İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Loqum_mum

Sayfa: 1 ... 80 81 [82] 83 84 ... 88
1216
İlginç Resimler / Ynt: kan revan içinde
« : Mayıs 05, 2008, 09:46:21 ÖS »
 :yasa :yasa :yasa

1217
OKUMA YAZMASI YOKMUYMUŞ AYŞE VE ZUZU ABLAAAAA :kat :kat :kat

1218
Forum Oyunları / Ynt: üsteki uyenın nesını begendın?
« : Mayıs 05, 2008, 09:40:08 ÖS »
BNM Mİ?????????????

1219
ZUZU: :) HELAL

1220
Forum Oyunları / Ynt: Telefon oyunu...
« : Mayıs 05, 2008, 09:35:38 ÖS »
YANLIŞ NUMARA KARDEŞŞŞ :P

1221
Forum Oyunları / Ynt: üsteki uyenın nesını begendın?
« : Mayıs 05, 2008, 09:32:56 ÖS »
İMZASI SÜPERRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR :yasa :yasa

1222
Şiir / Ynt: Oğula sesleniş
« : Mayıs 05, 2008, 09:30:27 ÖS »
OĞLUN OLURSA BÖYLE DERMİSİN: :)

1223
Hikaye ve Yazılar / Ynt: GECE GELEN TELEFON
« : Mayıs 05, 2008, 09:27:45 ÖS »
 :.8 :.8

1224
Hikaye ve Yazılar / Ynt: KÜÇÜĞÜM
« : Mayıs 05, 2008, 09:27:03 ÖS »
Ö. DEİL ABLACIMM GSL YHA HİKAYEE :(

1225
Hikaye ve Yazılar / GERÇEK DOSTLUK
« : Mayıs 05, 2008, 09:26:01 ÖS »
(böyle dostluklar kaldı mı??)

Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok
beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.

Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir
ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek arkadaşının iş yerine gider
ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.

Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını
öğrendiği kadına; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte
yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç
düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine
uygun bir kız bulup evlenmesini söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl
bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.Yaşlı kadın ona uygun bir
kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler
sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi
kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır. Biraz da
geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir .
Düğün günü gelir çatar. Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek
isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya; Eskiden çok
sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. işlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum .çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha
fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya;
Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı.
İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi.
Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi. Nişanlısını
istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat kadınıydı)
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu
şekilde kurtardım.İşleri bozulduğunda gelip benden iş
istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim.
Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek
üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi.Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kız de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim. Değerli misafirler, işte biz böyle dostuz.

Dostlukla ve Sevgiyle kalın.

1226
Hikaye ve Yazılar / YALNIZ ADAM VE KIRLANGIÇ
« : Mayıs 05, 2008, 09:24:59 ÖS »
VARYA BÖYLE BİRŞEY YOK SİZ SİZ OLUN SİZİ SEVENE ÇOK GÖRMEYİN SEVGİYİ HAYAT KISA)   


Karlı bir kış günüymüş...
Yağan kardan üşümüş küçük kırlangıç,
yalnız bir adamın penceresinin dışına gelip
gagasıyla camı tıkırdatmış, adeta adamın onun
içeri girmesine müsade etmesini istemiş.

Yalnız adam bu isteği görmüş, "olmaz alamam,
git başımdan" der gibi kuşu kovalamış, sonra da
kendi kendine söylenmiş;"Hıh, camı tıkırdatmakla
kendisini içeri alacağımı mı sanıyor acaba..?"


Gecenin ilerleyen saatlerinde canı sıkılmış,
rüzgar ve soğuk arttıkça yalnız adamı
daha başka düşünceler sarmış,
kırlangıcın arkadaşlığını
geri tepmekten biraz pişmanlık duymuş...

"Keşke kuşu içeri alsaydım.
Ona biraz yiyecek verirdim. Minik kuş
oradan oraya uçar, neşeli sesler çıkartır,
cıvıldar, yalnızlığımı paylaşırdı. " demiş.

Ertesi sabah ilk iş pencereyi açıp,
etrafına bakınmış adam, belki kırlangıç
oralarda bir yerlerde olabilir diye düşünmüş.
Ama görememiş zavallı kırlangıcı...

