Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Mesajlar - Gamzeli
Sayfa: 1 ... 858 859 [860] 861 862 ... 939
12886
« : Aralık 14, 2007, 05:53:36 ÖS »
12887
« : Aralık 14, 2007, 05:49:47 ÖS »
12888
« : Aralık 14, 2007, 04:17:24 ÖS »
teşekkürler...
12889
« : Aralık 13, 2007, 10:20:00 ÖS »
Gülben Ergen
1972 yılın da İstanbul'da doğdu. Erenköy kız lisesinde ortaokul, Kadıkoy ticaret lisesinde liseyi bitirdi. Konservatuvar eğitimi almamış olmasına rağmen aldığı özel eğitimler ve iyi bir gözlemleyici olmasıyla bu alandaki eksikliğini giderdi. İlk olarak 1987 yılında Hürriyet Sinema 2. Güzeli seçilmesiyle tüm hayatı değişti. Ardından ise adı "Deniz Yıldızı" olan, başrolünü Kenan Kalav'la paylaştığı ilk sinema filmin de oynadı.
Daha sonra bunu adı "İki Kızkardeş" olan ve başrolünü Aydan Şener'le paylaştığı filmiyle hayranlarının karşısına geçti. Oynadığı klip ve filmleri Hanımın Çiftliği, Haydi Söyle klibi, Fırat, Marziye, Sabah Programı, Dadı ve 2003 ilk aylarında çıkan filmi Hürrem Sultan adlı diziyle hayranlarının karşısına tekrar geçti. Gülbence adlı bir dergi ile basın sektörüne girdi.
12890
« : Aralık 13, 2007, 10:15:08 ÖS »
Sibel Can
Sibel Can, 1 Ağustos 1970'de İstanbul'da doğdu. Sibel Can, ilk ve orta öğreniminin ardından müzisyen olan babasının da etkisiyle sahnede olmayı düşlemeye başladı. Can'ın babası çeşitli sanatçılara keman çalardı.
Sibel Can 14 yaşındayken dansa merak sardı. İlk olarak babasının, diğer şarkıcılarla çıktığı yurtdışı programlarına oryantal dansçı olarak katıldı. Dans konusunda oldukça yetenekliydi. Kulaktan kulağa yayılan ünü sayesinde Fahrettin Aslan tarafindan keşfedildi. Böylece Maksim Gazinosu'nun oryantal dansçısı oldu.Sibel Can üç yıl kadar dans etti. Türkiye'nin en iyi dansözlerinden biri olarak gösterildi. Fakat Can'ın asıl niyeti şarkı söylemekti. Bu konuda ilk elinden tutan da yine babası oldu. Bu arada babasının çevresindeki birçok ustadan eğitim aldı. Ve 1988 yılından itibaren Maksim Gazinoları'nda bu kez solist olarak sahne almaya başladı. Sibel Can'in ilk albümünün yapımcılığını Orhan Gencebay üstlendi. Can, genişçe bir dinleyici kitlesi edinen ilk dört albümünde daha çok arabesk ağırlıklı şarkılar yorumladı. 1995 yılında yayınlanan "Şarkılarda Senden Yana" albümünde tarzını biraz değiştirdi. Albümdeki "Deli Yüreğim", "Dedikodu" gibi parçalar Can'ın eski albümlerine nazaran daha çok ses getirdi. 1997 yılında ise, Serdar Ortaç'ın bestelediği "Padişah"lı albüm yayınlandı. "Padişah"la birlikte Sibel Can, Türkiye'nin en çok konuştuğu isim haline geldi. Ana haber bültenleri bile Sibel Can'sız bir akşam geçirmiyorlardı. Sibel Can bu arada albümün etkisiyle ödüller aldı, televizyon programları, televizyon dizileri yaptı ve belirtilmek gerekir ki "Berivan" dizisiyle adından cok bahsettirdi. Sibel Can'ın bundan sonra çıkarıdığı albümler büyük etkiler yarattı. "Daha Yolun Başındayım", "Sibel Can Şarkıları", "Canım Benim", "Sen Benimsin".Sibel Can'nın ayrıca özel hayatında da birçok değişiklik oldu. Can, uzun süre evli kaldığı Hakan Ural'dan boşandı ve bir süre sonra da Sulhi Aksüt ile evlendi.Şu an yeni imajıyla ve yepyeni devleri bulusturan albümüyle kasırgalar estiriyor müzik dünyasında
12891
« : Aralık 13, 2007, 10:12:20 ÖS »
Sezen Aksu
13 Temmuz 1954'de İzmir'de doğdu.Ziraat fakültesindeki öğrenimini yarıda bırakarak profesyonel sarkıcılığa başladı.1970'lerin ortalarında 'Kaybolan Yıllar', 'Gölge Etme' gibi sarkılarla yıldızı parladı. Şarkılarının çoğunu kendi besteledi. Bazılarının da sözlerini yazdı. İlk kez 1979'da sinema oyunculuğu denedi.- Minik Serçe- oyunculuk yeteneğiyle dikkat cektiği, 'Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra' adlı muzikallerdeki 'Sen Ağlama 'Geri Dön', 'Dağlar Dağlar' gibi şarkılarla ününü perçinledi. Sonraki 'Git' kasetiyle zirvedeki yerini aldı. Türk pop muziğinin en güçlü seslerinden Sezen Aksu, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener, Levent Yüksel, Tilbe gibi bir zamanlar vokalistliğini yapmış gençleri pop muziğimize kazandırdı.Üç kez evlendi ve bir çocuk annesi...
