Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Mesajlar - Gamzeli
Sayfa: 1 ... 863 864 [865] 866 867 ... 939
12963
« : Aralık 06, 2007, 06:02:22 ÖS »
12964
« : Aralık 06, 2007, 06:01:19 ÖS »
12966
« : Aralık 06, 2007, 05:59:25 ÖS »
12967
« : Aralık 06, 2007, 05:58:30 ÖS »
tşklerr cnm...
rica ederim cnm...
12968
« : Aralık 06, 2007, 04:17:44 ÖS »
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ
COĞRAFİ KONUMU
Yurdumuzun doğusunda 164.000 km2 lik bir alanla Türkiye yüz ölçümünün % 21'ini kaplamaktadır. Tüm coğrafi bölgelerimiz arasında yüz ölçümünün büyüklüğü bakımından 1. sırada yer alır. Kuzey-güney yönünde en geniş alan kaplayan bölgemizdir (enlem farkı en fazla).
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Bölgenin ortalama yükseltisi 2000 - 2200 m arasındadır. Ortalama yükseltisi en fazla olan bölgemizdir. "Türkiye'nin çatısı" olarak isimlendirilir. Bölgenin en alçak yeri olan Iğdır Ovası (850m) dahi İç Anadolu'nun ortalama yükseltisine yakındır. Erzurum Ovası 1800 m , Yüksekova 2200 m yükseltiye sahiptir. Bölgede yer alan ovaların ortalama yükseltisi 1500'dir.
Bölgede bulunan dağlar, doğu-batı doğrultusunda ve üç sıra halinde uzanırlar. Dağlar arasında ise çöküntü ovalan yer alır. Bölgenin kuzeyinde, batıdan doğuya doğru Çimen, Kop, Allahuekber ve Yalnızçam Dağları uzanır. Orta sırada Munzur (Mercan) Dağları, Karasu-Aras Dağları ve Ağrı Dağı bulunur. Güneyde yer alan dağlar ise Güneydoğu Toroslar, Bitlis Dağları, Buzul (Cilo) Dağlarıdır. Bu dağlar üçüncü jeolojik zamanda Alp-Himalaya orojenik sisteminin uzantısı olarak kıvrılma sonucu oluşmuştur.
Bölgede Van Gölü'nün kuzeyinde kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan kırık hattı boyunca Nemrut, Süphan, Tendürek, Ağrı (5137m) volkanik dağları uzanır.
Ağrı Dağı Türkiye'nin en yüksek noktasını oluşturur.
Bölgede kıvrım dağları arasında yer alan çöküntü ovaları da doğu - batı yönünde uzanır. Bu ovalardan Elbistan, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Van, Yüksekova ve Başkale güneyde, Erzincan, Tercan, Aşkale, Erzurum, Pasinler, Horasan, Kağızman, Iğdır ovaları kuzeyde bulunur.
Bölgede platolar da geniş alan kaplar. Erzurum-Kars platosu Doğu Anadolu'nun en geniş plâtosudur. Bundan başka Fırat ve kolları tarafından parçalanmış plato görünümü kazanmış yüksek yaylalar oldukça fazladır.
Bölgedekİ yer şekİllerİnİn başlıca etkİlerİ şöyle sıralanabİlİr
Yükseltiden dolayı sıcaklık değerleri düşmüştür.Tarım ürünleri düşük sıcaklığın etkisiyle daha geç olgunlaşır. Tarım ürün çeşidi azdır.
Bölgede yüzey şekillerine bağlı olarak Kuzey-güney doğrultusunda ulaşım zordur. Ulaşım Doğu-batı yönünde daha kolaydır. Türkiye'de ulaşım ağının en seyrek ve en elverişsiz olduğu bölgedir.
Ekilebilen alanlar azalmıştır. Sanayi de gelişmediğinden halk daha çok tarım kesiminde çalışmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'de tarımsal nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemizdir.
Hidroelektrik potansiyeli en yüksek akarsular bu bölgemizdedir.
Gerçek sıcaklık ile indirgenmiş sıcaklık arasında farkın en fazla olduğu bölgedir.
Gerçek yüzölçüm ile izdüşüm yüzölçüm arasında da farkın en fazla olduğu bölgedir.
Yerşekilleri ve iklimin olumsuz etkisinden dolayı tarımsal faaliyet gelişmemiştir. Bölgede birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır.
