Gönderen Konu: ARKADAŞ OLMAYIN ARKADAŞÇA DAVRANIN  (Okunma sayısı 879 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
ARKADAŞ OLMAYIN ARKADAŞÇA DAVRANIN
« : Nisan 17, 2009, 10:06:43 ÖS »

Ailede annenin, babanın ve çocuğun farklı konumu ve rolleri var. Çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamak anne babanın sorumluluğu. Nedir bu ihtiyaçlar? Bakım, korunma, sevgi, şefkat görme, değer verilme ve eğitim.

Annelik ve babalık rolleri farklı kültürlerde ve toplumlarda değişikliğe uğrasa da, çoğu toplumda anneler çocuğun bakım gereksinimi büyük ölçüde karşılayan kişidir. Çocuğun toplumsallaşma sürecinde babalar çok önemli rol oynar.

GERÇEK ARKADAŞLIK MÜMKÜN DEĞİL!

Arkadaş olmak ve arkadaşça davranmak farklı şeyler. Arkadaşlık; sorunların paylaşıldığı, her iki tarafın da aynı biçimde alıcı ve verici olduğu eşit bir ilişkidir. Anne-baba ve çocuk arasında bu tür bir ilişki mümkün değil. Anne-baba çocuğun sorunlarıyla ilgilenir ve çözümü için çaba sarfeder. Ama çocuğun aynı biçimde anne babanın sorunlarıyla ilgilenmesi beklenmez.
Anne babanın çocuğuna arkadaş gibi davranması demek onunla oynaması, birlikte vakit geçirmesi, onun sorunlarını dinlemesi, ilgi alanlarıyla ilgilenmesi demektir. Anne-baba ve çocuk ilişkisinde zaten bu özellikler olmalı, sıcak bir ilişki sağlanmalı. Çocuk anne babayla pek çok duygusunu paylaşmalı. Ancak anne-babanın aynı açıklıkla çocuklarıyla duygu ve düşüncelerini paylaşmaları uygun değil. Çocuklarıyla konuşurken ve paylaşırken onun düşünce düzeyine uygun, anlayabileceği konular dışına çıkmamaları, anlayabileceği kelime ve kavramlar kullanmaları kafa karışıklığı yaratmamak açısından çok önemli.

Çocuk özellikle erken yaşlarda dünyayı algılarken anne babasının açıklamaları ve yorumlarına dayanır. Bu anlamda anne-baba, ona zaman zaman anlaması ya da hazmetmesi güç konularda koruyucu bir süzgeç kullanarak yaşına uygun açıklamalar yapmalı.

İnsanlar bir aile içinde birlikte yaşadıklarında da bireysel sınırlarını korurlar. Bu sınırlar farklı özellikler gösterir. Aile içinde eşler arasında sınırlar olduğu gibi anne-baba ve çocuklar arasında da sınırlar olacaktır.

Anne-baba erişkindir. Onların yaşamında çocukların bilmesi gerekmeyen birçok şey olabilir. Örneğin ilişkideki sorunlar, cinsellik, işyeri sorunları, maddi sorunlar gibi pek çok kavram özellikle ergenlik öncesi somut düşünen çocukların doğru biçimde anlayabileceği konular değil. Doğru anlamlandıramadıklarında çocuklar aşırı kaygılar yaşayabilirler, uygunsuz tepkiler gösterebilirler.

İNİSİYATİF VERİN AMA SON KARAR SİZİN

Çocuğa verilen insiyatif yaşı ve bilişsel gelişimiyle orantılı olmalı. Anne-baba çocuğa seçenekler sunup bunların içerisinden seçim yapmasını isteyebilir. Yaş ilerledikçe seçenekler içine çocuğun kendi istekleri, fikirleri de katılır. İletişim becerileri geliştikçe çocuk anne-babayı ikna etme becerisine kavuşur. Bu çocuğun kendisinin insiyatif almaya başladığının, kendi kişilik özelliklerini ortaya koymaya başladığının göstergesi. Anne baba bu istekleri anlamalı ve saygı duymalı. Eğer uygun isteklerse öncelik de verebilirler. Ancak çocuğun istekleri mutlaka önce anne-babanın mantık süzgecinden geçmeli ve yine son karar ailenin “yönetici alt sistemi” olarak tanımladığımız anne-babanın olmalı. Böylece çocuğun istekleri üzerinde düşünerek hareket etmek çocuğa onun fikirlerine, isteklerine değer verildiği mesajı verir. Çocuk giderek insiyatif almayı ve kendisi de bazı isteklerde bulunmadan önce düşünmeyi öğrenir.

ERGENLİKTE ÖZGÜRLÜK ALANI BİRAZ GENİŞLER

Ergenlik, çocukların daha fazla özerk olmayı öğrenmeleri gereken bir dönem. Anne-babalar için bu dönem zor bir dönem. Çünkü bir yandan çocuklarını koruma, geleceğe hazırlama görevleri sürerken diğer yandan da onun yavaş yavaş kendi kendini idare etmesini desteklemeleri gerekiyor. Bu yaşlarda çocuğun özgürlük alanı bir miktar genişler, daha çok kendi kararlarını vermesine olanak verilir. Anne baba bir anlamda çocuklarını sınarlar, kendi ayaklarının üstünde durup duramadığına, doğru kararlar alıp alamadığına bakarlar. Kendini koruyup koruyamadığını değerlendirirler. Eğer çocuk bu sınavlarda başarılıysa giderek daha fazla özgürlük verirler.
Anne-babanın çocuklarıyla sıcak bir ilişki kurduğu, onu dinlediği, fikirlerine değer verdiği, birlikte vakit geçirmekten keyif aldığı, evdeki ortamın sıcak ve rahat olduğu durumlarda ergenlerin birçok şeyi anne babalarıyla paylaşmayı tercih ettiği ve arkadaşlarından çok anne babalarına güvendiği pek çok araştırma ile gösterildi.

ORTAK TUTUM İÇİNDE OLMANIZ GEREK

Anne-babanın ortak bir tutum içinde olması, kararları birlikte almaları ve tutum farklılıkları olduğunda çocukların yanında tartışmamaları, birbirlerini eleştirmemeleri gerek. Bir tarafın verdiği kararı diğer taraf çocuğun yanında eleştirince, çocuk ikisini de ciddiye almamaya başlar. Bazen kesin bir ses tonuyla çocuğu durdurmak gerekebilir. Bunu yapmayı hep aynı kişi üstlendiğinde ve diğeri çok farklı bir tutumla her şeye izin verdiğinde, çocuk sert tavır takınan ebeveynden uzaklaşabilir. Bu durum genellikle babalar ve çocuklar arasında olur. Ancak çocukların babalarından bu şekilde uzaklaşmaları, babaların çocuğun gelişimini destekleyici paylaşımda bulunmasını engeller.

Cezalandırmayın, çözüm arayın

Sorunlar ortaya çıktığında cezalandırma değil çözüm arama davranışı gösteren bir anne-babadan çocuklar korkmazlar. İnsanın yaşam sürecinde kazalar olması, hatalar yapılması, bir şeylerin zaman zaman ters gitmesi normal. Zaten bu tür durumlarda çocuklarına destek olmak ailenin görevi. Suçlamaya değil sorunu çözmeye yönelen, paniğe ve çaresizliğe kapılmadan uygun çözümler üreten anne-babalar çocuğa kendisini güvende hissettirir. Bu durumda da çocuk bir problem yaşadığında gizleme gereği duymaz.



Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin