Yaygın söylenceye göre, kanser sebebi bilinmeyen bir hastalıktır ve 85 çeşittir. Aslında bu çok yanlış bir bilgi. Ve yanlışlar sadece bununla sınırlı değil: İşte kanser hakkında bilinmeyenler veya yanlış bilinenler:
1- Kanser, sebebi bilinmeyen bir hastalıktır. 85 çeşit kanser vardır: YANLIŞ
Kanser, mikrobik ve sistemik bir hastalıktır. Kanserin sebebi, Progenitor Cryptosid adlı polimorfik (çok şekilli, şekil değiştirebilen) bir bakteridir. Porselen süzgecinden geçebilen virüs boyutlarındaki bu bakteri, Dark Field (karanlık alan) mikroskobuyla görülebilir. Şu dört hastalık birbiriyle yakın akrabadır: Kanser, verem, cüzam ve sklorederma.
2- Kanser urdur: Yanlış
Ur, kanserin kendisi değil semptomudur. (belirtisidir) Bu nedenle sadece uru yok etmeye endekslenen klasik tedaviler tamamen yanlıştır. Urun yok edilmesi, kanserin yenildiği anlamına gelmez. Ur yok edilse bile kanser vücutta kalmaya devam eder.
3- Kemoterapi, kanseri yenmek için uygulanan alternatifsiz bir tedavidir: YANLIŞ.
Kemoterapi, uru yok etmek veya ana kitleden koparak kanda serbestçe dolaştığı varsayılan kanser hücresini yok etmek amacıyla hastayı zehirlemek demektir. Hastayı zehirlemek, ölümcül sonuçlara yol açar. Kemoterapi görenler genelde 3-4 yıllık bir süreçte ölürler. Hastayı zehirlemek, tıp ahlakına da aykırıdır, Hipokrat’ın “Prima non nocere –önce zarar vermeyeceksin” şeklindeki ilkesine de.
4- Alternetif kanser tedavisi şarlatanların uydurmasıdır: YANLIŞ
Alternatif tedavinin mısır çarşısındaki aktarlarla bir ilgisi yoktur. Alternatif kanser tedavisini bulan Dr. Virginia Livingston, mikrobiyoloji profesörüdür. C vitamininin kanser tedavisindeki yerini gösteren Dr. Linus Pauling ise, 2 defa Nobel ödülü kazanmış dünyaca ünlü bir bilim adamıdır. (Dünyada 2 defa Nobel ödülü alan sadece dört bilim adamı vardır ve Dr. Linus Pauling bu dört bilim adamından biridir) Türkiye’de alternatif tedaviyi Dr. İlhami güneral uyguluyor ve hastalarına reçete yazıyor.
5- Kemoterapi ve radyoterapi bilimsel tedavilerdir: YANLIŞ
Kemoterapi ve radyoterapi bilimin değil, Amerikan Tıp Endüstrisi’nin ürünüdür. Amerikan tıbbı, sebebini bilmediği kanseri güya yenmek için kanser hastalarını hücre zehirleriyle zehirlemekte ve radyasyonla yakmaktadır. Kemoterapi ve radyoterapi Amerikan tıp endüstrisine her yıl milyarlarca dolar kazandırmaktadır. Geçen yıl dünyada 16 milyar dolarlık zehir satıldı. Bu yıl bu paranın 19 milyar dolara çıkması beklenmektedir. Kanser rantı, Amerikan Tıp Endüstirisi’nin dümensuyunda giden Türk doktorlarını da zenginleştirmektedir.
6- Kanser tedavisi çok pahalıdır: Hem DOĞRU, hem YANLIŞ
Doğru, çünkü; kemoterapik zehirler çok pahalıdır. Çünkü, bu zehirlerin tamamı patentlidir. Türkiye’de de satılan Gleevec’in (glivek) bir kutusu 4 milyar 109 milyon liradır. Mide kanserli hastalar haftada 2 milyar liraları alınarak zehirlenmektedirler. Şişesi 16 milyar lira olan kemoterapik zehirler vardır.
Yanlış: çünkü; alternatif tedavide kullanılan ilaçlar patentsiz ve ucuzdur. Bir kutu prolysin-C kapınıza kadar sadece 25 Euroya gelmektedir. A, C ve E vitaminleri eczanelerde 3-4 liradan satılmaktadır. Etkili bir kanser ilacı olan İmuneks’in kutusu 19 liradır. 2 ay kullanıbilecek miktardaki DMSO (di metil sülfoksit) 200-250 liradır. Vb.
7- Meme kanserine yakalanan kadınların memesi tamamen alınmalıdır: YANLIŞ
Memesi tamamen alınan kadınlarla, memesi korunarak sadece uru alınan kadınların teşhisten sonraki yaşama sürelerinin aynı olduğu bulundu. 75 bin meme kanserli kadın arasında yapılan araştırma, 25 yıllık bir süreye yayılan vakaları kapsıyordu. Bu konudaki bilimsel veriler, İngiltere’de yayınlanan New England Journal of Medicine adlı dergide yayınlandı. Oysa cerrahlar tam 100 yıl “kanser tedavisi yapıyoruz” numarasıyla hiç gerekmediği halde kadınların memelerini kesip çöpe attılar. Meme kesmek iyi para kazandırdığı için Türkiye’de cerrahlar bu işe hala devam ediyor. Türk doktorları farkında değil ama, 3 yıl önce Çinliler, meme ameliyatını tamamen gereksiz hale getiren yani ve acısız bir yöntem buldular.
8- Meme kanserinde koltuk altı lenf düğümleri de alınmalıdır: YANLIŞ
Koltuk altı lenf düğümlerinin tamamı alınırsa kadının kolu sakat hale geliyor. Artık, o kol, kesilmeyecek, sıkılmayacak, darbe almayacak. Kolda lenf akımı engellendiği için lenf ödem oluşma ihtimali çok yüksektir. Yani kol şişer. Fil kolu olur. Ameliyatlı kadın, ömür boyu sürecek acılarla baş başa kalır. Enfekte olduğu çıplak gözle görünenler dışında lenf düğümleri yerinde bırakılmalıdır.
9- Kemoterapi ve radyoterapiyle bazı kanser türlerinde tam şifa sağlanmıştır: YANLIŞ
Kemoterapiden fayda görenler, sadece ender rastlanan kan kanserinin yine ender rastlanan iki türüne yakalananlardır. Oysa kanserlerin yüzde 99.99’u metastatik organ kanserleridir. Ve bunlarda klasik tedavinin hiçbir faydası yoktur. Klasik kanser tedavisi görenler ya ölür ya da sakat kalır. Yaşayanlar, mesela; kısır olurlar. Artık çocukları olmaz. Üstelik kısır kalacakları kemoterapiden önce kendilerine söylenmez. Kemoterapi ve radyoterapi insan DNA’sında geri dönüşümsüz değişiklikler yapar. Bu tedavileri görenlerin yüzde 10’u zaten kendi kanserleri yüzünden değil kemoterapinin yol açtığı sekonder lösemiden ölürler. Klasik tedavi, onarılmaz derecede, kalp, karaciğer, akciğer, böbrek ve immün sistem hasarlarına yol açar.
10- Kemoterapi hayat kurtarmasa da ömrü uzatır: YANLIŞ
Kemoterapiyi pazarlayanlar, zavallı hastalarla hasta yakınlarını işte bu sözlerle kandırırlar. Almanya’da Münih Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bu sözlerin safsata olduğunu ortaya koydu. Binlerce hastanın dosyası incelendi ve kemoterapinin ömrü uzattığına ilişkin en küçük bir kanıt bile bulunamadı. Aslında kanserde kontrol grupları bulunmadığı için “kemoterapi ömrü uzatıyor” diyen doktor yalan söylüyor ve ilaç şirketlerinin sözcülüğünü yapıyor demektir.