Gönderen Konu: Memenin Kısmi Çıkarılması  (Okunma sayısı 1037 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
Memenin Kısmi Çıkarılması
« : Haziran 20, 2008, 01:16:43 ÖÖ »

Lampektomi kanserli kitlenin (tümörün) etrafından bir parça temiz doku da alınarak operasyon ile (ameliyatla) çıkarılması işlemidir. Lampektomi aynı zamanda geniş kesimli biyopsi (wide excision biyopsi), göğüs koruyucu terapi (breast conserving therapy) olarak da adlandırılır. Göğsün dörtte birine kadar alındığı durumlarda quandrantektomi olarak ta adlandırılmaktadır.

Bu işlem genellikle göğüs tümörleri göreceli olarak küçük olan yada yayılmamış olan hastalarda, bu operasyonun sonrasında göğsün büyük bir bölümü korunduğu için ameliyat için daha uygun bir seçenek olarak görülmektedir. Pek çok araştırma göstermiştir ki küçük göğüs tümörü olan hastaların lampektomi ve ardından gelen radyasyon terapisi ile tedavi edilmeleri, göğsün tamamının alındığı ve genellikle ardından radyasyon tedavisi gerektirmeyen mastektomi kadar verimlidir.

Meme kanseri tanısının konmasının ardından yapılan ilk işlem, kanserin aşamasını belirlemektir. Kanserin aşaması belirlenirken temelde kanserin ne kadar yayıldığı belirlenir ve buna bağlı olarak yapılacak tedavinin tipine karar verilir. Genelde, lampektomi aşağıdaki tiplerde kanseri olan hastalar için önerilir.

    *

      Ductal Carnicoma In-situ (Süt bezlerinde oluşmuş, ve oluştuğu bölgenin dışına çıkmamış kanserler)
    *

      Aşama I
    *

      Aşama II
    *

      Aşama III

Lampektomi yapılırken kanserli kitleye ek olarak bu kitlenin çevresinden bir miktar normal göğüs dokusu da alınır. Buna ek olarak koltuk altında bulunan lenf bezlerinden örnekler almak yada bunları çıkartmak için ikinci bir kesim yapılabilinir. Koltuk altından lenf bezlerinin çıkarılması işlemi kanserin bu bölgeye yayılıp yayılmadığının belirlenmesi amacı ile yapılır. Eskiden çok sayıda lenf bezi çıkartılıp bunlar labratuvarda test edilirken, yeni geliştirilmiş bir yöntem olan ''sentinel node biopsy'' yöntemi ile operasyon sırasında kanser barındıran lenf bezleri radyoaktif bir madde ile boyanır ve yalnızca bunlar alınır.

Lampektomi sonrası yapılan ilk işlem genellikle çıkarılan örneğin kenar bölgelerinin kanser taşıyıp taşımadığının belirlenmesi işlemidir. Eğer çıkarılan örneğin en dış yüzeyindeki hücreler arasında kanserli hücreler yoksa, geriye bölgesel olarak kanserli hücre bırakılmadığı varsayılır ve ''clear margin'' temiz sınır olarak adlandırılır. Hasta operasyon odasındayken pataloglar alınan örnek üzerinde öngörüşlerini bildirebilirler, ve eğer sınır temiz değilse (pozitif sınır olarak ta adlandırılır) cerrah bir parça doku daha alarak temiz sınır elde etmeye çalışır.

Ama bu operasyon esnasında yapılan bu testler yanlızca ön sonuçlar verirler, gerçek sonuçlar operasyondan bir kaç gün sonra elde edilir. Eğer labratuvar testleri sonucunda elde edilen kesin sonuçlar pozitif sınır var olduğunu gösteriyorsa, bir kez daha operasyon yapılarak geride kalmış olan kenserli hücrelerin alınması gerekecektir. Eğer yeniden yapılan operasyon sırasında temiz sınır elde edilemiyorsa, göğsün tamamen alınması operasyonu olan mastektomi yapılması gerekebilir.

 

Lampektomi sonrası genellikle yerel yada vücudun tamamını etkileyen sistematik tamamlayıcı tedaviler (adjuvant therapies) yapılır. En genel şekliyle, lampektomi sonrası geride kalmış olabilecek olan kanser hücrelerinin öldürülmesi amacı ile en azından altı hafta sürecek olan radyasyon terapisi yapılır. Yeni yapılan araştırmaların bazıları, kanserin aynı bölgede yenilemesi baz alınırsa daha az sürelerde yapılan radyoterapilerinde en azından altı hafta sürenler kadar etkin olduğunu göstermişsede bu konuda henüz kesin bir görüş birliği yoktur.

Kanserin vücudun başka bölgelerine yayılmış olabilme olasılığına karşın, radyasyon terapisine ek olarak sistematik tamamlayıcı terapiler de uygulanabilir. Bu tip tedavilerin başında kemoterapi vardır. Buna ek olarak, patalogların çıkarılan tümör üzerinde yapacakları hormon duyarlılığı testlerinin sonucuna bağlı olarak hormon tedaviside önerilebilinir. En yaygin olarak kullanılan hormon ilacı Tamoxıfen dir.

Bazı araştırmalar göstermiştir ki, küçük ve yerel (göğüs ile sınırlı kalmış) meme kanseri olan kadınlar için lampektomi uygun bir tedavi şeklidir. Aslında, istatiksel olarak bakıldığında ortalama yaşam süresi açısından lampektomi (ve radyasyon tedavisi) alan kadınlarla mastektomi alanlar arasında belirgin bir fark yotur. Yakın zamanda Yale Ünivesitesi tarafından yapılan bir araştırma göstermiştir ki, doğru seçilen hastalarda operasyonda temiz sınır''a ulaşılır sa ve operasyon sonrası radyasyon tedavisi yapılırsa bu hastalar da kanserin tekrarlama riski mastektomiyi tercih eden hastalardan daha fazla değildir.

Bütün bunlara rağmen lampektomi bazı kadınlar için uygun bir operasyon değildir. Bu tip kadınların arasında göğüs veya meme bölgesine daha önceden radyasyon tedavisi almış olan kadınlar, aynı göğüs içerisinde birden fazla tümörü olan kadınlar, daha önceki lampektomi operasyonları başarısızlığa uğramış olan kadınlar, bağ dokusunda rahatsızlığı bulunan kadınlar (bu tip rahatsızlıklar radyasyona duyarlılığa neden olabilir), gerekli olan radyasyon tedavisi zamanında hamile olabilecek olan kadınlar, tümörleri 5cm den büyük yada göğüslerine oranla büyük tümöre sahip kadınlar için lampektomi önerilmez. Aşağıdaki tablo, lampektomi için uygun olmayan adayların durumlarını özetlemektedir.

Lampektomi İçin Uygun Olmayan Kadınlar

    *

      Göğse/meme bölgesine daha önceden radyasyon tedavisi almış olan kadınlar.
    *

      Daha önceki lampektomi operasyonları başarısız olmuş olan kadınlar.
    *

      Aynı göğsün içerisinde iki yada daha fazla tümör olan kadınlar.
    *

      Bağlayıcı doku rahatsızlıkları olan kadınlar.
    *

      Lampektomi sonrası alınması gereken radyasyon tedavisi zamanında hamile olması beklenen kadınlar.
    *

      Tümörü 5cm den daha büyük olan kadınlar.
    *

      Göğsüne oranla tümörü büyük olan kadınlar.

Meme kanseri tanısı konmuş kadınların seçeneklerinin neler olduğunu doktorları ve cerrahları ile detaylı olarak tartışmaları gerekmektedir. Erken aşamadaki meme kanseri hastaları için günümüzde lampektomi geçmişe oranla daha fazla tercih edilen bir operasyon olmuştur. Bazı kadınlar kesinlikle lampektomi için uygun aday değildir. Bazı kadınların operasyon tercihleri ise doktorun yaklaşımından, hastanın yaşına, operasyonun maliyetinden, sigorta kapsamına kadar pek çok öğeden etkilenmektedir. Operasyon öncesi hastaların ikinci bir doktordan görüş almaları oldukça yaygındır, ve böylesi durumlarda tavsiye edilmektedir.

