Çok soğuk bir kış günüydü, heryer karlarla kaplı, heryer donmuştu, açlıkla savaşıyordu minik serçeler günlerden beri ve artık üşüyordu narin bedenleri...
Sonunda bir minik serçe dayanamadı soğuğa, açlığa, düştü donmak üzere soğuk karın üstüne; Çaresiz beklerken ölümü minik serçe, yoldan geçen bir inek, durdu serçenin yanında ve serçenin üstüne bir tezek yığını bıraktı...
Şaşkındı önce serçe ama sonradan tezeğin ısısı, ısıttı bedenini birkaç buğday tohumu buldu tezeğin içinde, açlığıda geçmişti bu sayede...
Mutlulukla cıvıldamaya, şarkılar söylemeye başladı tezeğin içinde.
Bir kedinin sesini duydu.Daha yüksek sesle ötmeye başladı. Yoldan geçen kedi serçenin şarkılarını duydu ve koştu geldi yanına, önce serçeyi tezeğin içinden çıkardı sonra biraz temizledi.Serçe çok mutlu olmuştu o an.Aniden kedi birden serçeyi midesine indirdi....
Hikayemiz burada bitti, peki ya dersler:
Ders I : Üstünüze her pisleyen düşmanınız değildir.
Ders II : Sizi içine düştüğünüz pislikten her çıkartan dostunuz değildir.
Ders III : Bazen boğazınıza kadar pisliğe batmış olsanız bile susmasını bilin.