İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - OĞUZHAN

Sayfa: 1 ... 88 89 [90] 91 92 ... 118
1336
Bilim-Teknik / Dünyanın ilk uzay kazası gerçekleşti
« : Mayıs 02, 2009, 03:00:53 ÖS »
Dünyada ilk kez bulundukları yörüngede hareket eden 2 uydu çarpıştı.

Amerikan Uzay ve Havacılık Ajansı NASA’dan konuya ilişkin yapılan açıklamada, uyduların önceki gün, Sibirya’nın 805 kilometre kadar üstünde çarpıştıkları bildirildi.





NASA yetkilileri, 2 çok büyük enkaz bulutu meydana getiren çarpışmadan, uydulardan daha aşağıda bir yörüngede bulunan Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (UUİ) zarar görme riskinin düşük olduğunu söylediler.

NASA’dan yapılan açıklamada, çarpışmanın 1997 yılında uzaya fırlatılan Iridium isimli uydu telefon şirketinin iletişim uydusu ile, 1993’de yörüngeye oturan ve artık kullanılmayan bir Rus askeri uydusu arasında meydana geldiği söylendi.

NASA, çarpışma ertesinine ilişkin ayrıntıların birkaç hafta içinde belirleneceğini söylerken, diğer uzay faaliyetlerine olası etkisine düşük bir ihtimal veriyor.

Uydulardan birinin 560, diğerinin ise 950 kilogram olduğu bildiriliyor.

Çarpışmanın saatte 30 bin kilometreden fazla bir hızda gerçekleştiği tahmin ediliyor.

Uluslararası Uzay İstasyonu ve gelecek ay uzaya fırlatılacak mekik için ciddi bir tehdidin söz konusu olmadığı, ama uzmanların gelişmeleri yakından izledikleri bildirildi.

Uzaydaki onbinlerce nesnenin hareketleri düzenli bir şekilde takip ediliyor; ama iki uydunun şiddetli çarpışmasıyla açığa çıkan ve kontrolsüz hareket eden parçaların diğer uydulara hasar verebileceğinden kaygı duyuluyor.


1337
Bilim-Teknik / Ay’ın en ayrıntılı haritası çıkarıldı
« : Mayıs 02, 2009, 02:59:49 ÖS »
Ay’ın şimdiye dek çıkarılan en ayrıntılı haritasına göre, Dünya’nın doğal uydusunda çok az su bulunuyor ve kutuplarda şimdiye dek bilinmeyen kraterler yer alıyor.





Ay’ın içindeki sırları da ortaya döken haritayı hazırlayan uluslararası ekip, bunun için Japon uydusu SELENE’deki (Japanese Selenological and Engineering Explorer) lazerli altimetre (LALT) cihazından faydalandı.

Amerikan Science dergisinde yarın yayınlanacak Ay haritasını hazırlayan uluslararası bilimsel ekibin üyesi ABD’nin Ohio eyalet üniversitesinden Profesör C.K. Shum, Ay yüzeyinin içinde olup bitenler konusunda birçok şey anlatabileceğini belirterek, “Şimdiye dek Ay topografisi çok sınırlıydı ve şimdi bu yeni çok ayrıntılı haritayla Ay’da derinlerde bile çok az su bulunduğu doğrulanabilir” dedi.

Shum, bu bilgilerden Mars gibi diğer gezegenlerdeki su arayışları için de faydalanılabileceğini söyledi.


1338
Bilim-Teknik / Teksas semalarında alev topu görüldü
« : Mayıs 02, 2009, 02:58:57 ÖS »
Teksaslı görgü tanıkları, Pazar günü sabah saatlerinde gökyüzünde açıklanamayan bir alev topu gördüklerini belirtiyor.

Görgü tanıkları, geçtiğimiz pazar sabahı Teksas gökyüzünde arka arkaya parlayarak yanan bir alev topu gördüklerini ifade ettiler. Yerel bir televizyonun bir maraton sırasında yaptığı çekimde de görülebilen alevtopunun geçtiğimiz hafta gerçekleşen uydu kazasıyla ilgili olabileceği ifade ediliyor.

Georgetown’lı görgü tanığı Matthew Donelon “oldukça parlak turuncu-mor bir objenin gökyüzünde kuzeye doğru süzüldüğünü” gördüğünü belirtti. Donelon, objenin arkasında bıraktığı dumanın 15 dakika boyunca kaldığını, herhangi bir ses çıkarmadığını söyledi.

Bir başka görgü tanığı Max Lyon benzer bir şekilde bir obje gördüğünü, yumurtaya benzer bir şekle sahip bu objenin parlak, turuncu renkli bir merkeze sahip olduğunu, arkasında ise gümüş renkli, kuyruğa benzeyen bir iz bıraktığını ifade etti.


ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA) sözcüsü Roland Herwing, görülen alev topunun 10 Şubat’ta gerçekleşen uydu kazasıyla ilgili olabileceğini ancak, bu konuda ellerinde kesin bir kanıt olmadını söyledi.

1339
Bilim-Teknik / Güneş Sistemi’nin kör noktaları keşfedilecek
« : Mayıs 02, 2009, 02:57:30 ÖS »
Bilim insanları, tehlike arz eden bir durumla karşılaşırsa göktaşlarını havaya uçurmak zorunda kalabilirler.

NASA’nın Uzay’a gönderdiği yeni sondalar Dünya’yı tehdit eden tehlikeli göktaşlarını keşfederse bilim insanları Armageddon’da kullanılan yönteme başvurmak zorunda kalabilirler.


Güneş Sistemi’nin şimdiye kadar çok küçük bir kısmı keşfedilmiş olan Lagrange noktalarını keşfetmek için iki NASA sondası gönderildi. Bu noktalarda Güneş’in çekim gücüyle Dünya’nın çekim gücünün birbirini sıfırladığı ve objelerin ağırlıksız bir hale geldiğini ifade ediyor.







Şimdiye kadar Lagrange noktalarında ne olduğunu öğrenemeyen biliminsanları, bu noktalarda bulunan objelerin devasa boyutlarda olabileceğini tahmin ediyor.

Princeton Üniversites’inden Richard Gott, bu noktalarda büyük ve tehlikeli göktaşlarının bulunabileceğini ifade ediyor.

“Orada bulunan büyük bir göktaşı, saatli bir bomba olabilir” şeklinde konuşan Gott, çekim alanlarında oluşabilecek bir değişme nedeniyle göktaşlarının dünyanın üzerine gelebileceğini ve tehdit yaratabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Orada büyük bir göktaşıyla karşışırsak onu şimdiden yok etmek, tehdit ettiği zaman yok etmekten daha kolay olacaktır”.

NASA’nın Güneş ve Yeryüzü İlişkileri Gözlemevi’nden (Solar Terrestrial Relations Observatory -STEREO) fırlatılan L4 ve L5 ismindeki iki kaşif, yılın son günlerinde iki Lagrange noktasına ulaşacak. Alanlar çok büyük olduğundan, sondaların görevleri birkaç ay sürecek.

1340
Bilim-Teknik / En şiddetli Gama Işını patlaması gözlendi
« : Mayıs 02, 2009, 02:56:49 ÖS »
Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) geçen yıl 11 haziranda uzaya gönderdiği, “Fermi” teleskobu, evrende daha önce görülmemiş şiddette bir gama ışını patlamasını tespit etti.




Science dergisinde yayımlanan bildiride, astrofizikçilerin hesaplamalarına göre, Karina takım yıldızında geçen yıl eylül ayında meydana gelen bu patlamanın, aynı anda meydana gelen yaklaşık 9 bin süpernova patlamasına eşdeğer olduğu belirtildi.


GRB 080916C adı verilen patlamada açığa çıkan maddenin hemen hemen ışık hızında olduğu bildirildi.

Kaynaktan doğan en ekstrem ışınların, görülebilir ışıktan 30 milyar kez daha fazla enerji ilettiği kaydedildi.

Patlama, yaklaşık 12.2 milyar ışık yılı mesafede meydana geldi.

1341
Bilim-Teknik / Uzayda uçan halıya binecek
« : Mayıs 02, 2009, 02:55:52 ÖS »
Japonya, yüzlerce insan tarafından yapılan 1597 tekliften 'uygulanabilir' bulduğu 16 hayali önümüzdeki ay içinde Uzay'da gerçekleştirecek.

Japon Astronot Koichi Wakata, yerçekimsiz ortamda açacağı bir halının üzerine oturarak, şimdiye kadar insanların hayallerini süsleyen birçok eylemi gerçekleştirecek.





Anaokulu öğrencisinden 90 yaşındaki huzurevi sakinine kadar yüzlerce Japon tarafından dile getirilen 1597 hayalden 16'sını uygulanabilir bulan JAXA (Japon Hava Araştırmaları Ajansı), bu deneylerin Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Japonya'ya ait Kibo (Umut) laboratuvarında yapılacağını açıkladı.
45 yaşındaki Japon astronot Wakata, yerçekimsiz ortamda gözyaşı dökmek, giysi katlamak, havada sihirli bir şekilde kalan halı üzerinde oturmak, şnav ve mekik şekmek ve içinde su bulunan bir balonu patlatmak giibi şeyler yapıp neler olduğunu gözlemleyecek.

Astronotun Mart'ın son günlerinde başlayacak üç aylık görevi içinde gerçekleştireceği bu eylemler, saati 86 bin dolara mal olan astronotun gerçek görevinden fırsat bulduğu anlarda yapılacak.


1342
Bilim-Teknik / Dev göktaşı Dünya'yı 'teğet geçti'
« : Mayıs 02, 2009, 02:55:01 ÖS »
Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı NASA, geçen pazartesi günü devasa boyutlarda bir asteroidin (göktaşı) Dünya'yı ''teğet geçtiğini'' bildirdi.

NASA'dan yapılan açıklamada, yüzyıl kadar önce Sibirya'ya düşen ve yaklaşık 512 bin dönümlük bir alanı tahrip eden göktaşı büyüklüğündeki asteroidin dünyanın 78 bin 532 kilometre yakınından geçtiği kaydedildi.
Açıklamada, ''2009 DD45'' adı verilen asteroidin yapay uyduların yerküreye uzaklığının 2 katı, ayın uzaklığının ise 5'te 1'i biri kadar mesafeden geçtiği ifade edildi.

Söz konusu asteroidin Şubat ayı sonunda fark edildiği ve izlenmeye başlandığı, Dünya için tehlike oluşturmayacağının bu sırada belirlendiği de açıklamada yer aldı.

2009 DD45 isimli göktaşı, Güneş etrafında her 18 ayda bir çember çiziyor, ancak varlığı geçtiğimiz yüzyıl boyunca Dünya üzerinde hiç tehdit oluşturmamıştı.

"Potansiyel tehlike oluşturan" keşfedilmiş göktaşlarının sayıları her yıl artıyor. Son on yıl içinde geliştirilen sistematik yazılımlar gökyüzünü tarayarak bu sayının dramatik bir şekilde artmasını sağladı. Ancak bu sayının artmış olması tehlikenin büyüdüğüne yorumlanmıyor. Uzmanlara göre Ne kadar çok göktaşı bilinirse, yarattıkları tehditleri önlemek de o ölçüde mümkün oluyor.

1343
Kardeşim 1.konuyu bende kullanıyorum virüs felan yok ikinci konuda da virüs yok kontrol edildi ama ikinci link kırık olduğundan silinmiştir . Birde lütfen argo kullanma :bakk

1344
Bilim-Teknik / Yaşam Dünya'ya Ceres'ten mi geldi?
« : Mayıs 02, 2009, 12:52:31 ÖS »
Cüce gezegen Ceres, evrenin ilk anındaki göktaşı çarpışmalarından kurtulmuş olabilir. Bu olasılık, gezegenin hayatın beşiği olma ihtimalini doğuruyor.


Astrobiyolojistler, evrenin herhangi bir yerinde, belki de Güneş Sistemi'ndeki komşularımızdan birinde gelişmiş ya da gelişmemiş formda hayat bulma umudu içerisindeler. Çalışmalar daha çok Mars, Europa gibi buzlu uydu gezegenlerde yoğunlaşıyor. Ancak, Güneş Sistemi içerisinde yer alan daha az geleneksel noktalarda bulunan yaşam izleri gözden kaçmış olabilir.

İtalya'da gerçekleştirilen Uluslararası Yaşamın Kaynağı Konferansı'na Giessen Üniversitesi'nden katıan Joop Houtkooper, Dünya üzerindeki yaşamın cüce gezegen Ceres kaynaklı göktaşlarından gelmiş olabileceğini öne sürdü.





Güneş Sistemi'nde bulunan en küçük cüce gezegen olan Ceres, etrafında bulunan asteroid kuşağı ile biliniyor. 1801 yılında keşfedildiğinde gezegen olarak adlandırılan cüce gezegen, ardından asteroid sınıfına düşürüldü. Uluslararası Astronomi Birliği'nin "gezegen" tanımını yenilemesinin ardından cüce gezegen olarak adlandırılan Ceres, şimdilerde Dünya dışı organizmalara yuva olup olmadığı ile tartışılıyor.

Evrenin ilk zamanlarında "Geç Ağır Bombardıman" olarak bilinen bir dönemde asteroid yağmurları oluyordu. Houtkooper'a göre bu tehlikeli dönemden önce Dünya üzerinde yaşam varsa bile, büyük olasılıkla bu dönemde tamamen silinmiş, ve Güneş Sistemi'nin içini yerle bir etmiş bu kozmik enkazın içinden yeniden yeşermiş olması gerekiyor. Ceres'in Dünya üzerindeki yaşamın beşiği olması fikri de burada ortaya çıkıyor.

Enteresan bir şekilde, bombardıman döneminden beri ayakta kalabilmiş olan bu cüce gezegen, eğer bombardımana uğradıysa, üzerinde bulunan suyun tamamını sonsuza kadar kaybetti. Yaşadığı sarsıntılar nedeniyle dağılan su örtüsü, çekim gücü düşük olan gezegenin yüzeyinden uzaklaşmış olabilir. Bu teori, aynı zamanda yüzeyinde büyük kraterler bulunan ancak hiç su bulunmayan Vesta isimli asteroidin açıklanmasına da ışık tutuyor.

"Kanıtlar, Ceres'in Geç Ağır Bombardıman döneminden nispeten yara almadan kurtulduğunu gösteriyor" şeklinde konuşan Houtkooper, Ceres'in üzerinde biryerlerde halen "Güneş Sistemi'nin yaşıyla yaşıt bir hayat formuna evsahipliği eden bir su okyanusu" olabileceğini ifade ediyor.

Bu fikir, enteresan bir teoriyi beraberinde getiriyor. Teoriye göre, eğer Dünya bu ağır darbelerle sterilize edildiyse, ve Ceres'in evsahibi olduğu yaşam kurtulduysa, cüce gezegen Yeryüzü'nde oluşacak yeni hayatın tohumlarını atmış olabilir. Teoriye göre Ceres'ten kopan parçalar veya etrafında dolaşan asteroidler, cüce gezegenin çekim alanından ayrılmış ve Dünya üzerine hayatı getirmiş oalbilir.

"Güneş Sistemi'nde bulunan okyanusa bir zamanlar sahip olmuş, halen sahip olan veya olabilecek gezegenleri kontrol ettim" açıklamasının ardından Houtkooper şöyle konuşuyor: "Venüs, muhtemelen ilk zamanlarında bir okyanusa sahipti, ancak gezegenin büyük kütlesi ondan bir parçayı koparıp Dünya'ya yollayabilmek için için daha büyük bir güçle çarpılmasını gerektiriyor. Ceres gibi daha küçük objeler, üzerindeki parçaların ayrılabilmesi için daha düşük güce ihtiyaç duyuyorlar."