İklim ve Bitki Örtüsü
Kış mevsimi uzun ve soğuktur. Sıcaklık -40°C'ye kadar düşer.
Yaz mevsimi ise sıcak ve kısadır. Sıcaklık 20°C nin üzerine çıkar.
Kış mevsiminde yağışlar genelde kar şeklindedir ve hiç erimeden uzun süre yerde kalır.
Yıllık sıcaklık farkı 30°C den fazladır.
Bölgenin güneyine ve batısına doğru gidildikçe sıcaklık ortalamaları artar (enlem ve yükseltinin azalmasıdır).
Karasallığın etkisiyle en fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşer (Erzurum-Kars Bölümünde)Yıllık ortalama 500-600 mm yağış alır. Buharlaşma az olduğu için bu yağış yeterli olur.
Bölge, İç Anadolu'dan daha yüksekte olduğundan daha fazla yağış alır. Kışlar karasallığın etkisiyle daha sert geçer.
Doğal bitki örtüsü steptir. Ancak yaz yağışları sebebiyle çayır şeklindedir. Yağışın fazla olduğu dağlık bölgelerde ormanlar vardır. Türkiye orman varlığı bakımından 5. büyük bölgemizdir.
Iğdır Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en az yağış alan yeridir. Buranın yıllık yağış, ortalaması 250 mm'nin altındadır. Buna karşılık Iğdır Ovası, alçakta bulunmasından dolayı kış mevsimi daha ılık geçer.
TARIM
Bölge yüzölçümünün %10'unda ancak tarım yapılabilir. Yerşekilleri ve iklimin olumsuz etkisinden dolayı tarımsal faaliyet gelişmemiştir. Bölgedeki tarım etkinlikleri en çok bölgenin güneyindeki çöküntü ovalarında (Elbistan, Malatya, Elazığ ve Muş ovaları) yoğunlaşır.
Arpa: En fazla tarımı yapılan üründür.Sebepleri: Düşük sıcaklığa dayanıklı olması, kısa sürede hasat edilebilmesi, hayvan yemi olarak kullanılması ve buğdayın yetiştirilemediği yerlerde yetşebilmesidir.
Buğday: Arpadan sonra en fazla tarımı yapılan ürün buğdaydır.
Tütün: Bitlis, Malatya ve Elazığ çevresinde yetiştirilir.
Pamuk: Iğdır ovasında pamuk yetiştirilir.
Kayısı: Malatya, Türkiye ve Dünyada kayısı üretiminde ilk sırada yer alır.
Ayrıca patates, lahana gibi çeşitli ürünler de yetiştirilir.
Genel olarak sıcaklığın düşük olmasından dolayı sebzecilik gelişmemiştir. Bundan dolayı sebze tarımına en az elverişli bölge Doğu Anadolu'dur.
HAYVANCILIK
Doğu Anadolu Bölgesi, hayvancılıkta elverişli şartlara sahip olduğu gibi olumsuz şartlar da taşır. Çayır ve otlakların fazla yer kaplaması hayvancılığı teşvik edici, kışların uzun ve sert geçmesi ise sınırlayıcı bir özelliktir. Erzurum-Kars Bölümü'nde yaz yağışları ile oluşan çayırların geniş alan kaplaması büyükbaş hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır.
Bölgenin güneyindeki ovalık alanlarda ise küçükbaş hayvanlardan koyun yetiştiriciliği önem kazanmıştır. Dağlık yörelerde ise kıl keçisi yetiştirilmektedir.
Canlı hayvan, yapağı, tereyağı ve peynir halkın önemli geçim kaynaklarıdır. Hakkâri, Kars ve Bitlis'te arıcılık gelişmiştir. Türkiye bal üretiminin %20'sini Doğu Anadolu Bölgesi verir.
YERALTI ZENGİNLİKLERİ
Türkiye'de maden çeşitliliği ve rezervinin (miktar) en fazla olduğu bölge, Doğu Anadolu Bölgesi ve özellikle Yukarı Fırat Bölümü'dür.
Demir: Türkiye'de çıkarılan demirin %35'ten fazlası bu bölgede Divriği (Sivas), Hekimhan ve Hasançelebi (Malatya)'de çıkarılır.
Krom : Türkiye'deki kromun %33'ü bu bölgeden çıkarılır. Ergani, Guleman ve Maden önemli krom yataklarının bulunduğu merkezlerdir.
