İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OĞUZHAN

Sayfa: 1 ... 89 90 [91] 92 93 ... 118
1351
Bilim-Teknik / Kara deliğe düşseydiniz ne görürdünüz?
« : Mayıs 02, 2009, 12:46:18 ÖS »
ABD’li bilimadamları, oluşturdukları bilgisayar programı ile kara deliklerin içinin neye benzediğini simule ettiler.


Kara delikler, çok küçük bir alanda çok büyük kütlenin sıkışması ile meydana geliyor. Oluşan muazzam çekim alanı nedeniyle, her türlü maddi oluşumu ve ışığı yutan bir kara deliğin içine düşen biri neler görür?

Colarado Üniversitesi’nden Andrew Hamilton ve Gavin Polhemus, Einstein’ın genel görelelik teorisini baz alarak oluşturdukları bilgisayar programı ile kara deliklerin içinde neler olduğunu ve içine düşen birinin neler göreceğini simule ettiler.





Simulasyonda ‘kara deliğin ufku’ ya da ‘Schwartzschild yarıçapı’ olarak adlandırılan ve hiçbir şeyin çekimden kurtulamadığı alandan ilerleyerek, kara deliğin merkezine doğru yapılacak sanal seyahat canlandırılıyor. Simule edilen dev kara deliğin kütlesi güneşin kütlesinin 5 milyon katı ve çapı 15 milyon kilometre olarak hesaplandı.



Karadeliğin ufkuna girildiğinde, ilerlediğiniz merkezde ışık yutulduğu için, kara delikte ilerleyen kişinin bakış açısına göre merkez hep uzakta kalıyor ve aynı nedenden dolayı karadeliğin şekli eğiliyor.

Hamilton ve Polhemus, algıyı kolaylaştırmak için kara deliğin ufkunu kırmızı karelere böldü. Ufuk çizgisi küre biçimini alırken, karelere bölünmüş alan içinde oluşan iki daire kuzey ve güney kutuplarını belirtiyor.

'Schwartzschild yarıçapı’ geçildikten sonra yeni görüntüler ortaya çıkıyor. Kare delikte ilerleyen kişiyi saran ve beyaz karelerle temsil edilen alan, karadelikte ilerleyen diğer gözlemcilerin yerlerini işaret ediyor. Bir başka deyişle, karadelikte ilerleyen kişi, eğer kendisini takip eden başkaları varsa o kişileri beyaz karelerle işaretlenmiş alanda görebiliyor.

Merkeze ilerledikçe görüntüler daha da garipleşiyor. Merkeze yaklaştıkça çekim gücü de çok artıyor. Eğer karadelikte ilerleyen kişi ayaklarından doğru merkeze ilerliyorsa, baş kısmındaki yer çekimi ayaklardakinden çok daha az oluyor; bu da kara delikteki kişiyi parçalıyor ve ışık da aynı nedenle uzayarak renk spektrumunda kırmızının ucuna taşınıyor. Işık, kırmızı spektrumun sonuna taşınması sonrasında mutlak yokluğa dönüşeceği için kara delikte ilerleyen kişi için son görüntü, çember halini alan ufuk oluyor.

TAM ALGI İÇİN ÜÇÜNCÜ GÖZ GEREKLİ
Kara delik içinde, mesafenin tam olarak algılanması için, insanoğlunun doğal bakış açısı yeterli değil. İki gözün her biri farklı açılardan nesneleri algılar ve beynimizde bu görüntüleri işleyerel nesnelerin uzaklığını hesaplar. Ancak kara delikte uzay eğildiği için ışık ışınları da bozulur. Hamilton, kara delik içindeki görüntülerin tam olarak saptanmasının insanoğlunun sınırlarının ötesinde olduğunu belirtiyor ve yerçekimindeki değişiklik nedeniyle kara deliğin içinde olanların anlaşılması içinüçüncü gözün getireceği ekstra perspektiften yararlandıklarını belirtiyor.

1352
Bilim-Teknik / Karanlık maddenin izi bulunmuş olabilir mi?
« : Mayıs 02, 2009, 12:45:24 ÖS »
Bilim adamları, gizemli karanlık maddenin izini yakalamış olabileceklerini düşünüyorlar.


Avrupalı gök bilimciler, yörüngede dönmekte olan bir uydudan anormal enerji sinyalleri aldıklarını bildirdiler.

İngiliz Nature dergisinde araştırmalarını yayınlayan astronomlar, bu büyük enerji kütlesinin gizemli karanlık maddenin imzası olabileceğini düşündüklerini belirtirken, bu konuda daha fazla araştırma yapılmasının gerektiğinin altını çizdiler.





Roma Tor Vergata Üniversitesinden Piergiorgio Picozza başkanlığındaki ekip, PAMELA adı verilen Avrupa uydusunun Temmuz 2006 ve Şubat 2008 arasında gönderdiği verileri inceledi ve şimdiye dek görülmediği kadar fazla miktarda, elektronun karşılığı olan ve kozmik ışınlarda enerji spektrumunun büyük bölümünü oluşturan ''pozitron'' tespit etti.



Bazı bilim adamları bunun karanlık madde olduğunu, bazıları da diğer pozitron kaynaklarından gelen ışınları incelemek gerektiğini belirtti.

Pulsarların (düzenli ritimlerle uzaya radyo dalgaları gönderen nötron yıldızları) da önemli pozitron kaynağı olduğuna işaret eden bilim adamları makalelerinde, bu alanda daha fazla araştırmaya gerek bulunduğunu kaydettiler.

Evrendeki kütle, çekimsel enerjinin incelenmesi sonucu, var sayılan toplam enerji yoğunluğunun sadece yüzde 5 civarının doğrudan gözlemlenebilir maddelerden oluştuğu ifade edildi.

Yine bu toplamın yüzde 23'ünün de karanlık maddeden oluştuğu hesaplanırken, geriye kalan kısmın ise dengeli bir şekilde yayılmış olan karanlık enerjiden oluştuğu ve bunun da Evren'in genişlemesinin sorumlusu olduğu düşünülüyor.

1353
Bilim-Teknik / Mısır'da 12 kadar mumya bulundu
« : Mayıs 02, 2009, 12:43:59 ÖS »
Mısır'da yeni keşif. Mumyalar eski Mısır'la ilgili önemli bilgilere ışık tutacak.

Mısır'da yeni bir "Ölüler Kenti" bulundu. Arkeologlar, Kahire'nin güneyindeki Fayum Vahası'nda muhafaza edilmiş onlarca mumya ortaya çıkardı.






4 bin yıllık olduğu tahmin edilen 53 mezar, İllahun Piramitleri'nin güneydoğusunda, kayalıkların içinde bulundu.

Çalışmaları yürüten ekibin başkanı Dr. Abdul Rahman el-Ayedi, bu keşif sayesinde önemli yeni bilgilere ulaşılacağı görüşünde:
"Bu keşfin önemi, bu dönemdeki cenaze ve cenaze mimarisinin gelişimini ortaya koymasında yatıyor. Eski Mısırlıların bu döneme ait alışkanlıkları hakkında kesin bilgi sahibi olmamızı sağlayacak. Türbelerin son derece farklı mimari tasarımları var, bazıları çok daha sade, tek bir defin odasından oluşurken bazıları çok daha geniş."

Mezarların içinde ayrıca muskalar, defin tanrılarını temsil eden farklı heykelcikler ve küp gibi yüzlerce obje de bulunuyor.

Eski Mısır'ı inceleyen bilim adamları bölgenin, 12. Hanedanlığın 4. Kralı olan II.Senusret tarafından yaptırıldığına inanıyorlar.

1354
Bilim-Teknik / Son dinazor bulundu
« : Mayıs 02, 2009, 12:43:06 ÖS »
Dinazorların sonunu getirdiğine inanılan meteor çarpışmasından kurtulan ve 500 bin yıl daha hayatta kalmayı başaran bir dinazor keşfedildi.

ABD Jeoloji Etüt’ünden (US. Geological Survey) Jim fasset’in yaptığı araştırmaya göre, bundan 80 yıl önce bulunan bir hadrosarus fosili incelendi ve fosilin yaşı 64,5 milyon yıl olarak hesaplandı.






Teoriye göre, 65 milyon yıl kadar önce meydana gelen büyük meteor çarpışmasının ardından dinozor türlerinin tamamının yeryüzünden silindiği ve geride timsah gibi sürüngenler ve diğer canlılara evrilecek küçük yaratıkların yaşamaya devam ettiğini ileri sürüyordu.