Sezen Aksu'nun albümleri: Serçe,Ağlamak Güzeldir, Firuze, Sen Ağlama, Git, Sezen Aksu '88, Sezen Aksu Söylüyor, Gülümse, Deli Kızın Türküsü, Işık Doğudan Yükselir, Gül Bahçeleri, Düğün ve Cenaze, Adı Bende Saklı, Sarı Odalar(Ben Seni Çok Sevdim Oplum)
Dillerden düşmeyen bazı şarkıları: Kaybolan Yıllar, Gölge Etme, Yak Bir Sigara, Firuze, Hata, Ağlamak Güzeldir, İkinci Bahar, Dilimin Ucunda Kelimeler, Geri Dön, Tukeneceğiz, Git, unzile, Değer mi Hiç, Sarışınım, Bir Çocuk Sevdim, Seni İstiyorum, Şinanay, Gidiyorum, Belalım, Hadi Bakalım, Gülümse, Masum Değiliz, Deli Kızın Türküsü, Tenna...
12892
« : Aralık 13, 2007, 10:06:21 ÖS »
KUTSİ
Anne adı Hatice, baba adı Şinasi'dir. Lise yıllarında yakın çevresinin "sesin güzel" uyarılarını önemseyen ve şan dersi alan Kutsi, 2000 yılında Erol Köse Production tarafından ilk albümü "Aşk Payını Aldı"yı çıkararak büyük bir ünvan kazandı. Uzun bir ara veren ve bu arada çok iyi şarkılar yapan Kutsi, 2005 yılında Erol Köse Production tarafından "Sana Ne" albümünü çıkartı.
Bir kız kardeşi olan Kutsi, Ayrancı Lisesi'ni bitirmiştir. En sevdiği eşyası ise gitarıdır.
Kutsi ile ilgili aratılanlar: Kutsi müzikleri kutsi resimleri kutsi doktorlar kutsi şarkıları kutsi aşkın gururu kutsi son albüm indir
12893
« : Aralık 13, 2007, 10:02:13 ÖS »
Barış Akarsu
Baris Akarsu 29 Haziran 1979 da bir yaz çocugu olarak Zonguldakta dünyaya geldi. Annesi Hatice Hanim ve Babasi Selahattin Bey’in ilk çocugu olan Baris’in birde 1982 dogumlu Nesrin adinda kizkardesi vardir. Baris’ için ailesinin yeri çok farklidir özellikle Ali Dedesi nin yeri Baris için çok özeldir. Onun sayesinde küçük yaslarda denizciligi ve balikçiligi ögrenmis ve bu ikiside Baris in vazgeçilmezleri arasina girmistir. Bu yüzdendir ki Baligi ve ve deniz ürünleri çok sever hatta bu konuda da “Denizden Babam Çiksa Yerim” der
ilk – Orta – Lise egitimini küçük yaslarda yerlestikleri Amasrada tamamlayan Baris, çocuklugu ve ilk gençligini bu sirinmi sirin güzelmi güzel Karadeniz Kasabasinin kumsallarinda deniz ile içiçe geçirmistir. Lisedeyken Yelken sporuna da gönül veren Baris bu sporu Amasra Yelken Klübünde profesyonel olarak da yapmaya baslamistir. iyi bir çizer de olan Baris bu özelligini de Yelken Klüpte yelkenlilerin üzerine yaptigi amblemler ve çizimlerle de göstermistir.
Baris in müzik yolculugu ise çok küçük yaslara kadar dayanir. ilkokuldayken elinde blok flüt sokakta öyle dolastigini söyler. Ama esas müzikle tanismasi Amasraya gelen müzisyen abilerinden etkilenerek çalmayi ögrendigi klavye gitar ve mizikasi ile baslar. Barislarin evinde ise Ruhi Su Cem Karaca sürekli dinlenen sanatçilardir ki Cem Karaca nin Baris üzerindeki etkisi yadsinamaz bir gerçektir. Baris, o dönemlerde dinlemeye basladigi 70 lerin 80 lerin rock, hard rock ve heavy metal grup ve sanatçilarini hala dinlemeye devam eder ve onlarin yerinin bir baska oldugunu herzaman dile getirir.
Amasra kumsallarinda çok sevdigi denizle ve müzikle içiçe geçen bir gençlikten sonra hayat kavgasinin içine girerek çesitli isler yapan Baris Antalyada Animatörlük ve müzisyenlikten sonra Karadeniz Ereglisine gelerek burada 4 yil boyunca çesitli Barlarda, Yerel Televizyon ve radyolarda programlar yapar. Ve Karadeniz Ereglisindeyken de pek çok insanin dikkatini çektigi o dönemlerde de istanbula gelmek ve müzik yasantisini burada devam ettirmek ve müzik adina egitim alarak kendini gelistirme istegi gün geçtikçe artarken ve bir sekilde istanbula gelmeyi düsünürken televizyonda gördügü Akademi Türkiye yarismasinin tanitim reklamlari dikkatini çeker, son dönemde tüm televizyon kanallarinda sikça yayinlanmakta olan yarismalara genel olarak karsi olan Baris önceleri bu yarismayla da ilgilenmez daha sonra Akademide verilecek olan egitim firsatlari dikkatini çeker ve 1. olmak ya da gündemde kalmak için degil bu egitimi alabilmek için Akademiye basvurur ama Türk Halki 7 den 77 ye degil 3 ten 99 a daha ekranlarda göründügü ilk gün Baris’i çok sever. Baris’in bu kadar sevilmesinin nedeni sesi ve karizmasi kadar insancilligi, duygusalligi, yapici tavirlari arkadasligi ve paylasimci olmasi ve içten tavirlaridir.
Hayat felsefesi olarak tam bir rocker olan ve bu sekilde yasayan Baris müzik tarzinida buna göre sekillendirmistir. Yarismaya girmesinden itibaren herkes Baris’a Baris Manço ve Cem Karaca’nin velihati dese ve öyle görse de Baris konuyla ilgili her seferinde her iki ustayida çok sevdigini ve onlarin yerlerinin asla doldurulamayacagini ama bu söylenenlerden onur duysa da yine de kendi çizgisini ve tarzini olusturmak istedigini ve büyük üstadlarin da yasasalar kendisine ayni ögüdü vereceklerini hep dile getirmistir.
Baris 2004 Temmuzda Akademi Türkiye Yarismasini 1. olarak tamamlamasina ragmen malesef kazandigi hiç bir ödülü yarismayi düzenleyen kuruluslarin aralarindaki bir takim anlasmazliklardan dolayi alamamis ve bundan ötürüde bir ilke imza atmistir. Yarisma boyunca sürekli 1. olan Baris’a Amasra ve Karadeniz Eregli halkininda destegi yadsinamaz. Onlarin kalbindeki yerinin her zaman bir baska oldugunu söyleyen Baris Final gecesi canli yayinla Karadeniz Ereglisine baglanildiginda kendisi için toplanan kalabaligi görünce göz yaslarini tutamamistir. Yarisma boyunca herhafta böyle güzel ve unutulmaz anlar yasamislardir Baris ve sevenleri.
Yarismadan sonra uzun süredir gelmeyi ve yasamayi düsündügü istanbul’a yerlesmis ve müzik çalismalarina burada devam etmistir. Akademiden hemen sonra yurdun dört bir yaninda sayisi 100 ü geçen çesitli konserler vermistir. Her konserinde bir öncekinden daha da devlestigi sahnede canli performansinin muhtesemligi ile kendisini dinlemeye gelen herkesi büyülemistir. Herkesin ortak bir görüsüde günden güne konserden konsere muhtesem bir performansa sahip oldugudur. Ayrica katildigi hiç bir tv programinda playback yapmamis her zaman canli söylemeyi tercih etmistir. Bu konudaki hassasiyetini 1 Eylül Dünya Baris gününde Bodrum Kalesinde göstermis olup sahneye çikan herkesin playback yaptigi bir organizasyon olmasina ragmen çiplak sesle enstrüman olmadan “GEL GÖR BENI AsK NEYLEDi” yi söylemis ve kaleyi inletmistir.
Baris 14 Ocak 2005 te Seyhan Müzik ten Sedar Öztop un prodüktörlügü ile yaptigi ilk albümü Islak Islak’i piyasaya çikarmistir.Bu albümden ayni yil içerisinde Islak Islak, Kimdir O ve Amasra parçalarina klip çekmis ve bunlar televizyonlarda müzik kanallarinda yayinlanmistir. içinde bulundugumuz su siralarda yani Ocak 2006 da da Mavi parçasinin klibi Tv kanallarinda gösterilmeye baslanacaktir. Herkesin kliplenmesini en çok istedigi parçalardan “Gel Gör Beni Ask Neyledi” parçasina 2. albümünü çikardiktan sonra bile olsa mutlaka klip çekmek istedigini söyleyen Baris ‘in yarismanin ilk günlerinden beri olusmus olan bir fanclupi vardir. Bu fanclup’in adi B.A.G olup açilimi Akademi günlerinden kalmadir Baris i Anlayanlar Grubu dur.
içinde bulundugumuz su günlerde 2. albümün hazirliklarina baslayan Baris albüm için yogun bir çalisma dönemine girmistir. Bu albüme söz ve müzigi kendisine ait eserlerde koymayi düsünen Baris bu konuda da çalismalarini devam ettirmektedir.
Biz B.A.G. olarak ona sonuna kadar inaniyoruz. Her geçen gün artan hayran kitlesi ve sevenleriyle 2006 yili Baris Akarsu yili olacaktir.
Küçük bir aniyla bitirelim; Baris bebekken besiginde uyurken bir kelebek gelmis Baris bebegin besigine konmus ve oradan ayrilmamistir. ( bilirsiniz kelebeklerin ömrü kozalarindan çiktiktan sonra 1 tam gündür) Kelebekcik ömrünü demekki gelecekte çok güzel isler yapacak olan Baris bebegi izleyerek geçirmeyi tercih etmistir.Buda Baris in çok sansli olacaginin bir göstergesidir.
2006 yılında televizyonlarda yayımlanmaya başlanan Yalancı Yarim dizisinde başrollerden birini üstlendi.
Barış Akarsu, yirmi sekizinci doğum günü olan 29 Haziran 2007 Cuma akşamı saat 22:30 civarında, Muğla ilinin Bodrum ilçesine 5 kilometre mesafede olan Torba Kavşağı’nda bir trafik kazası geçirdi. Barış Akarsu’nun içinde bulunduğu otomobili Zeynep Koçak (24)’ın kullandığı açıklandı. Otomobilde bulunan Nalan Kahraman (37) olay yerinde öldü. Özel Bodrum Hastanesi’ne kaldırılan Barış Akarsu ise, beş günlük yoğun bakımın ardından 4 Temmuz 2007 Çarşamba günü saat 20:10 sularında hayatını kaybetti ancak ölümü 23:10 da açıklandı.
Albümleri
Islak Islak (2005)
Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek (2006)
BASIMIZ SAOLSUN Allah YAKINLARINA SABIR VERSIN
12894
« : Aralık 13, 2007, 09:58:15 ÖS »
Serdar Ortaç
6 Şubat 1970 tarihinde İstanbul’da doğdu.İlk öğrenimini Kocamustafapasa'da ve ortaokul eğitimini Suadiye Lisesi'nde tamamladı. Haydarpaşa Meslek Lisesinde torna-tesviye bölümünde okudu. Liseyi bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Bilkent Üniversitesi'ndeki tahsilini tamamlamadan üniversiteden ayrıldı.
Bir sene kadar İstanbul'da özel radyolardan birinde program yapımcısı ve sunucu olarak çalıştı. Programlarını dinleyen bir plak yapımcısı tarafından RAKS şirketi ile anlaşma yapması teklif edildi. Böylelikle o güne kadar yazdığı şarkılarını, kendi sesi ile seslendirme şansını yakaldı ve ilk albümünü yaptı.
1994 yılında ilk albümü "Aşk İçin" müzik dünyasına merhaba dedi. 1996'da ikinci albümü olan "Yaz Yağmuru"nu yaptı. Albüme adını veren “Ben Adam Olmam”ın İspanyolca versiyonu "loco para amar" Meksika radyolarında da çalındı.
3. Albümü olan "Gecelerin Adamı", 1998 senesinde çıktı. 4. kaset çalışması "Bilsem ki" oldu. "Padişah" koca bir sene boyunca yılın en sevilen şarkısı oldu. Bu bestesi ile MİLLİYET yılın şarkısı ödüllerini aldı. 5. Albümü "Okyanus" 2002 senesinde çıktı.
6. albümü "Çakra"yı 2004 yılında sevenleriyle buluşturan Serdar Ortaç "beste fabrikası" olarak anılmakta, yazdığı ve bestelediği şarkılar her zaman en sevilen şarkılar arasında yer almaktadır...
12895
« : Aralık 13, 2007, 09:55:44 ÖS »
Demet Akalın
Gölcük'de doğan Demet Akalın ilköğretim ve lise öğrenimini Gölcük'te büyük başarıyla bitirdi. Ve Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesinden lise diplomasını büyük mutlulukla aldı. İlkokul yıllarında gazeteci ya da öğretmen olma hayalleri kurardı. O zamanki Üniversite sınavı şartları günümüze göre daha zor olduğu için hayalleri suya düştü.
