Gönderen Konu: Asimetrik Sentezin Mantığı  (Okunma sayısı 685 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı lazakrep61

  • Yönetici
  • *
  • İleti: 2689
  • Rep Gücü : 608
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyada Ölümden Başkasi Yalan...
    • Profili Görüntüle
    • Benim Mekan
Asimetrik Sentezin Mantığı
« : Haziran 02, 2009, 03:01:06 ÖS »

Doğada bazı moleküllerin nasıl enantiyosaf bulunduğu (veya daha genel olarak doğanın her düzeyindeki asimetri) ilginç bir mevzudur ama başka bir yazının konusudur. Zaten mekanizması da çok başkadır. Bizim ilgimiz istediğimiz moleküllerin mümkün olduğunca enantiyosaf bir halde, yüksek verimle, ucuza asimetrik sentezidir.

Simetrinin Kendiliğinden Bozulması (spontaneous symmetry breaking) adlı istisnai durumu bir yana koyarsak, asimetrik sentezin herhangi bir aşamasında kiral bir maddenin kullanımı zorunludur. Bu kullanım başta ve ortada olabileceği gibi sonda da olabilir. En basidi başlangıç maddenizi veya kullandığınız reagenti kiral alırsınız (aslında kiral olması yetmez, belli derecede enantiyosaf olmalıdır) ve maddenizin enantiyosaflık derecesine göre ürününüzü elde edersiniz. Tabi burada ürününüzün rasemikleşme hızı da önemlidir. Eğer çok hızlı rasemikleşiyorsa, neyle başlarsanız başlayın kar etmez..

Başka bir yol ürününüzü rasemik halde elde edip sonradan ayırmaktır. Bunun için bir yol ürünü kiral bir maddenin tek bir enantiyomeriyle muamele edip diastereomer çifti elde etmek ve bunları ayırmaktır. Yapılabilecek başka bir şey de ütopik bir şekilde rasemik karışımı kiral kolonda ayırmaktır ama bu pratikte pek mümkün değildir.

Bizi esas ilgilendiren kısım ise orta kısımdır yani tepkime sırasındaki yardımcı maddenin (genelde katalizör) kiral olduğu durum. Bu bir enzim olabileceği gibi katalizör olarak kullanılabilen herhangi bir optikçe aktif molekül olabilir. Hatta ve hatta kiral bir çözücü kullanmak bile bazen uygulanabilir. Bu noktada işin içine yine termodinamik ve kinetik konuları girer. Böyle bir metot, akiral bir maddeden kiral bir ürün elde ederken kullanılabileceği gibi rasemik bir karışımın tepkimesi sırasında da kullanılabilir. Mantığı ise tepkimeye giren veya oluşan iki enantiyomerden birinin kiral yardımcı maddenin etkisiyle diğerinden daha hızlı tükenmesi/oluşmasıdır ki bu, Salih'in anlattığı kinetik ayırma yönteminin ta kendisidir. Oysa biliyoruz ki enantiyomerler (çok yaklaşık) eş enerjilidir ve eninde sonunda (belki sonsuza yakın) eşit miktarda oluşacaklar. Ama kinetiğin yardımıyla biz bir enantiyomeri daha büyük oranda elde edebiliyoruz.