Yaş ilerlemesine bağlı oluşan bellek kaybı, günlük yaşamda büyük sıkıntılara yol açsa da aslında önlenebilir bir rahatsızlık. Tıpkı olası yıkıcı etkilerinin önlendiği veya oluşmuş hasarın bir kısmının geriye döndürülebildiği diğer yaygın hastalıklarda olduğu gibi...
Bellek konusunda dünyaca tanınmış otoritelerden biri olan Dr. Aaron P. Nelson’ın kaleme aldığı “Belleğinizi Nasıl Güçlendirirsiniz?” adlı kitap, belleğin nasıl çalıştığını, bellek kaybı problemlerini, bunun nedenlerini ve tedavi şekillerini anlatıyor. Acıbadem Sağlık Grubu ve Optimist Yayınları’nın Harvard Tıp Okulu rehberliğinde yayımladıkları kitap, bu alanda merak ettiğiniz her türlü sorunun yanıtını içeriyor. Bellek kaybının baş müsebbipleri arasında stresin yer aldığını göz önünde bulundurursak, iş dünyasını yakından ilgilendiren bu kitapta yer verilen basit önlemlerle yaşa bağlı bellek zayıflamasına karşı mücadele edebilir, konsantre olma, bilgiyi belleğe alma ve daha sonra hatırlama yeteneğinizi geliştirebilirsiniz.
BELLEK PROBLEMLERİNİN NEDENERİ
Genler
Beyninizin nasıl gelişeceğini ve yaşamınız boyunca nasıl evrim geçireceğini genler belirler ve bu sizden bağımsız bir faktördür. Belleğinizin ne kadar güçlü olacağını ve yaşla birlikte gücünün ne kadar azalacağını genler belirler. Alzheimer, hipertansiyon veya depresyon dahil belleğe zarar veren birçok hastalıkla ilgili riskleriniz genlerin etkisi altındadır.
Hormonlar
Cinsiyet hormonları belleği etkiliyor. Yaşla birlikte kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron düzeyi düşer ve bunlar yaşa bağlı bellek kaybını da tetikler.
Yaşa bağlı yaygın hastalıklar
Bu hastalıklar belleği dolaylı ya da dolaysız zayıflatabilir. Bunların bazısı için kullanılan ilaçlar da belleğe ya da konsantrasyona zarar verme riski taşır.
Koroner arter hastalığı
Kalbiniz için kötü olan, beyniniz için de kötüdür. Yüksek kolesterol, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıklar bellek problemi riskini artırır.
Tiroid bozukluğu
Tiroid bezi, fonksiyonunu gerektiği gibi yerine getiremiyorsa, metabolizmanız çok hızlı ya da çok yavaş olabilir. Her iki problem de öğrenmeyi ve belleği etkileyebilir.
Nörolojik bozukluklar
Çeşitli nörolojik bozukluklar, nöronlarda ve nöron ağında doğrudan hasar yaparak ya da nöronların gerektiği gibi işlev görmesini engelleyerek bellek kaybına ve diğer türden bilişsel fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. (Alzheimer, inme, kafa travması, parkinson, epilepsi)
Kanser
Kansere karşı uygulanan kemoterapi ve ışın tedavisi de bellek kaybını tetikleyebilir.
Ruh hali, stres ve bellek
Gerek depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik bozukluklar, gerekse de yoğun stres optimum belleğe zarar verebilir. Bu problemleri kontrol altına almak genellikle bellek fonksiyonunu düzeltir.
İlaçlar
Yeni bir ilaca başladıktan sonra belleğiniz zayıflarsa, bu durum pekala ilaçla bağlantılı olabilir. Hangi ilaçların bellek kaybına yol açtığını, Nelson’un kitabında liste halinde bulabilirsiniz.
Uyku
Geceleri iyi uyuyamayan kişiler rahat uyuyanlara göre unutkanlığa daha eğilimlidir. Bellek pekişmesi için iyi bir gece uykusu temeldir. Belleği korumaya yeten uyku süresi ise altı saattir. Çünkü uyku stres hormonlarını düşürme etkisiyle zaten belleğe dolaylı yoldan fayda sağlıyor.
