İki Gezgin Melek, geceyi geçirmek için oldukça varlıklı bir
ailenin evinin kapısını çalmışlar. Aile, pek kaba bir
üslupla,meleklere
yatacak yer olarak koca malikanenin konuk odalarından birini
vermek
yerine, soğuk bodrumundaki küçük bir köşeyi göstermiş.
Melekler buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine
yatacak
bir yer hazırlamaya çalışırken, Yaşlı Melek duvarda bir delik
görmüş ve
kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç Melek, Yaşlı Meleğe bu
hareketinin
nedenini sorunca, Yaşlı Melek hafifçe gülümsemiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir...
Sabah malikaneden ayrılan melekler, gece bastırınca bir kez
daha
kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir bir çiftçi
ailesinin
kapısını
çalmışlar.
Son derece misafirperver olan fakir karı koca, sofralarında ne
var ne
yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları
için
kendi
yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar.
Sabah güneş doğduğunda,melekler zavallı karı kocayı gözyaşları
içinde bulmuşlar: Yegane geçim kaynakları olan tek inek de
tarlalarının ortasında cansız yatmaktaymış.
Genç Melek bu sefer iyice öfkelenerek Yaşlı Meleğe isyan
etmiş:
Bunun olmasına nasıl izin verebildin ?! O varlıklı kaba adamın
herşeyi
vardı ama sen kalktın ona yine de yardım ettin. Bu iyi yürekli
fakir
ailenin
ise o tek inekten başka hiçbir şeyleri yoktu;buna rağmen onu
bile
paylaşmaya gönüllü oldular. Ama sen o ineği de yitirmelerine
izin
verdin!?
Bunun üzerine Yaşlı Melek, Genç Meleğe dönerek şu cevabı vermiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.
O zengin malikanenin bodrumunda kaldıgımız gece, duvardaki
deliğin
dibinde külçe külçe altın saklı olduğunu farkettim. Malikanenin
sahibi bu
kadar açgözlü olduğu için ve kendisine verilmiş şans sayesinde
edindiği
zenginliğin bir parçasını bile paylaşmaya yanaşmadığı için, ben
de
o
deliği öyle bir kapatıp mühürledim ki artık arayıp bulsa da
açamaz.
Ve
devam etmiş:
Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin yatağında uyurken,
Ölüm Meleğinin o çiftçinin karısını almaya geldiğini gördüm.
Ben de onun yerine Ölüm Meleğine ineği verdim.
Yaşlı Melek, gülümseyerek bir kez daha eklemiş:
Herşey, her zaman, göründüğü gibi değildir.
Bazen, işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, aslında bizim
de
başımıza gelen tam da budur işte. Eğer inanıyorsanız, yapmanız
gereken şey
sadece, her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna
güvenmektir.
Bunun
böyle olduğunu, ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek
olsanız
bile
Bazı insanlar, Hayatımıza girerler Ve çabucak çıkarlar..
Bazıları ise, Dostumuz olur Ve bir süre orada kalırlar..
Yüreklerimizde O güzel ayak izlerini bırakarak..
Ve bu, İyi bir dost kazandığımız için,
Bir daha asla Eskisi gibi olmayacağız demektir!
Dün, tarih oldu.
Yarın, bir gizemdir.
Bugün ise bir armağan.
Bu yüzden İngilizcede present, hem şu an hem de armağan
anlamına gelir!
her anı doyasıya yaşayın ve
tadını
çıkarmaya bakın ... Hayat, bir kostümlü prova değildir!
Bil ki tam şu anda
birisi seni düşünüyor.
birisi sana değer veriyor.
birisi seni özlüyor.
birisi seninle olmak istiyor.
birisi senin başının belada olmadığını umuyor.
birisi ona verdiğin destek için sana minnettar.
birisi elini tutmak istiyor.
Birisi senin adına herşeyin iyi sonuçlanmasını ümit ediyor.
birisi senin mutlu olmanı istiyor.
birisi senin onu bulmanı diliyor.
birisi senin başarılarını kutluyor.
birisi sana bir armağan vermek istiyor.
birisi SENİN bir armağan olduğunu düşünüyor.
birisi seni seviyor.
birisi senin gücüne hayranlık duyuyor.
birisi seni düşünüyor ve gülümsüyor.
birisi üzerinde ağladığın omuzun kendi omzu olmasını istiyor.
--