Ancak 12,2 metre büyüklüğe sahip  bu fosil, 64,5 milyon yıl öncesine kadar bir grup dinozorun hayatta kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu durum, büyük meteor çarpmasından sonra küçük bir grup dinozor topluluğu hayatta kaldığını öne süren başka bir teoriyi ortaya çıkardı.

1355
Bilim-Teknik / Ynt: Evrendeki en uzak nesne keşfedildi
« : Mayıs 02, 2009, 10:32:07 ÖÖ »
aynen öyle  :D

1356
Bilim-Teknik / 2012 Solar fırtına yılı
« : Mayıs 01, 2009, 11:02:58 ÖÖ »


2012 yılında solar fırtına maksimumu yaşanacağı belirtilerek insanlığın taş devrine dönebileceği öngörüsü servis ediliyor.
-

Güneş fırtınaları, güneş lekelerinin 11 yıllık döngüsü ile maksimum oluyor.

Yani bu olasılık her 11 yılda bir mevcut. Fakat felaket boyutunda olabilmesi için enerji paketinin dünyaya isabet etmesi gerek. Olasılığı kabaca hesaplayalım:

Dünyanın projeksiyon alanı / Toplam hedef alan* = 3.14 (6700)^2 / 4 x 3.14 (150 000 000)^2

= 1 / 2 000 000 000

İki milyarda bir olasılık var. Güneşin kendi ekseni etrafında dönüşü ile ilgili tarama etkisi de hesaba katılırsa (ki bu da aktivitenin, dünya ile güneşi birleştiren doğrunun güneş yüzeyinde taradığı bölgede oluşması halinde söz konusudur) buolasılık artabilirse de tahminen 100 milyonda bir ihtimal söz konusu. Paniğe gerek yok! 2001, 1990,.... yıllarında da aynı olasılık vardı.

Fakat astronomiye ilgiyi kışkırtmak için, insanların vizyonlarını genişletmek için Ufolar gibi yararlı bir malzeme olarak kullanılabilir. Sanıyorum küresel ekonomik krize ilişkin yönlendirme veya gündem değiştirme (cambaza bak) malzemesi yapılmak isteniyor.

* Güneş-Dünya uzaklığını yarıçap alan küre yüzeyi

1357
Bilim-Teknik / Evrendeki en uzak nesne keşfedildi
« : Mayıs 01, 2009, 10:57:08 ÖÖ »
NASA'nın Swift isimli uydusu, 13.1 milyar ışık yılı uzaklıkta meydana gelen bir gama ışını patlamasını keşfetti.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) tarafından kontrol edilen Swift uydusu, şu ana kadarki keşfedilen en uzak nesneyi saptadı. Işınıma GRB 090423 adı verildi.
Dünya'dan 13,1 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gama ışınımı olan bu objenin, Big Bang'den (Büyük Patlama) 640 milyon yıl sonra, ilk galaksilerin oluşmaya başladığı dönemde ortaya çıktığı tahmin ediliyor.




Gama ışını patlaması (Gamma Ray Burst - GRB) adı verilen olaylar, bilinen en parlak yıldız patlamaları olarak nitelendiriliyor.

GRB'ler devasa büyüklükte ve kendi ekseni etrafında dönen yıldızların çökerek kara deliğe dönüşürken etrafa neredeyse ışık hızına yaklaşan süratlerde gaz fışkırtması sonucu ortaya çıkıyor.

Fışkıran bu gazlar farklı dalga boylarında artçı parlaklıklarla birlikte gama ışını yayarak muazzam bir görüntü oluşturuyorlar.

1358
Bilim-Teknik / Kepler'in ilk fotoğrafları
« : Mayıs 01, 2009, 10:54:26 ÖÖ »
NASA'nın fırlattığı Kepler teleskobunun çektiği ilk fotoğraflar yayınlandı.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) tarafından Mart başında fırlatılan Kepler teleskobu tarafından çekilen ilk fotoğraflar yayınlandı.





Güneş sistemi dışında Dünya'ya benzer yaşanabilir gezegenleri araştırmak amacıyla gönderilen teleskobun ilk fotoğraflarında görüş açısında bulunan 4 buçuk milyon yıldız yer alıyor.

Kepler'in dahil olduğu projenin ilerleyen aşamalarında, ön inceleme sonrasında Dünya'ya benzerliği olası görülen yaklaşık 100 bin gök cismi belirlenerek incelenecek.

3 buçuk yıl sürecek incelemeler sonunda, Kepler'in Güneş Sistemi dışında yer alan dünya benzeri gezegenleri tespit etmesi hedefleniyor.

600 milyon dolarlık teleskop, şimdiye dek uzayda kullanılan en gelişmiş kamera sistemini taşıyor.

Bilim adamları güneş sisteminin dışında bugüne kadar 300 tane gezegen bulunduğunu ancak hiçbirinin dünyayla benzer özelliklere sahip olmadığını söylüyor.





1359
Sehitlerimizi Anma Bölümü / Ynt: 10 şehit verdik ne durumdayız
« : Mayıs 01, 2009, 10:51:18 ÖÖ »
birçok kanal show programını iptal etti ama gönül ister ki tüm kanallar aynı davransın. herkesin bakış açısı farklı tabi. bizler içimizde yas tutarken onların eğlenmesi saçma kalıyor. ne diyelim allah herkesi bildiği gibi yapsın...


Katılıyorum  :-\

1360
Bilim-Teknik / Ynt: Bu cebin şarjı hiç bitmiyor
« : Mayıs 01, 2009, 10:45:41 ÖÖ »
vaybe çok güzelmiş  :D

1361
Bilim-Teknik / Teknoloji devleri ODTÜ'de buluşuyor
« : Nisan 30, 2009, 10:31:32 ÖS »
ODTÜ Ar-Ge Topluluğunca 11-12 Martta düzenlenecek ''Ar-Ge Günleri''nde, Türkiye'nin önde gelen firmaları ve ODTÜ'nün prestijli teknoloji projeleri sergilenecek.





ODTÜ Ar-Ge Topluluğu üyelerinden Orçun Eser, bu yıl üçüncüsü düzenlenecek etkinlikte, kamu ve özel sektörün yöneticileri, çalışanları, üniversitelerin öğretim üyeleri ve genç beyinlerin bir araya geleceğini söyledi.
Bu yılki ekonomik mali krize rağmen etkinliğin daha geniş boyutta planlandığını anlatan Eser, bu kapsamda ODTÜ akademisyenleri ve firmaların Ar-Ge projelerini sergilerken, Türkiye'den bilim insanları ve uzmanların sunumlar yapacağını, söyleşiler düzenleyeceğini bildirdi.

Eser, etkinliğin 11 Martta açılış konuşmaları ile başlayacağını, 12 Martta doğuştan görme engelli ressam Eşref Armağan'ın ''Renkleri Görmeden Rengarenk Dokunabilmek'' isimle söyleşisiyle son bulacağını belirtti.

1362
Bilim-Teknik / Darwin tartışması Meclis'e taşınıyor
« : Nisan 30, 2009, 10:28:47 ÖS »
TÜBİTAK Bilim Dergisi’nin Mart sayısı, 200. doğum yıldönümü nedeniyle Darwin kapağıyla çıkmaya hazırlanırken, son anda değiştirildi. Derginin Yayın Yönetmeni de görevinden alındı. CHP konuyu Meclis'e götürüyor.

Gazetelerde bugün yer alan haberlere göre, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu tarafından yayımlanan (TÜBİTAK) Bilim ve Teknik Dergisi’nin Mart ayı sayısında 200. doğum günü olması nedeniyle Evrim Teorisi’nin kurucusu Charles Darwin’in kapak konusu yapılması planlanıyordu.
Bu kapsamda, söz konusu sayı için Darwin’le ilgili yazılara yer verildi. Ancak basıma hazırlanan derginin Mart sayısı, ani bir kararla değiştirildi.




Bu değişiklik nedeniyle bir hafta geç çıktığı öne sürülen dergide, kapağa “Küresel İklim Değişikliği” alındı. Darwin’le ilgili yazılar da Mart sayısından çıkartıldı.

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Cebeci, Darwin kapağıyla ilgili olarak derginin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Çiğdem Atakuman’ı görevden aldı.

UNESCO, Charles Darwin’in 200. doğum yıldönümü ve “Türlerin Kökeni” adlı eserinin yayımlanmasının 150. yılı nedeniyle 2009’u “Darwin yılı” olarak ilan etmişti.

EVRİM İKİ KEZ KAPAK OLMUŞTU
1967'den itibaren yayınlanan ve 469'uncu sayısı bu ay çıkan Bilim ve Teknik Dergisi daha önceki yayınlarında sık sık evrim konusuna yer vermişti. Son on yıl içerisinde dergide 59 adet evrimle ilgili makale yayınlanırken, daha önceki iki sayının kapak konusunu da evrim oluşturdu.

Derginin Şubat 1999 sayısının kapak konusu 'Canlıların Evrimi'... Bilim ve Teknik Dergisi, Kasım 2001'de de 'Evrim Tartışmaları' kapağıyla okuyucularının karşısına çıktı.

TÜBİTAK bünyesinde yayınlanan Popüler Kitaplar serisinde de 'Darwin ve Evrim Kuramı'na dair yayınlanmış kitaplara yer veriliyor. 'Üçlü Sarmal, 'Darwin ve Sonrası', 'Darwin ve Beagel Serüveni' bu seride çıkan kitaplar arasında yer alıyor. Popüler Kitaplardan en son da 'Yaşamöyküleri' serisinden Charles Darwin'in biyografisi yayınlandı.

1363
Bilim-Teknik / TÜBİTAK: Yeni sayılarda Darwin kapak olacak
« : Nisan 30, 2009, 10:27:41 ÖS »
TÜBİTAK, Bilim ve Teknik dergisinin kapağının Yazı İşleri Müdürü Dr. Atakuman'ın yetki aşımıyla gerçekleştiğini duyurdu. Kurum, önümüzdeki aylarda Darwin'in dergide kapak olacağını açıkladı.

TÜBİTAK, hafta başından bu yana devam eden Darwin sansürü tartışmalarıyla ilgili  bir açıklama yaptı.






TÜBİTAK'ın açıklaması şöyle:

"TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinin Mart sayısının hazırlık ve basım aşamasında, tamamen kurum içi süreçlerdeki aksaklıklar ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Yayın Yönetmeninin yetki aşımından kaynaklanan sorunların “Darwin Sansürü” olarak algılanması, hem Kurumumuz hem de bilim camiamız için çok üzücü olmuştur.

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinin Mart 2009 sayısında “Küresel iklim değişikliği” ana temasının işlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu tema doğrultusunda editoryal çalışmaların tamamlandığı ve görsel çalışmalara devam edildiği bilgisi, 27 Şubat 2009 tarihinde Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Yayın Yönetmeni Dr. Çiğdem Atakuman tarafından, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Cebeci’ye bildirilmiştir.

Derginin Mart sayısı Darwin Yılı veya Kuramına hasredilmemiş ancak Darwin ve Evrim Kuramı ile ilgili TÜBİTAK yayınları, derginin “Yayın Dünyası” sayfalarında yer almıştır. Ancak, rutin yayın süreçlerinin dışında, basım aşamasından hemen önce Dr. Atakuman tarafından, dergiye 16 sayfa ilave edilmiş ve bu doğrultuda hafta sonu kapak da değiştirilmiştir.

Olağan süreç ve işlemlerin dışına çıkılarak, hafta sonu acele ile değiştirilerek hazırlatılan dergi, 2 Mart Pazartesi sabahı Prof. Dr. Cebeci’nin görüşüne sunulmuştur. Doğal olarak, Darwin Yılı temasının, bir uzman yardımcısı tarafından kaleme alınmış ve bilimsel değerlendirmesi yapılmamış ilave sayfalar ile yayınlanmasının uygunluğu sorgulanmıştır.

Bunun üzerine Dr. Atakuman, yaptığı yanlışlığın farkına vararak kendi inisiyatifiyle dergi içeriğini ve kapağını tekrar 27 Şubat tarihi itibariyle hazırlanmış olan “Küresel iklim değişikliği” temasına dönüştürerek basıma gönderilmesi kararı ve talimatını vermiştir.

Bu süreçte, ne TÜBİTAK yönetiminden, ne de TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Cebeci’den, genelde veya özelde Darwin için bir baskı veya sansür söz konusu değildir. Ancak Dr. Atakuman’ın daha önceki dönemlerde de sergilediği, yetki aşımı ile ilgili olaylar da göz önüne alınarak, kendisine Kurum içinde birim değişikliği önerilmiştir.   

