Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Mesajlar - pudra_shekeri
Sayfa: 1 ... 72 73 [74] 75 76 ... 109
1096
« : Şubat 09, 2008, 04:30:39 ÖS »
Japon ve Amerikalı araştırmacılar, bir maymun beyninin yürüme sırasında bacaklara gönderdiği sinyallerle iki bacağını harekete geçirebilen insansı bir robot geliştirmeyi başardı.Maymunda bacakları harekete geçiren sinir akımlarını tespit eden Japonya Bilim ve Teknoloji Kurumu ile ABD'nin Duke Üniversitesinden araştırmacılar, bu sinyaller sayesinde, uzaktan robotun bacaklarını harekete geçirmesini ve robotun maymun gibi yürümesini sağladı.
Amerikalı araştırmacıların iki şempanzeyi yürüme bandında tıpkı insan gibi yürümeleri için eğittikleri ve bu hareketi sağlayan yüzlerce sinirden gönderilen sinyalleri kaydettikleri, Japon ekibinin ise daha sonra bu bilgileri insansı robotun anlayabileceği talimatlara dönüştürdüğü kaydedildi.
Bunu dünyada bir ilk olarak tanıtan araştırmacılar, böylece engellileri yürüme yeteneklerine yeniden kavuşturabilecek sinirsel protezlerin yapımında önemli bir adım attıklarını savunuyor.
1097
« : Şubat 09, 2008, 04:22:41 ÖS »
Beğendiğin bir kadın var, onunla tanışmak istiyorsun, ama cesaretim yok diyorsan... İlk adım: Göz teması kurun!
Görüş alanınızda beğendiğiniz kadın oturuyor ve siz ona kendinizi fark ettirmek istiyorsunuz. Onunla göz teması kurmaya çalışın! Baktığınız kadın 10 saniye içinde size bakarsa ilk adımı başarıyla tamamlamışsınız demektir. Bakmazsa, kendinizi fark ettirmek için onun yakınlarına gidip bir şey arıyormuş veya birine gibi yapabilirsiniz.
Dikkatini çektiyseniz bakışlarınızı yeniden ona çevirebilirsiniz. Ayaklarının yönü size dönükse bu harekete geçmeniz için "yeşil ışığın" yandığının işaretidir. Çapkın bakışlar bırakmaya devam edin, doğru yoldasınız!
İlk kez konuşurken...
Çapkın bakışlarınızla onun ilgisini çektiniz, sırada tanışma faslı var. Onunla konuşmaya başladığınızda uzun uzun cümleler kurmayın ve çok da yakınında durmayın. Fotoğraftaki mesafe ilk konuşma için ideal bir mesafe... İlk dakikada laubali bir izlenim vermemeniz gerekir!
Merhaba deyip kendinizi tanıttıktan sonra ilk sohbeti ortak bir noktadan, bulunduğunuz mekandan açın. "Bu mekana sık sık gelir misin?" gibi cevabı kesin olan sorular yerine, "Bu akşam burası çok kalabalık, değil mi" gibi yoruma açık cümleler kurun. Konuşmanın açılması için de onun ilgi alanı olabileceği bir konu yaratmaya çalışın. Size gülümseme ile tepki verdiği anda başardınız demektir!
Elini sıkın...
Kendinizi ona tanıtırken mutlaka elini sıkın. Çünkü kadınların avuç içlerindeki nokta hassas olduğu için bu hoşlarına gidecektir. Elinizi yavaşça çekin. Vücut sinyallerine dikkat edin. Saçıyla oynuyorsa bu iyiye işarettir.
Eğer otururken yakınlaşmaya başladıysa ve sürekli sorular soruyorsa kazandınız demektir. Tuvalete gittiyse, makyajını tazeliyor demektir. Bu, size güzel görünmek istediğine işarettir.
İlgi alanını öğrenin:
Onunla aranızda etkileşim sağlamak için nelerden hoşlandığını öğrenin ve ortak nokta bulmaya çalışın. Mesela dans etmeyi seviyorsa onu tavlamak için etkili bir yöntem olabilir birlikte dans etmek, tabii siz de iyi dans ediyorsanız...
Size tavsiyemiz dans ederken ona çok da samimi durmamanız, bırakın ilk samimi duruş ondan gelsin. Kadınlar daha ilk başta kendilerine dokunan erkeklerden pek hoşlanmazlar!
Oldu bu iş!
Sizinle eğlenceli ve keyifli vakit geçirmeye başladı, her şey yolunda gidiyor! Siz de hemen fotoğraftaki gibi mutlu bir çift olmak için hayallere dalıp gidiyorsunuz. Bu hayallerin gerçek olması zor değil. Sıradaki adım onun telefonunu almanız ve "ne zaman görüşüyoruz" diyerek ondan randevu koparmanız... Unutmayın, tatlı ısrarcı olmalısınız ki ondan ne kadar etkilendiğinizi anlasın...
Size son bir sır: Kadınlar her zaman kendilerine gösterilen ilgiden hoşnut olurlar. Onu tavlayana kadar onun çevresinde deli divane olun, tabii çok da abartmadan!
1098
« : Şubat 09, 2008, 04:17:01 ÖS »
Mutlu olmak için önünüzde sadece 20 adım yeterli... Yüzünde çıkan bir sivilceyi, aldığın birkaç kiloyu kafaya takıp strese davetiye göndermek yerine önerilerimize kulak verin! 1. Kusursuz olmaya çalışma. Unutma ki dünyada hiçbir şey mükemmel ve kusursuz değil.
2. Sevgi kapasiteni geliştir. Tabii önce insanları sevmen gerekiyor. İşe kendini başkalarının yerine koyup onların sıkıntılarına ortak olarak başlayabilirsin.
3. İyilik yap, denize at. Yaptığın iyilik karşısında takdir edilmeyi isteyebilirsin ama inan yaptığın iyiliği kendine sakladığında daha çok mutlu olacağından emin ol!
4. Bırak ilgiyi başkaları toplasın! Sürekli ilgi çekmek isteriz fakat ilgiyi yanımızdakinin toplamasına izin verdiğimizde o kişi sizin yanınızda çok mutlu olacak.
5. Anı yaşamayı öğren! Geçmişteki sorunlarının veya geleceğe yönelik endişelerinin şu anki yaşamını etkilemesine izin vermemelisin.
6. Öğrenmeye açık ol. Senin dışında herkesin çok bilgili olduğunu düşün.Yaşamında bulunan her şeyin sana öğretecek bir çok şeyi olduğunu unutma!
7. Sabır geliştirme egzersizleri yap! Eğer sabırlı olmazsan, sıkıcı gelebilir.
8. Elini uzat! Kırıldığın ya da küstüğün zamanlarda ilk adımı hep karşıdan mı beklersin? Unutma ki, haklı olmak mutlu olmaktan önemli değildir.
9. Gerçekleri kabul et.Şikayet etmek ve kendini ve çevrendekileri üzmek yerine gerçekleri olduğu gibi kabul etmeyi dene.
10. Yazmayı unutma!günlük tutuyorsan ne ala! Ama tutmuyorsan haftada bir kere olsun kalemi kağıdı eline alarak ya da bilgisayar başına geçerek birisine mektup yazabilirsin.
11. Bırak biraz canın sıkılsın! Sürekli bir yerlere koşuşturmaktan yorulan bedenimizin yanı sıra beynimizin de biraz tembelliğe ihtiyacı var.
12. Zihninde özel bir bölüm aç.Yapman gereken tek şey sorunları, farklı seçenekleri ve farklı çözümleri beyinin bu kısmına yüklemek ve gerisini ona bırakmak.
13. Kendine 'sessiz zaman’ ayır. Mutlaka seninde herkesten ve her şeyden uzak kalmak istediğin anlar oluyordur. Bu zamanlar kendi sesini duymanı sağlayacak ve içini huzurla kaplayacak.
14. Önce karşındakini anlamaya çalış. Eğer çevrendekilerle doğru iletişim kurmak istiyorsan, önce karşındakileri anlamaya çalışmalısın.
15. Alçakgönüllü olamaya çalış. Kendini başkalarına kanıtlamak için ne kadar az çaba harcarsan içindeki huzur o kadar artar.