Lampektomi nasıl yapılır?

Yandaki şekilde lampektominin nasıl yapıdığı gösterilmektedir. Kanserli doku (burada mor ile gösterilmiştir) ve lenf bezleri alınmıştır. Lampektomi operasyonun gereksinimleri göz önüne alınarak yerel yada genel anestezi altında yapılabilinir. Cerrah göğüste tümörünün yakınında yada üzerinde küçük bir kesik yapar, sonra tümörün yada alınması istenen anormalliğin en azından bir santimetre kadar dışından keserek kitleyi dışarı çıkarır. Mastektominin tersine, lampektomi sonrası genellikle ameliyat bölgesine biriken sıvının dışarı atılması amacı ile tüp takılması gerekmez.

Ameliyat sonrası oluşan boşluk genellikle vücut tarafından saydam bir sıvı ile doldurulur, ve bu göğsün yeni şeklini kazanmasına yardımcı olur. Bu sıvı zaman içerisinde vücut tarafından emilir ve yerini yara dokusu kaplar. Doğal olan bu iyileşme süreci, ve yara dokusunun oluşması bir kaç aylık bir süreci kapsayabilir bu nedenle göğsün en sonki durumu operasyondan hemen sonra belirgin olmayabilir. Kitlenin yeri, ilk boyutu, ameliyatın gereksinimleri ve yapılış tarzı gibi pek çok faktörün etkisi altında operasyonun sonucu kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir.

Lampektomi sonrası hastalar aynı gün yada operasyonu takip eden bir yada iki gün içerisinde taburcu olabilirler. Bu operasyonun geçiren kadınların büyük bir çoğunluğu iki hafta içinde normal iş yaşantısına geri dönebilir. Yaranın mikrop kapması yada kanamalar lampektomi sonrası yaygın olarak görülen şikayetler değildir. Göğüsteki ağrılar genellikle çıkarılan dokunun büyüklüğüne ve yerine, koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılıp çıkarılmadığına ve hastanın ne kadar ağrıyı tolere edebildiğine bağlı olarak değişir.

Ağrının büyük bir kısmı operasyonu takip eden iki üç gün içinde sona erer, eğer zamanla ağrıda bir artış olursa doktor kontrolü önerilir. Lampektominin çoğu zaman göğsün orjinal şeklinin korunmasına yönelik estetik kaygılar nedeni ile tercih edildiği düşünülürse, alınacak kitlenin göğsün dörtte birinden daha büyük olduğu durumlarda mastektomi ve ardından estetik göğüs yenilenmesi operasyonun yapılması daha uygun olabilir.

Lampektomi''nin Olası Yan Etkileri Arasında

    *

      Göğüste geçici şişkinlikler.
    *

      Göğüste hassaslık.
    *

      Operasyon bölgesinde oluşan yara dokusu nedeniyle oluşan sertlikler.

Nadiren de olsa bazı durumlarda, kitlenin alındığı bölgede sıvı toplanması durumu sürekli olarak tekrar edebilir. Bu birikimler doktor tarafından boşaltılabilir. Bu durumun kronikleşdiği durumlarda, göğsün sürekli olarak sıkıştırılması, yada sıvı toplanan bölgeye yaranın erken sertleşmesini sağlamak ve sıvı toplanmasını engellemek amacı ile ilaç enjekte edilmesi seçeneklerinden biri uygulanır. Bu uygulamalar sıkıntı verici uygulamalar olsa da, çok nadiren bu uygulamalara gereksinim duyulur.

Lampektomi sonrası radyasyon tedavisi nasıl yapılır?

Ameliyat sonrasında kanserli hücrelerin bir kısmının kalmış olabileceği düşünülerek kanserin yerel olarak yenileme riskini azaltmak amacıyla, lampektomi ve bazen de mastektomi sonrasında altı yada yedi hafta kadar süren radyasyon tedavisi uygulanır. Radyasyon terapisine, genellikle ameliyat yaralarının iyileşmesi için beklenen bir ay kadarlık bir sürenin sonrasında başlanılır. Tedavi her gün ve radyasyon cihazlarının ayarlarının yapılmasını da kapsayan 10 ile 30 dakikalık seanslarda verilir. Tedavinin kendisi ağrısızdır. Radyoterapi teknisyeni seans boyunca hastayı gözlemleyebileceği ve hasta ile sesli bağlantı kurabileceği ayrı bir odada bulunur.

Radyoterapinin Olası Yan Etkileri Arasında

    *

      Tedaviyi alan bölgede saç kaybı.
    *

      Yorgunluk.
    *

      Tedaviyi alan bölgenin derisinde döküntü veya kızarıklık gibi reaksiyonlar.
    *

      İştah kaybı.
    *

      Mide bulantısı

Radyasyon tedavisi sonucu oluşan yan etkilerin pek çoğu geçicidir ve bu tedaviyi alan hastaların büyük bir çoğunluğu tedaviden önemli bir boyutta rahatsız olmaz.

Lampektomi ve lenf bezlerinin alınması

Kanser hücreleri oluştukları tümör bölgesinden ayrıldıklarında genellikle ilk önce koltuk altına doğru boşalan lenf kanalları üzerindeki lenf bezlerine giderler. Dolayısıyla, kanserin ne oranda yayıldığının belirlenebilmesi amacıyla lampektomi yada mastektomi yapılırken koltuk altı lenf bezlerinin de bir kısmı çıkarılır.

Lenf bezlerinin alınması işlemi lampektomi ile beraber yapıldığında bunun için ikici bir kesik yapılması gerekir. Koltuk altı lenf bezlerinin alınması için kullanılan iki ayrı yöntem vardır;

    *

      Koltuk altı lenf bezleri çıkarımı: (Axillary Node Dissection)

      Bu koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılması için kullanılan standart yöntemdir. Genellikle 10 ila 30 arasında lenf bezi çıkarılır ve kanser taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi amacıyla pataloji labaratuvarına gönderilir.
    *

      İlk lenf bezleri biyopsisi: (Sentinel lymph node biopsy)

      Bu yeni geliştirilmiş olan bir tekniktir. Bu teknikte radyoaktif yada renkli bir sıvı kanser olan bölgeye enjekte edilir ve bu sıvının lenf sistemi içinde izlediği yol gözlemlenir. Lenf sistemi üzerindeki ilk bir ila üç lenf bezi çıkartılır. Bu lenf bezlerinin kanser taşıyıp taşımadığı test edilir ve eğer kanser hücreleri bulunmazsa daha fazla lenf bezinin çıkarılmasına gerek kalmaz.
    *

      Çok sayıda lenf bezi çıkartılması bu bölgedeki lenf sıvısı toplama işlemi üzerinde köklü değişikliklere neden olur ve bazı durumlarda da lymphedema adı verilen kronik kol şişkinliklerine yol açar. İlk aşamada çıkarılan ''ilk lenf bez''lerinin kanser hücreleri taşıdığının belirlendiği durumlarda ikinci bir operasyonla geride kalan lenf bezleride çıkarılır. Bu yöntem gün geçtikçe yaygınlık kazanmakla beraber koltuk altı lenf bezleri çıkarımı (Axillary Node Dissection) yöntemi hala standart olarak kabul edilmektedir.

Koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılması sonucunda karşılaşılan en yaygın yan etki kolun kronik olarak şişmesi olan lymphedema''dır. İlk lenf bezleri biyopsisi (Sentinel lymph node biopsy) operasyonu alan hastalarda dahil olmak üzre, lenf bezleri alınan hastaların yaklaşık olarak %10 ila %20sin de lymphedema gelişir. Lymphedema oluşması riski, koltuk altı lenf bezleri kanser hücreleri taşıyan ve radyasyon tedavisi gören hastalarda daha fazladır.

Lymphedema''nın kontrol altına alınabilmesi ve uzun dönemde getireceği sıkıntıların en aza indirgenebilmesi için, belirtiler görülür görülmez doktora haber vermek çok önemlidir. Buna ek olarak, operasyon bölgesinde lenf sıvısı akışının dengelenebilmesi için özel ekzersizler yapılması Lymphedema riskini azaltabilir.

Lymphedema''nın İlk Belirtileri Arasında