryüzünde;
Baktım ,çukurda akan sular büsbütün nardı.
Korktum bu cehennemden, beni yutacak sandım;
Korkunun tesiriyle betim benzim sarardı.

Kapandı birden çukur, etraf hiçe büründü
Bir şey olmamış gibi gökten yağanlar kardı.

Kimsesiz tepelerde önce sükunet vardı,
Derinden gelen bir ses sanki vadiyi yardı.
Bir nasihat edası sezdim ben o nidada;
Beni kötülüklerden kaçmam için uyardı.

Daha cevap vermeye vakit kalmadan bir sis;
İndi göklerden yere, bütün vadiyi sardı.
Ben sabah ezanıyla uyandım bu rüyadan,
Bir gecede saçlarım, sakallarım ağardı.






Kadir Alaşar


1419
Komik Yazılar / Ynt: KAMYON ARKASI YAZILAR
« : Nisan 28, 2009, 06:38:05 ÖS »
Haha çok güzel

1420
Komik Karikatürler / Ynt: Bykuş Ailesine Özel
« : Nisan 28, 2009, 06:14:29 ÖS »

1421
Edebiyat ve Şiir / Bavulunu Almadın Giderken
« : Nisan 28, 2009, 06:11:54 ÖS »
Bavulunu almadın giderken,
Kedi kırmızı kazağında uyuyor hala.

Bilmiyor gittiğini,
Bırak bilmesin...

Eşyalarını ben evde yokken al,
Sana dayanıksızlığımı biliyorsun.

En çok mavini özledim,
Derin denizlerden vazgeçişimsin.

Gel git'lerine alıştım,
Öyle bir yerimden vurdun'ki beni,
Muhtaçlığım ellerini tuttu.
En çok'ta yağmur yağınca özlüyorum seni.

Bavulunu her kapattığımda, soruyorum,
İçine koymadığım bir şey var'mı? diye,
Cevabını vermeden gittin.

Eşyalarını ben evde yokken al,
Sana dayanıksızlığımı biliyorsun.

Kediyi uyandırma,
Birlikte kırmızı düşler görürüz belki...

Son bir kez aynaya bak,
Maviye boya,
Ve silmeden git........




Nisan.2007




Hülya Koçulu

1422
Edebiyat ve Şiir / Şimdi Ölmeli/yim Biliyorum
« : Nisan 28, 2009, 06:11:10 ÖS »
Şimdi ölmeli/yim biliyorum.
Bir ben ölüyor kalbimin en derin yerinde..
Bir mezar kazıyorum gözlerinin derinliği miktarınca..
Özledikçe seni,
Bende sen olup kopuyorum yabancı tenlere..
Gidiyorum farkında değilsin...
Ölüyorum yavaş yavaş..
Bilecek değilsin..
Öyle derin bir uykudasın ki,
Gözlerim gözlerin içine baka baka eriyorum..

Şimdi susmalı/yım biliyorum..
Sana söz vermiştim ya..
Sözlerimi unutmadım henüz...
Hala dudaklarımda dudak izlerin..
Hala ıslak gözlerindeki deniz..
Ve hala taze içindeki sonbahar..
Ve hala taze tonda sana bir türlü yakıştıramadığım siyah..

Şimdi bitmeli/yim biliyorum..
Bir kutu çikolota alıp ellerimize,
Hiç uğramadığımız bir köyün çocuklarına dağıtmak hepsini.
Sonra senin rüzgarlı tepede buluşmak seninle..
Sırtımızı denize döndürüp,
Bir ağacın gölgesinde düşlemek kollarımızdaki ölümü..
Ve sonra yürümek çırılçıplak denizi..
Korkmadan...
Acıya sığınmadan..
Bulutlara uzanmak öylece...

Şimdi özlemeli/yim biliyorum..
Ellerimde kanayan bir iz..
Sana sırtını çevirmiş bir yüz..
Kirlenmiş bir geçmiş dururken aynamda
Rehin bir geleceğe düştü heybem..
Uykularım paramparça..
Özleminde aldığım dil altı sözcüklerim de yetmiyor..
Uzat diyorum sesini bana,
Sen daha da çekiyorsun tınılarını dudaklarımdan..
Kaç ay oldu dudaklarında rehin kalmayalı ?
Kaç mevsim geçti ellerinin içinde ter olup akmayalı ?

Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Önce senden,
Sonra tüm bulutlardan özür dilemeliyim...
Çünkü eriştiremedim ayaklarını mutluluğa..
El çektiremedim üzerinden matemi de siyahı da..
Yüreğine değen özlem değil...
İçindeki yalnızlığa bir kurşun olmalıydım...
Sana uzanan yol olup boyanmalıydım ziftlere..
Sonra senin terinde temize çekmeliydim tüm harflerimi..

Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Yüreğimin kuyularına sarkıtılmış bir yemin..
Ellerime tutuşturulmuş bir ilan....
Yüzüme sürülmüş bir iz'an..
Ve avuçlarımdan kayıp giden bir masal.
Ve senden kalan bir dipnot gözlerimde kanayan..

" Hani hep ahizenin diğer yer alan topuklu ayakkabılarının sesi..."

O topuklu ayakkabılarının sesine tutundum ben hep..
Her sabah uykusuz yüreğimi sesinle uyandırdım..
Yalnızlığınla yoğurdum içimdeki çocuğu.
Susuzluktan kırılan yüreğimin tüm çöllerinde bulut bulut özlemini sağıp içtim..

Şimdi bir gül diktim yüreğimin kanayan yanına..
Ölümün en güzel yerine işledim adının baş harfini..
Yüreğimin sağına seni,
Diğer yanına Cenneti heceleyip
Bir hayat düşledim gözlerimin en düş sahifesine..
Bir dirhem huzur kattım sözlerime..
Bir de seni..

Ölümü sana kavuşma addedip
Bıraktım içimde birikmişleri boşluğa..
Azat ettim gönlümdeki tüm yeminleri.
Sana kavuşmanın haram olduğu bu cümlede,
Seni bende bir kurşun gibi işleyip sözüme,
Ölümü hediye eyledim sensiz gönlüme..

Mutluluk safına durdum şimdi...
Al beni ey ölüm beni benden..
Çek beni fani tenimden...
Ve bir an evvel kavuştur beni..
Çıplağım şimdi..
Çünkü sen/sizim..

Kavuşmak; " sen " ise eğer...
" Ölüm " sen kadar güzel ise eğer..
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...




İsmail Sarıgene

1423
Edebiyat ve Şiir / Su, Çok Uzaklarda!
« : Nisan 28, 2009, 06:10:28 ÖS »
Kanımda çay ve tütün kokusu,
Yine yollardayım!
Çantamda ceketim,şapkam,
Kalemim ve birkaç çamaşır...
Kefenim kimbilir hangi pamuk tarlasında!

Çocukluğumu öldürdüler!
Katiller,yasal tutanaklarda yok.!
Gençliğimi gaspettiler,
Suçlular,dışarda!

Kırk yıldır iki mevsim bilirim!
Buğday yürekli yarınlar,
Ak umutlu sabahlar,
Kaygısız,çocukça koşmacalar düşlemiştim!
Çok şey istedim galiba!

Su,çok uzaklarda!
Yokuşlar,korkunç ve sarp!
Bedenim sonsuzluğa su/sasa da,
Yüreğim umutlara mahkum!
Umutlarım,nefretlerden daha büyük!

Açım,yorgunum,
Çaresizim,mahcubum,
Muhtacım,dermansızım...
Doğrulmaya mecalim yok.!

Gözlerimde nem,
İçimde öfkelerin en koyusu!
Fırtınalar kopuyor gecelerimde!
Çığlıklarım hazan yapraklarında parçalandı!
Sabahlarım,uykuya aç
Ve...
Kanımda sadece çay ve tütün kokusu...

20 Şubat 1990


İbrahim Eroğlu

1424
DİNİ PROGRAMLAR / Ynt: Arapça-Türkçe Sözlük (Program)uploaded
« : Nisan 28, 2009, 06:09:23 ÖS »
Sağol paylaşım için

1425
Edebiyat ve Şiir / Müstezat Anılar
« : Nisan 28, 2009, 06:08:00 ÖS »
- yalansa ben öliyim mi
- öl be gülüm
yalansa öl"

ılgıt ılgıt eserdi zummet saçlarımızda
ayine doğardı ay, hayal meyal
düşbozumu sağanaklar yapıştı dudaklarımıza
suslarımız yalnızlığa gebe özleme meyyal
pembe çocuklar ölür müstezat anılarda

kirpiğine kuşbakışı inerdi zülüf tellerin
ruhuma ayan olurdu, ömrüne teslim olurdum
anlasaydım böylesi kendinden geçmiş gözlerin
yanaklarımdan kalbime Ferhat olurdum

narizah akşamlarının karanlığı batarken ayaklarımıza
neyler meşk eder, guruba semah olurdum
süt kokan dişlerim karanfill boğumlarında yutkunur
kilidi açılmamış sözlerle oynardım, bilmezdin
aklıma saba kokan saçların gelirdi berdar olurdum
yokluğuna davranırdı gecenin silahı, gölgene tutunurdum
tırnaklarını geçirip sessizliğin kırk yerimden
düşerdi hezl en kızgın yanıma .. ağlardım

bir anne ve bir çocuk ellerimin dilsiz yanı
tütsü kokan sabahlarım söyleyin nerede
ocak ayını yutturamadı salkım saçak gözlerimiz
kahrolası inlemesi bedenimin kahrolası hezeyanı
ekmeklerimizi de yaktı durduk yerde
pirinçler bayram etsin kaşıkları da kırdık

seferden yarı baygın döndü kuşlar
aşklar öksüz mevsimler göçebe nasılsa

gözlerime kirpiklerini ban güzelim
mısak çiçekleri boynumuzun dar geçidinde
toprakta ölü suluyor çocuklar
ruhlar yeşeriyor mermerler içinde

"yalansa öleyim gülüm
Yalansa öleyim"




Cumhur Karaca

Sayfa: 1 ... 93 94 [95] 96 97 ... 118