Ne yapacağım ne yapacağım diye düşünürken annesinin elinden tutmasıyla soluğu Yaşar Alptekin'in mankenlik kursunda aldı ve arkası geldi. 1990 senesinde Mayo Güzeli seçildi. Ardından Neşe Erberk'te mankenlik yapmaya başladı. Hani o zamanlarda mankenlik ciddi ve iyi bir meslekti. Büyük performansla mesleğini sürdürürken bir gün sesinin güzelliğinin farkına vardı ve mankenlikte zirvedeyken "hadi bir de şarkı söyleyeyim" dedi ve en iyi gazinolarda dev isimlerin kadrosunda başladı yeni mesleğini icra etmeye...
Başardığını düşündüğü bir zamanda "hadi bir albümün olsun" dedi ve "Sebebim" adlı albümünü piyasaya çıkardı, işler yolunda gitti yani başarıya bir başarı daha eklendi ve artık mankenliği bırakıp tamamen şarkı söylemeyi seçti.
Daha sonra da "Senin Anan Güzel mi?" dedi ve ilk single çalışmasını çıkardı. O ekstra senin bu exstra benim derken artık sahnelerin bir parçası oldu. Sonrası mı? "Unuttum" dedi ve 3. albüm çalışmasını müzik severlerin beğenisine sundu. İyi de tepkiler aldı ve kendini bir kez daha kanıtlamış oldu. Uzun ve sıkı bir çalışma sonunda, radyolarda ve clublerde en çok istek alan albümü "Banane" ile müzik kariyerini sağlamlaştırdı.
2006 yılında müzik marketlere sunduğu "Kusursuz 19" albümüyle başarısını ileriye taşıdı ve Türk Pop müziğinin en beğenilen bayan vokalleri arasında yerini aldı...
12896
« : Aralık 13, 2007, 09:49:49 ÖS »
Murat Boz
07.03.1980 yılında Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde dünyaya geldim. İlk ve ortaokul öğrenimimi yine burada tamamladıktan sonra 1995-96 eğitim öğretim yılında İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi özel yetenek sınavını kazanarak eğitimime İstanbul'da devam etmeye başladım.
Bu dönem içerisinde Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Reşit Rey’de müzikal konserlerde vokal olarak yer aldım. 1998’de Milliyet gazetesi liseler arası müzik ve halk oyunları yarışmasında erkek solist dalında Türkiye birinciliği kazandım. 1999 yılında Bilgi Üniversitesi jazz vocal bölümüne burslu olarak girdim.
Eğitimime 2003 yılında girdiğim İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Temel Bilimler bölümünde devam etmekteyim. Şarkı söylemeyi, spor yapmayı yüzmeyi ve hayvanları çok severim..
Sahne performanslarında ve albümlerinde çalıştıgım kişiler; Shakira, Tarkan Tevetoğlu, Nilüfer, Nazan Öncel, Demet Sağıroğlu, Hande Yener, Nil Karaibrahimgil, Emel Müftüoğlu, Burcu Güneş, Zeynep Dizdar, Zeynep Mansur, Grup Hepsi, Grup Rapsodi, Grup Popcorn...
Seslendirdiğim reklam müzikleri; Mc donalds, İstikbal, Kola Turka...
12897
« : Aralık 13, 2007, 09:42:15 ÖS »
Mustafa Sandal
11 Ocak 1970'de İstanbul, Beşiktaş’ta dünyaya geldi. Özel Dost Koleji’ndeki ilköğreniminin ardından İsviçre’nin Cenevre kenti yakınlarında bulunan "College Du Leman " da orta ve lise tahsilini tamamladı. Ardından, üniversite tahsiline Boston New Hampshire College’da başladı. İçindeki müzik tutkusunu daha fazla bastıramayıp 2.5 senelik üniversite tahsilini yarıda bırakarak Türkiye’ye döndü.Yurt dışında çeşitli ülkelerde geçirdiği uzun yıllar, tüm yaşamıyla beraber müziğine de yansıdı. Aldığı tüm bu eğitimle birlikte çocukluk yıllarından beri içinde duyduğu müzik tutkusunun ışığında, profosyonel müzik yaşamına İstanbul Gelişim Stüdyosu’nda; Onno Tunç, Selçuk Başar, Uğur Başar ve Garo Mafyan gibi ülkemizin en ileri gelen müzik adamlarının yanında başladı (1989). Öyle ki, Cenevre’deki orta okul ve lise yıllarında okul DJ’liği ile başlayan bu müzik aşkı İstanbul Gelişim Stüdyosu’na adım atması ile doruğa ulaştı.
