İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Gamzeli

Sayfa: 1 ... 881 882 [883] 884 885 ... 939
13231
Edebiyat ve Şiir / Ynt: Yağmur
« : Kasım 09, 2007, 12:25:49 ÖÖ »
oooo süper :yasa :yasa :yasa paylaşım için sağol
beğendiğine sevindim... :.8

13232
Şarkı Sözleri / Ynt: Zeynep Casalini - Dokunma Bana
« : Kasım 08, 2007, 10:12:14 ÖS »
canım bu bizim şarkımızdı hatırlarsan...okuldayken az söylemiyorduk... :agla

13233
Şarkı Sözleri / Ynt: İzel - Ah Yandım
« : Kasım 08, 2007, 10:11:03 ÖS »
evet benimde şarkım... :agla

13234
Şarkı Sözleri / Ynt: Emre Altuğ - Aşk-ı Kıyamet
« : Kasım 08, 2007, 10:08:01 ÖS »
çok anlamlı bulduğum bir şarkı.. :agla :agla :agla

13235
Şarkı Sözleri / Ynt: Ebru Gündeş - Hani
« : Kasım 08, 2007, 10:05:17 ÖS »
superr sarkı... :yasa :yasa :yasa :yasa
aynen.. en sevdiğim şarkılar arasında... :ok :ok

13236
Başınızdan Geçen Komik Bir Olayınız Var Mı? / Ynt: ToST
« : Kasım 08, 2007, 06:29:50 ÖS »
Olur cnm yanlış anlamaa  ;) aslında ben de ilk defa okurken tost yaptırmış deyince dedim saçına falan mı bulaştı gibisin den saçma saçma düşünüp bir yandan da okumaya devam ettim yani  :yima
:kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat :kat
gülmeee  :kk
ben gülerim.. :.8 :.8 :.8

13237
Atatürk Köşesi / MUSTAFA KEMAL (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)
« : Kasım 08, 2007, 04:52:10 ÖS »
MUSTAFA KEMAL


Dünyada tabiatın binbir tecellisi var,
Korkunç olursa kıştır,munis olursa bahar.
Görmüşe benzer mi hiç bahsetsem ikisinden
Birinin tipisinden, ötekinin sisinden.



Bazen durgun denizin görürüm taştığını,
Yükselen dalgaların göğe yaklaştığını,
O dalgalar ki yılda yalnız bir gün şahlanır,
Şahlandı mı ne kıyı, ne koy, ne  yelken tanır..
Engini alt üst eden bu rüzgarların adına,
Bazıları şimşek der, bazıları fırtına.



Kara toprakta bir dev var geçmez ele.
Sarsıntısından bilir insan: Zelzele..
Dalganın, fırtınanın yeri yurdu bu toprak
Lazım mı ki her kuvvete ayrı ayrı ad komak?
Bize sorsan onların hepsini bir ederiz,
Sonra onun adına
MUSTAFA KEMAL
deriz...
                               

~ Faruk Nafiz ÇAMLIBEL ~


13238
Atatürk Köşesi / RESİM (Behçet NECATİGİL)
« : Kasım 08, 2007, 04:49:45 ÖS »
RESİM

Her gün
Enginlerden engin
Yücelerden yüce
Bir duygu sarar bizi
Bu sınıfa girince.

Yanda, bir uçtan bir uca.
Mavi deniz
Odanın içinde güneşleri bulunca.
Isınırız.

Enginlerin engini deniz olsa
Deniz ufak!
Yücelerin yücesi güneş olsa
Güneş küçük!

İlk günü gördük, nerden geldi:
Duvardaydı
Denizleri, güneşleri
Küçülten büyüklük.

Kürsünün üstünde bir resim:
Gözleri denizlerden mavi
Bakışları güneşlerden sıcak.
Dört mevsim.

Kürsünün üstünde:
Atatürk'üm, arkasında al bayrak
Kolları kavuşturmuş göğsünde.

Bu resimle başlar bizim günümüz
Karşımızda Atatürk'ü gördükçe
Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.

Öğretmenimizin kürsüde
Verdiği dersi
Dinler bizimle birlikte
Atatürk'ün resmi.

