Gönderen Konu: DOLMUŞ A BİNME TAKTİKLERİ  (Okunma sayısı 1132 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı strider

  • Deneyimli Üye
  • *
  • İleti: 471
  • Rep Gücü : 44
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
DOLMUŞ A BİNME TAKTİKLERİ
« : Eylül 27, 2007, 10:32:02 ÖS »

*Binerken, en arka sıraya oturunuz ki para uzatma organizasyonunda uzatan değil başlatan olunuz. Bu, dolmuşun icadıyla icat olunmuş bir altın kuraldır. Piramitlerdeki duvar resimlerinde bile, Nil üzerindeki kanolarda arka koltuğu kapmaya çalışan Mısırlılar resmedilmektedir.

*İneceğiniz yere yaklaştığınızda, şöför hala kendini kaptırmış sol şeritten gitmekteyse, ineceğiniz yeri ışıklar, okul kapısının önü, ilk köşe gibi spesifik ifadeleri kullanarak haykırın. Müsait bir yerde derseniz, inmek istediğiniz yerden an aşağı 200 metre ileride iner ve geriye yürürsünüz. Tam olarak söylerseniz, en azından uzakta indirildiğinizde küfür etme şansınız olur, yürüyeceğiniz yol size daha kolay gelir.

*Şöförün yanındaki koltuğa oturup rahat edeceğinizi düşünüyorsanız, düşünmeyin. çünkü yanınıza birisi daha gelecektir. Yeni gelen koltuk kardeşinize (o gibi bir mekanda kardeşlik kaçınılmazdır) az ileride ineceğinizi söyleyip, onu şöförün yanına oturtun. Böylece para uzatma organizasyonunda (bkz. ilk madde) son nokta olmaktan kurtulursunuz. Unutmayınız uzatılan paraların, para üstleri de mevcuttur ki şöför arkaya dönemediğinden (bkz. dönerken direksiyonu da döndüren şöförün, sağ şeritten gelmekte olan taksiye çarpma hali... bakınız bakınız bulursunuz elbet), siz sürekli kendi etrafınızda dönerek para üstü zincirini başlatmak zorunda kalırsınız.

*Önde iki kişi otururken başıma gelen bir hadisede, para saymakta olan şöför, benden vitesi ikiden üçe takmamı rica etmiştir. Böyle bir ricayla karşılaşırsanız düşünmeyin takın. Yazık, adamın elleri dolu. Ama direksiyonu da tutmanızı isterse bir düşünün. Hele bir de şöför size Müsait bir yerde inecek var derse, artık düşünmenize gerek yoktur, kabul etmeyin.

*Minibüste kız kesme, diğer tüm toplu taşım araçlarından daha zordur. Çünkü herkes aynı yöne dönük oturmaktadır. İlla da kesmeliyim diyorsanız, kalabalık bir minibüste ayakta durun. Ancak bu şekilde kızın yüzünü görme şansınız vardır. Ayrıca, yer boşaldıkça oturmayıp insanların oturmalarına izin verdiğiniz için, kibar bir kişi bile sayılabilirsiniz bu yöntemle. Ama ne yazık ki, boş koltuk varken oturmayan yolcu, minibüs şöförünü yoldan çıkaran yegane şeydir. Israrla size oturmanızı söyleyecektir. Basurum var, Kiloluyum, sığamıyorum gibi bahaneler vız gelir, tırıs gider. Şöför, Ya Otur, Ya Terket tavrını korur.

* Müsait bir yerde inecek var ı, Uygun bir yerde inecek var şeklinde söylemeyin. Bu cümle, şöförün kafasındaki DURACAK lambasını yakmaz. Yine geç iner yürürsünüz.

*Sarhoş birisiyle aynı dolmuşta iseniz (ki genelde geç saatte taksimden kalkan dolmuşlarda kaçınılmazdır) ve sarhoş değilseniz, kokudan korunmak için pencere kenarına oturun. Gerçi İstanbul da kullanılmakta olan ford marka dolmuşlar, insanlar için değil fotosentezle yaşayan canlılar için yapılmış olduğundan, oksijen ihtiyacı düşünülmemiş arkadaki 7 kişi için bir pencere yeterli görülmüştür. O pencere de sulama için kullanılıyor sanırım. Dikkat edin üzerinize gübre gelmesin.


*Siz sarhoşsanız:

a)Şöföre Hangi duraktansın abi? diye sormayın, cevap vermeyecektir. (Bunu taksicilere sormanız gerekmektedir.)

b)Şöförün kapısından inmeye çalışmayınız. O kapı şöföre aittir. Şöför, bu çabanıza, O, benim özel im birader diyerek (bkz: televole kültürü) veya hiçbirşey demeden doğrudan sizi pencere camından çıkararak karşılık verebilir.

c)Dolmuşa kusmayınız. Taksim-Kadıköy gibi köprüden geçen dolmuşlarda sarhoş bir gece yolcusu iseniz ve kusma hissi kaçınılmazsa köprüye kadar sabrediniz (köprüden geçene kadar şöföre dayı demenize gerek yoktur, işkillendirmeyin adamı). Zira şöför sizi attığında geri kalanını yürüyebilirsiniz. Yollar yürümekle aşınmaz, sarhoş insanın ayakları acımaz. Köprüden evvel kusarsanız, sarhoş sarhoş boğazı yüzerek geçmeyi denemeyiniz. Suyun üzerinde yürümeyi de denemenizde fayda yoktur. İçki insanı peygamber yapmaz.

d)Önde kafasını sallayan köpek süslerinden varsa ona çok bakmayınız, bu da kusmanıza sebep olabilir. İşin ilginci bu gibi durumlarda, sizin de kafanızı sallayarak kusmanızdır. Varolan tek pencereye yakın oturmanız, olayın rezalet boyutunu azaltacaktır. Arkada 7 sarhoş ve 1 pencere varsa (bkz: taksim-kadıköy dolmuşu), diğerleri de oraya oturmaya çalışacaklarından omuz omuza mücadeleden kaçınmayınız. Dolmuşa binmek sert bir spordur kolay kolay faul çalınmaz.

e)Eve beraber gitmek üzere bir kızla dolmuşa bindiyseniz, onu elbisesinin bir yerinden sıkıca tutunuz. Bu, aniden sızmanız gibi hallerde, onun sizi dolmuşta unutmasını engelleyecektir. (o da içmiştir tabi, n apsın kız, ayık kalsın da bu rezilliklere insan gözüyle tanıklık mı etsin)