Bu bilginin ışığında yörünge yollarının bir hesaplamasını yapan Houtkooper, asteroid, uydu, cüce gezegenlerden oluşan büyük bir olasılık listesinin içinden en olası seçeneğin Ceres olduğunu hesapladığını belirtiyor. Hesaplamalara göre, Ceres'ten kopmuş bir parçanın Dünya yolu üzerinde başka biryerlere çarğmadan hedefine ulaşabilmesi, diğer olasılıkların hepsinden daha yüksek.

Ceres üzerindeki hayatın da halen devam ettiğini iddia eden Houtkooper, okyanusun halen Ceres üzerinde bulunduğuna inandığını ifade ediyor. Yüzeyde hayatın bulunmasının daha zor olacağını belirten bilim adamı, yine de yüzeyde hidrojen-peroksit odaklı yaşamın bulunabileceğini belirtiyor. Henüz Ceres'in yüzeyinde hidrojen-peroksitin bulunup bulunmadığı bilinmiyor ancak, olmaması için de geçerli bir kanıt yok.


1345
Bilim-Teknik / Discovery UUİ'ye kenetlendi
« : Mayıs 02, 2009, 12:51:24 ÖS »
Toplam 13 gün uzayda olacak Discovery, Uluslararası Uzay İstasyonu'na kenetlendi.

Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) tarafından gönderilen Discovery uzay mekiğinin Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştığı ve Avusturya üzerinde, yerden 350 kilometre yüksekte istasyonla başarılı bir kenetlenmenin gerçekleştirildiği bildirildi.
Yetkililer, kilitlenmeden önce istasyondaki astronotların fotoğraf çekmesi için mekiğin kendi çevresinde 360 derece döndüğünü belirterek, mekiğin dış yüzeyinde sorun olup olmadığını incelenmesi amacıyla çekilen fotoğrafların 200 kadarının hemen dünyaya (NASA'ya) gönderildiğini, bunun 2003'deki Colombia mekiğinin uğradığı felaket sonrası standart prosedür olduğunu kaydetti.

Discovery'nin getirdiği 4'üncü ve son çiftli güneş panelinin UUİ'ye bu hafta sonuna kadar takılması planlanıyor. Halen 4'ü bir tarafta, 2'si diğer tarafta olmak üzere 6 güneş paneli bulunan UUİ için gerekli enerji, yeni panellerin de takılmasıyla toplam 8 güneş panelinden üretilecek.

1346
Bilim-Teknik / Galaksilerin çarpışması görüntülendi
« : Mayıs 02, 2009, 12:50:48 ÖS »
NASA'nın Spitzer teleskobu şimdiye kadar görülmemiş büyüklükteki bir galaksi çarpışmasını kaydetti.

Hiçbir şey kalabalığı görülmeye değer bir çarpışmadan daha kısa sürede toplayamaz. Bu bir F1 yarışı kazası da olabilir, galaktik bir patlama da. İki galaksinin çarpışması sonucunda yeni bir galaksinin ortaya çıkışı bilinen, ancak pek de sık görülen bir olay olmasa da, bu görüntünün peşinden koşanlar hiç de az değil.




Şimdiye kadar görüntülenen çarpışmalar olsa da, Nasa'nın Spitzer Uzay Teleskobu'nun kaydettiği son çarpışma tam anlamıyla bir "tren kazası". Şimdiye kadar kaydedilen en büyük galaksi çarpışmasını kaydeden Spitzer, her biri Güneş'in yoğunluğundan milyonlarca kez daha büyük olan iki kara deliğin etrafında var olan devasa iki galaksinin çarpışmasını gösteriyor.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi çalışanlarından Stephanie Bush "Görüntüyle ilgili en heyecanlı olan şey bunun tamamen kendine has bir çarpışma olması" şeklinde konuşuyor ve ekliyor; "İki galaksinin çarpışarak birleşmesi oldukça kısa bir süreç, enkazı gördüğünüz anda aslında birleşme tamamlanmış demektir, bu olay evren içinde bize yakın yerlerde pek görülmüyor".

1347
Bilim-Teknik / Opportunity, Endeavour kraterini gördü
« : Mayıs 02, 2009, 12:50:06 ÖS »
Mars'a sadece üç aylığına gönderilen ancak 5 yılı aşkın süredir görev başında bulunan ikiz robotlar Opportunity ve Spirit, tüm zor koşullara rağmen bilimsel çalışmalarını sürdürüyor.

Robotların bilimsel aygıtlarının sorumlusu Cornell Üniversitesi'nden Steve Squyres, dev kratere şu anda kuş uçuşu 12 kilometre uzaklıkta bulunan Opportunity'nin güzergahı üzerinde zaman zaman mola vererek, Mars toprağında bilimsel araştırmalar yapacağını belirtti.





Geçen ağustosta 2 yıl incelediği 3,2 kilometre çapındaki Victoria Krateri'nden başarıyla tırmanarak düzlüğe çıkan Opportunity, ilerleyişi sırasında vereceği molalarda, normalden fazla elektrik akımı çeken sağ ön tekerleğini de dinlendirme olanağı bulacak. Bu yöntem robotun daha önce tekerleklerinde çıkan bazı arızaların giderilmesinde yardımcı olmuştu.
Opportunity'nin Mars'ın diğer yüzündeki ikizi Spirit de zor bir güzergahta ilerleyişini ve bilimsel çalışmalarını sürdürüyor.

1348
Ünlü fizikçi Stephan Hawking, kızı Lucy ile birlikte çocuk kitabı yazdı. Kitabı okuyanlar evrende seyahate çıkarken, bir taraftan da kozmoloji ve fiziğin temel bilgilerini öğrenecek.

‘Zamanın Kısa Tarihi’ adlı kitabıyla milyonlarca insanı kozmolojinin temellleri ve karadeliklerin yapısı ile tanıştıran Stephan Hawking, şimdi de çocukları evrenin derinliklerine bir yolculuğa çıkarıyor.
Kızı Lucy ile birlikte yazdığı ‘Geroge’un Kozmik Hazine Avı’ adındaki kitapla Hawking, evren hakındaki üç önemli soruyu çocuklarla paylaştı; ‘Evrende yalnız mıyız?’, ‘Karadeliklerin içinde neler oluyor?’ ve ‘Big Bang’de neler oldu?’






Kitabın konusu kısaca şöyle: George’un en iyi arkadaşı Anne’in yardıma ihtiyacı vardır. Anne’in babası bir uzay programında çalışmaktadır ama işler ters gider. Proje çerçevesinde Mars’a yollanan robot garip davranışlar sergilemektedir ve Anne, babasının bilgisayarındaki olağan dışı mesajların buna neden olduğunu keşfetmiştir.

1349
Bilim-Teknik / Titan Dünya'yı anımsatıyor
« : Mayıs 02, 2009, 12:47:58 ÖS »
Cassini uzay aracı, Satürn'ün uydusu Titan'ın Dünya'yı anımsatan birçok yerin haritasını çıkardı. Titan'da denizler, göller, nehirler, kuru akarsu yatakları, dağlar, kum tepecikleri ve lav akıntıları görüntülendi.





Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA), Cassini uzay aracının, Satürn gezegeninin uydusu Titan'ın yeni film ve görüntülerini göndererek, bu gökcisminin Dünya'ya benzer manzaralarına yenilerini  eklediğini bildirdi.
NASA'dan yapılan açıklamada, Cassini'nin gönderdiği stereo çift radar görüntülerinden yeni kuşuçuşu topografik haritalar yapıldığı belirtilerek, Cassini uzay aracının Titan üzerinde yaptığı 19 uçuşta elde edilen radar ölçümleriyle Titan yüzeyinin yüzde 2'sine karşılık gelen 20 bölgenin haritalarının çıkarıldığı kaydedildi.