Çalışkanız, çünkü
Çalışınca
Bakarız, Atatürk güldü.

Bir yanlışlık yapsak
Bulutlanır gözleri
Anlarız Atatürk üzüldü.

Gelsek kürsünün dibine
Görür bizi
Eğilince.

Kalksak, gitsek gerilere
Otursak arkalarda;
Başımızı kaldırmadan duyarız:
Atatürk orada.

Öteki odalarda
Başka başka resimleri Ata'mın.
Atatürk'üm artık ömrüm oldukça
Bu resminle karşımdasın!

Yok hiç birinde
Bundaki tılsım
Değişen çizgilere
Canlı gibi bu resim.

Öyle canlı ki sanırım
Bende bir gün okulu bitirince
Uzanan ellerinle
Okşanacak sırtım.

Öyle canlı ki, sanırım
Karanlık bile olsa
Aydınlanır yollarım.

Tıpkı sınıftaki gibi
Yapacağım bir işte
Bu resmindir rehberim:
Kötülüğe uzanırsam
Çat kaşlarını
Tutulsun ellerim .

Tıpkı sınıftaki gibi
Bütün ömrüm boyunca
Yaptığım her işte
İyi, doğru oldumsa
Sevincini belli et.
Gülümse !

Yaprak yaprak dökülürken önümde
Her yıl dört mevsim;
Sınıflar içinde yalnız bu sınıf
Resimler içinde yalnız bu resim !
                               

~ Behçet NECATİGİL ~

13239
Atatürk Köşesi / ATATÜRK'Ü DUYMAK (Behçet NECATİGİL)
« : Kasım 08, 2007, 04:44:40 ÖS »
ATATÜRK'Ü  DUYMAK


Ulu rüzgarlar esmedikçe,
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç?
Dalgalanırsa bayrak, bayrak gibi.



Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik,
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.



Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: usanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene,
Bir ışık-kaynak gibi.



En yakınlar zamanla fersahlarca uzak gibi;
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz
Daha da yakınsın, daha da sıcak.
Bıraktığın toprak gibi.



Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz:
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi.
Ancak senin havanda sağlıklar, esenlikler;
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi...
                               

~ Behçet NECATİGİL ~

13240
Atatürk Köşesi / ATATÜRK'Ü DİNLERKEN (Behçet Kemal ÇAĞLAR)
« : Kasım 08, 2007, 04:37:51 ÖS »
ATATÜRK'Ü DİNLERKEN 

Yay yine gerilmede, fırlayacak yine ok;
Yine vatanımızın yeryüzünde eşi yok;
Bozkurt, Ergenekon'u yeni delmiş gibidir:
Her biri ihtiraını seyre gelmiş gibidir.

Kalpler ellerde çarpar gibi alkış kopuyor;
Her ruh bir tutam ışık ve her göz bir damla kor:
En büyük, en sevgili, en genç, en mert geliyor;
Dünya imtihanını veren tek fert geliyor;

Kürsüye her çıkışta, Türk daha yükselecek,
Dinle: Her cümlesinde doğuyor bir "gelecek"
Aslan, insan ve Tanrı bir arada bu başta,
Kıvılcımlar doğuyor bastığımız her taşta.

Önümüzde mesafe ve zaman çökmekte diz;
Bir İnönü azmiyle ardındayız hepimiz.
Yerine getirmeye yeni dileklerini,
Koymuş on yedi milyon, yola yüreklerini.

"Marş! Marş! Öz yurdu fethe!" Şimdi manen, yeniden:
Deliyor dağı taşı öncümüz gibi tren,
Fabrikalar kalemiz, kanallar siperimiz
Ve bu fetih olacak bizim şaheserimiz...
                               

~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~

13241
Atatürk Köşesi / NÖBETÇİ MİLLET (Behçet Kemal ÇAĞLAR)
« : Kasım 08, 2007, 04:36:24 ÖS »
NÖBETÇİ MİLLET

Yaradan hey Yaradan !
Dört yıl değil bin yıl geçse aradan
Sensin ateş diye kanımızdaki
Sesin ışık diye önümüzdeki !
Ey yanımızdaki
Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan
Sınırsız mavi umman hey !
Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın
Sen her köpürüp taşmanda;
Her konuşmanda
Milletin alın yazısını yeniden yazardın..


Bakışların inanmayanı ezerdi
Sağ kolun bir tırpana benzerdi:
Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı.
Cümlelerin ya örsten kalkardı
Ya çıkardı kından.
Başak saçların sarkardı harman alnından:
Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine.
Milyonlar katılırdı sözlerine
Mıknatısa koşan zerreler gibi.
Köhne kanaatler, köhne küreler gibi
Sözünde çarpışıp düşerdi.
Tam sustuğun gün kıyamet oldu
Tam konuştuğun anlarsa mahşerdi:
Rab, gökte "dinleyin" derdi meleklerine;
Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine;
Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine:
Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine.
Şimdi nöbetçi olmak için Anıtkabrine
Tamamlayabilmek için tavafını
Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını
Tutuyor nöbet..


Bu millet:
Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan,
Bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan,
Bu, Timur'u, Atilla'yı, Oğuz'u
Bu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Yavuz'u
Bu, seni yetiştiren ulu millet.
Vakar ve haysiyetle dimdik
Uyanık, tetik
Anıtkabrinde tutuyor nöbet.
Dünya dönüp dolaşıp
Boğazlaşıp dalaşıp
Ergeç ve ancak
Milli misaklarda karar kılacak.


Ey en büyük usta!
Düşünen olmadı bu hususta
Senden evvel ve senden ileri.
İlk müjdeyi, ilk haberi
Senden almıştı cihan
Ta o zamandan
Anlayamadığına yansın.
Sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği
Uğrunda milyonların seve seve öleceği
En büyük maksat için
Dünyaya ilk karşı koyansın.
Nasıl içimizdeysen bütün varınla
İşte öylece dünya davalarındasın!
O ışık saçların, o alev sözlerinle
O gök gözlerinle sen.


Ey ıssız geceler içinden
Bize eşsiz sabahı getiren!
Ey asırlardır dul bayrağın eşi,
Ey geceyarılarımızın güneşi,
Ey ışık saçlar,
Ey yele kaşlar,
Ey çekilmiş hançer bakışlar,
Ey fikri döven şakaklar,
Ey kalem parmaklar,
Ey ay-yıldızlı el,
Ey en güzel,
Ey en büyük,
Ey Atatürk!
Getir dudaklarını bir bir alnımıza koy,
Dağlansın ateşinle bu soy.
Oy Atatürk oy!


İrkilmez Ata çocuğu irkilmez:
Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez
Biz varken senin hisarının burçları:
Bakışlarımız kılıç uçları,
Bekliyoruz devrimini biz.
Çökmeyeceğiz diz..


İsterse hayat zehrolsun,
İsterse refah kahrolsun,
İsterse kurşun düşsün yanımıza, belimize,
İsterse geçinmek için, bir dilim
Kuru ekmek geçmesin elimize.
Halel gelmez bizim ateşimize;
Dünya düşse peşimize,
Yer sarsılsa yerinden,
Ne senden geçeriz, ne senin eserinden ...
                               

~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~

13242
Atatürk Köşesi / AĞIT (Behçet Kemal ÇAĞLAR)
« : Kasım 08, 2007, 04:34:25 ÖS »
AĞIT

Yok gayri bizlere uyku dünek vay,
Kime bel bağlayak, kime dönek vay,
Vay amansız ecel, alçak felek vay,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Ağla gözüm ağla, yaşlar dil olsun,
Kurumuş dereler baştan sel olsun,
Çiçek kara açsın, çayır kül olsun,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