16. Eleştirileri kabul et.! Ufak bir eleştiride bile saldırıya geçmek yerine eleştirileri kabul etmeyi denersen, kendini daha iyi hissedebilirsin.
17. Gevşe. Rahatlamış insanlar çok başarılı olurlar, çünkü böyle bir durumdan sonra yaratıcılıkları da artar.
18. Parçalara bölünme. Aynı anda kaç iş yapabilirsin? Tek bir işe odaklanmaya ne dersin?
19. Planlarında esnek ol! Planların gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına düşmek yerine planlarında değişiklikler yapmayı denersen daha huzurlu olabilirsin.
20. Mutlu olmaya çalış. Ne zaman mutlu olacaksın? Okulun bittiğinde mi? İşe girdiğinde mi? Mutluluğu bekleme ve erteleme.
1099
« : Şubat 09, 2008, 04:10:27 ÖS »
İş görüşmeleri genellikle stresli geçer. Ama bazıları var ki, ya çok rahatlar, ya da eğlenmeyi seviyorlar. Bazı kaynaklardan iş başvuruları ve alınan cevaplar.İş görüşmelerinde genellikle stresli anlar yaşanır. Ancak bazıları var ki, ya çok rahatlar, ya da eğlenmeyi çok seviyorlar. Çeşitli kaynaklardan iş başvuruları ve alınan cevaplar bunlar. Derlenen habere çok ilginizi çekecek.1. Televizyon üretim departmanımızdaki teknisyenlik pozisyonu için bir adayla görüştüm. Altyapısında televizyon veya elektronik ile ilgili herhangi bir tecrübe yoktu. Bunun üzerine, hiç televizyonun içini açıp neler olduğuna bakıp bakmadığını sordum. Cevabı şu oldu: “Dalga mı geçiyorsunuz? Orayı açmak çok tehlikeli!”. Söylemeye gerek yok ama, işi alamadı tabii.
2. Bir adaydan, yapmaktan hoşlanmadığı bir şey söylemesini istedim. Başvurmuş olduğu Bilgisayar Programcısı pozisyonuyla ilgili bir cevap bekliyordum. Uzun uzun düşündü ve şöyle dedi: “Küveti temizlemek hiç hoşuma gitmiyor!”
3. Bir fast food şirketinin danışmanlığını yapan insan kaynakları şirketine gelen gerçek bir iş başvurusu:
Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir?
- Birbiri ile tutarsız iki cevabım var:
İnsan sevgisi, hümanizm ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.
Gırtlağıma kadar borca batmış olmam...
sonuç: işe alındı...
4. İK müdürüydüm ve bir inşaat işçisinin başvurusunu alıyordum. “Hiç hüküm giydiniz mi?” sorusuna “Eve girip hırsızlık yapmaktan ceza aldım” yazmıştı. Daha sonra gelen “Başka özel yetenekleriniz var mı?” sorusuna da “El aletleri ile evlere rahatça girebilirim” cevabını vermişti.
5. Önceki işimde, Depo Asistanı pozsiyonuna gelen başvuruları incelerken ilginç bir cevap ile karşılaşmıştım. Etnik köken bölümünde aday “Diğer” kutusunu işaretlemiş ve yanına “İnsan” yazmıştı. Gerçekten çok özgün bir cevaptı. O aday işe alınmıştı.
6. Tahsildarlık pozisyonuna alım yapacaktık. Başvuruları incelerken, kariyer hedefi kısmına şunların yazılı olduğu bir özgeçmişle karşılaştım: “Herkes gibi ben de başarılı olmak istiyorum. Ancak ben çıtayı yükseltmek ve çok çok başarılı olmak istiyorum. İş, aile ve kişisel yaşamda hep 1 numara olmak istiyorum.” Çok mu başarılı olmak istiyorsunuz? Ne kadar ilginç bir hedef. Teşekkürler. Sıradaki aday lütfen...
7. Adaylara uyguladığımız standart uyuşturucu testinde, pozitif sonuçla karşılaştığımız bir adayı konuyla ilgili bilgilendirmek için çağırmıştık. Pozitif test sonucunu bildirip, işe uygun olmadığını söylediğimizde şöyle demişti: “3 hafta önce bir partide esrar içmiştim. Çıkacağını düşünmüyordum. Şimdi temizimdir herhalde. Testi bir daha yapar mısınız?
8. Yıllar önce iş yerim New York’ta, 51. cadde Batı bölgesi 140 numaradaydı. Bir adayla yapacağımız görüşmeden bir gün önce aradı ve iyi hissetmediğini söyleyerek ertelememizi rica etti. Normal ve dürüstçe bir istekti. Görüşmeyi birkaç gün sonra 10.30’a erteledik. O gün geldiğinde, 10: 00 gibi aradı ve trafiğin sıkıştığını ve biraz geç kalacağını söyledi. Yine normal ve dürüstçe... 10: 45’te daha da geç kalacağını, çünkü yanlış adrese, 140 yerine 1240 numaraya gittiğini söyledi. Dayanamayıp sordum: “Bugün nehirde su nasıl?”. Şaşırdı tabi. Batı bölgesinde son kapı numarası 1100’dı ve 1240’a gitmesi için nehri geçip Doğu tarafına gitmesi gerekiyordu. Sonra sabah uyuyakaldığını itiraf etti. Çok yaratıcı bir arkadaşımızdı ve belki de iyi bir yüzücüydü, ama ben yine de kendisiyle değil sıradaki adayla görüştüm.
9. Bu da bizden bir hikaye... Bir bankanın yeni mezunlar için açtığı sınavı kazanan adaylar 10'ar kişilik gruplar halinde sözlü mülakata alınırlar. Görüşmede bulunan insan kaynakları yöneticisi tüm adaylara 'neden bankacılığı tercih etmek istiyorsunuz' diye sorar. Sırayla tüm adaylar biraz da abartılı bir biçimde bankacılığın çok güzel bir meslek olduğunu, hayallerindeki mesleğin bu olduğunu, banka şubelerinin çok güzel yerler olduğunu süsleyerek anlatırlar. Sıra, konuşmalardan aşırı derecede sıkılmış olan son adaya gelir ve bombayı patlatır: "Ee iktisat okuduk bu kadar yıl, hemşire mi olacaktık?"
1100
« : Şubat 09, 2008, 04:07:47 ÖS »
Bilim adamları kanserli hücrelerini takip edebilmek için şeffaf balık üretti.ABD'li bilim adamları, kanser hücrelerinin yayılmasını inceleyebilmek için şeffaf balık üretti. Boston Çocuk Hastanesi araştırmacıları, genetik açıdan insana benzerlik gösteren zebra balığın, şeffaf hale getirdi.İç organları dışarıdan görülebilen balığın cilt kanserine yakalanması sağlandı. Kanser hücreleri balığın cildine yayılırken araştırmacılar hücrelerin hareketlerini çıplak gözle gördü. Bu incelemelerin, yeni tedavi yöntemleri geliştirmekte kullanılabileceği belirtil
1101
« : Şubat 09, 2008, 04:04:16 ÖS »
aynen
1103
« : Şubat 09, 2008, 03:57:20 ÖS »
İnsanoğlunun en büyük hayali "zamanda yolculuk" gerçek oluyor... Canlı kopyalama, ısmarlama organlar, aya seyahat derken, iki Rus matematikçi, dün bilim gündemine damgasını vuracak bir açıklama yaptı ve “Mayıs ayında gelecekten gelen misafirler için hazırlanın” dedi.
İşin aslı ise, fizik biliminin gizemli ayrıntılarında gizli. İsviçre’nin Cenevre kentindeki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN), mayıs ayında bugüne kadar yapılmış en büyük fizik deneyini gerçekleştirecek. 4 milyar dolara malolan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider, LHG) ilk kez denenecek.
Bu deneyde, atomlar birbirlerine ışık hızına yakın bir hızla çarpışıtırılacak. Ortaya evrenin varolmasına neden olan “Büyük Patlama”nın ilk saniyelerinin küçük bir örneği çıkması bekleniyor. Böylece evrenin kökeniyle ilgili bilgi elde edilecek.
Bilim kurgu değil
Buraya kadar her şey kuantum yani parçacık fiziğinin alanı olarak gözüküyor. Ancak Moskova Steklov Matematik Enstitüsü’nden iki matematikçi Irinia Arefava ve Igor Volovich’e göre bu deney sırasında ortaya çıkan yüksek enerji, zamanda bir kırılma yaratacak. Atom düzeyinde bile olsa bir zaman tüneli oluşacak. Dünyanın sayılı matematikçilerinden Volovich’in bu iddiası bilim dünyasında “rüya ya da bilim kurgu” olarak değil ciddiyetle karşılandı. İddiayı dünyanın sayılı bilim dergilerinden İngiliz NewScientist, kapağına taşıdı.
Tarihe geçecek deney
LHC’deki çarpışmada 7 teraelektronvolt (TeV) miktarında enerji açığa çıkaracak. 1 TeV, bir sivrisineğin uçarken çevresine yaydığı kinetik enerjiye eşit. Ancak bu enerjinin, sivrisineğin 1 trilyonda biri küçüklükte bir alanda ortaya çıktığı düşünüldüğünde, enerjinin büyüklüğü ortaya çıkıyor. Ünlü Alman fizikçi Einstein’in teorisine göre uzay en, boy, yükseklik ve zaman olarak 4 boyuttan oluşuyor. Ve zaman uzayı bir örtü gibi çevreliyor. Yüksek bir enerji, uzayda bozulmaya neden olarak, zamanda bir “tünel” yaratabiliyor.
Bu zaman tüneliyle teoride, geçmişe yolculuk mümkün. Volovich’e göre yüzyıllar veya bin yıl sonra, torunlarımız tarih kitaplarında, CERN’deki deneyi okuyacak. Deneyin ne zaman, kaçta ve nerede yapıldığı hakkında bilgi sahibi olacaklar. Ve o zamanki teknolojiyi kullanarak, açılmış olan “zaman tünellerinden” bizi ziyaret edecekler.
E=mc2
Dünyanın en ünlü formüllerinden biri olan Einstein’in görecelik teorisine göre yeterince ağırlıkta bir kütle veya yeterince büyük bir enerji, uzayda ve onu çevreleyen zamanda bir bozulmaya neden olabilir. Bilim adamlarına göre CERN’deki deney, Einstein’in teorisinde belirttiği kadar bir enerji açığa çıkaracak.
Türkiye de katılıyor
* CERN Enstitüsü’nde yapılacak olan deneyde 2 tonluk dev bir mıknatıs Fransa-İsviçre sınırının 100 metre altındaki 27 km’lik tünele yerleştirilecek.
* 16 metre yüksekliğinde, 17 metre genişliğinde ve 13 metre boyundaki mıknatıs yer altındaki 15 parça ile birleştirilecek.
* 13 yıldan beri hazırlıkları devam eden deneyin maliyeti 9 milyar dolar.
* 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin yer aldığı projeye Türkiye’den Boğaziçi, Çukurova ve ODTÜ fizik bölümlerinden öğretim görevlileri katılıyor.
1104
« : Şubat 05, 2008, 02:13:45 ÖS »
Danimarkalı araştırmacılar, mavi gözlü insanların tek bir ortak atadan geldiğini iddia etti.Kopenhag Üniversitesi’nden Hans Eiberg başkanlığındaki bir araştırmacı grubu, göz rengiyle ilgili gende yaşanan bir mutasyon nedeniyle, "melanin" maddesi üretimi azaldığından kahverengi olması gereken gözün mavi renk aldığını bildirdi.
Eiberg’e göre mavi gözlülerin DNA’sındaki mutasyon aynı döneme denk geliyor, bu da tek bir atadan dünyaya yayıldıkları anlamını taşıyor. Hans Eiberg, "Orijinal olarak, aslında hepimiz kahverengi gözlüyüz. Ancak kromozomlarımızdaki OCA2 geninin mutasyona uğraması sonucu, renkte değişim meydana geliyor. Yani bir anlamda göz renginin kahverengi olması yeteneği kayboluyor. Böylece göz rengi maviye dönüşüyor.
Oysa gözde yeşil renk, iris tabakabındaki melanin oranının değişmesinden kaynaklanıyor" dedi. Eiberg, bu sonuçtan yola çıkılarak, mavi gözlü insanların tek bir ortak atadan geldiğinin söylenebileceğini ifade etti
1105
« : Şubat 05, 2008, 02:08:42 ÖS »
İş dünyasının en çok rağbet ettiği restoranlardan biri olan Papermoon’un cirosu ile dikkat çekiyor.İSO 500 listesine göre, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yarattığı toplam katma değer 75.3 milyar YTL oldu. 500 büyük kuruluşun toplam satışları cari fiyatlarla yüzde 21.7, sabit fiyatlarla yüzde 10.9 arttı. Yani 500 büyük kuruluşun performansı Papermoon’un performansına yetişemedi.
Patronların buluşma noktası olarak bilinen, Sunset ile birlikte İstanbul’un en gözde restoranları arasında ilk sırada gösterilen Papermoon’un 2006 yılı cirosu belli oldu. Akkök Grubu’nun 2006 faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre Papermoon 2006 yılını 6 milyon dolar ciro ile tamamladı. Papermoon kriz yılı 2001’i sadece 632 bin dolarlık ciro ile kapatmıştı. 2005 yılında gerçekleşen ciro ise 4.3 milyon dolardı. Böylece Akmerkez Lokantacılık’ın işlettiği Papermoon bir yılda cirosunu dolar bazında yüzde 40’a yakın artırmış oldu.
Papermoon bu performansı ile büyüme açısından Türkiye’nin en büyük 500 kuruluşunun ortalama hızını da Türk ekonomisinin genel büyümesini de sollamış oldu.
Türkiye’den de iyi
İSO’nun önceki gün açıklanan 500 listesine göre, 2006 yılında 500 büyük sanayi kuruluşunda yaratılan katma değer 75.3 milyar YTL olarak belirlendi. Bu değer Türkiye GSMH’sinin yüzde 13.1’ini oluşturdu. Türkiye sanayi sektörü katma değerinin yüzde 51.2’si 500 büyük kuruluş tarafından yaratıldı. Toplam satış geliri ise 500 büyük sanayi kuruluşunda cari fiyatlarla yüzde 21.7, sabit fiyatlarla ise yüzde 10.9 oldu. Bu rakamlarla kıyaslandığında Papermoon’un 500 büyük sanayi kuruluşundan çok daha yüksek bir performans sergilediği dikkati çekti. Papermoon’un dolar bazındaki yüzde 40’a varan ciro artışı, Türkiye’nin genel ekonomisindeki başarıdan da daha büyük bir performansı ifade ediyor. Türkiye’nin gayri safi milli hasılası 2005 yılında 360 milyar dolardan 2006 yılında 399.7 milyar dolara çıktı. Yani dolar bazında Türkiye yüzde 11 büyüdü. Papermoon dolar bazındaki yüzde 39.5’lik artışı ile Türkiye’nin genel büyümesinin de önüne geçti.
Papermoon’un 2006 yılı Eylül ayında açılan Ankara şubesinin de desteği ile Akmerkez Lokantacılık’ın 2007 yılı cirosunun 10 milyon doları bulacağı tahmin ediliyor.
Papermoon Akmerkez’de 75 kişilik ekip, 400 metrekarelik alanda 102 kişiye aynı anda hizmet verebiliyor. Buna göre her bir sandalyenin yıllık cirosu yaklaşık 59 bin dolar oldu. Akmerkez Papermoon’un günlük cirosunun ise YTL cinsinden 21 bin YTL’yi geçtiği gözlendi. Bir pizzanın yaklaşık 32 YTL’den satıldığı Papermoon’un cirosunun yüzde 70’i civarında kâr rakamına ulaştığı tahmin ediliyor.
Akkök Grubu’nun genel olarak cirosu 2006 yılında yüzde 10 civarında büyüyerek 1 milyar dolardan 1 milyar 122 milyon dolara çıktı. Buna göre Papermoon, grubun en iyi performans gösteren şirketleri arasında yer aldı.
Grubun kimya alanında Aksa, enerji alanında Akenerji, tekstil alanında Ak-Al, Aksu ve gayrimenkul alanında Akmerkez gibi yatırımları bulunuyor.
1106
« : Şubat 05, 2008, 02:06:18 ÖS »
Washington Post yazarı Anne Applebaum tüm dünyanın en güzel kadınları olarak kabul edilen Rus kadınlarının güzellik sırlarını araştırdı.Blate dergisine yazdığı makalede, Maria Sharapova, Natalia Vodianova ve ünlü olmayan fakat güzellikleriyle her zaman dikkat çekmeyi başaran diğer Rus kadınlarının güzelliğini Sovyet döneminin baskıcı yapısına bağladı.
Anne Applebaum; "1970'lerde böyle güzel Rus kadınları görmüyorduk. 1980'lerde de Rus sporcular vardı ama hiçbiri Sharapova ya da Kournikova kadar güzel ve etkileyici değildi. Doğu Bloğu ülkelerinden birinde dünyaya kız olarak geldiğiniz zaman insanlar sizden atlet ve satranç oyuncusu olmanızı bekliyordu. Güzelliğe şimdiki kadar önem verilmiyordu. Peki ne değişti? Aslında yanıt çok mantıklı. Sovyetler döneminde Rusya'da kozmetik sektörü yoktu. Kadınlar için moda dergileri de bulunmuyordu. Güzel kadınlar tabii ki vardı ama bunları yurtdışına çıkaracak zengin erkekler olmadığından biz göremiyorduk. Şimdi ise kadınlar hem batı normlarında güzelliklerine dikkat ediyor hem de zenginleşen kocaları sayesinde her istediklerini yapabiliyorlar" diye yazdı.
1107
« : Şubat 05, 2008, 02:03:17 ÖS »
Herkes alışılmış sevgililer günü hediyelerini bilir: Güller, çikolatalar, iç çamaşırı vs. Bunlar artık günümüzde alışılagelmiş, klasik şeyler. Belki karşınızdaki kişiyi tatmin edebilir fakat şaşırtamazsınız. Bunun için yılın en romantik gününde size 7 adet tavsiyemiz var...
Eğer gerçekten şaşırtmak istiyorsanız; yaratıcılık eseri, farklı hediye örnekleri, açıklamalarıyla karşınızda...
7. Sevgili Eldiveni: Biliyorsununz ki ilişkilerde tensel temas çok önemlidir. Soğuk kış aylarında eldivenlerinizin bunu engellemesine izin vermeyin, kakat sevgilinizin ellerini de üşütmeyin. Bunun için Smitten Mittens'ın buluşu "Hand Hugger" isimli bu eldivenleri tavsiye ederiz. 6. Kalp Şeklinde Jakuzi: İşte iki muhabbetkuşu için fazlasıyla romantik bir randevu mekanı. Ayrıca ülkedeki su sıkıntısını biliyorsunuz; çok su harcamayın, sevgilinizle beraber duş alın. Aquatic Luxury Series'in kalp şeklindeki küvetiyle iyi bir gün geçirebilirsiniz.5. Kalp Şeklinde Lavabo: Erkeğin kalbine giden yol mideden geçer, derler. Akşam, onun için güzel bir sofra hazırlayabilir, yemek bittikten sonra da sofrayı toplama işini ona bırakıp, EDDA'nın bu 'love sink' adlı lavabosunu onunla tanıştırabilirsiniz.4. İki Kişilik T-shirt: Bu tişörtün üreticileri; eğlenin yarısının zaten bu tişörtün içine girmek olduğunu söylüyor ki, düşündüğünüz zaman da bu tişört sayesinde maceralı dakikalar sizi bekliyor olacaktır3. İki Kişilik İç Çamaşırı: Eğer 2 kişilik tişört sevgililer günü için yeterli değil derseniz yanında birde ik kişilik iç çamaşırı alabilir eğlencenizi ikiye katlayabilirsiniz.
2. Kalp Araba: Sevgililer gününde böyle bir hediye verdiğnizi düşünün. Fazla söze gerek yok sanırım hayaledebiliyorsunuzdur... Bu misal Türkiye'de üretimini durduran, kolestrol düşürücü Danacol'ün kalp arabası. Sadece sevgiliniz ve sizin için...
1. İki Kişilik Tuvalet: İnsanlar aşık oldukları kişilerinin yalarından bir an bile ayrılmak istemezler işte size fırsat... Tuvalette de beraber zaman geçirebilirsiniz Romantik bir ortam olmayacağı kesin fakat çok şaşıracağı da şüphesiz.
1108
« : Şubat 05, 2008, 01:54:25 ÖS »
Bir zamanlar Fransa'nın sembolüydü. Hatta heykeli bile dikildi. Bugün artık 30 yaşında iki çocuk annesi bir kadın . Ama hala eskimedi. Fransa'da yapılan bir ankete göre kadınlar en çok ona benzemek istiyor.Laetitia Casta, keşfedilip podyumlardda fırtına gibi estiğinde henüz 20 yaşında bile değildi. Kısa sürede uluslararası alanda şöhrete kavuştu. Bir dönem Fransa'nın sembolü olarak anılan Casta'nın heykeli bile dikildi.
Casta bugün 30 yaşında ve iki çocuk annesi. Moda fotoğrafçısı Stephane Sednaoui ile olan birlikteliğinden Sahteene adınde bir kızı olan Laetitia Casta'nın Ferzan Özpetek'in Bir Ömür Yetmez ve Cahil Periler adlı filmlerinden hatırlayacağımız Stefano Accorsi ile birlikte. Accorsi'den Orlando adını verdiği bir oğlu olan Laetitia Casta, uzun sayılabilecek bir aradan sonra beyazperdeye dönüş yaptı.
Casta, Gilles Legrand'ın yönetmeliğini yaptığı La Jeune fille et les loups (Genç Kız ve Kurtlar) adlı filmde nişanlısı Accorsi ile kamera karşısına geçti.
Laetitia Casta, ülkesi Fransa'da düzenlenen ankette Juliette Binoche, Sophie Marceau gibi efsane kadın oyuncuları bile geride bırakıp 'hemcinslerinin en çok benzemek istediği' yıldız seçildi.
1109
« : Şubat 05, 2008, 01:52:13 ÖS »
Sonunda bu da oldu! Uçan otel... Artık tatil ihtiyacınızı havada karşılayacaksınız.Fransız tasarımcı Jean Marie Massaud, dünya üzerideki tüm doğal güzelliklerin otel değiştirilmeden görülebilmesi için dahiyane bir fikir geliştirdi.
Uçarak her yere gidebilen ve panoramik görüntüye sahip zeplin otel “Manned Cloud'' (İnsanlı Bulut) 40 yolcu ve 15 mürettebat kapasiteli... Hiç yakıt ikmali yapmadan 5 bin kilometre yol gidebiliyor ve 5500 metre yüksekliğe kadar havalanıyor.
Uçan otel uzun menzili sayesinde üç günde Atlantik Okyanusu’nu aşabiliyor. Boyu 210 metre maksimum hızı 175 kilometre olan uçan otelde 20 oda, restoran, spa merkezi, kütüphane, bar ve spor salonu bulunuyor. Ayrıca 600 metrekarelik panoramik görüntüye sahip bir de terası bulunuyor. Dev uçan otel istendiğinde uygun bir yere de inebiliyor. Çevre dostu otel 2020 yılında hizmet vermeye başlayacak.
ÖZELLİKLERİ
* Uzunluk: 210 m
* Genişlik: 82 m
* Yükseklik: 52 m
* Menzil: 5 bin km
* Kapasite: 40 kişiv * Mürettebat: 15 kişi
* Azami hız: 175 Km
1110
« : Şubat 05, 2008, 01:46:00 ÖS »
Hande Yener, önceki akşam Beyoğlu'ndaki Studio Live adlı mekanda sahneye çıktı.Şarkılarıyla sevenlerini coşturan sanatçı, sahne kostümüyle de dikkat çekti. Yener, kalın çorap üzerine giydiği yarı korse, yarı body, yarı mayo şeklindeki sıra dışı kıyafetiyle izleyicileri şaşırttı. Mekanda bulunan hiçkimse de bu ilginç kıyafete bir isim veremedi, tarzın adını koyamadı!
Sayfa: 1 ... 72 73 [74] 75 76 ... 109