Haritaları ekibiyle birlikte hazırlayan Amerikan Jeoloji Araştırmalarına bağlı Astrojeoloji Bilim Merkezinden Randy Kirk, "Cassini'nin alçak irtifadan uçuşu sayesinde, Titan'ın kapsamlı kuş uçuşu görüntülerini elde ettik. Bu sayede bazıları Dünya'yı anımsatan birçok yerin haritasını çıkardık. Büyük denizler, küçük göller, nehirler, kuru akarsu yatakları, dağlar ve kum tepecikleri, lav akıntıları..." diye konuştu.

Kirk çalışmasını, dün Texas Woodlands'de düzenlenen Ay ve Gezegenler Konferansında sundu.Görüntüler, NASA'nın internet sayfasında da yayımlandı.

NASA ve Avrupa Uzay Kurumu (ESA) ile İtalyan uzay ajansının ortaklaşa yürüttüğü Cassini-Huygens projesini, NASA'nın California Pasadena'daki Jet Motorları Laboratuvarı yönetiyor.

1350
Bilim-Teknik / 'Yaşam' olan gezegen bulundu
« : Mayıs 02, 2009, 12:46:53 ÖS »
Dünya'dan 2 milyon ışıkyılı uzaklıkta bize en yakın gökada olan Andromeda'da bilim adamlarını çok heyecanlandıran keşifte bulunuldu.

Hubble, Chandra teleskoplarıyla Hawaii'de 4200 metrelik rakımda kurulu Mauna Kea Keck İkiz Teleskopunun yardımıyla yapılan keşifte, Andromeda'daki gezegende Dünya'nın jeolojik zaman dilimlerinden Devon'a çok benzeyen bilgisayar bulguları sağlandı.
ABD'nin California Teknoloji Kurumu (Caltech) ile aynı eyalette kuruma bağlı Pasadena'da kurulu 70 yıllık köklü ordu tesisi olan, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesine (NASA) bağlı Jet Motorları Araştıma Merkezi (Jet Propulsion Laboratory: JPL), ilk olarak Almanya'da Max Planck fen bilimleri kurumunun tespit  ettiği büyük buluşu doğruladı.

Dünya'nın 395-280 milyon yıl önceki haline çok benzer bulgular elde eden astrofizikçilerle jeologlar, "Bu gezegende yaşam mutlaka var. Çünkü gezegenin çapı ve beslendiği güneşın (yıldızın) uzaklığı, Güneşimiz ve Yer'e yakın, yani tahminen 14 bin km ve 168 milyon km uzaklıkta" dediler. Dünya'nın çapı yaklaşık 12 bin km.
         
         
Almanya'nın güneybatısında Baden-Württemberg eyaleti Heidelberg kentindeki Max Planck fen bilimleri atomaltı fiziği araştırma kurumundan astrofizikçi Sascha Kempf, demecinde şunu söyledi:"14 bin km çaplı Andromeda gökcisminde mevcut olabilir gözüken 'O' derece sıcaklık hem don, hem erime, hem buharlaşma için eşik değer taşıyor. Bu yüzden buradan yükselen güzel kara buhar bulutunu kaydetmiş bulunuyoruz. Kara buhar bulutlarının arasında yumuşakçalar, kafadanbacaklılar, bizde fosilleri bulunan envai çeşit balık ve iğneyapraklılara benzer çok zengin bitki örtüsü için son derece yoğun ortam saptandı."JPL'den Henry Wallach ile Avrupa Uzay Kurumundan (ESA) Fransız Prof. Paul Givernique, "Katalog numarasıyla bu MCMXCIX-II gezegeninde 'ileride' insan benzeri varlıklar neden yaşamasın" dedi. ESA'nın yapacağı, 10 yıl içinde dünyada gelmiş geçmiş en büyük teleskop olacak olan 100 metre ayna çaplı OWL'a (Overwhelmingly Large Telescope: Muazzam Engin Teleskop) destek veren JPL'den şu kayıt düşüldü:"Bilhassa Mauna Kea yanardağının 4 bin 205 metrelik rakımında Hawaii-Keck ikiz teleskoplarımız, Andoremada'da muazzam ilginç Dünya'ya benzer gökcismini çok uzaktan da olsa görebilmiştir."

Sayfa: 1 ... 88 89 [90] 91 92 ... 118