İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - crazyrdgül

Sayfa: 1 ... 8 9 [10] 11 12 ... 14
136
Komik Fıkralar / _Sıra Mühendİslerde_
« : Şubat 19, 2008, 02:14:01 ÖS »
_Sıra Mühendİslerde_

Adamin biri bir gün yolda giderken bir kurbağa görür ve kurbaga dile gelir
- Ben aslında bir insanım, eğer beni bir kere öpersen çok güzel bir prenses haline gelirim
Adam kurbağayı eline alır ve cebine koyar.
Kurbağa tekrar dile gelir.
- Eğer beni öpersen çok güzel bir prenses olacağım ve seninle 1 hafta kalmaya razıyım.
Adam kurbağayı cebinden çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümser ve yine cebine koyar.
Kurbağa yalvarmaya başlar
- Eğer beni öper ve güzel bir prenses haline çevirirsen seninle bir hafta kalırım ve istediğin
her şeyi yaparım.
Adam tekrar kurbağayı çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümseyerek cebine koyar.
Sonunda kurbağa dayanamaz
- Senin neyin var? Sana çok güzel bir prenses olduğumu ve beni öpersen 1 hafta seninle
kalıp istediğin her şeyi yapacağımı söyledim.
Neden beni öpmüyorsun?

Sonunda adam konuşur
- Bak, ben bir mühendisim. Kızlarla uğraşacak vaktim yok,
fakat konuşan bir kurbağa olman bana çok ilginç geliyor.


137
Aşk - Sevgi / Ynt: Nasıl 'Aşık' Oluruz
« : Şubat 19, 2008, 10:36:54 ÖÖ »
TEŞEKKÜRLER... :ok :ok :ok

138
teşekkürler paylaşım için... :ok :ok :ok

139
Teşekkürler paylaşım için. :yasa :yasa :yasa

140
Biyoloji / Guatr : Belirtiler, Teşhis, Tedavi
« : Şubat 12, 2008, 10:15:07 ÖÖ »

Guatr : Belirtiler, Teşhis, Tedavi

Guatr nedir?

Boyun ön kısımda bulunan tiroid (kalkan) bezinin iltihap ve kanser dışındaki bir sebeble büyümesine guatr denir.

Tiroid bezinin görevi nedir?

Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında yerleşik, iki parçalı, küçük bir içsalgı bezidir. Salgıladığı hormon ile vücudumuzun çalışma hızını belirler. Ürettiği hormon azalırsa vücudumuzun çalışma hızı düşer, fazla hormon salgılarsa vücudumuzun çalışma hızı artar.

Guatr nasıl bir hastalıktır? ‘Ben guatr hastasıyım’ denilince ne anlamak gerekir?

Guatr tek bir hastalık değildir. Belirtileri ve tedavileri birbirinden farklı hastalıklar grubudur. Bu sebeble guatr hastasıyım demek, biz hekimler için yetersiz bir tanımlamadır. Tiroid bezinin iltihaplarını ve kanserlerini bir kenara bırakırsak, guatr hastalıklarını üç ana gruba ayırabiliriz. Bu gruplar da kendi içinde alt gruplara ayrılır.

Bunlar:

1. Tiroid bezinin az hormon salgıladığı durumlar; hipotiroidi hastalığı. Daha çok iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanlarının tedavi ettiği hastalıklardır. Bezin salgıladığı hormon yetersiz olduğu için vücudun hızı yavaşlar, hareketler ağırlaşır, duygular küntleşir. Bu hastalara gereken hormon ilaç şeklinde verilerek tedavi edilir.

2 . Hormon dengesizliği olmayan guatr hastaları. Bu grupta üç çeşit guatr bulunur. Birincisi tiroid bezinin dengeli şekilde tamamının büyüdüğü (diffüz guatr); ikincisi, tiroid bezinde tek bir yumrunun (nodül) olduğu (soliter tiroid nodülü) ve üçüncüsü tiroidde çok sayıda yumrunun olduğu (multinodüler guatr) hastalıklar.

3 . Tiroidin fazla hormon salgıladığı hastalıklar. Bu gruba zehirli guatr da denilir. Vücutta fazla tiroid hormonu bulunması sebebiyle vücudun çalışma hızı artmıştır. Ellerde titreme, kalp çarpıntısı görülür. Bu grupta da üç tip guatr vardır. Birincisi bezin tamamının büyüdüğü (Basedow Hastalığı), ikincisi fazla hormon salgılayan tek bir yumrunun olduğu (Toksik Adenom), üçüncüsü irili ufaklı çok sayıda yumrunun olduğu (Plummer Hastalığı) hastalıklar.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Yukarıda saydığımız hastalık çeşitlerine göre guatr hastasının şikayetleri de değişir. Hormonların fazla üretildiği (zehirli guatr) tiplerde, ellerde titreme-terleme, kalp çarpıntısı, sinirlilik, gözlerin yuvalarından taşması, ishal, iştah artması ama kilo alamama, adet düzensizlikleri görülür. Hormonların az üretildiği durumlarda ise hareketlerde ve duygularda yavaşlama, ellerde kuruma, saçlarda kuruma-dökülme, adet düzensizlikleri görülür. Hormonal dengesizliğin olmadığı tiplerde sadece tiroid bezinde büyüme veya nodül oluşumu . Bu hastalıkların hepsinde tiroid bezi büyüyebilir, nodül oluşabilir.

İç/dış guatr, dişi/erkek guatr, zehirli guatr nedir?

Tıbbi olarak böyle bir sınıflama olmamasına rağmen hastalara durumunu açıklarken kullanılan terimlerdir. Tiroid bezinin büyümediği, muayenesinin normal olduğu, sadece hormon dengesizliği olduğu durumda guatr hastalığı iç guatr olarak açıklanmış olabilir. Fazla hormon salgılayan guatr hastalığını “zehirli” guatr olarak adlandırıyoruz. Ameliyat sonrası nüks eden guatr hastalığını açıklamak için de “dişi guatr” terimi kullanılmış. Yine de bu terimler tıbbi bir ayırımı ifade etmezler.


Guatr hastalıklarının iyot ile ilgisi nedir? İyot alsak hastalığı engeller miyiz?

Tiroid bezi İyot elementini kullanarak hormon üretir. Bu elementin eksik olduğu yerlerde guatr çok görülür. İyot eksikliğinin giderilmesiyle guatr hastalığı engellenir.

Guatr hastalığı olduğundan şüphelenen kişiye hangi testler yapılıyor?

Basitçe kandaki hormon miktarlarını kontrol etmek ve tiroid bezinin yapısını görmek için ultrason yaptırmak genellikle teşhiste yeterlidir. Bu iki testten sonra gerekli görülürse sintigrafi ve iğne biopsisi gibi başka testler de yapılır.

Guatr hastalıkları teşhis edildikten sonra nasıl tedavi ediliyor?

Tedavide üç durum söz konusudur.
1.Hormon yetersizliği olan guatr hastalarına bu hormon ilaç şeklinde verilir.
2.Hormon fazlalığı olan hastalara hormon yapımını engelleyecek ilaçlar verilir. Hormon seviyesi normale inince ameliyat veya radyoaktif iyot ile nihaî tedavi yapılır.
3. Hormon dengesizliği olmadığı ama tiroid bezinde nodüllerin olduğu durumda da genellikle ameliyat gerekir.

Her guatr hastalığı ameliyat gerektiriyor mu?

Tiroid bezinin tamamen büyüdüğü ya da içinde nodüllerin olduğu durumda ameliyat bir tedavi seçeneğidir. Her guatr hastalığı ameliyat gerektirmez. Bir guatr hastasını ameliyat etmek için dört sebeb vardır:
1.Boynunda büyümüş guatrın oluşturduğu estetik problem
2. Büyümüş guatrın ya da nodüllerin yemek borusunu ve soluk borusunu sıkıştırmalarından kaynaklanan şikayetler olması
3. Büyümüş guatrın hormon dengesizliği yapması
4. Guatrda kanser tesbit edilmesi veya kanser şüphesi

Guatr hastalığında kanser olur mu?

‘Guatr, tiroid bezinin kanser harici büyümeleridir’ diye tarif etmiştik. Ama bu büyümelerin kanser olup olmadığı ancak bazı incelemelerden hatta ameliyattan sonra belli olur. Dolayısıyla bütün guatrlı hastalar düşünüldüğünde %15 oranında kanser gelişme ihtimali vardır.

Ameliyattan başka tedavi yöntemleri var mı?

Her guatr ameliyat ile tedavi edilmez. Yukarıda saydığımız hastalıkların bazı tiplerinde ilaç tedavisi, bazısında radyoaktif iyot tedavisi (radyasyon ile tiroid bezinin tahrip edilmesi), bazısında da ameliyat gerekir.

Guatr ameliyatında ne yapılıyor?

Guatrın hastalıkları çeşitli olduğu gibi ameliyatları da çeşitlidir. Tiroid bezinin iki parçalı olduğunu belirtmiştik. Ameliyatta bu parçalardan biri tamamen çıkarılabilir, her iki parçası çıkarılabilir veya her iki parçasından bir miktar çıkarılabilir. Ne kadar tiroid bezi çıkarılacağı, yani bu ameliyat seçeneklerinden hangisinin uygulanacağı hastalığın çeşidine göre planlanır.

Ameliyatta ne gibi riskler var? Ses telleri zarar görebilir mi?

Guatr ameliyatları günümüzde oldukça güvenle yapılan ameliyatlardır. Her ameliyatta olduğu gibi guatr ameliyatında da istenmeyen durumlar olabilir. Bunların en başında da ses tellerinin zarar görmesi riski vardır. Ancak bu durum %3-5 (yüz guatr ameliyatından 3 ile 5’inde) oranında görülür. Ameliyat sahasında kanama ve paratiroid bezlerinin zarar görmesi (vücut kalsiyum dengesini ayarlayan bezlerin hasarı) diğer risklerdir.

Ameliyat veya ilaç tedavisi sonrası guatr tekrar eder mi?

Evet edebilir. Hormon eksikliği ilaçlarla giderildikten sonra hastalık tekrar edebilir. Bazen nodüller ilaçlarla geriledikten sonra tekrar büyüyebilirler. Bu durumda hasta tekrar değerlendirmeye ve tedaviye alınır.
Ameliyat edildikten sonra da guatr tekrar edebilir. Özellikle çok sayıda nodülü olan guatr hastalığında geride bırakılan tiroid dokusunda da nodül kalmışsa zamanla bu nodüller büyüyüp guatrın tekrar etmesine yol açabilir. Bu sebeble ilk başta ameliyatı, hastalığa uygun planlamak önemlidir.

Ameliyat olan hastaların kontrolleri var mı?

Hastalığının çeşidine göre ameliyat sonrası hiç ilaç kullanmadan ömür boyu yaşayabileceği gibi, ömrünün geri kalanında ilaç kullanmak zorunda olan hastalar da vardır. Ancak bütün guatr hastaları hastalıklarına bağlı olmak üzere belirli aralıklarla kontrol edilmelidirler ki hem hastalığın tekrarından korunsunlar hem de oluşabilecek istenmeyen durumlar erkenden tedavi edilebilsin.

141
Komik Yazılar / Hangi öğretmen nasıl tehdit eder?
« : Şubat 12, 2008, 10:04:18 ÖÖ »
Hangi öğretmen nasıl tehdit eder?

Matematik:Oğlum,senin o kafanı 5`e böler,y=3x+4 bağlantısına göre vücudunu eklemlere ayırırım.

Biyoloji:Çocuğum senin DNA yapını bozar,hücrelerindeki mitokondrileri yok edrek enerjisiz bırakırım,terliksi hayvana dönersin ona göre.

Tarih:Bana bakın Deli İbrahim`in torunları,sizi Ankara Savaşı`ndan çıkmış Beyazıt`a çeviririm.Hüdavendigar sizi kurtaramaz, bilmiş olasınız.


Resim:Çenesi fazla düşeni tahtaya kaldırır,modellik yaptırırım.

Coğrafya:Oğlum,yörüngeden çıkma!Yoksa seni enlem ve boylamlarına ayırır,26-45 doğu meridyenine sürer ve akabinde 6,5 şiddetinde bir şamar patlatırım.Kafanda oluşacak fay hattından sen sorumlusun.

Edebiyat:Hiç mübalağa etmiyorum.Seni edebi bir parça olarak parçalar,bir güzel gazelini okurum.

Kimya:Bakın,kafamı bozmayın!Sizi atomlarınıza ayırır,oksijen yerine sözlüde İyot yuttururum.Hasan 2 Osman 4`e dönersiniz.

Beden Eğitimi:Bak nasıl konuşuyor hâla?!Bakın şimdi size kulağı amuda kalkmış öğrenci göstereceğim.

Müzik:Biraz daha konuşmaya devam ederseniz,saz sapıyla hepinizin ensurumantal olarak notalarını çıkarır,solfejik beraber ve solo vuruşlarnızı da lük olarak yaparım haa!Bakın o zaman nasıl miskin kuzulara dönüyorsunuz!

142
Her Telden / ...Bulmaca Çözmenin Yararları...
« : Ocak 31, 2008, 04:21:27 ÖS »
BULMACA ÇÖZMENİN YARARLARI

...Bulmaca Çözmenin Yararları...


Bulmaca çözmek, kimimiz için çok eğlenceli, kimimiz içinse çekilmez bir uğraşı olarak görünmektedir. Bulmaca bağımlıları olduğu gibi, bulmaca çözenlere aheste aheste bakan insanlar da vardır.


İnsanların bulmacaya bakış açıları bu şekilde farklılık gösterse de, bilim adamlarının bu konudaki (bulmacanın yararları) fikirleri sabit ve tek yönlüdür. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, özellikle genç yaşta bolca bulmaca çözerek, beynimizin çalışma sistemini güçlendirebilir ve aşamalı, sistematik... düşüncemizi geliştirebiliriz.


Bulmaca çözmek, muhakkak ki her yaştan insan için yararlı ve güzel bir etkinliktir. Fakat bu etkinliğin yararı daha çok genç yaşlarda kendini göstermektedir. Erinlik dönemiyle ergenlik dönemi arasında ve sonraki kısa dönem içerisinde, gençler bulmacaya yoğunlaşarak beyinsel işlevlerini güçlendirebilirler.


Normal bulmacaların dışında Türkçe dersi konularıyla ilgili hazırlanmış bulmacaları çözmek ise, öğrencinin konuları pekiştirmesini, bilgilerinin kalıcılığını sağlamasını, okuma-yazma becerisini gelştirmesini, bütünsel ve parçalayarak düşünmesini, problem çözme yeteneklerinin artırılmasını, farklı düşünebilmesini... sağlar.

143
Sizin Şiirleriniz / Ynt: CanıMMMMMMMMMMMMM
« : Ocak 31, 2008, 04:00:24 ÖS »
bu kadar kendinizi üzmeyin karşınızdaki kişi sizi nasıl takmadan çekip gitityse siz de onun gibi yapın.size değer vermeyene siz de değer vermeyin.valla ben bana değer vermeyene  hiç değer vermem. :huh :huh :huh

144
Bilim-Teknik / Ynt: Kütüphane Gibi Saat
« : Ocak 31, 2008, 03:51:23 ÖS »
vavvvv çinlilere bak.süper bir keşif bu ya.

145
Moda / Ynt: Futbol Maçında Sütyen Tanıtacak
« : Ocak 31, 2008, 03:49:08 ÖS »
yok artık daha neler!!!

146
MÜZİK / Ynt: Ünlülerin İlginç Korkuları
« : Ocak 31, 2008, 03:47:24 ÖS »
E yani onlarda bizim gibi insan.sadece tek farkları ünlü olmaları.her insanın korktuğu birşeyler vardır.paylaşım için teşekkürler...

147
Modifiye Araçlar / Ynt: Sıradışı Bir Modifiye
« : Ocak 31, 2008, 03:44:07 ÖS »
vavvvvvvvvv gerçekten sıradışı... :ok :ok :ok

148
Otomobil / Ynt: Yeni Nesil Elektrikli Arabalar Görücüye Çıktı
« : Ocak 31, 2008, 03:42:38 ÖS »
paylaşım için thanks... :bye :bye :bye

149
Biyoloji / Çekirdek Bölünmesi
« : Ocak 31, 2008, 03:33:48 ÖS »
Çekirdek Bölünmesi

Uranyum ya da plütonyum çekirdeği gibi ağır bir atom çekirdeğinin hemen hemen eşit kütleli iki parçaya bölünmesi. Çekirdek bölünmesinde çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.

Doğada geçerli temel ilkelerden biri, her sistemin, engelleyici bir etki bulunmadığı sürece, potansiyel enerjisinin en alçak düzeyde olacağı biçimi alacağını öngörür.

Örneğin,bir dağın tepesinde bulunan su,engellenmediği sürece, aşağı doğru akar
Böylece potansiyel enerjisi giderek azalır ve kinetik enerjiye dönüşür. 1905' te
Einstein, enerji ve kütlenin aynı fiziksel niceliğin farklı görünümleri olduğu ve birbirlerine dönüşebileceğini ortaya koydu. Bir ağır elementin (atom numarası demirinkinden daha yüksek olan elementler) atomunun çekirdeği iki parçaya bölünürse, oluşacak iki çekirdeğin kütlelerinin toplamı, bölünen çekirdeğin kütle-sinden daha küçük olur ; bir başka deyişle iki çekirdekten oluşan yeni sistem daha az enerjiye sahiptir (aradaki kütle farkı, bölünme sırasında enerji olarak açığa çıkar). Bir çekirdek, yine de hemen bölünüp iki parçaya ayrılmaz. Bunun nedeni
çekirdeği oluşturan nükleonlar(protonlar ve nötronlar)arasındaki etkileşimi oluş-turan iki tür kuvvet arasındaki büyük nitelik farkıdır. Protonlar ve nötronlar arasında etkiyen ve çok kısa erimli bir çekme kuvveti olan çekirdek kuvvetiyle yal-nızca protonlar arasında etkiyen daha uzun erimli elektrostatik (Coulomb) itme
kuvveti, çekirdek bölünmesinin gerçekleşebilmesi için aşılması gereken bir potansiyel duvarı oluşmasına yol açar.Önüne set çekilen suyun aşağı doğru akama-masına benzeyen bu olguda, aşılması gereken bu potansiyel duvarına (bölünmeye uğrayabilmesi için çekirdeğe verilmesi gereken ek enerjiye)“bölünme engeli”
denir. Periyodik tabloda yukarı doğru çıkıldıkça, bir başka değişle daha ağır elementlere doğru gidildikçe bu engel alçaldığından, ağır çekirdeklerin bölünmesi
daha kolay gerçekleşebilir.

Bir çekirdeğin bölünmeye uğraması iki yolla gerçekleşebilir. Suyun aşağı akışını engelleyen duvarda bir delik açılmasına benzetilebilecek olan “kendiliğinden
çekirdek bölünmesi” olayı, doğada kendiliğinden ama çok seyrek olarak gerçekleşir. Bölünme için gereken ek enerjinin çekirdeğe dışardan, örneğin çekirdeğin soğuracağı bir nötron aracılığıyla verilmesi yoluyla gerçekleştirilebilen bölünme
ise,suyun düzeyinin,önündeki seti aşabilecek biçimde biraz yükseltilmesine benzetilebilir.Bu tür bölünme,nötron soğurulmasıyla sağlanabileceği gibi,başka par-


çacıkların (örnek: proton, alfa parçacığı, gama ışını) soğurulması yoluyla da gerçekleşebilir.

Çekirdek bölünmesinde yer alan olaylar dizisi altı aşamada ele alınabilir. Ağır çekirdek, bir parçacık (örnek: bir nötron) soğurarak ek enerji alır, bu da çekirde-ğin biçiminde hızlı değişmelere yol açar (1. aşama). Bu titreşimler sonucunda,
çekirdek, adı verilen uzamış bir biçim alır (2. aşama). Bu aşamada çekirdekteki
kuvvetler geçici bir denge durumundadır ; çekirdek eğer biraz büzülürse, bölünmez ve fazla enerjisinin, örneğin gama ışınımı salarak giderip özgün durumuna dönebilir ; ama eğer çekirdek biraz daha uzarsa, ikiye ayrılır (3. aşama).Sonuçta,
“bölünme parçaları” adı verilen iki çekirdek ortaya çıkar.Ayrıca birkaç nötronda
salınabilir. İkisi de pozitif yüklü olduklarından birbirlerinden hızla uzaklaşan bölünme parçaları, önemli düzeyde enerji fazlası içerirler ve ilkin “gecikmesiz nötron” olarak adlandırılan nötronlar sağarak (4. aşama), daha sonradan gecikmesiz gama ışınları salarak (5. aşama) bu enerjinin büyük bölümünü dışarı verirler. Bu aşamalarda salınan nötronları ve gama ışınlarının “gecikmesiz”olarak adlandırıl-ması, bunları, daha sonra ortaya çıkanlardan ayırt edebilecek içindir. Ortaya çıkan iki çekirdek, ilk uyarımdan gama ışını salınmasına değin geçen yaklaşık 10
saniyelik süreden sonra, durgunluğa erişirler. “Çekirdek bölünmesi” ürünü adı
verilen bu çekirdekler, radyoaktif bozunum yoluyla gama ve beta ışınları ile gecikmiş nötronlar salarak, birkaç saniye ile birkaç yıl arasında değişen bir süre içinde, karalım izotoplara dönüşürler (6.aşama). Çekirdek bölünmesi, ağır çekir-değe gerekli enerji fazlasını verebilen herhangi bir parçacık yardımıyla gerçek-leştirilebilir. Pozitif yüklü çekirdeğe en kolay girebilen parçacılar, elektrik yükü
taşıyan nötronlardır. Bölünmenin enerji açığa çıkaran bir süreç olmasının nedeni ise,bölünmede ortaya çıkan gecikmesiz nötronlardır, çekirdeklere girerek yeni
bölünmelere yol açarlar. Böylece bir kez başlatılan bölünme süreci kesintisiz sürebilir. Bu süreç zincirleme tepkime olarak adlandırılır.