Bakır : Türkiye'deki bakırın önemli bir kısmı bölgeden çıkarılır. Maden, Ergani ve Pütürge'de bakır yatakları vardır.
Kurşun-Çinko : Kurşunun %90'ı, çinkonun %75'i Keban'da çıkarılır. Bu madenler Keban'da "Simli Kurşun İşletmeleri'nde" işlenir. Ancak son yıllarda üretim durma aşamasına gelmiştir.
Linyit : Elbistan, İspir ve Erzurum çevresinde çıkarılır. Türkiye'deki linyit üretiminin %10'u bu bölgeden elde edilir. Afşin - Elbistan termik santralinde enerjiye dönüştürülür.
Oltu Taşı : Erzurum'un Oltu ilçesinde çıkarılır. Türkiye ve Dünya üretiminde bölge birinci sıradadır.
Asbest: Erzincan çevresinde çıkarılır.
Barit: Muş ve çevresinde çıkarılır.
Kalay : Elazığ ve çevresinde çıkarılır.
Kaya tuzu : Kağızman, Narman ve Kars çevresinde kaya tuzu yatakları bulunmakta ve bu yataklardan tuz elde edilmektedir.
ENDÜSTRİ
Doğal koşulların olumsuz etkisinin yaşandığı Doğu Anadolu Bölgesi'nde endüstri yeterince gelişmemiştir. Sanayi bakımından en geri kalmış bölgedir. Sanayi kuruluşları yetersiz olduğu için, bölge halkı geçimini daha çok tarım ve hayvancılıktan temin eder. Bölgede bulunan kuruluşlar daha çok tarıma dayalıdır. Maden çıkarımı bakımından zengin olsa da madenlerin işletilmesi azdır.
Doğu Anadolu Bölgesi, maden varlığı ve elektrik enerjisi üretimi ile Türkiye sanayisinin gelişmesine büyük katkıda bulunmaktadır. Yalnızca Keban Barajı Türkiye'de üretilen elektrik enerjisinin yaklaşık % 25'ini sağlamaktadır
Bölgedeki endüstri kuruluşları şunlardır:
Et Kombinaları : Malatya, Elazığ, Erzurum, Ağrı ve Van'da bulunur. Et üretiminin %25'i bu bölgeden karşılanır.
Şeker Fabrikaları : Malatya, Elazığ, Van, Erzurum, Muş ve Erzincan'dadır.
Dokuma ve İplik Fabrikaları : Daha çok pamuklu dokuma gelişmiştir. Malatya ve Erzincan'daki fabrikalarda pamuk işlenir.
Sigara Fabrikaları: Malatya ve Bitlis'te kurulmuştur.
Çimento Fabrikaları : Elazığ, Erzurum, Kars ve Van'da kurulmuştur.
TURİZM
Doğu Anadolu'da bulunan, Ağrı Dağı, Van Gölü, Nemrut Dağı, Süphan Dağlan, Sat Dağları, Mercan Vadisi Milli Parkı turistlerin ilgisini çeken doğal güzelliklerdir. Bölgede dağcılık ve kış sporları için çok uygun ortamlar vardır. Palandöken Dağları'nda, Bingöl'de ve Sarıkamış'ta dağ sporları tesisleri bulunmaktadır. Bölgedeki göller, doğal güzellikleriyle birer gezi ve eğlence yerleridir. Bazı göllerin kıyısında da kamplar ve plaj tesisleri vardır. Doğubeyazıt yakınlarındaki İshak paşa Sarayı da önemli turizm alanlarından birisidir. Erzurum ve Diyadin'de bulunan kaplıcalar sağlık turizmi için önemlidir.
NÜFUS ve YERLEŞME
Yüz ölçümü en geniş olan bu bölgemizde yer şekilleri ve iklimin de etkisi ile nüfus azdır. Nüfus bölgede daha çok çöküntü hendekleri içindeki ovalarda toplanmıştır. Toplu yerleşme tipi görülür. Nüfus yoğunluğu, Türkiye nüfus yoğunluğunun altındadır.
1997 yılı nüfus sayımına göre, Türkiye nüfus yoğunlu km2 ye 81 kişi iken, bölgede 36 kişidir. Bölgede şehirleşme oranı çok düşüktür (%28). Kırsal nüfus oranı ise çok fazladır (%72). Karadeniz Bölgesi'nden sonra kırsal nüfus oranı en fazla olan bölge Doğu Anadolu Bölgesi'dir. Bölgede nüfusun %80'i tarım ve hayvancılık ile uğraşır. Sanayi gelişmediği için diğer bölgelere Karadeniz'den sonra en çok göç gönderen bölgemizdir. Nüfus yoğunluğu bakımından son sırada yer alır.
