Alanlararasılık Açısından Edebiyat ve Kültür Araştırmaları
Gürsel Aytaç
Hece Yayınları
Genel edebiyat biliminin son zamanlarda bir 'dönüm' yaşadığını biliyoruz. Bu, salt biçim üzerine durmaktan 'bıkıp' ağırlığı, eserin içerdiği konuları sorgulamaya vermektir. İçeriğe, alanlararası bilgi birikimiyle yaklaşmaktır yeni eğilimin aslı. Edebiyatla toplum arasındaki bağı fark edip edebiyat biliminin sosyolojiyle birlikte çalışması oldukça eskilere ait bir ortaklıktır. Yeni olan, şimdilerde 'kültürbilim' şemsiyesi altında toplanan alanları edebiyat araştırmalarında yardıma çağırmaktır.
Gün geçtikçe değişen hayat şartları, teknik ve iletişim imkanları, medyanın sağladığı yeni algılama biçimleri, göçler, sığınmalar ulus toplumunun 'yabancı'yla burun buruna gelmesi, kadının toplum içinde yerinin değişmesi... gibi birçok yenilik tabii ki edebiyata yansıyacak, edebiyatta tartışma alanı bulacaktı.
Edebiyatın sınırlarının genişlemesi ve yazılı olan her şeyi içine alması karşısında edebiyat biliminin eski ölçütlerde ısrar etmesi düşünülemez. Edebiyat bilimci için bu sınır genişleme olgusu, yeni araştırma alanları açmaktadır. reklamın, bestseller listelerinin öne çıkardığı kitapları da inceleme alanına dahil etmek gerekir. çok satar olmaları yüzünden onların bir kalemde yok sayılması mı gerekir? Tam tersine gün ışığına çıkarılmayı bekleyen özellikleri var mıdır?