150
Biyoloji / Canlılık ve Hücre (Konu Anlatımı)
« : Ocak 31, 2008, 03:32:58 ÖS »
Canlılık ve Hücre (Konu Anlatımı)

A. BİYOLOJİ ve CANLILIK

Biyoloji, canlıların her türlü hayat olaylarını inceleyen bilim dalıdır. Zooloji (Hayvan bilimi), Botanik (Bitki bilimi) ve Mikrobiyoloji (Mikroskobik canlı bilimi), olmak üzere üç ana bölüme ayrılır.

Biyolojinin bu bölümlerinin her birisi, canlının değişik özelliklerini incelemeleri bakımından kendi içinde de alt bölümlere ayrılır.



B. HÜCRENİN YAPISI

Bütün canlılar hücresel yapıdadır. Ancak virüsler hücresel yapıda olmayan canlılar olarak kabul edilir.


Bu resim büyük
Şekil: Bir hayvan Hücresinin Yapısı


Canlılar, ancak solunum, boşaltım, üreme, vs. gibi belirli özelliklere sahip olmakla cansızlardan ayırt edilebilir. Bu özelliklere, canlıların ortak özellikleri denir.

Bir zarla çevrili çekirdek taşıyan hücrelere ökaryot, belirgin bir çekirdeği ve zarlı organelleri bulunmayan hücrelere de prokaryot hücre denir.

Ökaryot hücreler zar, sitoplazma ve çekirdek olmak üzere üç ana bölümden meydana gelmiştir.



1. Hücre Zarı

Hücreyi dış ortamdan ayıran, madde geçişini sağlayan ve şeklini belirleyen çok ince bir yapıdır.

Zarın Yapısı: Yapısında yaklaşık olarak % 65 proteinler, % 33 lipidler ve % 2 kadar da karbonhidrat bulunur. Bazı proteinlerin arasında por isimli delikler bulunur.

Zardaki protein ve yağ molekülleri sürekli hareket halinde bulundukları için buna, "akıcı mozaik zar modeli" denir.

Bitki hücrelerinde, hücre zarının dış kısmında selüloz maddesinin birikmesiyle hücre çeperi denilen cansız ve kalın bir tabaka daha bulunur.

Turgor basıncının oluşmasına neden olur. Çeperin üzerindeki delikler zardakilerden daha büyük olup, geçit adını alır. Çeper cansız olduğundan geçitlerden sığabilen her türlü maddeyi geçirebilir. Bunun için tam geçirgen denir. Prokaryot hücrelerde de (bakteri ve mavi-yeşil alglerde) çeper vardır. Ancak yapısı selüloz değildir.



2. Sitoplazma

Çeşitli hücresel yapılar (organeller) ve hücre sıvısının (plazmanın) bulunduğu bölümdür. Hücrede birçok hayatsal olaylar burada gerçekleşir. Jelatinimsi ve kolloidal bir kütledir. Plazmanın içinde su, proteinler, yağlar, karbonhidratlar, tuzlar, vitaminler, hormonlar ve çeşitli iyonlar bulunur.



Hücre Organelleri

a. Endoplazmik Retikulum (E.R) : Hücre zarından çekirdek zarına kadar uzanan zarlı kanallar sisteminden oluşur.


Besin maddelerinin taşınmasından, artık maddelerin atılmasından ve bazı besinlerin depolanmasından sorumludur. Zarları üzerinde ribozom varsa Granüllü E.R, yoksa Granülsüz E.R adını alır.









b. Golgi Cisimciği : Endoplazmik retikulumdan meydana gelir. Salgı maddelerinin paketlenmesini ve salgı yapılmasını ve bazı sentez olaylarını sağlar.







c. Lizozom : Golgiden meydana gelir. Tek katlı zarla çevrili olup, içerisindeki sindirim enzimleri ile hücre içi sindirimini sağlar. Zarlı yapısı yırtılacak olursa hücre kendini sindirip yok eder. Bu olaya “otoliz” denir.





d. Ribozom: Yapısı protein ve RNA dan oluşur. Her hücre kendine özgü proteinlerini ribozomlarda sentezler. Zarla çevrili değildir ve iki alt birimden oluşur. Yoğun protein sentezi sırasında sitoplazmada yan yana gelerek zincir şeklindeki “polizom”ları oluştururlar.





e. Mitokondri: Çift zarlıdır. İç zarının kıvrımlarına “krista”, zarların arasını ve içini dolduran sıvıya “matrix” denir. Oksijenli solunum yaparak hücrenin enerji (ATP) ihtiyacını karşılar. Kendisine ait DNA, RNA, ETS ve ribozomları vardır. Bölünerek çoğalabilir.





f. Sentrozom: Sadece insan ve hayvan hücrelerinde bulunur. Birbirine dik iki sentriolden oluşur. Hücre bölünmesi sırasında kendini eşleyerek zıt kutuplara çekilir. Kromozomların kutuplara çekilmesini sağlayan iğ ipliklerininin tutunma yeridir.


g. Plastitler: Sadece bitkisel hücrelerde bulunurlar. Üç çeşidi bulunmakta olup, birbirlerine dönüşebilirler.


Kloroplast: Fotosentezinyapıldığı organellerdir. Kendine ait DNA, RNA, ETS ve ribozomları vardır. Çift katlı zardan oluşur. Mitokondri gibi bölünerek çoğalabilir. İç zarın uzantıları olan kıvrımlara grana, içerisini dolduran sıvıya ise stroma denir. Granalar içinde bitkiye yeşil rengini veren ve fotosentez için gerekli ışığı soğuran (emen) “klorofil” pigmentleri bulunur.

Kromoplast: Bitkilerde meyve ve çiçeklere özel renklerini verirler. Likopin (kırmızı), ksantofil (sarı) ve karoten (turuncu) olmak üzere üç çeşittirler.

Lökoplast: Renksizdirler. Genelde kök, gövde ve tohumda yoğun olarak bulunurlar. Nişasta ve diğer maddelerin depolanmasını sağlarlar.

h. Koful (Vakuol): Endoplazmik retikulumdan, golgiden, hücre zarından ve çekirdek zarından meydana gelebilirler. Kofullar bazı artıkların ve suyun depolanmasını ve bitkilerde turgor basıncının ayarlanmasını sağlarlar.

ı. Hücre Zarı Oluşumları : Özellikle emme görevi olan hücrelerde hücre zarı bir miktar sitoplazmayla dışa doğru uzantılar yaparak hücre yüzeyinin büyümesini sağlar. Bunlara “mikrovillus” denir.



Bazı hücrelerde ise kirpik (Sil), kamçı ve yalancı ayak denilen uzantılar oluşur.


3. Çekirdek (Nükleus)

Hücrenin yönetim, üreme ve kalıtım merkezidir. Dinlenme halindeki hücrede dört bölümde incelenebilir.

a. Çekirdek Zarı: Bu zar endoplazmik retikulumun devamı gibidir. Arasında porlar (delik) bulunur. Yapısı sitoplazmik zara benzer. Porları daha büyük ve zarı iki katlıdır.

b. Çekirdek Özsuyu: Homojen görünümlü olup içinde çekirdekçik ve kromatin iplikler (DNA lar) bulunur.

c. Çekirdekçik (Nukleolus): RNA ve bazı proteinlerden oluşmuştur.


d. Kromozom: Hücre çekirdeğinin temel yapısı kromatindir. Çünkü hücrenin kalıtsal materyalidir. Kromozomlar, DNA ve proteinlerden oluşmuştur. Bölünme zamanı kromatin iplikler kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluştururlar.

Normal vücut hücreleri ana ve babadan gelen birer takım kromozomu taşır. Bu tip hücrelere diploid hücreler denir ve (2n) ile gösterilir. Eşey hücreleri ve bazı basit yapılı canlılar yaşamları boyunca kromozom takımının yarısını taşırlar. Bu tip hücrelere ise monoploid denir ve (n) ile gösterilir.
 

Sayfa: 1 ... 8 9 [10] 11 12 ... 14