Gönderen Konu: İLKYARDIM GEREKTİREN ÖZEL DURUMLAR VE HASTALIKLAR  (Okunma sayısı 1803 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
İLKYARDIM GEREKTİREN ÖZEL DURUMLAR VE HASTALIKLAR
« : Şubat 04, 2008, 04:17:08 ÖS »

İLKYARDIM GEREKTİREN  ÖZEL DURUMLAR  VE  HASTALIKLAR
Bayılma
Diyabetes Mellitus (şeker hastalığı)
Epilepsi (sara)
Kalp Krizi
Felç
 
--------------------------------------------------------------------------------
 
Bayılma
Aniden ortaya çıkan dolaşım yetmezliğine bağlı olarak, beynin kısa süreli kansız kalması sonucu görülen geçici bilinç kaybıdır. Nedeni; açlık, kan basıncının düşmesi, beklenmedik bir olay veya herhangi bir şeyle karşılaşma, aşırı sevinç ya da üzüntü, uzun süre havasız ve kapalı ortamda bulunma vb, olabilir.

İlkyardım:

* Kişi, hemen sırt üstü yatırılarak ayakları yükseğe kaldırılır (şok pozisyonu verilir ),

* Sıkı giysiler gevşetilir, kapalı ortamdaysa açık havaya çıkarılır,

* Yüzüne su serpilebilir, bu uyarı sonucunda kişi daha çabuk kendine gelir,

* Uyarıcı olarak hoş olan (kolonya) veya hoş olmayan (soğan kokusu vb ) kokular

   koklatılabilir,

*Kişi kendine geldiğinde hemen ayağa kaldırılırsa yine bayılacağı için önce oturtulur.

  İçecek bir şeyler verilir (açlıktan bayılmışsa şekerli içecekler, tansiyon düşüklüğü

  veya aşırı sıcak ve terleme söz konusu ise tuzlu ayran tercih edilmelidir).

*Eğer 5 dakikaya kadar kişi halen kendine gelmemişse mutlaka hastaneye götürülmelidir.

Başa Dön

--------------------------------------------------------------------------------

Diyabetes Mellitus (şeker hastalığı)
Halk arasında kısaca şeker hastalığı olarak bilinen  diyabetes mellitus’ta , kandaki şeker düzeyinin düşmesi veya yükselmesi sonucu ilk ve acil yardım gerektiren  sorunlar görülebilir. Bu sorunlar: kandaki şeker oranının yükselmesi sonucu ortaya çıkan hiperglisemi ile kandaki şeker oranının düşmesi sonucu ortaya çıkan hipoglisemi ‘dir.  Hipoglisemi, hiperglisemiden çok daha tehlikeli olup kısa sürede(10 dakika – 2 saat gibi ) hastanın kaybedilmesine neden olabilir. Çünkü, beynin düzenli ve belirli miktarda şekere (glukoza) gereksinimi vardır. Şeker azaldığında beyin enerjisiz kalacağından beyin hücrelerinde harabiyet başlar (solunum durduğunda beynin oksijensizliğe ancak 4-6 dakika dayanabildiği gibi şekersizliğe de uzun süre dayanamaz.). Kişide açlık belirtileri normal bir insandakinden daha hızlı ortaya çıkabilir. Kişi kısa sürede kendini kaybedebilir (bilinç düzeyinde değişiklik: sinirlilik, bilinç bulanıklığı, bilincin giderek kapanması gibi). Bunun için hemen tablodaki hipoglisemi bulgularından biri veya birkaçı bir arada görülmeye başlanmışsa, kişi içebilecek durumdaysa şekerli sıvılar içirilir ya da ağzına şeker verilir. Bilinci kapanmışsa, dişleri ile yanak arasına kolay eriyen cinsten şeker yerleştirilerek hemen hastaneye götürülmelidir.

Hiperglisemide kandaki şeker uzun saatler (6-12 saat) içinde yükselirken tablodaki belirtiler görülebilir. Bilinci kapalı değilse, herhangi bir ilkyardıma gerek yoktur, kişi en kısa zamanda hastaneye götürülmelidir.

Diyabetik acillerde ayırt edici belirti ve bulgular:
Kan şeker düzeyi
 Hipoglisemi (şeker azalmıştır)
 Hiperglisemi (şeker artmıştır)
 
Nabız
 Dolgun, hızlı
 Zayıf, hızlı
 
Solunum
 Yüzeysel
 Derin, iç çekmeli
 
Bilinç düzeyi
 Baygınlık hali ve / veya

hızla gelişen bilinç kaybı
 Yavaş yavaş gelişen bilinç kaybı
 
Nefes
 Koku yoktur
 Çürük elma / aseton gibi kokar
 
Diğer bulgular
 Baş ağrısı, ürperme, konfüzyon

(şaşkınlık), saldırganlık (sinirli)

 davranışlar
 
 
Cilt
 Soğuk, nemli, soluk
 Kızarık, kuru
 


İlkyardım:

* Hipoglisemi gelişiyorsa, kişiye hemen bir kesme şeker verilir. Veya kişi kendisi

   içebilecek durumdaysa, şekerli içecekler (varsa kola, meyve suları da olabilir)

   içirilir. Kişinin durumu verilen şekere rağmen kötüleşiyorsa vakit kaybedilmeden mutlaka hastaneye götürülmelidir. Diyabetli kişiler, hipoglisemi olasılığına karşı yanlarında şeker, şekerli bisküviler  bulundurmalıdır.

* Hiperglisemi, yavaş geliştiğinden hastaneye kadar yetiştirilebilir, ilkyardım  gerektirmez. Hastanın bilinci kapanmak üzere veya kapalıysa, soluk yolu açıklığı sağlanarak hastaneye götürülmelidir. 

Epilepsi (sara)
Beyindeki elektriksel  aktivitenin geçici olarak durması veya bozulması sonucu, kişinin kasılması ve bilincinin kaybolması olayına epilepsi denilmektedir. Nöbetler çeşitli şekillerde görülebilir; kişi otururken dalıp gidebileceği gibi, kasılmalar da olabilir. Nedeni kalıtımsal olabileceği gibi, kafa yaralanmaları, beyinde kanamalar, tümörler, iltihaplar sonucu da ortaya çıkabilir. Ancak nedeni saptanamayan epilepsiler de oldukça yaygındır.

İlkyardım:

* Kişinin kendini yaralamaması için tedbir alınır; yatırılır, dilini ısırmaması için çene kenetlenmemişse, dişlerinin      arasına bir şey konur (mendil, kalem vs gibi). METAL ZARAR VERECEĞİNDEN  KULLANILMAMALIDIR.

* Başını ve kollarını ritmik olarak bir yerlere vuruyorsa battaniye, ceket vb   malzemelerle desteklenerek kendisini yaralaması engellenir.

 

YAPILMAYACAK ŞEYLER:

* Hastanın yumruk şeklindeki ellerini zorla açmaya çalışmak;

* Soğan keserek veya pamuğa kolonya damlatarak ağzına veya burnuna kapatmak,  bu çok sakıncalıdır çünkü bu şekilde kişinin nefes alması önlenerek kendine gelmesi engellenmektedir.

** Epilepside uyarıya gereksinim yoktur, çünkü olay dolaşımdan ve beyindeki     elektriksel aktivitenin  geçici bozulmasından kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlarda uyarının hiçbir yararı yoktur, hatta zararlı olabilmektedir.

* Elinizi dişleri arasına kaptırmayın, sizin elinizi kolunuzu kavramasına izin vermeyin aksi halde sizde zarar görürsünüz.

 

          UYARICI  MADDELER SADECE BAYILMALARDA KULLANILIR,

 EPİLEPSİDE  ASLA KULLANILMAZ!

Kalp Krizi
Kalbi besleyen koroner arterlerin çeşitli nedenlerle kalbi besleyememesi sonucu ortaya çıkan tabloya kalp krizi denilmektedir. Angina pektoris veya akut myokard enfarktüsü şeklinde ortaya çıkabilir. Arterin daralması nedeniyle, fiziksel aktivite, ruhsal stres veya aşırı soğuk sonucunda kalbin artan oksijen ihtiyacı karşılanamayacağı için kalp kasında gerekli kasılma olamayacaktır, dolayısıyla da kriz meydana gelecektir. Buluğ çağından 90 yaşına kadar kalp krizi geçirilebilirse de  yaş ilerledikçe kalp krizine yatkınlık artar..

Enfarkt(üs), kan desteğinin kesilmesine bağlı doku ölümüdür.

Kalp krizi; kandaki kolesterol düzeyinin yükselmesi, sigara, alkol, stres, yüksek tansiyon, şişmanlık, hareketsizlik gibi kontrol edilebilir nedenlerle; yaş, cinsiyet, kalıtım, diabet vs gibi kontrol edilemeyen nedenler sonucu ortaya çıkabilir.

ANGİNA PEKTORİS: Kalp, bir süre gereksiniminden az oksijenle beslenmek, zorunda kalırsa, kişinin soluğunu kesecek kadar şiddetli göğüs ağrısı olur, bu ağrıya angina pektoris denir. Ağrı genellikle sternum (göğüs kemiği) arkasında hissedilir; kola (özelikle sol kola), çeneye, epigastriuma (karnın üst orta bölgesine) yayılır.

AKUT MYOKARD ENFARKTÜSÜ: Koroner arterin, arterioskleroza(damar sertliğine) bağlı olarak daralması veya kan pıhtısı ile tıkanması sonucunda bu arterle beslenen kalp kasına giden oksijen yetersiz kalacağından, myokard kası görevini yerine getiremez; yeterince kanın vücuda pompalanamadığı bu tabloya, akut myokard enfarktüsü (AMI) denir.

 

Kalp krizinde ayırt edici Özellikler:     

Ağrının özellikleri ANGİNA PEKTORİS
 AKUT MYOKARD ENFARKTÜSÜ
 
Şiddeti
 Hafiften orta şiddete doğru
 Dehşete düşürecek kadar yoğun
 
Süresi
 Genelde 3-5 dakika sürer
 Saatlerce sürebilir
 
Hazırlayıcı etkenler

 
 Egzersiz,  soğuk hava, stres
 Dinlenme anında da görülebilir

 
 
Giderme yolları
 Dinlenme
 Dinlenme ile geçmez
 
Nitrogliserin     

(İsordil,  5mg,  dilaltı)
 Genellikle ağrıyı giderir
 Ağrıya etkisi yoktur
 
Diğer belirtiler

 

 
 Genelde yoktur
 Dispne (nefes darlığı), bulantı, kusma, aşırı terleme, baş dönmesi, ölüm korkusu
 
KALP KRiZi FLASHINI iZLEMEK iCİN TIKLAYINIZ!!!
 

İlkyardım:

Angina pektoriste:

* Hasta mutlaka hemen dinlen(diril) melidir; yürüyorsa durmalı, oturtulmalı veya

   yatırılmalıdır. Mümkünse hareket ettirilmemelidir. Hasta sakinleştirilmelidir.

* Sıkı giysiler gevşetilir.

* Dilaltı nitrogliserin (isordil, 5 mg ) verilir.

* Gerekiyorsa (solunum ve kalp durmuşsa) CPR yapılır.

* Hastaneye götürülür ( mümkün olduğunca az hareket ettirilerek ).

           

Akut myokard enfarktüsünde:

* Hastanın ağrısının ve korkusunun giderilmesi önemlidir

* Hasta sırtüstü yatırılır ve hareket ettirilmez,

* Hastanın solunum sıkıntısı varsa, baş yükseltilir

* (Mümkünse oksijen verilir 2 lt/dk gidecek şekilde)

* Mutlaka hastaneye götürülür.

* Gerekiyorsa (solunum ve kalp durmuşsa) CPR  yapılır.

 

** Kalp krizi sonucu görülen kalp durmalarında, hemen kalp masajı başlatılır ve sağlık      kuruluşuna kadar sürdürülürse kişinin döndürülme şansı yükselecektir.

**Endişeli hastanın sakinleştirilmesi ve hastanın hareketinin kısıtlanması kalbin yükünün azaltılması açısından önemlidir.

Felç
Genelde, beyni besleyen kan damarlarının yırtılması veya tıkanması gibi nedenlerle, beyindeki kanlanmanın bozulması sonucu ortaya çıkan  bir tablodur. Özellikle yüksek tansiyonlu kişilerde görülme sıklığı yüksektir. İlkyardımda iki şekilde değerlendirebiliriz:

BEYiN KANAMASI FLASHINI iZLEMEK iCİN TIKLAYINIZ!!!

Hafif felç: Beyni besleyen küçük kan damarlarının hasarı ile oluşur. Genelde, bilinç kaybı yoktur ve bulgular zarar gören bölümle ilgilidir.

Belirtileri:

- Baş ağrısı, şaşkınlık hali (konfüzyon), kulak çınlaması, baş dönmesi;

- Hasar arttıkça, konuşmada hafif güçlük, hafıza bozuklukları, kişilik değişmesi, kol veya  bacakta uyuşma, ilerleyen güçsüzlük.

İlkyardım:

* Hasta kazalara ve fiziksel etkilere karşı ( düşme, çarpma, ateş, sıcak,  soğuk ve kesici aletler , vb.) korunur.   

* Hemen hastaneye götürülür.

Ağır Felç:

Belirtiler:

- Bilinç kaybı

- Vücutta tek (ya da çift) taraflı paralizi (güç kaybı) veya pleji (kuvvet kaybı)

- Solunum ve yutma güçlüğü

- Mesane ve barsak kontrolünün kaybı (inkontinans)

- Konuşma güçlüğü, uyku hali

- Gözbebekleri (pupiller) büyüklüğünde farklılık (anizokori)

İlkyardım:

* ABC sürekli kontrol edilir  ve devamlılığı sağlanır.

* Kusma olasılığına karşı yan yatırılarak (özellikle felç gelişen kol tarafına yatırılarak) hastaneye götürülür. Bilinçsiz hastanın yan yatırılmasına, özellikle de başın, kusmuk veya sekresyonun dışarı akabileceği şekilde yana çevrilmesi pozisyonuna KOMA POZİSYONU adı verilmektedir.

 

KOMA:

İnsanlar çevrelerindeki uyarıları beş duyu (görme, işitme, koklama, tatma, dokunma duyuları) ile algılayıp, olaylara uygun tepki gösterirler; örneğin, ağrılı uyaranları uzaklaştırmayı sağlayan refleksler gibi. Çimdiklediğiniz kişi hemen tepki olarak elinizi uzaklaştırmaya çalışır. Oysa bilinci kapanmış hastalarda beş duyu ile algılama ortadan kalkar. Derin uyku halindeki, bilinci kapanmış hasta ağrılı uyaranlara bile tepki veremez. Bu nedenle bu durumdaki kişiler bir çok bakımdan tehlike altındadır. Bilinç kaybına neden olabilecek yüzlerce nedenden hangisi sebep olursa olsun, koma kişinin en çok yardıma muhtaç olduğu bir durumdur.

Bilinci kapalı kişi:

* Yardım isteyemez.

* Dikkatli değerlendirilmeyecek olursa hastanın öldüğü sanılabilir.

* Nedene yönelik tahmin hayat kurtarıcı olabilir.

* Kolayca zarar görebilir

* Solunum yolu tıkanabilir.

* Hasta kusabilir ve kusmuk soluk yolunu tıkayabilir.

*Gözünü yabancı cisimlerden korumasını sağlayan refleks mekanizması ortadan kalkmıştır.         

* Öğürme refleksi ya da öksürük mekanizması çalışmayabilir.

 

BİLİNCİ KAPALI HER KİŞİNİN SOLUNUM YOLUNUN KAPALI OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR.

 

Bu durumda ABC kontrol edilir. Soluk yolunun açıklığının devamı sağlanır. Bilinç kaybının çeşitli nedenleri olabilir; kafaya gelen darbeler, beyindeki kanamalar, iltihaplar (menenjit vs), tümörler, bazı ilaçların veya alkolün aşırı alınması, siroz, üremi, diyabet (şeker hastalığı) vs.

 

İlkyardım:

* ABC sürekli kontrol edilir (gerekiyorsa suni solunum, kalp masajı yapılır )

* Soluk alıyorsa, koma pozisyonunda yatırılır,

* Hastaneye götürülür

* Bilinci kapalı kişilerin üzerine soğuk su dökülmesi, şamarlanması, sarsılması (özellikle beyin kanaması veya kafa travmasında) tehlikeli olabileceğinden, bu gibi davranışlardan kesinlikle kaçınılmalıdır.

 

Komanın nedenini teşhis etmeye yardımcı olabilecek özellikler:

- Nefesi ALKOL kokuyorsa, alkol komasında olabilir

- Nefesi ASETON veya ÇÜRÜK ELMA gibi kokuyorsa, şeker koması (hiperglisemi, diyabet) olabilir.

- Eğer hastanın cebinde tegretol, dilantin, gibi epilepsi ilaçları varsa veya içtiği biliniyorsa epileptik koma olabilir.

- Hastanın cebinde veya çevrede boş ilaç şişesi varsa, ilaç zehirlenmesi akla gelebilir.

- Hastanın kollarında iğne izleri varsa, aşırı doz uyuşturucu kullanımı söz konusu olabilir.





Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..