Gönderen Konu: Gelişim ve Değişim İçin Yaşam Gözlüklerinizi Yenileyin  (Okunma sayısı 883 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle

Vedat Bey sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştı. Güneş dünyaya gözlerini kırpmadan önce Vedat Bey'le selamlaştı. Güneşe bakılırsa bugün hava güzel olacaktı. Fakat kışın kendini iyice hissettirdiği bu ayda durum hiç de öyle olmuyordu. Güneş olmasına rağmen hava soğuktu.

Soğuk havalara rağmen Vedat Bey, içindeki bitmez tükenmez enerjisiyle hayatı tüm sıcaklığıyla yaşamaya devam ediyordu. Bu aralar evindeki ve çevresindeki birçok eşya üzerinde değişikliğe gidiyordu. Bu değişim sürecinde, radyoda dinlediği bir konuşmanın son cümleleri çok etkili olmuştu: "Değişim sürekli olarak gereklidir. İnsanın kendini yenileme sürecinde değişim bizim en kaçınılmaz öğelerimizden bir tanesidir. Bu yüzden çevremizdeki değişimlere gözlerimiz kapalı kalamayız. Sürekli aktif konumda olarak dikkatli bir izleyici olmamız gerekir. Gelişime ve değişime açık günler dileğiyle..." Vedat Bey bu konuşmayı dinledikten sonra değişim sürecini başlatmıştı.

Değişime ilk olarak evin pencerelerinden başladı. Şiddetli soğuklarda pencereden içeriye giren soğuk, odayı soğutuyordu. Artık pencerelerin değişme zamanı geldi diyordu. Isı ve sese duyarlı yeni pencereler alarak evin tüm pencerelerini değiştirdi. Artık odalar eskiye oranla daha az ısı kaybediyordu. Vedat Bey'i, evin pencerelerini değiştirmenin rahatlığı sararken, gözleri duvardaki ve masanın üstündeki çerçevelere takıldı. Bazılarının üstü fena halde tozlanmış, bazıları ise yılların verdiği kullanım sonucu yıpranmıştı.

Bunlara da bir çözüm bulmalıyım diyerek evdeki bütün çerçeveleri gözden geçirmeye başladı. Boyası yıpranmış olan çerçeveleri atıyor, çok tozlanmış olanları ise silerek parlatıyordu. Evin pencereleri ile başlayan değişim süreci, evin içindeki çerçeveler ile devam etmişti. Ardından bu değişimden birçok eşya da nasibini almıştı. Vedat Bey, işe gitmek için hazırlandığı bir vakit aynanın karşısına geçmişti. Saçlarını düzeltirken gözleri bir anda gözlüklerine takıldı. Gözlüklerini değiştirmesi gerektiğini düşünmüştü fakat, onları değiştirmeden önce göz doktorundan bir randevu alarak göz kontrolünden geçmek istedi. Doktorundan randevu aldıktan sonra, akşam iş dönüşünde randevu saatine tam vaktinde yetişti.

Hayata Bakış Açısını Yenilemek

Göz doktoru ile yıllardan beri samimi iki arkadaştılar. Muayeneye başlamadan önce kısa bir sohbet ettiler. Konuşmaları esnasında Vedat Bey; "Bu sıralar ciddi bir maddi sıkıntıya düştüm. Evdeki eşyaların değişmesi gerektiğinden aşırı bir harcama yaptım. Kendimi toparlamam iki-üç ay sürecek gibi." demişti. Göz doktoru; "Anlıyorum, kolay değil tabi. İnşallah en yakın zamanda her şey yoluna girer. Yeni eşyaların da hayırlı olsun. Ben de bu aralar bir kitap okuyorum. Bu kitapta okuduklarım hayata bakış açımı çok değiştirdi. Önceden hemen sinirlendiğim bir olaya artık daha soğukkanlı bakıyorum. Önceden okuduğum gazeteleri çöpe atarken şimdi onları biriktirip geri dönüşüme veriyorum. Mesela evde yıpranmış bir eşya görsem, o eşyayı işlevini yitirinceye kadar atmıyorum. Bunun gibi daha onlarca şey… Anlayacağın, hayata baktığım çerçeveleri değiştirdim ve yepyeni bir dünyaya başladım.

“Önemli olan, dünyanın nasıl olduğu değil, bizim dünyaya nasıl baktığımızmış." dedikten sonra muayeneye geçti.
Göz muayenesinden çıkan sonuçlara göre Vedat Bey'in gözünde herhangi bir sorun yoktu. Şu anda kullandığı gözlükleri kullanmaya devam edebilir, bunun yanı sıra yeni çerçeveler alabilirdi. Doktorun yanından çıktıktan sonra çerçevelerini çıkarıp onlara tekrar baktı. Sorunun onlarda olmadığını görmüştü. Asıl önemlisi, onun hayata baktığı çerçeveydi. Vedat Bey bundan sonraki değişim sürecine, hayata bakış açısını değiştirmekle devam etti.


Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin