Gönderen Konu: YETENEK NASIL GELİŞTİRİLİR?  (Okunma sayısı 877 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
YETENEK NASIL GELİŞTİRİLİR?
« : Nisan 17, 2009, 09:51:46 ÖS »

Yeteneği geliştirmek

Ben iş dünyasında yönetimlerin ve yöneticilerin, çalışanların yetenekleri ve güçlü yanlarına odaklanmaları gerektiği üzerine yazdıkça, annelerden çocukları ile ilgili ne yapmaları gerektiğine dair mektuplar alırım. "Sen şimdi iş dünyasını filan bırak, çocuğumla ne yapacağım, onu söyle" der gibilerdir her seferinde. Herkesin birbirinin eteğinden çekiştirdiği bir dünyada bunun bir hayal olduğunu filan mı düşünüyorlar bilmiyorum.

Neyse biz gelelim çocuklara, annelere ve de bir kısım babalara. Temelde şu sorular sorulur:

1. Yetenek doğuştan mıdır?
2. Olmayan bir yetenek geliştirilebilir mi?
3. Sahip olduğumuz bir yeteneği ne zamana kadar geliştirebiliriz?
4. Geliştirmek için ne yapabiliriz? Bu soruların tam hakkını vermek burada olanaksız. Bir özet yapıp, "çocuğumuzun sahip olduğu yeteneği geliştirmek için ne yapabiliriz" sorusuna en yetkin cevabı veren kaynaklara yönelebiliriz.
1. Evet yeteneklerin genetik mirasla yakın ilişkisi olduğuna dair çok güçlü deliller var. Özellikle ikizlerle yapılan araştırmalar bunu gösteriyor.
2. Olmayan bir yeteneği geliştirmek için uğraş vermek, zamanı pek de verimli kullanmıyoruz anlamını taşır. Hepimiz uğraşırsak piyanoda birkaç parça çalmayı öğrenebiliriz. Ama Royal Philarmony’de konser piyanisti olarak çalacaksak, bu yetenek ister.

3. Bildiğimiz şunlar: Her yeni bir şey öğrendiğimizde beyin hücrelerinde yeni bağlar oluşur. Çocukların beyninde bu bağların sayısı yetişkinlerden çok daha fazladır. Çocuk sahip olduğu yeteneklerle ilgili deneyim fırsatı bulduğunda yani egzersiz yaptığında bu bağlar güçlenir ve adeta beyinde birer "anayol" oluştururlar. Bunlar çocuğun geliştirdiği yetenekleridir. Çocuğun kullanmadığı, egzersiz yapmadığı yeteneklerle ilgili bağlantılar zamanla budanır.

Aynı, bir ağacın güçlü dallar oluşturmasını sağlamak için bir kısım dallarını budamamız gibi. Yeteneğin gelişmesi; başka potansiyel yeteneklerin yok edilmesiyle sağlanır. Çocuğun hangi yeteneklerle doğduğunu bilmek çoğu zaman imkansızdır. Bu nedenle daha bebekken çocuğun değişik uyarıcılara maruz kalması ve bunun gelişim dönemlerinde sürdürülmesi önerilir. Çocuğun yetenekleri belirgin hale gelmeye başladıkça, yeteneklerini geliştirmek için kullandığımız araçları da ona göre seçmeye başlayabiliriz. Çocuğumuz 15 yaşına geldiğinde artık yeni bir yetenek geliştirmesi, ne kadar uğraşırsa uğraşsın artık mümkün değildir.

Daha doğrusu son araştırmalar böyle diyor. Eskiden bunu hangi araçları kullanarak yapacağımızı bilemezdik. Ama artık çok iyi eğitim almış, deneyimli "Gelişim Psikologlarımız" var. Türkçe’ye her gün çevrilen kitaplar var. Zihinsel gelişimi hedefleyerek tasarlanmış, her yaş için, hatta yetişkinler için bile oyuncaklar var. Çocuğumuzu Budamak Eğitim sistemi, ne yazık ki çocuğun yeteneklerini budamak için tasarlanmıştır. Çocuğun sahip olduğu yeteneği keşfedip ona odaklanmak yerine, olmayan yeteneği geliştirmeğe çalışır. Yalnızca geliştirmeğe çalışsa neyse, üst düzeyde performans hedeflenir.

Bir-iki dersten zayıf giden öğrencinin yaşamı karartılır. Bir çocuğun sayabileceğimiz tüm yeteneklerin, becerilerin ve ilgi alanlarının tamamına sahip olmasını ve üstün performans göstermesini beklemek; çocuğun ruhuna da, beynine de, zihnine de, tabiatına da aykırıdır. Bu şekliyle okul sistemi olgunlaşarak değil budanarak çıkılan bir çilehanedir. Çocuklarımızı okulların verdiği "zararlardan" korumak için elimizden geleni yapalım.

Dilimin sivriliği konunun öneminden kaynaklanmaktadır. İyi haber şu: Son 10-15 yılda eğitim sisteminin üzerine oturduğu varsayımları sorgulama ve bu doğrultuda yeni uygulamalar hızla sistemin içine sızıyor. Bu eğilimin işaretlerini ülkemizde de sevinerek gözlemliyoruz. Haftaya, çocuğumuzun öne çıkan, belirgin yetenekleri varsa nasıl bir tavır alacağız?


Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin