Aşk... 3 harfli ama hissedildiği an dünyalara bile bedel olabilen bir kelime.
Aşk... Sen karşıma çıkana kadar var olduğuna inanmadığım bir duygu.
Aşk... Sahte insanların sahte cennetlerinin yakınından bile geçmeyen bir yol.
Ey aşk! Bir zamanlar inancımı yitirmiştim ben sana. Ta ki o gelip karanlık dünyamdan beni aydınlığa çıkarana kadar. İşte o an anladım, varsın, tertemiz yüreklerde yaşıyorsun hala...
Sahi inancımı nasıl yitirdim ben sana?
Kimler canımı bu kadar yaktı da "Yok böyle bir duygu." dedim?
Kimler seviyorum deyip, kapımda köle olduktan 3 gün sonra kendilerine sığınacak yeni bir liman buldularda reddettim varlığını?
Gittikleri limanlarda sahte duyguların esiri olup adını "aşk" koymaya kalkıp seni kirletmelerine neden izin verdin be aşk?
Gücüm yettiğince temizliyorum seni şuan. O, peri masallarını aratmayak bir hayat yaşatıyor bana.
Söylesene şimdi varlığını nasıl reddedebilirim ki?
Bu kalp atışlarımı nasıl anlamlandırabilirim ki?
Onu her gördüğümde titreyen ellerimi nasıl açıklayabilirim ki?
Dünyalar iyisi bi adam var yanımda şimdi. Adam gibi bir adam! Senle beni bir araya getiren adam!
Biliyormusun? Dün gece onu toprağın altında gördüm. Çok kızdım ona. Bağırdım avaz avaz "Bensiz nereye? " diye. Kabusumda bile olsa senin gibi yüce bir duyguyu bana tattırdıgı için her sabah uyandığımda Allah'ıma şükürler ettiren bir insan beni nasıl bırakıp gider? Kabus işte... Ötesi yok bunun...
Yapamam ben onsuz buralarda, duramam bu şehirde hala.
Beni onsuz düşünemem bir kez daha.
Heeeyyy aşk!
Seni bir ömür yaşatmak istiyoruz biz, başaracağız da buna eminim.
Heeeyyy gönlümün prensi!
Heeeyyy güneşim olup her sabah dünyama doğan adam!
Seni çok seviyorum!!!