Eğer derginin Mart 2009 sayısı incelenirse, Darwin ve evrim konusunda TÜBİTAK yayınları hakkındaki bilgilerin yer aldığı görülecektir. Tanıtımı yapılan binlerce sayfadan oluşan bu eserler, Türkiye’deki konuyla ilgili tüm yayınlar ve haberlerden daha zengindir. Kurumumuzun Darwin ve Evrim Kuramına yaklaşımı bütün bilimsel olgulara ve teorilere yaklaşımından farklı değildir. Evrimsel biyolojide modern sentezin öncülerinden biri olan Ernst Mayr’ın "Biyoloji Budur" isimli kitabı Kasım 2008 tarihinde Kurumumuz tarafından yayımlanmıştır.

Her yıl olduğu gibi, Darwin Yılı olan 2009 yılında da, konu TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinde detaylı ve yeterli olarak ele alınacaktır. TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisinin bir sayısı bu konuya tahsis edilecektir.

Gelinen bu noktaya farklı anlamlar yükleyerek olayın bilime sansür gibi gösterilmeye çalışılması bilimin önündeki her türlü engelin ortadan kaldırılmasını ve bilimin desteklenmesini temel görev kabul etmiş Kurumumuzu ve çalışanlarını derinden yaralamıştır."

1364
Bilim-Teknik / Dalgalar ampül yaktı
« : Nisan 30, 2009, 10:26:46 ÖS »
Deniz dalgalarından elektrik üretebilmek için 1,5 yıl önce Karasu'da başlatılan proje kapsamında ilk ampul yakıldı. Kıyıya 100 metre mesafedeki santralin ürettiği elektrik enerjisi, iki evin günlük ihtiyacını karşılayabiliyor.

Türkiye Elektromekanik Sanayi (TEMSAN) ve Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) işbirliğiyle kıyı kesimindeki yerleşim birimlerinin elektrik ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla 1,5 yıl önce başlatılan ve uygulaması Karasu'da yürütülen projede mutlu sona gelindi.
Denize yerleştirilen 5 duba ve bir jeneratörden oluşan sistem, dalgaların dikey hareketini elektrik enerjisine çevirerek günde ortalama 5 kilowatt saat elektrik enerjisi üretiyor.





İLK MOBİL SİSTEM"
Proje danışmanı Hasan Ali Coşkun, projenin ana amacının kıyılarda bulunan sınırsız dalga enerjisi potansiyelini elektrik enerjisine çevirerek, kendi elektriklerini üretmek isteyen tüketiciler, orta ölçekli sanayiciler ve yatırımcılara altyapı sağlamak olduğunu söyledi.

Test çalışmalarında çok olumlu sonuçlar alındığını ifade eden Çoşkun, dalgaların hareketini elektrik enerjisine çevirerek günde 5 kilovat saat enerji üretilebildiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Dünyada ilk kez mobil olarak uygulanan sistem başarıya ulaştı. Dünyada şu anda kullanılan sistemler deniz dibine sabitlenmiş sistemlerdir. Bizim sistemimiz ise deniz tabanıyla bağlantılı değil, suyun alçalması ve azalmasından bağımsız olarak enerjiyi problemsiz olarak üretme özelliğine sahip. Gemi trafiğini engelleyen, çok uzun metrajlarla uygulanan dünyadaki örneklerinden çok daha iyi özelliklere sahip bir sistemdir. Çevreci bir sistem olması, rüzgar enerjisi üretiminde olduğu gibi gürültü ve fiziksel ortamdaki kirliliği olmayan enerji biçimi olması, güneş enerjisi üretimine göre maliyetinin ucuz olması, ilk defa bizim uyguladığımız teknikle mobil enerji santrali olması nedeniyle çok avantajlı bir sistem. Sistem mobil olduğu için dalganın daha çok olduğu bölgelere taşınabiliyor.''

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünün geliştirdiği bor katkılı neodyum ferrobor mıknatıslarının yeni jeneratör sisteminde kullanılmasının verimi yüzde 95'e çıkardığını kaydeden Coşkun, konvansiyonel jeneratörlerde verimin yüzde 75 ile 88 aralığında olduğunu söyledi.