İklimin sert karasal etkisi ve yer şekillerinin engebeli olması nedeniyle, tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır. Bölgenin bazı yerlerinde tarımsal nüfus yoğunluğu 500'e kadar çıkmaktadır.Erzurum, Elazığ ve Malatya bölgenin büyük yerleşim birimleridir.
Not: Doğu Anadolu Bölgesi'nde Erzurum. Malatya. Elazığ. Kars ve Van'da kurulan üniversiteler, bölgenin eğitim ve kültür faaliyetlerine büyük katkıda bulunmaktadır.
BÖLÜMLERİ
YUKARI FIRAT BÖLÜMÜ
Genel olarak dağlık olmakla beraber, geniş çöküntü ovalarına ( Afşin-Elbistan, Malatya, Elazığ ve Bingöl) sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan sert karasal iklim şartları bu bölümde daha az etkilidir. Kış mevsimi bölgenin diğer bölümlerine nazaran daha ılımandır. Sebebi yükseltinin azalması ve baraj göllerinin ılımanlaştırıcı etkisidir. Yağışlar ilkbahar mevsimine kaymıştır.
Bölgede nüfus miktarı ve yoğunluğunun en fazla olduğu bölümdür. sebepleri ; iklim şartlarının daha ılıman olması, tarım alanlarının geniş alan kaplaması, sanayinin gelişmiş olması ve ulaşım imkanlarının daha iyi olmasıdır.
Bölüm, Türkiye'de maden çeşitliliği ve rezervi en fazla olan bölümdür.
Bölgede sanayinin en fazla geliştiği bölümdür.
ERZURUM-KARS BÖLÜMÜ
Türkiye'nin ortalama yükseltisi en azla olan bölümüdür. Bu sebeple Türkiye'de kışları en sert geçen bölüm burasıdır. Bölümde sert karasal iklim etkilidir. Karasallığın etkisiyle bölümde en fazla yağış yazın, en az yağış kış mevsiminde düşmektedir. Yaz yağışlarıyla ortaya çıkan gür ot ve çayırlardan dolayı büyük baş hayvancılık gelişmiştir.
İklimin elverişsizliği sebebiyle birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır.
Bölümde tarım daha çok Aras Vadisi ile Iğdır Ovası'nda yoğunluk kazanmıştır.
YUKARI MURAT-VAN BÖLÜMÜ
Dört bir yanı dağlarla kuşatılmış Yukarı Murat-Van bölümünün orta kısmı, 1500 m’yi geçmeyen, güneybatıya doğru eğimli bir havzadır ve bir plato görünümündedir. Büyük kısmı volkanik materyal ile örtülüdür. Bölgedeki başlıca volkanik dağlar bu bölümde yer almaktadır. Buradaki ovaların bir kısmı çöküntü ovalarıdır.
Bölümde bulunan Van Gölü, Türkiye'nin en büyük gölüdür. Üzerinde ulaşım yapılabilmektedir. Volkanik set gölüdür ve suları sodalıdır.
Engebeli olduğundan tarım alanları sınırlıdır. Tarım daha çok bölümün batısında yoğunlaşır. En önemli ekonomik uğraş küçük baş hayvancılıktır. Sanayi fazla gelişmemiştir. Daha çok tarıma dayalı sanayi gelişmiştir.
HAKKARİ BÖLÜMÜ
Türkiye'nin en dağlık ve en engebeli bölümüdür. Bölümün tek ovası Yüksekova'dır.
Türkiye'de nüfus yoğunluğu en az olan bölümdür. Sebepleri; yer şekillerinin engebeli olması, tarım alanlarının sınırlı olması,ulaşım ve sanayinin gelişmemiş olmasıdır.
Bölümün en önemli ekonomik uğraşı hayvancılıktır.
İller
Ağrı
Bingöl
Bitlis
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Hakkari
Kars
Malatya
Muş
Tunceli
Van
Ardahan
Iğdır
12969
« : Aralık 06, 2007, 03:59:43 ÖS »
Kışın Nasıl Kozmetik Kullanmalı?
Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Melisa Eczacıbaşı, vücut için gerekli önlemleri alırsak her mevsimin keyfini ve tadını çıkartmanın mümkün olduğunu söyledi. Dr. Eczacıbaşı, "Cildimizin ve saçımızın yaz-kış demeden her zaman korunmaya ihtiyacı vardır. Özellikle yüz, boyun ve ellerimiz her zaman çevreden gelen etkenlere daha fazla maruz kalıyor. Bu nedenle onlara çok iyi bakmamız ve korumamız gerekiyor. Kışın görülen soğuk, rüzgar, hava kirliliği, düşük nem, kapalı ortamlarda yaşama zorunluluğu sivilce, sedef, egzema gibi cilt hastalıklarında artış yapabildiği gibi soğuk hava ve düşük nem ise cildi kurutarak çatlamasını ve kepeklenmesine neden olabilir ve cilt yaşlanmasını kolaylaştırır" dedi. Dr. Eczacıbaşı, vücudumuzu korumak için dikkat etmemiz gerekenler hakkında bilgi verdi.
Sıcak suya dikkat
Kışın en büyük ihtiyacımız nem ve temiz hava… Soğuk, yağışlı ve rüzgarlı günlerde cildi korumak için elinizden geldiği kadar örtünün.
Günde en az 2 lt su için.
Aşırı sıcak su ile yıkanmayın.
Elektrikli battaniye içinde uyumayın.
Evde ve iş yerinde buhar makinası çalıştırın.
Kaloriferin üzerindeki ıslak havlular veya sobanın üzerinde bir çaydanlık su odanın nemini artırır.
Benzer etkiler saçlarda da görüldüğü gibi kışın dışarıya çıkarken, yüz, dudaklar vb. soğuğa maruz kalan yerlerin iyice kremle korunması gerek.
Soğuk havadan korunmak için yünlü giysilerin tercihe edilmesi gerekir.
Tek kat kalın giysi yerine, iki üç kat giysi giyilmeli, palto yada kaban,bot,şapka giyilerek derinin soğuğu alması önlenmeli.
Islak giysiler kurularla değiştirilmeli.
Kış kozmetikleri
Kış boyunca daha besleyici ve biraz daha güçlü kozmetikler ve kremler kullanmak gerekir. Cilt ister kuru, ister yağlı olsun onu nemlendirmeyi ihmal etmemeliyiz.
İçinde A, C, E vitaminler gibi antioksidanlar, bal, aleovera ve meyve asitleri bulunan onarıcı bakım ürünleri kullanmak gerekir.
Cildi besleyici maskeler ile canlandırmak gerekir. Özellikle bal, avakado, süt, kayısı yağı, kivi, muz gibi malzemelerden yapılan maskeler, cildin hem nemini dengeler hem de besler.
Temizleyici olarak jel yerine daha krem tarzında temizleyici kullanmak gerekir.
Cilt kuru, hassas ise solaryumdan uzak durmak gerekir.
Deri hastalıkları alevleniyor
Soğuk havanın ciltte yol açtığı tahribatlar çeşitli cilt hastalıkları bulunan insanlarda daha büyük sorunlara yol açıyor. Sedef, egzema gibi hastalıklar alevleniyor.
Damar hastalıkları veya bağ doku hastalıkları bulunanlar veya skleroderma hastalığı olanlar soğuk havadan daha çok etkilenebiliyor. Soğuk hava ile birlikte özellikle parmak uçlarında büzülme, damarlarda sıkışma meydana geliyor.
Bu sıkışma ile birlikte parmak uçlarında ülserler oluşabilir ve şiddetli ağrılar yaşanır, soğuk havaya karşı daha fazla korunma gerekir.
Dudaklardaki belirtiler dudak derisi hassas olduğundan artar ve daha büyük sorunlara yol açar.
12970
« : Aralık 05, 2007, 06:03:06 ÖS »
12971
« : Aralık 05, 2007, 05:51:51 ÖS »
12972
« : Aralık 05, 2007, 05:50:49 ÖS »
12973
« : Aralık 05, 2007, 05:49:25 ÖS »
12974
« : Aralık 05, 2007, 05:46:41 ÖS »
12975
« : Aralık 05, 2007, 04:14:06 ÖS »
ben öğrendim meseleyi ama geç oldu
neymiş peki mesele...
Sayfa: 1 ... 863 864 [865] 866 867 ... 939