Diyet ve beslenme
Okuduklarınızın aksine belleğinizi güçlendirecek sihirli bir “beyin besini” yoktur. Ama kalitesiz bir diyet belleğinize zarar verebilir. Ayrıca bellek kaybını önleyecek sağlıklı yiyecekler ve besin maddeleri bulunuyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz;
B vitamini
Folik asit, B6, B12 vitaminleri vücutta doğal olarak üretilmez bu yüzden yiyeceklerden ve tamamlayıcılardan sağlanmalıdır. Bu vitaminler şu yiyeceklerde bulunur: Karaciğer, tahıl ürünleri, pirinç, fındık türü sert kabuklu yemişler, süt, yumurta, et, balık, meyveler, yeşil sebzeler.
İyi yağlar, kötü yağlar
Beynimiz, doymuş yağlardan (ette ve süt ürünlerinde bulunur) ve trans yağlardan kötü etkilenebilir. Ama beynimiz fındık türü sert kabuklu yemişlerden, birçok bitkisel yağdan ve balık yağından gelen doymamış yağlarla güçlenebilir.
Antioksidanlar
Antioksidanlar yani C, E vitaminleri ve beta-karoten zararlı molekülleri etkisiz bırakır. Bu yüzden antioksidanlar bellek kaybına karşı koruma sağlayabilir.
Alkol
Tıpkı mebzul miktarda stresin faydalı olması gibi ölçülü miktarda alkol de bellek için olumlu etkide bulunabilir. Araştırmalar az ve orta derecede alkol kullanımının bunama riskini azalttığını ortaya koyuyor.
Egzersiz
Egzersizin bellekle ne ilgisi olduğunu merak ediyorsunuzdur. Araştırmalara göre hareketsiz kişiler, düzenli fiziksel aktivite içinde olan insanlara göre daha büyük bellek kaybına uğruyor. Mutlaka bir spor dalıyla uğraş şart değilse de günlük yaşamda hareketli olmak bellek için çok faydalı.
Zihinsel canlılık
Yaşlandıkça beyninizin ne kadar iyi performans göstereceği, onun ne kadarını kullandığınıza bağlıdır. Akıllarına meydan okuyan kişiler, zihinsel faaliyetten uzak kişilere kıyasla zaman içerisinde daha esnek bir belleğe sahip olabiliyor.
Sigara
Sigara içenlerin isimleri ve yüzleri içmeyenler kadar iyi hatırlayamadığını yıllardır biliyoruz. Sigara içenler içmeyenlerle kıyaslandığında bellek ve buna bağlı bilişsel fonksiyonlarda çok daha keskin bir düşüş sergiliyor.
Uyuşturucu kullanımı
Uyuşturucu belleğe ve beyin fonksiyonlarına zarar verebilir. Hatta bu zarar sadece ilaçların kullanıldığı dönemde değil sonrasındaki aylarda da sürebilir.
YANLIŞ KANI: Her stres bellek için kötüdür
Aşırı stres belleğinizi köreltebilir, ama ölçülü miktarda stres aslında belleğiniz güçlendirebilir. Gözünüzde büyüyen iş teslim tarihinin baskısı, odaklanma ve dikkati koruma yeteneğinizi artırabilir. Sonuçta bilgiyi daha etkili bir biçimde edinirsiniz, bu da bellek pekişmesini ve geri getirmeyi teşvik eder.
İYİ BİR BELLEĞE SAHİP OLMAK İÇİN:
* Oturmayın, düzenli egzersiz yapın
* Takviye olarak vitamin alın
* İnsan içine karışın
* Mutfağınızı sağlıklı yiyeceklerle donatın
* Uykunuza dikkat edin
* Mutlaka yeni şeyler öğrenin
* En küçük şeyi dert etmeyip, stresi yönetin
* Lütfen hayata bağlanın
* Laçkalıktan kurtulun, düşüncelerinizi ve hayatınızı organize edin.
* Etkili önlemlerle beyninizi darbelerden koruyun.
* Kesinlikle başarabilirsiniz! Pozitif tutumunuzu sürdürün.