Kendi müzik ruhunu öğrendikleriyle birleştirerek belki de asıl müzikal kimliği olan bestecilik ve söz yazarlık yönünü ortaya çıkardı. "Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Zerrin Özer, Muazzez Abacı, Ayşegül Aldinç, Yonca Evcimik, Ozan Orhon, Burak Kut, Deniz Arcak, Emel Müftüoğlu,Reyhan Karaca, İzel, Sibel Alaş, Asya,Hakan Peker ve Ferda Anıl Yarkın" gibi sanatçılara verdiği besteler, kendisini gerçek anlamda peşinden koşulan bir besteci ve söz yazarı konumuna getirdi…
Kendi albümünü çıkarmak için daha fazla tecrübe kazanmayı tercih etti. Bu süre zarfında da müziği her yönüyle incelemeyi ve müzik teknolojisini de yakından takip etmeyi ihmal etmedi. Aradan gecen uzun çalışmalardan sonra kendi bestelerini yorumlamaya karar verdi.1994 yılında ilk albümü "Suç Bende"yi çıkardı. Bu albümün satış tirajı, yıllardan beri yapmış olduğu çalışmalarının bir ürünü olurken, kendisini Türk Pop Müziği’nin tartışmasız yıldızlarından birisi yaptı. "Suç Bende" isimli albüm piyasaya verildikten 3 ay sonra başlayan Türkiye Turnesi’nde bir seneden çok daha kısa bir süre içerisinde yurt içinde 140, yurt dışında ise 30 konser vererek kırılması güç bir rekora imza attı.İlk albümünün başarısından sonra, bestecilik ve söz yazarlığı ile yetinmeyerek aranjörlük yönünü geliştirmeye karar verdi. Keza, evine bir Home-Studio kurarak çalışmalarını daha hızlı ve çok yönlü olarak yapmaya başladı.
1995 yılında ilk kez bir albümün müzik direktörlüğünü ve aranjörlüğünü üstlenerek Sibel Alaş’ın "Adam" isimli prodüksiyonuna imza attı.
1996 ‘da "Gölgede Aynı" adlı ikinci albümünü hazırladı.. Bu albümün ilk albümden farkı, tam anlamıyla bir Mustafa Sandal prodüksiyonu olmasıydı. Ayrıca, verdiği yüzlerce yurt içi ve yurt dışı konserle birlikte, 2 Milyon kaset ve 600 Bin adetlik CD tirajı, eşine az rastlanır bir fanatizmi de beraberinde getirdi. Bir zamanlar hayal edilmesi bile güç olan stadyum konserlerindeki başarısıyla yetinmeyerek müziğin görsel yani diyebileceğimiz video kliplerde de daha önce denenmemiş temalar kullanıldı. "Bir Anda" adlı şarkısına aksiyon tarzında çektiği klip, ilk günden itibaren büyük dikkat çekti.
1997 yılında, Londra’ya yerleşip üniversite eğitimine kaldığı yerden "American College Of London"’da devam ederken yine Londra’da İzel’in Emanet adlı albümün müzik direktörlüğünü üstlendi.
1998 Eylül’ünde çıkardığı üçüncü albümü "Detay" ile beklentileri yine boşa çıkarmadı. Yurt içinde onlarca şehirde, yurt dışında da Amerika,Avustralya, Almanya, Avusturya, Danimarka, Hollanda, İngiltere, İsveç, Fransa Türkmenistan, Azerbaycan gibi pek çok ülkede toplam 120 konser veren sanatçı, bu albümde de her zamanki satış tirajlarını yakaladı.kışında Paris/Fransa’da Sony Music'le yaptığı anlaşma ile dünyaya açılan Sandal, yurt dışında yayınlanmak üzere "Araba" adlı şarkısına yeni aranjmanıyla Marakes/Fas’ta klip çekti.Yurt dışında da çok ses getiren ve de sevilen bu single çalışması ile daha önce albümlerinde yorumladığı şarkılardan 12 tanesinin bulunduğu albüm sayesinde, Fransa, Almanya, Belçika, İsviçre gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, bir çok TV programına katılıp röportaj verdi. Ayrıca, "Araba" şarkısına gelen okuma istekleri doğrultusunda, Rusça, Arapça ve Yunanca dillerine çevrildi .
2000 Haziran’ında "Akışına Bırak" adlı dördüncü albümünü dinleyenlerine sundu. Bu albümde önceki albümlerinden farklı olarak müzik direktörlüğü kimliğini İskender Paydaş’la paylaşarak, daha çok besteci ve yorumcu kimliğini ortaya çıkarttı. Düzenlemelerinde Volga Tamöz’ün de imzasının bulunduğu şarkılar, kaliteli alt yapısı ve ses efektleriyle oldukça dikkat çekti.
2000-2001 konser programlarının arasında, çocukluğundan beri hayranı olduğu Eros Ramazotti ile birlikte İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda 25 Bin kişi önünde yaptığı düetle çok saygı duyduğu bu müzik adamıyla aynı sahneyi paylaşarak, bugün gelmiş olduğu noktaya hakkı ile geldiğini ispat etti.
2002 yılının ilk aylarında, görenlere parmak ısırtan yeni stüdyosunu kurdu ve 5. albümünün kayıtlarını burada gerçekleştirdi. Ayrıca, kendi prodüksiyon şirketi olan YADA PRODUCTIONS bünyesinde kurduğu ve alt yapı çalışmaları 2 yıllık bir süreyi alan Fan Club’ını, isim ve format değişikliğiyle yenilediği web sitesi üzerinden faaliyete geçirdi.
2002 Haziran’ında çıkardığı "KOP" adlı albümü ile müzik piyasasına yeniden hızlı bir giriş yaptı...
2003 yılında sevenlerine bir sürpriz yaparak "Maxi Sandal 2003" isimli bir maxi single çıkardı.
Sanatçı yine 2003 yılında, Almanya-Universal Music etiketiyle "Aya Benzer 2003 (Moonlight)" isimli bir single ile "Seven" isimli bir albüm ile Avrupa’lı müzikseverlerle buluştu.
2004 yılında Türkiye'de "İste" isimli maxi-single'ı piyasaya çıktı. Yaz boyu "Volkswagen ile Müzik Aşkına" konserlerinde sevenleriyle buluştu.
10 Ocak 2005'te "İsyankar" isimli şarkısının single çalışması ile yurtdışındaki sevenleriyle buluştu. İsyankar, Almanya, Avusturya ve İsviçre'de en çok satanlar listelerinde üst sıralarda yer aldı.
Aldığı Ödüller
Kral Tv Video Müzik Ödülleri : “En İyi Pop Müzik Sanatçısı” (2002)
MGD Altın Objektif Ödülleri : “En iyi Pop Müzik Sanatçısı” (2002)
MGD Altın Objektif Ödülleri : “En İyi Sanatçı Sitesi” (2002)
İstanbul FM Müzik Ödülleri : “En iyi Pop Müzik Sanatçısı” (2000)
Kral Tv Video Müzik Ödülleri : “En İyi Pop Müzik Sanatçısı” (1998)
Kral Tv Video Müzik Ödülleri : “En İyi Beste ( Aya Benzer)” (1998)
Bosna Hersek’te : “En İyi Yabancı Sanatçı Ödülü” (1998)
Kral Tv Video Müzik Ödülleri : “En İyi Pop Müzik Sanatçısı” (1996)
Kral Tv Video Müzik Ödülleri : “Yılın Şarkısı (Araba) (1996)
Kral Tv Video Müzik Ödülleri : “En Çok Satan Albüm (Gölgede Aynı)” (1996)
Hürriyet Altın Kelebek Ödülleri : “En iyi Pop Müzik Sanatçısı” (1996)
MGD Altın Objektif Ödülleri : “En iyi Pop Müzik Sanatçısı” (1996)
İstanbul FM Müzik Ödülleri : “En iyi Pop Müzik Sanatçısı” (1994)
Albümleri
İste (2004)
Seven (2003)
Maxi Sandal 2003(2003)
Kop (2002)
Akışına Bırak (2000)
Detay (1998)
Gölgede Aynı (1996)
Suç Bende (1994)
12898
« : Aralık 13, 2007, 09:35:47 ÖS »
TARKANIN HAYATI
Tarkan, 17 Ekim 1972;de Almanyanın Alzey kasabasında, altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Müzik aşkı daha 3 yaşlarında başlayan Tarkan, 6. sınıfa geçerken, 14 yaşında Türkiyeye döndüğünde, müziğe duyduğu bu büyük ilgi onu lise eğitiminin yanısıra Türk Sanat Müziği dersleri almaya yöneltti. 1990-92 yılları arasında devam ettiği Üsküdar Musiki Cemiyetinde, kendisini müzik dünyasına katılma konusunda cesaretlendiren, Türkiyenin saygın bestekarları ile çalışma fırsatını buldu.
Lise yılları bitip, üniversite sınav sonuçları açıklandığında Almanyaya dönüş kararı alan Tarkanın, tam bu sırada Mehmet Söğütoğlu ile tanışması kaderini büyük ölçüde değiştirdi ve müzik dünyasına profesyonel anlamda girişinin temellerini atan ilk albümü Yine Sensiz, 1993 yılında İstanbul Plak tarafından çıkarıldı. Konserleriyle ilk olarak sevenleriyle buluşan Tarkan kısa sürede 700 bin albüm satarak müzik piyasasına sağlam bir temel attı.
Tarkan ikinci albümünün hazırlık aşamasında, Türkiyenin en önemli seslerinden Sezen Aksu ile tanıştı. Müzikal anlamda ilk kez buluşan iki sanatçının çalışmaları sonucunda Şıkıdım şarkısı ikinci albüme dahil oldu.
1995 yılında çıkan ikinci albümü Aacayipsin ile Türkiye ve Avrupada tam 74 konser verdi. Bu konserlerin 25 tanesi, o ana kadar ulusal çapta gerçekleştirilen en büyük sponsorlu turne kapsamında, Tarkanı Türkiyenin farklı illerinde yaklaşık 750 bin seyirci ile buluşan stadyum konserleriydi. Bunlarla birlikte Tarkan çok önemli bir başarıya daha imzasını attı ve albüm 2.5 milyona yakın sattı.
Bunun ardından dil eğitimi almak üzere New Yorka gitti. Bu dönemde tanıştığı Ahmet Ertegün ve Atlantic Recordsla yeni projeler üzerinde çalışmaya başladı.
1994-97 yılları arasında İsviçre, Hollanda ve Almanyada toplam 12 şehri kapsayan 3 büyük Avrupa turnesine çıktı. 1995 yılında New York Palladiumda verdiği konser, Türkiyede canlı yayınlandı.
Tarkan, 1997 yılının Temmuz ayında, üçüncü albümü Ölürüm Sana ile müzik dünyasında yine bir Sezen Aksu parçasıyla büyük bir çıkış yaptı. Bu albüm için yaklaşık 2 yıl boyunca hazırlanan Tarkan, Sezen Aksunun da katkılarıyla istenilen başarıya ulaştı ve ilk kez uluslararası müzik sektöründe kendini tanıttı. Üçüncü albümüyle tüm dünyaya sesini duyuran Tarkanın bu albümü 3.5 milyon sattı.
Tarkan bu başarının ardından hiç ara vermeden konserlere başladı. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalyada verilen stadyum konserlerini, 10 ili daha kapsayan bir Türkiye turnesi izledi.
Güney Amerikada verdiği konserlerde, seyirci Tarkana şarkılarında eşlik ederek büyük bir coşkuyla izledi.
Tarkan, yine 1997nin Aralık ayında bu kez 17 ayrı şehirde 18 konserden oluşan yeni bir Avrupa turnesine çıktı.
Bu sırada, sanatçılarla yapılan çalışmaların albüm ve kliplerle sınırlı kalmaması vizyonu ve kendine ait bir müzik prodüksiyon şirketine sahip olma hedefi, Hitt Müzik projesinin çıkış noktası oldu.
1998de ise İstanbul Plakın, Ölürüm Sana albümünün Avrupadaki lisans haklarını ünlü Fransız firması Polgrama devretmesi ile Tarkanın Avrupadaki tanınırlığı önemli ölçüde arttı.
Böylece Tarkan, başta Şımarık singleı olmak üzere, ;Ölürüm Sana albümü ile tüm Avrupaya Türkçe şarkı söyletmeyi başardı. Ve yine aynı albümle, Meksika;da Platin, Fransa, Hollanda, Almanya, Belçika, Lüksemburg, İsveç ve Kolombiya&da da Altın Plak ödülleri kazandı.
1999 yılının baharında başlayan ve Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Portekiz, Ukrayna, Fas, Avustralya ve Tunus gibi pek çok farklı ülkeyi kapsayan bir başka turne ise, aynı yılın yaz aylarında son buldu.
2000 yılının Şubat ayında askerliğini yapmak üzere Türkiye&ye dönen Tarkan, teslim olmadan hemen önce 14 Ocak&ta, 17 Ağustos depreminde zarar görmüş depremzedeler yararına İstanbul Mydonose Showlandde Türkiyede ilk kez özel bir ses ve ışık sisteminin kullanıldığı bir konser verdi.
Dünya çapında bir sanatçı olmasıyla, sorumluluğunu daha da artan Tarkan, askerlik dönüşünde yeni albümünün çalışmalarına iyice hız verdi. 2 yıl süren titiz çalışmaların ürünü olan Karma albümü, Amerika, Fransa ve Mısırdaki stüdyolarda kaydedildi ve Mayıs 2001de Kuzu Kuzu singleı 5 değişik versiyonuyla tüm müzik marketlere sunuldu.
Kuzu Kuzunun hemen ardından Ağustos ayı başında çıkan Karma albümü, 7 Ağustosta İstanbulda başlayan bir konserler zinciri ile seyircisi ile buluşmaya devam ediyor.
Tarkan Kimlik
Doğum Tarihi : 17.10.1972
Doğum Yeri : Almanya
Anne Adı : Neşe
Baba Adı : Ali
Medeni Hali : Bekar
Kan Grubu : A Rh Pozitif
Göz Rengi : Yeşil
Saç Rengi : Siyah
Boy : 1.74 m.
Kilo : 70 kg.
Ayakkabı No : 42
Burcu : Terazi
12899
« : Aralık 13, 2007, 09:26:42 ÖS »
paylaşım için teşekürler...
12900
« : Aralık 13, 2007, 09:24:43 ÖS »
video bizde çalışıyo ama sizin bilgisayarda bir problem var sanırım...
Sayfa: 1 ... 858 859 [860] 861 862 ... 939