''DENEME ÜRETİMİ BAŞARILI''
Projenin sahil kesimindeki yerleşim birimleri için yararlı bir uygulama olduğunu belirten Coşkun, projenin başarıya ulaşmasının sınırsız dalga potansiyelinin kullanımının önünü açtığını kaydederek, şunları bildirdi: ''Ortaya çıkacak uygulamalar birçok yatırımcı kuruluşun portföyünde yer alacak, dolayısıyla uygulamalarda ciddi bir artış görülecek. Bu uygulamanın da yatırımcılar açısından geniş bir zemin bulacağı kanaatindeyiz. Bundan sonra daha sığ bölgelerde elektrik üretimi yapabilecek modeller üzerinde çalışılması için bizim yürüttüğümüz çalışma zemin teşkil edecek. Enerji Bakanlığı'nın desteğiyle projenin devamında kıyı bölgelerindeki lokal yerleşim birimlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere imalatı programda olan bir proje. Proje şu anda tamamlanmış durumda. Deneme üretimi başarılı bir şekilde sürüyor. Güç arttırımı ve projenin yaygınlaştırılması ve yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesiyle ilgili etapları çalışacağız bundan sonraki aşamada.''

KARASU PİLOT BÖLGE SEÇİLDİ
Denizcilik Müsteşarlığının önerisi üzerine pilot uygulamayı Karasu ilçesinde başlattıklarını kaydeden Coşkun, ''İlk yaptığımız prototip santralin gerek duyduğu 8,5 metre minimum derinlik kıyıya 100 metre mesafede elde edilebildiği için bu bölgeyi pilot saha seçtik'' diye konuştu.


1365
Bilim-Teknik / 'Dünya'dan Evrene Bakış' Koç Müzesi'nde
« : Nisan 30, 2009, 10:25:21 ÖS »
''2009 Dünya Astronomi Yılı'' dolayısıyla Rahmi M. Koç Müzesi'nde ''Dünya'dan Evrene Bakış Sergisi'' açılacak.

Türkiye'nin ilk ve tek sanayi müzesi olma özelliği taşıyan Rahmi M. Koç Müzesi, Galilei'nin teleskopla ilk gökyüzü gözleminin 400. yıl dönümü olan 2009 yılının ''Dünya Astronomi Yılı'' ilan edilmesi dolayısıyla tüm yıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde açılacak ''Dünyadan Evrene Bakış Sergisi''ne İstanbul'da ev sahipliği yapacak.         
Uluslararası Astronomi Birliği’nin sağladığı, Türk Astronomi Derneği’nden temin edilen ve dünyanın büyük gözlem evleri ve Hubble, Chandra gibi uydu teleskoplarıyla alınmış fotoğraflardan seçilerek oluşturulan ''Dünya'dan Evrene Bakış Sergisi'', 2 Nisanda açılacak.         

2009 yılı boyunca sürecek sergi, Lengerhane binasında ziyaretçilerini bekleyecek.

Yeryüzünde ve uzayda bulunan teleskoplarla çekilmiş fotoğraflardan oluşan sergi ile ziyaretçiler, ''Evren nasıl oluştu?'', ''Dünyada yaşam nasıl başladı?'', ''Evrenden başka yerlerde yaşam var mı?'' gibi merak edilen soruların yanıtlarını bulabilecek.

‘KEŞİF KÜRESİ’ MÜZEDE

Rahmi M. Koç Müzesi, ''2009 Dünya Astronomi Yılı'' kapsamında İstanbul'un halka açık ilk sabit ''gökevi''ni (planeteryum) ''Keşif Küresi'' adıyla hizmete sokmuştu.         

Evreni, sanal ortamda  birebir yaşatan 40 kişi kapasiteli ''Keşif Küresi''nde özel bir projektör ile ziyaretçilere, gökyüzünün gece hali, yıldızların ve samanyolunun muhteşem görüntüsü küre içerisine yansıtılarak izlettiriliyor.         

Rahmi M. Koç Müzesi tarafından eğitsel amaçlı olarak 60 metrekarelik bir alanda, 8 metre çapında ve 5,5 metre yüksekliğinde inşa edilen ''Keşif Küresi'', yıl boyunca müzenin açık olduğu tüm zamanlarda hizmet veriyor.

Sayfa: 1 ... 89 90 [91] 92 93 ... 118