En büyük, en güzel, en yiğit kayıp,
Dereler denizler çağlar ağlayıp,
Rabbim de gözyaşı dökmezse ayıp,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Her gittiği yerde o şan verirdi,
Aslan bakışını görse erirdi,
Kaşları yeleden nişan verirdi,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Bakışları şimşek gibi çakardı,
Yarını görürdü, düne bakardı,
Kürsüye çıktı mı, arşa çıkardı,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Her belâyı önler, arda atardı,
Dermandı her dalda, hemen yeterdi,
Babamızdı, elimizden tutardı,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Kaybını yıldızlar bile bileler,
Kırıla kanatlar, sola yeleler,
Kurt kuş duyup cenazene geleler,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Millet Atan gitti, başın sağ olsun,
Ölümü devr açsın, yeni çağ olsun,
Dağlar birer birer yanar dağ olsun,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Gitti, her ocağın söndü alevi,
Yeryüzü dediğin bir ölü evi,
Cihan türbe olsa almaz o devi,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Dönmüş denizler gözyaşı taşına,
Dünya ortak çıkmış Türk'ün yasına,
Her evden bir ölü çıkmışcasına,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Gökler ağıtlardan titriyor kat kat,
Düştü üstümüze gerilen kanat,
Onsuz dünya yarım, insanlık sakat,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

O hep dolu tuttu, boş atmadıydı,
Söz verince yaptı, aldatmadıydı,
On beş yıl tek burun kanatmadıydı,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Bizdendi sevinci, bizdendi derdi,
Biz uyurduk, o bizleri beklerdi,
Uyudu, nöbeti bizlere verdi,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Kuru yapraklara benzedik bu güz,
Her göz kan içinde, sapsarı her yüz,
Milyonlarız bir babadan öksüzüz,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Gök düşsün toprağa, toza belensin,
Mezarına gece yıldız elensin,
Şehitler doğrulsun, nöbet dolansın,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.

Dünya hem kahr olur, hem onu gömer,
Yıldızlar kandildir, semalar kemer,
Sus, boğulayazdın, sus Aşık Ömer,

Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı...
                               

~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~

13243
Atatürk Köşesi / ON KASIM MEKTUPLARI (Behçet Kemal ÇAĞLAR)
« : Kasım 08, 2007, 04:29:05 ÖS »
ON KASIM MEKTUPLARI

- 1 -

ATATÜRK'E


Yine harmanımız rüzgâr bekliyor;
Es yine es yine, samanı savur.



Çak yine, çak yine, Masmavi Şimşek!
Bu kutsal çorağın özlemi yağmur.



İn yine, in yine, Sarı Yıldırım!
Ayrıklı tarlayı aydınlat, kavur.



Bugün de gecede sayıklayan var,
Bugün de yobazca adımız gâvur
Dal şu yüce dağlar gibi tekneye
Sevgi ekmeğini mayala, yuğur.



Doğ yine, doğ yine yurdun üstüne
Sensiz yüreklerin ateşi soğur..


- 2 -

SEVGİLİYE


Üç şeyin üstüne can-baş koymuşum:
Anayurt, Atatürk ve sen, sevdiğim!



Kavak yeli esmez benim başımda
Atatürk rüzgârı esen, sevdiğim!



Diz çök Anıtkabrin mermerlerine
Herkesi kıskanıp küsen sevdiğim



Mustafa Kemal'in neferiyim ben;
Haklısın kölesi desen, sevdiğim!



Belki çıkacağız yine savaşa
Ki kalasın sen sağ-esen , sevdiğim!



Öp beni alnımdan, uğurla, bekle
Erliğimden şüpheliysen, sevdiğim!


- 3 -

ATATÜRKÇÜLERE


Öyle sırtüstü yatıp dinlenecek gün değil;
Daha yapacağımız çok şeyler var, çocuklar!



Ne kadar erken yağdı, gördünüz ya, yeniden
Nice güvendiğimiz dağlara kar, çocuklar!



İlerden, ta uzaktan el ediyor durmadan
Batılı arkadaşlar; vaktimiz dar, çocuklar!



Toplandık mı başbaşa, verdik mi el ele biz
Su çekilir, dağ çöker, bora susar, çocuklar!



Hele kuru kütükler ayıklansın bir kere
Tadından çatlayacak dallarda nar, çocuklar!



Sizi bir bir tanıyıp alnınızdan öpmeye
Mustafa Kemal yolda, hey bahtiyar çocuklar!


- 4 -

YENİ MİLLETVEKİLLERİNE


Haklısınız, bir büyük millete vekilsiniz;
Göğsünüz, kıvanç dolu, gerildikçe gerilir.



Bilin ki Atatürk'ün kurduğu Ankara'ya
Atatürk'ün yolundan yürünerek girilir.



Anıtkabre gidip de yürekten baş eğmeyen
Günü gelir çarpılır, düşer, yere serilir.



Bir avuç yobaz için, bir sürü cahil için
Devrimi çiğneyecek ayak varsa, kırılır.



Bir de bakarsınız ki her meydanda bir kere
Her genç Türkte bir kere bir Atatürk dirilir.



Bir an unutmayın ki Atatürk ülkesinde
Ahiretten önce de Yüce Divan kurulur...

                               

~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~


13244
Atatürk Köşesi / ATAM İZİNDEYİZ! (Aziz NESİN )
« : Kasım 08, 2007, 04:09:38 ÖS »
ATAM İZİNDEYİZ!  


Atam, hala yaşıyorsak:
Edepsizlik sayesinde!
Altı oku soruyorsan,
Politika dehlizinde!



Hele partin senden sonra,
Devrimlerin tavizinde!
Vasfedeyim halimizi,
Kalemime ver izin de!



Yobazlarla gericiler,
Onlar bizden daha zinde!
’Atam, Atam..’ derler ama,
Bir adınız var sizin de..



Halkçılıkla devletçilik:
Anlatamam, çok hazin de..
Çoktanberi sahteciler,
Ağır çeker her vezinde!
Tek umut var, o da yalnız,
Amerikan dövizinde!



Sorma Ata’m, halimizi,
Hal mi kaldı anlatacak..
İşte geldik dizindeyiz!
Yata yata çok yorulduk,
Tatil yaptık, izindeyiz!



Sanayide henüz daha,
Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz!
Geçeceğiz Avrupa’yı
Ama şimdi izindeyiz!



Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz!



Evet, doğru söylemişsin:
’Türk milleti çalışkandır! ’
Biz de senin tezindeyiz!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz!



Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz, vah izindeyiz!
Bugün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz!



İlerledik Ata’m öyle,
Şimdi görsen tanımazsın:
Amerikan tarzındayız!
Arasan da bulamazsın,
Otuz yıdır izindeyiz!
                               

~ Aziz NESİN  ~

13245
Atatürk Köşesi / KALPAKLI SÜVARİ (Attila İLHAN)
« : Kasım 08, 2007, 04:07:07 ÖS »
KALPAKLI SÜVARİ


Gecenin arkasında bir yerde,
Ufaldıkça gaz lambaları,
Nehrin omuzlarına yaslanıp
yaşlı ve dindar
Yalnızlıktan soğumuş dağlar,
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde,
Köylüler böyle diyorlar,
Yatsıları..



Nal sesleri duyulur mu yağmur olursa
Ne mümkün
En usul havalarda duyulacak
Erzurum'a doğru şah damarın oynar gibi,
Gören eden yok, her nasılsa
Kalpaklı olduğunu biliyorlar.



Bir elinde kılıç, bir elinde sancak,
Kemah köylüğünde,
Fakir fukaraya azık dağıtasıymış,
Üçer arşın kefenlik,
İçlik ve mintan,
Birer kese sarı lira cep harçlığı,
Olur mu  olmaz mı
Orası bilinmiyor..



Tılhas’ta bir kağnıya  dokunmasıyla
bir ne halsa,
Araba traktöre tebdil olmuş
Allah tarafından.
Tercan toprağındaki kerametini
Anlata anlata bitiremiyorlar.
Köylüler böyle diyorlar..



Gecenin arkasında bir yerde,
Ufaldıkça gaz lambaları,
Nehrin omuzlarına yaslanıp
yaşlı ve dindar,
Yalnızlıktan soğumuş dağlar,
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış
gizlilerde,
Köylüler böyle diyorlar   
yatsıları..



Kemal Paşa'dır diyorlar...
                               

~ Attila İLHAN ~[/
color]

Sayfa: 1 ... 881 882 [883] 884 885 ... 939