Yaklaştı bir bir üzerime dağları bu diyarların
İçinde hazine taşır dağlar, sana aşkını taşır
Sakinleştirmedi beni yalancı şafaklar
Baksana her tarafta seni ararım
Şaşarım aklıma bu günah deryasında ben ne ararım?
Yakutları senin için biçmeli şekil vermeli değil miydim?
Akan sulardan sana ibrikler taşımalı değil miydim?
İçime bir baksalar raksediyor cümbüşü aşkın
Elini yüreğime kor ben Leyla’dan da şaşkın
Bakışın esrar-ı hudi, kokun kahve kokusundan yaman
Tutun beni ahali ben bu aşka dayanamam
Yaşadım ömrü derin deryalarda bazen
Al içine garibleri fırtınadan çıkar, hüzün kokuyor her yanım zaten.
Gelincik kuyularında merhametin saklı
Sevindir frengi o da ümmetin, o da haklı
Senin kokunu duydum uyandığım bir nazlı sabahın ardından sen başkasın
Ne iran hurması ne teksas helvası sen sahiden başkasın
Güzele çirkin diyenler utansın dayanamam
Bunca yıl yandım bir de ümmetin vefasızlığına dayanam
Ah sakladığı hazinelerini bulsaydım Süleymanın
Senin için ameliyat bilinci ile içimde yaralar açar sonra sana dardım
Halilsin, Habibsin Sen Mevlaya
Köle olsam satar mısın beni de Mevlaya?
Yüzün gözün şişti ümmetine ağlaya ağlaya
Bir sabah ezanı elinde zeytinlerle gel, sen başkasın
Asımın nesli geldi dergaha sen de gel bu derhaha Efendim sen başkasın
Körleştik yokluğunda ne alakasız şeyler olduk
Alakadan yaratıldık Efendim çalım üstüne çalım satar olduk
İkindi Allah’a yalvarma vaktiydi halbuki
Biz sabah ezanında sana asi olanlardan olduk
Bolluk bereket üstümüzde yümün idi
Vefa ecdadımda gelen miras idi
Arsız üstüme kişner oldu şimdi
Devir değişti canavar adalet kulesinde fener
Üstüne ümmetin karanlık ışıklar söker
Bekletme Efendim bizi, çam dağının arkasından gel
Ulucamiye gel şehr-i İstanbul’a gel
Eğer liyakatım olsa sana bir yol bileti yollardım
Sana ağlayan ümmetin dualarına bin de gel
Doğuda gördüm Efendim sen oralarda başkasın
Van’da izini buldum oralar sana hasret
İnanmaz isen Hakkari’ye gel, sen orada başkasın
Hele Efendim, Efendim yiğitlerini gör
Sen onlarda bir başkasın