ÇOCUK MOCUK
Adanalı İsmail Safa Beye dostlarından biri sormuş:
- Adanalılar neden hep çatal matal, bacak macak diye konuşurlar?
- Öyle söyleyenler çocuk mocuktur!
DENENMİŞ İLAÇLAR
Doktor, hastasına telefon etti:
- Size verdiğim reçetedeki ilaçları kullanmaya başladınız mı?
- Başladım, doktor.
- İyileşmeye de başladınız mı?
- Daha iyiceyim. İlginize teşekkür ederim. Daha önce böyle telefonla sormazdınız...
- Ben de aynı hastalığa tutuldum. İlaçları kullanmadan önce emin olmak istedim de..
ENAYİ
Bir yığın sebze yüklenmiş el arabasını kan ter içinde yokuş yukarı çıkarmaya çabalayan manav çırağına acıdı, yardım etti. Güç bela yokuşun başına geldiler. Geniş bir soluk alarak sordu:
- Oğlum, tek başına bu kadar yükü taşıyamayacağını ustana söylemedin mi?
- Söyledim ama...
- Öyleyse niye taşıttı?
- "Sana yardım edecek bir enayi bulunur" dedi.
KONUŞMAYANLAR
Hayat bilgisi dersinde öğretmen sordu:
- Balıklar neden konuşmaz?
Funda parmak kaldırdı:
- Öğretmenim, siz de başınızı suya soksanız konuşamazsınız!
) KIRK YILLIK SİRKE
Bir dostu, Hoca'ya sormuş:
- Sende kırk yıllık sirke varmış?
- Var.
- Biraz versene. İlaç yapacağım.
- Yoo... Her isteyene verseydim kırk yıldır durur muydu?
HAP
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Üstüne üstlük bir afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "İste şimdi hapı yuttuk" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım henüz hapı yutmadın.
- Peki ne yapmam gerek ?
- Şuradaki mızrağı görüyormusun? - Evet.
- Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır.
Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
-Evladım işte şimdi hapı yuttun.
EŞEK BOYAMAK
Kayseri'ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış:
- Siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satar mısınız. Nasıl yapılır bu is?
Boyacı, fırça sallamayı sürdürerek:
- İşte, demiş, eşeği böyle boyarız!
KUŞ SANMIŞ
Saf köylü, kente iş için gelmiş. Bir evin penceresinde gördüğü papağanın renk renk tüylerine hayran oluyor.
- Allahım... Ne güzel yaratıklar var...
Tam o sırada papağan konuşmaya başlıyor:
- Ne bakıyorsun?
Köylü, neye uğradığını şaşırıyor:
- Kusura bakma hemşehrim. Seni kuş sandım da...