Gönderen Konu: Değişmek Ya da Değişmemek, İşte Bütün Mesele...  (Okunma sayısı 870 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
Değişmek Ya da Değişmemek, İşte Bütün Mesele...
« : Nisan 17, 2009, 04:45:32 ÖS »

Her insanı farklı pencereyle açılır dünyaya. Diğer deyişle, başka perspektiflerden bakılınca hayat herkes için başka anlamlar barındırır. Önemli olan ise farklılıklarımızı kabul ederek bir değişim ve gelişim insanı haline gelebilmektir. Bunun için bazı ilkeler doğrultusunda yol almak gerek. İşte değişim yolunun kuralları:

İnsanlar hayat boyu değişime uğrarlar
Kişisel gelişimi bir geminin ana yelkeni ve dümeni olarak düşünebilirsiniz. Bireysel gelişim düzeyiniz arttıkça ve bunu hayatınıza yansıttıkça sürekli iyiye doğru bir hareket olur.
Kişi duygu ve davranışlarının sebeplerini kendi içinde, yani yorum ve düşüncelerinde aramak yerine karşılaştığı olaylarda ararsa; bu yanılgı, kişinin değişim sürecini olaylara ve diğer kişilere yüklemesine sebep olur. Böyle bir kişi iseniz değişim sizin için çok zor olacaktır.

Girişimci ruhunuz yoksa nasıl değişmeyi düşünüyorsunuz?
Değişmemenin, aynı kalmak ve ilerlememek olduğunu söylüyoruz ve ilave ediyoruz; ilerlemez ve aynı kalırsanız diğerlerinin gerisine düşersiniz. Bu da aslında yerinde kalmak değil gerilemektir.
Değişme cesaretinizi kullandığınızda bunun çok kolay olduğunu göreceksiniz. Böylece kendinizi daha özgür hissedeceksiniz.

Gelişiminiz sırasında değişimi de yaşarsınız
Parasal zenginliklerden ziyade hayatı anlayışınız açısından zenginlik ve bu anlam ile ilgili geliştirdiğiniz yaşam felsefeniz her türlü zenginliğin üstündedir. Kendinizi gerçekleştirmeniz ve başkalarına da yardımcı olmanız hayatınızın amacı olabilir. Hayat, size verilmiş en büyük nimet ve fırsattır. Bu fırsatı gelişiminiz için kullanın.

Diğer insanların yaşamlarına kattığınız ışık size de yansır
Kendinizin ve başkalarının ışığının sönmesine izin vermeyin. Nasıl ki el fenerininizin pili zayıfladığında bunu fark eder ve yeni pil takarsanız, kendinizde de böyle bir durum hissettiğinizde bunu fark ederek durumunuzu düzeltin. Kişisel gelişim sizi bir gümüş parlatıcısının gümüşü parlattığı gibi parlatır ve kararmanıza izin vermez. Dünyanın her yerinde parlak olan dikkat çeker, kabul görür ve değerli kılınır. Bireysel gelişimin parlaklığını taşıdığınız sürece nereye giderseniz gidin dikkat çeker, kabul görür, değerli kılınır ve ışığınızı insanlar için yakarsınız.

Her şeye olumsuz eleştiriler getirmek dost ve arkadaşlarınızı sizden uzaklaştırır
İnsanları olumlu şekilde eleştirerek motive ederseniz onlar daha iyi şeyler yapabilirler. Bir süre sonra çevreniz için motivasyon kaynağı haline gelirsiniz. Kişisel gelişim sizi; iyi bir arkadaş, iyi bir dost, iyi bir işgören, iyi bir işveren, iyi bir anne, iyi bir baba, iyi bir kardeş, iyi bir evlat, iyi bir eş, iyi bir insan yapar.

Kusursuzluğa ulaşmak mı?
Kusursuz bir yaşam süremeyiz; ancak mükemmel bir hayat bizim elimizdedir. Sizi hayata ve kendinize verdiğiniz değer kadar mükemmel yapabilecek birisi var: SİZ! Kusursuz olma çabası, enerjinizi boşa harcamanıza, çevrenizi küçümsemenize neden olur. En iyiye ulaşmaya çalışmak ise sizi geliştireceği gibi enerjinizi doğru kullanmanıza aynı zamanda çevrenize faydalı olmanızı sağlar. Hayatınızın anlamını bulmak için sözlüklere bakmayın; bakmanız gereken kendi içiniz ve yaşam tarzınızdır.

Yaşamak, nefes almak demek değildir
Ağaçlar ve diğer bitkiler mevsimlerine göre şekillenirler, değişirler. Bir erik ağacı, yazın yeşil yapraklara ve meyvelerine bürünürken sonbaharda yaprakları sararıyor ve kışın tamamen yapraksız kalıyor. Ancak toprağın derinliklerindeki kökü ağacı beslemeye devam ediyor.

Dışarıdan bakıldığında ağacın yapraklarının dökülmesi ağaç için kötü bir durum gibi görünse de bu aslında gelecek yıl için daha güçlü ve lezzetli meyveler için bekleme zamanıdır. O meyvelerin özü köklerde saklıdır. Ağaç zamanı geldiğinde en güzel meyvelerini yine sunacaktır. Bilinçli ve bilgili bir bahçıvan yapraklarını döken bu ağacı, kuru görüntüsüne aldanarak kesmez. İnsanlarda da davranışlara sebep olan inanç sistemleri bir ağacın kökleri gibidir. İnsanları besler, güçlendirir ya da zayıflatır. Bir ağacın kökleri verimsiz topraklarda ise ağaç da verimsiz ve cılız olacaktır.

Bazen insanlar bir süre çok iyi bir görünüme, iyi bir iş ve yaşam performansına yüksek bir mutluluk düzeyine ulaşabilirler, bazen de tersi bir durum yaşanır. Bu durumu insanın kış mevsimi olarak değerlendirebiliriz. Gelişim düzeyini artırmaya yönelik çalışmalar yapan ve bu çalışmalarını hayatına yansıtan insan kış mevsiminden çok çabuk kurtulur ve belki de bir daha kışı hiç yaşamaz.

Bireysel gelişim köklerini verimli işlere salar ve sürekli beslenir, gelişir. Bir çam ağacı gibi yılın her günü istediğiniz durumda olabilirsiniz.

Nasıl ki iyi ve lezzetli meyveler güçlü ağaçlardan elde ediliyorsa, güçlü ve mutlu kişilikler, huzurlu ve performanslı hayatlar, sağlam ilişkiler de zamanında yapılan gelişim ve değişimden elde edilir.

Değişimin etkililiği
Biz değişimin etkili olması için  nelerin değiştirilebileceği ve nelerin değiştirilemeyeceğinin incelikle anlaşılması gerektiğine inanıyoruz. Etkili bir değişim için değiştirilemeyecek şeyler üzerinde durmadan değiştirildiğinde size fayda sağlayacağına inandığınız şeyler üzerinde yoğunlaşın. Siz değişiyorsunuz; peki ya yakın çevrenizdeki insanlar? Sürekli iletişimde olduğunuz aileniz değişiyor mu? Buna hazırlar mı?

Değişmeyi istediğiniz bir konuda iyice düşünün, yorumlayın, bilgi toplayın ve bunları bir terazide tartın. Size sizin hakkınızda söylenenleri önemseyin; ancak kimin söylediğine de dikkat edin. Sizi eleştiren kişinin size bakış açısı ve sizin o kişiye bakış açınız önemlidir. Kendinizdeki ve çevrenizdeki değişimi desteklemek size yeni ufuklar açacaktır. İnsanlar kendilerini destekleyenleri desteklerler ve onları önemserler. Çevrenizde sizi önemseyen ve sizin önemsediğiniz  ne kadar çok insan olursa hayat o kadar tatminkar olur.

Değişimin hızı ne olmalıdır? Bu sorunun net bir cevabı yoktur. Çünkü herkesin cevabı kendindedir. Bazı konularda değişim daha hızlı olurken bazı konularda değişim daha yavaş seyreder. Bu hızı kişinin yazam tarzı, değişim konusu, çevre, inançlar, tutum ve davranışlar, kişisel bakış açısı, yaş gibi unsurlar etkiler. Zaman zaman acil değişimlere ihtiyaç duyulabilir.

Acil değişim
Eğer sürekli arkadaş kaybediyor, insanlarla iletişiminizde sorunlar yaşayarak çevrenizde istenmeyen kişi ilan ediliyorsanız  acil değişim gereklidir. Hemen harekete geçin, insanları dinleyerek size karşı olan eleştirilerini, duygu ve düşüncelerini öğrenin ve kendinize yeni bir rota belirleyin. Yoksa ilişkiler geminizi karaya oturtacaktır. Bazen bir eleştiri size verilen bir sinyal olabilir. Dikkatli olun!

Bir değişim sırasında kendinizi farklı bir atmosferde hissedebilirsiniz. Böyle bir durumda zihninizde bazı iç konuşmalar oluşur, sorular ardı ardına sıralanır. “Kendimi nasıl hissediyorum?, Önceki hislerim neydi?, Önceki ve şimdiki hislerimin arasındaki fark nedir? Değişim beni iyi bir yere getirecek mi yoksa eskisinden daha mı kötü olacak?” gibi sorulara cevap bulunamaz ya da bu yanıtlar tatmin edici olmazsa değişime karşı direnç oluşacaktır. Belki de değişimi kafanızdan sileceksiniz. Soruların cevapları sizi adım adım ilerletecektir.

Güzel şeyler öğreniyorsunuz, bunları bilgi olarak beyninizde depoluyorsunuz. Bu yeterli mi? Hayır. Öğrendiğiniz ve bilgiye dönüşen şeyleri kullanarak gereksiniminizin mimarı olmalısınız.



Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin