Gönderen Konu: Vücut yağları kronik hastalıklara çare olacak  (Okunma sayısı 933 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
Vücut yağları kronik hastalıklara çare olacak
« : Mayıs 26, 2009, 01:22:06 ÖS »

Vücut yağları kronik hastalıklara çare olacak 



ANTALYA (A.A) - Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'in çalışması, yağ dokusunun ürettiği bir molekülün, kronik hastalıkların tedavinde önemli rol oynayabileceğini gösterdi.

Hotamışlıgil 45. Ulusal Diyabet Kongresi dolayısıyla geldiği Antalya'da yaptığı açıklamada, kronik hastalıklarının tedavisinde vücut yağlarının umut veren gelişmelere neden olduğunu söyledi. İlaca yönelik çalışmalar açısından vücut yağlarında bir hazine yattığını belirten Hotamışlıgil, basit moleküller sentezleyen yağları kliniğe aktarmanın proteinlere göre daha kolay olduğunu vurguladı.

Yağları depolayarak enerji kaynağı olarak vücuda sunan yağ dokusunun, hormon olarak fonksiyon gören moleküller de ürettiğine dikkati çeken Hotamışlıgil, bunun ilk örneğinin, ekip olarak keşfettikleri ve ''C16:1n7-palmetoleate'' olarak adlandırdıkları basit bir 16 karbonlu yağ asiti olduğunu söyledi.

Hotamışlıgil, hormon olarak fonksiyon gören bu molekülün, kaslar üzerinde tıpkı insülin gibi çalışarak şekeri kandan uzaklaştırdığını, karaciğerde ise yağlanmayı engellediğini kaydetti.

-KALORİ KISITLAMASI İNSAN ÖMRÜNÜ UZATIYOR-

Bu hormonun ancak yağ dokusu, yağ sentezleme başladığı zaman arttığını dile getiren Hotamışlıgil, bunun için de uzun süreli kalori kısıtlamasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Palmetoleate hormonunun kaslar ve karaciğere gönderdiği sinyallerin artması için uzun süre günlük 1000-1200 kalori arasında beslenmek gerektiğini ifade eden Hotamışlıgil, bunun sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Kısıtlı kaloride vücut ısısının düştüğünü, sürekli açlık hissiyle yaşandığını ve bunun da kişilerin mutsuz olmasına neden olduğunu ifade eden Hotamışlıgil, ''Buna karşın bütün bilinen organizmalarda maya da dahil olmak üzere kaloriyi kısıtladığınız zaman yaşam süresi uzuyor'' dedi.

Fareler üzerinde yaptıkları gen değişikliği ile palmetoleate hormonunun yağ dokusu tarafından salgılanmasını tetiklediklerine işaret eden Hotamışlıgil, ''Bu iki manevrayla hayvanları kalori kısıtlamasındaymış gibi sağlıklı tutabiliyoruz. Bu da bize kalori kısıtlamasını bir ilacın içine koyma umudu veriyor'' diye konuştu.

-KALORİ KISITLAMASI KAPSÜLE Mİ GİRİYOR?-

Yaptıkları deneysel çalışmanın kalori kısıtlamasına gitmeden birtakım müdahaleler yapılabileceği olasılığını ortaya çıkardığını belirten Prof. Dr. Hotamışlıgil, ''Teorik olarak kalori kısıtlamasını bir kapsülün içine koymak mümkün. Bizim de hayal ettiğimiz onu yapmak. Kalori kısıtlamasını bir kapsüle koyup insanlara vermek. Bunun olacağına kesin gözüyle bakıyorum'' dedi. Kalori kısıtlamalarında görülen değişikliklerin, farelerde kalori kısıtlamasına gitmeden görebildiklerini vurgulayan Hotamışlıgil, ''Bu hayvanlar metabolik olarak hastalanmıyor. Deneysel olarak rüya gibi bir şey. Ne yaparsanız yapın hayvanlar hastalanmıyor, bir kalp ya da karaciğer hastalığı, astım geliştirmiyor. Yağ dokularında da azalma oluyor'' diye konuştu. Hotamışlıgil, 10 sene içinde bu mekanizmanın insanlarda çalışıp çalışmayacağının ortaya çıkacağını bildirdi.


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..