Uzun kış geçmiş, yine yaz gelmiş...
Etrafta kırlangıçlar, cıvıldıyarak uçmaya başlayınca;
yalnız adam, heyecanla camını sonuna kadar
açıp kuşu beklemiş... Ama hiç gelen olmamış.

Onun hevesle havada uçan kuşlara
baktığını gören komşusu hikayeyi öğrenince
hafif buruk bir sesle: "Sevgili komşum, anlaşılan
sen kırlangıçların sadece 6 aylık bir ömürleri oduğunu
bilmiyordun?" demiş. Bunu işiten yalnız adam çok üzülmüş
ama üzülmek için de artık geç kaldığını anlamış...

***

Dikkatli olun...
Farkında olun...
Kendinize bir sorun...
Acaba, siz kaç kırlangıç kovaladınız?

Hiç geri çevirmediniz mi bugüne kadar
size sunulan bir dostluğu?


Hayatta bazı fırsatlar vardır ki,
sadece birkez karşımıza çıkar,
değerini bilemezsek kaçıp giderler.
Ve asla geri gelmezler.... (

1227
Hikaye ve Yazılar / KÜÇÜĞÜM
« : Mayıs 05, 2008, 09:23:48 ÖS »
Ayni sokakta oturuyorduk.Her gün bir kizla geliyordu eve.Adi ESRARENGIZDI. Herkes onun hakkinda farkli seyler söylerdi.Fakat kimse gerçegi bilmezdi. Kirli sakallari vardi.Yesil gözlü,kumraldi.Mahallenin kizlari hayrandi ona Bense nefret ederdim.Hiç kimse ile konusmaz sadece gelir geçerdi. Bir gün onunla yolda karsilastik Çok güzel bir yüzü vardi bana gülümsedi.Sasirdim.. Ama yinede onu sevmiyordum.Fakat o çok farkliydi. Gece boyunca lambasi yanardi Uyumak yerine onun evini seyrediyordum Onu sevmedigim halde her seyi ile ilgileniyordum Yavas yavas onu gözlemeye basladim.O an anladim ki Hep kendimi kandirmisim ona karsi hissettigim sey sevgiymis Artik o eve gelemden uyuyamiyordum Yanina gelen kizlari kiskanirdim Herkes onun kötü oldugunu söyleyince Hep onu savundum.Onunla karsilasmak için kapida dururdum Onu yine yolda gördüm.Bana göz kirpti. Yanimdan geçerken onu çagirdim Acelem var `KÜÇÜGÜM` dedi. Bana aramizdaki yas farkini hatirlatmisti. Eve gidip sabaha kadar aglamistim. Karar verdim ona askimi ilan edecektim.Yolunu gözledim Bir gün onu gelirken gördüm Pesine düstüm O eve girdi Biraz bekleyip kapiyi çaldim Açti,ne var `KÜÇÜGÜM` dedi SENI SEVIYORUM dedim Gülümsedi EVET dedi...Ne evet dedim, konusmadi Kosarak disari çiktim Bir ay boyunca evden çikmadim Bir gün kizlarla konusurken Ambulans geldi… Onun evine girdi.Sedye ile onu disari çikardilar Önümüzden geçerken Bende seni `KÜÇÜGÜM` dedi ve gözlerini yumdu Kipkirmizi oldum herkes bana bakiyordu. Aglayarak kosmaya basladim Aksama kadar sokakta gezdim Göz yaslarim durmadan akiyordu Sonra eve geldim Annemler ondan bahsediyordu Sevdigi bir kiz varmis Ailesi evlenmesini izin vermeyince Kiz evden kaçmis Sokak serserileri onu öldürmüs Eve getirdigi kizlar,evi olmayan kizlarmis.Kimi sevdi ise ölmüs Çok sevip aci çekmis Intihar edip hastaneyi aramis Polisler evin duvarinda `KÜÇÜGÜM` yazisini bulmus KÜÇÜGÜM sende ölme yaziyormus Bende seni sevdim Sevdiklerim gibi sende ölme diye ben öldüm KÜÇÜGÜM.......

1228
Hikaye ve Yazılar / VAZGEÇİLMEZİM
« : Mayıs 05, 2008, 09:22:35 ÖS »
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında, seni düşündüğümde içime yayılan sıcaklığın, dışarıdaki iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam...

Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp benimle birlikte uyanan güne senin adını veriyorsam...

Evimin bütün duvarlarında senin yüzünü görüp, bana baktığını hissediyorsam...

Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa...

İçtiğim çayın şekeri, sigaramın dumanı, kahvaltımın her lokması sen oluyorsan...

Sokakta bana bakan her insan, yüzümdeki tarifsiz sevinci görüp hayrete düşüyorsa...

Sevdiğin şarkıyı defalarca başa alıp bıkmadan defalarca dinleyebiliyorsam...

O şarkının her sözüne seninle ilgili ayrı bir anlam yüklüyorsam...

Yüzlerce kişinin arasında bile kadehimi sadece senin şerefine kaldırıyorsam...

Başımı döndüren şeyin aslında içki değil, sana olan aşkım olduğunu biliyorsam...

Yorucu bir günün sonunda ufacık bir sözünle, bir gülüşünle uzun bir tatilden dönmüş gibi enerji doluyorsam...

Ve o enerjiyle hiç uyumadan günlerce çalışabileceğimi duyumsuyorsam...

Gün boyu saatleri, dakikaları sayıp 'Neden geçmiyor bunlar' diye hayıflanıyorsam...

Ve hep seninle buluşacağımız anı bekliyorsam...

Kitap okurken seni düşünmekten kendimi alamayıp aynı satırı defalarca tekrar ediyorsam...

Sonra sana bunu anlattığımda birlikte ne kadar güleceğimizi düşünüp keyifleniyorsam...

Seninle ilgili planlar yapıyorsam...

Sadece varsayımlara dayalı olsa bile o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntının üzerinde dakikalarca düşünüyorsam...

İzlediğim filmdeki başrol oyuncularının yerine kendimizi koyup 'Biz olsaydık böyle yapardık' diyorsam...

Yüzyıllardır sevgililerin kullandıkları klasik sözcüklerin benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam...

Yine de bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam...

Aşkımın coşkusunu sana yansıttığımda senin de bana aynı coşkuyla karşılık vereceğini biliyorsam...

Kahkahanın en güzelini seninle atacağımı, yemeğin en güzelini seninle yiyeceğimi, içkinin en keyiflisini seninle içeceğimi düşünüyorsam...

'Hayatının en anlamlı şeyi ne' diye sorduklarında tereddüt bile etmeden senin adını verebiliyorsam...

Sen benim için vazgeçilmez olmuşsun demektir...

1229
Hikaye ve Yazılar / GECE GELEN TELEFON
« : Mayıs 05, 2008, 09:21:53 ÖS »
Gece saat iki miydi hatırlamıyorum telefonun sesini duyduğumda.Hafif bir ürpertiyle uzandım yatağımdan.Hem hava soğuktu hem de gecenin bir yarısı gelen telefonla irkilmişti yüreğim.Hiç bakmadım açtım mahmur bir sesle telefonu..

“Efendim..”

“Uyudun mu?”

Evet gene sendin,asla vazgeçmiyordun;hala aynı inadın devam ediyordu ve hala anlayamıyordun her zamanki gibi beni..Bir an duraksadım..Ne demeliyim diye düşündüm nedensiz..

“Evet,uyuyordum.”

Dedim,sen bu cevabı beklemiyordun biliyorum.Bu nedenle kısa bir sessizlikten sonra cevap verebildin bana.

“Bende yeni geldim eve.Askere gideceğim için toplanmıştık.Neyse uyu istersen.”

“Peki..”

Aslında uyanmıştım ama konuşmak istemiyordum çünkü biliyordum sözlerinin nereye kayacağını…Bir an önce kapatmak istiyordum telefonu..

“Peki mi?..Serçem.. Biraz konuşsak olmaz mı?Çok mu uykun var?”

“Off peki konuşalım o zaman..”

Sen benim sözlerime inanamıyordun ama ben,evet ben söylüyordum hepsini.Her zamanki gibi en can alıcı yerden vurmayı planlıyordun kendince beni.Bu nedenle hemen eskileri yatırdın masaya birlikte sarılalım diye onlara;ama farkında değildin eskilerinde seni çoktan terk ettiğini ve her gece bana sadece bana sarılarak uyuduklarını..Artık aramızda yerin olmadığını bir türlü fark edemedin..

“Hatırlıyor musun,ben askere gideceğim zaman n’aparız diye düşünürdük kara kara.Nasıl ayrılacağız,mektuplar yetmez ki bize diye düşünürdük durmadan.Sonra bir karar verdik ve bir defter hazırladık birbirimize..Sadece yazdık ve ayrılırken yani ben askere giderken verecektik birbirimize..”

Sen orada konuşurken eskiler kızdı bana..

“Hala ne konuşuyorsun sen..Hadi kapat artık sarıl bana sarıl da uyuyalım..Bırak onu,o ihanet etti bize,o hak etmiyor anla..”

Ama ben telefonu kapatamıyordum.Dedim ya en alıcı yerinden yakalamıştın beni,en zayıf noktamdı biliyordun.Sen devam ediyordun.

“Serçem..”

“Efendim..”

“Biliyor musun o kitap elimde şimdi.Buraya gelir misin?Benim için,hem sana yazdıklarımı veririm,hem de…”

Ben sessiz kaldım bu sözüne karşılık..

“Orda mısın?..”

Sesinle irkildim tekrar,

“Öğretmencik ben sana senin için yazdıklarımı verdiğimde sende verecektin elindekini..Geç kaldın artık o defteri bana vermek için.Bir çok şeye geç kaldığın gibi buna da geç kaldın öğretmencik anla.”

“Ama..”

“Aması yok öğretmencik..Sen beni bıraktığındaki yürekle şu anda sahip olduğum yürek o kadar farklı ki birbirinden.. Sen benim mutluluğumun katili oldun farkında değil misin? Hayatımın dönüm noktasını oluşturdun da ben bu dönüm noktasından sonra hep maske takmak zorunda kaldım yüzüme..Hep mutluluk oyunu oynadım da bazen polyanna bile terk etti şimdi aman dilediğin kişinin yüreğini.Ah be öğretmencik,ben demiştim sana,pişmanlık duyacaksın bu yaptıklarına ve af dilemeye bile cesaretin olamayacak..Ama sen onu bile yapamadın,her zamanki yüzsüzlüğünle çıktın karşıma.”

Bu lafım ağır gelmişti sana farkındaydım,bana bile ağır gelmişti de gizlice akan göz yaşlarıma rağmen sesime engel olmuştum,titrememesi için.

“Aşkta gurur aranmaz biliyorsun..”

Demiştin kızgınlıkla.

Aşk neydi senin için ve gerçekten aşık mıydın bana diye sormak istedim ama sesim çıkmadı.Bir kez daha yalanlarını duymayı kaldıramazdı yüreğim ve bu sefer bir yalanında yaşlı kalbim yenik düşerdi yaşama..Sustum,bu yüzden sustum,sadece sustum.Sen susmamı fırsat bildin ve devam ettin sözlerine..Hep en can noktalardan vuruyordun beni, bense artık konuşamıyordum biliyordum ki sesim titreyecek,biliyordum ki anlayacaksın aslında hala acıdığını yüreğimin.Ama bu acıyı yanlış algılayacaktın sen ve ben en çok bundan korkuyordum senin için.Beni yanlış anlamandan ve üzülmenden..Evet üzülmenden korkuyordum öğretmencik,sen zamanında hiç düşünmeden beni üzdüğün halde ben hala sana kıyamıyordum.Sen ilkimdin benim,sen benim ilk sevdiğimdin ve ne yaşanmış olursa olsun aramızda;ben gene de senin üzülmene dayanamıyordum.Sen anlatmaya devam ederken bana,ben bir yalanla kapattım telefonu..Çünkü sesin titremeye başlamıştı…Çünkü ben en çok ağlayan insana dayanamazdım.Sabah uyandığımda mesajınla karşılaştım,

“Özür dilerim…”

Neyin özrünü diliyordun anlamamıştım?Zamanında çektirdiğin acıların mı yoksa dünkü sözlerinin mi?..Cevap vermedim,çünkü sana her cevap verişimde senin ümitlenmeye başladığını hissettim ve nedense hep gece çöktüğünde,hep iyice yalnız kaldığında hatırlıyordun beni…Sanki sadece denize düştüğünde sarıldığın bir can yeleği gibi hissediyordum kendimi.Aslında sende anlamıştın;seni,benden daha çok sevecek birini bulamayacağını ve istemiştin ki kürkçü dükkanı açık olsun da sende istediğin gibi rahat dön dükkana.Ama yanılmıştın, bilmiyordun kürkçü dükkanının senin gidişinin ardından iflas ettiğini ve bir daha asla açılmamak şartıyla kapandığını..Bilmiyordun ki seninle birlikte güvenin ve sevginin de terk ettiğini beni..Sen mesaj çekmeye devam ediyordun,ben ise sessiz kalmaya.Anlamıyordun yada anlamak istemiyordun…Kabul etmiyordun artık seni sevmediğimi ve ben sana söyleyemiyordum kırılmayasın diye.Ama zorladın çok zorladın yüreğimi..En son dün gece senden gelen mesajla dayanamayıp ağlamaya başladım ilkim.Evet ağladım ama bu ağlayış sevgimin tohumlarının ürünü değildi öğretmencik.Bu ağlayışımın sebebi zamanında elimizde tutamadığımız şansı,şimdi tekrar benden isterken onu sana veremeyecek olduğumu bilmem ve seni istemsizce üzeceğim düşüncesinin ürünüydü sadece…Mesajı açtığımda karşılaştığım müzikle birlikte eskilerden kalma ılık bir rüzgar esti odanın içinde..Sen benim en zayıf noktamı biliyordun ve hep ordan vuruyordun çaresizce..Sevdan bir ateş oldu bende diyordu telefonumda çalan müzik ve bir buket çiçek resmi vardı üzerinde.Altındaki mesaj aslında çok önceleri yapman gereken ufacık bir şeyin her şeyi nasılda güzelleştireceğini gösteriyordu ya,geç kalınmışlığın ardından şu anda telefonumda bulunması hiçbir şey ifade etmiyordu.

“Biliyorum ki sen çiçekleri çok seversin.Geçmişte çok çiçek veremedim ama umarım bunları ve benim sevgimi kabul edersin.”

Evet bu sözler bile ifade etmiyordu artık hiçbir şey benim için..Ve işte ben bu yüzden döküyordum göz yaşlarımı…Senden istediğim;bir çiçekten yada sevgi dolu bir bakıştan fazla bir şey değilken sen bunları bile esirgemiştin benden.İstediğim sadece senken sen kendin hariç her şeyi istemekle suçladın yüreğimi…Tam bir yıl,tam bir yıl bekledim ben..Tam bir yıl ufacık bir sevgi akışı bekledim senden ve sen inadına yapmadın,inadına yok ettin sevgimi yüreğimden..Arkana bakmadın viranenin içinde yapayalnız bırakmışken yüreğimi..Yangın yerine bir su dökmedin de tam tersi alevler attın üzerime…Evet sen, hepsini sen yaptın öğretmencik..Bir çukurun içine atıp beni,üzerimi örttüğünde;hala sana olan sevgimin acısı vardı yüreğimde,dilim hala senin için dua ediyordu ve sen o çukurun üstünü kapatıp gidiyordun ben sessizce hıçkırıklara boğulduğum anlarda.O günler nasıl geçti biliyor musun..?Hayır..O günlerde neler çektim anlayabilir misin?Hayır…!Ama ben şu an senin neler çekebileceğini biliyorum öğretmencik..Beni zorlama seni üzmek istemiyor yüreğim..Bırak artık,vazgeç benden ve yalvarırım zorlama yorgun yüreğimi..Bırak ve git yoluna..Eskiden yapmış olduğun gibi bırak beni…

Ne çiçeklerin bir önemi var artık,ne sevgi sözcüklerinin nede senin anla..Bırak ve git…Sadece git…Anla yüreğim kırmak istemiyor yüreğini…


1230
Hikaye ve Yazılar / Ynt: MARTILAR
« : Mayıs 05, 2008, 09:21:16 ÖS »
 :.8

Sayfa: 1 ... 80 81 [82] 83 84 ... 88