İşte ünlülerin unutamadıkları çocukluk anıları...
Dün 23 Nisan’ı kutladık. Çocuklar için sevinç ve heyecan dolu olan bu bayram, yetişkinler için de geçmişlerini hatırlatan bir gün. İşte biz de ünlüleri çocukluklarına götürdük...
Cem Yılmaz: Ben çok saftım. Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. Askerim diye hiç sesimi çıkarmazdım.
Çağla Şıkel: Ben çok çılgındım. Teneffüslerde beğendiğim çocuklarla yan yana gezerdim. Öğretmenim bana, "Sen erkek misin?Kızlarla oynasana" derdi.
Acun Ilıcalı: Tam bir sokak çocuğuydum. Kadıköy Anadolu Lisesi’nin en başarısız öğrencisiydim. Hiç sınıfta kalmadım. Gelmiş geçmiş en büyük kopyacı benimdir herhalde.
Hande Subaşı: Sakin, duygusal ve naif bir çocuktum. İlkokulda sevdiğim bir sınıf arkadaşım vardı, o da bana aşıktı. Ailelerimiz de görüşüyordu. Kendi aralarında konuşup, bizim halimizle dalga geçerlerdi. Bebeklik giysilerimi saklıyorum ve onların çocuklarıma, torunlarıma miras kalmasını istiyorum.
Teoman: Ben ropdöşambırlı çocuktum. Çünkü evimizde pijamayla dolaşmak ayıp karşılanırdı. Muhallebi çocukluğuyla sokak çocukluğu arasında gidip geldim. Salon erkeği denir ya, ben de salon çocuğuydum. Hep kibar ve ölçülü.
Deniz Akkaya: İstanbul'da dünyaya geldim ama babamın uzak yol kaptanı olması nedeniyle çokça okul ve ev değiştirdik. Çocukluğuma dönüp bakınca, özgürlük anlamına geliyor o günler benim için. Dik başlı, özgür, kendine güvenen, dediğim dedik, haylaz mı haylaz, küçük bir erkek çocuğuydum adeta.