_ALMANYA'NIN TRENLERİ_
İkinci dünya savaşını takiben Amerikan işgali altına giren Almanya’nın Frankfurt kentinde, Amerikalı asker John ile Alman Hans dost olurlar. Bunların bu dostlukları John’un Amerika’ya döndüğü güne kadar devam eder. Yıllar sonra, Almanya kendini toparlar. Yıkık kentler imar edilip, her şey eskisinde olduğundan daha iyi duruma geldikten sonra, Hans Amerika’da bulunan arkadaşı John’u Almanya’ya davet eder:
"Sevgili John. Harap halde bıraktığın kentimize bir kez daha gelip bakmanı istiyorum. Başardıklarımızı görünce şaşıracağından eminim" diye yazar mektubunda.
John mektubu alınca, uçağa atlayarak Frankfurt’a gider, arkadaşını bulur. Oturur, ondan bundan sohbet ederler. Sonra Hans’ın rehberliğinde kenti gezmeye çıkarlar.Altından sayısız demiryolu hattının geçtiği bir demiryolu köprüsünden geçerken, Hans arkadaşı John’u durdurur ve anlatmaya başlar:
"Bak John! Öyle bir sistem kurduk ki, artık her şey Almanya’da her şey saat gibi işliyor. Mesela aşağıda gördüğün şu sayısız demiryolu hattından her üç dakikada bir tren geçer. Bu hiç aksamadan sürekli devam eder. Mutlaka her üç dakikada bir geçer trenler."
İlk geçen trenden sonra John saatine bakar. İlk tren dört dakika sonra, sonraki iki dakika sonra geçer. John gülümseyerek arkadaşına hitaben:
"Hani, her üç dakikada bir tren geçer demiştin. Bunlar, bazen dört, bazen iki dakikada bir geçiyor Hans!"
John’un bu sözleriyle utanan Hans, öfkeyle şu cevabı verir: "Ne olacak yani? Siz de Kızılderilileri öldürmüştünüz